21 Ağustos 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

21 Ağustos 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 ON Alman müdafaa ordusu yeniden ihya ediliyor Ordu ilk defa olarak büyük manevralar yapacak, Fransız'lar telâşta... Paris 20 (A.A.) Havas Ajan sından: Gazeteler, Alman devleti nın Alman millî tnüdafaa ordusunun yeniden teşkili için Fransız ve İngiliz hükumetlerile müzakereye girişeceğine dair olarak Berlin'den gelen haberi hasmane bir tarzda karşılamaktadırlar. Matbuat umumiyetle Hariciye Nezaretinin bu hususta resmen malu mattar edilmemiş olduğunu kaydederek bunun Fransız efkâri umumiyesini yoklamak ve Almanya'nm dahilî buhranına bir yenilik verecek olan müzakeratı yemlemek için ya pılmış bir manevra olduğu kanaatindedir. Hatta bu bapta yapılmak istenilen müzakerelerin de lüzumsuz ve mevsimsiz ve Fransız . Alman münasebatı çerçevesini geçmekte olduğu ve çünkü bunun Fransız efkâri umumiyesinin hasım bulunduğu Versay muahedesinin yeniden tetkiki demek olduğu zîkredilmektedir. Petit Parisien gazetesi, bu keıbil müzakerelerin 1 gün sonra Rayiştag meclisi huzuruna nasıl çıkabileceğini bilemiyen bir hükumetin hükmü ve nüfuzu dairesi dahilinde olmadığı kanaatindedir. Echo de Paris gazetesi de, şunları yazıyor: «Almanya şimdiye kadar sefaretleri vasıtasile iblâğ edemediği bir mes'eleyi şimdi cihan efkâri umumiyesi muvacehesine çıkarmak istiyor, fakat biz, bu manevrayi bozmasını ve hayır deme3İni bilmeliyiz.» ıtııoıııı Bir dayak hâdisesi "Camhmiyet Dünya Güzeli ile dün teîefoniakonuştuk Keriman H.m Paris'ten hareket tarihi henüz takarrür etmiş değildir (Birlnci sahifeden mabaiti Bunu da daha düşünmedik. B.ugün ne yaptınız? Bir sene evvel burada vefat eden halamın mezarına gittim. Bir Çelenk koydum. Rica ederim bunu telefonla anrseme de haber veriniz. tstanbul'u göreceğiniz geldi mi? Pek çok. Biran evvel gelmek istiyorum. Seyahatten ve yeni sehirler görmekten memnun değil misiniz? Memnunum. Fakat memleket, vatan hasreti bu arzulardan üstün geliyor. İstanbul'a biran evvel ka vusmak için Vişi seyahatinden sarfı nazar etmek tnecburiyetinde kaldık. Keriman H. bundan sonra telefonu pederine verdi. Halis Bey hare • ket tarihinin henüz kararlaştırılmadığını teyit etti. Hepsinin sıhhatte oiduklarını evine bildirmemizi istedi. üç dakika tamam olmuştu. Telefonu kapartılar. mediğinden seyahat uzatnıştı. Sonra burada otomobilin makinesinde de bir arıza olduğu görüldü. Bunun tamiri gene btr saat sürerdi. Bunun icin bu gece bu şehîrde kalmmasj kararlastı.. Bu karar etrafta tnyi olunca halkın sevinci ve nes'esi bir kat daha arttı. Dünya Güzelinin burada olduğunu duyan kadın erk^k, coîuk cocuk. herkes bir akın halinde onun bulundujir» otele dofru koşmağa baslamıştı. Kerimsn H. disarıda vapılan tezahürata balkona çıkmakla mukabele etti. Bu sırada halkın memnuniveti ve neş'esi tarif edile mivecek bir hale gelmisti. Keriman H. balkona üsttiste çıkmak mecburiyetinde kaldı. Kalabalık çok geç vakit dağılabildi. Bu sabah ayni tezahürat icinde Paris'e hareket edildi. öfrlevin Pa ris'te Klariç otelinde idik. Claridge Paris'in en muhteşem otellerinden biridir. Burada Keriman Hanıma ve pederine ait olmak üzere iki muhteşem daire hazırlanmıştı. Keriman H. bir müddet istirahat ettikten sonra îstanbul gazetelerine göz attı. Birdenbire rengi sararmıştı: Ne var? Ne oldu diye sorduk... .Bakm, dedi ve gazeteyî uzattı. Gazetede Dünya Güzeline bir prensin izdivaç teklif ettiği yazılı idi. Hayret, dedi. Bana izdivaç teklif etmişler de benim haberîm yok... Sonra ilâve etti: • Rica ederim bunu tekzîp edin... Siz de benimle beraberdiniz. Bana gelen bütün mektupları biliyorsunuz. Hiç böyle bi rteklif var mıdır? Rica ederitn bunu şimdi tekzip edin. Böyle hic bir teklifle karşılaşmadım. Bu tstanbul gazetesîne yanlış malumat vermişler.. »• Perşembe günü tntransigeant gazetesî idarehanesirde bir resmi ka bul yapılacak ve Dünya Güzeli ga zetenin büyük saloniarında Peris'in en güzide şahsiyetlerine takdim edilecektir. Keriman Hanımın Paris'e muvasalatını duyan bir çok Türk'ler Türk talebeleri gelip kendisini bu güzide mazhariyetinden dolayı tebrik etmişlerdir. Keriman Hanımın tstanbul'a ne zatnan hareket edeceği henüz ma lum değildir. Hareket odeceği günü öğrenh* öğrenmez derhat telgrafla bildhirim. Dünya Güzeli bugün *ğ leden sonra Paris'teki Türk sefaretine gitti. Gerek sefir beyefendi, gerek refikaları hanımefendi kendisini bu mühim muzafferiyetten dolayı hararetle tebrik eylediler. FARUK &WM AK SLERi Fransız'lar tekzip ediyorlar Paris 20 (A.A.) Salâhiyettar mehafilde, Alman millî ordusunun yeniden teşkili hususunda Alman devletinin Fransa ve büyük Britanya hükumetlerile müzakerat yapmak ni. yetinde bulunduğuna dair Fransa hü. kumetinin malumattar edilmemiş olduğu beyan olunmaktadır. Alman ordusunun sonbahar manevraları Berlin 20 (A.A.) Alman ordusunun sonbahar manevralarına ihtimal pek yakında Almanya'nı muhtelif mıntakalarında başlanacaktır. Halbuki geçen sene, tasarruf düşüncesile bu manevralar, hemen, henıen kaldırılmış idi, bu manevralar, mahdut bir kadro dahilinde icrası mutasavver olmakla beraber, bu sene ihya ediimiştir. Ordu dairesî reisi von Hammerstein, FrankfurtamOder mıntaka smda yapılacak olan manevralara riyaset edecektir. fspanya'da tahrikât Devam ediyor Mutlakiyet taraftarları teb'it ediliyor Madrit.,20 (A.A.) Dahiliye Nezare';. taraftarlarının komplesi neticesinde yakalanmış ve dün aksam serbest bırakılmıs olan kont Cadiana'nın, faaliye tmfn umunft"'asayisi ihlâl edfbileceği *'' ' mütaleasîfe, tevkifini emretmiştir. Dahiliye Nazırı, Kral taraftarları kom**r""*pTe'sinde! * methaldar olan ve teb'itleri mukarrer bulunan eşhasın vapurlara bindirilmesini henüz tesbit edemiyeceğini tcb'iij eylemiştir. Mumaileyh, menfanın İspanyol kinesindeki Bata olmayıp Villa Cisner olması muhtemel bulunduğunu ilâve eylemektedir. Madrit 20 (A.A.) Mutlakiyet tarafı fesat harekâhna dahil ve aralannda Marki de Semmenat bulunan 5 şahıs tevkif olunmuslardır. Madrit 20 (A.A.) Dahiliye Nazın, mutlakiyet taraftarı fesat hareke tine dahil bulunmak töhmetile tevkif edilerek bilâhare tahliye olunan Kont Guadina'nm tekrar tevkif edildiğini beyan etmistir. Sevil 20 (A.A.) San Jurjo kîyamı esnastnda Sevil'de, Sevil valisi bulunan M. Valera tevkif ve hapsedilmiştir. Nasuhi Bey Vilâyet maiyet memur Ianndandır. Bostancı'da gezerken «iki polisi resmî sıfatlanna yakıgnuvacak bir vaziyette» görür. hüvıVeitni bîldifiV. ken dilerine vazifelerini ihtar eder. F?kat söz dinletemeyince karakola gider, komiser beye malumat verir. Hâdisenîn bundan ötesi karanlık ve esrarhdır: Nasuhi Bevin iddiaMna göre, o sırada memurlar da karakola geimişler ve Vilâyet maiyet memurunu ba yıltıncıya kadar dövmüsîer. Neden sonra kendine gelen Nasuhi Bey, doktor ca ğırtmak istemişse de, karakolda buna müsaade edilmemiş. Fakat polîslerin iddiasina göre. Nasuhi Bev tefevvühatta bu'unmustur ve dayağı başkalan tarafından yemistir. Tutulan ve polis müdürlüğüne gönde rilen zabıt varakası bu merkezde. Hâdisede muhakk?k olan bir nokta vnr: Maiyet memuru Nasuhi Bey, kibar bir hayvan sudan gelinciye kadar dayak yemistir. Bu cihet resmî raporda da yazılı. Fakat niçin ? Ve kimler tarafından ? Iste burasi meçhul. Kabnl edelim ki bizim oolisîmiz dayak atmaz. Simdiye kadar böyle bir hâdise görülmüş ve isitilmiş sey detrildir. Polislerimiz, vatandaslanmııa ve âmirlerine deiîîl, ceketlerine konan bir sine5e bile haksız yere fiske vurmazlar. Kabul. Nasuhi Bey zabîtava karsî tefevvü hatta buhindn ise, davağı niçin baska • ları tarafından vemistir? Bu bir; ikin cisi de. Nasuhi Bev, kendisine davak atanlardan nicin şikâyet etmiyor da mes'uh'yeti karakola vüklemek istivor? Nasuhi Bevin kendisini dövenleri kurtar mıya çalısması icin onlarla dost olmus olması lâzımdır. İnsan dostlanndan böyle bir muamele görmez, göriîrse onlara hemen düsman kesilir ve hiç birini kurtarmıya çalısmaz. O halde, Nasuhi Bey oolis tarafından döğülmemistir, kabul; fakat başkalan tarafından da dövüimemistir, bu da kabul: Nasuhi Bevin dayak yedigi de muhakkak. Öyle ise? Ben size manhkî nebceyf söyliyevim: Nasuhi Bev zabıtaya karsı tefevvühatta bulunmu», fakat. hatasını anlayınca, bir mürakabei nefis yanarak, kendi ken disini dövmüs, vani döğünmüştür. Eğer bu işte haksızlık varsa, davak viyen Nasuyi Bevin dayak atan Nasuhi Beyi dava etmesi lâzım gelir. Hem bir cok mudafaa «ahitlerî bulacaktır: Karakoldeki polisîer. Iste, îki iddia haricinde kalan bir mantık, ancak bu neticeve varıyor. Fakat bu işe sizin de oek aklmız yatmadı, farkuıdayun. PEYAM1 SAFA Ekalüyet mekteplerinde hocalık Ecnebi ve Ekalliyet mektep lerinde, türkçe, niçin esas fisan değil de, bir yardımcı dil gibi, fransızcanm, ingilizcenin, almancanın arkasında emekliyor? Niçin bir Rum çocuğunun ağzında türkçe, bir Türk çocuğunun ağzındaki türkçe değil? Niçin bir Ermeni çocuğunun kalemindeki türkçe, bir Istanbul çocuğunun kalemindeki türkçe değil? Ve niçin Corneille'i, Racine'i ezber bilen bir Yahudi çocuğu, Abdülhak Hâmid'İ, Tevfik Fikret'i, Ahmet Haşim'i, Faruk Nafiz'i tanımıyor? Fakat, onlan türkçe öğrenmenin fayda^na kim inandıracak? Şu çehresi, usaresi çekilmif bir kış ayvası gibi kansız ve buruşuk adam mı?. Şu vücudünün sefaletini kıyafetinin sefaleti örtemiyen soluk ceketli muztarip genç mi? Şu zavallı muallim mi?. Ne mümkün... Gözün gördüğü bu acı hakikati, kulağın duya • cağı bir tath rivayet nasıl tekzip edebilir?. Eğer bu mekteplerde türkçeyi kurtarmak istiyorsak, önce türkçe hocalarmı kurtarmamız lâzım... Bir balıkla kırk kışı doyuran peygamberin asrından çok uzaktayız. Ayda yirmi beş lira ile bir muallim beslenemez! Başvekile feşekkOr Başvekil tsmet Pş. Hz. Keriman Hanmıın Dünya Güzellik Kraliçesi intihabı münasebetile «Cumhuriyet^ e beyanatta bulunmuslardı Dünya Güzeli, tsmet Ps. Hz. ne bir telgraf çekerek hakkmdaki iltifatlarından doIayı arzı teşekkür etmistir. Paris'ten ilk mektup Paris 16 (Hu. Mu.) Dün sabah saat yedide güzel Baule plâjını terkettik ve Paris'e müteveccihen yola koyulduk. Keriman Hanımın Baule'den ayrılraası sabah karanlığında bile yeni tezahürata vesile oldu. Dünya Güzelinin hareket edeceğini bilen herkes, hemen hemen on bine yakın insan erkenden otelin kapısına yığılmışh. Keriman H. zarif edası, tatlı tebessümile bu takdirkâr na zarlann arasmdan geçerken alkts ayuka çıkıyor, her taraftan aynî ses isitiliyordu: Yaşa Dünya Güzeli... Herkes son bir defa daha onu çörmek istiyor, elinden bir imzaiı kart alabilmek için çırpınıyordu. Kcriman H. bir müddet halkın arzusunu tatmine çalıstı. Fakat taleplerin ardı arası kesilmiyordu ki.. Nihayet otomobiller cyasa; bravo» sadaları ve alkıslar arasında hare ket etti.. Yarım saat sonra Baule'i arkada bırakmıs ve yeşil tarlalar arasmdan Paris'e doğru yol Imağa baslamif tık. Havanın tnüthiş sıcak olmasına rağmen seyahat gene çok eğlenceli ve rahat geçti. Otomobillerin nür'ati sayesinde insanın yüzüne bol bir serinlik vuruyordu... öğleyin küçük bir kasabada tevakkuf edildi ve büyük bir istiha ile öğle yemeği yendi. Dünya Güzelinin kasabalarından gectiğini duyan bütün halk, hemen bir anda lokanta nm önüne yığılıvermişti. Bası topuzlu, kırmızı yanaklı, dokuma entarili köy kızlan, tahta papuçlarmı yere vura vura Kpriman Hanımı alkıslı yorlar ve mütemadiyen «yaşa» diye bağırıyorlardı. Bunlarm aralanndaki muhaverelerden de Keriman H. ı çok beğendikleri anlasılıyordu. Os ten'de, Spa, Deaville'deki en kibar, en yüksek halktan tutun da bu sifman yanaklı köylü kizlarma varmcıya kadar herkesin Keriman Hanımı takdir etmesi Avrupa'da kendisînin ne büyük bir muvaffakiyet ve şeref kazandığma delildir. Saat ikide bu kasabadan da ha reket edildi. Aksam bir şehre vasıl olduk.. Proğrama nazaran dün ak şam Paris'e muvasalat edilecekti. Fakat yoldaki bazı köylerde, şehirlerde halkın Dünya Güzelini doya doya görmek arzusuna karşı gelin YÜSUFZİYÂ Ordumuza bu sene de kırktan fazla tayyarej hediye ettik Ankara 20 (A.A.) Bu sene ordumuza kırkı mütecaviz tayyare hediye edilmistir. Bunlardan 25 ij nin isim konma merasimi önü müzdeki Zafer ve Tayyare bayrammda yapılacaktır. Ayrıca beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu tayyarelerini alan f z mir, ikinci tayyaresini alan Giresun ve bunlardan başka Görele, Fatsa, Bartın, Zonguldak, Ereğli ve Bafra tayyarelerinin isim konma merasiminin de Cumhuriyet bayramında yapılması muhtemeldir. Amerika Erkânı Harbiye Reisi TiirkiyeVe geliyor Vasington 20 (A.A.) Havas A jansı bildiriyor: Cemahiri Müttehide umumî erkânı Harbiye Reisi JenerafMac Arthur yakında Avrupa'ya giderek Sovyet Rusya'ya mücavir memleketleri ve bilhassa Türkiye'yi ziyaret edecektir. Jeneral Türkiye'yi ziyareti esnasında ns> kerî geçit resimlerinde hazır buluna • caktır. Haydutlar, ir,an,'n !?ir şehrini zaptettüer Busir 20 (A.A.) Haydutlar, 3 gün evvel İran'ın Yosk sehrini zaptetmisler ve oradaki garnizonu tardetmislerdir. Garnizon, haydutları yerlerinden çıkarmağa uğraşmaktadır. Benderabbas'tan sür'atle takviye kıtaatı gönderilmistir. Busir 20 (A.A.) Reuter Ajan • sından: Eski Yosk şehrini zaptetmiş o,lan âsiler çekilmişlerdir. Bu hav«';'J kunet hükümfermadı. Amerika, Rusya'yı Nasıl tanıyacak! M. Litvinof la Stimson arasında bir mülâkat Vaşington 20 (A.A.) Reuter Ajansından: Sovyet Rusya'nın Cemahiri Müttehide tarafından tasdiki mes'elesi ahiren vuku bulan ifsaat üzerine tekrar meydana çıkmıstır. Bu ifsaat, M. Stimson'un geçen son baharda Cenevre'de iken M. LitvinofPun bu bapta bir tecrübe balonu uçurma • sından ve Rus Amerika mümessilleri • nin yapmiş oldukları mülâkatta, Sov yet'lerin Cemahiri Müttehide tarafın dan tasdiki takdirinde üçüncü enternasyonali ilga ve Cemahiri Müttehide bu hususta propagânda yapmaktan sarfı nazar edip etmiyeceklerine ait olarak M Litvinoff'tan bir sual sorulmus olmasından ibarettir. M. Litvinoff Sovyet'lerin Cemahiri Müttehide'de her hangi bir propagan dadan feragat edecek'erinî, fakat üçün Gazi Hz. îzmir'in davetine cevap verdüer İzmir 20 (A.A.) 9 eylul bayra mında yapılacak merasime şehir namına belediye riyasetince tzmir'e vaki davete Reisicumhur Gazi Hz. atideki telgrafla mukabelede bulunmuslardır: Kraliçe kardeşi ile göröştü îzmir Belediye Reisi Dr. Salih Bekçet Beyefendiye; Bu vesile ile de hakkımda göstermiş olduğunuz alâka ve muhabbet hislerinize teşekkür ve cümlenize seîâm ederim. Sevil'de tevkifat Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Yeni hâdiseler Saragosse 20 (A.A.) Letuc kasabasında vahim hâdiseler, zuhur etmistir. Aralannda belediye reisi bulunan iki kişi ölmüs ve diğer iki kişi yaralanmıştır. Ankara 20 (Telefonla) Posta ve Telgraf Umum Müdiirü Fahri Bey bugünkü trenle tstanbul'a gitti. Posta ve telgref Miidiri Umumisi Keriman Hanımın şehrimizde bu** Roma "20 (A.A.) Profesör Piclunan kardeşi Kenan Bey evvafflM^ card'ın balonunun sepeti, yere inmeden gün Paris'e telefon etmiş. Kwmçe biraz evvel bir tepeye çarpmıştır. Prove pederi ile görüşmüşljHpir. Kenan fesör, seyahatini mükemmel geçirdiğini Bey diyor ki: ** beyan etmistir. Mumaileyh, 16,500 Gazetelerden bazıları baba metre irtifaa vasıl olmuştur. Balondaki mm ve kardesimin îstanbul'a hare fennî cihazlar, şayanı takdir bir surette ket ettiklerini yazıyorlar. Bu hususişlemişlerdir. Profesörün seyahat arkata biz hiç bir haber almadık. Parisdaşı mühendis Cosyns inişinde toprağa ten aynldıkları gün her halde bize temas edildiği sırada hemen, hemen bümalumat vereceklerdir, zannederim. tün fennî cihazların hasara ucradiğım, Eğer böyle bir şey olsaydı bana te fakat fennî vesaikin hiç bir zarar görlefonda mutlak söylerlerdi.» mediğini beyan etmistir. »refesör Piccard 16,500 metre irtifaa yOkseldi iki Alman gazeteci tzmir 20 Fuça'da memnu mmtaka dahilinde Mis Hilterude ve M. Gruder isminde iki Alman gazeteci tevkif edilmistir. Bunlar küçük bir kotra ile gazeteleri hesabına *ey«£; hate çılonışlar, Fuça açıklarında fırtmaya tutularak canlarını kurtarmak için karaya düşmüşlerdir. tki gazeteci de îzmir'e getirilerek müddeiumumiliğe verilmiştir. Maarif Vekili seyahatten döndu Ankara 20 (Telefonla) Maarif Vekili Esat Bey bugiin tetkik seyaha. tinden avdet etti. Adllye Musteşarı geliyor Ankara 20 (Telefonla) Adliye Musteşarı Tevfik Bey bugün İstanbul'a hareket etti. cü enternasyonal Sovyet hükumetinden tamamen ayrı ve başlı basma bir mü essese olması hasebile bunu ilga edemiyeceklerini cevaben bildirmiştir. Cumhuriyet Abone leraiti Senelik Altı ayhk Üç ayhk Bir aybk 1400 750 4C Kr. içîn 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Bajjdat'ta muthiş sıcaklar Bağdat 20 (A.A.) Dün hararet derecesi, gölgede 119 (Fahrenhayt) ı bulmus ve halk sıcaktan bunalmıstir. CUMHURtYET'in edebî 41 ^t; 37 Bir Tereddüdün Romam Bu fırsattan istifade ederek söz sırasını elime geçirmek istedim: Pirandello'nun bütün Cremieux tercümelerini okudum. Hah... Söyleyiniz, çünkü bana bırakırsanız kat'iyyen size ağız açtırmam. Müthiş gevezeyim. Fakat bir de susarsam ağzımı bıçak açmaz. On gün konuşmadığım olur. En çok sevdiğim kitabı «Çıp • lakları giydirmek» tir. Elinde oynadığı ve kenarlarını didik didik ederek kopardığı kibrit kutusunu birdenbire masanın üstüne yurarak bağırmıştı: Tamam. Ah... Tamam. Sizi ne kadar iyi tanımışım. Emindim buna. Ben bu kitap için ölürüm. İşte mektupta bahjettiğim ve ismini yazma kimseye bir şey sormıyacaksınız. Ben evliyim. Kocam şimdi ttalya'da. Vaziyetim çok nazik. Buyurunuz ne meze istersiniz? Teşekkür ederim, susuz ve mePeyami Safa zesiz. Dehşet! dığım kitap bu idi: «Çıplakları giy Her şey saf olmalıdır. tçkiden dirmek». Ve size garip bir şey söylerbaşka hangi şey kendi kendine bu ka. sem inanır tnısınız? Oradaki roman.. dar kâfidir? Haydi... cı, hep benim aklıma Pirandello ile sizi getirmiştir. Âşıkım canım ben si Ben de susuz içeceğim. Mukaze, açık konuşahm, fakat dinleyiniz, veleyi imzalıyorsunuz, değil mi? Gizbence pek mühim bir nokta üzerinde li dostluk... Ben esrarengiz şeyleri namusunuz üzerine söz vereceksiniz. severim. Dinleyiniz. Ben ölmeden evvel, hiç Ben de. Mektepte iken gizli bir kimsenin yanında ismimi ağzınıza teşkilât yapmıştım. Maksadım gençalmıyacaksınız. Bir sır taşımağa ler arasında bir tesanüt vücude getirmuktedir misiniz? Doğru söyleyiniz. mekti. Ben reistim. Fakat iki kişiden başka hiç kimse reis olduğumu bilmiBeni sokakta görürseniz, bir meclisyordu. Reis «Fı K.» isminde meçhul te... Hayır, ben mizantropum, mec lislerde bulunmam, esasen benim ha bir insandı. Fantastik muhayyelemi böyle doyuruyordum. yatım çok karışıktır, ne diyordum? Sokakta görürseniz selâmlaşmıyaca «Çıplakları giydirmek»... diye ğız. Tanıstığımızı ikimizden başka mırıldandım, bu isim hoşuma gidi hiç kimte bilmiyecek. Bana dair hiç yor, italyancasııu bilmiyorum, fakat Tercümeye devam etmek o ka j türkçesi, fransızcasından bin kat dadar hoşunuza gidiyordu demek! ha güzel; gramer tasarrufu, icaz ve ahenk olarak güzel: Çıplakları giy Hayatımın yegâne zevkli meşdirmek... Siz nasıl tercüme ettiniz galesi idi. Ah, fakat bunu oynatabibunu? lecek miyiz? Kim oynıyacak? Hem Çıplakları giydirmek. bir şey söyliyeyim mi size? Ben tercümeye imzamı atmıyacağım. Ne iyi. Sizi tanıdığım andan bu Nami müstear. ana kadar her noktada beraber gidi Hayır. Siz imza atacaksmız. yoruz. Çıplakları giydirmek... Neyfli o kadının ismi? Yapamam. Erzilya Yapacaksınız. Böyle istiyorum ben. Kabul etmezseniz bu son görü Erzilya şüşümüz olsun. Bence o kadar mühim İşte o, benim. Romancı da sizbu. Beynimi esaslı surette işgal eden siniz. insanlar arasında bir mukadderat ya. Erzilya... Romancmın adı neyratmak istiyorum. di? Yahut bir roman. Lüdovik Nota. Siz tıpkı osunuz: Onu siz yazm. Yazacaksmız da. «Ellisini geçkin» diyor Pirandello, Onu da istiyorum. siz o kadar yoksunuz, fakat o yaşın Romanları bırakalım. Bütün hali var üstünüzde. «Nafiz bakışlar beynim roman kesildi. Mevzular içinve parlak bakışlar ve dudaklannın üstünde adeta çocukça ve taze bir te de boğuluyorum. Yemek yerken bile önümü görmiyorum. Bir gün, kala bessüm.> Bakınız nasıl hatırlıyorum. balık bir sofrada, büyük bir yemek Tercümeyi bitirdiniz mi? dağıtma kaşığını ağzıma aokacak ka Maatteeuüf «vet. dar gülünç oldum. Kaşık girmiyordu ve ben ağzımı yırtacak kadar çabalıyordum. Bırakalım şu romanları... Haydi birer rakı daha... Ah, ne kadar osunuz. Kitaptaki romancı... aynen... tıpkı... hatırlamıyor musunuz? Diyor ki... Hani Erzilya romanının yazılmasını ister de, romancı... durunuz bakayun... Birin. ci perdededir, evet, der ki romancı: «Yavrum, ikiden biri: Bir roman ya yazılır, ya yaşanır. Ben sana hemen tutkun olduğumu hissettim, fakat yazmak için değil, yaşamak için!... Ben sana kollarımı uzatıyorum, ve sen, bana ellerini, dudaklannı uzatacağın yerde, yazmak için mürek kepli kalemimi uzatıyorsun.» Siz piyesi adeta ezbere biliyorsunuz. Adeta. Hem de... Hem de? Bırakınız. Her şeyi sonra öğ>eneceksiniz. (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: