25 Ekim 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

25 Ekim 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

*Camhuriyet '25 Teşirinevvel l932= ÖSMANLI ıMPARATORLUGUNDA MAKTULVEZlRLERJıJ 33 Yazan: Dişçi mektebi Münakaşası... Şehirve memleket haberieri J Siyasî icıfıal Yalova'daki pazar ve halkın şikâyetleri Yalova, bugün İstanbul'un bir mahallesi, bir mahallesi değilse bile Anadolu yakasındaki ve Boğaziçi'ndeki civar köyler gibi komşu kapısı olmuştur. Yalova ile İstanbul arasındaki yolculuk kolaylaşmca her cumar. tesi günü orada kurulan pazar da ehemmryet peyda etmişth*. Hatta Yalova pazarmdan öteberi al mak için İstanbul'dan pek çok kimselerin gktikleri de görülme. ğe başlanmıştır. Fakat aldığımız haberlere göre Yalova için büyük bir nimet olan bu vaziyet yolculann Ya. lova'da gördükleri müşkülât yü. zünden değişmek istidadını gös. termektedir. Bu müşkülât temadi ederse İstanbul'un pazara göster. dîği rağbet gittikçe azalacak ve bundan köylüler zarar görmüş olacaktır. Gazetemize bildirildiğine göre bir yolcu eger Yalova pazarın . dan yirmi yirmi beş kadar tavuk alacak olursa kendishufen kazanç vergisi makbuzu aranılmakta ve böyle bir makbuz gösteremiyen . ler vapurun hareketine bir kaç dakika kalasıya kadar karakolda tevkif edilmekte ve sonra salıverilmektedirler. Sonra pazardan mal alanlardan Belediye de ok. truva resmi istemektedir. Oktruva malı satın alandan değil, oktru. vaya tâbi olan eşya ve emval şehirlere, kasabalara sokulurken sahiplermden alımrken bu talepte ısrar edilmektedir. Kaymakamhk ve Belediye bu şikâyetleri nazari dikkate almalı, efkân tenvir edecek surette meseleyi tavzih etmelidirler. Çünkü böyle yapılmaz ve hal, şimdiki şekilde devam ederse Yalova pa. zarı nihayet sinek avlamağa mahkum olacaktır. Diyoruz, Dil inkılâbı Seferberliği İngiliz Rus ticaret Mukavelesinin feshi Asiler ikiye ayrılarak devlet ve millete bunca hizmet etmiş olan Hafız Paşayı taşlamağa başladılar ihtilâle benziyordu. Padişah genç ve tecrübesizdi. Taiıtından ve hatta başından korkuyordu. Ortada vazi yeti ıslah edecek bir kuvvet yoktu. Zorbalar, At meydanı'nda mütemadiyen gürültülü nümayişler yapı yor, İstanbul'un bütün rezil ve şerir güruhunu başlarına topluyorlardı. İhtilâlin bidayetinde bitaraf kalan yeniçeriler de, gene o gîzli kuvvetin gizliden gizliye verdiği para ve vaitlerin teşvikile harekete geliyor, man • ga manga asilere iltihak ediyorlardı. Dükkânlar kapanmış.. Sokaklarda kimseler kalmamıştı. Zorbaların propagandacıları, mahalle aralarında dolaşıyor; Hele ağalann istedikleri verilmesin.. İstanbul kana boyanacak, taş taş üîtünde kalmıyacak. Diye halka korku ve dehşet veri yorlardı. İ'.e, saray kadınları da karışmış lardı. Hüsrcv ve Recep Paşaların, (harem) de de taraftarları vardı. Bunlar da Padişahın üzevinde teıir yapıyor: Aslanım.. Ezeldenberi, kul kısmının dileği verilegelmiştir. Hemen sana lâzım olan, safayi hatırla »al tanat zevki sürmektir. Senin gibi bir Padişaha bin vezir feda olıun kaht mı var sanki... Diye, asilerin taleplerini terviç ettirmeğe çahsıyorlardı... Fakat, (Dördüncü Murat), daha hilâ müteredditti. Nihayet, kapıdaki mu rahhaslara: Hele bugün ve bu gece sabret»inler. Yarın kendulara bir cevap verilir. Diye haber gönderdi Asiler, Padişahın bu iradesi üzerine nümayişlerden vaz geçtiler ama, Atmey . danı'nı da terfcetmediler . öb«k öbek yanan ateşlerin ve meşalelerin etrafında, geceyi bu ihtilâl meyda nında geçirdîler. Ertesi gün, a»iler saray kapısına dayandılar: ,,ı Ne cevap buyurulur?.. Diye iceriye haber volladılar. Dördüncü Murat, o gün de işi s » v sakladı. Fakat üçüncü gün, zorbalar erkenden saray kapısını zorladılar ve orta kapının önüne kadar sokul dular... O gün, divan günü idi. Hafız Pasaya: Sakm ola ki divana gelmek teaebbüsünde buluıunıya. Azim teh like vardır. Diye haber gönderildi. Fakat Hafiz Paşa, bunu dinlemedi: kette kullandan yazıyı değiştirmek gibi bir mecburiyeti yoktu. Türk dili Arap harflerile yazılıyordu. Türk dahisi, Lâttn harflerinin kullanılmasını bir kaç hafta içinde temin etti. Bu muvaffa kîyet, gazete okuyucularınuı sayısını tki mislme çıkardı. Harf inkılâbı ayni zamanda ecnebi lisanlannın tahsîlini kolaylaştırdığı gibi, alelumum maarifin tamhnini de sadeleştirdi. Musolini, kadınlara hürriyet vermek vazifesi kar sısında bulunmamıştır. Mustafa Kemal, dinî bir inkılâpçı gibi değil; fakat kur'anı, Hirkçe okuta rak herkesin anhyabileceği bir şekle sokrouş olmak itibarile Jhon Wyoliff ve Martin Suther'e benzer. Türk evleruıde Arap dilinde bir kur'an vardı. Fakat onu anlıyarak okuyan kimseler azdı. Mustafa Keraal'i Sekizinci Henri'ye de benzetebilirsiniz. Bu benzeyiz, din ile devletin birbirnden ayrüması keyfiyeti ile göze çarpar. Fes inkılâbı da baslıbasına bir mu vaffakiyettir. Onunla beraber Osmanlı'lık ruhu da ortadan kalkmıştır. Musolini'nin, faaliyet sahasında böyle her biri güç bir inkılâp ile değişebilir mes'eleler yoktu. Mustafa Kemal kırk dokuz yaşındadır. Halis Türkoğlu Türk'tür. Geniş yüzlü, geniş alınlı, derin gözlü, manidar bakiflıdır. En büyük ve hararetli emeli Türkiye'yi Türk'Iestirmektir. Gazi Türk tarihini yeniden yazmaktadır. Geçende, Türk dilini tasfiye etmek için büyük bir Dil Kurultayı toplamıştır. Türk'lerin menşei Orta Asya olduğunu müsbit deliller isterseniz, Türk diliie bütün Merkezi Asyâ'da ta Çm hu dutlarına kadar meramınızı ifadeye muktedir olduğunuzu düşünmeniz kâ fidir. Mustaf.ı Kemal'in devlet reisi meziyetleri de şu vak'aiarla sabittir: Bütçe üç sene müddetle tevzin edilmis. Türkiye'nin ticaret muvazenesi tanzim e difanek için ithalât tahdit olunmuştur. Mustafa Kemal tıpkı George Washington gibi, taahhüdü mutazammin ittifaklara aleyhtardn ve memleket içinde ecnebiler lehine propaganda yapılmasma müsaade etmez. Buna mukabil, komşu devletlerle gayet muayyen ve sarih, karşılıklı bir dostluk politikası takip eder. Gazi, büsnu niyet siyasetini tekiden Tevekkeltü alâllah... Ben, xa ten rüyasını gördüm. Dedi ve atına binerek mutat o Ian maiyeti ile beraber Soğukçeşme kapısından saraya geldi. (Darphane yokusu) nu çıkıp ta orta kapının ö~ nünü istilâ etmiş olan asilerle karşılaşınca hafifçe titredi. Geri dönüp döntnemek için bir tereddüt devri geçirdi . O esnada, bir sipahi: Bire ne durursuz yoldaşlar.. Vurun şu hain vezire... Diye ba ~ ğırdı. Esasen asilerin hepsinin koynunda hazırlanmış taşlar vardı. A siler, ikiye ayrılarak Hafız Paşayı ortaya aldılar. Taşlamağa başladı lar. Veztri azam, atından düştü. Başından ve alnından kanlar sızıyor du. Hemen (satır) ları etrafını al dılar. O esnada aralık edilen orta kapıdan içeri kaçırdılar. Paşa, devlet ve millete ettiği bu kadar hizmetten sonra, uğradığı bu feci akibetten müteessir ve mahzun bir halde ağlıyarak, kızgın göz yaşlara» yüzünden akan kanlara karışarak huzura çıktı. Âciz içinde kalan ve basını göğaüne iğerek köşe se dirinde oluran Dördüncü Murad'ın önüne iğildi. Koynundan çıkardığı al ibrişimden örme keseyi uzatarak: Al Padişahım emanetini... Na sip bu kadarmış... AUah taht ve saltanatında baki etsin. Dedi .. Ve, yavaş yavaş geri çe kilerek odayı terketti. Hafız Paşa, bu vaziyet karşısm da, ne yapacağını bilmiyor, kona ğına dönüp dönmemekte tereddüt ediyordu. O esnada içeriden: Efendimiz, (tiz, Sarayburnu'na insin. Kisvesini tebdil ederek bir kayığa binsin. Üsküdar canibindeki Mahmut Efendi tekkesine gitsin o tursun. Bakalım, mevlâ ne eder...) Deyu ferman buyurdular. Diye haber geldi. Hafız Paşa, derin bîr tevekkUHe bu emre ittiba etti. Sarayburnu'na indi. Kisvesini tebdil ederek bir kayığa bindi. Üskü dar'a geçti... Lâkin, asiler bunu çarçabuk haber aldılar: Bu, ne guna iştir.. Bizi sabi gibi aldatırlar.. Veziri kaçırırlar... Padişahı isteriz.. Ona bir çift sözü müz var. Diye orta kapıyı zorluyarak içeri daldılar ve divanhane tarafına doğru saldırdılar. (Mabadı var) en muktedir iki devlet adamını, Başvekil tsmet Paşa ile Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyi Atina, Moskova ile Roma'ya göndermiştir. Bu seyahatlerin muvaffakiyetle tetevvüç ettiği, devlet adamlarının Moskova'da sekiz ve Roma'da on beş milyon dolarlık bîrer istikraz aktederek dönmüş olmalarile sabit olmuştur. Türk'lerin yüzde seksen dördü çiftçi olduğundan, Türkiye, işsizlik mes'elesile ciddî bir surette uğraştnak mecburiyetinde kelmamışhr. Mustafa Kemal bühassa maarif mes'elesine alâka göstermektedir. Onun himmetile memleketin her tarafmda pek çok mektepler ve liseler aeunuştır. Bundan baska, Gazi, şehirlerde birer Halkevi açmışhr. Bu evler, hars, toplantı ve müsamere merkezleridir. Ankara'yi imar eden Muıtafa Ke mal, Amerika'nın Massachusette Avenuesmi andıran bir bulvar da açbrmısnr. Çankaya caddesi, riyaset binasma kadar gitmekte, iki tarafmda yirmi altı miOetin sefaret binaları yükselmekte dir. Oradaki Lehistan sefarethanesi, Büyük Britanya'mn Washington şeh rindeki sefarethanesine benzetilebilir. Iran sefarethanesi, bundan daha güzeldir. Alman'lar da beş bina inşa etmişlerdir. Ankara yollp>>n telâki ettiği bir noktada bina edilmistir. Şehrin üstünde dik meyUli büyük bir dağ, dimdik yükselmektedir. Elli kişinin, koskoca ordulara karşı müdafaa edebildîği bu tabiî set tarihin en uzak devirlerindenberi bu yollara hâkim ol mustur. İstanbul'dan Ankara'y* trenle bir gecede gidilmektedir. Fakat Türkiye, son günlerde Curtis Company şirketinden kırk yolcu tayyaresi satın almıştır. İstanbul Ankara seyahati iki saatte yapılabilecektir. Tayyarecilikte Tiirk'ler çok müterakkidir. Türk'lerin iyi pilot olduğunu söylemek lâzımdır. Söy lendiğine göre Avrupa'da en mahirane paraşüt kullanan milletler Türk'ler, Leh'ler ve Yugoslav'lardır.» Mister Sherril «Mustafa Kemal'in hayatı» unvanlı bir eser kaleme almak tadır. Bu zat Bismark ve Musolini atlı iki eserin müellifidir. Sefir Cenapları Sherril, 29 teşrini • evvelde, Ankara'da, vazifesi başuıa avdet etmiş olacaktır. Yapılan hücumlar haksız ve esassız görülüyor Diş Tabipleri Cemiyeti eski reisi Hasan Hayri Beyin Dişçi mektebi. nin kapanmasını iddiaya kadar varan mekiubu hakkında mektep mü. dürü doktor Sait Cemil Beyle ve bazı muallimlerle görüştük. SaH Cemil Bey diyor ki: « Bu iddıalara cevap vermiyeceğim. Profesör M. Malş raporunda tabiidir ki mektebimizi de mevzuu bahsetmiştir. Neticeyi bekliyeceğiz. Geçenlerde imtihanı yapılan ve meslek muallimleri tarafmdan re. füze edildiği halde diğer muallim ler tarafından not verilerek kazanrfırıldtğı söylenilen kalfa imtihanı kazanamamış, kendisine ruhsatiye verîlmemistir. Diğer taraftan Hasan Hayri Beyin ithamlanna müderrisler şu cevaplarla mukabele etmektedirler: Darülfünun nizamnamesi mu€ cibince muallim olan hocalann cehH mevzuu bahsolamaz. Bazı hocalann eskimiş bir not defterine istina. den tedrisatta bulundukları iddiası tamamen yanlıştır. Mektepte şim diye kadar vücude getirilen bütün amelî ve nazarî yenilikler bu hoca. lann eserleridir. Mektebin liboratuvarlarını görmekle bunu anlamak kabildir. Bundan 15 gün evvel Bey. nelmilel Diş Tabipleri cemiyeti veznedar muavini ve hususî kâtibi doktor M. Mollar tstanbul'a gelerek mektebi ziyaret etmiş ve mektebi takdir eden bu zat son smıf talebelerinden 7 kişinin imtihanmda bu. lunmuş ve gördüğü muvaffakiyetlerle mükemmeliyeti Beynelmilel Diş Tabipleri cemiyeti mecmuasında yazacağmı söylemiştir. ^ Hocalar, divanca ihtisas ve liyakatleri takdir edilerek tayin edilmişlerdir. Kalfaiar mes'elesi Cumhurîyet kanunlarınm icabıdır, ve o kanunlara göre yapılmaktadır. Bir şey de. nemez. tmtihanlarda yolsuzluk yoktur. „.„.... Ecnebi talebenin mektebe rağbeti iktisadî sebeplerden değildir. Kendi dişçi mektepleri bulunan Romanya, Bulgaristan, Yunanistan gibi bizden ucuz memleketlerden mektebe talebe gelmesinin sebebi mektebin ilmî kıymetindendir. Geçen sene mektepten mezun olduktan sonra memleketlertne dönen Bulgar gençleri, diş tabipliği yapabilmek için kanunları mucibince kollodyum imtihamna girmiş ve muvaffak olmuşlardır. Hatta birinciliği bunlardan Karova ve Karot ismindeki karı koca iki mezunumuz kazanmıştır ve Bulgar jürîsi azasından bir zat kızını bu sene mektebimize göndermiştir. Bütün muallimîer söz toplamağa memur!,. Maarif Vekilimiz Reşit Gaiip Bey dil inkılâbı yolunda maarifin tatbika hazırlandığı faaliyeti şöyle izah etmiştir: •x Maarif Vekâleti dil işi için miihim bir talimatname hazırlamıştır. Talimatname ile bütün maarif teş. kilâtı kelime derlemek için seferber ejilecektir. Bütün şehir ve köylerde yüksek, orta, ilk mekteplerin muallimleri öz Türk sözlerini derlemeğe mecburdur. Memleketin her tara . fındaki maarif teskilâtı şefleri mu hitlerindeki muallinılerle birer büro halinde çalışacak ve her hafta Ve. kâlete birer raporla calısmalarının neticelerini gönderecek, bildirecektir. En büyük mülkiye memurları Vu mesainin sür'at ve kudretle inkişafı îçin azamî kolaylıkları esirgemiyeceklerdir. Faaliyetin kontrolu Bütün maarif ve ilk tedrisat mü fettişleri bu faaliyeti kontrol ve takibe memur edilmektedir. Vekâlet bu faaliyeti muallimlerin ve maarif teşkîlâtlar<nda çalışanların terfiine esas tutacak, bütün memuriyet hayatlarında bu mesailerini müessir tanıyacaktır. Yeni kitaplar tam türkçe olacak! Vekâlete gelecek olan kelimeler Türk Dili Tetkik Cemiyetine verile. cektir. Maarif Vekâleti önümüzdeki sene bilhassa ilklanektep kitaplarını kâmilen türkçe basmak azminde buIunduğundan bu seferberliği normti mesaisi haricinde yegâne iş telikki etmektedir. » Isttlah encümenleri Dogru değil mi ? Cumhuriyet Bayramında Büyük bir resmi geçit ve tezahürat yapılacak 29 teşrinievvel Cumhuriyet Bayramında yapılacak merasime ait program tesbit edilmistir. Buna nazaran; gündüz Vali tarafmdan bü. kumet namına tebrikât kabul edilecek; ordu tarafından büyük bir res. mi geçk yapılacak ve gece de şehrin muhtelif yerlerinde şenlikler ter. tip olunacaktır. O gün resmî ve hu susî bütün müessesatla mektepler kapalı olacak; bilumum vesaiti nakliye bayraklarla donatılacak; geçit resmi esnasmda muhtelif mevki . lerden toplar atılacak ve vapurlar düdüklerini çalacaktır. Resmi geçide iştirak edecek alay Beyazıt'tan hareketle Cumhuriyet meydanma gidecek ve âbideye bir çelenk konduktan sonra dağılacaktır. Alayın harekete başladığı za raandan köprüye muvasalatma kadar İstanbul cihetinde ve köprüden Cumhuriyet meydanma muvasalatma kadar Beyoğlu cihetindeki tramvaylar işlemiyecektir. Bütün vesaiti naklfye şirketleri gece yarısından sonra dönüş seferleri tertip edecektir. Istılahların toplanmasında ve tesbitinde kendisine büyük bir va. zife düşen fakültelerimizde de mü. derrislerden müteşekkil encümenler vücude getirilmiştir. Her fakültede teş.kil edilen encümenler, kendile rina ait ilim «ahasiMİaki ••tılahları derlemek ve tesbit etmekle. meşgul olacaklardır. İngiltere ile Sovyet Rusya'sı arasındaki ticaret mukavelesinin feshedildiği İngiltere hükumeti tarafından Sovyet hükumetine bildirilmiştir. İngiltere parlâmentosunda Ottava konferansmm mukarreratı müzakerr ve münakaşa edüeceği bir sırada mezkur mukavelenin feshedilmesi hayret uyandırdı. İngiliz * Rus ticaret mukavelesinin feshedi leceği zaten bekleniyordu. Fakat bu kadar anî olacağı tahmin edü ' miyordu. Ottava'da toplanan İngiliz Im paratorluğu konf eransında İngiltere hükumeti Dominyonlann mahsulâtına karşı gümrük resmini indirmeği taahhüt ettiği gibi buna mukabil Dominyonlar dahi İngiltere'nin mamulâtına karşı diğer ecnebi raem Ieketlerin mamulâtına nisbetle da ha müsait gümrük koymağı taahhüt etmişlerdi. Fakat bu itilâfların akti için başta Kanada olarak Dominyonlar Sovyet'Ierin İngiltere'ye >thalâtını menetmelerini talep etmiş lerdi. Bunların telâkkisîne göre Sovyetlerde halk mesai mükellefiyetine tâbi oldugundan ve her türlü istihsal vesaiti hükumetin elinde bulunduğundan ve ihracat dahi devletin inhisarı altına alındığından Sovyet'Ier Rus hububatını ve ham eşyasını hariçte istediği fiatta satabilir ve İngiltere'nin Dominyonlann mah • sulâtına karşı gösterdiği müsaadeyi hükümsüz bırakabilir. Zahiri hale göre İngiltere hükumeti Dominyonlann senı ile Rusya ile mevcut ti • caret muahedesini feshetmiştir. Bu mukavelenin feshi cihan siyaseti ve iktisadiyatı cihetinden büyük tesiri olacaktır. İngiltere pazarı Sovyet mahsulâtı için gayet kârh oiduğundan burasının se j \ \ İngiltere ile Sovyet Rusya'sı arasındaki siyasî münasebata tesir husule getirecek ve Rusya'da İngi liz'lere karşı derin bir hoşnutsıtz • luk peyda edecektir. 1930 senesinde Rusya'nın umumi ihracattan yüıde kırk ikisi ve 1931 senesinde dahi yüzde altmış biri İngiltere'ye ya • pılmış ve burada sarfedilmiştı. Geçen beş sene zarfında.Sovyet Rus • ya'sı İngiltere'ye yüz otuz beş mil ' yon tnsjll!x «hihı kıymetinde ihr» catta bulunmuş ve bu müdd«t zarfında tngiltere'den Rusya'ya ancak yirmi beş milyon İngiliz liralık ihracat yapılmıştır. Rus'lar İngiltere'ye ihraç ertikleri malları peşm paraya satmışlardır. tngiliz'lerin Rusya'ya olan ihracatı ise uzun vadeli krediye tâbidir. İngiliz Rus ticaret mukavele sinin feshi ile Sovyet'Ierin ihraca tının yüzde altmışı azalacaktır. Sovyet'Ierin hariçten getirtmekte ol • dukları makina ve diğer eşyanın bedellerini tediye ettikleri ecnebi parasının yansındam ziyadesini kay • betmiş olacaktır. Diğer taraftan İngiliz fabrikaları Rus siparişlerinden mahrum kalacaktır tngiltere'de havayici zaruriye fiatlan ve binaenaleyh hayat pahalılığı ihthnal bin nisbe artacaktır. Fakat İngiltere hükumeti İngiliz İmparatorluğunun bünyesini takviye için Rusya ile ticaret mukavelesinin feshinden İngiliz iktisadiyatı için gelecek mahzurlar; gözüne aldırmıştır. İngiltere hükuraetini Rusya ile ticaret mukavelesini feshe saik yal nız Kanada'nın zoru değildir. İngiltere'de Bolşevizm aleyhtarı bir fırka olan muhafazakârlar son intiha batta kahir bir ekseriyet kazandıklanndanberi Sovyet'Ierin aleyhinde mütemadiyen tahrikâtta bulunuyorîardı. Kabmedeki müstakil liberal nazırlar çekildikten sonra muhafa zakârlar meydanı büsbütün boş bularak Sovyet'Ierin cihan ihracatına ve döviz tedarikine bir ağır darbe indirmek için Makdonald hükumetini Rus İngiliz ticaret mukavelesini feshe icbar ermişlerdir. A«ya'daki rekabetten dolayı zaten aralan iyi olmıyan tngiliz Rus münasebatı ticaret mukavelesinin feshinden dolayı bir kat daha gerginlik peyda etmiştir. MUHARREM FEYZt Yangın yerlerinde yıkılacak binalar Bir kısım yangın yerlerinde açılması icap eden yollara evvelce buralarda bilâruhsat yapılmış olan binalar mâni olmaktadır. Binaenaleyh bu kabil bina sahiplerine Belediyece tebligat yapıla rak binaların yıkılması bildirilmiş, tebligata riayet etmiyenler hakkında dava açılmışhr. Dünkü nüthamızda kız muallim mektebi talebesinden otuz kadarının elbise renginde çorap almadıkları için mektebe ahnmadığını yazmış ve bu halin doğru olmadığını kaydetmiştik. Dün mektep müdüründen aldığımız malumata göre hndisede bir yanlışlık vardır. Müdiriyet mektebe beresiz gelen talebeyi bundan menetmis ve ihtarlara rağmen bere giymiycn talebenin velilrini davet ederek kararı bildirmiştir. Zaten makul olamıyacağını bildiğimiz çorap hava disinin bundan galet olduğu anlaşılıyor. Tashih ederiz. Bir tashih e Rana Beyin tetkikatı Gümrük ve İnhisarlar Vekili Ali Rana Bey şehrimizde gümrük ve inhisar idarelerine ait tetkikaüna devam etmektedir. Rana Bey dün de inhisar idaresine giderek tevhit işlerile meşgul olmuştur. Bir kaç gün sonra Ankara'y" dönecektir. Şehir Meclisi açılıyor Teşrinisaninin birinci gününden iti baren Şehir Meclisi içtimaı başhyacak ve ilk gün divanı riyaset ve encümenler intihabı yapdacakhr. Dahnî encümen azalıkları arasmda kısmen tebeddüh». olacağı sövlenmektedir. Rus sporcuları Halkevinde. Ekmek fiatlan İstanbul Btledyesinden: TeşrinievveHn yirmi ahıncı çarşamba gününden itibaren ekmeğin kilosuna sekiz kuruş on para fiat konulmuş ve francala on üç kuruşta ipka edilmistir. Epeyce bir müddettenberi hasta alan Darülfünun Emini Muammer Raşit Bey tamamile iyileşmiştir. Gelecek ayın iptidasmda Eminlik vazifesüie ve Hukuk fakültesindeki tedrisatına başlıyacaktır. Muammer RaşitBey Prof. Şibon isman'ın konferansı Tetldklerde bulunmak üzere bir kaç gündür şehrimizde bulunan Amerika'nın Kolumbiya Darülfünunu cerrahî pro fesörü Mr. Şiban İsman dün öğleden sonra 14 te Tıp Fakültesinde Plastique Cerrahisi mevzulu bir konferans vermistir. Konferansta memleketimizm bir çok güzide doktorlan, Tıp Fakültesi profesörleri ve talebeleri hazır bulun • muslardır. 29 teşrinievvel kumbara • nızı doldurma günüdür Kumbara Sahipleri: Kumbarası olmıyanlar: İstanbul Halkevi, misafiri olan Ru* sporcuları şereFine dün bir toplantı tertip etmiştir. Toplanttda bütün federasyon ve spor heyet lerile federe ve gayrimüttefik bütün kulüpler mensubini hazır bu lunmus ve misafirlerle tanıştırılmıştır. tki memleket gençlerinin musahabeleri gayet samimî olmuş ve hoş saatler geçirilmiştir. Bu hafta içinde İş Bankasın* n alacağınız kumbaraya, ilk arttrracağınız paıayı 29 teşrinievvelde atınız. Tijrkiye iş Bankan

Bu sayıdan diğer sayfalar: