4 Mayıs 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

4 Mayıs 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SEKîZiNCi SENE No. 2869 ve Başmuharriri iYUNUS NADİ \ ÇARŞAMBA 4 MAYIS 1932 r 4 İDAREHANESİ: Teigraf: İstaobul CumhuriyeK Posta kutusu: N° 246 | İnvafDDDttBii)e karysıada daıreı Telefon: Başmuharrir Tahrir müdürü Idare «nüdürü 22365. Matbaa 22366 23236 20472 İlk mektep Muallimlerinin Maaşları Gazetemizin, şurada burada <ki şer üçer ayhk maaşları tedahül e • den ilk mektep muallimleri hakkında büyük bir alâka gösterdiğini bilen, bir vilâyetteki muallim karile • rimizden biri, üç aydanberi maaş alamadıklarını, hiç olmazsa bir maaş itası için müracaat ve istirhamda bulundukları memurların anif mua melesine uğradıklarını yana yakıla ve acı bir feryat halinde bize yazı yor. Bu hal karsısında insan, teessüriinden ne diyeceğini bilemiyor. Ayni vilâyet dahilindeki en küçüğünden en büyüğüne kadar bütiin memur lar, her ayın başında maaslarını al • dıkları halde, memleketin yarınki gençliğini yetiştirmek mevkiinde bulunan ve bu vazifelerini büyük bir istek ve ciddiyetle yapan ilk mektep muallimlerinin • bu baptakî kanu na rağmen • üç dört maaşlarımn mütedahil kalmasını ne ile tevil ede • ceğimizde mütehayyiriz. Vakıâ ilk mektep muallimleri hususî idarelerden maaş alırlar; hu susî idarelerin ise varidatı, maliye tahsildarları tarafmdan umumî teklifler dahilinde halktan cibayet olunur. Su halde maliye memurlan, hususî idarelerin hisselerine vaktü zamanında teaviye etmiyorlar. Yahut, vilâyetin umumî varidatı, bu hisseyi tamamile tediyeye müsait değildir. Maamafih her hangi şekilde olursa olsun, neticede tahakkuk eden bir şey var ki o da ilk mektep muallimlerinin üç dört aylık maaşlarının mütedahil kalmasıdır. Her sene böyle bir kaç maasın mütedahil kaldığını farzetsek, ilk mektep muallimlerinin üç dört sene nihayetinde bir senelik maaş matlupları kalmasını kabul etmemiz icap eder. Halbuki geçen senelerden mü tedahil maaş kaldığmdan şikâyet edilmiyor. Demek kî nihayet bu para, ffene hszmeden cıkıyor ve ğeffe nfös~tahaklarına veriliyor. Bu böyle olunca, muallimlerin maaşlarım vaktü zamanında verme mek hem kanunun hükmünü mühimsememek , hem de muallimleri dar ve fena bir mevkie düşürmektir. Esasen muallimlerin maaşları kendilerini ikdara ancak müsaittir; bu zavallılar, bir de çoluk çocuk sahibi iseler ki ekseriyetle böyle olduk Iarmda şüphe yoktur muallim için zarurî olan haysiyet ve şereflerini nasıl muhafaza eder ve düştükleri zaruret içinde talebelerine karşı otoritelerini nasıl halelden korurlar. Muallim, cüz'î bir maaşla ölmi • yecek kadar geçinmeği bile göze alarak, vatanî ve insanî bir mefkure uğruna hergün memieket çocuklarile meşgul olur; fakat evindeki çocuklarının açlıklarını gidermeğe ve feryatlarını susturmağa muvaffak olamıyan muallim, hangi kafa ve yürekle mektepteki çocukları tedris ve terbiye etmeğe muktedir olur? Hele veresiye bile bir şey alamıyacak kadar itibarım kaybeden bir muallimin, muallim addolunması bu zamanda mümkün müdür? Bütçede tevazün temini için hü kumet az mı fedakârhk ediyor? Muhammen varidat ile tahsil olunanı arasındaki farktan hassaten ilk muallimlerin hissedar edildiklerini düşünmek bile doğru olamaz. Bu iş, olsa olsa, mahallî malmemurlarının himmetsizliklerinden va vaziyeti vaktinde Maliye Vekâletine yazarak yardım istememelerinden ileri gelse gerektir. Maamafih Maliye, Dahiliye ve Maarif Vekâletlerinin, bu gibi hallere ve bu türlü kanunsuzluklara meydan verilmemesi hakkındaki müekket tebliğlerini muntazaman takip edemedikleri ve bu tebliğleri infazda kusuru görülenleri cezalan dmnağa vakit bulamadıkları da an • laşıhyor. Elbette böyle bir iki vilâyet ilk muallimlerinin bir kaç ay maassız kalmaları, o kadarcık bir paranın temin edilmetnis olmasından ileri gelemez. Mes'eleyi, bir kere daha bu vekâletlerin nazari dikkat ve sami miyetlerine vazetmeği bir vazife te • lâkki ediyoruz. Sunu da ilâve etmemiz zarurî gö«•ülüyor ki bir çok memurlar, hâlâ halk hükumeti zihniyetini edineme miş, diğer memurlara ve iş sahiplerine, saltanat devrinden kalma bir itiyat ile, haşinane ve mütehakki • mane muamele etmekten sakınmak yolunu öğrenememiştir. Baştanbaşa Rıhtım şirketinin ((Türk Rus dostluğunun zeval bulacağı kirli çamaşırları Yanlış teşhis iddiaları suya düşmüşni zannedenler inldsara uğnyacaklardır» Şirketin yaktığı defterler tür, tevkif edilmiş kimse yoktur ve gizlediği hesaplar İzmir 3 (Hususî muhabirimiz den) Rıhtım Şirketi hakkındaki davaya bugün devam edildi. Evrakın naklinde kullanılan sandıkları marangoz Osman Efendi imal etmiştir. Mumaileyh: Şirket memurlarından M. Boniç, yedi sandık sipariş etti, yap tım, verdim! Dedi. Şahit M. Boniç te şunları söyledi: Sandıkları Jifre'nin emri üzerine siparis ettim. Şirketin otuz üç senelik memuruyum. Dört yüz lira maaş ahrdım. Terfi ile tahsilât şefi olmuştum. 20 subatta vazifeme ni hayet verildi. Kavas Veli Ağanın şehadeti mühimdi. Mumaileyh şunları söyledi: Bir gün âmirim bana «Rıhtım Şirketi müdürü Jifre ile muhasebecisi Pere gelecekler, bazı kâğıtları yakacaklar, kendilerine yer gösters dedi. Otomobil ile akşam üzeri geldi ler. tki çuval, ertesi gece iki sandık evrak getirdiler. Bir kısmını ayırdılar. Dört bavula koydular, diğer . lerini de ateşe attılar. Ben karıştır • dım ve böylece yaktık. Evrakın yanması üç, dört gece devam etti. Fakat mahiyetini bilmiyordum. Evrak arasında yirmi otuz defter vardı. > Diğer şahit Rıhtım Şirketi kavası Hasan Ağa, müdür Jifre'nin otomobili ile şirketten bazı paketler ta • şıdığını söyliyerek «şirkete müfettişler geldiği gün muhasebeci sobada bir buçuk okkaya yakın evrak yaktı. Halbuki o güne kadar kokmasın diye sobaya sigara bile atılmazdı.v Pere'ye sordum. «Bunlar eski evraktır» dedi. . ••„.•Re», Pers'ye »ördtf ^T*er* *2f c*vabı verdi: Bunlar müsveddelik kâğıtlardi. Ben türkçe bilmem. Hasan Ağa fransızca bilmez. Nasıl konuşuruz? Müddeiumumî Altı senedenberi İzmir'de oturan maznunun bir ke Iime türkçe bilmediğini iddia etmesi gariptir! Dedi. Tahkikat yapanlardan müfettiş Hulusi Sadettin Bey, şirkette çifte defter turulduğunu, faiz hesabımn gizli defterlere geçirilerek iki ka lemde 34,000 lira gizlendiğini, iki yüz, üç yüz lira kasa mevcudünün resmî defterlerde kaydı olmadığını, cetvellerdeki S.T.P. işaretinin Nafıa Komiseri Emin Beye ait bulunduğunu, kendisine altmış, yetmis bin lira, aynca her üc ayda bir 750 lira, bun dan başka da ev kirası verildiğini, Yunan hükumetinden işgalde rıhtımdan geçirdiği eşyanın rüsumu olarak 110,000 liranm tahsil edilerek giz lendiğini. Fransız'Iarın harbi umumî tazminatının 1,300,000 frank iken 34,000 frank irat kaydedildiğini, 20,000 liralık tramvaylar açığının hükumete yükletildiğini, Jifre'nin 2 milyon franklık zimmeti olduğunu, (Mdbadı 4 uncü sahijede) İsmet Paşa bir resmi kabul sırasında dedî ki: m h u riyet İzmir'deki dava o t cıe rempiıre dans la iangue quı'! <î6sns ABOIME ŞER4İTF \ H O D D E T : fTÖRKİYE İÇİN j HARİÇ İÇİH g i Seneliğj ; 1400 gr. ; 2700 gr.l : 6 Ayhğı ; 750 Kr. ; 1450Kr.y| f 3 Aylığı f 400 \ 800 Xr. )\ 150 Kr. Hıishası h e r y ç ) Kuruştur = Cam gözlü şeririn artık esrarı mesrarı kalmadı! «.U. v Cam gozlii şeririn polise verdiği son beyanname Heyetimtein dün siyaret ettiklerl Leningrat şehrinden bir mamara Leningrat'ta Dünkü ziyafetler Leningrat 3 (Hususî) Heye timiz Leningrat'ta büyük tezahürat arasında ziyaretlerde bulunmaktadır. Bu akşam Moskova'ya hareket edilecektir. Yarın Moskova'da geçiri lecek ve akşamı Harkof'a gidile cektir. ismet Paşanın nutku Moskova 3 (A.A.) Bir mayıs günü Moskova Belediye dairesinde Türk misafirleri şeref ine Sovyet Rus ya ticaret odası tarafmdan bir kabul resmi tertip edilmiştir. Türk misafirlerle, Türkiye sefa reti erkânı, Sovyet hükumeti er kânı, sanayi ve haricî ticaret zimamrfarları, Halk komiserlikleri erkânı, Sovyet matbuatı ile umumî tcşek • küller murahhasları bu resmi kabulde hazır bnlunmuşlardır. İsmet Paşa Hz. ile Tevfik Rüştü Beyefendi, Huseyin Ragıp, Ali ve Recep Beyefendiler, harici ticaret komiseri muavini ve Sovyet Rusya ticaret odası reisi M. Eliva, Sovyet Rusya ile ecnebi memleketler ara {Mabadi 3 üncü sahifede) Şeririn hâdiseden Uç gün evvelki Yankesicilik teşebbüsü İki kıymetli polis memurunun kanına girdikten sonra geberip giden Estonya'lı serseri camgöz Liblik Yülyus hakkındaki polis tahkikatı tamamen hitam bulmuş, merkumun cesedi defnedilmiş, bu hususta tanzim edilen evrak ta aidiyeti cihetiie adliyeye verilmis, mes'elenin resmî safhası kapanmıştır. Bazı gazeteler, bidayette mak tulün hüviyeti anlaşılamaması yü zünden pek esrarengiz mahiyet arzeden bu hâdisenin, hâlâ esrannı muhafaza ettiğini, makrulün, Liblik Yülyus olmasının şüpheli buiundu ğunu yazmaktadırlar. Hatta bu adamın bir Ermeni ko(Mabadı 4 uncu sahifedei jki kraliçe geliyor Romen ve Yugoslâvya kraliçeleri bugün İstanbul'a gelerek bir hafta kalacaklar :>"<•<>;> Polisçe verilen son ikamet ve&ikan İzaha muhtaç noktalar 5 numarlı kararnamenin bazı maddeleri üzerinde tereddüt ediliyor Beş numaralı döviz kararnamesi dün tstanbul Vilâyetine tebliğ edilmiştir. Vilâyet bunu alâkadarana tebliğ ve ilân etmiştir. Kararnamenin metni hakkmda dünkü nüshamızda izahat vernr'ştik. Dün bu hususta muhtelif mehafil ile temas ettik. Kararnamenin bıraktığı akisleri kaydediyoruz: sının nâzımhk vazifesini görme<(i ha* sebile bu işlerdeki ticarî ahengin daha kuvvetli bir şekilde teessüs edeceği kanaatinde bulunmaktadırlar. Ithalât tacirlerinden manifaturacı Ahmet Bey bu hususta şunları söy • lemektedir: « Şimdiye kadar sipariş yaptığımız vakit ya (akreditif) açarak ve yahut mahn gümrükten çekildiği günden itibaren bedelini muhtelif vadelerle öderdîk. Bunun için bankalarda ecnebi kambiyosu kapatir(.Mabadi 4 uncu sahifede) IIIIIIIUHIMIHIIIIHIfnitt İthalât tacirleri ne diyorlar? Ithalât tacirleri kararnameden memnuniyetle bahsetmekte, mem lekete gelecek eşyanın bedellerini tesviye mes'elesinde Devlet Banka Romanya ve Yugoslâvya Bir müddettenberi Yugoslavya'da bulunan Romen Kraliçesi Mari Hz. ile büyük kerimeleri Yugoslavya Kraliçesi Mari Hz. bugünkü ekspresle Belgrat'tan şehrimize geleceklerdir. Romen ve Yugoslâvya Kraliçeleri burada bir hafta kadar ikamet ede* ceklerdir. Refakatlerinde maiyetleri erkânı vardır. Kendilerini Sirkeci istasyonunda Vali Muhittin Beyle Polis müdürü Ali Rıza Bey ve memurini saîre istikbal edeceklerdir. Kraliçeler şehrimizde bulundukları müddet zarfmda şehrin şayani temaşa mahallerini gezeceklerdir. Refakatlerine mihmandar olarak Cenevre Baskonsolosu Şevket Beyin refikaları Melek Şevket Hanımla Muvaffak Beyin kerimesi Nermin Muvaffak Hanım tayin edilmişlerdîr. Kraliçelerin nerede ikamet ede • cekleri henüz kat'î surette malum olmamakla beraber Robert KoIIej'de kalmaları muhtemel bulunmaktadır. Her iki Kraliçe de mütenekkiren seyahat etmektedirler. hemen bütiin memurlara şiddetle ve kat'iyyetle ihtar edilmelidir ki cumhuriyet idaresi, halk idaresidir ve halk idaresi halka hüsnü muamele göstermek mecburiyetindedir. Hu şunetle ve şefkatsizce muamelede ısrar eden memurlar, memurluktan başka yerde kısmetlerini aramağa sevkedilmelidirler. Zalime merha met, mazlumu ezmekten başka bir Kraliçeleri Hazeratt Romanya sefiri M. Karp dün Ankara'dan şehrimize gelmiştir. Romanya'nın yeni Istanbul jeneral konsolosu M. Anastasiu da dün Köstence'den şehrimize gelmiştir. Hükumeti tarafmdan Hariciye Nezareti emrine ahnan eski jeneral konsolosu M. Jonesko bu perşembe günü memleketine gidecektir. x * Ankara 3 (A.A.) Romanya ve Yugoslâvya Kraliçeleri Hz. çarşamba günü saat 12 de ekspresle İstanbul'a muvasalat edeceklerdir. Gerek istikballeri ve gerek Istanbul'da bîr hafta sürecek olan ikametleri için hükumetçe Iâzım gelen tedabir ittihaz olunmuştur. Edirne Valisi kendi lerini Bulgar hududunda selâmlıya • cak ve Istanbul hududuna kadar refakatlerinde bulunacaktır. Hariciye Vekâleti tarafmdan Melek Şevket Fuat ve Nermin Muvaffak Hanımlar Kraliçe Hz. nin ikametleri müddetince refakatlerine memur edilmişlerdir. şey değildir. Biz, vazifesi mektup almaktan ibaret olan, hem de genç, bir posta memurunun yaşımızı başımızı almış olan bize bile nasıl mütehakkimane muamele ettiğini gör•dük. Artık bu haller ayıptır ve tesadüf oJundukça veya şikâyet edil dikçe o memur için en ağır cezayı Riüste!zim.4tfanahdır. *>. ^r KÂZIM NAM1 Romanya sefiri geldi IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIMIlnillllllllillllllllllllMllinillllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIMIIIII Gümüş para Mevcut nikel ve bronz paralar değiştirilecek Ankara 3 Gümüş Cumhuriyet parası ihracı esaslı bir prensip olarak kararlaştırılmıştır. Arap harf Ierile basılmış nikel ve bronz paralarm da değiştirilmesi mevzuu bahistir. Eski beş parahklar tamamen kaldmlacaktır. Esasen bunlar günden güne azalmaktadır. Beş ve on kuruşluk bronz paralar da biraz küçültülecek ve yirmi beş kuruşluk nikel paraların kıt'asından az daha küçük kıt'ada birer liralık gümüş para basılacaktır. Nis yarışları bittî Zabitlerimiz aldıkları neticelerden memnun olarak avdet ediyorlar llllinilllllllllllllllllllflillllllinilHIINIIIIIIIIMIIIIMIMMIIIIMIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIMIIIIIMIMIIIIIIIIIIII millllllllllllllHIIIMItllilllltllHIIIIIIIIUniHlinil Mason kongresi Yüzbaşt Cevat Bey Yüzbaşt Ziya Bey bakaya ne bizhnküer, ne de diğer ec nebi zabhleri istirak ettiler. Ikinci müsabaka «Nis şehrinin mü kâfatı» ismini taşıyordu. Bu müsabaka pek güçtü. Güzergâhı 740 metre olacak, at on beş mani atlıyacak ve da • kikada 4 4 0 metre katedecekti. Bu fevkalâde güç müsabakada yüz (Mabadi 3 uncu sahifede) Son yapılan Beynelmilel kongre Is Yarışların tafsilâtı tanbuPda toplanacak Nis 2 (Hususî) Buradaki beynelBeynelmilel Mason cemiyetlerinin senelik kongresi mayıs nihayetlerinde şehrimizde toplanacaktır. Burada bulunan teşkil&t bu hususta hazır • Iıklara başlamıştır. milel askerî bmicilik müsabakalannm tafsilâtını bfldirmeğe devam ediyorum. 23 nisanda iki müsabaka vardı. Bunlardan birincisi Fransız süvari zabitlerine mahsus olduğu cihetle bu müsa •

Bu sayıdan diğer sayfalar: