10 Aralık 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

10 Aralık 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat Ansiklopedisi inci cüzü çskmışfır İkinci cilt bitti 21 Dokuzuncu sene: No. 3088 umhuri Hayat Ansiklopedisi Telefon: Ba§muharrlr: 22366. Tahrlr müdürfl: 23236, İdare müdüru: 223«5, Matbaa: 20472 Ilân sabifelerimiz herkesc açıktır. Cnmhuriyetfte neşrettirilecek ilânlar için doğrudan doğmya idarehanemize dahi muracaat olunabilir. ÎSTANBUL CAĞALOĞLU Telgraf ve mektup adresl: Cumhurlyet, îstanbal Posta lcutusu: lstanbul, No 246 CUI113rt6Sİ 10 KânUnU6VV6İ 9 3 2 Büyük bir kiitüphaneyi bir arada evinize getiren en faydalı eserdir. Her evde bir fane bıılunmak lâzımdır. 1 urk u bılmıyen " ihtilâl bir san'attır„ Bir Türk muhibbi Yeni Türkiye ve M. Claude Farere 1 Ankara 8 (Başmuharririmizden). M. Klod Farer'in Üniversite dezanai (Universite des annales) da Türkiyenm manevî kuvvetleri mevzuunda verdiği bir konferans, ayni müessesenin neşrettiği konferansiya (Conferancia) mecmuasına dercedilmistir. Bize dair olan ba konferansı orada dikkatle ve biraz da hayretle okuduk. M. Klod Farer bu konferansında da soylediği veçhile Türk muhibbi olmakla maruf bir zattır. Aziz dostumuz bu konferansında da malum olduğu üzere Piyer Loti ile ben oldum olasıya Türk'Ieri severiz diyor. M. Klod Farer'in bu sözü doğrudur. Filhakika biz merhum Piyer Lo ti'nin şahsında adeta âşık bir Türk dostu kaybetmiş olduğumuz gibi M. Klod Farer'in şahsında da Tiirk'ü sevmek noktasından hakikaten Piyer Lotinin izinde yürüyen bir dosta malikiz. Bu dostluğun pek çok parlak eserlerini ve tezahürlerini de görmüsüzdür. M. Troçki konferansını nasıl verdi, neler söyledi? ((Tarih bizi ihtilâlin mektebine girmeğe mecbur etti ve biz o mektebi bitîrdik!» Cevabî Notadan sonra. Hâdisenin kapanacağı tahmin ediliyor Ankara 9 (Telefonla) C e vabî notamızın Mısır hükumetine tevdiinden sonra, musanna fes mes'elesinde hâsıl olacak kanaat ve temayüller bura mehafilinde merakla beklenflmektedir. Haki katen hiç yoktan icat edilen bu mevzu üzerinde Türk matbuatı • nm açik kalpli neşriyatı ve resmî nota mealinin kanaatbahş sara hati karsısında Mısır hükumetinin manasız yere ısrarda devam etmiyeceği umumîyetle tahmin ediliyor. Kuvvetle ihtimal verüdiğine göre menfi bir cereyana ve uy durma havadislere kapılarak habbeyi kubbe yapan Mısır niha yet hakikatin kat'î olarak ve resmen lahınrfan sonra hâdiseyi kapanmış addedecektir. istanbul şampiyonluğu Galatasaray, Beşiktaş'a 03 mağlup oldu! Beşiktaş takımı her ikî devrede güzel bir oyun oynıyarak galibiyeti hakketti] Kopenhag (H.) Danimarka'da değil bütün tskan dinavya'da her ufak hareket bü yük bir alâka ile takip edilen Troçki Kopenhağ'da (Spor sarayında) verdiği meshur konferamla Danimarka DarülfünunluJaı.na karst taahhüdünü ifa etmis o!du. Konferans o kadar skı bir kontrola tâbi tutulmustur ki evvelce bilet alamıyan tek bir kimse Hahra olarak zikredebiliriz ki bizzat içeriye girememisbu satırlann muharrirt ilk Paris seyatir. «2500» kişi hatinde tesadüfen o zaman oynanıl alan büyük salon makta olan 1' Homme qui assasina piveson koltuğuna kasinin temsilinde hazır bulundu. Bu dar dolmustu. SaM. Klod Farer'in bir romanmdan çımiler arasında ih • kanlmış bir piyestir. Piyesra mevzıra mal edilemiye • tstanbul'da geçen bir macerayı göscek kadar kaduı terir. Zuliim gören bir tngiliz kadınının vardı. Konferans • intikamım almak için Fransız sefaretine tan evvel cemiyet £ mensup bir adam bir ö'üm vak'aıınm reisi konferansuı kahraman ve insan faüi olur. Ancak intizam içerisinde Zaptiye nazın Mehmet Paşa i«n iç cereyan etmesi iyiizüne vâkıf bir babacanlıkla hâdiseyi çin lâzımgelen örtbas edip geçer. hattı hareketi bil Sahnede lstanbul'un ve Boğaziçi'nin dirdikten sonra güzel manzaralan geçer. Orada fesli konferans bilhas ve formalı eski zaman paşalan görünür. sa Danimarka'da M^ Trocki'nin Kir fa3 misli görülmemis bir sükunet içinde çılar Trocki'nin konferans kürsâsnnd» kâranedir. Zaptiye nazmnın harefceti devam «tmiıtir. Gazeteci ve. fotoğraf ' ^(Afabadi 6 mcı sah{/«i#> de onunki kadar yüksek takdir oluna, .„ a rak alkıslanır ve alkıslanır. Roman ve piyes eski zamana ait bir hikâye olsa da esasen Türk'ü sevdiren bir ruh ve maksat tasır, ve M. Klod Farer'in bunda muvaffak olmuş olduğunu bizzat biz o piyesin temsilinde kendi gözlerimisle de görmüsüzdür. Gazi Hz. nin Bir mektubu Reisicumhur Hz. nin T. D. T. Cemiyetinin taziyesine verdikleri cevap Ankara 9 (A.A!) Dünkü maçtan bir enstantane Şehrimizin muhtelif sahalarında dün de mü'him futbol maçlan yapılmiştır. Bunların başında resmî lik maçlan vardı. Bilhassa GalatasarayBeşiktaş maçı, günün en meraklı futbol maçı idi. Bu maçı gormek üzere gelenler, Taksim stadyomunun tribünlermi tamamen doldurmuş lardı. Galatasaray'ın bu »enelci haiMabadi 6 mcı *ahifede) T. D. T. Ce miyeti umumi merkez heyetinin 4 / 1 2 / 932 de yapıra^ı olduğu Samih Rifat toplanmasmda ,:emiyetin hâmi reisi Gazi Iflz. ne bir taziye mektubu yazümifh^/Bu mektup ve Gazi Hz. nin cemiyete göndermis o'duklan cevap metinferi berveçhi atidir: h6ınî Rel Oazî Kemal Hazretlerine: Yüce hâmi Reisimiz, T. D. T. Cemiyeti umumi merkez heyeti, sevgfli reisi Samih Rifat'tan, bir daha bulusmamak üzere aynldıktan sonra onun değerli adını anmak ve onun bıraktığı bosluğa yanmak için toplandı. Buna Samih Rifat toplaranan adı verildi. Heyetin azalan, bir tek gönül halinde bu acı ile dağıldılar. Sizden hız alarak son nefesine kadar büyük ideal için canla basla çalışmıs olan Samih Rifat'm ölümü ile siz yüce hâmi Reisimizin gönlünün de ne kadar sızladığını duyuyoiMabadi 2 inci tahıfede) *^*V«c« Musikimiz hangi yola girmeli? Necip Yakup Beye göre.. rt(Alaturka' rnusiki îptîlâsile afyonkeş ol Giizellik müsabakamız zarfında resinılerim çıkartmalıdırlar mak arasında pek fark yoktur ama...)) Anket muharriri: PEYAMt SAFA Radyo orkestrası şefi Necip Ya kup Bey adeta miitaassıp bir garp musikiti taraftartdır; fakat şark murikisi kadar ince bir san'atkârdır. Ona ded'm ki: Her akşam radyo mikrofunu karsısında durarak güzel kanserlerinizi uzaklara yolluyortunuz. Bi razda «Ctımhttriyert mikrofonu onünde dttrarah fikirlerinizi aSyler . misiniz? Davayt biliyorsunuz: Bizim Kontervatuvara bir ecnebi mütehasnt geldi ve ilk iş olarak, bence dişi olan şark musikisini erkek olan garp mutikitile evlendirmek istedi. Böyle bir izdivaçtan sıhhatli, güzel bir çocuk doğcaağına inanır mınnız? Necip Yakup Bey hatanna gelen bir kelimeyi hafif bir gülüşte gizli yerek su cevabt verdi: Korkarım ki bu gayrimeşru bir cocuk olur. Rddyo orkestrası şefi Necip Yakup B. {Mabadi 3 üncü sahifede) IIIHIIIIIIIIinilllllllMlllfllinillllllllllllllllinillllllllllllinillllllllllininilM llltllllClllllllllilllllIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIMIIIII HIIMIMIMHIIIH Resim vesikası alan hanımlar üç gün Ancak son senelere ait bazı yazılanndan ve son konferansından anltyo» ruz ki M. Klod Farer'in sevdi^i Türkive daha zivade fesli medi bir Türkiye'dir. Teceddüt yoluna dökülerek Avrupa « lüaşan Türkiye her nedense dostlan • rruzın nazannda b'raz siriyetmi kaybe* diyor. Nitekim bu konferansında Türk dostlu?unda süphesiz pek samimî olarak alabildi<Hne ısrar eden M. Klod Farer yeni Türkiye've bir türlü akıl erdirememekte ve daha dosrusu kendisi yeni Türkive karsısında idealini kaybetmiş bir adam hali arzetmekte • dir. Fazla olarak dostumuzun memle • ketimîz hakkındaki bu yeni fikirlerine esas tuttuğu ve konferansında halka alenen soylediği malumat ta baştan besa yanhşhr. Piyer Loti'nin bize karşı dostluğu daha ziyade bilâkaydü sarttı. Buna rağmen ondan da söyle bir hahra saklanz: Bir zamanlar tstanbul'un bazı kale duvarlannın yıkılması veya muhafaza edilmesi mevzuu bahsoluyordu. Bu münasebetle yazdığı bir yazıda Piyer Loti o tarihten yirmi sene kadar evvel Bursa'da görmüş olduğu bir topal leylek • ten bahsetmistir. Malum olduğu üzere leylekler yazm gelirler ve kısın Hattıüstüva memleketlerine giderler. Bursadaki leylekler giderken topal bir leylek kafileye katılamıyarak Bursa'da kal mts. Orada kapalıçarşınm bir ucunda üstü kesik bir çınar ağacmın kovuğun • da yuvası olan bu topal leylek esnaf arasında gezer, şunun bunun verdiği gıda ile geçjnirmiş. İşte Piyer Loti tarihten yirmi sene sonra bu leyleği hatırlıyarak: « Aman, divor, eğer o topal leylek hâlâ orada duruyorsa dursun, ona dokunmasınlar, ona baksınlar!...» Dostlanmız esasen şair ruhlu insanIardır. Türkiye'yi daha ziyade böyle pitoresk ve antika taraflarüe severler, bizde her yenilik onlann kalbine bir eza verir. M. Klod Farer'in Türkiye'deki ye nilikleri ve inkılâplan bir türlü havsalasma sığdıramamasını onun yalnız bu arzettiğimiz çocuk ruhlu şair hissiyatına atfebnekten baska sebep aramağa gönlümüz kail olmuyor ama dostumuzun sekiz dokuz senedir zaman zaman nükseden bu tezatlanm son konferansı vesilesfle bir defa tashîh ehnegi de KENDİ KENDtMİZl TENKlT: Yollar mes'elesi Nafıa Vekâleti..in yollara venlecek en kat'i sekil üzerinde tetkıkat ile istigal ettiğini memnuniyetle öğreniyoruz. Meşrutiyet devıi de dahil olduğu halde son yirmi sene zarfında yol için sarfettiğimız aynî ve naktî emeklerin muhakkak 100 milyon lirayı mutecaviz bulunduğunda şüphe yoktur. Buna mukabil ortada ömru sekiz on seneye garantili bir yolumuz bulunduğunu gösteremeyız. Halbuki yol denilen şeyin omrıi nesillere sürmek lâzımdır. Anadolu'da hâlâ Roma'hlardan kalma ve hatta Osmanlı'lajdan kalma kuvvetli yol izlerine tesadüf etmek mümkündür. Bir milletin medeniyeti tabiatin suratına ışte böyle nakşolunur. Artık usulü değiştirmek lâzımdır: Her sene eskisi kadar çok değil. daha az olsa da daha esash yollar yapmak yoluna dönmek mecburiyetindeyiz. Öyle yollar yapmalıyız ki onları değil üç beş gelip geçenin ayak izi boza bilsin, hatta çapa ve künk elde bilil tizam bozmağa kalkışanlar bile onları kolay kolay yıkamasınlar. Memleketm refaha namzet hayatım ancak her sene bh azı yapılacak, fakat böyle yapılacak yollara istinat ettirebiliriz Nazariyat.. «Zabıtai belediye tali matnamesi » nin 13 ve 14 üncü madde • leri: « Her türlü nakliyatta so kakları kirlet meğe mâni te • dabir ittihazına nakliyat eshabı mcburdurlar.» «Dükkân veya hane »ahipleri veya kiracıları dükkân veya haneleri önün • de bulunan yaya kaldırımlarmın cepheleri tulü miktanndaki kısmının temizli • ğinden ve hüsnü halde bulunmasından mes'uldür ler.» Toto RöKor Neslihan Hanım Bugün, giizellik müsabakamıza rştirak edenlerden evvel ce ( 3 ) numara ile resmini neşretmis olduğu nıara ııc rcdiuını ucficum^ vuuugu faydasız görmüyoruz. Meselâ M. Klod Farer'e göre biz Ankara'yı devlet merkezi yapmak için burastnın Osmanlı padişahlarından birile harbeden ve onu mağlup eden Timurleng'in galibiyet sahası olduğunu nazan dikkate almısız. Klod Farer açıkça iddia ediyor ki biz eski Osmanlı'lara değil, Thnur'lara, Cengiz'lere bağlanmağı tercih ediyormuşuz, onun için devlet merkezuıi tstanbul'dan kaldınp Ankara'ya nakletmişiz. Nitekim ilk bastığımız posta pul • ianndan birmin üzerine kurt resmi koymakla da Cengiz'e ait bir efsaneyi ihya etmiş imişiz. Cengiz bir kurt ile insan şeklinde bir dişi keçinin imtizaçlann dan doğmuş olduğu iddiasında bulunurmuş. însanın bu iddiayı Cengiz'in değil, M. Klod Farer'in ortaya çıkardığına inanacağı gelir. Cengiz'in guya avucu kan dolu olarak doğduğu rivayet edilir ama kurt hikâyesi başka şekilde Oğuz Türk'lerme atfolunan daha manidar diğer bir efsanedir. x Foto Rokor Neslihan Hanımm boy resmi muz Neslihan Hanımm, vadettiği miz veçhile, yeni resimlerini derce * (Mabadı 2 inci sahıfede) * ı Ya Yavuz zırhlısma Selim demeyip te yalnız Yavuz demekliğimiz Osmanlı padişahlannın isimlermden nefret et tiğunizin delili imiş, ve bunu kasten böyle yapmışız. Osmanlı padişahlan içinde Yavuz gibi Türk tarihine şeref veren yüksek bir şahsiyetin isminden çekinip kaçınacak tek Türk bulunması tasavvur olunabilir mi? Sadece Yavuz kelimesi dahi o Padişahuı belki Selimden fazla ve daha müessir surette tarifi olan diğer ismi değil mi? Hele yeni alfabeyi büe kabul ederken Lâtin harflerinin Fransız ve lngiliz şekilleri dururken Çekoslovak ve Macar usullerinde aburcubur şekfller kabul etmisiz. Bunu olsun M Klod Farer bizzat tetkik edebilirdi. Çünkü kabul ettiğimiz alfabe şekilleri daha ziyade, hatta hemen hemen aynen İngiliz ve Fransız şekilleridir. Bir kaç makale fle dostumuz Klod Farer'in yanıldığı noktalan yerli yertne koyacağız. Ağaoğlu Ahmet Beye cevap... (Kadro ve tnkdâp) muharriri Şevket Süreyya Bey, Ağaoğlu Ahmet Beyin (Devlet ve Fert) unvanlt makaleieri ile yaptığt fiddetli tenkitlere cevap ha ztrladu Yarın neşre başlıyoruz YUNUS NADİ ••ve tatbikatı

Bu sayıdan diğer sayfalar: