29 Mart 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Mart 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 nifff ytf f SON Dörtler konferansı îngiliz Başvekilinin teşebbüsü her tarafta iyi intibalar bıraktı Roraa 28 (A.A.) ttalya, Franaa, tngiltere ve Alraanya'nın iştirak «t maleri ihtimali olın bir konfcansın bVİkadı taaavvuru burada iyi bir intiba H« karaılanmaktadır. Fraruız gazetelerinin neşriyatı Paria 28 (A.A.) Petit Journal diyor ki: «M. Tardieu'nun M. Makdonald tarafından teklif olunan Dörtler konferanaının içtimaa dave tiai kabul etmekle beraber evvelâ lnfîliz'lerle Fransız'ların görüşmeleri arzusunu izhar etmif olduğu söy luunektedir. Petit Journal, bu takdirde bilâ • hare Londra'da veya Cenevre'de 4 devlet mümessillerinin noktai nazarlannı teati ve bir itilâf elde etme lerini temin için baska bir konferans aktedileceğini Utihbaratına atfen yazmaktadır. Roma 28 (A.A.) Londra'da beynelmilel bir konferant akti ihtimalini böytik bir teveccühle karaılıyan Meaiagero gazetesinin Londra muhabiri bu mes'eleye tahais etmif olduğıı makaleaînde, netice olarak divor ki: «Yakında açılacak olan müza • kereler, Avrupa'nın vaziyetini tav • zibe, ve Lausanne konferansı için zemin ihzarına Riedar elacaktır. An • cak bu miızakerelerin muvaffaki • yetle netieelenmesi Franaa'mn ittihaz edeceği hattı harekete bağlıdır. ttalya'ya gelince, sünger çekmekten ibaret olan Îtalyan siyaseti daha şimdiden Amerika ve Almanya hü» metlerinin taıvibine mazhar olmusîngiliz gazetelerinin neşriyatt Londra 28 (A.A.) Daily Tele". graphe, yazıyor: «lngiliz siyasî mehafili, hafta ni hayetinde Londra'da veya Chequera'de Fransız ve Îngiliz nazırlan araeında vuku bulacağı haber verilmis olan mülâkatlar henüz hiç bir şey bilmi • yorlar. Bir 4 ler konferansı akti maksadile lngiltere tarafından yapılmış olan davete Fran»a tarafından henüz bir cevap verilmemis iae de tngiliz na • zırları ile nimresmî surette görüş mek üzere Fransız nazırlarının daha mâni olmadığı söylenmektedir. mııııııiNiııunımnum»»»».. Dayinlere Kaç para vereceğiz? | Zifiri karanhk, Sis, tipi ve kurt sürüleri Dehsetengîz bir yolculuk NALJNA MIH1NA Amma da sırnaşık mis ha! I Bursa muhabirimizin de dahil oldugu bir küçük ka Şükrii Beyin hazırladığı fileyi ölümle yüz vüze getiren müthiş bir macera... anlaşma esasları Bursa 27 (Hususî) Muntazam Ankara 28 Sabık Maliye Vekili Saracoglu Şükrii Beyle kupon hâmillerinin mümeasilleri ve Düyunu umumiye mecliai erkânı arasında cereyan eden müzakerat neticesinde esaslı bir itilâfa varıldığı anlaşılmıştır. Bu itilâf Paris mukaveleai eaaalarının tadili, borç miktarının tenkisi, aabit bir tediye aekli bulunmaaı mea'eleleri üzerindedir. Saracoglu Şükrü Bey müzakeratı ikmal etmek maksadile pek yakında Parİs'e dönecektir. Yeni itilâfnamede tediyatın 937 den itibaren baalamaaı veya 937 senesine kadar teabit edilecek taksit • Ierin muayyen bir nisbeti dahilinde tediyat yapılması hakkında da kayıtlar bulunması kuvvetle muh • temel görülmektedir. Borçlar Müdürlüğüne tayin edilen ve dün Ankara'ya hareket eden Defter darımız Memduh Beyle birlikte Ka raköy'e hareket ettiğimiz urada lâpalâpa kar yağmağa baalamış ve buna pek , aldırıj etmiyerek yola çıkmıştık. tki se \ nedenberi göremediğim bu havalide şu vesiie üe ufak bir tetkik seyahati ya • , payım derken tehlikeli ve müthiy bir ' macera atlattık. Hemen hiç bir gaze teciye nasip olmamaamı arzu ve te j menni ettiğim heyecanlı macerayı an • latmadan evvel yolda gördüklerimi kısaca yazıyorum: | Rursa • Inegöl yolunun Bursa ovasın • daki kısmı; aon sellerden bozulmuatur. Kestel'den itibaren lnegöl'e kadar yol güzel.. tnegöl'de kısa bir vakfeden ve kereste tüccan Hafız Abdullah Beyin köskünde verüen ziyafetten sonra Karaköy'e hareket ettik. tnegöl ovasın daki şoaede de seller fena tahribat yapmıs, aoae üzerinde dakikalarca süren göller ve dereler haaıl olmuş. Otomo biller; bu sulan yararak geçiyor, manzara Venedik aokaklanna benziyor. Yolun Biledk Vuayetine ah olan kumı geçilmez ve berbat bir halde. İki sene evvel kınlıp aoae kenarlarma yıgılan taalar gelip geçenlere raeşhur «Yemboruau» hikâyesini hatırlatmaktadır. Ahıdağ'ım güçlükle aaarak 6 da Karaköy'e vaaıl olduk. Tren gece 1 de geçecek mis. Onun için üstü otel, altı mahalle kahveaini andıran bir binaya girdik. Bu kahvemsi yer demokratlığın mü ceaaem bir nümunesidir. Burada meb'us, memur, tüecar, bakkal, şoför, arabacı, bamal, ahnendiferci bep bir araJa.. Duvarda, Acemistan'a gönderilecek iken yanhslıkla (!) Türkiye'ye gelen ve üzerinde (Mahslu bihter temin nukünet) yazılı fortson traktörünün bir afisi var. Dışarıda kar olanca hı • zile devam ediyor. Garip şey henüz iatasyonda petrol limbası kullanılıyor. Meğer oetrol ısı ne müziç sevmiş.. Nihayet tren geldi, yolcumuıu bhtdir dik. Teşyie gelen iki dostla bemen avdete karar verdik. Çünkü: Kar gittikçe artryordu.. Şoför; ba havada ve zifiri karanlıkta yola çıkmak istemiyordu. Buna rağroen saat üçe doğru hareket etti. Ahıdağı'na gelinciye kadar bolbol yağan kardan başka fevkaladelik yoktu. Fakat Ahıdağı'nda kar; birdenbire müthiş ve boğucu bir tipi hâline inlalâp •tti. Her tarafımızı; bir metre önümüzu görmiyecek kesafette sis kapladı. Ka • rtn keaafetinden aoaenin bile izi kay • boldu. Bu vaziyet karauında yüreği • mizi hoolatan ilk şey: Gündüz geçti • ğimiı korkunç uçurumlar oldu.. Meğer daha ne korkunç şevler varmışL. Yola çıkmış bulunduğumuz için artık gen dönmek te imkansızdı. Ne olursa ol • sun yolumuza devam etmeğe mecbur • duk. Eski gazetecOerden olan arka • dasımın biri damarlannda kan yerine alkol cevelân edenlerdendi. Yirmi dört saattenberi konyak kuvvetile bu se yahate istirak etmis bulunuyordu. Bi enaleyh kendisinden bu tehlikeli yol • culukta tnedet ummak daha büyük bir tehlike idi. Onu haline terkettik. Diğer arkadasımla beraber evvelâ şoföre gayret ve ceaaret vermeğe başladık. ö y k bir yere geldik ki: Artık bizde de gayret verecek hal kahnamıştı. Zira: Sis ve tipi bizi Ueri geri kumldatmak söyle dursnn ağzumzı açmak için bile havai neaimî dahilinde bir milimetrelik boş be yer bırakmamıan. Çamaçar otomo büden mdim. ProjektÖrün önünde yol bulup şoförün benı takio etmesini ia tiyordum. Ne mümkün; sis; projek • törün ısığını bile matediyordu. Oto • mobO arkama sürünür gibi ağır ağır yürüyordu. Fakat o nrada içeriden boğuk bir ses geldi: ( aoför donuyorL.) Otomobile nasıl fırladığımı bilmiyo • rum. Ellerini oğuşturduk. Yüzünü to katladık. Vücudünün bazı yerlerini kar îtalyan gazetelerinin nefriyatı Otmanlt borçları ve Yunan'lılar Atina 27 Paris'ten avdet eden Yunan Maliye Nazırı M. Maria gazetecilere muhtelif mes'eleler hakkmda beyanatta bulunmuatur. Nazır bu arada Osmanlı Düyunu umumiyesinden Yunanistan'a düaen hiaae mes'elesine de temas etmiş. bu husuata Paris'te Saracoglu Sükrü Beyle görüstüğünü söylemistir. Türkiye'nin ecnebi dayinlere teklif ettiği sureti hal şudur: Türkiye hükumeti kırk sene raüddetle aenede 700,000 altın lira ver • meği teklif etmektedir. Fakat Türkiye, ilk beş aenede her sene yalnız 350,000 altın lira ödemeği ve bu miktann tedricî bir aurette tezyit edilmeaini aart kosmaktadır. Dayinler ise, Türkiye'nin aenelik takaitleri 820,000 altın liraya tezyit etmesini istemektedirler. Yunan Maliye Nazırına göre Türkiye'nin bu teklifleri dayinler tarafından kabul edildigi takdirde, Yunanistan ilk beş senede her sene 30,000 ve müteakip 35 senede her sene 70,000 altın lira ödiyecektir. trlanda'da Nümayişler Cumhurîyctçîler büyük tezahürat yaptılar Dubbn 28 (A.A.) 1916 lrlanda ihtüâlinin hatırasını takdis maksadile bütün serbeet lrlanda arazisi dahilinde nümayisler y»oılmı*lır. Bu nümayislerin en büyüğü Dublin'de yapılmış ve me rasim esnasında lrlanda cumhuriyet ordusu ili mecKninden gelen ve yalnız sadakat yemininin ilgas'nda değil, fa k»t cumhuriyetin teessüsiinde de ısrar «yliyen v« maktatlan istflısai edîlme dikçe cumhuriyet ordusunun bâld ka lacajını bîidiren beyanname okunmuıt jmhuriyetçi halk kendilermin âdetçe olan faiktyetlerini göstermek için binleree kiaflik kafileler hâlinde Dub • fin tokaklarını dolasnuşlardır. Cumhuriyetçi kafilenin sokaklarda gtzdikleri tırada müeasif hâdiselere nseydan vermek üzere resmî ve milîî cumhuriyet ordusu ve üunbat Iravvetleri kjşlalartnda kalmıslar ve halkın teza hüratma müdahale etmemişlerdir. Kabme azalanndan veyahut milli ordu kumandanlarından hiç birisinin nünoayiscilere iştirak etmemesi ve tasavvur edildiğinin akshte olarak hiç bir hâ • disenm çıkmaraaaı kayda sayan ve na zari dnVkati ealiptir. Dublin'deki kafilelerden birisi Glasvenin mezarligma gitmis ve arada yapılan dinî âyin ve merasimi tnüte skın cumhuriyetçi Kderlerden M. Tvron^y, hararetli bir nutuk söyle • miatir. Her tarafta Karakıs! Anadolu ve Trakya'da mebzul kar yağıyor Bursa 28 (Hususî) Burada müthiş bir kar tipisi başladı. Edirne 28 Edirne'ye ve Trakya'nın her tarafına kar yağıyor. Karın kahnhği 40 santime yak laşmıştır. ( Giimrük tarifeierinde YaoıJacak tadilât z Ankara 28 Giimrük tarifelerinde yapılmaaı duşünülen tadilâtı te» bit edecek komisyon yakında faali yete geçecektir. Tadilâtın B. M. Mecliai yaz tatüi yapmadan evvol kanuni. yet kesbetmesi beklenmektedir. Tadilât kanunun nesrinden 9 ay aonra muteber olacaktır. Ankara 28 (Hususî) Gürariik kanununda yapılan bazı tadilât yakında M»clist« müzakere edilecektir. Bu ta dilâta gore tacirlerin mal hakkında verecekleri beyanname ile tartı ve tnua • yene neticeleri araaında görülecek fark lar resmin yüzde besi kadar bir deği • sikJik göaterirae ilk defasuıda yalnız ba farka ait gümrük resmi ahnaeak, te kerrüründe reaim bir misil ceza ile tahafl olvnacakbr. Noksan yüzde beşten fazla olursa aynea 1 • 4 kat ceza almacak • tar. Tarifenin yanlu tatbikı yüzünden noksan almnnş olan gümrük resimleri altı ay zarfında alâkadarlardan iatenecek, fazla ahnan resimler geri verile cektir. BOyök Millet Meclisinde Kazanç vergiainde Yapılacak tadilât Ankara 28 Maliye Encüm«'nî kazanç vergisi l&vihasını tetkike baslamıştır. ftrtisat Encümeni lâyi hada muhtelif tadiller vapmıstır. Menafü umumiyeye hizmet eden cemryetler iatiana mevanmj» Vonmuşttrr. Muhitindeki köylerin ilit • acını !> temin için calışan köy deâ'i'<™ı»"<»rinden vergi alınmıyacaktır. Ziraat ve aan'at tahsilme ait müeaseselerin de kazanç vergisinden istisnası teklif olunmuştur. 20 btci maddede ecnebi acenta ve kumpanyalar için konan yüzde beş nisbeti yüzde onbire cıkarıl Ankara 28 (A.A.) B. M. Mec liai bugün Refet Beyin riyaaetinde toplanarak bazı meb'usların rtıezuniyetlerine ait Riyaset divam tezke • resini kabul etmiştir. B. M. Meclisinin 1931 haziran, ağuatoa, eylul, teariniaani heaabatı hakkındaki raporlar okunarak ka bul edilmistir. Tahliaiye idareainin teşkilât ve ve> zaifine dair kanunun üçüncü mad • desi ayrı bir kanunla tadil edilmiş olduğundan muhtacı tefair görülme • diğine dair encümen mazbataaı ka bul edilmistir. Müteakıben ihtira beratı kanununa bir madde ilâvesi hakkındaki kanun müzakere ve kabul olunmuştur. Buna nazaran senelik reaim taksitieri dördüncü madde ile tayin olunan tarihierde tediye edilmediğinden dolayı hükümden düaen ihtira berat larının vadeai geçmiş seneler tak sitleri iki misli ceza ile birJikte verildiği takdirde hükumleri iade olunur. Ancak bu suretle hükumleri iade olunan beratlann muayyen olan müddetleri hiç bir suretle deği; tirileIş kanunu mez. Bu kanunun hükrnünden isti • Ankara 28 (Hususî) tktisat Enfade için berat müddetinin bitme cümeni tarafından is kanununu tetkike mis olmaaı ve kanunun neşri tari • memur edflen tâli komisyon Eşref hinden itibaren bir aene zarf ında noü(Ankara), Rasim Ferit, Hamdi (Konracaat edilmiş bulunulması lâzım geva), Yusuf Akçura, Ragıp (Zongul • lir. dak, Hamdi (tstanbul) Beylerden müRef'i masuniyet talebi rekkep otmak üzere faaliyete geçmistir. Mpraduh Sevket B. de komisvon iç • Ankara 28 (Hususî) «Yeni Atunalarına muntazaman devam etmek • dana» gazetesi sahibi Remzi Beyin açtedir. bğı davadan dolayı Ferit Celâl Beyin masuniyeti teariiyesinin rePi talebini haKomisyon halen İtalya'nın iş ka • vi Basvekâlet tezkeresi Medise gel nununu tetkik etmektedir. di. Bu mes'ele bermutat devre sonuna Komisyon, azalannı haftada dort taHk edilecektir. gün toolamaga karar vermistir. İa oğuşturduk. Güç hal ile aoförü kendisine getirdik. Lâkin ne büyük ihtiyat sızlık; vanımıza bir dirbem alkol al • tnamıstık.. Bu sefer arkadayun kıla • ğruzluk vapmak istedi. Daha bir adun atmadan otomobil yollarda pek mebzul olan çukurlardan birine saplandı. Bereket versin makine hafif ve etrafı perdeli sevrule idi. Can havlfle onu itekaka cikardık. Dısanda kaldıfırmz bu iid dakika içinde sapkalarımızm bîle kaskah oluverdiğini ve pantalonlanmızın bile takır takır buz tuttugunu gö rünee vücutlerimiz heyecanla örperdi. Yavas vavas biz de donacaktık. He men otomobile atiadık. ve hakikaten arkadaşı da beni de tuhaf bir rehavet kapladı. (Demek böyle donuluyor mus) dive arkadasun bu tecrübeden b^^»derken bizim alkolle tentor olmus arkadaş eanlandı ve sille tokatla bizi bu tatlı ölümden kurtardı. Nasıl olsa burada ölecegimizden artık he lâllasıyorduk. Otomobilden atladık. Mecalsizlikten kosarruyorduk. Isınmak için bir düziye yerimizde zıphyorduk. Maazallah burada kalmak bir felâ ketti. Mümkün olduğu kadar ilerlemek l&znndı. Tekrar harekete geçtik. Kör talih bu sefer de bizi bir uçurumun ke • narma sürüklemis, yuvarlanmamıza ramak bırakmıstu. Bunu kibrit yakarak öğrendiğimiz zaman heyecandan ir • kfldik. Çünkü: Her taraf artık; du mandan, kardan bembeyaz ve düm düs bir yol halmde idi. Bu hal büsbü • tün tüylerimizi örpertti. Tekerleklere yapısarak mü&külâtla otomobüi yola soktuk. Tam bu esnada idi ki: Sis bi raz acıhr gibi olmustu.. Bir kurt sürü sü!.. On on beş kadar kurt volun sa ğrndan soluna geçiyordu. Otomobili mizin proiektörleri bu korkunç hayvanIara müthis bir korku vererek onlan cil yavrusu gibi dagıttı. Bizim de aklınrnz baanmzdan dajplmadı değil.. Şimdi ileri gitmeğe de cesaret edemiyorduk. Çünkü önümüz arkarmz tehlikelerle dolmuştu. Vahsi hayvan. sis, tioi, soguk tan donma, oçurumdan yuvarlanma, ve en acıklısı da aç ve biilâç burada kalma.... Hele sonuncusu çok feci bir akıbetti. Pisipisine burada ölüo gide cektik... lyisi mi (aaabüdignniz ber a dım bir kârdır) diye ilerliyerek ve bin müakülâtla 3 buçuk saatte; dört taraftan yakarmza yapıaan ölümlerden kendimizi kurtararak tnegöl ovasma indik. Şoför Ahmet Ef. burada ne dese be ğenirsiniz: Otomobüin önüne bağladığı mavi boncugu göstererek: ( Bizi işte bu nazar boncugu kurtardı!) Eh; şhndi de gülmekten katdıyorduk. tnegöl'e geldiğimiz ymnn her tarafı buz tut muş olan otomobîlimiz seyyar bir müzeye dönmüs, gelio geçenler buzlan hayretle temasa ediyorlardı.. Biz de kendimizi; Ahıdagı'nda kutÜD kesfine gidenlere benzetmekte haklı idik. Işin garabetine bakm ki: Otomobflin buzlarmı ancak Bursa kaplıealarann sicak sulan temizliyebfldi. Muhterem kariler, kıştan bahsetmek istediğimi mutlaka anlamıssı • nızdır. Filhakika bu sene mübarek pek sırnaşıkhk etti. Hani, kapıdan kovarsın, bacadan düaer, d^nilen yılışık ve yapışkan misafirler vardır, işte kıs ta bu sene öyle oldu... ^ahar l geldi; fakat kış hâla gitmiyor, i? iskalden filân anlamıyor. 28 marttayız; hâlâ kar yağıyor. Yalnız Fatin Efendi değil, benim havacılıktaki kehaneUerîne ve aevki tabiilerine itimat ettiğim leylekler de aldandı. Zavallı hayvanjarın tstanbul'dan geçip, Balkan'lar gibi daha soğuk mıntakalara kendilerinin kardan ve soğuktan. muhakkak. gaf aları donmuştur Eğer, benim de onlar gibi kanatlarım olsaydı, tabiatin bu dönekliğine kızıp geri döner ve tekrar sıcak menv leketlere giderdim. Fakat, geçen aene bu tarihte olduğu gibi, her zaman, Mısır'm yemyesil bahçelerinde serbülent hurmalar, koca yapraklı muzlar ve kırmızı çiçekli cenhennemi • yeler arasında ılık ve hatta sıcak bir bahar gecirmeme imkân olmadığı için, dün sabah kalkıp ta damlan beis). beyaz «förünce tabiatin bu senekı o • yunbozanlığını ve kışın sırnaşıkhğını bir hayli kalavladım. KalavUdıni ama faydası ne! Oduncularla kömürcüler 1932 kışı için birer destan ve tarih yazdı rıp dükkânlanna assalar yeridrr. Kendilerine her gün baklava, börek yediren böyle mübarek bîr kı«i dua 1 ile falân her zaman bvlamazlar I Eski Reü sirketi Dün yeni sene heyeti u • mumiye içtimaını yapta Hali tasfiyede bulunan Reji Şir keti heyeti umumiyesi, dün Tütün tnhisar idaresinde toplanmıştır. îç timada hazırlanan rapor ve blânço okunarak tetkik edilmistir. Heyeti umumiyede okunan rapor 31 mart 1931 tarihinde toplanan heyeti umumiyenin 31 kânunuevvel 1930 da katediien ve 194,021.18S İngiliz lirası fazla bîr mevcut ile kapanan paradan beher hisae senedîne 0.15,0 tngiliz lirası olarak dördüncü bir tevzi için 150,000 tngiliz lirası ikraz olunduğu bildirilmektedir. Raporda o zaman fazla olarak kalan 44,021,18,8 tngiliz lirasmın 31 kânunuevvel 1931 de 44,500,3,5 tngiliz lirasına baliğ olduğu da kay d ed il mekt ed ir. Rapor şirkete ait emvali gayri menkulenin vaziyeti, muhtelif medyunlarla yapılan temaslann neticeleri ve şirketin tngiltere hükumetinden olan matalibi hakkında aynca izahat vermektedir. Raporun kıraatinden sonra hiasedarlar hesabat ve bilâncoyu tasdik etmişler, tasfiyeye memur olanlan ibra ile murakıp Nuri ve ihtiyat muraktp Tevfik Âmir Beylerin vekâletini 1932 senesi için tecdrt eylemiş • lerdir. Kur'anın arapça aslından baska lisanlara tercümeai caiz olup olmadığmın, dört aünni mez hebi bulunan hanefi, ma • sünnî mezhebi bulunan hanefi, ma likî, şaf iî ve hambelî mezheplerinin içtihadatma göre tetkiki için Kahi re'deki El'ezher Darülfünunu tarafından ülemadan mürekkep bir heyet teakil edilmisti. Heyet tetkika tını ikmal ederek raporunu darülfü nun idaresine tevdi etmiştir. Ulema heyeti Kur'anın tercümesi caiz olduğuna karar vermistir. El'ezher uleması ve kur'an Hayat Ansiklopedisi istanbul'un su sarfiyatı Geçen 931 seneainde Iatanbul'da 5,178,538 metre mikâbı terkos auyu, 960,720 metre mikâbı da Elmalı suyu sarf edilmistir. mcı cuzu Perşembeye çıkıyor 5 lerdi. Vorohilof sepetten küçük bir Bitir Allam aakına, memnun menekşe demeti alarak bir altın florin olacaksın: bana tesekkür edecek attı. Delikanh bu semahatile kızı sasin! Gene ateşlenerek: • Aman dikkat, dikkat! Ah Hernani'yi çalıyor şırtacağım zannetmişti. HaJbuki güzel kızın kılı bile kıpırdamadı ve arka • lar. Aman ne musiki, ah bakın gözüMuhamrı Mutercımı lannı döndükleri zaman kızın du • me yaslar geldi, haydi arkadaslar, t. Tttrgeniyef lîaydar Rıfat daklan istihza ile takallüs ediyor • hadi kalkalım. Tam bu aırada gayet sık geyin • O zamana kadar hareketaiz ve ih du. mis, kırmizi aaçları mahir bir perükâr tiyatkâr duran Vorohilof kaslanm Vorohilof sık giyinmişti, hatta çok elinden yeni çıkmıs, zarif şapkesi cattı* gözlerini vekar ile yere tevcih mutena idi; fakat Paria'li kızın aa • gök rengi bir kordelâ ile müzeyyen etti 7 Dislerinin arasından bir şeyler bit nazarları onun tuveJetinde, ha • Dtr delikanh Bambaef'e zehirli bir raınldandı; fakat teklifi reddetmedi. reketinde bh mutaaallıfuı izlerini gor. tebessümle bakarak, masanın yanıLitvinof ta mütevekkiiâne kabul etti. müs ve halisüldem fiklardan olma • baamdan geçti. dığını farketmisti. Kalktılar, Bambaef kolunu LitviLHvinof bundan sıkılarak: nof'un koluna taktı ve tam o daki • Kahvenin büyük salonunda mute Ne oluyorsun? Bu ne hararet! kada arzı endam eden JockeyCiub'un na bir yere oturup yemeklerini ıs Ben daha yemek yemedim. menhur çiçekçisi tzabel'i görerek isamarladıktan aonra konusmağa ba* Dedi. O mukabele etti: ret etti. Elinde bir kfiçük demet buladılar. Iundurmağı pek severdi. O, eksiğiraiz bundan ibaretse Bambaef gene büyük bir hararetle fcolay. Şimdi surada Veber kahvesinAsilzadeler ve milyonerler ara • bağırarak, çagırarak ve ellerile, yüde yeriz. 0 ç kisi basbaşa ne tatlı smda mekik dokumağa ahşırnş olan zile binbir isaret yaparak Gubaref'in ohır. . Tari yavas bir sesle: • Benim nihayetsiz kemalinden bahaediyordu; kız kımıldadı. Eli eldivensiz, esvabı maarafnnı da çekecek kadar paran fakat kadehler birbirini takip cdin biçimsiz, kıravatı raaskara, kundu var nu? rasınm ökcesi basık bir adamdan ne ce suatu ve içini çekmekle iktifa etti. beklenebilirdi? Vorohilof sinirlene • O kolay, fakat hakikaten bilemiyorum... rek işaret etti. Kız tenezzülen iler Vorohilof az içiyor, az yiyordu. CUMHURÎYErin tefrrkası: 4 DUMAN Adam Smit'ten, ve bütün fiziyok • gün evvel keşfettiği şeyler mevcutIştahı yok gibiydi. Litvinof a ne ile ratlardan pek fazla değeri yoktur) meşgul olduğunu sorup öğrendikten tu. Zaverbengel isminde bir dok sonra, kendisinden ve söylece umumî torun Panailvanya hapisanelerine dair istirdadını ilâve ediyordu. Bu huruşan ael karşısında buna • mes'elelerden bahse başladı; bir ara eserinden, • yahut ingilizce bilmediği lan Bambaef divanesi yavaa bir aea» lık ateşlendi. Bir takım el göz işa halde, cernal suretinde telâffuz et le fiziyokrat, aristokrat mı demek oretlerinden de istifade ederek, ateştiği Asiatic Jernal'in son nüshaaın lacak? Diyordu... li fakat rabıtasız bir halde çabuk da Veda'lar hakkındaki tetkikten Her haljle Vorohilof, Bambaef'i çabuk aöylüyordu. Bir mektebi bitir bahaederken yüzünden neaat, neş'e, şasırtmış, hayretlere garketmişti. mek üzere olan talebenm aon imti saadet dalgalan saçılıyordu. Gneist ve Riehl'in bahse bile değer hanlarinda bildiği suallere cevap veryer İeri olmadığım söyliyerek omuz mek vazivetinde bir eda ile, becelere Litvinof sabır ve tahamraul ile larını silkmis, Bambaef de arkaam • dayana dayana devam ediyordu. dinliyor, acaba bu gencin mesledan ayni harekette bulunmuştu. Ueriedikçe açıhyor; daha beliğ, ki nedir? Diye düşünüyordu. daha kesip atıcı oluyordu. Araya hiç O bazen tarihte selt ırkı Litvinof bu yeni ahpabın garip bir bir söz katılmıyordu. O. bir ders o nın rolünden tutturuyor, ve bu bahis surette hareketler yapan ellerine, kırkuyor, ezber bir şey okuyor gibiydi. kendisini eski dünya hakkında tnümızı saçlanna, berrak gözlerine, şeAarın âlimlerinin UimlerinL. Her bitaleata aevkediyor, o zaman Egine ker kadar beyaz dişlerine bakarak rinin doğum ve ölüm tarihlerini.. Her mermerleri hakkmda muhakemata eazıma mamsus bütün bu geçit resmini, memlekette son çıkan eserleri.. Sa • bir kahvehanede, yabancılar önünde, yıp döküyor, birbiri arkasından acele giriyor, ve söz Fidias'ın. Onatas'm ilk mülâkatta, bir solukta, yapmaaıealâfına geçiyordu. Onatas'ı Yanaacele, bir takım isimler sıralıyor, ve m ve bir an bile duraklamamasuu taa'a kalbediyor ve bu hal n"*vuna bu muvaffakiyeti kendisinde gözledüsündü. Onun her halde iyi bir ço • rinin saklıyamadığı haf if bir sevmç yarı Tevrat, yarı Amerika'lılık ko cuk, fakat çok tecrübeaiz bir eocok ve gurur hâsıl ediyordu. kuau veriyordu: o bîr sıcrayısta bn olduğunda karar kıldı. Her eekiye karşı iatiğna gösteri sefer de iktisadî gavamıza geçiyorrBas Mabadi var tiya'ya «ahraak!» diyor, (Onun da yordu; nazarında ilmin yalnız bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: