7 Ocak 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

7 Ocak 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

? KâStffusani 1931 CumHariyet SON TELGRAFLAR Çankaya'da bir içtima Şehit Kubilây Vedide Hanımın veciz bir nutku «...Yobazlar ne yapabilir? Işte minimini bir yavru!. Yetimdir, işte genç bir muallim H. ye'es içindedir, yapacağı nihayet budur!...v> Divaniharp Erkânı Menemen'de Dün Fırka grupundaki mühim müzakereler ( Birinci sahifeden mabait ) de yaptıracaktır. Kublây'ın şehit edildiği yer civarmda muhasebei hususiye ve maarif daireleri, dükkân, kahvehane istimlâk ederek bunları yıkmakta, mey danı genişletmektedir. Buna H. Fırkası, hayır müesseseleri de yardım edecektir. NALJ M1HIN Daha iyi!. * Ankara 6 (Telefonla) Başvekil îsmet ve Meclis Reisi Kâzım Yarın Ankara'da bir meting Pş. lar bu akşam Çankaya'ya giderek Reisicumhur Hz. tarafından yapılacak kabul edimişlerdir. Uzun müddet devam eden mülâkat esnasında Ankara 6 (Telefonla) Perşembe günü saat üçte burada Hakimiyeti milGazi Hz. nin, tetkik seyahatleri neticesindeki intibalarından mecj Balıkesir Turk Ocağında inkılâp şe Hye meydamnda Menemen hâdisei irlis ve hükumet reislerini haberdar ettiği tahmin edilmektedir. hidi Kubilây için yapılan ihtifalde. mer. ticaiyesini tel'inen bir miting akte Tahliye edilenler Yarın gazetesi davası Şerafettin B. ve refikası da bir dava açtılar, muhakeme ayın 17 sine kaldı İzmit 6 (Hu. Mu.) Yarın gazetesinin muhakemesine bugün daha kesif bir samiin huzurile devam edildi. Haydar Rifat Beyin mahkumiyeti üzerine «Yarın» da çıkan bir yazıdan dolayı Ankara ce za mahkemesince rüyet edilen hakaret davasında verilen ve İstanbul ikinci ceza mahkemesinden gönderilen karar nku narak İzmit'teki dava ile birleştirilme sine karar verildi. «Yarın» da geçen celsenin safahatı nakledilirken mahkeme reisinin valinin avukatına «burada Menemen lâfı etmeyiniz» demiş olduğu hakkmdaki cümle valinin avukatlarının talebi üzerine makamı riyasetten tekzip edilmiştir. Müteakiben geçen celsede vali bey tarafından, refikasına taarruz maksadile evine girildiği «Yarın» sahiplerinin ve kili tarafından beyan olunarak şahit gösterilmiş olan bahriye kaymakamı Se. rafettîn Beyle zevcesi hanımın vekilleri avukat Suphi Bey, mahkeme huzurunda müekkillerine alenen vaki hakaretten dolayı Arif Ornç ve Süleyman Tevfik Beyler aleyhine bir dava açtı ve cnaı bin lira tazminat talebini havi bir isti da verdi. Bundan sonra «Yarın» sahiplerinin vekili, muallim Kemal Beyin teh dit suretile yalan şehadete teşvik edil«nHiHIUIIIIIMIlitlUI diğini iddia ederek vali Eşref ve maarif miidür vekili Şeref Beyler aleyhine dava açtığını söyledi ve mahkemeye bir istida takdim etti. Vekilin musırrane iddiasına rağmen, mahkeme, müddeiumuml Baha Beyin talebile karar hâkiminden geçmek üzere istidanın müdeiumumiliğe tevdiine karar verdi. Müteakiben çağırılan şahitler istima edildi. Bunlar bir şey görmediklerini, herkes gibi şayıayı işittiklerini söylediler. Bu meyanda bulunan üssübahrî kumandanı Halim Bey, ortada bir za bitin şerefi mevzuu bahsolduğundan tahkikat yaptığını ve bir netice elde edemediğini söyledi. Şeref Beyin, davacılar sırasına geçti ğinden şahit olarak istimaından sarfı nazar edildi. Avukat Sedat Bey, şayıanın değil, va kıânın isbatını istedi. «Yarın» ın vekili Etem Ruhi Bey, geçen celsede istifham imzalı mektuba istinaden valinin evde bıraktığını iddia ettiği elbiselerinin adliyede bulunduğunu söylemişti. Bu iddi. anın asılsız olduğuna dair müdeiumu miliğin cevabı okunduktan sonra istinabe ve Maarif Vekâletinden talep edilen dosya gelmediğinden tekidine karar verilerek muhakeme 17 kânunusaniye bırakıldı. humun refikası Vedide Hanım tarafm dan bir nutuk irat edildiğini yazmıştık. Vedide Hanım, bu nutkunda ezcümle demiştir ki: « Bugün buraya büytik bir matemi, hayır matemi değil, büyük bir günü tes'it için toplandık. Kubilây, inkılâp için çırpman Türk gençliğinin timsnlidir, bir muallimdir. bir zabittir. Şurası ne manidar ki, inkılâbın ba şmdan kopan baş, her iki irtica hare ketinde de iki muallimin göğsüne çarpmıştır. (Genç) te Zeki Dündar, Mene men'de Kubilây. Biz muallimler Büyük Gazi'nin değeri ölçülmez izinde yürürken onun mefkureci muallimleri, irticaın her fırsatta göğsümüze çevirdiği darbelerle maeruruz. Her hangi gayri melhuz âkibetleri de sevinçle, gururla karşılamağa amadeyiz. Bilsinler ki Türk gençligi kaldıkça inkılâba uzanan her el kesilmeğe mah kumdur. İrtica sefil bir yılandır, yılan yerlerde sürünür. Yubazlar ne yapabilir? Görmek istiyor musunuz, bakmız görünü. işte mini mini bir yavru... Yetimdir. İşte genç bir muallim hanım, arkadaşından mah rum ve yeis içindedir. İşte irticam yapabileceği nihayet budur. Türk idealinin mihrabı olan bu kudsî ocağın sakafı altmda Cumhuriyetin ve onun yapıcılarının bize açtığı inkılâp yollarında hiç bir şeyden yılmadan her gün daha artan imanımızla daima en önde koşanlar arasmda kalmağa bir kere daha yemin ediniz! (Yemin ediyoruz sesleri). dilecektir. Çanakkale'den verilen habere göre Menemen hâdisesile alâkadar olarak orada da bazı kimseler tevkif edil miştir. Tütün inhisar idaresi muhake mat âmiri Tayyar Ef. nin kain pederi Ali, hamam tellâğı Süleyman, Kıyıcı zade Ali isminde üç kişi yakalanmıştır. Çanakkale'de tevkif edilenler tdarei örfiye hakkında yeni bir kararııame İdarei örfiye mmtakasına dair hü kumetçe ikinci bir kararname hazır Ianmıştır. Bu kararname ilk toplana cak Heyeti Vekilede müzakere edilecektir. Menemen'de Kolcu zade, İbrahim hoca zade Ahmet iki günlük mevkufiyetten sonra tahliye edilmişlerdir. Bunlar mefsuh S. F. nin faal uzuvlarmdandı. İrtica ile alâkaları bulunmadığı sabit ol muştur. Şimdiye kadar tevkif edilenlerin yekunu 225 kişidir. Bunlar Menemen'de Fahretin Pş. kışlasında mevkuf bulunmak tadırlar. Divani harbin perşembe günü muha kemelere başlaması muhtemeldir. İcra ve iflâs kanunu nasıl tadil ediliyor? Ankara 6 (Telefonla) İcra ve iflâs kanununun tadili ile meşgul olan ko misyon mesaisini bitirmiş ve tadil luyihasını vekâlete takdim etmiştir. Tadi lâtm başlıca .noktaları şunlardır. 1 Mer'i kanunda para borcundan başka borçlar hakkındaki ilâmların ic rasına dair olan hükümler pek noksan dır. Komişyon lâyihada müstakil bir fasıl açarak bu türlü ilâmlann nasıl icra edileceğini göstermiştir. 2 Para ve teminat borcunun ilâma istinat eden takibi ile ilâmsız takibi birbirinden tefrik edilmiş ve ilâma müstenit takibin, borçlu tarafından yapılacak itirazın durdurması ve icranın geri bırakılmasına dair emir getirilmedikçe icranm devam etmesi hakkında hüküm. ler konulmuştur. Bu emrin icra hâkimi tarafından verilebilmesi gayet mahdut hallere münhasırdır. 3 Noterler tarafından resen tan zim edilen senetlere müstenit takipler için de ahkâmı mahsusa konmuçtur 4 İlâmlı takiplerde alacaklmın her icra dairesinden talepte bulunabilmesine müsaade edilmiştir. İlâmsız icra ta kiplerinde, bu takipler bir nevi dava açmak olduğu için, talebin müddeaaieyh mevkiindeki borçlunun ikametgâhı itibarile, kanun mahkemeleri emri muci bince salâhiyetli icra dairesinden ya pılması esası kabul edilmiştir. Komişyon mesaisini bitirdi, ve lâyiha yededen daha az bedel ile neticelenmesi halinin önü alınmak için bazı maddeler Adliye Vekâletine verildi konmuştur. nalar haricinde borçluların icra dairesinden talep vukuunda borçlarına kâf i mal ve kazançları olup olmadığını beyan mecburiyetlerini ifa etmemeleri halinde bunların Almanya'da olduğu gibi üç aya kadar hapis ile tazyik olunabilmeleri için hüküm konulmuştur. Menemen'de kanlı vak'a esnasında mürtecilere sigara veren Haydar'dan başka tütüncü Molla Süleyman da tevkif edilmiştir. Mürtecileri alkışlıyanla rın hepsi otuz kişidir. Bayrağın dikilmesi için çukur kazarak yardım edenler de Trabzon'da bir miting yapıldı Trabzon 5 (Hususî) Bugün bur tevkif edilmişlerdir. da toplanan Trabzon halkı aziz Ga • Zabıta kuvvetleri takviye edildi Menemen'de zabıta kuvvetleri esaslı zi'nin kurduğu Cumhuriyete karşı hisurette takviye edilmiş vaziyettedir. Poyanet etmek istiyen ve aziz Türk'ün lisler gece kahveleri kontrol altında bukurmak istediği medenî ve asrî bir lundurmaktadır. Menemen'de bazı evdevleti baltalamak istiyen Menemen lerde taharriyat yapılmış, Hüseyin ve hâdisei irticaiyesini tel'in ve Cumhuri Rasim isminde iki kişinin evinde mavzer yetin muhafazası uğrunda ahdü pey bulunmuştur. Bunlar hakkında takibat yapılmaktadır. man etmişlerdh*. Müteaddit hatipler tarafından bu Menemen'de şapka giymek hususta nutuklar irat ve asilerin şidistemiyenler! detle tecziyeleri talep edilmiştir. Menemen halkından. bazılarının şap Miting heyeti reisi: Temel kasız dolaştıkları, bezlerden kasket takAkşam gazetesinin makalen ve Iidi şeyler giydikleri görülmüştür. Şim diye kadar böyle yirmi kişi yakalanmış Menemen'liler adliyeye verilmitir. İzmir 6 (Hususî muhabirimizden)Menemen'de bazı meyhaneler iki ka Akşam gazetesinin «Mel'unlar diya pıhdır. Bunların birer kapısı zabıtaca Avusturya sefirinin vaziyeti rı» isminde yazdığı makale Menemen seddedilmiştir. sıhhiyesi gençleri üzerinde fena tesirler bırak Mevlit ve doğum toplanmaları Ankara 6 (A.A.) Avusturya scfiri mıştır. Gençler bu makaleye cevap yasak August Kıral cenaplarınm sıhhî vaziyeti vermişlerdir. Doğum, mevlit toplanmaları idarei örhakkında mütehassıs doktorlann iştiraKula'da tevkif edilenler fiye mıntakasında yasak edilmiştir. kile bir konsülta yapılmış ve hastanın İzmir 6 (Hususî) Bugün Kula'dan Menemen'de esrar satanlar ahvali sıhhiyesinin şimdilik bir vahamet Menemen'e beş erkek ve beş kadın mevSeyyar piyankocu Hacı Mehmet Menearzetmediği tesbit olunmuştur. Yalnız kuf getirildi. men.de esrar satarken yakalanmıştır. hastanın ciğerinde husule gelen tagayKubilây âbidsi Divani harp tahkikat hâkimliğine ta yüratın bilâhara ihtilât yapmasmdan Menemen belediyesi, Kubilây'ın şehit yin edilen İzmit ağırceza hâkimi Necdet korkuluyor. Bu endişe ancak muayyen edildiği yerde şerefile mütenasip bir âbi ı Bey bugün gelmiştir. bir zamandan sonra zail olabilir. Mürtedlere sigara dağıtanlar tevkif edildi «Hür Adam» gazetesi «NedeS okumıyoruz?» ve «Kurunu Vusta « ya mı dönmek niyetindeyiz?» Diye bir makale yazmış, bu makalede Türkiye'de çıkan bütün gazetele • rin günde yalnız 6070 bin nüshsi bastıklarmı hesap ediyor ve ment* leket nüfusuna nazaran, halk ara« sında kari nisbetinin 250 de buğ olduğunu söylüyor. Refikimiz, sonra, «Neden okumıyoruz?» Sualine cevap vermeğe çalışıyor. Bn makaleyi okuduktan sonra, dün, bermutat, diğer gazeteleri de gözden geçirdim ve bazılarındai okuduğum yazıların karşısında# halkın ancak 250 de bir kişisiniri gazete okuduğuna memnun ol • dum. Hiç olmazsa gazetecileriri birbirine ettikleri küfürleri, yalnız 250 kişide bir kişi okuyor, de • mektir. Halk, bu küfürleri okuyacağına hiç okumasın, daha iyi... Çünkü gazeteler ve gazeteciler böyle yapıyorlar, diye halkın da küfürbaz olması tehlikesi var! *** Gülcemal Dün kurtarıldı ve limanımıza hareket etti Sis yüzünden Hora feneri önünde karaya oturan Gülcemal vapuru, dün saat 14 te, tahlisiye vesaiti tarafından, bulunduğu sığlıktan kurtarılmış ve lirca nımıza müteveccihen hareket eylenvş tir. Kazazde vapurun yolculan ve tüccar eşyasmdan kısmı küllisi Cumhuri yet vapuru tarafmdan almarak İzmir'e götürülmüştür. Gülcemal'in oturduğu mahal kumsal olduğu cihetle gemide hiç bir rahne yoktur. Vapurun süvarisinin ifadesine göre; Gülcemal, müsait bir seyir ile yoluna devam ederken Tekirdağı açıkla rını geçtikten sonra kesif bir sise tutu. larak müşkülâtla llerlemeğe başlamış . tır. Hora feneri önlerinde sisin kesafeti fevkalâde artmıştır. Geminin sür'ati tenkis edilerek projektör yakılmış ve kısa seyir ile yola devam edilirken; si sin enaz mesafeyi bile göstermemesi yüzünden gemi kumsala bindirmiştir. Vapurun oturması yolcular arasmda oldukça telâş ve heyecanı mucip olmuş ise de, süavri ve mürettebat tehlike olmadığını söyliyerek kendilerini teskine çalışmışlardır. Bundan sonra telsiz ile istimdat işareti verilmiştir. Gemi hiç bir rahnesi olmadığı cihetle 6 Borçlunun hacizden bir gün evvel haberdar edilmesi lüzumunu natık olan 69 uncu madde ilga edilmiştir. 7 Ödeme emrinin alacaklıya mahsus nushanın ancak istiyen alacaklı ya verilmesi usulü kabul edilmiş borçlu. ya tebliği mutazammın olan 99 uncu madde ilga olunmuştur. Pek zarurî olup kaldırılmasında beis görülmiyen bazı tebligat ve merasim imkân müsait ol duğu derecede azaltılmış, müddetler kısaltılmıştır. 8 Hacze iştirak hususunda kat'î şekilde tercihi kabul eden Alman usulü ile tercihi reddeden Fransız usulü arssmda mutavassıt İsviçre usulü kabul edilmiştir. 9 Borçluların mallannı gizlemek veya kaçırmak gibi hallerine karşı yeni cezaî hükümler konmuş'tur. İhtiyarî haczin kolaylaştınlması faydalı görül müş ve ona ait maddeler konmuştur. Alacaklı vadesi gelince her zaman ihtiyatî haciz istiyebilecektir. 5 Borç için hapis ile tazyik ol 10 Gayrimenkuller paraya çevrilmemamakla beraber bazı zarurî istis sinde ikinci müzavedenin birinci müza 11 İcra dairesinden birinci menkul mülkiyeti iktisap eden alacaklılara ko laylık olmak için de gayrimenkul teb liğten imtina eden borçlunun Alman kanununda olduğu gibi hemen icra mari fetile çıkartılması kabul edilmiştir. 12 İflâs yoluna müracaat halinde iflâs tehdidinin tediye kudreti bittikten sonra değil, tediye emrinde ^ p ı l m a s ı muvafık görülmüş, ancak tediye em rinin kudreti yirmi güne çıkartılmıştır. 13 Tüccar aleyhinde iflâs yoluna müracaatla poliçe ve emre muharrer senet ve çekler hakkında mevcut kanun daki tenakuzu refedecek hükümler konmuştur. 14 Rehinlerin iflâs masasına nakledilip edilmemesi mes'elesi de ihtiyaca muvafık surette halledilmiştir. 15 Lâyihanın en çok göze çarpan hükümleri sui niyet sahibi borçlularla yardımcılarına karşı konulan cezaî müeyyidelerdir. Mal beyanında hakikate muhalif beyanatta bulunanların, lâyihada derpiş edilen diğer bazı suçlara cür'et edenlerin icra hâkimleri tarafından seri bir usul altmda muhakeme edilip cezalandırümaları usulü kabul edilmiştir. Bu usul çok kere kabahatsiz borçluları da haksız yere mağdur eden para için hapis ile tazyik usulünü arattırmıyacak âdil bir şek;il olarak düşünülmüştür. 16 Komişyon icra hâkimlerinin kararlarma karşı vaki olacak temyizlerin, Temyiz mahkemesinin dördüncü daire ;inde tetkikini teklif etmektedir. Himayeietfal balosu münaseHe. tile muhtelif müesseselerden mu • avenet rica eden hanımefendiler « den mürekkep bir heyet, bilmem hangi sigorta şirketinde müdür tarafından sui muamele ile karşı < • lanmış ve kendilerine, Himayeiet fal Cemiyetine muavenet edilemr* yeceği nezaket harici bir lisanla söylenmiş. Bu haberi veren Politika refiki» miz diyor ki: «Bu iane heyeti, diğer bir emri hayır için iane topla * mağa çıkacak heyetlerin o sigort$ müdürüne gitmemeleri hususunda; nazari dikkati celbe karar vermişj. tir.» Gerçi böyle bir nezaketsiz vgj hasis bir müdürden yardım iste • memek en doğru bir harekettif ama, bundan sonra, kendisine birj emri hayir için muavenet talebiri* de bulunmamak bir ceza değil, bit, mükâfat teşkil edecektir. Çünku o müdür, böyle menfi bir ce • zanın nezaketini anlıyacak kadav. iyilik içiıf Fırtına yüzünden bazı asil ruhlu olsaydı, bir zahmetin^ kapı kapı dolaşmak deniz kazaları oldu hatta fedakârlığmı ihtiyar eden hanımefendilere hürmetsizlik et 9 Karadeniz'de oldukça şiddetli bir ka mezdi. Nezaketten anlasaydi Karadeniz'de rayel fırfması hüküm sürmektedir. Fırtma, Ereğli önlerinde bazı deniz kazalarına da sebebiyet vermiştir. Hasan kaptanın idaresinde bulunan ve Kan dilli'den kömur alarak Ereğli'ye gitrrekte olan 15 tonluk Kısmet motörü kara ya oturmuş, kaptanı ile dört kişiden ibaret mürettebatı kurtarılmıştır. $ İbrahim kaptanın 10 tonluk Sevim is minde bir motörü; Alaplı'dan Ereğ li'ye giderken Değirmenağzı'nda sahile düşmüştür. Tahlisiye memurları tara fından motor ve yolcular salimen kur tarılmışlardır. Bundan maada Sinop vapurunun denizde kalan zincirini çı karmak için çalışan bir dalgıç sandalı da ser dümeni ve üç mürettebatile sa hile düşmüş, kurtarılmıştır. havuza almarak kısa bir tamirden sonra seferlerine devam edebüecektir. Kazadan gemi süvarisinin mes'uliyeti ol madığı ve sisin kazayı gayrikabili içti nap bir hale getirdiği anlaşılmaktadır. Maamafih idarece kazanın sureti vukuu hakkında etraflı bir surette tahkikat yapılmaktadır. Bulgar Hariciye Nazırı Ankara'ya geüyor Belgrat'tan Avrupa gazetelerine şı* haber veriliyor: İstanbul'dan verilen; habere göre Bulgaristan Hariciye Nazırt M. Bürov, Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyin Sofya'ya vaki olan 7İ * yaretini iade için, yakmda Ankara'ya gidecektir. Paris sefiriıtıiz gitti Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Paris Büyük Elçimiz Münir B. dün Semplon ekspresile Avrupa'ya gitmiştir. Münir Bey dün kendisile konuşan bii muharririmize şunları söylemiştir: « Hükumet tarafından vaki olan davet üzerine gelmiştim. Bu seyahatim ev» velce şayi olduğu gibi borçlar ve kuponlar mes'elesile kat'iyyen alâkadar değil* dir.» t «CUMHURİYET» TEFRİKASI : 50 DNLARIN ROMANI Ahmet sıhhatinin bir daha bozulacağından çok korkuyordu, bu korku Gülöz'e de ferahhk veriyordu. Geççe olsun elemli kederli bir şey olmasın diye düşünüyordu. 4 Hatıra gelmiyen şeyler Nisanın ilk günlerinde Ahmet biraz bulanık, fakat çok güler yüzIe geldi: Hem kötü, hem çok iyi. Diye söze başladı. Etrafını alan üç kadma anlattı: Başkâtip oldum. Yalnız yolculuk var. Gülöz'ün yüreği hop^tti. Bunu anlıyan Ahmat izaha mecbur oldu: Bizim mahkeme Yozgat, Çorum ve havalisine bir seyyar tahkik hey'eti gönderiyor. Beni bu heyete başkâtip tayin etti. Kısa zamanda işimfzi bitirip döneceğiz. Havalar hâlâ sert Ah med'im ! Bak yün fanilâla rın bu bavulda. Kalın elbiselerini de koydum. Aspirin, kinin, tentürdiyot, çay hepsi var. Otomobilde Yazan : AKAGÜNDÜZ göğsünün iç tarafına katlanmış gazete koymağı unutma. Hiç bir Annesi sordu: şeyin yok amma, ne de olsa yolcuDöndükten sonra da Başkâtip luktur bu. Takayyüt etmek lâzım. kalacak mısın? Ertesi sabah erkenden hareket Tabiî değil mi? Hey'et da edecekleri için erkenden yattılar. imîdir. Gülöz Ahmed'in odasından çekiErtesi gün yol hazırlığı başladı. leceği zaman Ahmet gözlerinin Bu ayrıhk haberi Gülöz'ü üzmekle içine baktı: beraber memnun etmişti. Hayatla Kim bilir kaç hafta sürecek. rı gittikçe intizama, emniyete ve Bundaki mânayı Gülöz sezdi. refaha doğru sür'atle gidiyordu. Zaten onun aklına gelmişti. Ahmet Sonra düğün işi bilmecburiye bi ısrar etti: raz gecikecekti. Evvelki korku hâ Ne olur? Sabaha kadar yalâ hâkimdi. Yeni bir gafletle baş nımdan aynlma. larına yeni bir hastalık çıkmaması Ve ilk defa olarak sabaha kadar icin titriyordu. beraber kaldılar. Sabah olunca Bir ay dolaşmış olsa mayıs ge Ahmet şaka ediyordu: lecek. Dönüşte de beş on gün hat Artık bir yıl benden kaçsan ta bir ay geçerse daha iyi olur. Za seni hiç mi'hiç aramam. man ne kadar uzarsa sıhhatçe o O kadar mı doydun? kadar kâr edilecek... Darılma ninem. Sana doyuGülöz yol hazırlığı arsında en lur mu hiç. çok Ahmed'in sıhhatini düşünü Evin içi gürültü içinde idi. Yolyordu: luklar sepetlere kondu. İki bavul avluya çıkarıldı. Otomobil kapıya dayandı. Kapı açıldı. Annesinin gözleri gene çeşmeleşti. Dadı gene boynunu bükerek selâmetler dua etti ve Gülöz'le Ahmet odada uzun bir kucaklaşmadan sonra ayrıldılar. Otomobil hareket ederken dadı kapıdan dışarıya bir marşaba su dökerek mırıldandı: Su gibi ak git, su gibi ak gel yavrum! Gülöz yukarı odanın penceresinden elini salladı... O gün ve o akşam evin içinde bir sessizlik hafif bir hüzün vardı. Fakat bu hüzün nihayet muvakkat ve sevinçli bir ayrılıktan mütevellit idi. Bu gurbet, mesnet sevincinden acı fakat lezzetli bir salçası gibiydi. Ve karşıhklı sevgilerin lezzeti bu suretle daha derinden hissedilirdi. Annesi ile dadısma bakan Gülöz kendi kederinin hüznünü unutmağa çalışarak eğlemeğe başladı. İlk geceler neler düşünmez olmuştu ki... Fakat gözü yükseklerde değildi. Ahmet iyi bir erkekti. Bu vazifesinde de gayret gösterecekti. Hiç olmazsa bir kaymakamIığa tayin edilmesi mujıakkaktı. Fakat Anadolu'nun kenar ve yeşil bir kazası olsa.. Orada başbaşa çalışacaklar, başbaşa mes'ut olacaklardı. Kaza mektebinde kız çocuklara muallimlik te edebilirdi. Ahmed'in ilk gurbet günlerinde hep böyle masum, temiz ideallerle avundu. Roman okumağa başladı. Okuduğu eserler heyecanlarını tahrik ettikçe hatırat yazmağa heves etti. Fakat ruzname tutmağı daha hoş buldu. Ahmed'in gittiği günden geleceği zamana kadar ne olup bitecekse, neler düşünüp hissedecekse hepsini olduğu gibi yazacak ve Ahmet gelince beraber okuyacaklardı. Bütün bunları yapmakla beraber gene yalmzlığının verdiği can sı kıntısını gideremiyordu. Annesi, da dısı ile konuşacakları bir mevzu yoksa, onlarla nihayet yüz, yüz elli kelime içinde bütün şeyleri konuşmak kabildi. Kelime yüz elli bir olunca ikisi de bon bon bakı yorlar ve tabiî bir şey anlamıyorIardı. Nihayet Ahmed'in mektupları gelmeğe başladı. İlk mektup Yahşihan'dan geldi ve as kalacakları için kısa yazmıştı. Fakat ne içten yazılmıştı. Her seven kadın gibi o' da bu mektubu ve takip edenleri sık sık okuduktan sonra yatakla yastığın arasmda saklıyordu. , Yozgat'tan sıhhat telgrafı ge * lince çok memnun oldu. Nihayet bir şehre varmışlardı. Kara yolculuğu tehlikesiz geçmişti. Bir gün sokakta eski bağ komşu» larına tesadüf etti. Dadısının löğusalığına yardım için gönderdiği taze, elinden tuttuğu yavrusunu göstererek gülümsedi: Bu boya gelmesine sizin de* dadı hanımın da çok yardımı do • kundu. Eksik olmayın. Bu yıl bağal göçmiyecek misiniz? Ahmet burada değil. Ne zarar. Göçmezseniz bizim iki boş odamız var. Dilediğiniz zaman gelir günlerce kalırsınız. Bu yıl bağlar çok kalabalık. Kadının bağ teklifi hoşuna gitti, aklına yattı. Zaten onlar da bir karı koca idiler. Alt kattaki iki odalarım kirahyabilirdi. Hem daha ucuz olurdu, hem bu saved**» Ha cıbayram'daki evi de elden kaçırmazlardb Mabadi var

Bu sayıdan diğer sayfalar: