26 Kasım 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

26 Kasım 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ieşrinis?ni Cttmhartyet Dahilî islihlâk vergisi nasıl alınacak? Şekerden kilo başına 930 da dört mayi mahrukattan 8 kuruş ahnacaktır Ankara 24 (Telefonla) Dahili istihlâk vergisi talimatnamesi Heyeti Vekilece kabul edilmiştir. Talimatnameye göre dabilde her vasıta ile istihsal edilen şekerden ve dahildeki menbalardan ve yahut hariçten ithal ediiecek mazottan istihsal edilecek petroldan kilo başına istihlâk vergisi ahnacaktır. Dahilde yapılacak şekerden kilo başına 1930 malî senesinde dört, 1931 de beş. 1932 de altı, 1933 te 7 kuruş vergi alırur. Vergi bu mevat satıldıkça tahakkuk ettirilecektir. Fakat vergi nisbeti istihsal senesine göre olacaktır. Dahilde istihsal veya imal olunacak petrol ve saire gibi mayi madeni mahnıkattan kilo başına sekiz kuruş vergi alınaoaktır. Bundan sonra bu rnaddeleri imal maksadile teessüs edecek fabrika ve imalâthaneler on beş gün evvel mahallin en büyük mal memuruna beyanname vermeğe ve maliyece musaddak anbar, satış, fatura defterleri tutmağa mecburdur. Fabrika ve imalâthaneler her ayın vergi borçlarını müteakıp ayın on beşine kadar bir satış bordrosile fahsil şubesine vereceklerdir. Aksi takdirde haciz muamelesi yapılacaktır. Ecnebi memleketlere ihraç edilecek müslahsalâtın vergileri terkin edilecektir. Ancak bundan evvel mahalli mal memurluğundan bir nakliye tezkeresi alınması ve bu tarihten itibaren üç ay içinde gümrükten vesika ibrazı lâzımdır. Hilekârlık mahkeme hükmile cezayı müstelzimdir. Bu halde vergi iki kat ve aynca ytiz liradan bin liraya kadar para cezası da alınacaktır. Harice gönderilen şekerlerle helva ve şekerli maddelerin nisbetlerine göre tarife kanununun 203 Uncü maddesindeki gümrük resmi geriye verilecektir. Eğer ihraç edilen şekerli mevat evvelce ithal edilmiş şekerden mamul ise ithalinde alınan gümrük resmi de iade edHecektir. Şeker ve petrol muştakkatından dahilde imal olunan mevat şekerle n»lva ve saire gibi şeyler imal dolayıslle muamele vergisine tabi değildir. Bunlardan duhuliye ve ihraç muamele resimleri alınmaz. c Refet Pş. nın Temasları Etrafında... «Yeni Türkiye'de ihtiyar kirlere yer yoktur.» ver<riler hakkında anket «Diyarbekir» de en ziyade vergilerden şikâyet ediliyor WEM NAUNAŞ Ankara 25 (Telefonla) Vergileri tadil komisyonu, varidat umum müdürlüğünden istediği bazı tercüme ve vesaik hazırlanıncıya kadar mesalsfne fasıla vermiştir. Komisyon, kânunusani icinde musakkafat, arazi ve kazanç vergilerinde tadilât pro.ielerini Ihzar edecek ve projeler şubatta Mecllse sevkedilecektir. Maliye müfettişleri kongresi. 1 kânunusanide Ankara'da toplanacak ve bu kongrede de kazanç vergisi hâkkmda bir proje ihzar ve vekâlete tevdi edilecektir. Projeler şubatta meclise verilecek H. F. teşkilatı zon), Fuat (Rize), Aziz Sami(Erzincan), Nafiz (Erzrum) Beylerden mürekkep C. H. F. teftis heyeti Samsun mıntakasında fırka kongresi hazırhkIarına başlamıs ve icap edenlere tebHgatta bulunmutur. Fırkanın bugünkü vaziyeti ve öte«fcnberi tarzı faaliyeti ve huousile aon Belediye tntihabatında görülmüş olan tetkike şayan bazı muameleler dolayısile yapılmakta olan tahkikat esnasında vilâyet ve merkezi kaza idare heyetlerini teskil eden kongre intihabatı netayicinden evvel vazifelerinden çekilmeieri tensip olunmuştur. Bjırdur 24 (Hususî) H. Fırkası teşkîlâtım yapmak Uzere bugiin meb'uslardan Rasih ve Şemsettin Beyler geldiler. Muallimler Birliğinde balk ile temasta bulundular. Yarın Antalya'ya gidecekler ve tekrar buraya av«let «edeceklerdir. Samsun mahallî Dün Osmanlı Ban heyetieri çekildiler { kasına yatırıldı Samsun 24 (A.A.) Hasan (TrabAnkara 25 (Telefonla) BuJ gün hükumet, Dayinler emrine,| % Osmanlı Bankasına altı milyon | | lira tevdi etti. Dayinlerin bu pai trayı kabul edip etmiyeceklerijj imalum de?ildir. 6 milyon lira Ankara 25 (Telefonla, Aka'dan ) Eski Terakkiperver fırka erkânından Refet Paşanın Ankara'ya gelmesi galiba bir mes'ele yapılmak isteniyor. Eğer bu bir gazetecilik gürültüsü değilse aslmda bir mes'ele teşkil edecek hiç bir şey yoktur. Sağdan, soldan, dostlardan, hatta muarızlardan edindiğim malumat şudur: Filhakika Refet Paşa burada bulnnduğu müddetin dörtte üçünü politika temaslarile geçirmistir. Mefsuh, fırkanm aykırı vaziyetine karşı ayni safta dürüst bir cephe teşkil etmek mütaleasıhda bulunan eski Terakkiperverler, bu mütaleaları ile H. F. nın zayıf olduğunu ve takviye edebileceklerini zımnan söyle mek istemişlerdir. Fakat hakiki vaziyet kendilerine anlatılmıştır. Her hangi bir ekseriyet fırkası erkânı, her hangi bir kendisinden olmıyana söyliyeceği gibi eski paşaların müstakillen namzetliklerini koymalarmda beis olmadığı söylenmiştir. Bundan eski politika erkânımn yenlden şu veya bu tarzda sahneye çıkacakları manası çıkarılmamalıdır. Salâhiyettar inkılâpçılann fikir huIâsası şudur: Yeni Türkiye'de her şey venîdir, bilhassa politikada kedik usulü mülgadır. Türkiye yenidir, devlet yenidir, rettm yenidir, vatan yenidfr, mflletin bütün varlıîı çenç ve yenidlr, Binaenaleyh bu yenilik yeni yetişen ve yetişecek olan ellere tevdi olunabilir. Hayatlarını ve tarihlerini yapıp bitirenlerin bir vazifeleri vardır: Yeni nesle inkişaf sabası ve imkânı vermek... Hatta edebiyatta, hatta Türk'çülükt«, hatta ...poiitikacıîık ve fırkacılıkta ancak yeni nesle karsı imkân ve tahammül vardır. Refet Paşa ve arkadaşları süphesiz ki sahsan muhteremdirler, fakat ne yanalım ki fikirleri ihtiyardn, mefsuh fırkanın fikirleri gibi... Öyle mükemmel bir nesil yetişiyor ki onlara Hderiik edebilmek icin onlardan fasla yeni fikirlerle mücehhez olmak eerektir. Mazinin hatıralanna istinaden tekrar sivrilmenin ihtimall kalmamıştır. Halk tecrübelidir, adama soruverîyor: Günü evvelki gâne döndürmek Için mi sivrilmek istiyorsun ? Ve yeni Türkiye maziden artakalan ve bilhassa Fransa gibi, beş on kişinin eli altında idare edilmekten imtina ediyor. Vaziyet bundan ibarettir. Uçurulan balonlara 'ehemmiyet verilmelidir. taleası şudur: «Oktruva resmi nisbetsizdir. Mesela kolonya, ıtriyat, pudra ve buna mümasil eşyadan kiloda 25, eorap aksammdan 10, manifaturadan 2 kurus riisum alınıyor ki nisbetsizligi aşikârdır. Hali hazırda iktisadî buhran na zari dikkate almarak bu vergiler tadil edilmelidir. Bir de bizim islerimîzden tahmini kazanç vergisi tarhedfliyor. Bu da bir memurun tahminine kalıyor ki ekseriya maiduriyetimizi mufip oluyor. Bunun iyi bîr sistem dahîlinde tarhı lâzımdır ve dört taksitte tahsil edilmelidir.» *•* Ev, dükkân, çiftlik Köprünün iki başındaki dört paviyon, müruriye resmi kalktıktan sonra tütün ve tayyare piyanko bayiliği dükkânına tahvil edildi. Bu Diyarbekir muhabirimiz halkla temasta bulunarak suretle köprünün üstündeki, tayyare piyanko bileti satmaga mahsus tesbit ettiği şikâyetleri gönderiyor çirkin kulübelerin kaîdırılması lüzumu da bir emri kat'î oldu. Fakat (Gazetemizde açdan vergüer Haşim zade Ali Ağa mahdumu Niya bizde, her muvakkat şey, mutlaka anketi münagebetile Diyarbekir zi Efendi de şunları söyledi: temellenir, yerleşir. Bu çirkin kulü» muhabirimiz de ora muhitinde tet«Bana ağır gelen vergi müsekkafat belerde birer kene gibi köprüye yakikat yapmış ve halkla temasta vergisidir. Bunun sebebi de tahriri pışıp kaldılar. Dün geçerken bunlabulunarak vergiler hakkındaki si müsekkafat heyetlerinin ev ve dük rın en çirkini ve en büyüğü olan kâyetlerini tesbit etmiştir. Muha kinların kıymetini çok fazla tahmin üçüzlü kulübenin kısmen yandığım birimiz bize yazdığt mektupta şu etmeleridir. Meselâ Camiinebi mahal gördüm. Elektrik kontact yapmış lesindeki evime tahriri müsekkafat malumatt veriyor:) heyeti (2500) lira kıymet takdir etti. imiş! Ne yazık ki itfaiye çabucak Hahveci Tevfik Efendiye vergilerin Eğer bugün alıcısı varsa bu evi (500) yetişmiş ve bu kulübeleri kâmilen hangisinden şikâyetçi olduğuun sor • liraya satmaga derhal hazırım. yanmaktan kurtarmış! Halbuki bu dum. Dedi ki: «Kazanç vergisi çok aküçük yangın, halâskâr bir yangm Eğer bu heyetler arasmda bir de ğırdır. Tahtı isticarımda bulunan BeBelediye mühendisi bulunsa belki bir olacak, köprüyü büyük bir çirkinlediye bahçesinin kirası (375) ve küdereceye kadar hukukumuz siyanet likten kurtaracaktı. çük bir kahvemin kirası da (360) liedilmiş olur. Evvelce müsekkafat Kısmen yanan bu kulübenin bir ra ki ceman (73S) lira eder. Buna vergisi tahsil olunurken bütün Bele garabeti de, hiç kapısı olmaması ve mukabil (157) lira kazanç vergisi diye hissesi de maliyece tahsil olunur, bayi matmazel veya hanımların, geveriyoruna. Bu vergi elyevm işler kehiç zahmet çekmezdik. Şimdi bu versat olduğundan bana çok geliyor.» lenin geçenin gözü önünde garip ve gflerin ayrı, ayrı tahsil i bizim için çok gülünç şekiller ve inhinalarla kıv**» müşkülâtı badi oiuyor. Tahsildarm rana kıvrana pencereden içeri girip Hafaf esnafından Himmet Cfendi biri gidip diğeri geliyor. Tahsildar çıkmaları idi. diyor ki: < Kazanç vergisi tarhında lara meram anlatmaktan işlerimiz yüz Rahmetli Şertremanetinin kaldıekseri yanlıslıklar oluyor. Dükânımın üstü kalıyor. ramadığı bu çirkin kulübeyi yangın Ağnam ve çift hayvanatı da çok kirası (120) Iiradir. (66) lira kazanç vergis! veriyorum. Kazancıma naza agırdır. Çiftçiyi teşvik için çift süren da kaldıramadı. Artık iş Belediyeye düsüyor. Yanran bu vergi pek çoktur. Kazanç ver öküzlerden, damızlık inek ve kısraklardan ya hiç vergi almmamalı, şayet gının yarım bıraktıŞını tamamla gisi iki taksitte değil, dört taksitte tahalınacaksa münasip bir miktara ten • yıp könrüyü bu kulübelerin sıklet sil edilmelidir.» zü edilmelidir. Bundan başka çift ve sakaleTİnc'en kurtarmalı ve bu hayvanatınm beherinden birer lira ?şi kuvvetlî h'r karayelin h'*mmetine Kervani zade tüccar Ziya B. in rav da tayyare ianesi alınıyor. Alım ve bırakmamalı! satım uzerinden esasen tayyare ianesî alındığına nazaran artık köydeki çift hayvanatından hiç olmazsa 20 kuruş alınmaiıdır. Bundan başka tayyare cemiyeti meselâ bir köye 60 lira iane yazıyor. Halbuki bu iane yalnız kö • yün zürra kismmdan alınıyor, diğer ticaretle iştigal eden daha zenginlerden alınmıyor ki bundaki nisbetsizlik meydandadır.» Köprüdeki kulübeler! Ytni fııka Muhaf mîdfr?.. ( Baş makaleden mabait ) 1000 Komunist AKA GÜNDÜZ Tuccardan Zekâi B. de: «En ziyade oktruva resmi nisbetsizdir. Şu sırada işsizlik ve buhran herkesçe malum olduğuna nazaran bu vergiyi ya kaldırmalı veya makul bir hadde indir sahiplerinden melîdîr.> Dedi. Ankara 25 (Telefonla) Milli Müdafaa Vekâleti, Yenişehir'deki muazzam binaya Ankara 25 (Telefonla) Maliye Vekili nakle başlamıştır. Nakil, ay sonuna kadar Şükrü Beyin harareti bu akşam gene biraz bitecektir. Erkânı harbiye, ancak ilkbaharda yeni binava tasınacaktır. artmış. 38 dereceve vükselmiştir. eesi baş dönmeleri dolayısile 15 gün evinde istirahat edecektir. Bu müddet zarfuıda kendisine Sıhhiye Vekili Refik B vekâlet edecektir. Ankara 25 (Telefonla) Ecnebi mekteplerine dair talimatname çok eski olAbdülhalik Bey de duğundan tatbiki müşkülât çıkarıyor. rahatsızlandı Maarif Vekâleti bu mekteplerin daha Ankara 25 (Telefonla) MUlî Müdafaa sıkı kontrolunu temin edecek yeni bir Vekili Abdülhalik B. kesreti meşçuliyet neti talimatname hazırlıyacaktır. Samsun 25 (A.A.) Samsun havalisinde C. H. F. köy ve nahiye kongreleri kânunuevvelrn beşinde, kaza kongrelevi onunda yapılacaktır. NewYork 2S (A.A.) Pensilvanya şimendifer istasyonu önünden geçen 34 numaralı caddede dün akşam 1000 kadar komünistle 100 polis arasında bir çarpışma olmuştur. Bir polis ile 5 komunist ağır surette yaralan mıslardır. 15 kişi tevkif edilmiştir. Bu kargaşalığa sebep bir lokantanın F. Grupu toplandı Ankara 25 (A.A.) H. F. Grupu bugün komünistlerle evvelce yapıldığı îddîa ögleden evvel kısa bir lctima aktederek cari eidlen anlaşma hilâfına olarak bir mesail etrafında müzakeratta bulunmuş sendika âzasmdan bazılarını istihdam tnr. etmiş olmasıdır. Samsun teşkilatı Burdur'da teşkilât Nevyork zabıtaeı iie çarpıştıiar Telgraf ücretleri Ankara 25 (Telefonla) Hazırlanan yeni posta ve telgraf kanununda adi telgraf ücretleri 3 kuruş gazete telgrafları da 60 para olarak tesbit edilmiştir. Samsun heyeti avdet etti Ankara 25 (Telefonla) Samsun tütfin cüler heyeti avdet etti Yapılacak yardun esaslan Tütfln inhlsan umum müdürlüğünden Samsun Başmüdtirlüğüne bildirildi. Ankara 35 (Telefonla) Ankara otobus imtiyan Belediyeye verilmiştir. Hay>ette kalacaksınpz f Bugünkülerle dünküler Eskilerle yeniler Hep orada buluşacaklar 3O Teçrlnlsanîyl bekleyiniz Ankara otobüsleri Haıîc'iye Vekilimiz ( Birmci sahifeden tnabait ) Ecnebi mekteplerin kontrolu Müdafaa Vekâleti yeni binasına taşmıyor Maliye Vekilinin sıhhati temayülâtına mazhar olmuş ve her tarafta iyi intbalar bırakmıştır. Konferansın on gün daha devamı muhtemeldir. Hazırlanacak ihzarî proje gelecek sene elli üç devletin iştirakile toplanacak asıl büyük terki teslihat konferansında münakaşa zemini teşkil edecek ve kat'î kararlar o zatnan ittiha edilecektir. Cenevre 25 (A.A.) İhzarî tahdidi teslihat komisyonu bütün devlötlerin hava kuvvetlerinin ilân suretile bildirilrnesi hakkındaki Fransız teMîfini kf»J>ul ermistir. sesiz kadm ilkönce bu adalî vücutten muhakemeye başladı: Otuz sene evvel bu yaşta olsaydım, bu jandarmanın karısı oIabilir miydim? Diye, gülümsedi. Ve otuz sene evvelki jandarmayı hayalinde canlandırdı. Ensesinde başlıyan bir gıcık bütün amudi fikarisini dolaştı. Bu tahavvül ve ürperiş insanlıgm öz tarafıdır. Bundan sonra fantazisi başladı: Karısı olsaydım, geçinebilir miydim? Ruhîarımız, duyguları mız, yaşayış tarzlarımız birbirine uyup mes'ut olabilir mivdik? Bu sefer de bir mahalle kahvesi filozofu, bir uydurma ruhiyatçı, bir tahlil romancısı gibi sacma sapan düsündügüne gülümsedi. Bir kocadan arta kalanın, îkinci kocadan saadet beklemek olsa büe ihtimali yoktur. Diye kestirio attî. Çamları, fi^irgenleri tahrio edili yokusu kıvrılarak inerken sol^a bir kövlü erkekle bir kad'n çördü. Erkek eşe^e binmisti. Kadm yaya yürüyor ve arkasına bağlan ONLARIN ROMANI Yazan: AKAGÜNDÜZ Meçhul kasabalarda, meçhul dağbaşlarında, meçhul insanların birbirine yaslanarak, birbirlerini anhyarak yaşamaları her halde sakin ve teselli verici bir hayat ola cak... Fakat Gülöz gene bir acı hissediyordu. Ruh kimsesizliğinin müstesna acısını... Ruhu bomboş, yapyalnızdı. Ilgaz dağlarınm etekle rinde kıvrılarak, sarsılarak, sürüklenerek atiye giden bu yirmi dört yasındaki olgun kadın korkmağa başladı, ruh kimsesizliğinin acısına nasıl tahammül edeceğini dü şünüyordu. Hiç saklamağa, fazilet ve rahibe edebiyah yapmağa lüzum yoktu; yirmi dört yaşında olgun, güzel kadmm ruh kimsesizliğini gideren yalnız bir çare vardı: Koca... Koca veya alelıtlak manasile erkek... Erkeksiz kadm; saksısı kırılmış gül fidamdır. Kadmsız erkek; fidanı kurumuş boş saksıdır. İkisi de birbirini itmam eder • lerse manalanırlar. Gülöz kemale gelmiş, dalında pişmiş nefis bir meyva idi, tabiat dişlenmesini, usarelenmesini ve çiçeklenmesîni emrediyordu, buna karşı durmak ölümü ihlamurla yok etmeğe benzerdi. O halde? O halde ben ne yapacağım? Diye arabanm tahtalarına hızla yaslanarak kaburealarının ve kalça sının ağrısını dinledi. Arabanm solu ilerisinde giden süvari jandarmanın arkasına baktı. Bu adamın gencli^inde bir yiğit olduğu besbelli idi. Başı hâlâ dik, omuzlan genis, kolları müskle, beli ince idi. Tabiat ona gelişipüzel bir sporcu vücudü vermişti. Yirmi dört yasındaki olgun ve ruhu kim «CVMHURİYET» TEFRİKASl • 12 mış bir çocuk taşıyordu. İşte, dedi. Bir erkek ki evde kadınından, yolda eşeğinden ayni hisle istifade ediyor. Beni evde baştacı eden adam da yarı yolda yaya bıraktı. Çocuk denecek çağda olan arabacıyı lâfa tutarak köylüleri gös terdi: Baksana koca herif eşeğe binmiş te karısını yaya yürütüyor. Arabacı arkasına bakmadan cevap verdi: Kadın kısmı değil mi? Eksiklidir o, varsm yürüsün. Evin ekmeğini kim getirirse ağası odur. öyle kabul edelim ama, baksana, dört senedenberi bir evin değil, bütün bir vatanın ekmeğini hep bu kadınlar getiriyor. Erleri de dağda ahlât çırpmıyorlar ya, onlar da cephelerde can veriyorlar. Sen kadın düsmanı mısın? Nemegerek? Kadın düsmanı olsaydım bu yaşta arabacılıkla kış vaz bu daŞIarı tepip anamı bacımı beslemezdim. Avrat kısmı tiftik dokumaya benzer, ıslatıp ıslatıp tokaç attıkça tüylenir, tokaçlandık ça parlar. Gülöz bir züppe kadm olsaydı, arabacının bir vahşi erkek oldu ğuna hükmederdi. Bilâkis takdir etti. Ondaki samimiliğe, açıklığa ve düşündüğünü saklamak küçüklüğüne tenezzül etmeyişine hayran oldu. Bu yarı delikanlı eğer bir evvelkilerden daha başka fikirler, kanaatler işitmiş olsaydı elbette böyle muhakeme etmiyecek, böyle söylemiyecekti. İnişleri çabuk inen arabalar, yo> Bu izahat ile memlekette de yeni kuşlarda çok sıkmtı çekiyorlardı. fırka teskilinin muhal olup olmadığı Atlar pek zayıf, zebundurlar. Ar kendiliğinden anlasıhr. Fethi Beyin panın tek avucunu insanlar bula yaptığı şekilde fırkaların gayritabü mıyorlardı ki hayvanlara pay kal ve binaena1"vh adeta muhal oldupusın. Çıplak, uçurumlu yollar bir nu nihavet biz de tasdik etmeğe mectuhaftı. Topraklar, taşlar buralarda buruz. Fakat muavyen, vazıh ve sabinbir renkli idi. Sapsarı bir yarın mimî fikir ve meslek erbabmın o fiyanında mosmor bir kayalık, öte kir ve meslekleri esasında vücude gede vişne rengi bir yamaç, beride tirebi'ecekleri fırkaların teşekkülüne parlıyan dereler.. Her renk, her tabiî hiç bir mâni voktur, ve olamaz. renk toprak ve taş... Acaba bunlar Yeni fırkanm ilim üstadı geçinen cahil erkânına hitaben bir daha tekmaden mi? Böyle apaçık maden rar edelim ki yalnız kör körüne mumi olur? Maden olsalardı biz bı • halefet yaomak için muhalefet fırkaraksak bile Frenk simsarları başı sı teşkil olunamaz. Fırkada aranılaboş bırakırlar mı idi? Dört sene cak olan hassa muvafakat veya mudenberi Türkiye'de yeni madenler halefet değil, belki sadece fikirdir. türemişti: Mabadi var YUNUS NAD1 roller oynıyacak bSyle bir tesisten cidden ve hakikaten biz de memnun ola> caktık, millet ise faideler görecektLj Hakikati halde Fethi B. in fırkası yürüi memişse onun hakikî sebebini bu teşebİ büsün bir türlü iyi kavranılmıs ve ona ; göre de iyi yürütülmüş ciddî bir teşeb, büs olamamış olmasında aramak lâzım gelir. Teşebbüsü bu noktadan tahlil ettiğimiz zaman evvelâ ismini hatalı buluyoruz: Filhakika S. C. Fırkası ne demek •* tir? Buradaki serbest keîimesi hürriyet mi demektir, yoksa libearlizm mi '• demektir? Biz ilk vehlede tabiri liberalizm manasına almış idik. Sonradan hayretle gördük ki S. Fırka erkânı onu daha ziyade liberte (yani hürriı yet) manasına alıyorlar. Bu anlayısa »öre yeni fırfea erkânınsn bir nevi ikinci veya ücüncü 10 (23) temmuz hayalâtına tabi olmuş olduklarım ka» bul etmek lâzım gelir. Gariptir ki bu tevcihleri de bilmuhakeme hep bis ortaya çıkarmaktayız. En doğrusu sudur ki yeni fırka erkânı takip edecekleri mesleğin liberte mi, yoksa liberalizm mi olduğunu düşünmeğe bile lüzum ve mahal görmemislerdir. Bu gelişigüzel bir fırka idi, ve müdürlerinin elinde her vasıtayi mubah bilerek bir an evvel ikitdar mevkiine geçmeği yegâne mevzu, yegâne maksat ve gaye ittihaz etmiş bir fırka. Bu şeküle Serbest Cumhuriyet yaftası; saliklerini elçabukluğile iktidara çıkaracak bir basamak olacaktı. fşte her memlekette olduğu gibi bu memlekette dahi yalnız yaşaması değil, hatta vücut bulması muhal olan fırka bu fırkadır. Fırka esasen fikir ve meslek demektir. Muayyen fikir ve meslek memleket dahilinde bulacaçı «»amimî taraftarîarı ile bir teşekkül vücude getirdiği zaman bunun adı fırka olur. Yeni fırkanın yaptığı gibi müphem, meçhul, lâstikli ve iğfalkâr fikirler arasına takılacak bir kalabalı§ın mecmu heyetine ilmî bir ifade ile fırka demek imkânı yoktur. Mevcut nizama halel vermek ihtimallerine kadar ileri gidebilecek bu gibi toplantılarm dikkatle takip edilmesinden daha tabiî bir şey olamaz. İhtilâlin kendisini müdafaa etmek hakkı mu~ kaddestir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: