16 Nisan 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Nsan KÜÇÜK KÖŞE: Cumhuriyet SEYAHAT NOTLARI Bizden iki namzet Biri taze, biri bayat Nili müarek, hakikaten mübarektir! İHEM NALJNA MIHINA Fırkanın Tebliği göstereceği 22 vilâyet! (Btrinci sahifeden mabit) beraber noktai nazartnda satnirm olanlartn tenkit ve mütaletJarına muhatap olmak kararında devam etmekte ve bu mütalealarına ken di izahatının millet karştsında mukayeseainden fayda bekîemektedir. Müntehibi samlerden beklenen siyasi hayatta Cumhuriyetçı, milliyetçi ve samimi miita leaların müdavelesine memle keti ahştırmak yolunda Umu • rru riyatet divanının lüzumlu gördüğü bu tedbirin Cumhri yet Halk Ftrkasına mensup müntehibi sani vatandaşlar ta rafından takdir ve isabetle tatbik olunacağına emniyet edi lebilir. HAŞİYE: Metinde zikredilen intihap daireleri şunlardır: Adana, Afyon, Aksaray, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Bursa, tstanbul, tzmir, Isparta, Kayseri, Kastamonu, .. ııımımnnmiımilllimilllllll Ehîuhu mahalluhu Bu serlevhaya bakıp ta, Mısır'dan yeni geldiğim için arapça'ya karşı bir zaaf ve meylân gösterdiğimi zannetmiyiniz. Eski köprü tahsildarlarının yeni açılan tahsildarlıklara tayin edileceklerini okuyunca, belki Mı sır'dan ziyade Türkiye'de kullanılan «Ehîuhu mahalluhu» sözü aklıma geldi. Dayı da desek, kuruşu almadan köprüden kimseyi geçirmiyen, icabında tokata, yumruğa bile müracaat eden bu kahramanlar için tahsildarlık biçilmiş kaftandır. Çam sakızı gibi yapışacaklarına ve tahsili icap eden parayı almadan geri dön miyeceklerine zerre kadar şüphe etmemeli. Bu tayinde, o kadar büyük bir isabet var ki Belediyede, hiç bir memur, muhakkak, bu yeni tahsildarlar kadar vazi felerinin ehli değildir. H. Fırkasmm 30 kadar namzet ' Büyük bîr yangın Pariste bîr mahalle yandı 35 milyon zarar var Paris 14 (A.A.) Clichy roahallesinde bugün akşama doğru gayet şiddetli bir yangın olmuştur. Bir benzin deposu tutuşmuş, bir çok büyük binalar, erzak ambarları, gümrük dairesi, devlet demiryolları le • j vaşzım, idaresi yanıp harap bir hale "gelmiştir. "tasyÖnunun antrepolarında dün çıkan yangın söndürülmüştür. Zarar miktarı 35 milyon tahmin olunmaktadır. Bu miktardan 8 milyonu ti caret eşyasına ait bulunmakt«d'r. , u , » Kti yn.n.f Datıgnoiıes ıs Yerli mallar sergisi Ankara 15 (Telefonla) Yerli mallar sergisi ümidin fevkinde bir rağbet görmektedir. Müessesler yeniden mal getirmektedirler. Âsarı atika komisyonu Ankara 15 (Telefonla) Âsarı atikanın her yerde muhaf azasını temin içîn çalışmak üzere Heyeti Vekilenin kararile bir komisyon te şekkül etmiştir. Komisyon Basvekâlet Müsteşarı Kemal, Dahiliye Müs j teşarı Hilmi, Maarif Müsteşarı Emin ve Hars MUzesi Müdürü Hâmit Zübeyr B.lerden mürekkeptir ve bugün Kemal Beyin riyasetinde ilk içtimaını aktetmiştir. Izmir varidat müdürü tebdil edildi tzmir 15 (Hususî) Maliye Vekâletinden gelen bir telgrafta varidat müdürü Sabri Beyin Vekâlet emrine ahndığı bildirilmiştir. Keyfiyet Defterdarlıkça Sabri Beye tebliğ edilmiştir. Cumhuriyet'in tefrikası: 42 Biz, gazetecilerin meb'usluk hakkında şikâyet ve mınnkırın etmeğe hiç hakkımız yoktur. Meslekimiz, bunca zamandanberi kendisini Millet Meclisinde lüzumu kadar temsil etmektedir. Bu «lüzumu kadar» ı ben söy lüyorum. Halbuki bu temsil nisbetinin daha çok inkişafını, mecKocaeli, Konya, Kütahya, MaIiste bollaşmamızı istiyen arka nisa, Niğde, Samsun, Sinop, Tedaşlar var. «Bıldırcın» ları, «Pikirdağt. liç» leri, «Keklik» leri üreten bir Müntehibi sani intihabatı biten mesleğin Mecliste bir muharrirkazalar ler curnatası istemesi çok görülAnkara 15 (A.A.) C. H. Fır memelidir. kası Umumî Kâtipliğinden tebliğ oFakat son günlerde en çok nalunmustuı: zari dikkatimi celbeden bizden Son iki gün zarfında isimleri a iki muhterem namzet olmuştur: xağıda yazılı 45 kazanın müntehibi Celâl Davut Beyle (Bolu) da sani intihabatı hitam bulmuş ve birinci müntehipler reylerini Fırkamı(Gamlı) gazetesinin imtiyaz saza vermekte devam etmişlerdir. hibi muhterem Refik Firaki Bey.. Simdiye kadar müntehibi sani intiBunlardan Celâl Davut Bey elhabatı biten kazaların adedi 459 u lisini boylamış olmakla beraber bulmuştur. namzetlerin en tazesidir. çünkü Kazalar: Çine,, Akhisar, Salihli, ilk defa bu hayırlı işe teşebbüs Eşme, Beyazıt, Elişkirt, Tutak, Di etmiştir. Fakat Firaki Bey mes yadin, Karaköse, Tuzluca, Siverek, lektaşıraız epeyce bayatlamıştır; Sürüç, Haran, Mardin (Merkez), bununla üçüncü defadır ki mil Hakâri (merkez), Beytüşşebap, letin selâmeti namına namzetliSemdinan, Gevar, Diyarbekir (merğini koymaktadır. kez), Cermik, Kulp, Liçe, Osmaniye, Silvan, Pervari, Beşiri, Sirnak, tki namzedimizin aralarında Sirvan, Eruh, Alâziz (merkez), Bas ki fark bununla kalmaz. Daha kil, Çemişkezek. Ergani madeni, Ho büyüktür: Celâl Davut Bey bazat, Nazımiye, Keban, Mazgirt, Abadan çiftçidir, baba yurdunun iyancık, Palu, Pentek, Saimbeyli, cabatından pehlivandır, spor Sîran, Mucur, Refahiye, Bandırma. cudur, otuz senelik gazetecidir lüüllllMinmmtın' ve bilhassa Türkiye'de fennî an ve arıcılık mütehassısıdır. Yal nız iktisatçi değildir. Tekbaşına himmet edip Firaki B. gibi vatanı iktisatça yükseltmeğe güAnkara 15 (Telefonla) cü yetmez. Fakat (Gamlı) FiraCeyhan nehrinin taşması yüki Bey gazetecilikten evvel mü zünden 44 köy su altında kalhim bir iktisatçıdır. Meşhur arımıştır. Nüfus zayiatı olmadığı cı Celâl Davut Beyin namzetlik haber alınmakla beraber fazprogramında neler yazıyor? la tafsilât ve malumat ta alınaGörmedim. Fakat muhterem Fimamıştır. raki Beyin koyduğu ve neşret tiği namzetlik programı elimde duıuyor. Onu aşağıda siz de oEcki borolerm tetklki kuyacaksımz, ve göreceksiniz ki Ankara 15 Himmet zade Hüseyin B. Istanbul'a hareket etti, o • bu taşkın zekâlı meslektaşımız irade ve talân sahibi mükemmel rada Maliye Heyeti Teftişiye Reisi bir tiptir. Kendisini samimî her Adil Beyle beraber Düyunu Umu meslektaş ikinci müntehiplere miye vasikaları üzerinde tetkikat yapacaktır. lâyıkı veçhile tavsiye etmeği vazife telâkki etmelidir. Bu vazi feyi ilk ifa etmek şerefini ken tzmir 15 thracatın irhisar sekdime hasrederek programını aylinde bir usule tâbi tutulacağı hanen neşrediyorum: beri üzerinde müzakereler yaomak Meb'us üzere Ticaret Odası heyeti toplandı, Bolu Vilâyeti intihap tefti$ heyeti hakikatin Ankara'dan sorulmasına Riyaseti muhteremesine karar verildi. Aksam üzeri ihraca Bırer ntishast gazetelere tın inhisar şeklinde olmıyacağı haMaruzatımdır, Vatanımızm ve dolayısile Türkiye ber i gelince tüccar çok sevindi. halkının yırminci asır yalancı medeOtomobillerin rekabeti niyetının hucumıle duçar olduğu ıktisadî buhrandan kurtarılması has fzmir 15 Otomobillerin reka letinl bizzat şahsımda görmekle madbeti sebebile, Aydın tren kumpan yası mayıstan itibaren fiatları ten dî ve manevl mes'uliyeti tistümden refetmek için Bolu vilâyeti ve mulhazile karar vermistir. katının mukaddes bildiğim ve oylece mukaddes yapmak istedığim Halk Çocuk haftası Fırkasınm ruhu manevisini tecessum Ankara 15 Tatbik edilecek ettlrmek üzere işbu nama hareketi Çocuk haftası programı geçen semezkurem ücüncü ve sonuncu olarak neninkinin aynidir. meb'us namzetliğiml koyduğumu sebatım sebebile iftiharen arz ve ilan Habesistan İmparatora, Musoli eylerim efendim. ni'ye arslan hediye etti Refik Firaki Roma 13 Faşist rejiminin hayMuhterem meslektaşımın bir ranı olan Habesistan İmparatoru bu dördüncü defa daha namzetliğitemayül ve takdirinin bir niranesi ni koymasını meşhur olan sebaolmak üzere ltalya veliahdine ve Musolini'ye bir arslan hediye et • tından intizar ve temenni ede mistir. rim, çünkü işin kırka kadar ta 44 köy su altında Izmlr füeearlan Nil kanallartndan birinin kenannda hu ma ağaçları aıa&mda bır fellâh koyu muk, şeker kamışı ve «ful» deniSaatte 7080 kilometre sür'atle len bakladır. Köylerde ve tarlaüç buçuk saatte İskenderiye'den larda en çok görünen hayvanlar, Kahire'ye giden trenin güzergâeşek ile manda ve koyundur. Sıhındaki dümdüz arazide, her tağır ile deve az, at hiç yok gibi raf yeşil, tarlalar, çeşit çeşit ağaçdir. Zavallı beyaz eşeklere bazan lar, büyük küçük kanallarla doüç fellâh birden biner, bir katırın ludur. Bu arazi, kelimenin tam veya katır kadar büyük bir eşemânasile bir karış yer bile boş * ** ğin çektiği bir arabaya bazan bırakılmamıştır. Yıldız sarayı! çacuklarile beraber 20 kadın doMısır'm Delta denilen kısmı, Ben, uğurlu uğursuz gibi îti lar. fevkalâde kalabahk; nasıl kalakatlara pek inanmam ama şu O müthiş nüfus kesafeti, tar balık olmasın ki coğrafya kitapYıldız sarayının uğursuz oldu lalarda, asfalt şoselerde, trenlerlarının yazdıklarına göre aşağı de, trayvaylarda, arabalarda, ğuna inanıyorum. yukarı bizim Trakya kadar bir caddelerde, her yerde kendini Sultan Hamit, senelerce o sasahada, 14 milyona yakın bir göstermektedir. Fakat bütün bu rayda millete zulmetti, Vahi halk sakin imiş ve kilometre bakesif kalabahk, bütün bu münbit dettin, Türkiye'yi o sarayda düşşına 445 kişi düşüyormuş, zantopraklar, bu yeşil arazi Nil'in manlara peşkeş çekti. Nihayet nederim ki dünyada bu kadar az kenarında, Nil sularının dolaştıo sarayda, Türk'ün yüz binlerce sahaya bu kadar çok insanın sığı yerlerdedir. Nil sularının gi lirası kumar masalarında kay kıştığı başka hiç bir memleket demediği yerlerde bunlar, bı nadı, gitti. mevcut değildir. Mısır'm nüfu çakla kesilmiş gibi birdenbire sü üç milyon daha artarsa bu Şimdi, bu sarayı ne yapaca biter, bir adım bu tarafta tek atoprakların bu kadar adamı besğını düşünen Belediyenin üç tağaçsız sarı kumlu çöl, kurak ve liyemiyeceği anlaşılmıştır. Hal savvuru varmış. Hastane yap kızğın, gözün alabildiğine gider, buki nüfus elli senede, bir misli mak, verem sanatoryumu yap bir adım öte tarafta birer sor • ziyadeleşmiştir. mak, eğlence yeri yapmak. guç gibi semaya doğru yükselen Şimdiye kadar millete hiç bir Çok çahşkan olan fellâhlar, hurma ağaçları, yemyeşil tarla yani Mısır zürraı (Delta) daki hayrı dokunmıyan Yıldız sara ları ve altm başaklı ekinlerile toprakları öyle istismar ediyor • yını, bütün eski günahlarını af bereket ve servet ovası uzanır. lar ki hayret etmemek kabil defettirmek için, verem sanatoyoMısır bayrağının zeminini yalğildir. Ateşin Afrika güneşi, bol mu yapmak en doğru bir hare nız yeşil değil, yarısını yeşil, yarıNil suyu, kuvvetli nehir çamuru, ket olur. sını sarı yapmalı idi. Yeşil renk yorulmak bilmez fellâh, Mısır'm feyz ve bereket, sarı renk ise üç bu daracık sahasını dünyanın en şeyi birden temsil ederdi: münbit memleketi haline getir Evvelâ memleketi saran çölü, miştir. Mısır'da, bir tarladan basaniyen ekinlerin verdiği serveti, kınız ne kadar istifade edilir. salisen, Mısır'm sade hayat da Mısır'm bir nevi yoncası olan Uzun zamandır Amerika'da marı değil; bizzat hayati olan bersim beş ayda sekiz ilâ bulunmakta olan Zaro Ağa memNil'in memlekete altın akıtan on defa kesiliyor, daha doğlekete dönmek üzere hareket esarı sularını... rusu tarlada hayvanlara yederek Londra'ya gelmiştir. YaTevekkeli Nil'e Nili mübarek diriliyor, sonra hayvanlar, kında İstanbul'a gelecektir. dememişler ve aşka gelip te taştarladan ahnıyor, bu defa sın diye sinesine eskiden her sene çıkan bersim, ya kurutulmak übir güzel kız atmağı âdet etme zere kesiliyor, yahut yeşil gübre mişler! olarak sürülen toprağa karıştı ABİD1N DAVER rılıyor. Bu tarlaya bersimden evvel buğday veya arpa ekilmiş, 15 NİSANA KADAR HİSSE mayısta idrak edilmiştir. Arka KAYDINA DEVAM EDİLECEK sından haziranda da mısır ekiNevyork 14 (A.A.) Herald Tribone gazetesi Newpersey hükulerek teşrinievvelde kesilmistir. Beheri yüz liradan ibaret hisse meti dahilinde bulunan Peterbo Bu suretle, on defa bersim ve iki senetlerinin bedeli bir senede rough şehrinde tek satıhlı yeni bir defa da buğday ve mısır mahsutayyarenin muvaffakiyetli bir su taksitle ödenecek lü veren bu toprak, gene rahat rette tecrübeleri yapıldığım haber yüzü görmez, toprak sahibi tarvermektedir. Hisse senetlerine üç sene için lasını koyun besliyen Bedevilere Fokker sisteminde olan ve *ha yüzde altı temettü vermeği vada uçan bir istihkâm» ı andıran kiralar. Koyunlar da, son kalan hükumet tekeffül etmiştir bu tayyarenin bir tek kanadı var • otları yerler ve Nil'in feyzanını dır. Bu kanadın üstüne tayyare hümüteakip yeni zer'iyat senesi başcum vaziyeti alıralmaz kendi kenHem kârlı bir iş yapmış, hem de Iar. Bu feyyaz toprakların bir dine hareket eden bir kontrol tertiTürk parasının kıymetini yükselt karışlık yeri bile bir tek gün boş batı vasıtasile hep birden ateş açamiş olmak için bu fırsattan istifade bırakılmaz, ekilir, ekilir. bilecek surette altı mitralyöz yerleş ediniz. tirilmiştir. Mısır'da en çok ekilen şey paBu tayyare iki kisi alacak ve bir Yerli ve ecnebl bütün bankalarm kiçeyrek tonluk bombalar tasıyabileşelerinde kayıt muameleslne devam hammülü vardır. cek şekil ve kuvvette olarak yapıl sdilmektedir. AKA GÜNDÜZ mıstır. Zaro Ağa geliyor Merkez Bankası Dehhaş bir layyare Yazan: Andre Moruva IKLI Nitekim annetnin ona iki üç defa huysuz bir kız olduğumdan şikâyet ettiği zaman nasıl mukabele ettiğini görmüş ve hissetmiştim: « Bana, şefim Delcasse'yi hatırIatıyorsunuz. Avrupa'nın arkasına geçer ve «Avrupa'yı ben yürütüyo rum.» Der. Siz de zannediyorsunuz ki bir çocuk istenildiği gibi yetiştirilir. Fakat hayır, dostum, biz ken • dimizi kolayca hayatta aktör addediyoruz, halbuki yalnız seyirciler • den ibaretiz...» j^nnem kendisine tazirli nazar Iarla bakar, ve endişeli bir i^arctle beni gösterirdî. Kötü kalpli bir kadın değildi, yalnız mevhum tehlikelerden siyanet fikrile hem kendisi hem de benim rahat ve nm. saadetimizi selbederdi. Çok sonraları Filip bir gün «Anne • nia ıhtivat Jı T"rceme eâ^n: Havdar Rifat ğından muztariptir.» dsmisti ve bu doğru idi. O her insanın hayatını çayet çetin bir muharebe telâkki eder ve bunda ma^lup ve perişan düşmemek için harbin her türlü cebir ve zorile ülfet ve mümarese peyda etmek zaruretine kani bulunurdu. «Yüz bulmus bir küçük kızdin bedbahx 'sir kadın çıkar.» *Bîr çocuğu kendisini zengin zannetmeçe alıştırraaraalı. Havafi onun hakkında ne hazırlıvica*ını bir Allah bilir.» «Genç bir kıza, methü senava mi'tea'Iik sözler söylemek ona fenalık olur.» derdi. Bana ikide birde kafama bir so pa vurur gibi güzel olmaktan çok uzak bulunduğumu ve hosa Hdebilmek için çok zahmet çekeceğimi tekrarlardı. Hele bu sözün beni aği•. rında çocuk, cehennemden korkanlar nazarında hakî hayat ne ise o idi. Zahmetli rîyazetler bahasına olsa da, dünyevî bir selâmetgâha ruhumu ve vücudümü tamamen saf ve nermin olarak isale mecburiyet vardır; O selâmet evinin kapısında evlenme vardır ki o da bir nevi kıya met günüdür, nazariyesi bu neticeye müncer olurdu. Şayet bende de, kendisi gibi, kuvvetli bir ruh, nefsime büyük bir itimat, ve nihayetsiz bir giizellik ol saydı, öyle bir terbiye hakkımda belki pek âkilâne bir şey olurdu. Fakat yaradılışta çekinken olduğumdan korku ile büsbütün yabanî oldum. Daha on bir yaşımda insanların cemiyetlerinden kaçıyor ve okuma âleminde bir melce buluyordum. Bahusus tarihi büyük bir iptilâ ile sevdim. On bes yasımda sevdiğim kahramanlar Jan Dark, Charlotte Corday, idi. On sekizimde Luiz de La Valli er'i sevivordum. Hele Jan D'arkın çektiği ezalan okumakta büyük bir zevk duyardım. Bana öyle geliyordu ki, icabında, ben de hudutsuz bir cesaret gösterebilirim. kuyu istihkar ederdi ve bir gün küçücük bir yaşımda iken beni gece liyin uzun bir zaman bahçrde *ralnız kalmağa mecbur tutmuştu. Hastalandığım zamanlar yalnız fennin mukteziyatı ifa edilerek bir naz ve nimete mahal verilmemesini bu iş lerde rahmü sefkatin yeri olma masını isterdi. Dişçi filân kılımın kıpırdamadığını görürr*;i. Babam Hariciye Nezaretinden ayrılarak Beljrat sefaretini aldığı zaman, Amper sokağındaki konağımızı senede bir kaç ay kapavîo beni Lezer'de büyük anne ve büyük babamın yanına yollamağı itiyat etti. Orada halim daha berbattı. Binaları menazıra, kiliseleri ormanlara tercih eder bir mevkide bulunuyordum. Genç kızlık hatıratımı okuduğum zaman, nihayetsiz bir üzüntü çölü üzerinde gayet yavas gîden bir tayyare ile mütemadiyen devrî bir hareket icra etmek intibaını hasıl ederdim. On beş, on altı, on yedi yaşlarımı hiç bitmiyecekler zannederdim. Beni iyi b:iyütmekte olmak zehabında bu'unan anam, babam bende saadet duyğusunu öldürüyorlardı. xı i i ı »' şataretli ve parlak bir hatıra bıra kan ilk balo benim için küçültücü ve elim hissiyat ile doludur. 1913 senesindeydi. Annem esvabımı evde yaptırmıştı; berbat bir şeydi, ne yapabilirdim ki annem her lüks seyin düşmanı idi. «Erkekler esvaba bakmaz, bir kadını üzerinde taşıdığı eşya için sevmezler.» Derdi. Cemiyet hayatmda muvaffakiyetim çok ehemmiyetsiz oldu. Çok sakardım, şefkat ve rikkate ruhan azim bir ihtiyaç içinde idim. Hakkımda verilen hüküm dik, beceriksiz, iddiacı bir kız olmak noktasında toplandı. Dik, çünkü ömrüm kendimi sa kınmak, zaptetmek ile geçiyordu; beceriksiz, çünkü ne hareketimde, ne sükunetimde hiç bir zaman hürriyete nail olmamıstım; idd'acı, çünkü fazla çekingen, zemin ve zamanı idare edebilmek hususunda pek fazla mahviyetperver oldu ğumdan kendimden veya hoşa gi • debilecek her hangi ehemmiyetsiz bir şeyden zarafet ile, cazibeli bir eda ile bahsedemiyerek hemen a gır.. Ciddî hususata atlamaktan Balolarda, biraz tasallüfperverane olan ciddiyetim delikanlıları benden uzaklaştırıyordu. Ah, beni şu esaret hayatmdan; hiç kimseleri görmediğim, her sabah bütün gün'imün, mürebbiyem ile tek bir saatlik ge zinti müstesna olarak tam bir ıttı rat içinde geçeceğini bildiğim Lozer'de geçen uzun dertli aylardan, beni kurtaracak mukaddes vücudü nasıl arıyor, nasıl bekliyordum. Onu gözümün önüne güzel, lâtif bir delikanlı olarak getirirdim. Operada her Siegfried oynandıkçs mürebbiyeme beni oraya götürmek üzere müsaade almasını rica eder dim. Bunun sebebi kendimi oradaki esir düsmüş Walkyrie'ye benzetir, ve kurtulmam için ancak bir kahraman zuhurunu beklemek lâzım geldiğini takdir ederdim. Bir aralık dinî bir şekil alan teheyyücatım, Umumî harpte yeni bir mahreç buldu. Elimde hastabakıcı lik vesikam olmasından bilistifade 1914 te orduların mıntakasmda bir hastaneye gönderilmemi istedim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: