19 Ocak 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

19 Ocak 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 Kânurusani 1931 Cumhariyet SON TELGRAFLAR Abdülkadir Kemali ve arkadaşları Irtica hâdisesi muhakemesi Sabık Meşihat müsteşarı Hacı Evliya Memleketimizde 15 Şahitler hocalarm toplanarak zikrettikten sonra kanlı faciayı nasıl yaptıklarını anlatıyorlar Ef. Adana'da sorguya çekildi milyon ağaç var! Memleketimizde 60 milyon delice tabir edilen yabani zeytin ağacı vardır. Ehlî zeytinlerin adedi ise 15 milyondur. Yapılan hesaplara göre bir zeytin ağacmın kıymeti vasatî 10 liradır. Binaenaleyh ehlî zeytinlerimizin kıymeti 150 milyondur. Delicelerin aşılanmasından sonra umum kıymet 600 milyon lira olacaktır. Bu itibarla Türkiye; dünyanın en büyük zeytin müstahsili vaziyetine girmeğe namzettir. Bugünkü halile is tihsalâtımız beşinci derecededir. Buna binaen zeytincilik ve bağcılık mevzu ve meslekinde mevcutlardan en fazla istifade temini delicelerin aşılanması memleket iktisadiyatı noktai nazarından elzemdir. Ziraat kongresinde yabanilerin aşılanması için müzakeratta bulunul muş ve alınacak tedbirler tesbit olun muştur. 1929 haziran tarihli bir kanun yabani ağaçlann aşılanması ve aşüa yanlara verilecek hakka ve mülkiyete aittir. Bu kanun mucibince şeraiti lâzimeyi haiz olmak üzere müracaat ede cek bir adama 200 dönüme kadar yabani ağaç olan saha aşılanmak üzere terkedilir ve üç sene zarfmda aşılandığı takdirde mülkiyet hakkı verilir. Bu kanun arazi sahiplerine meccanen aşı vertlmesini de âmirdir. Kongre; bu kanunun bazı maddelerinin kısmen tadili ile tatbikine geçilmesi lüzumunu faydalı Bu kooperatife İstiklâl kooperatifi bulmuştur. Aynca bir zeytin idarei muhAnkara 18 (Telefonla) Gazi Hz. Çankaya'da bir nümune kooperatifi ismi verilecek ve memleketin her ta taresi tesisi de kabul edilmiştir. vücude getirmeğe karar vermişlerdir. rafmda teşkil edilecek kooperatiflere Bu kooperatife Çankaya'da ve Yenişe bir nümune teskil edecektir. Gazi Hz. hir mahallesinde oturanlar iştirak e bundan sonra müstahsiller için de bir deceklerdir. Kooperatif işlerinde ihti istihsal kooperatifi vücude getirmek issası olan zevat bu meyanda Kocaili tiyorlar. Bu kooperatife de Ahimes'ut meb'usu Reşit Saffet, Ziraat Bankası köylüleri dahil olacaklardır. Memle meclisi idare azasından Cevdet Na • ketin her tarafında müstehliklerle suhi Beyler bir nizamname hazırla • müstahsiller arasında bu şekilde kooperatifler vücude getirilecektir. maktadırlar. Adana 18 (Hususî muhabirimiz <Jen) Müddeiumumiliğin gördüğü lüzum üzerine sabık Meşihat müste şarı meşhur avukat Hacı Evliya E fendi bugün müstantiklikçe sorguya çekilmiştir. İstintak geç vakte kadar devam etmektedir. İstintaka sebep Hacı Evliya Efendinin mes'ul rükünleri kaçan A hali fırkasına mensup olmasıdır. Fırka liderinin ve fırka başında bulunan bîr kaç kişinin birdenbire firarları hükumetin nazarî dikkatini celbet miştir. Firarî Abdülkadir Kemali'nin e vinde bulunan mektuplardan biri de Hizmet sahibi Zeynel Besim Beye yazılmıştır. Bu mektupta deniliyor ki: «S. Fırka inhilâl ettikten sonra Muhalefet fırkası Ahali fırkasıdır. Siz de bana iltihak edin ya ben oraya geleyim, yahut birimiz teşkilâtı idare et sin.» Abdülkadir Kemali Antakya'da bir tekkeye misafir olmak istemişsede Tekkenin şeyhi kabul etmemiştir. Abdülkadir Kemali başmdaki şapkayı çıkarıp fes giydiğinden gençler ta rafmdan taşlanmiştır. Antakya'da duramıyacağını anlayınca Haleb'e geçmiş Refik Halit'le mülâkat yapmak istemişse de Refik Halit: «Sen ihtirastan kabtna sığmadığın için buraya geldin L» diyerek kendisile görüşmek istememiştir. Zeytinjerimiz Divani harbin evvelki günkü ceİsesi tafsilâtını neşrediyoruz [Menemen Divani harbinde irtica Mürteciler halkı meydanda san Harput'lu Mehmed'in, Jozef'in, bak Ziraat kongresinde bir zeytin ida hadisesi maznunlarınm evvelki gün cağın altında toplanmağa davet edi kal Ali'nin jandarma kumandam ile rei muhtaresi tesisi kabul edildi cereyan eden muhakemelerini dünkü yorlardı. Ve Menemen'in 72,000 kişi Mehdi arasındaki muhavere üzerine nüshamızda muhtasaran yazmıştık. Bugün nauhakemenin dünkü nüsha • mızda intişar etmiyen safahatını dercediyoruz: ] îzmir 18 (Hu. Mu.) Divani harp Reisi Mustafa Pş. küçük Hasan'a sordu: Menetnen'de Kubilây'ın şeha detini alkışlıyanlardan hangisini ta nıyorsunuz ? Camiden çıkarken deli gibi idim. Arkamızdan bir kalabalık geliyordu. Kimseyi tanıyamadım. Hoca Saffet'm evine kadar na sıl gittin? Camiden sancağı aldık, beyaz caketlİ biri önümüze düştü. Mehdi ayrıldı, hızla ilerledi. Nihayet hoca Saffet'in evine geldik. Orada Saffet hoca ile Mehdi'yi gördük, Saffet yü zümüze bakmadan evine girdi. Gazi Hz. bir kooperatif teşkil ediyorlar • «I I»" Bu kooperatif diğer kooperatiflere bîr nümune teşkil edecektir Boşanma vak'aları 930 senesi ilk 6 aymda981 vak'a oldu Japon împaratoru Gazi Hazretlerine teşek kür telgrafı gönderdiler Ankara 18 (A. A.) Prens ve Prenses Tahamutsu'nun Türkiye'yi ziyaretleri dolayısile Japonya İmparatoru Hazretlerile Reisicumhur Hazretleri arasında şu telgraflar t&fti olunmuştur: vPrens ve Prenses Takamatsuunun zatıdevletlerinden görmüş olduklan lutufkâ rane hüsnü kabuîden ve Türk hükumetile milletinin kendilerine karşı göstermiş 61 duğu nazikâne tarzı kabuîden dolayı pek samimi teşekkürlerimin takdimini vazife büirim. Gazi Hz. seyahatlerinij yarına tehir ettiler Ankara 18 (Telefonla) Gazi Hz. memleket dahilinde1 yapmakta olduklan seyahatiı ikinci kısmını salı gününe tehir' etmişlerdir. Ankara 18 (Telefonla)Gazi' Hz. bugün İsmet Pş. kız Biçkil ve Dikiş enstitüsünü ziyaret etj mişlerdir. Irsal hayurulan nazikâne telgraftan do Ankara 20 (Telefonla) Ticaret ve Ik layı pek mütehassıs olarak zatı haşmeta tisat Vekâletleri Ticareti bahriye filomu nelertne en hararetli teşekkürlerimi tak zun vaziyeti hakkında bir rapor hazırla dim ederim. Fahametlu Prens ve Prenses maktadırlar. Takamatsu'nun burada gördükleri hüsnü Bn rapora göre 57 yolcu, 55 yük, Istanbul kabvZ zatı haşmetanelerüe hanedanlan, sevahili mütecavireye işliyen 50 yolcn, İzTeşekkür Japon milleti hakktndaki hakiki dostluk mir'de işliyen ufak 9 vapurumuz ve 22 ve muhabbet duygulanmızın çok samimî motörlü gemimiz vardır. Erenköy kız lisesi coğrafiya muallimi bir tezahürdür. Şeref Beyin vefatı münasebetile gerek Gazi M. Kemal bizzat ve gerek mektup göndermek suretile bu kara günümüzde elemhnize iştirak eden kıymetli dostlarımıza ve ce.•.Ankara 18 (A.A) Ziraat kongresi Atina 18 (Hususî) Ziraat Nazırı Mösyö nazeyi mezara götiiren âziz ölünün muhbugün öğleden evvel aktettiği içtimada pamuk, kenevir ve ziraat tedrisatı hak Aleksandaris'in Başvekâlet Müsteşarı Mösyö terem meslektaş ve talebelerine alenen kındaki raporlar müzakere edilmiş ve Papadato ile vuku bulan bir mülâkatı ne teşekkürü samimî bir borç sayarız. bunlardan pamuk encümeni tarafından ticesinde İstanbul Rum'larına verilecek Pederi Biraderi raporda izhar edilen temeniyat tasvip tazminat hakkında Meclisi Meb'usana bir Şerif Ziya olunmuştur. kanun lâyihası tevdii takarrür etmiştir. Hirohito Gazi Hz. nin cevapları Ticareti bahriye filomuzun vaziyeti Ankara 18 (Telefonla) İstatistik müdiriyeti 939 senesinin ilk altı ayı zarfmda boşananların bir istatistiğini yapmıştır. Bu istatistiğe nazaran Türkiye'de 930 senesi Ik altı ayı zarfmda 981 boşanma vak'ası oldujpından bundan, bir senede 1970 kişinin boşnabileceği tesbit e dilmiştir. Bu hesaba göre her yüz kişilik nüfusa 14 boşanma vak'ası isabet et mektedir. Halbuki Yunanistan ve Belçika'da oşanma vak'aları nmumi nüfusun yüzde 2329 kadardır. Türkiye'de diğer vi lâyetlere nisbetle İstanbul, İzmir ve İsparta'da yüzde 35, Tekirdağın'da yüzde 30, Bilecik'te 29, Bursa ve Kütahya'da yüzde 27 dir. Daha diğer bazı vilâyet lerde daha fazladır. Memleketimizdeki boşanma vak'alarının yüzde on beşi kadınm sadakatsizliği, yüzde altmış beşi geçimsizlik yüzünden ve mütebakisi de erkeğin sadakatsizliğinden tahaddüs etmektedir. Maamafih bazı boşanma vak'aları da çocuk olmams^ından ileri gelmektedir. Ziraat kongresi İstanbul Rum'larına verilecek tazminat Reis Paşa bunun üzerine Saffet hoca y a sual tevcih etti. Saffet hoca dürüst bir tekke ifadesi ve belli belirsiz Girit'li şivesile dedi ki: Efendim! Bendeniz meşrutiyetin bidayetinde tttihadü Terakki'ye gir dim. fstibdadın yıkılması için çaIıştım. Kanunu esasi beyanna • mesini Firzovik'te evvelâ bendeniz okudum. Esat ve Kemal ettin Sami Paşalar mektep arkadaşla rımdır. Vasıf Beyi tanırım. Merhum Necati Beyin mektebinde muallim i dim. Çok talebe yetiştirdim. Sonra vâizliğe tayin edildim. Vaızlarımda ticaretin ve teksiri nüfusun faydala rından bahsediyordum. Reis Pş. Saffet hocaya Menemen hâdisesini anlatmasını tefhim eylemiş, o da istirdattan sonraki hayatından başıyarak H. Fırkasının naçiz bir ferdi olduğunu söylemiştir. Reis: Suallerimize cevap veriniz! Hoca riyasetin bu ihtarı üzerine tekrar Cumhuriyetçi olduğundan, ve Manisa'daki vaızlarında daima Cumhu riyet esasları dahilinde söz söyledi • ğinden, nalıncı Hasan ile arkadaşları nı tanımadığı gibi isimlerini dahi işitmediğinden bahsetraiştir. Nalmcı Hasan bu sırada hocanın cevabına itirazen dedi ki: İstasyon civarındaki zeytinlikte beni çağırdı. Sana bir mektup verece ğim, bunu Manisa'da Mehmet Efen diye götürür müsün, dedi. Ben de kabul ettim. Saffet hoca mektup yaz mıştır. Ben de Mehmed'e götürmü şümdür. Saffet hocanın mektubu Hasan'a verirken bunu istasyon memurların dan birinin gördüğü söylendiğmden bu memurun şehadet suretile ifadesine müracaat edilmiştir. Reis Pş. Menemen'li maznunlar yağa kalkınız. Sekiz on kişi ayağa kalktı. Hâdise günü mürtecilerin arkasına takılmış olan Menemen'li Ramiz'e sordu: Nasıl dolaştmız anlat! Ben ne yaptıklarını anlamak i çin görünmeksizin onları takip edi yordum. Reis Sen görünmedim diyor • sun anrma, bak, Hasan ve arkadaşları seni gormüşler, ne dersin? Saffet hoca hizmetlerinden dem vuruyor «CUMHURÎYET» TEFRİKASI : 63 ONLARIN ROMANI Sen Jermen'de kendimi Çamlıca'da zannediyordum. Ormanın önündeki tarasadan Sen nehri vadisine baktıkça Boğaziçi'ni seyrediyorum gibi.. Bırak bizi evlâdım. Bizim rahatımız iyidir. İstersen sen de bir iki haftalığına gel, oraya. Sen Klu'ya gideri^, Roben son köyünün ağaçları ne güzel, üzerlerinde çardaklar var, orada yemekler yeriz. Artık bütün vaziyeti, bütün macerayı öğrenen Ender bu iki bet bahtı kendi hallerine bırakmanın muvafık olacağını anladı. Ses çı karmadı. Gelirim diye vadetti ve ikisini de Paris trenine bindirdi. O kış karı koca biraz daha açılchlar. Sen Jermen'liler onları sık sık küçük sinemada görüyorlardı. Hatta iki defa da Paris'e indiler, tiyatroya gittiler ve bir otelde kaldılar. Derken Rusya'nın hali harp vaziyeti... AH Bey düşünmeğe vardı: Hanım, dedi. İş sarpa sarıyor. Ne olacak? Yazan .AKAGÜNDÜZ ^ Ne olacağını bilmem. Yalmz Heyecanını kaybedenler hatıra çocuğun yanına gitsek fena etme • larile yaşarlar. Karı koca da bü yiz. Vaziyet gittikçe tehlike peyda yük babalarından itibaren bütün ediyor. mazilerini hatırlamakla baharı etKarar verdiler. Ali Bey o gün tiler. Bahar hazanlara da bir tatlı Paris'e indi. Bilet alacaktı. Fakat renk verir. Her sabah ormanda ge bilet yerine fena bir haber aldı: zerler, tarasada otururlar ve Sen Fransa Almanya hudutları kapanJermen şatosunun karşısındaki dı. Şark istikametine yolcu yasak!. kahvede kahve içerlerdi. Şimdi ne yapacaklardı? Tehlike Yaz gelince bir tereddüt hasıl adam akıllı gelmişti. Çocuk bir taoldu. Bu mevsim Ender'mi gelsin? rafta kendileri bir tarafta... Onlar mı gitsin? Fakat bu tered Bari, İngiltere'ye gidelim, odüdü halle imkân kalmadı. Sen radan Holânda tarikile Almanya'Jermen sokakları gazete müvez ya geçeriz. zilerinin yaygaraları ile doldu: Bu gidişle Almanya da harbe Prençip adında genç bir Sırp'lı girecek. Avusturya Vreliahtı ile karısım öl Ne olsa çocuk orada. Bari onu dürmüş! Avusturya şiddetli nota alır memlekete gideriz. vermiş! Rusya zâhiren dostane Kale trenine binemediler. Sefermüdahale etmiş! Almanya karış •berlik harıl harıl.. mış! Yolcu otomobillerinden birinde Derken Avusturya'nın seferber iki yer buldular ve eşyalarını kamliği... yonla sevkettiler. Londra'ya geldikleri vakit harp başlamıştı. Fakat bizim vaziyeti miz henüz taayyün etmediği için zorluk yoktu. Ne yapalım? Diye bir kaç gün bocaladıktan son ra Holandaya hareket ettiler.Yollar çok korkulu idi. Yalmz bir şeyi akıl etmişlerdi. Londra'dan ayrı lırken konsolosanemize uğramış lar, nüfus tezkerelerini göstermişler ve kargasalıkta pasaportlarını kaybettiklerini söyliyerek Türkiye için bir pasaport almıslardı. Bunu Holânda, Almanya konsoloslarına vize ettirmeği unutmamışlardı. Sefaret te iyilik etmişti. Holânda'da teshilât görmeleri için maruf bir İngiliz tüccarından bir iki tavsiye mektubu alıp vermişti. Vapur yarı yolda istikametini değiştirdi. Yolculardan bir kısmı hayıf lamyorlardı: Keşki İngiliz vapuruna bineceğimize, bir Holânda postasını tercih etseydik!.. Karı koca sebebini öğrenince azamî derece ürktüler. Çünkü o gün bütün yollarda bulunan vapurlar telsizle ayni emr! almıslardı: Ha el çırptıkiarını, molla Süleyman'm tarafından sarıldığmı söylüyorlardı. Hükumete niçin haber verme Mehdi'ye sigara verdiğini, Arnavut Kâ mil'in kesik başı bağlamak için ip din? verdiğini, ve diğer bazı maznunların Korktum. da baş kesildikten sonra sancak al Yahadi Jozef'in istiçvabı tında zikrettiklerini gördüklerini söyJozef hâdiseyi alkışlamakla maz lediler. nun olanlardandır. Reis kendisinin Saffet hocanın mektubu malumatına müracaat etti. Jozef de Nalıncı Hasan Saffet hocanın Madiki: Ben meydandaki vaziyeti gö nisa'da Mehdi Mehmed'e götürülmek rünce korkarak evime kaçtım. Benim üzere istasyon civarındaki zeytinlikte le beraber evimde ikî kişi daha sak kendisine verilen mektubu o sırada istasyon memurlarından birinin ve ikî landı. İsticvap edilen şahitlerden biri Jo köylü kadının gördüklerini söylemîş zef'in yüzüne karşı Jozef'in de alkış ti. Şahit istasyon memurlarından E çılar arasında bulunduğunu söyledi. min Efendi o gün oradan geçtiğinî, Bundan sonra birinci celseye nihayet zeytinlik civarında iki köylü kadınm Önde yürümekte bulunduklarını ha • verildi. Mehdi'ye safa geldin diyen koy tırladığını nalıncı Hasan'ı orada gördüğünü tahmin eylediğini, fakat bekçhi Saffet hocayı görmediğini söyledi. İkinci celsede Paşalar köyünden Nalıncı Hasan dedi ki: kimlerin Mehdi ile görüştükleri tes Bu efendi oradan geçerken Eeri bit edildikten sonra, Reis Pş. bekçi mektubu cebime koydum. Mustafa'ya sordu: Şahitlerden Ahmet İsmail, Fevzul» Hükumet sana silâh vermiştir. Iah hoca sabah namazından evvel Bunu ne için kullanacaksın, vazifen kendi dükkânları önünde bulunduk nedir? Köyünüze gelnleri biliyor muları snada Mehdi olduğunu sonradan sun? Orada mehdilik ilân etmişler, anladıklan silâhlı bir adamın önleri • anlat bakahm? ne dikilerek: «Bin üç yüz senedenberl Derviş Mehmed'in geldiğini habeklenen Mehdi'nin geldiğini» söyli * ber aldım. Gidip kendisine sefa gel • yerek herkesi sancak altında içtimaa din dedim. Fakat mehdilik ilânından davet eylediğini ve bu sırada Saffet haberim yoktur. Silâhlarını görme hocanın oradan geçtiğini, Mehdi Mehdim. med'in Saffet hocaya yaklaşarak her; İhtiyar heyetinin ifadeleri de ikisinin bir şey konuşup konuşmadıkbirbirlerini tutmuyordu. Suallere verlarını farkedemediklerini söylediler. dikleri cevaplar mukni değildi. Bunlardan sonra Bozalan köyün M Mehdi'ye yardım edenler den altı kişi isticvap edildi. Reis Pş. Menemen'liler ayağa Bunlar Mehmed'in köylerine gel » kalksın. diğini kardeşinden isittiklerini gidip Dedi. On sekiz, yirmi kişi kadar a Mehmed'e hoş geldin dediklerini, siyağa kalktı. Bunlartn içindv sabah lâhları olup olmadığını bilmediklermi, karanlığında ilk defa Mehdi'yi hoca köyden ne vakit çıkıp gittiklerinden Saffet'i görenler, camiden alınan san haberleri bulunmadığını, ve Çam'hkcağı dikmek için yer kazanlar, Kubi taki kulübede kaç gün kaldıklarmdan lây'in kesik başını sancağa bağlamak malumatları olmadığını söylediler. için ip verenler, mürtecileri alkışlı • Halbuki bunlardan bazılarınm Mehdi yanlar, sancak altına girmek üzere ve arkadaşlarile görüşüp hatta Çam'Mehdi'nin emrine itaat edenler, ve ora hktaki kulübeye gittikleri, köydeki da sancak altında zikreyliyenler varevine ve çamhğa yemek götürdükleri dı. tesbît edilmiştir. Çıtak'lı Süleyman, Harput'lu MehCumhuriyet sönecek, fes giyilecek met ifadelerinde meydan ortasında demişler bayrak olduğunu, bir takımlarınm oBundan sonra Manisa'da tabur ima* rada zikrettiklerini, ve bunlardan birinin orada toplanan halka bayrağm mı tlyas ile diğer beş hocanın ve bun« altından geçmelerini teklif eylediğini, larm müritleri olmakla maznun eş « öğleye kadar kim sancağın altından hasın isticvaplarma geçilmiştir. Bun • geçmezse kıhçtan geçirileceğini, Me lar gerek şeyhlik ve gerek müritlilfi nemen'in etrafının yetmiş iki bin kişi yaptıklarını tamamile inkâr etmişler tarafından sarıldığını bağırarak ilân dir. Hoca Lâz İbrahim'in İstanbul'dan ettiğini cevaben söylediler. döndükten sonra bunlann her biri ile Ve meydanda 250300 kadar adam bazılarınm evlerindei bulunduğunu ve korkup kaçtıklarını görüştüğü, toplanıldığı, ve hoca İbrahim'in giz • silâh seslerini evlerinden isittiklerini, li din propagandası yaptığı anlaşıh • ifade yelediler. yordu. Maznunların inkârlarma karşı Şahitler neler görmüuer? nalıncı Hasan, içtimaların tafsilâtınl Bundan sonra Menemen'li şahitler verdi. Horoz köyündeki içtimaa mazDivani harp tarafından çağırıldı. Telnunlardan başka bir çok köylüleriri graf müdürü Haşmet Bey riyaset ta geldiğini, tbrahim hocanın artık Cumrafmdan vuku bulan emir üzerine dehuriyeti söndürecek, fes giyilecek, di ki: serbest zikredilecek, Abdülhamid'in Maznunlardan hiç bir şey göroğlu tahta geçirilecek dediğini mfi mediğini, bilmediğini söyliyen Hasan kerreren söyledi. Derviş Mehmet te tabanca attı. Bunlardan bir takımla • bu ifadatı teyit ettî. rı da: «Artık Mehdi geldi. Fes giyileCemal hoca: cek» diyorlardı. Bu sözleri işitthn. Bunlar maznundur. Her şey! Dedi. söylerler dedi. Diğer şahitler sümbüllü Mehmed'in, Reis Pş. Sizin hakkınızda sizm reket halindeki İngiliz vapurların söylediklerinizden fazla malumat veda bulunan yolcular meyanında riyorlar da onun için şüpheye düşîi • muhasım devletlerle birleşmesi ih yoruz. Müddeiumumî Cemal hoca Ho timali olan filân, filân ve filân ros köyünde Lâz hoca İbrahim'in vedevletlerin tebaaları varsa, hemen kilidir. ilk müttefik devlet limanlarına çıİzmir'de tevkif edilen Lâz Mehmet, karılması... Emin hoca, İbrahim hocanın İzmir'de Bu filân, filânın arasında Tür kendisini gördüğünü ve Manisa'ya bekiye de vardı. Vapurda daha baş raber gittiklerini, İlyas, Cemal, Hakka Alman'lar, Macar'larr da vardı. kı hocalarla görüştüklerini söyledi. Manisa'lı Hakkı bu Hepsini bir Belçika limanına çı tüğünü söylüyerek: hocalarla görüş « kardılar ve hepsi Brüksel'de sıkı Ben şeyh değilim, şeyh olmak bir nezaret altına alındı. için icazetname Iâzımdır. Bende yokBrüksel civarında bir ses ve ö tur. Derviş Mehmet Bunlar hükumet lüm mahşeri vardı. Muhtelif kalevesikası değil ya. Kendiniz yapar, îmler düşmüş, sıra Brüksel'e gelmişti. Her dakika yüz bin bir ölüm teh zalarsmız. likesi geçiriyorlardı. Derken Al man kıt'aları Brüksel caddelerinde göründü. Gazetelerden bizim de Alman'lara temayül ederek seferberlik ilân ettiğimizi öğrenmislerdi. Brüksel'de Alman mevki ku mandanlığı teessüs eder etmez, koştu, pasaportunu gösterdi ve muavenet rica etti. Kumandan azamî teshilâtı göstermek için ne lâzımsa yapacağını vadetti: Mabadi var Nalıncı Hasan Manisa'da bîr takım evlerin pencereleri boyalıdır. Buralarda zikrederler. (Dervişlikle hiç alâkası olmadığını söyliyen İlyas hocaya hitaben) evde zikrederken «yavaş olunuz, yol yakmdır. İşitirler. Diyen sen değil mi idin?» Diye haykırdı. Reis Pş. (Maznunlara) doğru söyliymiz. Doğrulara her zaman Al Iah yardım eder. Son pişmanlık fayda vermez. Cumhuriyet hükumeti iba • dete karışmaz. Din perdesi altında Nasıl zikrediyorlarmış?

Bu sayıdan diğer sayfalar: