11 Mayıs 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

11 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Camhuriyet '• SON TELGRAFLAD Bana kalırsa Şiir ölüyor mu? kşam gazetelerinden birinin muharriri eline bir Fransız şiiri geçirmiş, siitununa koymuş, bir tek örnek ten bütün bir edebiyat âlemine intikal ederek Fransada, hatta bütün dünyada şirn öldüğünü iddiaya kadar varmış. Gariptir ki ayni günlerde Fransanın ve yer yüzünün en büyük kadın şairi, Anna de Noilles, aşkın mütera difi saydığı ölüme gitti ve arka sından bütün dünya edebiyatı büyük bir vaveylâ kopardı. Ruhî usaresini kaybederek bir kelek haline gelen kafaların şiir aleyhindeki iddiaları yeni bir şey değildir. Seksen sene kadar evvel Victor Hugo, La poettie s'en va diyen ve siirin iflâs ettiğini söyIiyen bu gibilere karsı bir müdafaaname yazmıştı. Bence, baba mın kitaplar için söylediği gibi, asırlar arasında ebedî bir aksi sada olan siirin müdafaaya ihtiyacı yoktur ve bu, ahmağın ayakIan arasına düşen güneş ziyasım kurtarmak için yere iğilen ada mın nafile zahmetine benzer. Rüyanın fotoğrafisi telâkki ettiğim şiir, yer yüzünde insan başı kayboluncıya kadar yaşıyacaktır. tçimizin şuursuz ve en dina mik tarafını gösteren siirin ebediliğini anlamıyanlar, içi cıkmış kof zekâ kabuklandır. Üstüne basıp geçiniz. PEYAMt SAFA Cenevrede tehlike geçti Ingiltere, Amerika ve Fransanın müşterek cephe almaları inkıtaa mâni oldu Cenevre 10 (A.A.) Havas Ajaım muhabirinden: Silâhlan b'ı rakma konferansı bürosu, İngiliz plânını müzakere etmekte olan umumî komisyonun celselerini cumaya kadar tatil etmeğe karar vermiştir. Sebebi de İngiliz ve Alman mümessillerine mükâlemelerine devam etmek frrsatını vermektir. Bundan iki gün evvel İngiliz plânının en esaslı noktası olan Avrupa cpduları tipinin yeknasaklaştı rılması meselesinde Alman heyeti tarafından gösterilen mutlak uzlaşmamazhk üzerine konferans mesaisi inkıtaa uğramak tehdidini arzediyordu. Fakat, beynelmilel efkân umumiye ile konferansta Amerika, tngiltere ve Fransanın müşterek bir cephe teşkil etmeîeri ve bu iştirakin bilhassa Londra ve Paris arasında pek ıdn olması inkıtaa mâni olmuştur. Şurayı Devlet hakkmda [HEM NALİNA MIHINA bir tetkik tecrübesi Bir resim münasebetile . Kazayı idarî .ve istiklâlî Şimdiye kadar olan faaliyeti Yapılması lâzım ıslahat. 1 tasdikına mubtaç olmaksızm) cümleŞurayı Devlet müessesesinin Teskilân sile mutlak kaza esasını kabul ve vaEsasiye kanunumuza ve diğer mevzu zetmiştir. anmıza tevfikan haiz bulunduğu kazaî, Binaenaleyh Umî ve içtimaî en miinimteşriî, istişarî ve idarî vezaif arahim müktesebatımızdan madut olan bu smda kendisine icra kuvvetinin adlî esasın taassupkârane bir surette mumurakabesi şeklinde devlet organlanhafazası ve Şurayı Devlete aft tedvin nın salâhiyettar nâzırm mevkiini ver edilecek mevzuatta kazai idarinin ıtlak ve istiklâlini uzaktan yakından, doğmek rtibarile en miihim vazifesi kazaî rudan doğruya veya bilvasıta müteessir kudretidir. Bundan dolayıdır ki Şurayı edecek her türlii takyidatı esasiye ve Devlet icra kuvvetinm hukukî ve kanuusuliyeden büyük bir îtina ile içtinap nî mevzuatla haiz bulunduğu salâhi • edilmesi elzemdir. yetlerin çok kere tesbiti pek müşkül olan hududunu annasma karsı fertlerin hukukunu sıyanete müekkel bir adalet kuvveti olarak görünmekte ve bunun nannn karsısmda esasen asrm îhtiyaca. Bu mukaddemeden sonra idarî kazafana tamamile tekabül etmesi artık mütn nm memleketimizdeki birkaç senelik kün olamıyan diğer vezıfeleri gölgede faaliyet ve tatbikatında kendi tecrübekahnaktadır. lerimize nazaran elde ettiğuniz kanaatleri arza tevessül eden'z. Bu maruzahmızla bizhn tetkik saha341 tarihli Şurayı Devlet kanununnzda münhasıran Şurayı Devletin ba kazaî vazifesine ve bunun teşkilâfa, mev muz kazai idariye mezun olarak yalnız bir deavî dairesi tesis etmişti. Bütün zu ve usullerine taalluk edecektir. memlekete şamil pek vâsi bir sahada Şurayı Devletin kazai vazifesi sureti yegâne merci teşkil eden bu idarî mahmutlakada mevzuu bahsedüdiği zaman kemenin çok tecrübeli ve meleke sahibi ilk hatıra gelen cihet âmmeye şamil kakuvvetli unsurlardan terekküp etmesi za kuvvetinm haricinde, muayyen bazı takdirinde bile işe kifayet etmesi mümmevzulara münhasır diğer bir kaza teIfün değildi. Halbuki hukuku idare gibi sisine yani kaza kuvvetinm tefrikine cebizim memlekette ilmî ve içtihadatı vaz ve mahal olup olmadığı keyfiyetidir. tamamen gayrimevcut bir şube îçin Ba mesele, bizde adetleri pek mahbizde bir kere kuvvetli unsur mevcudidut olan ihnî mecmualarda da bir aralık yeti de mevzuu bahsolamazdı. Ondan munakasa edümJstir. tdarî kazayı ba sonra gerek hukuku âmme mevzuatı ve zaviyeden tenkrt ve muhakeme tetkigerek kazaî ve idarî müessesatımn ekkatımızdan hariç kalmak zaruridir. Mastri bizimkOerden bütün bütün başka ahaza hukukun umumî taksfmatına goesaslara istinat eden Fransanın Şurayı re hukuku âmme ile hukuku hususiye • Devlet usullerini taklide temayül tarafı nin ayn ayn gayeleri istmdaf ettikleri, bizhn unsurlanmızı da adeta şaşırtmış her birhıin kendme has mahiyet, kaide oluyorda. Ba vaziyet dahilinde deavi ve esaslan bulunduğu nazan dikkate adairesi büyük bir iş yığun altmda veImınca âmme hukukundan ve bahusus saitsiz, veçhesiz ve istikametsiz bocahyarak umumî sikâyeti calip bir hale hukuktan münbais ihtilâfahn ayn ayn düşmüş bulundu. Buna çabuk bir çare kaide ve esaslara tâbi kazalara tefvizi bulraak ihtiyacı karşuında 1859 nuher halde akla mülâyimdir. Bahusus ki maralı kanunla ikinci bir deavî dairesi hukuku hususiye sahasmda bile ahkârm teşkil edilmiş ve bir de bir kuım işler iumumiyeden ayn ticarî mahkemelerin çtn (heyeti mahsusa) namile nevuma mevcudiyeti de bunun bir rhtiyaç teşkil bir üçüncü daire ilâve olunmustu. ettiğini bir kat daha tebarüz ettirmektedir. Zaten Teskilâh Esasiye kanunu • Bu son tadil ve ulah eskiye nisbetle muz elli birfnci maddesile idarî kazayı yahuz nasü olursa olsun daha çok iş adlî kazadan tefrik ederek tesis etmisçdcarmak neticesini husule getirebilrdi. tir. Binaenaleyh bu ciheb'n simdilik müLâkin bir kazadan matlup olan esaslı tetKİkah, taraflan mümkün mertebe ikkasa ve tetkikme de mahal yoktur. na eden bir adalet saltasmı temine kâfi tdarî kazamn bu suretle istisnaî bir gelemezdi. Bu şeraiti tamamen ihtfva kaza olarak mevcudiyeti kabul edildiketmi«rerek çıkanlan işlerle bir kaza müten sonra düşünülecek bir cihet te bu esjesesi mutlaka muhtaç buhmduğu kazanm mevkuf veya mutlak orap olhürmetkâr ttimat ve otoriteyi isticlâp maması, tabiri diğerle tam bir istiklâle edemezdi. Bir senelik tecrübe bu noktai malikiyeti meselesidir. Memleketiıtaz nazarm ne derece ehemiyetle varit bude 8 zilhicce 1284 tarihli Şurayı Devlet lunduğunu alâkadar umumî ve hususî nizamnamesile ilk defa tesis edflen kabütün şahsiyetlere göstermiştir. zai idarî bilâhare 1293 kanunun esasiImanyada bir gazete, Hklerin bir resııum basmış, zabıta, derhal bu gazetenin 20,000 nüshasını müsadere etmiş, gazetenin basmnharriri azledilmis ve hücum krt'alart gazete idarehanesini • anlaşılan bühücum işgal etmişler. Bu şiddetin sebebi HHlerin o resimde, kasten bayağı bir surette tasvir edilmiş olması imi?! Elle yapılmış olan bu resim, rotuşsuz bir fotograftye benziyor. Esasen Hitler cenaplan da, pek ahım şahnn bir delikanh olmadığma göre, gazetenin bastığı reshn ile de aralarmdaki fark rötuşlu ve rotuşsuz bir resim arasmdaki farktan ibarettir. Fakat, burada benim söylemek istediğim şey, Hflterm ba resminin kendine benzeyip benzemediği değildir. lstanbul işgal atmda iken bizim gazetelerm bırimn başmdan da buna benzer bîr macera geçmişti de onu yazmak istiyorum. Mütareke senelermde önce askerî haberlerden ve hafiften başhyan bir müttefıkin sansürü, tedricen, şiddetini arhra artıra Türk gazetelermin başma belâ ohnuştn. Saat sekizi bh* dakSca geçse, gonderilen provalan almaz, iade ederler, minjmini Arap harflerinm bir oca kı* nlsa gazeteyi kaparlar, tashm yanlışı, mürettip hatası dinlemezler, cezaya çarparlardı. Gerçi, bu yüzden, kapanmak korkusile tstanbul gazetelermde tertip ve tashih yanlışlan azalmışb ama harflerin kmlması veya ezik cıkmasmm önüne geçmek mümkün değildi. MiHtefakm sansürü de zaten pek gülünç bir şekilde çalışırdı. tlk önceleri, galiba Erenköyunde ohıran tstanbulda yerleşmiş tngilizlerden Mr. Tomson isminde biri mhralay rütbesile karşımıza çıkmıştı, Yaşlı ve akh başrada bir adam olan Mr Tomson türkçe biliyordu ve onun zamanında sansür, pek hafifti. Sonra M. Tomsonu değiştirdiler. Yerine genç b>» gfliz Fransız ve ttalyan zabrt'erinden ve bir de Osmanlı matbuat menuınmdan mürekkep bir grup sansür işlerine memur oldu. Bu zabrtlerin hiç biri bir kelime türkçe bîbniyordu. Yanm yamalak türkçe bilen bir takım gayrimüslim gençleri çavuş, onbaşt rütbesile istihdam ediyorlar, onlar ne söylerlerse kanryorlardı. Zabrtlerin aralannda ekseriya ihtilâf çıkar, brrinin neşrettirmek istemediğme diğeri müsaade ederdi.. İşte ba hengâmede bir gün Loh Corcun bir resmini basmıştık. Resmin bir tarafı suik basılmış ve herifin bfr gözü kör gibi çıkmışb. Ertesi gün tngiliz sansür âmiri olan toy delikanb basunıza belâ oldu ve kasten Loh Corcun gözünü kör bastımz diye iki gün gazeteyi kapattı. KıUşeyi gösterdikse dinletemedik. tşte mütareke esnasmda tngilizlena bize yaphğım, Almanlar şimdi birbirlerme yapıyorlar. Alman milliyetper • verleri, böyle kücük şeylerle uğrasmakla toylok göstermekten başka bir şey yaprmş olmuyorlar. • •* Şimdiye kadar olan faaliyeti ve intihap tam Lâğvedilecek Vilâyetler Bütçe Encümeni lâyihaya ilâveler yaph Ankara 10 (Telefonla) Bir Intfm vilâyetlerin lâğvi hakkmdald lâyiha encümence kabul edümiştir. Encâmen lâyihaya bazı iUtveier yaprmshr. Ba flâvelere gore lâğvedilecek me . muriyetler barem kanununa bağh kadrolar eetveBnden cncanlrmş, yerleriue ilâve edilecek memurivetleri tesbit eden bir eetvel konmustur. LSyihaya bundan başka vilâyetlerin lâğvİ dolayısile hususî idarelere ait haklann ve vecibele • rra flhak olunan vuayetlere tefrik ve tevzüne ve bu vilâyetlerin umumî m e c Ksleri ile dahnî encümenlerine ak iş lerin tanzunrne dair fıkralar da nave edilmiştir. Lâyihadaki yeni flâvelere göre müIkS taksimabn tebeddülü dolayısüe hususî idarelere ait olup lâğvedilen vflâyeder narmna mukayyet bulunan gayrimen kullerrn taou kavitleri buhmduklan kazanm ilhak edildiği vilâyet namına harçsız olarak tashm olunacakbr. Barem kanununa bağh yeni memu • riyetleri gösterir cetvele nazaran Ma • Kye Vekâleti, kadrosuna 10 uncu dere. ceden 35 lira maash 3, 11 mci derecekadrosuna 14 üncü dereceden 20 lira maaşh 6 tapu menmrn, dahniye kadrosuna 7 md dereceden 55 Bra maaşh 6 birinci smıf kaymakam, 14 fincü dedereceden 20 lira maaşlı 6 kaza tahrirat memuru, 19 uncu dereceden 10 Kra maaşh 6 kaza tahrirat kâtibi, 14 üncü dereceden 20 nra maaşlı 6 birinci smıf nüfus memuru, 19 uncu dereceden 10 lira maash 6 nüfus k&ttbt ilâve olunmaktadr. Borçlara daîr Son müzakereler Fransa henüz hîç bir karar vermedî Vasington 10 (A.A.) M. Huü, üctısat koaferansmm içtimaian esna smda borçlar meselesi hakkmda ve fakat konferan* müzakeratmdan ayn olarak yapüacak müzakerelerin Londrada m , yoksa dîplomasi tarkile Vaşingtonda mı icra edilmesine henüz bir karar verflmemiş olduğunn beyan ebnîçtir. Park 10 (A.A.) Nunrlar mecK»tntn ba sabah yaptığı içtimaa ah za bıtlardan anlaştldığına gore borçlarm bir tetviye saretme batlanması hakkm daki Franant Amerikan müzakereler! drpiomasi tarikile devam etmektedir. Bu takdnrde dün dolaşan bazı »ayialar hilâfma olarak Frannz hükumeti borçlarm son taksitinm 8denmesi me•eleri hakkmda hiç bfr karar almamiffar. Zavallı erkekler! Kıkbık yapmak için kudurmuş eşek dili yediriyorlarmış! Bursa (Hu. Mu.) Borada garip bir vak'a olmuftur: Moüaarap mahallesin. den Ahmet AH narmnda birinm mer kebi kudurmuf ve bir kadını uırmı* • tv. Bu kadın hükumet doktoriuğunca tstaiTbulda Daülkelp tedavihanesine sevkedilmistir. Diğer taraftan merkebin sa. hibi; bu kudurmuş hayvanı keserek 51dürmüstür. Merkebin etini de bazı kö • peklerin yediği grörüldüğünden o ma halle halkı heyecana düşmüstür. Hatta bu köpeklerden biri de hlâf olunmuş. tur. Bu vak'ayı ve bu heyecam haber alan Vilâyet baytar müdürü Tahsin Nahit Bey( ölmüs hayvanın etinden ku • duz geçmiyeceğini söyliyerek mahalle haflnm teskin etmif ise de işm garibi merkebin mrdıgı kadm, tstanbula gönderilmeden evvel kendisini uıran hay . vanm kesildîğinî duyunca sajhrbmdetı bu hayvanm dilini Ktemiştir. Ahmet; merkebin dilinden bir kısmmı keserek kendisine vernrns, fakat kadm bunun tamamım istemistir. Ahmet te hepsmi vermiştir. Bu dil ile ne yapılacağı tahkik edilmiş, vanlan neticeye göre: Guya ba. zı kadmlar tarafmdan garip bir^an'aneye uyarak kendilerine tahakküm eden erkeklere yedirildiği, bunu yiyen erkek. lerin de halim selim olduk'an aniasıl • mıstır. Musa Gümrük matarekeri Londra 10 (A.A.) M. Rozvek tarafmdan yapılan mütareke teküfi •saslannm dün Avam Kafnaraamda M. Makdonald tarafından esaslarmm kabul edihnesEtri ve ba hnsusa ait bir metnm hazırlanman talnp edecektir. Ba metîn, büyfik Britanyaya ticart sahada muhafazasmı arru ettfgf terbesnyt tes • bft edecektir. Ba mefan, nazırlar mecSsi tarafmdan tasdik edüdikten sonra Sir Jobn Simon tarafmdan davetK devletiere tebliğ olunacak ve metnm ahkânn üzerrade umumi bir Hilâf hâsıl olduğu takdirde resmen tasvip edilmek üzere cthan iktısat konferansı açdır açılmaz ba konferansa tevdi edilecektir. v Sakıp Bey beraet etti Bursa 10 (Telefonla) Bımada türkçe ezan hâdisesi esnasında işten elçektirîlmiş olan müddeiumumî Sakıp Bey temyiz mahkemesmce muhakeme edilerek beraet etmiştir. Vazifesine başlamak üzeredir. Fırka U. Heyetinin dünkü içtimaı Ankara 10 (A.A.) C. H. Fırkası Unramt tdare Heyeti bugiln toplandi. Kaslamomı, Maraş fırka va : ziyetleri, radyo ve sinema şleri hakkmda verilen karann tasdik suret leri konusuldu. Mersin merkez kaza idare heyeti reisinîn yeni seçimi tasdik edildi. Fırka nizarrmamesince hükumet le temas hakkında hazirlanması icap eden talimatnamenin projesi müzakereye baslandi. İütçe EncOmeninin kabul ettijji iki lâyiha Ankara 10 (Telefonla) Bütçe Encümeni Ankarada inşa olunacak polis mektebi binası ile Ordu vilâ yeti tarafından yaptmlacak büyük köprüler için aktedilecek 120,000 liralık istikraza hazinenm kefaleti lâyihalannı kabul etmistir. sile hemen tamamen refedifanif ve yalnız maden hntiyazlan gibi pek mahdut mevzulara taalluk eden hususat için istisnaî bir şekilde muhafaza edilmişti. Bu suretle yanm asra karip bir müddet idarî muaraelâttan dolayı fertlerle hükumet arasmda mütehaddis ihtilâfattan, hukuku hususiye mevzulanna benziyenleri adlî kaza müesseselerinde rüyet olunmakta ve kısmı azamı teşkilatı hükumet dahilinde fasledilmekte idi. Adlî kaza haricmdeki hususattan o zaman Şurayı Devlete mufevvez olanlan hakkmdaki mukarrerah kazaiye Sadaret makamuun ve teşkilatı hükumet dahilinde müttehaz mukarrerat ta en büyük daire âmirinm tasdiküe tekemmül etmekte idi. Bu suretle tam bir kazaî mahiyeti haiz balunanlann bOe mevkuf vaziyetinde bulunduğu görülmekte idi. Bu usuliin demokrası prensiplerine muhaIefeti ve kazadan matlup olan adalet saltasını ihlâl ettiği yanm asırlık bir tecrübe ile elim bir tarzda anlaşüdığmdan 341 tarihli Şurayı Devlet kanunumuz, esbabı mucîbelerinde de izah edildiği veçhile bu mevkuf adalet (Justice retenue) usulünü diğer mut lakiyet esaslan gibi reddetmiş ve 48 inci maddesinde (hiç bir makamın Hemen babamın elini öpecek tim. Fakat sozüne fasılasız devam ettiği için bir kelime kaçırmak is temeditn. tşte... Dedi, vasiyetim... Bu. Çok... Çahş. Haylaz... Olma. Fa kat... Senin iyi bir tabiatin... Var dır. Ben... Eminim senden. Şimdi... Haydi... Bana... Sabahati çağir. Dışarı çıktım ve Sabahati gene benim odamda buldum. Hem de yatağıma uzanmış, açık saçık bir halde yatıyordu. Kalk, dedim, seni babam is tiyor. Gerinerek ve istemiyerek yataktan kalktı, hastanın odasma keldik. Babam Sabahatin oturduğu tarafa doğru hafifçe arkasını dönmüştü. Sesinin perdesinde bile hakarete benzer bîr ağırlık vardı. Arada bir öksürmek veya rahat nefes almak için durarak söylemeğe başladı: (Mabadi var) Yapılması lâzım ıslahat Yeni sıhhlye teşkilatı iâvihası îurkiye Irak ticaret muahedesi Ankara 10 (Telefonla) Sıhhiye Vekâletinin sVhhiye teşkilatı hakkmda hazırUdıği lâyiha Heyeti VekHece kabul olunmuştur. Ankara 10 (Telefonla) Türkiye Irak ticaret muahedesi hak kindaki lâyiha Hariciye Encüme • nince tasvip olunmus, Meclis ruznamesine ahnmıstır. Cumhuriyel Nüshası 5 Kuruştur rürkiye Hariç 2700 Kr. Çanakkale demiryolu Ankara 9 Balıkesir ile Çanakkale arasında bir şimendifer hattı inşasi için tetkikat yapılıyor. Hat 1 S0 kilometrelik olacakhr. Arif Oruç Suriyeye gitii şeraiti* Senelik Alb aylık Üç aylık Bir ayhk îçîn tzmir 9 Arif Oruç îran ve Iraka gitmek için Suriyeye geçmiştir. Yüz ellilikler namına fesat âleti olarak seyahat etmektedir. 1400 Kr. 750 400 150 1450 800 Yoktur Milli tefrihamtz : 57 Yazan: SERVER BED1 Hep Senin İçin! Birdenbîre gBğsu tıkanmıstı. Meı ktan ve heyecandan bayılacak derecede iditn. Hem söylemesim, hem de kendisine zaran dokunmaması için susmasmı istiyordum. Şaşkın bir Ihalde idim. Su verecek oldum. f tstemez, dedi, beni... Dinle. Bir mektubunu... Hani... Şu... Ne~ dim Bey mi ne... H'cranı rstemiş... jOna... yazılmıs... Bir mektubunu yakaladım!.. Okudum... Gene... Gene... Yerine... Koydum. Kendisi nin... Haberi... Yok. Ne yapıyor?. Sus! Hulâsı: Bu kan... Onun.. Ve kim bilir daha... Kimlerin... Metresi. Dinle. tyi... tyi... Oiur sam... Onu... Bosa... Bosayacağım. tnşallah. . Tabiî... İyi olacakBn... tyisin zatea. Pek... tyi... Değflim... Bu hastalık... Belli olmaz. Neyse .. tnşallah... Dinle: Bu kan... Alçaktır... Anladm ya... Anladım. Zaten biliyordum. Benim... Çekmeceyi... Bura dan götürmüş. Halim... Halim yoktu ki... Bir şey söyliyeyim... Dinle: Çekmecenin... tçfnde... Bütün ta pu... Senetlerî var. Üç yüz... dür... öyle ya... Uç yüz otuz yedi altın var. Kâğıt... Para... Bir iki bin... Lha kadar. Sonra... Şimendifer... Tahvilleri. Fakat... Asıl... Anneciğinin borosu... Hani... Bfliyorum. Bunları... Hep... Ondan... Sen... Al. Sakla. Ben. . Şimdi... Ona söylerim. Fakat çekmecenin bosaltıldığmı, içindekilerin bedestene yatırıldığını babam bilmiyordu. Haber verirsem belki fena kızacak, başına kan çı kacaktı. Söylemedim. Hos benim de kafam kan doluydu. Babam devam etti: Sana... Bu... Son... Vasiye timdir. Belki... Bir daha... Bu kadar Söz... Söylemeğe... Takatim olmaz. ölürsem... Mirasımı devlet... Aranızda... pay eder. Fakat... Çekmecedekiler senindir. Açhktan... Geber... Fakat... Annenin yadigânnı... Satma! Hicrana... Gelince... Babam durdu. Heyecandan be nim de nefesim tıkanıyordu. Başımı ona doğru uzattım. Hiç bir kelimesini kaçırmak istemiyordum. Devam etti: Hicrana... Gelince: Bu... Kız... Söylediği gibi... Fena mıdır... Bilmem. Çünkü... Soyliyen... Saba hat... Zinhar inamlmaz. Sen... tyice tahkik... Et. Baktın .. Baktm ki namusludur. Madem kî... Seviyor sun... Ev... Evlen. FUhakika ba yeni ıslah ve tadilden sonra deavî daireleri ve heyeti umumiyesi bmlerce iş çıkarmağa ve kararlar vermeğe muvaffak olmuştur. Fakat bunlann arasmda ahenk ve irtibat bulmak nekadar müşkülse ekseriyeti azimesini ilim ve ?dalet noktasından tasvip etmek, ciddî ve esaslı tetkikat mahsulii telâkki etmek o kadar müşkül dür. Yalnrz iş çıkarmak noktasından yapılan ıslahann kazadan matlup olan adalet mefhumunu, idarî kazamn murakabe vazifesini temin gibi gayeleri istihsale nisbeten dahi muvaffak olduğu maalesef iddı'a edilemez. Binaenaleyh yapılacak âcîl ıslahatta garbin ilim ve tecrübesinden istifade etmekliğtmiz tabiî ise d* mümasil garp müesseselerindeki vaziyetin illetmi ve saiklerini aramaksızm sathî görünüş lerini aynen taklide teşebbüs etmek manasız olur. Esaslı bir tahlile tâbi tutarak bunlardan bizim memleketimizin ihtiyacah mahsusasına ve Türk âmme hukukunun hukukî esasatına muvafık olanlannı almak, olmıyanlannı bize göre tadüât ve ahkâma tâbi tutmak bir emri zaruridir. Nitekim diinyanm hemen her tarafmda büyük bir mümaselet ve müsabehet arzeden hukuku hususiye sahasmda bile memleketimiz bir asra yakm bazan acı tecrübelerle bu zarurete uymaştur. Faraza: Mazbut bir usulü muhakemeye, meslekten yetişme ilim, tecrübe ve meleke sahibi hâkimlere, uzun ö mürlü mevzuat ve içtihatlara ve nihayet hükümlere karsı muhtelif derece müracaat yollanna malik olan adlî kazada memleketimzm ihtiyacı nazan dikkate almarak garp mevzuabnda mevcot ohnıyan bir (tashihi karar) tariki konulumştur. Memleketimizde hiç işlenmemiş, henüz teessüs etmemiş, içtihatlan takarrür etmemiş, mevzuatı istikrar bulmamış idare ve âmme hukuku gibi en miihim bir sahada daha çok acemi olan idarî kazamızi asırdide Fransa müessesesme teşbih etmeğe elbette imkân yoktur. Bir çoklan ömürlerinde ilk defa bir kaza kürsüsüne çıkan meleke ve tecrübeleri, hatta bu vadide ilimleri çok noksan olan bu tesadüfî hâkimlerin 256 yaşındaki Çinli İki buçuk asır yaşamış ve dört asır idrak etmiş bir Çinlinin öldüğünü ajans haber vermişti. Arkadaşlar, bu haberi bana okuduklan zaman «amada at • mışlar ha!» diyip geçmiştim. Felek Bey arkadaşım, dünkü yazısmda bu ihtiyarm 256 yaşmda olduğuna inanarak yazı yazdığımdan bahsedince acaba, bunadım da yazdığımı unuttum mu diye düşündüm. Gazeteye bakbm; böyle bir şey yazmamışım. Zaro Ağanuı b'ue 150 yaşında olduğuna inanmadığım için, bu Çmlinin filleri gıptaya düşürecek kadar çok yaşamıs olduğuna asla inanmadım. Ben Çinlilerin eskiden uzun saçlı olduklanna inanınm ama 250 sene yaşıyacak kadar uzun ömürlii oldukIartna inanmam. Felek Bey arkadaşımın ba sütunda her okuduğu yazıyı bana atfetmesi, köşemde benden başka kimseyi görmek istememesinden ise tesekkür ederhn. kazaî istiklâlîerine dokunmaksızın daha uzun müddet kanunun, ama yalnız kanunun vesayeb* altmda bulundurul malan zarurî ve mecburidir. Bu itibarla kanunen tayin olunacak eşkâl ve usul dairesinde her davanm karara müntehi oluncıya kadar behemehal muhtelif tetkik safhalarmdan geçirilmesi, ve gene kanunî sebepler tahbnda kararlann da indellüzum yeniden tetkik edilmesi ve herhangi bir zühul ve hatanın kanunî yollardan tashihine imkân bulunması elzemdir. Bizim memleketimizdeki bu kaza müessesesine verilebilecek Himatbahş adalet sahası ancak bu suretle temîn edilebilecektir. Bu gayeye varabilmek için Şurayı Devlete mevdu idarî kazanm hem teşkilât ve hem de usulü muhakeme noktai nazanndan esaslı tadilât ve ıs'ahata tâbi tutu'ması lâzundır. Bunlan ayn ayn tafsil etmeği vatani bi vazife addeyleriz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: