7 Aralık 1945 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

7 Aralık 1945 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Vaziye İkinci Dünya Harbine tekaddüm eden günlerde, en büyük Avrupa merkezlerinden birinde, beynelmilel bir sergi münasebetiyle, serginin umu- mi komiseri şöyle de di: «Sergide yalnız sinemaya bir mevki ver- mekle kal- halarla boy göstermesi- ne ve lâyık nâkimiyet ve kat'i (diktatör )- lâ#üdür. Bu hâlimiyetin bütün sbiadiyle meydana çık.rasını istedik. Büyük bir sinema mütef:kkirinin dediği gibi, beyaz per- de harixasını, dürü, bugünü ve yarı- niyle; girdiği, sindiği ve kapladığı bütün köşelerle ifadelendirmeğe ça- lıştık. Artık sinema, bir romanı, bir tetkiki, bir maksadı, bir dâvayı, bir kaç dakika içinde yutulup hazmedi- lecek bir göz hâdisesi haline getir- miştir. Gazetecilik de artık (aktüalite) filimleri tarafından yutulmaktadır. Si- nema (gören bir kimse, işiten veya * konuşan bin kişiden üstündür) şek- lindeki a meselini gerçekleştirmek yolunda: Görğekden bu Avrupalının demek istediği gibi, sinema, yirminci asır insanının kafasında, binbir yirminci asır dâvasında olduğu gibi, insan hâkimiyetinden çıkmış, kendi başına hâkimiyetini tesis etmiş, hudutlarını laşırmış, en aziz tanınan kıymetleri teker teker yere serecek mikyasta gemi azıya almış, girmediği ve sin- mediği nokta bırakmamış bir ejder- hadır. Ve şimdi dünya, bu ejderhanın, körü körüne bağlı milyarlık tebaasiy- le, ona karşı durmak ve korkunç sı- aırlarını tehdit etmek isteyen. bir kaç halis ve münzevi (entellektüel) den ME Mr A yi komiseri, ) lerden de- ne ola- ve âlet ci huntebi çürüten ve kendi kendine put gibi baş eğdiren bir afet... Bir afet ki, zelzelelerden, heyelanlardan, kuyruklu yıldızlardan daha tehlikeli... Bir afet ki, tıpkı atom bombası tarzında, bir hamlede Londrayı uçurabileceği gibi, aynı kudreti, yeni insanların bekledi- ği büyük (Metropol) ü kurmakta da gösterebilir. Sinemanın fikir ve ruh emrinden tam mânasiyle çıkışının en parlak manzarası, bugün sinema (o paytahtı diyebileceğimiz (Holivut) hârasın- da seyredilebilir. Hâra diyoruz; doğru, hâra... Bu hârada, kadınlı ve erkekli, en güzel insan örnekleri yuğrulur, kalıpla- ra dökülür, (San- layt) sabunları gi- bi ihraç edilir. Bu hâranın nümune- leri arasında, bir kadın bacağının, bir erkek bıyığı- nın, bir dudağın bir sıra * kirpi- ğin, bir ayak bileğinin efsanevi çarpıcılığı, belki rüyalarda bile görül memiştir. Fakatl... Fakat yine bu hâ- ranın mensuplarından hiç birinde, su. muhallebisi gibi dümdüz suratlar ve öküz gözü gibi bomboş nazarlar i adına hiç dışında, ruh ve fikir ükdesi j3 Nejat Muhsinoğlu bir şey yoktur. Genç ve hoppa kız, (isterik) madam, meş'um kadın, işbu hârada, (standardize) edilmiş örnek- ilerden ibarettir. Erkekler için de aynı şey... Öyle ki, (Holivud) hârasının (ideal) erkek takdimiyle (lânse) ettiği meşhur tipler içinde, öyle- sine ve böylesine, er keği şahsiyeti O- lan fikirden, aynı fikrin çehrelere bastığı ruhi ühürden hiç bir çizgi yoktur. Bir ((Klark Gey- İbi) güya acı erkek, bir (Rober Taylor) güya cici erkek vasıflariyle, (rejisör) cenapları- nın elinde, mukavva karagözlerden da- ha bedbaht örnekler... Ve işte bu (re- jisör) cenaplarının da, mensubu oldu- ğu sermaye kutbu hesabına biricik öl- çüsü şudur: Halka göre, halkın bu- lunduğu hale göre, halkın ayranını ka- bartmak hünerine göre, hem halka yeni (vis) ler aşılamak ve hem de bu(vis)- leri tatmin etmek suretiyle para çek- mek hesabına göre, parrrrraya göre... Bu arada (Şarlo) ve (Valt Dizney) gibi büyük ve gerçek san'atkârlar, sinemanın âlet ve kemmiyet cephesine ne mânalar ve keyfiyetler ge rini gösterir ve ona mücerret şiir v fikri aşılarken bu müthiş paytaht ale minin en bahtsız tipleri olmuşlar; işle- ri, Di yeti ve dâvalariyle, âletleri ve o âletin istismar tarzları arasında en hazin tezadı yaşamışlardır. Bunları, sırası gökle, derinden derine tahli- le çalışac. Düve” şülür ki, sinema, her iman ve mefküre kutbunun faydalanabile- en ince san'at Keen içine ta kıy- ceği ve wyerleşebileceği büyük bir meti belirtirken aynı er dn. bütün ruhsuzluğa ve imansızlığa düş- e hasta ve yi , cemiyetlere yat taklık etmekten ibarı Dünya, binbir iş ve hedef unsu- e beraber, sinemayı da inden k ve emri süne alacak büyük ie ve nizam zuhurunu bekliyor. 13 A mlm

Bu sayıdan diğer sayfalar: