28 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

28 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Camhariyet SON TELGRAFLAfc Teslihât Konferansı tehir edildi, Nazırlar arasında temaslar devam ediyoyr Gandi İyileşi eşıyor ötedenberi yazı yazarken elimden geldiği kadar öz tiirkçe söz kullanmağa çalışırdım. Fakat, bu son dil kımıldanışları, Kurultaylar, bende yabancı sözlere karşı uyamklığı arttırdı. Yazı yazarken, kalemimin ucuna arapça Cenevre 27 (A.A.) M. HenderM. Von Neurath ile M. AIoisi ara veya acemce bir söz gelirse, heson'un teklifi üzerine tahdidi teslihât sındaki mülâkat dolayısile Alman nakonferansı divanı 10 teşrinievvele tehir sıyonalist gazeteleri, «Cermain • İtalyan» men duruyorum, bir pot kıracakedilmiştir. cephesinin yeniden teessüs etmiş olmış gibi ürküyorum, türkçesini masını tes'it etmektedirler. Siyasi mülâkatlar arıyorum, bulamazsam yadırgaCenevre 27 (A.A.) Sir Jhon SiMaamafıh İtalya'nın yeniden bir simıyacağınız yeni bir söz yakış mon, yarım saat kadar M. Heriot ile lâhlanma >arsını kabul etmemekte oltırmağa çahşıyorum. Meselâ, bagörüşmüştür. Mumaileyh, saat 21,40 ta duğu hakkında yapılan telmihler, Cekınız, bu yazımda şimdiye kadar Londra'ya hareket etmiştir. nevre'deki Alman heyetinin ttalya'dan sekiz satır ve elli altı söz yazdı Sir Jhon Simon. M. Von Neyrath ile beklenilen mukavemetin hakikî şiiyapmış oldugu mülâkat hakkındaki mulü hakkında bir takım endiseler mev ğım halde, yalnız altı tanesi yaintibalarını Frannz refiklerine anlat bancı: «Fakat», «kalem», «sa cut olduğuna delâlet eylemektedir. mışbr. Sir Jhon Simon'un Londra'ya hatır», «meselâ», «halde» ve «ta M. Heriot'un nutku ve Alman reketi, Alman Nazırını pek o kadar müne» sözleri. Bunlar da çok Türkya'nın cevabı saJt temayiıllerde bulmamış olduğuna leşmiş kelimeler. Berlin 27 (A.A.) Woff Ajansındelil telâkki edilmektedir. Gazetelere bakıyorum: Yazı • M. Von Neurath, perşembe günü Ce dan: M. Heriot'nun nutkunu ret ve cerh etrr.ek mak;adile verilecek resmî cevap Iarın çoğu ayıklanmamış. Meselâ nevre'den hareket edecektir. Mumaileybir kac gün daha teahhur edecektir. hin M. Heriot ile görüşmesine ihtimal bir Ahmet Şükrü Beyin başmakaÇünkii Hariciye Nazırı Cenevre'dedir. lesinde «Dil Kurultayının müte verilmektedir. Basvekil ise hali hazırda şarkî Prusya'M. Heriot'un ilk isi, küçük itilâf akıp günleri» terkibinde olduğu da bulunmakta olup Berlin'e ancak yann memleketlerile görüşmek oUc.ktır. gibi vahşi yabancı sözler var: avdet edecektir. Heriot Henderson mülâkatı Sağ cenah gazeteleri M. Heroit'nun «Müteakıp» yerine «bundan sonCenevre 27 (A.A.) M. Heriot raki» denebilirdi. ile M. Henderson 20 dakika kadar gö nutkunun mürailiklerden ve hakikatin hilâfı olan bir takım sözlerden mii • rüşmüşlerdir. Bu mülâkatın teslihatın aMehmet Asım Bey dünkü yazırekkep bir halita olduğu mütaleaunda zaltılmas! hakkındaki mürakerelere issında hâlâ «kani bulunuyoruz.» bulunmaktadır. tirakten Almanya'nın imtinaından mii«Bilhassa», «nazari dikkate koytevellit vaîtyet etrafmda cereyan etmesi Hatta, merkez fırkasmın mürevvici mak istiyoruz» ilâh. diyor. «Kamuhtemeldir. efkân olan Germania gazetesi, Fran ni bulunuyoruz» yerine «inanıyo* sa'nın teslihatını tahdit etmiş olduğuna İtalya ve Almanya ruz» demek ve öteki yabancı söz dair olan iddialann tamamen hilâfı haBerlin 27 (A.A.) Havas Ajansi kikat nlduğunu yazmaktadır. kahplarını büsbütün atmak olamuhabtrinden: mınfflimillMMHIIIHfllffilHIIIÜI'I^ÜIHllllHHIIIIHUtHHMiMiıı bilirdi. Ben hiç bir yazımda «m* zari dikkat» tabirini kullanmağa mecbur olmadım. Cenevre miilâkatları ItlUHIIt İktisat Vekilimiz Celâl B. Osmanlıcarian türkçeye ün Ankara'dan geîdi Darülbedayi ve mektebi Vekâlet ithalât ve ihracat vaziyetini ıslah için yeni tedbirler alıyor [Birinci sahifeden mabait] Iısılacaktır. Binaenaleyh Sanayi Ofisi teşkilâtının vücude getirilmesinin bu tet kikat neticesine kalması muhtemeldir. 4 Tarife numaralaruıın bir çoğundaki ithalât ehemmiyetsiz derecede olduğundan tacirleri bu maddelerdeki müşkülâttan kurtarmak için bu gibi maddelerin kontenjan harici tutulması Yeni vemOhim kararlar muhtemeidir. Bu gibi maddeler oldukça Ankara 27 fTelefonla) Aldığım çoktur. Vekâlet fırsat ve imkân bul malumata göre tktisat Vekâleti vaktin dukça kontenjan listesine dahil ola darlığına rağmen iktisadî vaziyetimizi cak maddeleri gittikçe azaltacaktır. ferahhğa sevkeden üç aylık konten 5 iktisat Vekâleti kontenjan lis jan listesinı nesrettikten sonra bundan telerinin tesbitinde bizden en çok mal sonraki kontenjanlar için esaslı tetki alan ve mal satan memleketleri nazari kat yapmağa başlamıştır. Bu tetkikatın dikkatte bulunduracak ve belki de memgayesi tediye muvazenemizi muhafaza leketlere göre kontenjan usulünü tatbik etmek, tacirlerin maruz kaldığı miişkii ' edecek. lâtı bertaraf ederek ticarî muameleleri 6 Vekâletin kontenjan listesinin genisletmek, memlekette işin çoğalmatanziminde bilhassa millî sanayiimizi hisına çalışmaktır. Yeni kontenjanlar bu maye hususunda azamî itinayi göstereesasa göre tesbit edilecek ve konten ceği anlaşılmıştır. janların azamî derecede geniş olması Bundan başka Vekâlet mer'iyette için her türlü imkânlar aranacaktır. bulunan bir çok kararnamelerin mev • Ahnacaği tahmin olunan tedbirlerden cudiyetini nazari itibare alarak bunları bazılan söylece hulâsa olunabilir: tetkik ve tasfiye etmek, ve memurlan 1 Memleketimizden çok mal alan müşkülât ve teredüde sevketmiyecek hükumetlere karşi daha müsamehakâr surette basitleştirmek için tetkikat yapdavranılarak onlarla daha geniş mik maktadır. Bu tasnif mes'elesi çok mü • yasta iş yanmak. Vekâlet bu hususta ahim bir ameliyedir. Bu sayede hem mulâkadarlarla şimdiden temaslara baş • amelât çok azalacak, hem memurlar lamışhr. daha iyi çalışacaklardır. Neşredilen üç ' 2Bizden çok az mal alan memleket aylık kontenjan iktisadî vaziyetin ta lerle mümkün mertebe az miktarda tibiiliğe doğru mühim bir adım olduğu carî muamele yaomak, yahut bu rriemmuhakkaktır. leketlerle mütekabilen anlaşmak. ŞimBundan sonra çıkacak kontenjan kadiden bir kîsnp hükumetler takas usurarnamesinin iktisadî vazıyetimizin inlile mal ahp vermek icin Vekâlete mıikişafmda mühim bir âmil olacağı karacaat etmislerdir. Bu müracaatler naati umıımidir. sür'atle tetkik olunarak bir neb'ceye Yeni listelerin ilk tesirleri bağlanacaktır. Evvelce takas komisyoAnkara 27 (Telefonla) Kontennunun bir kısîm memleketlerle aktey jan listeleri ve gümrükler idaresince halediği mukavelelerden bir kısmı mevkii zırlanmakta olan izahname, nihayet bu tatbika konmuş/bir kısmı da kabul oayın sonuna kadar bütün gümrüklere lunmamıstır. tebliğ olunacaktır. Listenin dünkü resmi 3 Bundan sonraki kontenjan usugazete ile neşri üzerine bura piyasas#da lünde tüccarı daimî tereddüt halinde bazı emtia üzerinde fiat hareketleri olbulundurmamak ve onlann işlerini kamustur. Bu cümleden olmak üzere it • rıştırmamak için değişmiyecek sabit hali arttırılan eşya fiatlarının düşmekte esaslar konacaktır. Bu meyanda 3 ayolduğu görülmektedir. da bir ilân olunan kontenjan müddetYeni önümüzdeki aylarda ithal edilecek leri tüccar için gayrikâfi olduğundan şeker, kahve ve çay miktarı ayrı bir lis* Yeni badema altı aylık kontenjan listeleri ihte ile neşredilecektir. zar olunması muhtemeldir. M. Venizelos'un Zaferi Halkçılara nazaran 20 rey fazla kazandı Atina 27 (A.A.) Teşriî fntihabat<n muvakkat netîceleri: Libsraller 110, halkçılar 90, azalık kazanmışlardır. M. Vemzelos'un beyanfffı, Mnj Atina 27 (A.A.) Umumi inti habatın kat'î neticesi ancak yarın sabah belli olacaktır. M. Venizelos Etnos gazetesine beyanatında demiştir ki: *. Simdilik malum olan neticelere göre liberaller 100, Çaldaris • çiler ise 80 veya 90 meb'usluk ka zanmıslardır. Kat'î neticelerden sonra da nasıl olsa liberaller çaldarisçilerden fazla mevki kazanmış bulunacaklardır. Yunan milletinin gösterdiği akli selim ve itidali takdir ederim. Bu müşahedem Yunanistan'ın istikbaline itimatla bakılmasına müsaittir.?» Şerefine yapılan aHm sair Dranat Taçore idere ett» Poona 28 (A.A.) Gandi. İngiltere hükumetinin tebliğini dinlemek için yatağıdan kalkmağa ve yastık lara dayanmağa mecbur olmustur. Müteakıben dostlarla kua bir mii ^vinden vaz geçmesi için icap eden bütün şartların ifa edilmis olduğuna emin olduktan sonra din! merasim yapılmasını istemis ve bu merasim, meshur Hint sairi Rabin Dranat Fagore'nin idaresi altında icra edilmiştir. Bundan sonra Gandi. sekerli bir limon utaresi ile dolu bir bardasjı dudaklarına kadar götürmüş ve fakat brtap bir halde yere düsmüçtür. Poona 27 (A.A.) Doktorlar, Gandi'nin son derece zayıf olmakla beraber, pek yakında iyilesececirfi ve sekiz güne kadar normal rejime tekrar başlıyacağını beyan etmek tedirler. Bombay 27 (A.A.) Hint takvimine göre Gandi'nin doğumunun yıldönümü bugüne tesadüf etmektedir. Pamuk, altın ve gümü? mevat piyasalarile diğer piyasaiar ve borsa t u ytldönümünün şerefine kapalı kalacaktır. Cazeteler ne diyorlar? Atina 27 (A.A.) Simdilik malum olan intihabat neticelerini mevzuu bahseden matbuat, mücadelenin tnünhasıran Venizelos ile Çaldaris arasında cereyan etmiş olduğunu v e Çaldarisle beraber müşterek beyannameyi imza etmiş olan diğer fırkaların ve bilhassa Kafandaris ve Papanastasiu fırkalarının hemen hemen ortadan silinmiş olduklarını kaydetmektedir. Venizelcs'un muhakkak olan muvaffakiyeti bu »uretle çok biiyük bir ehemmiyet almaktadır. Çaaldaris mücadeleye girerken Cumhuriyet rejimini tanımakta olduğunu ilân etmemiştir. Binaena leyh Venizelos'un zaferi, cumhuriyetin galebesi demektir. Ortaya atılan tahminler Atina 27 (Hususî) tntihabatm Vâlâ Nurettin Beyin dünkü fıkrasında şu cümle var: «... yazan genç heveskâr, edebiyat çerçevesi dahiline ithal edilir de, meselâ insan dimağının nefis bir...» ilâh. «dahü» yerine «iç» neden kullanılmasın? Meselâ «Edebi • yat çerçevesi içine sokulur da...» gibi. «Dimağ» yerine «beyin», hatta «nefis» yerine «güzel» denebilir: «Sanayii nefise» yerine «güzel san'atlar» dediğimiz gibi. Her inkılâbın düşmanı burada da karşımıza çıkıyor: Âlışkınhk. İlkönce onu yenmeliyiz. Yazacağımız ve söyliyeceğimiz sözün pasaportuna bakalım, kendilerile cenketmeğe başladığımız düş • man dillerden, milliyetinin açık damgasını taşıyan ve bizde kar • şıhğı olan sözü, tiirkçenin hudutlarından içeri sokmıyaJım. Bu kavganın meydanı, her şeyden evvel, kafalarımızın içidir ve beynimizdeki hudutlara dikeceğimiz bekçi de uyanık bir dikkatten başka bir şey değildir. Darülbedayi, bu sene, temaşa mevsimini tiyatro mektebini ka pıyarak açıyor. Tebrik ederiz, ne güzel tezat! Gerçi, en taze dilin öğretilmesi ve en yeni san'at nazariyelerinin konuşulması lâzım gelen bu mektep, çocuklarına Türk edebiyatını bir Osmanh şairi vasıtasile öğretiyordu. Böyle bir mektebe elbet lüzum yoktur!.. Fakat, Da rülbedayiin bir de operet doği mak için kıvrandığı bugünlerdc muhakkak ki bir tiyatro mekte bine her zamandan fazla lüzuı var! Sahnemizin bugünkü çocuklı rına bakarak, mektepsiz bir ti yatronun yaşıyabileceğine inan mamalı.. Uzun senelerin eşsiz çömertlikle doğurduğu bu yaT gençler, yerlerine kimsenin y« tiğini göremeden saçlarını ağartıyorlar! Bir Raşit Rıza gitti, yeri boş... Bi.* Şadi çekildi, yeri boş.. Biri Eliza uzaklaştı, yeri boş... Yarın, bir Galip, bir Behzat, bir Vasfi dinlenme çağına vardılar mı, bu yanyana gelecek boşlukların koı kunç bir uçurum olacağına ina nınız! Darülbedayii, Darülâceze ile| karıştırmamak lâzım. O yüksek] san'at çatısı altında, ancak diri! bir zekâ, sağlam bir iktidar, Iı bir istidat yaşıyabilir! Tiyaro bir mekteptir, derler. Halka, güzelliği sevdirmek, san'atı duyurmak vazifesini alan bu] mektebin hocaları, acaba nerej den yetişecek? Gazi Türkiye'si gibi ileri bir i memlekette, bu kadar geri zîh niyetle san'at yapılamaz! YUSUF ZtYA Basvekilimiz Gaziantep'te muhtelif tetkikat yapıyorlar Antep 27 (A.A.) Basvekil tsmet Pasa Hz. Kilis yolunda 30 kilometre mesafeden karşılanmıslardır. Şereflerine öğle ziyafeti verilmiştir. Kilis'lilerin tezahüratmdan çok mütehassis olan tsmet Paşa Hz. kendilerine Kilis'te bir Halkevi açılacağını vadetmislerdir. Paşa Hz. dün akşam Antep Halk Fırkasmda 160 kişilik zîyafeHe Muh tar Beyin Fırka namına söylediği hi tabeye cok samimî bir mukabelede HJUlonmuşlardır. Antep 27 (A.A.) tsmet Paşa Hz. serefine iki gündenberi Halkeviode a çılmış olan Antep mallari nümune sergisini ziyaret ederek beğenmiş ve muhtelif mahsul ve san'atlar hakkında ayri ayn malumat almışlar ve kumaşlan seyir ederken iki seneye kadar bunlann ince ipliklilerini de yapacağız demişlerdir. Antep 27 (A.A.) İsmet Paşa Hz. bugün kaçakçılık islerile uğraştı, sonra müdafaa harp cephelerini gezdi. Meb'usumuz Sahin Bey sanlı sahnelejr hakkında tafsilât verdi. Sis düdükleri Tahlisiye idaresi yeni projeler hazırlıyor Tahlisiye Müdiriyeti sisli havalarda limandan geçen vapurlara ko laylık olması için Ahırkapı'ya, Kızkulesine birer sis düdüğü koymuştu. Geçen günkü siste bu düdükler çalışmışlar v e bu yüzden bir çok kazaların önü alınmıştır. Son s»ü"Wde Tahlisiye müdiriyeti yeniden Yeşilköy ve Kerempe burnuna birer düdük konulması için tahkikat yaptırmış ve projelerle birlikte vekâlete müracaat etmistir. Emir gelir gelmez faaliyete baslanarak bura lara da birer sis düdüğü vazedile cektir. Sisli havalarda Anadolu feneri top atmak suretile, Rumeli feneri <Je tngiliz'lerden ahnan Sayren fabrika düdüğile çalıstığmdan bu • ralara yeni sistem düdüklerin vaz'ı simdilik düşünülmemektedir. Alf abemizin yazısjytjıda Düzeltilecek noktalar IBaşmakaleden Hem koca cümleleri birer tek kelime halinde yazmağa ne hakkımız var? Bir de bu halita usulü ile çocuğa mantıkî bir gramer öğretmenin müşkülâtı adama adeta demir leb lebi gibi bir şey görünür. Bu cümleleri doğru olarak yazarsak şu netice ile karsılaşırız: Hamam da mı sın yoksa kül • han da mı? Hepiniz yeni harflerle mektuplar alıyor ve mektuplar yazıyorsunuz. Bizzat kendinizin yazdığınız mek \ tubu tekrar okurken zorluk çekti • ğinizi itiraf ediniz: Sebebi halita usulüdür. Başkalarından aldığınızj mektupları adeta şifre halleder gi bi okuyabiliyorsunuz: Sebebi halita i usulüdür. Matbaa yazılarımızda çok{ defa güzelliği bozan bir şişkinlil »lik. bir yamn yumruluk, bir kaba sığ mamazlık var: Sebebi halita usulüdür. Bize sorarsanız, yıkalım bu ha lita usulünü ve mantıkî bir yazıya geçelim vesselâm. Dil iş ler i ile uğraşan lar ın di! lar ını bu mühim nokta üzerin e celt iyoruz. Bu mevzu üstün de her kes d şün düğü nü yaz sın da yeni alfabe miz in yeni ynzı sı pürüz süz bir şekil e konul muş ol sun. ' YUNUS NADİ PEYAMt SAFA kat'î neticeleri henüz tesbit edilraemiştir. Millî Radikal fırka lideri Jeneral Kondilis daireî intihabiyesinde kaza namamıştır. Binaenaleyh kendisi meb'us cıkamamıştır. Kat'î netice alındıktan sonra M. Venizelos saraya giderek vaziyeti Re isicumhura izah edecek ve vaziyetin icap ettirdiği hattı hareketi bildirecektir. Âranın inkısamına nazaran her hangi bir fırkanın kendi başına kabine teşkil etmesi imkânı yoktur. Maamafih parlâmentoda Nâzım rolünü en kuy^retli fırka olan Venizelist fırkası pynıyacakbr. Vaziyetin yeni bir întihaba doğru inkişaf etmesi de ihtimalden uzak de ğildir. Haricî tayinler Â'nkara 27 (Telefonla) Bern sefareti başkâtipliğine dördüncü daire birinci şube işlerini tedvire memur Nurettin Bey tayin edilmiştir. Göriilen lüzum üzere Marsilya konsoJosluğu kançelan tskender, Londra konsolosluğu kançlan Saffet, Hamburg kançları Fuat Muzaffer Beyler, derecelerile mer keze nakledilmişlerdir. Musakkafat buhran verqisi Ankara 27 (Telefonla) Musakkafattan almacak buhran vergisinin Ankara'da üç taksitte olmak üzere ve ilk taksitinin teşrinievvelde ahr.ması ka rarlaştırılmıştır. Bazı vilâyetlerde bu vergi iki veya altı taksitte ahnacaktır. Taksi^îerin a • detlerini vilâyetlerin meclisi umumileri kararlaştıracaktır. Nafıa ve MOdafaa Vekillerinin seyahati Ankara 27 (Telefonla) Nafıa Vekili Hilmi ve Mudafaai Mflliye Vekili Zekâi Beyler çarsamba yahut per şembe giinci Kınkkale'de askerî fabri • kalan tetkik etmek üzere Kırıkkale'ye gideceklerdir. Filomuz Tekirdağı'nda Tekirdağ 27 (Husnsî) Yavuz zırhlısı ile altı gemiden mürekkep filo Erdek'ten limanımıza gelmiş, halkın heyecanlı tezahüratile karşılanmıştır. Buğday satışlan Dün şehrimize 13 vagon ve 300 çuval buğday gelmiştir. tyi cins buğdaylar dün borsada en fazla 7 ku ruş 10 paradan muamele görmüştür. BÜYÜK H1KÂYE: 5 Sinema Delisi Kız SERVER Emin olunuz. Biraz daha konuştuk ve geç kal mak korkusile kalktım. Beraber ka • palı bîr otomobile bindik. Artık bana parlak bir istikbal vadeden bu artistin dudaklarına, otomobilde, küçük bir müsaade vermekte, müsamaha göstermekte mahzur görmedim. Ertesi gün Taksim bahçesinde daha erken buluşmak üzere ayrıldık. Fakat evdekilerden nasıl izin ala caktım? Evdekileri »ofrada buldum. Fakat babam neş'eliydi. tlk matinede yer bulamadığımı ve ikrnciye kaldığımı söylehince, «ah bu matinalar, katinalar» dîye alay etti ve ileri gitmedi. Biraz içmisti, keyfi yerinde idi. An. BEDİ nem de memnun görünüyordu. Ben evde bu tatlı havayı bulunca sevin cim son dereceye çıktı. Nerede ise başımdan geçenlerin hepsini anla . tacak: Ayol, ben büyük bir sinema artistile tanıştım, yakında meshur bir yıldız olacağım, eve altmlar ya. ğacak! diye bağıracaktım. Kendimi zor tuttum. Fakat çenem açıldı. Ge. vezelik ediyordum. Evvelâ gördü . ğüm filmi ballandıra ballandıra an . lattım. Ayakta ve karşımda durarak bana muhabbetini bembeyaz dişlerile ilân eden Feraset Bacı'ya: Bu filimde sana öyle güzel bir rol var ki... dedim. Babam arada bir tektük iki lâ . da sesli filim yapsalar, bana da rol kırdı söyliyor ve alay ediyordu. İşte verseler... onun da neş'esi o kadardır. Sessiz, Babamın yüzüne baktım. Ne di . pek az konuşan bir adamdır. İçtiği yeceği pek belli olmiyor. Bir şey de ve neş'esi old'uğu akşamlar böyle söylemedi. kısa alaylar eder, başka zamanlar Devam ettim: yalnız bir şey istemek için, bir şey Ben sinema artisti olsam eve sormak için, yahut iki kelime ile ceolukla para akar. Baba, sen de artık vap vermek için ağzını açar; gününü daîreye filân gitmezsin, köşed'e otu. nasıl geçirdi, dairede ne yaptı, kim. rursun. lerle konuştu, söylemez; başından Babam gene bir şey söylemedi. büyük bir kaza bile geçse, kısaca Annem tabağıma yemek koyarak: anlatır, susar. Çok sinsidir, hele öyle Haydi, zevzeklik etme de ye, inatçıdır ki sözünden geri döndüğü dedi. hiç görülmemiştir. Paraya karşı yü. Ona döndüm: reği pek yufkadır. Ona hiç dayana. Fena mı olur, hanımefendi? fflaz. Ben eğer sinema yıldızı olma Annem söylendi: ğa kalkarsam, babamın gönlünü al. Aklın hep sinemada: Filim, mak için yalnız paranın sıcak yü. yıld'ız, rol... Deli olacaksın sinema zünden îstifade edeceğim. Başka tür diye. Haydi güzel güzel ye yemeğini lü razı olması mümkün değil. bakayım. Şimdi misafir gelecek. Hazır keyfi yerinde îken baba . Kim gelecek? mın ağzını şöyle bir arayım dedim: Pakize, annesi, kardeşi Bugünkü filimde baş rolü oynı. Kardeşi mi? yan kızın yerinde ben olsaydım da Evet. Pertev dün gelmiş Av . ha güzel oynardım. Ah, tstanbul'da rupa'dan. Avazım çıktığı kadar bağırd'ım: demişti. Pertev gelmiş mi? Hani gelecek Çocuk Avrupa'ya gitmeseydi, bel. ayın sonunda gelecekti? ki de beni ailemden istiyecekti. Ha. İmtihanlarını bitirmiş, gelmiş fif tertip böyle bir lâkırdı da olmus. işte... Onlar da şaşmışlar... tu. Ben de Pertev'den hoşlanırdım Ya... Demek Pertev geldi ha?. ama, nasıl diyeyim, Pakize'nin kar. Pakize benim en iyi arkadaşımdır. deşi olduğu için. Yoksa Pertev hiç, Başka da arkadaşım yoktur, diye. bir sinema artistine benzemez. Ona bilirim. Pertev ondan dört yaş bü . isim takamadım. Hem anlamaz da yüktür. Fakat büyük old'uğu hiç pek sinemadan. Onun ağzmda, dilin. belli değildir. Çünkü Pakize ona de hep: «Fen, ilim, edebiyat» gibi ağız açtırmaz. Gayet çaçaron, be . cerikli, kurnaz, her şeye aklı erer yüksek sözler. Elinde hep kitap. bir kızdır. Adeta evi Pakize çevirir. Ben de öyle şeylerden pek çakmam. Pertev kendi halinde, hassas ve dal. Fakat Pertev bana bazan edebiyat. gm, biraz şair tabiatli bir çocuktur. tan, güzel romaniardan bahsederdî. Hükumet onu üç sene evvel Paris'.:e Kendini dinletirrfi, hoşuma giderdL tahsile gönderdi. Hay Pertev hay. Hatta bir aralık bana bir takım ders. Gelmiş ha?. Bak şimdi onun bütün ler verecek oldu. Benim yüksek bir haHeri gözümün önüne geldi: tahsilim yok ama bir şeyler öğren Bazan gözlerimin içina bakarak mek hoşuma gitmiyor de^ gözleri rfalardı. Ben onunla <Şair Yemeğimi çabucak bitirerek so Bey!» diye alay ederdim. Fakat his. radan kalktım. Pek memnun olmuşsederdim ki bana karşı pek lâkayt tum. Pakize'ye gizlice Andre Roan'a değildi. Pakize, bir kaç defa bana: Mdbadi var Senî ağabevim çok beğenir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: