8 Eylül 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

8 Eylül 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Eylul 1931 KÜÇÜKKöŞEt 'Cumhariyet Kazaııç vergîsi Son kanun yalnız memurlara şamildir Ankara 7 (Telefonla) Bazı hususî fabrika ve müessesatın müs tahdemlerinden son kazanç Vanununa göre kazanç vergisi kestikleri an]aş;Imıştır. Kazanç vergisi yüzde yedidir. Meclîsten çıkan son kanun bunu yüzde beş olarak gösterraektedir. Fakat bu münhasıran meraurlara ait ve şamildir. Maliye Vekâîeti yanhşliğı bütün vilâyetlere bUdirmiş, tash'Mni emreîmistir. Ter ve adale | DahiliyeVekili f Kaçaklığı Bir adam da terliyebilir, î Istanbul'a geliyorl tezgâhta da.koltukta arada şu fark Yalnız jj BaşvekiL Vekil B. dön ! dükten sonra gelecek Ankara 7 ( Telefonla ) Dahiliye Vekili Şükrü Kaya B. istiraJıat için bir kaç güne kadar îstanbul'a ve Yalova'ya f t ^idecektir. Velrfl Bey kısa bir müddet sonra Ankara'ya dö necek, bunu müteakıp Başve • kil IstanbuPa hareket edecektir. vardır: Koltukta terliyen ya tem . belKkten, ya kâğıt yığ.nmdan, veya çokça haraur işi yiyip kokuğıma yaslanmaktan... Tezgâhta terliyen ise müsfaet yorgrnıhıktan terFer. Ve gene bir adam kanapede de yorulur, tezgâhU da. Bunun da su farkr inkâr edilmez: Koltakta yor gvnhık adaîenm knrnldamamasm dan peyda olan karıncalanmadır ve" tezgâh yorgunluğu adalenin seme reli hareketindendir. Müsaadenizle zannetmek eür'e tinde bulunabilirim ki bizde fakülte ve Kse, hep birmd kategorfnı'n adaroiBi yetiştirme^e nğraşryor. Aks » görmek devede knlak ve aksmi •AKa etmek programı mkâr kabi Kndendir. 1931 senesTnde de mutfaka me mur ohnak, hiç degftse memurluk sayrlan bir sirkete kâtip olmak istîyorum. Tezgâfc terine ve iş yorgun luğuna düşmemek iem. Hâlâ; kalem efendiligi, ustabaşılıkUn ve kalfahktan üstündür. Kalfnıde kurnın satmak, sergide karpnz satmaktan daha hoş. Bir nabiye müdürlüğü, bir mümeyJ"* nwM»viııK»i İÇİH ömrünön dörtte oçnnö hetâl edeceklerin sayrsmı bugün bile Allah ta bümez. Beni bir sirkete yazdıruuz. Uç gün içiade ympmcmfrm işi atze ithaf edeyim: Brrîncî gün yekten uç yuz Fîra aylık istiyecefrm; iktnci gün direktörü zemmedeceğîni; üçüncü gün beş yüze çıkarmadıkları için bırakıp gide ceğim. Bununla beraber bak veriyorum: Gencin önüade kayat, iş ve idkişai sabası dardır. Daka doğrusn darakraışızdir onu. Biz n i daraltmşiz, bu rejim mi? Hayır. Ne b«, ı»e rerîm.. Omı darahan, bayatm klâsik bir teamülüdür. Bn teamülü maaîesef izahtan istinkâf etmek mecburiyetmde yım. Bu ter ve adale kaçaklığından kurtulmak için ne yapmalıyız? öyl« bir sual ki cevabıtu son yüz sene verememiştir, dünkü biz nasıl verebilelim? Brrbirimiare darrhna?a, taş armağa bîç hakkmnz yok. Hemen her şeyi nıunıKıikk RYfan bn devırue eİDirngı ile bunu halletmeğe çahşalım. Bütün nüfuzu, kudreti, mevkii ve hayatı kıtıpıyoziukian ibaret olaa baaa ker gü» bir kaç vatatuiaş geliyor: Bir tezker» yaxaimişim de meBtur olsun imiş î TiirkYunan mukareneti İki milletin siyasî sahadaki teşriki mesaisi hayırlı neticeler verecektir Yonan matbuab, son İsmet Pş. M. Venizelos mülâkatım tefsir et mekte berdevamdır. Maruf Yunan muharrirlerinden M. Hrirfidi ciddî bir iktiadî gazete olan İkor^m^'o ğos Atinan'da yazdığı makalede hulâsatan diyor ki: * Yunan Basvekîlînin îkinci defa Istanbu!*a vuku bulan ziyareti Tevfik Rüştü Beyin hazır bufunduğu bir mecliste İsmet Pş. ile yapılan mülâkat Turk Yunan münasebetlerinin üçüncü bir safhaya yani teşriki me • sai devresine girdiğine filî bir delil teşkil eder. Türk Yunan müoase batında Lozan muahedesinden M. (Venizelos )un son seyahatine kadar üç safha cereyan etmistir. Birinci devre, muahedeyi takip eden barışma safhasıdır. Bu, en müşkül safha idi. Çünkü dağdağalı maziain tasfiyesi, asırdide ihtiraslann izalesi ve bir takım an'ane ve temayülâtm terki için her iki tarafın büyük mesai sar f etmesi ve iki milletin barışma arzusunda haktkaten samhnî olduğunun ve hiç bir gizK auıksat üktiva etmedi ğinin kanaati halinde Ankara ve Atina'da yerleşmesi icap ediyordu. Ayni zamanda danflî, tarihî ve nıkî mahiyeti havi müşkülâttan maada TürkYunan makareneti ile hasusî men faatlerinin bozulduğunu gören ve hasusî sîyasetleri (nrfak sayesmde hüküm sürmek) düsturundan ibaret olanların entrikalannı ve muha lefetini de bertaraf etmek için me sai sarf etmek lâzıaa geliyordu. Filhakika yîrnıinct asrm tekmil Avrnpa sîyaseti Türk Yunan mücadelesîne iatinat ediyordu. Bu muhasame, her türlü barp mühiannabBin siparişi için oznn seneler Avrupa esKba ve hîmmat fabrikalarına gıda vermiştrr. Ecnebilerüı Türk arazisi üzerindeki emelteri mnumiyetle Türk Ytman hasumeri arkasmda grzlenryordif. Ecnebi sermayesi, Türk Yunan reka beti yüzünden hasıl olan ihüyaçlar vesilesile Türkiye'de oMngu gibi Yunanistan'da da kârK btismar mahalleri bulnvordu. Şark'ta barışma güneşi doğmağa başhyınca mahtrt levantlar tarafmdan temsil edilen kep o yabancı fabrikatörler, bahri inşaatçılar ve sermayedarlar âlemi endişe izharına ve yeni sui tefenhÖBiIer ihdasına baslamış, hatta fstan bul'da bazı gazetelerin satın alın ması için paralar sarfetmiş, Ankara, İstanbul ve Arina'daki bütün nrafrit vakua gelmiştir. Bn ziyaret, Yunan müdiranı nmar.nnn İstanhnl'on fethindenberi Türkiye'deki ilk ziyareti olmak bapsjyetile böyük tariki kıy » e t i baiz ofanuştur. Böylece teşriki mesakle* ibaret olan üçüncü safha hulul etmistir. Yunan Başvekilinin Bo ğaz'Iardan gecmesi vesilesile yapılan ziyaret, bu safhanın iyi bir tarzda inkişaf etmekte olduğuna deTâlet eder. Ctrnkü mevcnt maKımaU çö re bir taraftan emfâke ait tasfîye nraame!e!eri caDuk tesviye edıîmekte olduğn gîbi diğer taraftan Tür kfre Yunanfstan «tiraki mesaisi daha umumî mahiyeti baiz siyasî mes'elelere doğru inkisaf eyletnekteds*. Geçen seneki itilâf namedenberi İs tanbul Rnnı ekaüiyetnım vaziyeti e saslı surette iyilesmUtir. Resmî sa • mhnî temastan maada iki millet, babalarından kalma husumetin yavaş yavaş zail olmakta olduğuna görü yorlar. Sıkı spor temasları ve fen a damları ile sair sınıfların iki mem Ieket arasındaki ziyaretleri efkârı umumiyenin değiştiğine kuvvetli alâmettir. Ayni zamanda her iki mem Ieket matbuatı, taassup fîkrîni ve ihtirasati bertaraf eyletnîşrir.» NAUNA MIHINA 0 çılgınlıkla bu sükut... Dün, Beyoğln'ndan, İstiklâl ead desinden geçerken İtalyan izcile • rine tesadüf ettim. Bunlardan biri sesi yetiştiği kadar bağırdı: « Yaşasın Türkiye!» Caddede, faşist cocuklarının geçişini seyredenlerden hiç bir ses çıkmadı. Ne alkış, ne mukabele! Çıt yok? Aklıma mütareke günleri geldi, düşman gibi, Fatih gibi gelen leri alkışhyan Beyoğfa'nu hattrla drm. Franşe Despere'nin o ma^rv, kaba ve haşfn heyuiâsı etrafında yükselen azgm uğuJtnyn kslakia rnnda duyar gibi oldum. O zaman ismî <rCaddet Kebhr» olan Istikfâl eaddesiııdeki Yunan kon« solosanesmin önonde her akşam ya* pılan bayrak indirme merasâninde, Târk'iere mat yapılan taşkmhklar gozümün cinimde» geçtı. Bir mayrnun ısırmasına kurban giman, Beyoğlu'ndaki birahanelerm den Ynnan Kralı Aleksan4r, öldüğü zavıaa Beyo?lun'daki birahanelerin çoğunda. matem tutularak bir hafta müddetle çalgı çaldırıhnadığı ha • tınnta geldi. Hulâsa, Türk bayrağunn, Türk askerinin görünmediği o zamanki Beyoğlu'nun yaptıklan birer birer aklıma geldi. Mütareke günlerinde, düşman t • talya'ntn, rengârenk sorguçlannı gurur ve azametle sallıyarak İstanbuFu işgale gelen karabiniyerlerini delice alkışlaraış olan Beyoğlu, şimdi dost Musolini'nin «Yaşasın Türkiye t» diye bağıran faşist çocuklanna aldınş bile etmiyordu. O çılgınhk ile bu sükut arasında az çok bir benzfyîş sezmiyor nnısn • nuz? Adana'da bir sui istimal muhakemesi Adana 3 Adana sabık Muhasebei Hususiye Mödürü Mezruk B. hazı ağır hhamlardaa makkeaıeye verilmişti. Muhakeme bitmiş, mu maUcyhin bu suçlardan beraetine, yalnız bir kazanın teftişinde gosterdîği ihmalden 30 Jira para cezasma mahkumiyetine karar verilmiştir. Mezruk Bey bu karan temyiz etmiştir. 4 ölü, 4 yarah Arapkir'de bir otomobü uçuruma yuvarlandı Ankara 7 (Telefonîa) KemaIîye'ye gitmek vzere Arapkir'den hareket eden ve Arapkir'K Kâzua'ın idareMnde buhıaan kantyon yolda yüz metre derioliğinde bir ıtçuruma yuvarlanmıştır. Neticede yolcular dan iki kadm, bir erkek ve şoför nraavmi vefat etaufler, iki kadmla bir erkek ağır surette, şoför hafif şekilde yaraîanmışlardır. Manna bugiîn kurtııhîş gününü tes'it ediyor Manisa 7 Yarın Manisa'nm k«rtuluş günüdür. Şehhr bu büyük ginis merasimle tes'it edeeektir. Hazır • lanan pro?rama nazaran sabahleym sekizde şehitlerlmizin Âşıklar hastanesi önöndeki katurlerme gidile • cek, buradaki merasime askerî krt'a bânmum eemiu'et ve mü<*ssesat miiraessilleri, raekteplüer, aporcuLar ve halk îştirak edecektir. Sühed* abidesine çelenMer konaeak, nuruklar irat olumacak, badehu ordu ve hiikum<?* tefırik edilecektir. Bursa Mudanya yolunda Bir otomobü kazası * Bursa 7 (Hususî) 43 Mnurah otomobü Mudanya'dan Bvna'ya gelirken Bademi! virajında devrilerek ters dönmüştör. Fabrflratör Şevki Zade Tevfik Beyle refikası okonao bilin içinde kalarak tehlîkeli bir kazadan kurtulmuşlar, yalnız çoenk lan yar»1aıtfw *^I*T. M Asrî kapfıcalar otetî Bursa 7 (HMSUSÎ) Asri kaphca otelinm inşaatı bitti. Bugünlerde şirket taraf'"dan tes»"»^ edilecektir. frak'ta kolera Bursa'tfa hayran sergisi Bursa 7 (Hususî) Islah ko misyonu 11 eylulde burada büyük bir hayvan sergisi açacak ve iyi bayva» yetîştrrmis ofanlara arâicâfatlar verecekror. Bulgar köylerinde koıministlerle kanlı mösademeler Sofya 6 (A4A) Bugün bütün memlekette nmıımiyet itibarilc sö1KMI»*İİ« g«çmi«4ir. Dikkate şayan bir nokta varsa o da konriinistlerin şehirlerde tezahürata teşebbüs bile etmemiş olmalandır. Kofnünistler faalîyetlerîni köyiere mhisar ettirmiş • lerdir. Üç köyde komümstlerle as ker ve zabıta kuvvetleri arasında mösademeler olmuştur. Bir köyde iki kişî ölmSş ve üç kişi yarslannuştır. Diğer bir köyde de bir kişi öfaBuştür. Bir çok t»vkif j»t vaptlansrır. B*ara 6 (A.A.) Irak'ta kolera yiizünden yüzlerce kimse ölmektedir. Bn seneki inctr mahsulu Havran 6 Senei haliye incrr mahsulâ diger seaeiere nisbetle pek nefis olarak eide edilmiştir. Mem leketimizin nrrateber tüccarlaraıdan Tazcu Mebn»et Efendi tarafnKİan tüccariR rağbetini celp içm mueeddeden ve fennî bir surette sirf incir imaüne mahsın büyök fedakârhk larfa insa ettiHlen mağazada bir çok seaeJerdenberi memleketimizin mahsuKi^ü İstanbul ve ecnebi memleketlerde J'amttırau İstanbul kuru yemis tacirlerinden Abdullah Naci Bey müessesesi, bu sene geçen seveye nisbetle daha bnynk bir gayret göste rerek ineirleri on iki çeşit olarak Belediye doktoruıum aezareti altında imlâ ettirmektedir. Bu yüzden halk ve amele de müstefit olmakta bu • lunduğwndan kendiane teşekkür et mektedirler. İlk parti mahsul bugün Selâmet vapuruna tahmil edilmiş ve vapur alay saacaklarile doaatıhnıstır. Ahalimiz Abdulah Naci Bey müessesesinin hhrnnet ve faalıyetmden mem ntm ve mesrvrdiırlar. Edremit kazası Havran nahiyesi Belediye Reîsi Hristidi'nm mütalealarma diğer Ynnan muharrirlermin neşriyatında da tesadnf ediyoruz. Bu gibi man tıkî neşriyatın, iki memleketin siyasî münasebetlerini kuvvetlendirnoekte olduğuna şüphe yoktur. Bu münase betle Yunan'lı meslektaşlara hatırIatmak isteriz ki Türk milleti hiç bîr zaman sebepsîz ve teemmülsüz bir surette Yunanfıhğa karşr husvmet gösterilmistir. Zaruret yüxânden gSsteraKği zanıanlarda da raeşrn hakkau kullanmak ve millî mevcudıyetini korumak için tedafüî vaziyet almağa nvecbur olmuştvr. Haibuki Yunanistan'da Türk düşmanlığı baba dan evlâda intikal etania bir hastalık olmuştu. Mekteplerde, kiliselerde, siyasî mahfillerde ve gazetelerde TSrk aleyfctarrığı teHrîn ve tenmfye edihnistr. Büyük rüya ve hülya, bilnassa Tnrkiere karşı canlandrnhnıştı. TSrk milletimn hayat hakkı inkâr bile edihnek istenihnişti. Yımanhhk âleminde evvelce Türk'lük aleynine vücnt bulan düşmanlığı,b«zı ecnebilerin ve meselâ eski Çar'lann körükledikleri ve bu hosumeti istismar eyledikleri »mhakkaktor. Hâdintnı verdiği dersi intibab ile bu balm zail olnvası, mazinin unutulması ve iki memleketin dost sıfatile yaşamalan menfaatleri iktizasından olduğunun nihayet komşnlanmızca da anlaşılması cidden mucibi memnıuıiyettir. Yunan'h dostîarnnız, Turk'Ierin daima sulhperver olduklarını zaman gectikçe daha îyi anlıyacaklardır. HALİL MİTHAT Mübeccel Nanuk H. Nîkâh merasimi 4 ay sonra icra edilecek 930 senesi Türkiye GüzelKk Kraliçesi Mübeccel Nannk Hammm I rak meb'uslarmdan btrfle evieneceğini yazmıştık. Mübeccel Nanak Ha•anm vmMesi bir muharrürnaoe bu haberi teyit ederek demişth* ki: € Bu haber doğrvdur. Bmrada gayet yakından tanıdığımtz ve çok dost oldnğumuz Irak'h bir BelkJB Hanım vardır. Bir Uci ay evvel Bel • kis Hasınua Irak Kieb'uslarından olan biraderi Seyfullah Beyle ta ntştık. Her iki ailenin birbirine olan samimiyeti, nihayet bu îşin mev zuu bahsedilmesini mocip oldu. Her iki taraf ta esas itibarüe nruvafakat cevabı vermis ve söz kesümiştir. Maamafih arada resmî mahiyette bir şey yoktar. Seyfullah Bey şimdi Avr« pa'da bnhmmaktadır. Yakında İs • tanbul'a gelecek ve buradan Irak'a giderek, hükumetinin iznini aldıktan sonra Istanbul'a avdet edecektir. Akitleri tahmmen dört ay sonra ts tanbuFda yapılacak ve Mübeccel bir müddet sonra zevcile Bağdad'a giderek orada ikamet edecektir. Biz bu mes'eleyi herkesten giz lemiş ve hiç kimseye söylenaemiş tik. Gazeteler nasıl haber aldı bilp miyoruz, kayretteyiz. Şimdi gaze • teler yazınca, artık Misır'daki sağır sukaa bile duydtt ve işin ««^^"y • cak tarafı kalmadı.» Seyfullah Bey 33 yaşlarmda zea • gin bir zattır. ;« , Sili'de kıthk Çocıiklar çöp arabalarmda yiyecek anyorlar Londra 6 (A.A.) Nevyork Times gazetesinin Santîyago nmhabirinin gönderdiği baberlere göre bu şehirde çok acıklı ve yürek parcalayıcı vak'alar eereyan etmektedir. Santiyago balkıam büyük bir 'Mnı çok aeı mahrıuniyetler içinde kıv • ranmaktadır. Abali kıtlığa bile uğramıstır. Sokaklar aç kalmış ve benîzleri korkunç bir hal bağlamıs esfei ve yırtık elbiseli çocuklar ve ka • dınlarla dolmustur. Yarı çıplak bir halde ckrfaşan ve tirtir titriyen çocuklardan mürekkep kalabalık kafileler kuKiplerin, otellerm ve lokantalarm kapıları on lerinde dilenmektedir. Bir takım çocukLar da çöp arahalanm kartştırarak ellerme geçirebildikleri ekmek kırıntılarinı veya küf kokan pirinç tanelerini kapışa kapışa yeraektedirler. Kastamonn inebofa yotanda soygunculuk Kjtstamoni 7 (A.A.) Kasta moni İnebohı yolu uzerinde Uzundere mevkiinde iki yolcu kamyonu dört şerir tarafmdan soynfrrraştur. Yapılan şiddetli takibat neticesinde 24 saat zarfmda haydotlarm ücfi yakalanm.stîr. Diferi de talnp ed3mektedir. Beş ahı seaedenberi vilâyet dahilinde bövle bir vak*a ük defa olnmştnr. ren, ruhan ve bedenen zehirlenmiş palaslarda rezaletler yapan, beynelmilel serserflere teşbih etmekle, beni çok aşağilattımz, eırnn ohnraz. Maamafib. bu kadar nefret ve belâgatle seydığuuz yerlerde sizi de görmüştüm. Doğru, görmüş olabilirsiniz. Fakat unutmıyuuz ki yamyamların arasında da görebileceğrniz bir rahip, kendi heırcmslerine nası! adam yendiğini Sgretmeğe, ka!k»»maz. Affed«siniz. Hazreti Isa'yı taklide çalıştığmtzı tahmin edememiştim. Zarif smokfnînizm altmda de mek âmdar hrr rahîp ınhn taşıyor sunuz. Bn yanlış daşBncemden beni kartardrğmız dakikada arzi itizara amadey!m. İstihza ermiyiniz, sef aret kâtibi beyefendi. Fransız şuhltıgunun pek sevdigi lâtifeyi, emmim, bir saat sonra terketmiş bnlunacaksımz... Demek beni şimdi insanlarm fena temaySflerine ateş açan ahlâk makinelerine benzetiyorsunoz, oyle mi? ve müteasMp uıuurları karekete geIJrauf, maluın leraaten gümku fedakârlıklarm Kizumsazhığvna ve manasızlığını ileri sürerek gürultü kopanmştır. Fakat menfaat anyan Bir saat evveJ de matbaacmm teşebbüsler akhn kahmşbr. TSrk'Ier kahveci çocnğu geldi. Belediye tanve Yunan'lılar, menf aatkrkm neden zifat müdürünün adı Avni Beymîs, ibaret oldugunu vazihan anlamış bir tezkere yazmalı imişim, kahve • lardır. Yunan hükumeti, 1922 demcilikten kurtulup çöpçü obnalı imiş, beri yeni bir vaziyetin ihdası içia ne de olsa memurluk sayıhrnuş! samimiyetle çalışmışlardır. Türk'lerden de ayni yolda hareket eden si İşte bu saiklerle b« satırian yazdınv. Başkalarısa değiL, keadi ke«di yasiyun görülmüştür. Birinci safha olan barışma devresi müşkül ofanakla •uze tariz ediyomm. kalmayıp uzun da sürmüştüjr. Dev • AKA GÜNDÜZ lete, şahıslara ve mübadeleye ait kanş«k meft'elelerin halli lâzım gelmiftir. Bir sürü hilünameler yapümış ve Irak'tan bildirildiğine göre Mu • •afi grörülmemiş diye az zaman içinseviliği tahrif eden yeni bir mezhep de bozuhnuştu. Nihayet, Uctisadî îktüremiştir. Sofiye tsmini taşıyan bu tilâf Iaruı tesviyesale neticelenen ikinyeni mezhep az bir zaman içinde etrafa yayılmıştır. Irak'ın muhafaei safhaya giribniş, geçen sene Tevfik zakâr Musevileri bundan telâşe düş Rüştü Beyle Yunan sef iri M. PolU» müşlerdir. Gecenlerde bütün Yahudi roniyadis arasında iktisadî bir iti mümessillerinin istirakile Bağdat'ta lifname aktedilmistir. Bunu, dostlnk bir kongre aktedilmistir. Kongrede ve mnvazenei bahriye itilâinameleribu yeni mezhepi protesto edildiği le ticaret ve ikamet mukaveleleri tagibi bunu neşredenler hakkmda ta kip etmiş ve Ynnan Başvekili ile Hakibatta balunmak üzere bir heyet teşriciye Nazırmm ilk Ankara ziyareti kil edilmiştir. Dünük tevldfat Kotnünistlikle maznun üç kişi tevkif edildi Dün şehrimizde komünistlikle nuz nun bazı kimseler tevkif edilmiştir. Vali muavini Fazh Bey bize şu izahafı vermiştir: « Celâl ve Halit isminde iki şahıs polisçe maznunen derdest edilmiş lerdir. Bunlar cürümlerinin taalluku dolayısile, muhakeme edilmek üzere, askerî mahkemeye tevdi edilmişlerdir. Ayni cürümde naethaldar olan Hasan Âli isminde diğer bir şahıs daha derdest edilmiştir. sis ettiler. Başkalannın maddî sahalarda büyük mikyasta tatbik ettik • leri bu usulü, ben çok küçük mik yasta ruhî ve hissî cephede tatbika savaştım, Harp, batıl ve ham hayallerhı suratına kanlı salyasını fırlatan bu canavar, beynelmilel kardeşlik gibi budalaca serapîarla istihza eden bn canavar, yalnız cismanî cephede mi icrayi habaset etti? Hayır... Asıl ruh ve maneviyat fizerinde en büyük tahribatmı yaptı. Elli seneyı mütecaviz bir zamandanberı mretten kurtulmuş olan ve bu kurtulmayı büyük fedakârlıklar mukabilinde elde etmiş bulunan kadralık, kendi hakikî kıymetini, varlığını kaybetti. Sanki bu taklit 5ayani takdir bir şeymis gfbi maymunlara has olan m ce kabfliyetle ve var kuvvetiîe erkeği taklide koyttldu. TaklH ediyor, ayni zamanda kadmlık zâfınm şaşaasını da mnhaf aza etmek istiyor. tfratla tefritin arasında şaşkm, şaşkm bocahyor. Mabadı var Yeni bir Yahudi mezhebi EDEBİ TEFRİKA: 18 Kadife alev MAURlCE DEKOBRA'dan Her ikimizde düşünceliyiz. İlmi ahlâk mual]inT~r:nin zenctrferrle kendimizi bağlı addetmiyoruz. O halde? Fildişi saplı kâğıt kesmeğe mahsus bıçak artık kunıldamryor. Dokto run nazarları üzerimde toplandı. O halde?.. Biraz tembel ol dnğunu anîadğrm hayal kuvvetmi zin size ilham ettî?i tasavvurlar bnn'dan mı ibaret? Yani, zengin bir serseri, yabancı gözlerden nzak bîr şatoda bir düzine Çerko?: kızile Sultan Süleymanı Kanuniyi taklide yelteniyor, öyle mi? Sizi tebrik etmiyorum azizim, hiç tebrik etmiyorum! Bu kadar yabancı bir tasavvur ve düşünceye intizar etnuyordum doğmsu. Omörlerini dans salonlarında geçi Seyyiattan çurünnuf bir canavar olmadığım gibi insan oğlunon tabiî îyiliğme de inanmış bh* peygamber degilim. Hayır! Hayır! Ne Ruso'nun ne de Şeftesbnrfnm saçmalarile zihnim zehirlenmiş değildh*. Krrbaçla • ması için Madam dö Verens'e gfeîi bir ümitle arkasım çeviren on sekizinci asrm büyük hastası, bir bnçnk astrdanberi msanhğa kâfi derecede zulüm etmistir. Ona iltihak etmek auretile müritlerrnnt yekununu kabartmağı hiç arzu etmiyorum. Tabiatm i!k hamleîeri mutlaka doğru ve düzgün müdür? Asîa! Medeniyei, m sanlığı zehirlentezden evvel de atalarımız karınlarını doyuracak bir avuç ot içm birbirlermi öldürüyor Iardı. Hayır, sefaret kâtrbi beyefendi, gece kabarelerine, dirsek dirseğe oturduğum insanları ıslâhi hale davet için gitmiyorum. Karşılıklı iddialarla belki beygirlerin cinsi ıslah edilebilir. İnsanlarm vicdan, akide, itikat dedikleri nesneyi düzeltmek imkân ve ihtimali yoktur. Bu sözüm benli ğimizin gizli köşelerine sinen vic • dana aittir, yoksa aldatıcı hareketIerle tezahür edene değiL Bedbinliğiniz bir zırh gibi a • ğır doktor. Bir zırh gibi de beni mnhaf aza ediyor. Ben, bar ve kabare unif ormasım vicdan ukalâhğı yapmak arzusile değil, tesis ettiğim (yeni terbiyei hissiye merkezi) için müntahap şakirt aramağa çıktığım zamanîar giyerim. Doktor Şomberg söyledikçe merak ve alâkam da artıyor. Bu aeip adamm şahsiyeti ve harsi hSrmet telkhı ediyor. Deminden soyiediğim sözlerle ona iftira ettiğüni sıküarak anlıyo • rum. Bir terbiyei hissiye merkezi? Ne demek istiyordu? Bundan mak sadı ne idi? Bu söyfedrklerim sizi şaşırttı galiba, mösyö. Size biraz taf silât vereyhn. Harbi umumiden sonra, harbe giren her millet, medenüeraı alcakça ve kıyasıya tatbik ettikleri vesaiti tahribiye ile sakatladıklan malul • lerini tedavi içm terbiye merkezi te Akşam muharrirleri İBirind sahifeden mabaît) (Akşam) refikimizin muharrirlernıden Vâlâ NmeUiıt ve Mes'ul Müdürü tskender Fahrettin Beyler ikin^i defa olmak üzere mahkeme nezdinde tahüye talebinde bulunmuşlardı. Mahkeme bu talebi de kabul etnve • miş, bunun üzerine Ağvceza mahkemesi riyaseti nezdinde ademi tahliye kararına itiraz olunmuştur. Ağirceza mahkemesi riyaseti bu husustaki kararını dün geç vakit tef him etmiş ve mevkufların yüz ellişer Iira kefaletle tahliye edilmesine karar vermiştir. Vâlâ Nurettin ve İskender Fahrettin Beyler dün geç vakit tahliye edîlmişlerdir. Vâlâ Nurettin ve ts kender Fahrettin B. ler 10 ağustos pazartesi günü tevkif edildîklerine jrörehakl^rmda verflen bh* ay beş günlük cezanm yirmi sekiz güııünü ikmal etmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: