SOfS Bana kaiırsa Teknokrasi Bir gün gelecek ki, diyorlar, koca bir fabrikayı işletmek için bir tek adam kâfi gelecektir; başka ne bir makineci, ne bir işçi, hiç bir insan yardtmına lüzum kalmıyacak. Mümkündür. Hatta makinenin kendi kendini işletmesi ve içinde hiç bir adam bulunmıyan fabrikalann otomobil veya konserve çıkarmalan da mümkündür. Böylece, makinenin insan düşmanı ol • duğu ve işsizliği çoğalttığı iddialan arfak son vesikasüe isbat edilecektir. Ve arfak buhranm mikrobunu bulmuş ve adını koymuş olacağızt Fen! Değnmİ? Hayır. Tersine. Yeni kelimelerin eski âşıklan olan Amerika'hlar, şimdi cinsî cazibe dediğimiz seksapel kelimesini bıraktılar ve fen adamlannm hakimiye • ti, idaresi manasma gelen yeni bir keIimeyi dillerine doladılar: Teknokrasi. Ne demek istiyorlar? Şunu demek btiyorlar id artık bu dünyayı mazinin adamlan idare edemezler; ister demokrat ve kapitalist, ister faşist, ister ko • münist olsunlar. Fakat, Octısatçılardan ve fen mühendislerinden mürekkep heyetler, tamamile flmî bir kafa ile, istatistiklere dayanarak dünyayı çekip çevirecekler, zamane belâlarmın önüne geçeceklerdir. Altı aydanberi bu Teknokrasi kelîmesi, Yoyo salguu gibi modadır. Andre Maurois bu cereyandan bahsederken diyor ki: <Her mütehasuı ihttsasınm chtmmiyetini mubalâğa mder. Bir dişçiye gidiniz, dişlerinia, bir boğaz doktoruna gidiniz, boğaztmzt, bir iktuatçtya gidiniz, »ermayenizi tuçlu çıktr rtr.* Fen adamlan da her işte feım! kusur bulacaklardır. Hatta, huysuz bir ev kadınmın ruhî buhranlannı da beDd soyle izah edecekler: Pek tabüdir, diyecekler, çünkü elektrik s&pürgesi kullanmryor! Bu manzara karşısmda: cÇok ş8 • kür, bizde ne fen, ne de sanayi var!» Diyebilir miyiz? O halde Sahrayi Ke • bir'de yaşıyanlar, ADaha bizden daha çok şükredecelderdîr. PEYAMİ SAFA ^ Borcumuz 940,193,000 frank olarakkabu! edildi Yeni itilâfname Meclisin bu içtima devresinde tasdika arzolunacaktır Parls 24 (A.A.) Sabtk Osmanlı fmparatorluğunun taksun edilmiş düyunu umumiyesi konseyi tarafından vaki tebliğe göre 22/4/933 tarihinde Paris'te imza edilen hilâf 962 milyon 632 bin frankhk itibarî bîr sermaye için yeni Türk düyunu Cahvilâti ihdas etmektedir. Bunun 940 milyon 193 bin frangı Osmanb düyunu umumiyejinde Türk hisse «ini gösfermektedir. 22 milyon 443 bin frangı Türkiye'den olan diğer alacakhlann tesfiyesi içindir. Yeni »ahvilât her biri 500 frankhk yüzde yedi buçuk faizJi olup bu faizin yenisi her altı ayda bir kabili tediye bulunacaktır. Faizin 1875 franktan ibaret bulunan ilk kuponımun vadesi 25/11/933 tür. TahviIIer hamillerine muhaırer olacak, on sene zarfında tahvil edilmiyecek ve Fransız frangı ve koıuey tarafından liizumu gorüldüçü vakit serbestçe tayin edi* lecek diğer ikinci bir para ile tediye edileeektir. Yeni emisyon satin alBia ve yahut keşide suretile azatnî elli sene itfa edilecektir. Tesviye tam ifaya kadar senevî 700 bin altan Türk lirası taksitlerle yapılacakhr. Bu taksitler tstanbul, Galata, Hay darpaşa gümrüklermm gayrisart varidab karşıhk gosterihnek suretile tekeffül edümiştir. Türkiye taksite 1/6/933 tarihinide başlıyacaktır. Şimdtki bütün Ocmanlı esbamı Türkiye'ye isabet eden alacak bisseleri için yeni tahvflât ile mübadele edilecektir. HâmiIIerin diğer borçhı devletlere terettiip eden hisselerden mütevllk haklan mahfuz k*lm*ktadır. Mfibadele Lozan muahedesinin 49 uncu maddesfle derpiş edilen komite tarafından Germain Martikin hakem mStalean üzerme ve her istikraz tipi . nin hususiyetleri gouyrunda totulmak *uretOe tesbit edflecek esaslar Ozerine yapuacakhr. Türkiye M. M. Meclisi yeni itilâfı bu içtima devresi zarfmda tasdflc edecektir. Anadolu Ajansmm notu: Yeni fanzalanan itilâfname bu içtima devresinde B. M. MecUsinin tasdikine arzolu • nacakhr. tblâf muteakıben hâmillerin kabuKme tevdi olunacaktır. Bu kabul şimdild Osmanlı eshamından beheri için takriben 6 veya 7 franDak istisnaî bir tevzi yapılması suretile tesbit edilecektir. Yeni itilâfm tafsilâh bir tarihli konteyin 1933 malî senesi için tanzim ve hemen neşredilereği raporunda ve tasdüri müteakıp hâmillere yapacağı tebIiğde mSnderiç bulunacakhr. Kırcaali mutasarrıfı «bu, Edirne Bulgar konsolos hanesinin taşlanmasına cevaptır» demiş IBirinci sahifeden mabatt) Bulgaristan'lı iki kariimiz gazetemize gönderdikleri bîr mektupta bu facia hakkmda çok sayanı dikkat malumat vermektedirler. Bulgar'larm Rodnazastita cemiyetinin tecavüzüne ugramamalan için yazan lann isimlerini saklyıarak mektubu aynen dercediyoruz: «Kırcaali'de asılan zavalh vatan dasımız hakkmda gazetenizde çıkan fıkrayı okuduk. Bu fıkra bir Bulgar gazetesinden naklen ve biraz geç yazıl • mıs olmakla beraber gene acunıza biraz su serpb*. Yiımi gün evvel vuku bulan bu eljm hâdisenin Türkiye matbuahnda bu ana kadar makes bulamamasını teessürle karsılamıştık. Çünku Türkiye matbuatı biz vatan haricinde kalan Türk'ler için pek kıymetli, manevî bir istinatgâhhr. «Cumhuriyet» te bir Bulgar gazetesinden naklen y a \ a n fıkrayı okuyunca facianın hakikî mahiyetmi bHdirmeyi vedbe addettik. Mesele şudur: Martm otuz birind günS Mestanh sosesine yakm Sağırlar köyü civarmda şoseye yakm bir yerde agaca asıh bir adam görülür. Bu adamın boynunda bir yafta, yaftada da şu yazdar vardnr: <Cezastm balan bir şakidir. K. S. T. den> tavsif ettikten sonra diyor ki: «Başka milletlerin hukukuna teca • vüz derecesine varacak kadar müsamaha hudutlannı taşan bir milliyetperverlik, şovinizim derekesine düşer ve d e v letle milletin kapısını kırar. Bulgaristan bütün dünyada ekalliyetlerin hukukuna riayetle meşhur bir memlekettir. Bulgar olmıyan Bulgar yurttaslanna karşı her tecavüz, ecnebi hakimiyetinde bulunan Bulglar'Iara karşı bir tecavüz sayılır; çünkü bu hareketin neticesi, onlan himaye etmek istiyen Bulgar hükumetinin ellerini bağlamak demektir.» Bu hakperest gazete, bazı Bulgar nıflliyetperverlerinin caniyane hareketlerini tenkit ettiği gibi Razgrat hâdisesine mâni olmamış bulunan »"»t'BT1! hükumeti de itham etmekte, fakat her memlekette olabilecek olan bu kabil şayanı teessüf hâdiselerin Bulgar Türk dostluğunu bozamıyacağmı ilâve etmekte • dir. Kırcaali'de asılan Türk TjiEM NALÎNA! MIHİNAİ Üayrak sevgisi! «BayTak, vatanın, devletin tîmsalidir. Bayrağımızı sevmek, ona hür« met etmek vazifemizdir. Koskoca bir müessesenin uzerinde yansına kadar yırtılmış bir Türk bayrağmın sallanması, o şanlı timsalin şerefini hiçe saymak demektir. Vatanın ve devletin şerefini hiçe sayacak kadar gafil ve cahil olanlara ise, bayrak •aygıat ve sevgisini oğretmek devletin bir vazifesidir. Bu vazife yapılmalıdır.» Yukanki satırlan, gene bu sütunda bir buçuk iki ay evvel okumuştunuz. 23 nisan bayramı günü, tstanbul ve Beyoglu sokaklannda dolaşırken gördüğüm yüzlerce bayrak, bu sabrlara kimsenrâ kulak büe asmadığmı isbat etti. Avuç ici kadar bayraklar, kirli ve buruşuk bayraklar, kırmmsınm boyası beyazma vuımuş soluk bayraklar, ywtık pırtık bayraklar, iğri büğrü bir değnek parçasma geçirilmiş bayraklar karşı • smda hem kızdım, hem utandnn. Herkes için bayrak asmak mecburî değildir. Fakat asınca, insan gibi, medenl ve miDiyetperver insan gibi bayrak asmak mecburidir. Bayraktan başka her seye benziyen o kirli ve yırhk bezlerl asmaktansa hiç asmamak bin kere müreccahfar. Hiç obnazsa millietperverliğhniz, bayrağa hürmetuniz ve sevgi miz, varsa da yoksa da içimizde gizfl kahr, caddelerimkin üstünde ve binalarunmn cephesinde böyle kirli ve a* tandmeı bir şekilde smtmaz. Müliyet perverlik temiz ve kutsî bir duygudur, boyle Irirli bayraklarla ifade edflmez. tstanbul'da, gençliğin milliyet aşkmî kanunun müsaade etmediği şekilde izhar etmesini takbih ve menedenlere, nizhn ve kanunun, müliyetperverliğBi boy* le kirli ve bayrağa hürmetsizlik eder bir şekilde tecelltsini de menettiğini ha • briatmak isteriz. Bayrağa karşı gösterilegelen mubalâtsızlık karşısmda hüku > met, bayrağm şekli, büyüklügü, gün • deri, ne zamanlar ve ne suretle çekfle* ceği hakkmda bir kanun, bir usul ve nizam koymuştu. Bunlara riayetsizlik te kanuna riayetsizliktir, fazla olaralc mfllî duyguya, millî bayrağa hürmet • sudiktir. Kammlara karşı gelenler için konulan cezalarm bir fazüeti tebriyet • karisi vardır. tşte kanunlarm bu terbiye verid faziletinden istifade etmek ve bayram günleri temiz ve güzel Türkiye Cumhuriyetmi temiz ve güzel bayraklarla temsil ettirmek Iâzımdn. Bu, bir millî vicdan borcu ve bir kanun emri* dir. Iki Türk gazetecisi Razgrat'tan kaçh 20 nisan günü Razgrat'ta Bulgarnar büyük bir miting tertip etmişlerdir. Hükumet meydanmda toplanan halka Grigor Tenekeciyef ve Yordan Hrinof, tvan Hristof nutuklar soyliyerek Bulgaristan'daki Türk gençliğinin de Bulgarlarla beraber c|^uğunu, türkçe «Karadeniz» gazetesi basmuharriri RazgratTı Arif Nedp ve cDeliorman» gazetesi Daşmuharriri Necmettin Beylerin Türkleri tahrik ettüderini söylemişlerdir. Halk sükunetle dağıhmş, fakat vazi yetten korkan Arif Nectp ve Necmettin Beyler Razgrat'tan meçhul ba semte kaçmışlardır. Kurtulan lngiliz Mühendisleri Dadya zelzelesi Ve tesirleri Londra'da büyük mera İtalyan adalarmda hasâ simle karşılandı rat ve telefat oldu Londra 2 4 ( A J L ) tngOiz, mfinendisleri dün akşam Londra'ya geldiler. Kendilerinî getiren tren istasyona girdiği zaman halk aDaş koparmıştir. Kadmlar, çleefc buketleri vermitlerdir. Millt marş çalmmıshr. Mühendislerin aDeterine kavusmaian müessir aahnelere Tucut vermiştir. Hepti de memleketlerine avdet ehnis olduklanndan dolayı bahtiyar olduklannı, yalntz iki arkadaslannı arkada bnrakmiş olduklan cihetle müteessir bulunduklarnu «oylemişlerdir. Londra 24 (A.A.) Sovyet ticaret tnümessüligi erkânı Pa'#, Berlin, Var • şova tariküe Rusya'ya dönmüslerdir. Sovyet tefiri kendilerini ntasyonda nğurlamıştır. Sefir kendisme bir takım stıaller so • tan gazetecilare beyanatta buluntnaktan eekinmi&tir. Londra 24 (A.A.) tngiitere'nnı Moskova «efiri Sir Ovny, Wicker« mü düril Sir Feliz Pole ve Moskova'dan avdet etmis olan dort mühendij, bu «abah Hariciye Nezaretine gebnisler ve orada evvelâ Sir John Simon ve sonra şima'î Avrupa şubesi müdürü tarafmdan kabul edilmiflerdir. Roma 2 4 (A.A.) Adalar denl zrâde ttalya'ya ait 12 adada vuku bulan ve 3 0 «aniye devam eden şiddetE bir zelzele bir takım kimselerin olmesine ve bazı hasarlara sebebîyet vermistir. Zelzele merkezinin Anadolu'da olduğu tahmin edfliyor. • *• Rasatane müdürü Müderris» Fatin Bey Dadya zelzelesi hakkmda da şu izahab vermistir: c Rasatanemndeki sismograf aleti bu zelzelenin saat sekise bir dakika lcala vuku bulduğunu kaydetmiştir. Bu zelzele geçen sene Yunanistan'da vu • ku bulan zelzelelere yakm şiddettedir. Zelzele, tahtelarz bir takun de • gisodiklerden fleri geien bir hâdisedir. Bunda bir fevkalâdelik yoktur. Daima olabflir. tstatistiklere göre, zelzele hâdiseleri eskisine nîsbetle fazlalaşmış degfldir. Ortada endiseyi mudp olacak bîr gayritabiflik yoktur. Son zelzele merkezinin tstanbul'a s3mulü olamaz. Bu zelzele ırtmtalraşm», tstanbul dahfl değildir. Mevcut sismograf aletimiz vasat kuvvettedir. Bir kaç aya kadar Rasatane • mize asrî ve mükemmel bir sismograf getirtflerek en uzak mesafelerde vuku bulan ve insanlar tarafından hissedilmiyen zelzelelerin de tesbiti temin olunacak ve bu suretle çok faydah ümî tet • kikler yapılabüecektir.» Gazi Hazretlerinin teşekkOrleri Bir tefsir meselesi Ankara 24 (Telefonla) Bütçe fencümeni askerî ve mülkî tekaüt kanunu ile askerî ceza kanununım mah~ kumiyet balinde tekaüt hak ve maaslannm ziyaını icap ettiren hükümlermin tefsiri hakkmdaki tezkereyi mfizakere ve tefstre mahal oltna * dığına karar Varmiştir. Hususî hastaneler Iftyihası Ankara 24 (Telefonla) Adliye encümeni husus! hastaneler hakkmdaki lâyihayı müzakere etmiştir. Encümen lâyihanın mahkemelerin salâhiyetleri ile temyiz hakkmdaki hfikümlerini kaldırarak bu husustaki ahkâmı nmumiyenin cari olmasını muvafik bulmuştur. isveç grupu iran'da da demir yolu yapacak tstanbul 24 ( A . A . ) Memleketkmz dahilinde Irmak FOyos ve Fevzipasa Diyankebir hatlannm msasını deruhde etmiş olan İsveç Dammarka grupunun bu kere tran hükumetile, tran'ı baştan basa katedecek olan 950 küometrelk bir simendifer msası için bir mukavele akteylediği istihbar olunmustur. tnşaat takriben alu sene devam edecektir. KırcaaH mutasamfma haber ve • rilir. Mutasamf ile müddeiumumî oraya giderler. Adam asıh oldugu yerden indirflir. Uzerinde tfirkçe ve bukjarca bir takım vesaik bulunur. Türkçe vesika oradan gecmekte olan bir Türk'e okutturulur. Bu vesikadan asılan ^«""» Tekirdağı'nda 131 numarah hanede mukiın 30 yaşlarmda Yusuf ldris olduğu anlasıhr. Bu kâgıdı vesair evrakı mutasarnf alır ve adam hemen defnedilir. Ce»edin boynundaki yaftada görülen K. S. T. harfleri (Trakya ktmlâs komitesi) terkibmrâ Ok harfleridir. Bu hâdise ora Türk'lermi heyecana getinr. Ertesi gfin iki Türk meb'usla Cemaati tslâmiye reisi ve müfti vekfli mutasarnfa giderler, ktilâmda bulunurlar. Mutasamftan şu cevabı ahrlar: «Bu hâdise, Edirne'de Bulgar konaolatotmtun taflattmaama Trakycth" larm bir cevabtdv. Maamafih canilerl takip ediyorutn.* Dün Çocuk Haftasmm ikinci gfmü Heyet bu cevabı kabul etmekten basidi. Bu münasebetle Halkevmde çoka bir şey yapamıyacağmı görerek döcuk bakımına dair bir konf erans vener. rilmistir. Mesele bodur. Tabiî bugüne kadar Bugün saat üçte Halkevinde mama ne yakalanan, ne de takip edilen vardır. ve mesme çocuklan arasmda ayn Zaten buralarda Türk'Iere kanja reva ayn birer gürbüzlük müsabakası yagörülen hangi tecavGzün, hangi cinapılacak ve kazananlara mükâfatlar yetin faüi yakalannusbr İd bunlar yakaverilecekth*. lansm? Müsabakaya çocuklarmı kaydetTürk'Iere karşı irtikâp edOen bütün tirmek istiyenler bugün saat 2 b u * cüriimler ve cinayetler gibi bu da, takip edilmedi. Takip ve taharriye ne çuğa kadar Halkevi merkezinde ha* hacet? FaıHer idam hükmünün altmı zir bulunmalıdırlar. imzalamnlardı. K. S. T. (Trakya istmlâs komİtesİ) Ankara 24 (A.A.) Riyasetkum • demektir. hur Kâtibi Umumüiginden: Facia kurbanmm Türk tebaası olduğu Reisicumhur Hazretleri 23 nisan bayda soylenmektedir. Fakat uzerinde çırammı kutluhyan zatlara, cemiyetlerekan evrakı goren veya okuyan yok ki ve Belediyelere sevinç ve tesekkurle . kimin nesi olduğu anlasılsm. rinin iletilmesine Anadolı^ Âjansını tşte biz zavalh Bulgaristan Törkietavsit buyurmuslardn*. rmin çektiğimiz çüelerden, maruz kal dığimra türlü türlü tazyiklerden ufak bır nüıuune. Ankara 24 (A.A.) Basvekfl İ» • Belki yann o iki Türk meb'usu ve met Pasa Hazretleri 23 nisan Hâkhniyeti cemaat reisi ile müfti veldli mutasarnfa Miiliye bayramı dolayuile aldıklan tebgttmediklerini ve yahut mutasamfm riklere cevap vermek mümkün^olma • böyle bir şey soylemediğini, hükumetin dığından mukabil tebrik ve teşekkürlehâdiseyi kemali ehemmiyetle takip etrinin bildırilmesine Anadolu Ajansmı tiğini yazarlar, bu yazdıklanmızı tekzip tavsit buyurmuşlardtf. ederler. Ama bunun ve buna benzer tekziplerm ne gibi tehdit ve tazyik alfanda yazdmldığı düşünülemez mi? Derin saygılanmızı sunar ve göste Ankara 24 ( A . A . ) B. M. MecBsi. rüen alâkadan dolayı tesekkürlerimizi takdim ederiz efendim.» Reisi Kâzım Pf. Hz. 23 nisan Haknmyeti miliye bayramı ve Çacuk Haftası. münasebetüe memleketin her tarafmBir Bulgar gazetesi hâdiseye daki mülî tesekküllerle müessesat ve bir çok zevat tarafından vaki tebrikâta. bu ismi veriyor ayn ayn cevap vermek imkânsızlığı. «Demokratiteçki Sgovor» isimli Bulkarsısmda mukabil tebriklerile tesekkürgar demokrat birliğinin nasiri olan galerinin iblâgına Anadolu Ajansuu tavzete, Razgrat'ta Türk mezarkğına karşı sit buyurmuslardır. yapılan hareketi «cinayet» kelimesile Tevfik RGştfl Beyin beyanatı Sofya 24 ( A J L ) Cenevre'ye gi. derken Filibe'de Başveldl M. Muşanof ile görSşmüş olan Türkiye Hariciye Vekfli Tevfik Rüştü Beyefendi, dün öğle. vakti Sofya'dan geçmiştir. Razgrat Türk mezarhğı hidisesi hakkmda sorulan suallere Tevfik Rüştü Bey su suretle cevap vermişitr: « Hâdise hallediuniştir. Fakat ba vak'a gösteriyor kJt Her iki hüjgnnet kendi topraklarmda komşu memleket aleyhme yapılan veya yapıhnası muhtemel olan propaganda ile mücadele etmek mecburiyetindedir.» Tevfik Rüştü Bey,flrimemleket armsmdald dostluk bağlarmı daha ziyade sıklaşürmağa çahşağaguu soyliyerek sözlerini bitirmiştir. Çocuk Haftası Heyeti Veküenîn Dünkü içthnaı Ankara 24 (Telefonla) Heyeti Vekile bugün ö>leden sonra toplandı. Bu içtimada haricî mesail etrafmda müzakere cereyan ettiği tahmin olunmalrtadır. Bursa Mudanya hattında bir tren kazası Bursa 24 (Hususî Dün Mudanyâi dan gelen poata treni Muradiye ci" varma geldiği zaman bir vagonun tekerlek dmgili kmhmş lokomotiflet yolcu vagonlan arasmdaki dort yükv vagonu yoldan çıkmışhr. Kazaya yetişen imdat treni vagonlan kaldırnnş hat açılmıştır. Lokomotifle yolcu va , gonlarma bir şey olmamışbr. Mnta Ankara Halkevinde evvelki gece veriien müsamere Ankara 24 (Telefonla) Halkevinde dün gece veriien müsaraere çok güzel olmuştur. Enver Behnan Bey meclisin nasıl kuruldrığunu an laimış, lshak Refet, Enis, BebJç, Yahva, Saim Beyler birer şiir oku mv^ir, bundan sonra Mete piyesi temsil olunmustur. Toplantıya Gazi Hz. nin 23 nisanda Meclisin küşadı münasebetüe bütün vilâyetlere yaptığı tamim ve gençliğe hitabesi okunarak nihayet verilmiştir. ismet Pş. Hz. nin teşekkOrleri Perşembe gönö verilecek konferanslar Zehirli gazlerden korunma çare « lerine dah* Fen Fakültesi müderrislerinden doktor ömer Şevket Bey tarafından verileceğini yazdığımız ikinci konferans perşembe günü Da 4 rülfünun konf erans salonunda verilecektir. Konferansta zehirli gaz lere karşı maskelerin nasıl kullanı lacağı da projeksiyonla gösterile • • cektir. Herke&in dinliyebileceği ba konferansa saat on altı buçukta baslanacaktır. Konferann müteakıp Fakiiltenin madeniyat müderrisi Hâmit Nafis Bey tarafından Ergani madenleri hakkmda umumî alâkayı celbedecek tnahiyeUe bir başka konferan» verilecektir. nin aleyhinde bin türlü iftira atan o kanyı bak nasıl yola getireceğim, sana göz koyan ve türlü hezeyanlar savuran o avukata bak nasıl haddml bildireceğim! Bütün düşmanlarının burunlarını kıracağım, göreceksin! Ayağa kalktım ve yumnığuanu ha> vada salladım: Göreceksin! Ve halamın elini öperek, Hicran'm elini sıkarak aynhrken, hudutsuz bir heyecan içinde tekarladım: Hep senin için! Sokakta kendi kendime de tekrar ediyordum: «Hep senin için! Şir " ketten senin çin çıkmadım mı? Bugün hasta olan ve belki de bir daha ebediyen kend'v'» konusamıyacak olduğum zavalh babamı senin için aldatmadım mı? Bu karıya ve bu avukata senin için ifrit olmuyor mu" yum? Senin icin alık salık, dalgın, ne yaotığmı bilmez, şaşkm bir insan olmadım mı?» Mabadi Kâzim Pasa Hazretlerinin tesekkörleri Ankara'ya giden Edirnt sporcuları Ankara 24 (Telefonla) Edir ne'li futbolcular bugün tstanbul'a hareket ettiler. Razgrat cinayeti Dönku Meclis içtimaı Ankara 24 (Telefonla) Meclis toplandı. Ruznamede müzakere edilecek bir şey olmadığından içtima tatil olundu. Amma da korkak şeyleriz ha!.. Hicran bana doğru yaklaşarak vücudünün sıcak ve kokulu rüzgârma şu sözleri ilâve etti: Aşkolsun, vallahi askoîsun, ben de hep böyle düşünüyorum ve şu herife annem kadar ehemmiyet vermiyorum. O gece ben de senin yanında bulunurum. Sen benim yammda bulunur * san ben yüz kişinin hakkmdan ge lirim. Bu âşîkane iddiaya ve kahramanbğa halam bile gülmek mecburiye tinde kaldı. En ciddî tavrımla de dim ki: Gülmeyiniz! tsbat edeceğün size bunu! Hicran: Ben eminim! dedi. Derhal ona döndüm. Artık nalamın karşısmda hiç bir şey gizlemeğe lüzum görmüyordum. Açıkça dedim ki: Hicran! Bütün bunlan senin içia jrapacağım, hep senia için! Se Milli tefrikamız : 43 Yazan: SERVER BEDÎ Hep Senin İçin! Htcran hizmetçilere emretmek için ödadan çıkmışb. Halam manalı bir •eslet Hicran'ı seversin, bilirim, de ü, onun için sana bu zahmetleri vermeğe cesaret ediyorum. tnşallah bu yorgunluklann mükâfatsız kal mazl. Mükâfat! Bu kelime zihnime takıldı. Halam bana bir şey mi vadediyordu, yoksa Cenabı Hakkm iyi hareketleri mükâfat'andıracağını mı söyletnek istiyordu? Ah, biUeydim ki bu mükâfat AUaha kalmıyacakbr da Hicran tarafından gelecektir; büsbütün gayretlenir ve aslan kesilirdim. Gene de kendimde büyük kuvvetler hissediyordum, fakat ne yapacağımı, kuvvetimi nereye decegimi bilmiyord Hicran'm kendi elile bana verdiği kahveyi bir iksir gibi içmeğe başlayınca, doğrusu, iyice zinnim açıldı. Adeta fincan sonuna gelinciye ka dar yakın bir istikbalin programını çizivermiştim. Düşündüklerimi hem kendime karşı tekrar etmek, hem de onlara bildirmek için anlatmağa başladım: Babam hasta. Onun yerine ben vanm demektir. Erkek nasıl olur, Sabahat Hanıma gostereceğim. Babamın harareti yükseldiği gece git miş, karyolanın altmdan çektneceyi almış. Babamın bütün serveti onun içinde. Hizmetçinin rivayetine gore on bin lira kiymetinde altra para, senet ve tahvil. Ben bunu karının eline bırakmam. Halam caalandı ve bağırdıt Vay edepsiz kadın! Bir de hırsızhğı var ha?.. Elbette!.. Elinden bunu almalısın! Yoksa içindekileri çalar ve bin yaşasm, babana bir hal olursa size eksik gösterir. Her şey yapar bu kadın. Ben halamm söylediklerini duy mamış gibi düşüncemin tabiî sırasım bozmadan devam ettim: Bu, birl Babam iyi oluncıya kadar hakimiyeti ele almalıyım. tcap ederse o kadına karşı cefare bile müracaat etmek lâzım ve kendimde bu kuvveti hissediyorum. Hicran bütün hararetile ' Bravo! dedi. Ben büsbütün canladım: Siz benim yumuşak durduğu ma bakmaym, dedim, bir kere g8 ziim kızarsa çok fena olurum. HaİR^c da tekrar etti: Askoîsun. Erkek dedi?in oyle olmaiı. Ben rahmetliden bilirim. Bu, bir! Diye tekrar ettim; avukata gelince... Ondan da korkum yok. Ne yapacakmış? Onda oyle elini kana bulayacak efe hali yok. Zaten böyle şeyler yapmağa muktedir olanlar sık sık tehdit etmezler. Bir kere söylerler. tki defa tekrar edilen bir tehdit, kuru sıkı bir tehdittir. O gece ben iki elim kanda da olsa buraya gelirîtn. Siz isterseniz avukatın karşısma çıkmayınız, ben görüşürüm onunla... Halam Hicran'm yüzüne bakü ve ondan tasvipkâr bir işaret alarak dedi ki: Bu İyi işte bak, çünkü deli herif seni seviyor, kardeşim diyip du ruyor, belki seni dinler. Omuzlarımı silktim: Dinlemiş ne çıkar, dinlememiş ne çıkar, zaten herifin deli olup olmadıŞı belli de?il. Belki de rol yapıyor. O gece anlanz. Elmden ne gelir? Boğazıma mı saldıracak? O bücürün ben hakkmdan gelirim. Silâh mı çekecek? Ben de yammda bir silâh bulundurur, beynini patlab rım. Meşru müdaf aa halinde yapılan katiller soç değildir.Başka »edir?