16 Nisan 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Nisan 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cttmhuriyet '• 16 Nisan ı933 J • tki Yîîzlü Kız .^,.: MAHTA MAK KENNA Çıvıren: ABIDIN M*rta, dedi, gtt erkek kardeşlerini bul, babanm söylediklerini onlara anlat. Sonr*, babama dön«rek yükaek sesle şu söz leri söyledit Merak etme Felix, Fransa, Alman'ların hakkından gelir. Görür»ün, bir kaç güne kadar Fransız askerleri memleketimize gelir ve bi zimkilerle omuz omza Alman'lara karşı harbeder. Hadyi, şu çamurlu kunduralarım çıkar da sofraya otur. Yemek hazır! Işte biz, büyiik harbin basladı ğını böyle öğrendik. Çoğumuz, başımıza gelecek belft ve felâketin derecesini tahmin edecek halde değildik. Büyiik ağabeyim Omer, askerliğini bitirip yeni gelmişti. Hasretme doyraadan öteki kardeşimle berab«r tekrar çıkıp gitti. Alman ordusumm ilerlediği hakkmdaki haberler çok geçmeden bütün Flamand köylerme yayıldı. Şehir ve memleket haberieri Sumer Bankasmda Yeni teşkilât f Siyasî icma Rusya cihan siyasetinin Merkezi oldu Son günlrdc cman siyas«tln*ın merk> sıkleti Sovyet Rusya'ya intîkal etmiş gibi görünüyor. Aknanya'da fasistlerin vaziyete hâkim olmalan üzerine esk) Rus • Alman siyasî cephe birliğram sar sılması dolayuile cihan liyasetmdeki mı Tutne bozulmuştur. Malumdur ki Alman Başvekfli Hitler'in bunrian oı sene evvol an* hatlanm haztrladigı siyaset Sovyet Rosya 0« birligi değil bflâ ki» bu büvük şark devletînm taksimin ktmdaf ediyor. Şimdi eski Rus • Alman cephe birligi yerin* Ahnan • ttalyan ce\ he birliğinin vücude geldigmî görüyoru; Ba cephenin vücude gelmesine hariçtc bu iki büyük devletin yardım ettiği d« anlaşdıyor. Bu devletler tngiltere fle Amerika'dv. Bunun içm dörtler misakı projesinde Sovyet Rusya hariç bırakı! drih gibi Vasmgton'a çagmlan davet Kler arasmda da yoktur. Diger taraftan Japonya fle Sovyet Rusya arasmdaki m&nasabat ta birdenl renalaşmıstır. Mançuri Stedenberi Rus ve Japon n«p**V»ff olarak ikiye aynl mıştu Ştmal nuntakasmdaki buyük de • miryolu Rusiarm •• cenup mmtaka smdaki demiryolu ise Jaoon'lann idares altnida idL Japoniar «vvelki sen« MançurTde ba»UdıkIan buyük askeri harekâtta evve'â kendi ramtakalarmra i|galmi tamamlamışlar ve sonradan Rus mıntakasma el atrmjlardi. Japoniar burasmı dahi isgal etmijler ve Sibenra'nm sahfl eyaletin! asd Rusya'ya rapteden simaK Maıiîuri demiryoHaom askeri n^klîyatta kuuanmıslardu Daha sonra Mançukuo ismraaeki müstakil bükumeti teskü ederek iki mmtakayı bir idare al* tmda btrlefurmiflerdL Japoniar şimaH MançmTyi îs«a1 etmek sureuie sarkî Siberya'yı tehdit ede askert bir mevki temin ettiier. Japon' larm bu teeavüz ve isgat!erme karsı Sov yetHer dahna hayırhahane bHaraft'k frostermiMerdir. Hatta barVı teyit ic'n Japonya'va defaatla bir ademi teeavüz misakı teklif etmislerdi. Fakat Japonya, harekâtmm serbestîsîni tahdit etm*rnek içm bu teklifiere yanasmamıştı. Buna ragmen Rusya Siberya sularmda Japon bahkçılarma büvük müsaadeler vererek Japon'lara cemüeler göstermisti. Şimdi ise muhtelif sebep'erden dolayı bu iki büvük Asva devletmhu arası açıimıshr. Birinci ihti'âf, simalî Mançuri'de Rusiarra idaresi altmdaki demiryol1»ra ait yfizden fazTa lokoraotif Üe be« bme yakuı yolcu ve yuk v^gomımın Siberya'ya nakB tesebbusnnden çtkrrastır. OAVtti Hileli helvalar Bir kariimiz gazetemize gönderdıği bir mektupta diyor ki: «Helvacılartn 4044 kuruşa helva sattıklarını haber vermiş, evvclce 60 kuıuşa verilen helva 40 kuruşa satılmakla senelerdir yapılan müthiş bir ihtikârın meydana çıkarılmış olduğunu yazmıştınız. 44 veya 40 ktırufa sfttılmaku olan helvaîardan ahp yediniz mî? Ben tecrübe için bkaz aldım ve tatsız tuzsuz bir şey olduğu için yiyemiyerek attım. BunJan sakarin ile yaptıkları şüphetizdİT. Tahanın toptan okkası 4042 kuruş, şekerin 50 kuruş olduğu bir zamanda 40 kuruşa tahan helvası satanlar bu işi her halde rekabet için yapmasalar gerektir.» ' Biz filhakika evvelce 60 kuruşa verilen helva 40 kuruşa sablmakla senlerdir yapılan müthis bir ihtikânn meydana çıkanlmıs olduğunu iddia etmiştflc Fakat bittabi bu iddia helvaların hilesiz yapıldıkları farzedlerek ileri surfilmüst8. Belediye zabıtası talimatnamesmin şiddetli kayitlerine v« Belediye zabıtası memurlaruun sıkı toftislerme bakarak aksine ihtimal vermemiştik. Şimdi mademki bu helvalarm hi • leli oldugu söyleniyor, su halde or • tada alâkadarlan taldbat icrası için şiddctle harekete geçirecek daha baska ve daha mühim bir cürüm vardır, diyoruz. Haliç Şirketi Ne olacak? Şehir Meclisinde dün ya pılan müzakereler Şehir Meclisi dün birinci reis vekili Sadettin Ferit Beyin riyasetinde toplandı. Haliç şirketmin vaziyeti maliyesi münakaşa ediMİ. Sirket zarar ettiği için tecil olunan Belediye hissesinin büsbütün affmı istiyordu. tkbsat Encümeni ise, bir sene için tecil olunan borcun bir daha tecil edilmemesini, sirket bunu kabul etmezse kantmî muameleye tevessül edilmesinî, lüzura hasıl olursa Haliç münakalâtının Beîediyece temininin mu vafık olacağını ileri sürüyordu. Muhittinı Bey söz aldı: « tktısat encümeni ü« aym fikir • deyim. Yalnız hem mukavele ve hem de anonim sirketler hakkmdaki ahkâm noktai nazanndan bazı tetkikler ve mfizakere'er vapılması lâzım geKyor. Binaenaleyh bu husustaki müzakereyi idare için h e y t i atiyenizden salâhiyet istiyorum. NeÜceyi arzedeceğim.» dedL Galip BahÜyar Bey şirketin bugünkü vaziyetinde otobüs, sandal ve saire gibi şeylerin rekabeti müessir olmakla berftber idaresizligin de âmil olduğunu söyledi. Mehmet Ali Bey Muhittm Beym istediği salâhiyetin hududu hakkında izahat verilmesini istedi. VaH Bey cevap verdi: « Mesele yalnız alacagumzm istl fas» sekîinde basit bir iş değüdir. Bunu kanunlanmız sarahaten tayin etmiştir. Biz bu ise İktısat Vekâletinin dVjâletüe temas etmekteyiz. Alacağımızı tahsfl etmek isterken sirket seyrüseferi iptal eHecek bir vaziyet alorsa münakalât dur«un mu? Bun'ann müzakeresinde takip edüecek hatfa hareketi şimdiden tayin edemem. Yapacağtraız müzakerede şehrin menffaatmi en ön safta tutaeağun tabüdir.» Neticede İkbsat encümeninin maz batası kabul edilerek makama istediği salâhiyet veri'di. Muhacirler arasındaki bitkin çocuklar, ihtiyarlar Sanayi Kredi Bankasile bazan yolun kenarma uzanıp sessiz ölüyorlardı Sanayi Ofisi birleşiyor rabalan ve hayvanlarile doldu. Mu bacirlerin hemen hepsi ihtiyarlar, kadınlar ve çocuklardan ibaretti t 0 ğullan, babaları, kardeşleri kocalan harbe gitmiş zavalhlar... Htpsinin köyleri yıkılmış, evleri yanmıstı. A ralarında evlâtlannı kaybetmiş anneler, annelerinden uzak düşmüş yavrular vardı. Çoğumm parası yoktu, düsman gelirken canlarını dar kur tarmışlardı. Köyün meydanlığmda ve sokaklannda sef il ve perişan oturmuş düşünüyor, ağlaşıyorlardı. An ~ neler ağlarken, çocuklar, başlanna gelen ve gelecek olan felâketlerden bihaber oynuyorlardı. Bu bedbaht inaanların en cesur ve mütehammil leri beyaz «ach, kadıa erkek ihti yarlardı. Onlar, içlerinden düçmana lânet ederek mütevekkil ve filozof nazarlarla bu hazin manzarayı seyrediyorlardı. We*troo8ebeke, bir iki gün icinde biivük bir muhacir kararg&hı halinl almifti. Zavallı muhacirlerin çoğu açhktan ölecek bir halde olmalan na rağmen, cebren kims«den bir çey almıyorlardı. Evimize, çiftliğin am barlarma bir hayli muhacir yerîeş tirdik. Fakat her gün yeni kafileler geliyordu. Yorgunluktan bitkin hayvanlar, çocuklar, ihtiyarlar, bazan yolun kenarma uzanıp «essiz sadasız ölüyorlardı. Akrabalan yahut köylüleri bunlan alelâcele bir taraf a gömerek yollartna devam ediyor lardı. Bir gün, kıt'alanndan ayrı düş mü? üç döküntü Belçika neferi topalbyarak, sürünerek köyümüze geldiler. Bunlar, harp denilen korkunç belâdan kurtuldu^unu gördüğümuz ilk adamlardı. Biçareler, insanlıktan çıkmiKİardı. Gözlerinde, dört taraf tan »ıkiftırılmıs vahçi hayvanlarm bakifi vardı. Kir icinde idiler. Uza mif tıraşları, bir illet gibi yüzlerini örtmüftü. Parça parça olmuş ün'formalan çamur ve toz içinde idL De * linmif kundualrından kanlı ayaklan görünüyordu. Yorgunulktan adeta dilleri tutulmuç, »öyledikleri anla şıltnaz bir kekelemeden 3>ar«t kal • mıştı. " " *T ~ • O gün hava birdenbire karardı, müthif bir yağmur ortaligi sel içinde bıraktı, zavallı muhacir kafileleri, «nsıklam, çamur içinde ve büsbütün perişan bir halde gelmekte devam edivorlardı. Talih<iz insanlar öyle bitkin bir hale gelmişlerdi ki bazılan ıslak çayırlann üstüne uzanıp ölü gibi uyuyorlardı. Yağmur bütün gece devam etti. Ertesi uıbah, hava açtı. Biçare muhacirler, güneçte kurunmağa çahfiyorlardı. Birdenbire köyün ü* • tünden geçen garip bir ıslık, arkaundan da köyün meydamnda »iddetli bir gürültü duyduk. Meydanda ev velâ siyah bir duman bulutu yükseldi, sonra, bu duman kaybolurken bir »ürü eşya parçaları etrafa döküldü. Duman dagildıği zaman meydan feci feryatlarla inliyordu. ötede be < • ride kanlar içinde yatan kadmlar ve çocuklann can çekistikleri görüldü. Bu, köyümüzde ilk patlıyan gülle ve Azrailin ilk ziyareti idi. (Mabadi r>ar) Sanayi Kredi Bankası ve Devlet Sanayi Ofisi Umumî Müdürü Sadettia B. İktısat Vekâleti tarafından vaki davet üzerine evvelki ak»am Ankara'ya fit * miştir. Sadettin Bey, Devlet Bankası heyeti umumiyetinm fevkalâde ictimamda bulunacak ve Sanayi Kredi Bankasile Sanayi Ofisinin birleştirilmesi meselesini takip edecektir. Bu birlestmne işi neticelendikten sonra yeni teşekkül Gazi Hz. nin tensip ve tevcih buyurduklan veçhile Sumer Bankası unvanile faaliyete geçecektir. Bu husustaki kanun lâyihası Heyeti Vekileye sevkedOmiş olup yakmda Meclise tevdi olunacaktır. Kanun çıktıktan sonra Sumer Ban kasında yeni vaziyetin icap erHirdigi kadroyu yapmak üzere yeni tefk:lât projesi bazırlanmıstır. Aldığımız malumata göre, kadroda esaslı bir tebeddül ol • mıyacaktır. Yahuz Bankanm merkezi tstanbul'da degfl, Ankara'da olacaktır. Bımdan 7000 sene önce büyük bir medenîvet kuran, yer altında su tesisatı olan 1415 odah evlerde arkalı san • dalyelerde oturarak masalarda madenî çataHa yemek yiyen, karyolalarda ya tan TürkMerin adı olan «Sumer» in sanaynnî kurmakta olan Türk vatanmm kredi müeMesesine verOmesi ne güzel ve ne uygundur. Bu adtn Bankanm müstakbel çali«ması için bir kuvvet kaynağı olmasını dileriz. Ankara 15 (Telefonla) Sanayi Kredi Bankası Müdürü Sadettin Bey bugün tkfasat Vekîlini zivaret ederek bir müddet görusnuiştür. Bu görüşme nin Bankada yapılacak tadHât etrafmda cerevan ettiği tahmm olunmaktadır. Düsman geliyor! Sözü ağızlarda dolasıyordu. Filvaki bir tki gün sonra, bir akşam, şimşekler çakmağa, gök gürüJtüsünü andırır gürültüler duyulmağa başladı. Bunlar, Liege kalesinin alhnı üstüne getiren Alman ağır toplarıaın meş'um şimşekleri ve gürültüleri idi. Çok geçmeden Liege'in düştüğünü ve Belçika kıtaatının her tarafta ric'at ettiftini öğrendik. Mevkii müstahke min betonlu ve zırhlı istihkâmlan, Ludendorff'un merhamet»iz çelik çizmesi altında tuzla buz olmustu. Askerlerimizin o kadar cesaret ve sebatla mndafaa ettikleri Namur kaiesi, şimdi, arhk bîr taş ve demir enkasından ibaretti. Her sabah, kiil reakli Alman dalgasının, önüne durulmaz, zalitn bir »el gibi ilerliyerek yafclaşıtığını ha ber alıyor; fakat hayret ve dehşetten donmuş bir halde köyümüzde kalı yorduk. O menfur »ivri uçlu Alman serpuslarının nihayet bir iki gün sonra, köyümiize gireceklerini dü fünmekten bîle âciz idîk. Bir sabah, küçük bir eşek arabası evimizin karşısındaki yolun üstiinde durdu. Arabanın içinde karmakanşık bir »ürü ev eşyası dolu idi. Arabayı, uzun boylu genç ve giizel bir köylü kadin sürüyor, iki küçük çocuk ayaklannın dibinde sürünüyordu. Zavallı Itadın, fözleri yorgunluktan, hummadan kızarmış, dişleri ıstıraptan kilrtlenmiş bir halde kapt mızı çaldı: Allah aşkına çocuklarana biraz yiyecek veriniz. Param olmadığı için karsıhk olarak size if göreyim, dedL Kadınla çocuklanm mutfağa al dık. Annem, nemiz varsa önlerine koydu. Kadm, aakere giden kocasından hiç bir haber alamamıştı. Köytt topçu aeşitle yanmif, yıkılmıştı. Düştnamn önünden kaçarak üç gündür çocuklarile beraber yol yürüyordo. Ekmek alacak parası yoktu. Yolda kendisine Ypres'te başmı sokacak bir yer ve yiyecek bulabileceğini söyle miftlerdi. Bu kadm köyümüze gelen ilk mu hacir idi. Arkasradan, bitip tiiken mek bilmiyen bir muhacir kafilesi sökiin etti. Köy, bütün muhacirler, a | Doğru değil mi? tlâç fiadan Eczacılar yüzde 15 ucuz ladığını söylüyorlar Farmakologlar birligi rei*i Ali Rıza Bey, fazla mesguliyetini ileri sürerek vazifesmden istifa etmiştir. Birlik idare heyeti çarş&mba günü toplanacak ve yeni reisi intîhap edecektir. Riyasete en kuvvetli namzet, Ticaret Odası ikinci reisi eczacı Necip Beydir. Birlik, ecza fiatlan tarifelerinin süratle tatbıkım temin için Sıhhat Vekâleti nezdmde teşebbüsatta bulunmuisur. Birlik ikinci reisi Mustafa NaJl Bey, ecza fiatlarmdaki tenezzül dolayısile üâçlann eskisine nisbetle ucuzladığmı, fiat tenezzülüntin yüzde on bes kadar olduğunu söylemiştir. fieraet kararı 1931 »enesi k&nunuevvelinde bir kömür tesellümü meselesinden mahkemeye sevkedilen Seyrisefain levazım »ub«si kömür kısmı âmiri Hamza Beyle arkadaslan haklnndakî muhakeme 3 nisan 1933 de neticelenmis ve Hcmci ceza mahkemeainde müddeiumuminin talebi üzerine cümlesî^in beraetlerine karar verilmî^tir. Hâl icin istikraz ihsao B. ve arkadaşlarının beraeti Heroin imalâtt ve eczaedar Heroin imalâtının hükumet inhisarı altma almması için farmakologlar birliği tarafından teşebbüsatta bulunulduğu yazılmıştı. Türk farmakologlar birliği ikinci reisi Mustafa Nail Bey, bu haberm doğru olmadığını, Sıhhiye Vekâl«tinin bu işlerle lâzım geldiği kadar me^ul olduğunu, ayrıca eczacılar tarafından bir müracaate lüzura görülmediğini söyleımistir. Dün, Sultanahmet birinci sulh ceza mahkemesinde ecza ihtikân yapmaktan suçlu Alber Niyego, Daeat Dırrfıryan, Sahak ve Paausyan Efendilerin muhakemesine devam edil * miştir. Yapılan teftis netice»inde işten el çektirilerek haklannda lüzumu muhakeme kararı verilen Darülâceze •«rmüfettisi thsan Bey ve rüfeka sına att birinci ceza mahkemesinde cereyan etmekte olan dava brtmis; thsan Bey ve rüfekannın beraetle rine karar v«ribniftir. Bundan sonra muvakkat hal binasina ait keşif, plân ve sartnameler hazar ol* duğundan gene halin fazlai varidata karsılık gösterilmek surelile malî bir müesseseden iki yüz bin liralık bir istikraz akti hususunda makanun istediği müsaade münakaşa olundu. Karşüık^göste • rilerek yapılacak istikrazın, Belediyenm sahsiyeti manevinesina darba olduğu, kapitülâsyon; devîrlerine ait bu sakim adetlerin Cumhuriyet hükumetince koparüıp atıldıgı söylendi. Neticede; karşılık gösterVmesi kaydi kalkmak sartile ist3oaz aktine müsaade verilmesi tasvip olundu. Araîiac! Abbas'ın muhakemesi Şeker bayrammm öçüncü günü Unkapan'mda arabacı Mahmud'u öldü ren arabacı Abbas'la, bu cmayeti koIaylantırmaktan suçlu Musa ve kavgaya sebep olan hamal Halid'in tnuhakemelerine dün Istanbul Ağirceza mahkemesinde başlanmışur. Suçlulardan ilk iktn mevkuf, diğeri gayrimevkuftur. Katil Abbas reisin: S « ı Mahmud'a öldürmüssün? Sualine cevet» eevabmı vererek kendi ifadesine nazaran mudafaai nefs çeklinde cereyan eden hadkeyi aolath. Suçlu Musa Abbas'a yardım ettigin! înkâr etmiş, Halil de kavgaya sebep olmadığmı sövlenristir. Dinlenen şahit • lerden bir kısmı hâdiseyi anlatü, bîr kısmı malumatlan olmadığını söyledi ler. Muhakeme, ge'miyen sahitlerm celbi için başka güne kaldı. Profesör Malş Darülfünunun ıslahı isleri ile uğraşmak üzere çagınlan profesör M. Malş 2 mayısta Istanbul'a gele cektir. Adsız kahraman: Kavaklı Osman! I Baçmakaleden mabaiU mahkeme azası olup bu içleri hatta dürSstlükle ve muvaffakiyetle ifa etmiş her hangi bir fani değildir. Osman kendi yüksek Türk hüviyetmi buhassa tstiklâl cidalinde gösterdi. Vatan tehUkeye düstüeü zaman Osman bütün mamelekini hîçe sayarak ön cepheye atılan lardandı. Memleket felâketlerin en buyüğüne uğradığmda O*man Balıke•ir'de Kuvayi mllliye merkez heyetinde çalifiyordu. Yurt için hiç bir fedakârIıktan çekinmemif olan bu aziz arkadaş, o bavalinin ^gali üzerine Eskue • hir'e hicret etmişti. Hayır, yanlıç »öyledim, bicret degfl, ricat. Osman vatanın kurtanlman kavgasmda ileri git mif, geri çekilmiş, fakat yegâne ümit olarak gözlerini hep yurdun kurtulmasına ve düsmanın kovulmasma dikmif bir ordu parcası olmuftur. O, o buyük fırhnada hiç kmhnıyan kuvvetli bir dalga idi. Köpürerek hamle eden, »abnarak geri döner., fakat tekrar ileri atdmak için her oldnğu yerde daima kaynıyan bir dalga. tşte, kardeşim, şimdi ölumS bize ya* olan Osman budur. Bu acıkb ölüm haberi beni de sardı. Şimdi hep beraber Kuvayi milliye zamanlannın ölüm dirim savaşLannı anarak vakın ve yüksek taribimizden mazim ei oldaga kadar istikbalimizi de parlatan nordan havat selâleleri fıskırtıyorduk. Dört senelik öldüriicü barpler • den sonra kancıklıkla silâhlan eünden altnmıy bir millet, hayatma kahpece •nikatt olundugunıı gördügS zaman nasıl ve ne kadar asil ve hakh bir biddet ve heyecanla avaklanmışb. Büyük Başbuğumuz Ulu Gazi bu özKi hamurdan ortaya nasıl canh siperler, kaleler ve ordnlar çıkarmısa. O ne u M ve Oâhî bîr hayat ve bareketti... Hac*m MuhitHn Bev yüksek değerhliklerini yakından büdifi Osman'a yanmakta haksız değildi. Osman, ölündye kadar bütün varlığını vatan işine, nokı siperinde nöbet bekliyen bir nefer gibi bağlamış, onun dikkat ve fedakârhğüe çalısmaktan bir an bile geri durmamışn. Söz arasmda' Hacirn Muhittm Beyî Serbest fırka hücâyesini buirsiniz. Husnu niyetle başlanan bu iş, bütün propagandalara rağmen, Osman'ı bir kere doğru bfldiği yoldan kıl kadar saşırtamadı. O memleketm sdâmetinî miljetin birlİRİnde görmuştS. Gazi Türkivesmm benim bahmduğum köşesinde fırka adını taşıyacak bir tefrikava hayat haHcı olamaz demiş ve kesmişti, Diye anlath. Ba kadar aziz bfldiğiniz bu olünün hiç ohnazsa bana resmini verebHseniz.... Dedim. Arkadaşlar biribirlerinm yözlerine bakıshlar. Acaba Osman'm resmi var mıvdı ? Onu araştırmalanna ve eğer bulabilirlerse bana getirmelerme karar verdik... Adsız kahramamn haydi hazır bir resmi bile yoktu, o bile ha deyince kolaycacık bulunamıyordu! YUNUSNADİ Mançukuo hukumeti bu mutenarrSc mevaddn» Mançuri've ait oldurunn iddiı •derek vagonlan Siberya'ya götürmee* tesebbüs eden Sovyet memurlan hakkmda tak<bat ierasma başİKnmıştır. Mn cukuo hukumeti Siberya hudutlarmda Ekmek met'eleri Sovyet memarlanmn pasaport ve gümEkmek meselesi hakkmda Sıhhiye enrök kontrola yaptdcian MançuH tstas • cümeni mazbatası okundu. Ekmeklernı yommtm Mançuri 3e alâkastBİ kesmis randıman, rutubat ve saire gibi vasıflan ler ve Rusya'nm sahfl eyaleti fle garbt münakaşa edfldi. Fakat meselenin ehemSiberya arasmdaki muvmsalayı da inkıtat miyetfrte binaen bu iş hakkmdaki kat'î ugratmulardır. Ba kâfi değTmiş gibi Jakarann gelecek içtima devresine bırapon'lar Sovyet reiimi altmda bulunan kılması münasip görüldü. simalî Mogolistan'm garp eyaleti olan Bütçe encümeni mazbata muhaıriri Kîrjran'ı besinci eyalet olarak MançuAbdü'kadir Ziya ve Hesabı kat'î encüri'ye ilhak etmislerdir. meni mazbata muharriri tsmaü Şevket Japonya'nm bu hiç beklenîlmîyen bir Beylerin fazla mesailerine binaen ken zamanda Sovyet menafüne ve nüfuz dOerine Bcramiye verilmesi tasvip olunmmtakaUrma karşı tecavüze geçmesindu. de dahi Ingütere tarafmdan yapılaa teş Teşrhnevyelde tekrar içtima edilmek vik^erin müessir oimuş bulunması mtbns üzere rfsan devresine nihavet verildi. haricinde değildir. Bondan başka Ja poniann nimresmî matbuahnm Rusva'ı yı harbe hazırlanmakla itham etmekte ' olmast, Japoniann. yeni taarruzlara a» min haznIadjk^arma delâlet edebüir. tstanbul belediyesi taraf ından celMUHARREM FEYZt bedilen su mütehassısı M. Fenner dünden itibaren su fîrketiade ise başlamıştır. SelhDır İsleri Su mfltehassısı işe başladı Tarih Encümeni Rus bilginleri şerefine Ankara'da ziyafet Yann Ankara'da fevkalâde bîr içtima yapılıyoı Türk Tarih eneüm«nînm yann için Ankara'da fevkalâde bir içti maa davet edildiği haber almmış tn. Bu maksatla eacümenm sehri mizde bulunan azalan Ankara'ya çağrunuşlardır. Darülfünun Eedebiyat fakiiltesi reisi Muzaffer, Köprülüzade Fuat, Ağaoğlu Ahtnet Beyler bugünkü trenle Ankara'ya gideceklerdir. Enciimenm yannki içtimaında azadan her biri kendisi tarafından hazırlanzms olan mevzulan bildhecek, bu mevzular etrafmda müzakere cereyan edecektir. Tahl siye şirketi hakkında şayalar Yeni tahllsiye şirketinin i»e baslamasının teehhura uğrıyacağı sayi olmustu. Tahlisiye umum müdürü Necmettin Bey sayialann doğru olmadıgını, isin kanunî ve tabiî cnec rasında yürüdügünü söylemiştir. Yeni sirket mukavelesini, hali hazrrda faaliyette bulunan bütün Türk tahJisiye müesseseleri imzaHamıs lardır. Mukavele tasdik edilmek üzere Heyeti Vekileye takdim olunmu*tur. ttm ftnglnTert (Snmlerl) sereflne ve rflen zlyafeft* alınmıç Mr realm Ankara'da bulunan Rus dil büginleri (âlimleri) profesör Marr ve Samoyloviç, Türk tarihi ve Türk Dffi Tetkik Cemiyenni ziyaret etmişler, her iki cemyetin çalışma yollaruu ve tezlerini tetkik etmislerdir. Tarih ve dil işlerine hususf bir alâka gösteren Reisicumhur Hz. nin huzurlannda bu tetkiklerden edindik • leri intibalan izah etmişler, gerek Ankara'da bulunduklan sırada kendüerinin bu çalışmalarla ne yolda alâkalanacaklan, gerek ileride kendüerile ve Rus bflgi müesseselerüe Türk bflgi âlemînin ne yolda münasebette bulunacaklan hakkında müsbet kararlar alnuşlardur. Prof. Samoyloviç aym on sekizinde Ankara'dan aynlacakbr. Prof. Marr, daha bir kaç hafta kalacakhr. Haridye Vekili Tevfik Rüştu Bey, Rus âlimleri şerefine Ankarapalas'ta bir öğle yemegi vermiştir. Yemekte muallim Afet Hammefendi, Maarif Vekfli Reşit Galip Bey, Cumhuriyet Halk Fır> kası Umumî Kâtibi Recep Bey, Riyase* ticumbur Umumî Kâtibi Hikmet Bey, Cumhuriyet Halk Fırkası Gnıpu rws vekili Ali ve Cemil Beyler, Sovyet Büyük Elçbi M. Suriç, B. M. M. haridye encümeni reisi Mahmut, Hariciye MıNs* tesan Numan Beylerle Sovyet elçüiği erkânı, Türk Dili ve Türk Tarihi Tetbik Cemiyetleri reis ve azalan, Maarif Vekâleti Talim ve terbiye heyeti reis ve azalan hazır bulunmuslardır OaftmrdlarODlkta Mal.ye MLsteşarının iaaliyeti Maliye Müsteşan Ali Rıza Bey hergün Defterdarlığa gelmekte ve defterdarlıkta yeni yapılacak teşkilât'a alâkadar olmaktadır. Yeni teşküâtla merkezde üç müdiriyet teskil edilecektir. Bunlardan biri kontrol, diğeri varidat, üçüncüsü d e memurin islerile meşgul ola caktır. Şehrimize gelen isviçreii talebe Bir kaç gün evvel şehrimize gebniş olan Isviçre'nin Nösatel Darülfünunu temsil şubesi mensubu talebeler önü • mözdeki sah günü Galaatsaray'da, perşembe günü de Darülfünun konferans salonunda üri temsil vereceklerdir. tsviçreli talebe ile birlikte celen profesör M. Baver de bugunlerde Darülfünun konferans salonunda bir konferans verecektir. ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: