3 Mart 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

3 Mart 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Mart Cumhuriyet 3 = SON TELGRAFLAR Divanı harpte Kubilây'ın şehadetinde vazifelerini ihmal edenler muhakeme edilecek İzmİT 2 (Hu. Mu.) Bugıin öğleden sonra Menemen Divanı harbinde muhakeme yoktur. Muhakemeler bitmiştir. Yalruz Kubilây'ın şehadetinde vazifesini ihmal etmekle maznun yüzbaşı Mehmet Ali, çavuş ve askerlerin muhakemeleri kalmıştır. Yann Divanı harp heyeti evrakı tetkik edecektir. Muhabir Adnan Beyin idam mahkumlarile yaptığı mulâkatın doğru olduğu. mahkumJarın yamna girebilmek için bir zabite elli Iira verdiği hakkında söylemiş olduğu bazı sözler etrafmda idarei örfi>e mmtakası kumandanı Miralay İhsan B. tarafuıdan tahkikata başlanmıştır. Menemen 2 (Hu. Mu.) Menemen ir« tica hâdisesinde alâkadar olmakla maznun Manisa jandarma kumandan vekllliğini yapan hesap memuru Haındi. merkez memuru Kemal Beylerin muhake • meleri görüldü. Tefhim edilen karar göre Kemal B. üç ay hapse ve memuriyetten mahrumiyete ve Hamdi Beyin beraetine karar verilmiştir. Şehap Haricî jicaretimiz Arnavutluk Kralına SUİ k a s t l i a s i l y a p l l d l ? Hadise esnasında Opera da hazır bulunan Viyana muhabirimizin mektubu şayani dikktatir Şeyh Asım ne diyor? İzmir 2 (Hu. Mu.) Çanakkale'deu getirilen şeyh Asım'ın evrakı Divanı harp Müddeiumumiliğince tetkik edil mektedir. Asım. tarikatle meşgul olmak ve üfürükçülük yapmakla maznundur. Evrakı arasında bazı muskalar vardır. Kendisile görüştüm. Dedi ki: « Ben miracın herkesin inandığı tarzda olduğuna kani değilim. Mirac hatta kur'an ilhamla olmustur. Gökten inmemiştir. Şairler gibi Peygamberler de ilhanı duymuştur.» Olumden kıırtulan Arnavutluk Kralı Zogu ve suı kastın ııapıldığı Vıyana operası Dakikalarca süren alkışlardan, bra Viyana 22 şubat (Hu. Mu.) Cuma kapılardan akşamı Operadan dağılan halk kapmııı volardan sonra halk geniş önünde, biraz evvel içeride sahne üze tasmağa başladı. Hava müstesna olarak nadiren rinde seyrettikleri facianın hakikisine güzel. Yıldızlar ve ay burada şahit oldular. İki Arnavut zabiti tara görülen bir şekilde parlıyorlar. Fakat olfından Arnavut'luk Kralı Ahmet Zogu'ya dukça soğuk. Bir hafta evvel yağmış oburadı bir sui kast teşebbüsü yapıldı. Kralm Ian kar küme halinde şurada yaverlerinden biri öldu, bir diğeri de donmus. yaralandı. K^ndisi talihin müstesna bir Silâh sesleri ve... Akara 2 >Telefonla) B. M. Meclisi bu çok yanlışlıklar yapıldığını. biı sene evvel lutfu eseri olarak sağ salim kurtulabildi. h a y v a n a t SergİSİ vani henüz Avrupada de?il, memlekette Elleıim paltomun cebinde, bir an evgün Nurettin Ali Beyin riyasetinde ictima tanzim edilen tapu harçlan kanununun Evvelki akşam tesadüfen ben de Ope vel eve varabilmek için hızlı hızlı yürübile milli mücadelenin zaferle biteceğine etmiştîr. Evvelâ Yunan meclisi reisinin yanlıs tatbik edilmekte bulunduğunu ni rada idim. Vak'ayi en ince teferrüatma meğe başladım. Henüz kapıdan on bes Macaristan Ziraat ve hayvan ye inananlar bir avuc imanlı insandan ibaTürk Yunan itilâfının tasdikı münase tekim harçlar yüzde yirmi tenzil edildiği kadar görebildim. Bazan böyle hâdiseler yirını adım ayrılmamıştım. Birden bir tiştirme cemiyeti tarafmdan sene ret olduğu zamanlarda İstanbul'a ve İzbetile cevabî telgrafı okunmuş ve büyük halde memleketine avdetinde oradaki me karşısında talihin fevkalâdeliklerine silâh sesi. Arkasından bir daha. bir da • mit'e gelmiştir. Şunu demek istiyoruz ki bir dikkat ve alâka ile dinlenmıştir. Müte murun muvazenei umumiye kanununun şaşmamak hakikaten kabil olmıyor. ha. Sür'atle geri dönerek silâh sesleri de iki defa tertip edilmekte bulu Claude Farrere bir karagün dostudur. akiben ruznameye dahil olan Türk Yu bir madesine istinaden tapu harcmın J Düşünün bir kere. Kralı oldürmek icin nin geldiği yere doğru koştum. Burası nan Budapeşte Ziraat ve hayvanat Hatta. bizim, harbi umumiye iştirakinan ticaret muahedesinin müzakeresı Ha yüzde elli beş uzerınden tahsiline devam I iki nişancı zabit sağdan soldan ve iki Operarın yan kapısı. İlk göze caman şey mizin bidayetlerinde bütün itilâf matsergisi bu sene de kırkmcı defa o buatı aleyhimizde ates püskürürken riciye Vekilinin meclıste bulunmamasına eüğini gordugünu soyledi ve kadastro ka adım mesafeden tabancalarında kurşun oraya buraya kaçışan bir kalabalık. Kakalmavıncaya kadar aşet ediyorlar ve pının önünde bir otomobil.. Otomobilin larak açılacaktır. Claude Farrere ismi hatırımda kalmıyan mebni yevmi ahara talik edilmiştir. nununda mevcut basit kayıtların tashihi sonra talih Kralı kurtarıyor . sağından solundan birer saniye parhyan Martın yirmisinden yirmi beşine bir Fransız mecmuasmda son derece leBundan sonra kadastro kanununun mu ile gayrimenkulun hakiki vaziyetinin na O günkü program kısa alevler, silâh sesleri ve cam sangırhimizde bir makale yazmıştır. Eğer o tazari dikkate alınması için lâyihanın encürakeresine devam edümis. Kastamonu tıları Bu sırada epey yaklaşmıştım. O kadar devam edecek olan bu ser rihte, Fransa lehinde, bizim matbuatı Operanm euma günkü programı bilmeb'usu Mehmet B arazi tahrninde me mene iadesini teklif etti Salâhattın B. tomobilin önünde biri yere düştü. Elini gide bütün Macaristan'da yetişti mızda o yazının bir ayni intişar etseyd! bütçe encumeni namına vaki hassa enteresandı: Meshur İtalyan bes cebine sokarak bir rovelver çıkardı, yatmurların fcıymetlerı fena takdir ettiklerıni rilen her türlü hayvanat teşhir e makalenin muharririni. mutlaka, vatan halkm bundan müşteki olduğunu söylu beyanatında kıymet asasının kabu! olun tekârı «Leoncavallo» nun en güzel eser tığı yerde ateş etmeğe başladı. Keskin siederlerdi. lerinden biri olan «Bajazzo» su ve Aldilecektir. At, koyun, domuz ve haini diye idam hilâfetin ileası esnasında yerek kanunun bir defa da iktisat encu mamasınm kıymetlerin mutehavvil bu Arkadaşımız, manya'nın en kıymetli modern beste lâh sesleri arasından canhıraş bir fer"meninde müzakeresini istemistır Malıye lunmasından ileri geldiğini ve bunun dev kârlarından «Richard Strauss» un bizzat yat. İkinci bir adam kocaman bir çuval boynuzlu hayvanlarla her türlü kü hilâfet lehinde yazdığı bir makaleden Veklli cevaben ayrıca bir arazi kanunu let İçin bir taahhüt yapılabileceğinı beyan idare edeceği bir baleti. Viyana'nm en gibi devrildi. Bir iki saniye sonra da si mes hayvanlarından maada bun • dolayı Claude Farrere'in hücuma lâyık tanzlm edilmediğini ve encümende muza etti. Sıvas meb'usu Remzı Beyle dığer ba kib:ır tabakasını muazzam yaldızlı salo lâh sesleri kesildi. sövlüyor ve ki ları yetiştirme usullerini ve bu u olduğunuedibi. o zamankabul ediyor bir kere edildiğini ve bunun bu kanunin a zı hatipler soz aldıktan sonra tapu mudiri na doldurmuştu. Uzun etekli, rengârenk Fransız yanhshkla Heyecanlı vak'aîar sullerin tatbikında kullanılan ma hata etmiş, fakat ondan sonra. Türkiye lâkası olmadığını söylemistir. Karesi meb' Atif B. izahat verdi. Bazı memleketlerde tuvaletli kadınlar ve esmukinli, fraklı Bu esnada polislerden ve halktan muusu Ali Sürun B. kadastro kanununun kadastroda kıymet esasının da nazari dik erkekler arasında bir cok Amerika'lı da rekkep müthiş bir kalabalık otomobilin kineler de bütün teferrüatile gös aleyhinde bir tek satır yazmadığı gibi gayrimenkulün hukukunu ve hendesi va kate almdığını bu esasın iktisadiyatta çok göze çarpıyordu. etrafını sarmıştı. Her kafadan bir ses çı terildiği cihetle ziraî memleketler bilâkis lehtar neşriyatta bulunmuş, iki defa memleketimİ7e gelerek bu hatasım zıyetini tesbit ettiğini halbuki gayrimen faideli olduğunu yalnız hukuki ve hendesi (Kral, Arnavut. Her yerde olduğu gibi Viyana'da da kıyor, yalnız arasıra için bu serginin ehemmiyeti pek örtmek istemiştir. kulün kıymetinin dahi tesbit edilerek her gibi vaziyetler dolayısile tatbikı müşkül Operaya giden halk iki sınıfa taksim o Zogu) sesleri kulağa çarpıyordu. PolisArkadasımızın ilk tenkit ettiğimİ7 yakesin tapusunun verilmesi lâzım geldiğini bulunduğunu bizde kıymet tesbitinin ne lunabilir: «Operaya gittim» demek ve ler kalabahğı yararak dar bir yol açtı büyüktür. zısında Claude Farrere'in hilâfet hakve bu sayede gayrinıenkullerin de müte derece kabili münakaşa olduğunu beyan kendini göstermek için gidenler, hakikî lar. Önümüzden beş on polisin sıkı sıkı Bu sergi, bundan maada bilu kındaki neşriyatından hic bahis yoktu. davil sermaye haline sokulması zamanmm etti. Neticede lâyiha İktisat ecümenine san'at heyecanı duymak için gidenler . kollarma yapıstığı kürk paltolu, sık iki mum ecnebi memleketleri için da Esasen. Fransız edibine. bu noktadan Birinciler bizim paramızla sekiz on li adam geçti. hulul ettiğini, arazi tahririnde hakikaten havale ve celse tatil edildiBen yaralaıııp yere duşen adamlarm mızhk hayvan tedariki için büyük hatta şiddetle mukabele etmek başka. ra tutan en pahalı yerlerde otururlar, • •"""."iımMmıllllllHlllllimilllinitllIlllllllllliniHinHimıniıımıı M,I , > ağır bir lisanla kendisine hediye ettiğiellerinde sık dürbinlerle mütemadiyen götürülecekleri en yakın yerin Opera olbir fırsat teskil etmektedir. miz halılardan bahsetmek gene başka içeri kendilerini çösterecek tanıdık, ahbap, duğunu düşünerek yan kapıdan dır. Arkadaşımız. hilâfet hakkındakî dost ararlar. İkinciler ekseriya fakir sı girdim. ya koşuşuyorlardı. Koridorda âmir kı makalesinin ve fikirlerinin yanlıs oldunıfa mensupturlar. Bunlar galerilerde Kral... yafetli bir adam bir memurla konusu ğunu ve yanlıs çıktığını Claude Farrere'e veya <Steh Parterre» de ayakta duracak Biraz sonra polisler kucaklarında. bi yor: ilmi, tarihî ve siyasî delillerle pckâlâ bir yer bulabilmek için oyunun başla ri tamamen kendinden geçmiş olan iki Bütun kapulara polis k.oyunuz. anlatabilirdi. masmdan saatlerce evvel gelip kapının yaralıyı getirdiler. Yanlarında bir de kıkimseyi Fikir hurriyetinin ne olduğunu pek iyî önünde sıra beklerler. Operada hakiki sa boylu, esmer, heyecandan sapsarı ke Kimseyi içeri sokmasınlar ve dışarı çıkarmasmlar. bilen Claude Farrere de böyle bir yazıtakdir alkışları evvelâ en yukarı kattaıı silmiş. zangır zangır titriyen bir adam Karsısındaki şaşkın saşkın cevap ve dan hiç bir teessür duymazdı. kimse de 2 İzmir 2 (Hususî muhabirimiz^ başlar. Asıl hevecan oradadır. vardı. Kendisini kolundan tutan birisi: riyor : bir şey demezdi; fakat itiraf etmek lâ Haşmetmeap lutfen yukarıda biKral Zogu Operada... den) Bugün Menemen ve İzJ Ya Kral çıkmak isterse ne >apalım? zımdır ki hediye halılardan bahsetmek, Perde ara^mda bir gazeteci arkadaşa ra« istirahat buyursunlar. Ankara 2 ıTelefonlat Devlet Bankası ^ mir'de şiddetli bir f ırtına çıktı.* bu sahada hiç bir delil teşkil etmemiş, Diyerek ne yaptığını bilemiyecek ka Sükunet avdet ettikten sonra... tesis heyeti bugün saat 10.5 ta Maliye Ve ^ Her tarafta kiremitler uçuyor.7 rastgeldim. Öteden bcriden konusurken: sadece edibin izzeti nefsine dokunan ve Yarım saat sonra sükunet avdet etti. bizr de \arasmıyan bir tecavüz olmustur. Ahmet B. burada gördünüz mu? dar kendini kaybetmiş olan adamı merkâleti binasında ictima etti. Maliye Vekili Denizde büyük dalgalar başla • Dedi. Hangi Ahmet B. diye sormama divenlere doğru sürükledi. Bu Arnavut Kralın refekatine birini katarak otele Mustafa Abdülhalik B beyanatta bulunamıştır. Kralı meshur Ahmet Zogu Beydi. He gönderdiler. Yaralılardan biri ölmüştü. mevdan vermeden ilâve etti: rak şimdiye kadar bankanın 15 miiyon Medeniyet âleminde propaganda çok «Arnavut Kralı Ahmet Zoeu B.». Ve men yanına yaklastım ve Türk'ce ola Cesedi morga. diğer yaralı hisse senedı sermayesinden tahminen 12 hastaneye ; müessir bir kuvAtMr. Yıınanistan pro v sonra anlattı. Kendisi bazı sıhhi sebep rak: kaldırıldı. Ölen Zogu'nun yaverlerinden milyonunun kaydedildiğini. halka ÛJ bir >nda ile istiklâlini kazanmış ve bu Geçmiş olsun efendim.. Dedinı. lerden dolayı 28 kânunusanidenberi Vibuçuk miiyon kıymetinde hisse senedi arTopolay Beydir. Bacağmdan ve omuzun günku haline de nropagrmıdo sayesinde Uzun uzun bana baktı. Bir şeyler söv dan iki kurşunla yaralanan saray nazırı gelmiştir. Büvük harpte yana'da imiş. Operavi çok severmiş. Heİngiltere ile zolunduğunu ve bu miktarın da şimdiden men her aksam geliyormus. Arnavut lemek istiyor. kekeliyor fakat muvaffak (Hafminister) Ekrem Libo Hora Bey Fransa. Amerika'yı propaganda ile kendi muşterisi hazır olduğunu ve vaziyetin şaKralı beni alâkadar etmediği için fazla olamıyordu. Nihayet renksiz tludakları dir. Katiller Arnavut mültecileıinden iki taraflarına celp ve imale etmislerdir. yani memnuniyet bulunduğunu soyledi. bahsetmedik. Bir saat sonra kanlı bir kımıldadı. işidilmiyecek kadar hafif bir Fisebillülâh bize dostolan, Türk'ler zabit. Birinin ismi Aziz Kâmi, diğerininAnkara 2 (Telefonla) Bir kac ay etvel hâdisenin kahramanı olacak olan bu a sesle mırıldandı: Neticenln ilânı kararlaştınlarak 1 nisuıda ve Turk'luk lehinde neşriyat. vani proki Naok Bjeloasi. toplanılmak uzere içtimaa nihayet venl Mülkiye Mufettisliğince hakkuıda vapılan damın Operada mevcudivetinden kimse ElhamduUllâh! Sui kastin sebebi Zogu hükumetiııin paçanda yapan mütefekkirler. zaten pek di. «Josephs Yanındaki, sîvil memur olduğunu tahtahkikat neitcesinde vekâlet emrine alınan haberdar bile deçil. Herkes azdır: bunları da boş yere ılarıltmakta zat bana Alman'ca Kralm beş altı sene evvel tatbik ettiği şiddet Şeyh Said'in oğlunun müdafaası Samsun Valisi Kâzım Paşa hakkuıdaki Legende» baletinin bestekârı meshur Ri min ettiğim olduğunu, fazla rahatsız et siyasetidir. O zaman Tiran'da Zogu yüz mana yoktur. Aziz arkadaşımız, kusuruşar İstravs'u bekliyor müteheyyiç memurin lerce kişiyi astırmış. Bunlar da onların mu affetsin, bu işte hata etmistir. Ankara 2 (Telefonla) Yarın A tahkikat bitmiştir. Kâzım Paşa Temsil muvaffakiyetle bitti. İstravs mememi söyliyerek onu yukarı çıkardı. ğırceza mahkemesinde Şeyh Said'in kanununun muvakkat maddesine tevfikan hakikaten muvaffak olmuş. Müzik çok Maamafih heyecanlanan yalnız Kral de intikamını almak istemisler. Yani kan oğlu Salâhattın ve rüfekasının müda vekiller heyeti tarafmdan tasfiyeye tabi san'atkârane. insana efsanenin icinde eildi. asayişi teminle mükellef olanlar davası gibi bir şey. NADİR NADİ bile sinirlenmişler. boş yere oraya burafaaları istima edilecektir. yaşıyormus hissini veriyor. tutulmuştor. B.M.Meclisimüzakeratı Kadastro lâyihası uzun müzakereden sonra İktisat Encümenine gönderildi « Bir Türk muhibbi olduğu mu 1931 kânunusanisindeki ithalât ve ih hakkak bulunan .Claude Farrere'e bazı , racatımıza ait gümrük istatistiğinin bir gazetelerinizin hücum ettiğini gördüm. 1 hulâsası tertip edilmiştir. Bu hulâsaya hayrette kaldım. Yunanistan'a böyle bir , göre 1931 ithalât ve ihracatı şu kadar Yunan muhibbi ecnebi geldi mi, biz ona, ı dır: fevkalâde hürmet ve muhabbet gösteririz. Çünkü, Yunan dostu ecnebilerin ve İthalât: 12,055,928 Iira bilhassa mütefekkirlerin, Yunanistan'a İhracat 11.186,749 > neler kazandırdığını biliriz. Hatta YuFarkı: 1,869.179 v Bu hesapca ithalâtımız ihracatımız nanistan'a, istiklâlini ve Yunan'hlığını onların propagandası kazandırmışlardır. dan bir milvon 869 lira fazladır 1930 ve 1931 kânunusanilerinin ihracat Ücretli konferans verdi. diye sizin Clande mukayeseyi de j Farrere gibi Türk dostluğile meshur bir ve ithalâtı arasındakı muharrire hücum etmeniz ve boş yere dercediyoruz: onu gücendirecek sözler söylemeniz bir İthalât hatadır. Hatta. affedersiniz ama, Türk 1930 K Sani 12.011 683 lira gazatecileri için bir gaftır.» 12 055 928 » 1931 K Sanı Bu Yunan'lı tanıdığımın hakkı vardı. 44 245 > Fark Halbuki Claude Farrere'e hediye edilen ihracat halılardan bahseden arkadaşımız, bu ha1930 K Sani 11.934 230 lira tasını kısaca tamir edebilirken bnnıı 1931 K Sani 11.186.749 > yapmadı. Yeni yazılarında. kendini müFark 747.481 • » Bu hesaba göre 1931 kânunusani.sinde dafaa için diğer bazı yanlışlar yaptı. Evvelâ, arkadasımızın söylediği gibi, ı 1930 kânunusanisine na?aran ithalâtı I mız 44.000 lira artmıstır. İhracat ise 1931 Refik Ahmet Beye vapılan tecavüzü ma! kânunusanisinde 1930 kânunnsarisine zur göstermek icin hic kimse hiç bir şey yazmamıştır. Bilâkis bütün gazeteler ve nazaran 747.000 lira azalmıştır fazeteciler bu tecavuzu takbih etmişlerdir. Sonra. arkadaşımıza gore. Claude Farrere'in Türkiye'yi ölüm tehlikesinden kurtardığını yazmışız. Böyle bir saçmayı Kilis gazetesi başmuharriri Ra da hic bir Türk gazetecisi yazmamıştır. Yazılan şey, Claude Farrere'in karagün gıp Bey Kilis kaymakamı Cemil Bey dostu olduğunu söylemekten ibaret kalaleyhindeki neşiryatından dolayı hak mıstır. kında verilen mevkufen lüzumu mu Arkadaşımız, ücuncu bir hataya daha hakeme kararı üzerine evrakile bir düsüyor, Claude Farrere'in İzmir zafe likte Gaziayintap Ağırceza mahke rinden sonra davet edilerek İstanbul'a ffelmis olduğunu yazıyor. Claude mesine gönderilmiştir. zaferinden hayli evvel. r Farrere, İzmir îthalâtımız ihracatımız dan ıki buçuk miiyon lira Claude Farrere meselesi Dün, bir Yunan'lı ile görüşüyordum. ya yakın fazla oldu Bu zat bana dedi ki: HEM NALINA1İ MIHINA*! «Kilis» gazetesi sahibi tevkif edildi J Izmir'de büyük Halka 1,5 miiyon » bir fırtına başladı* luk hisse arzediliyor Devlet Bankası Samsun Valisi lasfiyeye fabi tufuldu Fransızca bir şeyler kaleme alacak tık. Hoca, çoban kalpağını bir çiviye takıyor, ve s'nıfa hitaben şunları söylüyor: «Size iyi bir mevzu buldum;> la Palnodi de Stezihor. Evet, M. Bayi gözlerimin önünde. Sık iri bıyıklı, saçları <anbrus>, şüphesiz bed baht ihtiraslarla damgalanmış kuv Terceme eden: Haydar Rifat Yazan: Andre Moruva vetli bir sima. Cüzdanından bir kâğıt Gandüma çayırlarında, onun haya çekiyor ve yazdırıyor: «Şair Stezi H hâkim âmillerinden birini teskil eden lile yanyana gezdiklerimi hatırlarım. «hor şirlerinde Yunan'lılara getirdiği Gandüman'ın semsabat çemenlik şiddetli ihlâs ihtiyacınm ilk ifadele Temkinli sesile bana hazin fakat gü «dertlerden dolayı Elen'e inkisar et Ieri, daha aşağıda, ovada, titrek bir ridir. Şu çocukluk zamanma ait ha • zel sözler söylerdi. Ne münasebetle ve <miş, Venüs buna kızark şairi kör ethararetin hafif sisile örtülmüş Sar •fızamda hâlâ yer tutabilmekte olan tam hangi yaşımda onu kahraman na«miştir. Şair bunun üzerine kusurunu döy kasabası. Ufak bir çocuk kum yı bu hurdebinî vak'ayi tahlil eder mile anmağa başladım, bilemiyorum. tanlıyarak bir tüvbe kaleme alıyor ve ğını içinde kendi kazdığı çukura yarı sem daha o zamandan bu fedailik ar Her halde onun bana verdiği zevke cebunda güzelliğe karşı hatnaşinaslı beline kadar girmis, etrafını saran zusunda biraz da cismanî zevk ve haz saret ve tehlike fikirleri terafuk et manzaralar arasından gayrimer'i bir bulduğum görülür. Fakat şimdi ayrı bir ismi vardı: <ğından dolayı teessür ve nedametle miştir. Annemle de Don Kişot'u, Lan«.rini izhar ediyor. > düşmanın gelişini gözetliyor. Bu oyun Oyunlarım çok çabuk değişti. Se selod'u Lak'ı okumağı pek severdim. Elen; Homer'in Elen'ini seviyordum, benim sevimli Danritin istihkâmda nebaşı münasebetile elîme tutuşturu O günkü sekiz sahifelik yazımı yeDülşine'nin çirkin olmasını havsalam bu yaşta velev hayalî olsun, bu şid harp; ismindeki kitabımdan mülhem Ian < Küçük Rus askerleri» ismindeki detli sevda maceramın mes'uliyeti de niden okumağı ne kadar isterdim. Habulunuyordu. Ben avcı askeri rolünü kitapta bir ordu teşVil etmek istiyen almadığından kitabımdan onun res hocam Bayi'ye müteveccihti. yatın derinliklerile ifade edilmiş fikir oynuyordum, deliğe girmiştim, ve ve kendilerine hükümdar olarak bir mini yırtmış ve onu istediğim gibi ta Neden bazı tasvirler zihnimizde ilk arasında o derece tam ahengi bir defa uğurunda canımı seveseve feda ede Kraliçe intihap eden mekteplilere dair hayyül etmeme bir mâni bırakmamış göründükleri dakikanın vuzuhile ka daha bulamadım: hiç bir defa: belki ceğim ihtiyar bir miralay kumanda masalı okudum. Kraliçenin adı Ania tım. lırlar da, onlardan mühim görünen di Odil'e yazdığım mektuplardan bir kasındaki Liuvil istihkâmını müdafaa Sokolof idi. Bu çok güzel, fidan gibi, Amcazadem Rene benden iki yaş ğer bir takımları keza teressüm et çı ile sekiz gün kadar evvel size hitaediyordum. Burada bu çocuk oyun zarif ve zeki bir genç kızdı. Askerlelarına kadar isaret edisimden dolayı rin bu Kraliçeye sadakat yeminlerine, küçük olmakla beraber uzun zaman mekle beraber çarçabuk silinirler? Bu ben hazırladığım ve bir türlü gönde affınızı rica ederim, fakat ileride ona yaranmak için atıldakları teh bana ders arkadaşlığı etmistir. Son dakika, M. Bayi'yi içimde bir levhada remediğim mektubu bundan istisna ebambaska mevzulara tatbik edilmis Hkeli sergüzestlere ve bu fedai raları, ben on üç yaşıma girince ba • dershaneye yavas adımlarla girerken debilirim. Güzellik îçin, fedailik raevıuu içimolmakla beraber, bunlar seciyemm liklere mukabil mükâfat olarak bam beni Limoj'da Gey Lüsak lise • tam bîr sıhhatle görüyorum. O gün Cumhuriyet'in tefrikası: 2 IKLIMLER Kraliçenin bir gülüşünü saa detlerin en büyüğü addetmeleri ne bayılırdım. Bu masalın bana neden bu derece tatlı geldiğini bilemezdim; fakt bu böyle idi, onu seviyordum ve size bir çok defa tasvir ettiğim hâkim kadm hayali bende hiç şüphe yoktur ki oradan teressüm etmiş, kalmıştır. sine koydu. Artık ben orada bir akrabada kalıyor ve evimize pazar günleri gelebiliyordum. Mektep hayatını pek sevmiştim. Okuma ve tetebbü zevkini babamdan almıştım. Beğeniliyordum. Marsena ailesinin parlak gözleri ve kalkık kaşları gibi gurur ve mahçubiyetini de tevarüs etmiş bulunuyordum. Gururumu ancak kahraman Kraliçe nin hayali tadil ediyordu, onun bedi hayaline daima sadık kaldım. Akşamları uyumadan bildiğim hi kâyeleri zihnimde tekrarladım. Kra liçe daima kahramanlık timsali olarak her şeyin fevkinde kahrdı. de öyle derin akisler koparıyordu ki, gençliğin durmayıp taşan feyyaz ve ateşin devrine daha yeni ayak bastı ğım halde ürpermeler.. Korkular geçirmiş ve iki saatten fazla bir müddet eritici bir ateş içinde çalısmıştım; guya bu arzı ve çetinlikler dolu hayatımda Stezıhore'nin tövbesini benim de yazma mevkünde kalmak mahkumi yetimi daha o zamandan hissetmiştim. Bu teheyyüç ve istiğraklarımın daima içimde saklı, mahpus, ve örtülü olduğunu da söylemezsem henüz on beşinde bir lise talebesinin ruhu hak kında pek yanlıs bir fikir vermiş olurum. Bununla beraber sınıf arkadaş larımla kadınlar ve aşk hakkında a ramda mübalâtsız bahisler geçtiği o lurdu; bazı dostlarım tecrübelerîni c er»nî... ve behimî teferrüatma kadar naklederlerdi. Bana gelince, ben, E lene'yi yanlarında kaldığım halaza delerime gelip giden Limoj'lu genç bir kadında bulur, onda temsil eder ve bununla iktifa ederdim. İsmi Deniz Obri idi; güzeldi ve hafif telâkki olunurdu. Mabadi oar

Bu sayıdan diğer sayfalar: