14 Mayıs 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 l Cumfiuriyet '• SON TELGRAFLAR Gümrük mütarekesi tktısat konferansı terlip komitesi teklifi tetkik ederek kararını verdi Londra 13 (A.A.) tküMt kon feransı terüp komitesi, ariinırük müta rekesi projesini ve ommla birlikte bir takım ihtirazî kayitler kabul etmistir. Toplantmın sonunda neşrolunan res • mî tebliğ, bütiin komisyon azaıınm dünkS içtunada hazır bulunmuş oldukla . rnv bildirmektedirKomiteye tevdi edilmis olan aşağı daki karar sureti ittifakla kabul edil mistirr « tktıtat ve naltk konferansı tertıp komitesinde mümessilleri bulunan tngiltere. Almanya, Belçika, Amerika, Fransa, Italya Japonya ve Norveç hü kumetleri, konferansın mes'ut bir ne . tice elde edebilmeri için haJihazırda beynelmilel ticarete yanlış bir istikamet vermekte ve onq felce uğratmakta o lan her nevi tedbirlerin, konferansm bu yüzden mütevelltt meselelerle meş?ul olmasmı bekliverek, kat'iyyen siddetlendirilmemesi lüzumuna kani bulunmaktadırW. Bu memleketler, madde ve hükümleri müjtereken vücude getiri lecek olan bir gümrük mütarekesinin konferansın başlangıcında kabul edil . mesinin acil bir tedbir olduğunu kabul ve teslim etnı»ktedırW. Bu hükumet ler, bundan baska acil bir hareketin fevkalâde miihim olduğuna kani bu lunduklanndan ne 12 haziran tarihin den evvel, ne de konferansm devaım müddetmce n'mdi beynelmilel ticareti durduran müskül'eri artıracak yeni bir takım tesebbüsler icra etmemejjri kabul ettiklerini konferansa iştirak eden di #er hükumetlerden de bu suretle ha . reket etmelerini beyan ve talep. ederb. Yainız bu hükumetler, 31 temmuz 1933 tarihinden sonra Uonferansa keyfiyetten bir ay evvel haber vermek şartile istediği zaman bu itilâf ile girişmiş olduğu taahhütten sıyrılmak hakkını muhafaza ederler. Hükumetleri böyle bir konferans aktine sevketmiş olan başlıca sebeplerden biri yukanda zik ri geçen bevnelmilel ticaret engellle rini ortadan kaldırmaktır. Binnetice mezkur hükumetler, kon . feransta mümessilleri bulunan diğer hükurnetlerden bu gayen«"n ruhuna tevfl kan hareket etmelerini talep ederler. Komit reisi, yukanki karar suretini, cihan iktısat konferarama iştirak ede cek olan bütün hükumetlere bu celseye ait zaptm bir suretile birlikte tevdi etmeğe ve mezkur hükumetleri bu karar sureti ahkâmını vakit geçirmeksizin kabule davet eylemeğe memur edilmiy . tir.» Vasingrton 13 (A.A.) M. Roz velt 3e M. SchzcM, müşterek bir tebliğ roeşretmişlerdir. Bu tebliğde bilhassa iktısat konferanstnm ancak askerî si • Iâhlan bırakmanm, ikhsadî silâhlan bırakma ile birlikte yapılması takdirin • de muvaffak olabileceği, cihanın iktı • sadî hayatmı kurtarmek için seri ve sü. mullü hal suretleri bu'manın zarurî olduğu, dahilen Vrediyi tevsi etmek ve ayni zamanda her tarafta tatbik edi lecek beynelmilel bir program vücude getirmek suretile işsizliğe çare bulmak lânrn ge'dişji beyan olunmaktadır. tktısadî hayatı .yeniden ihya etmek ve nılhu temin evlemek için her şey • den evvel beynelmilel tecriki mesaiye ihtivar vardır. Küçük Mendires Havzasına hayat Verecek bir lâyiha Nehir 3,5 milyon lira sarfile ıslah edilecek Ankara 13 (Telefonla) Küçük Mendires ne'ii ile tâbii olan suların ıslahı hakkmdaki lâyiha mecHse gelmiş. tir. Lâyihay? eöre Kücük Mendires su havzasmda bulunan dere, çay, ntehir kol ve ayak'an ıslah edilecek, Mendires yatağı ve ırmaklan düzeltilecek, setler insası suretfle sel zararlarmm önüne gecilecek, g'6\ ve batak'ıM=ırla su altmda kalan arazi kurutulacak. ıslahı icap eden göller fevezan hazme bendi haline sokulacak, bunlar icin 3,5 milyon lira sarfedilecektir. Lâyihada bu hususta gelecek s«"ie'ere mösavi teahhüdat icrası suretile sarfivatta bulunmağa müsaade istenniektedir. Yapılacsk ameliyat neticesinde kurutu'an ve sel zararlanndan kurtarılan arazi sahİDsiz ise devlefe ait olacaktır. Daintıî surette su altında kalmıs veya bataklık haline gelmiş sahipli arazinin a. meüyattan sonraki kıymeti bir hevet tarafından takdir edilecek, ba bedelin yarısı mal sahibinden istenecektir. Mal sahibi bunu kabul etmezse arazi müzayede ile satılacak, bedeliran yansı alınacak, yansı sahibine verilecektir. Muavven zamanlarda su aîtında kalan arazinin sahiolerinden takdir edilecek kıymetin dörtte biri istenecektir. Lâvihnm esbabı mucibesinde 2 mil yon 371 bin dönüm vüsatinde araziyi muhtevi olan bu mıntakanm 1,400,000 dönümlük yerinin feyezanlara ve sel tahribatına maruz bulunduğu, bu su retle geriye ancak 966,000 dönüm arazi kaldığı, tzmir limanına 131 kilomet . reMc demiryolu, 6 0 kilometrelik sose, 780 kilometrelik koy yolu ile merbut olan ve her türlü mahsdâtı yetistiren bu mümbit arazide zarara maruz sa hanm grtt%çe genislediği bîldirilnvektedir. Esbabı mudbede, bu mıntakadaki batakliklar yüzünden srtmanm halkın sıhhati üzerinde çok fena tesirler yaptığı, delikanlılann vakitsiz flıtiyarladıklan, yapılacak ıslahabn bu rtibarla da müfit olacağı ilâve edimektedn*. Şurayı Deviet hakkında bir tetkik tecrübesi Hangi muhakeme uaıdü? Bizim Şurayı Dev letimizle Framız $u rayı Devleti arasındaki farklar Fransa hukuk muhakeme usulünün tarihi tdarî kazaiçin orada tedvin olunan u8ul Bizim 8on hukuk muhakeme usulleri kanunumuz maksada kâfidir, yaimz bazı tadilâtla... Bizîm Şurayı Deviet erkânımn noktai, nazanna göre, Şurayı Devletimiz Fransız müessesesinin niimunesine tevfikan müesseses bulunduğundan faaliyet tarzı da Fransız usullerine göre olması ve Fransız Şurayı Devleti adlî usulü muhakeme ile mukayyet olmadığından bizim Şurayı Devletimizin de ayni esasa tâbi bnlunması lâzımdır. Zâhhen doğru gibi görünen bu mütaleanm ilme ve şeniyete istinat eden ciddî bir tetkik ve tahlile tahammüKi yoktur. Çünkü: Bir kere her iki Şurayı Deviet ara • smda idari kazanın mevcudiyetinden, yani tefriki vezaiften ve bunun istilzam ettiği ana hatlardan baska hiçbir müşterek vasıf yoktur. tki memleketin amme jıukuku arasmdaki esaslı farklar zaten vaziyetin baska türlü olmasına mâni teşkil eder. Meselâ büde ve Fransada idari kazanm vezaifine dahil olan hususatta tam bir mümaselet yoktur. Bizde adlî kazaya muhavvel olan faraza gayrimenkul inşaatma veya herhangi bir siparişe müteallik idarî taahhüt mukavelâhndan mütehaddis ihtilâflar Fransada sureti mutlakada Şurayı Devlette faslolunur. Bizde ilk tahkikatı Şuraya ait bulunan memurin muha kematmm Fransada her safhası adlî mahkemelerde rüyet olunur. Kezalik gayrimenkul Ierin amme hukukuna müteferri kanunî takyrtlerine riayetsizlikten münbais ceza davalan, bilhassa yollara, meydanlara, askerî mmtakalara vaki tecavüzlerden tahaddüs eden davalar bizde adlî kazaya ait olduğu halde Fransada Şurayı Devlete aittir. Bu misaller daha çok taaddüt ettirilebilirse de mevzuumuzdan hariç olmak itibarile bu hususta sözn uzatmaktansa doğru • dan doğruya usulü muhakeme bahsmdeki farklan izah etmek daha muva fıktır. 341 tarihli Şurayı Deviet kanunu • muzun 1931 tarihli tadilâtında vazü kanunumuz bazan, bütün bir fasla şamil olmak üzere birçok hususatta hukuk usulü muhakemeleri kanununa sevketmektedir. Halbuki Fransız Şurayı Devleti ve deavi dairesi teşkflâtma mütedair kammlarm bilâistisna hiç birinde adlî usulü muhakemeye ataf yoktur. Fransız vazii kanunu Şurayı Deviet mevzuatında adlî usul kanunlanndan hiç bahsetmemeğe sistematik bir itina göstermiştir. Bilâkis ayn bir usulü muhakeme neşrederek Fransada cari adlî usulfi muhakemeden busb&tun baska esaslar vazetmisb'r. Fransız vazii kanununun bu tam hareketindeld illet vesaiki knaca göstermek, bu noktai nazann bizim memleket için külliyen gayrivarit olduğunu izhara kâfidir. Fransada 1667 tarihli emirname ile taknin edilerek lnkılâbı kebirden sonra 1806 da yeni adliye teşkilâtına tevfikan bazı tadilât ve ilâvelerle yenîden tedvin edilen hukuk muhakeme usulleri birçok kanşık ve girift kuyudat İle cidden icinden çıkılması müşkül bir manzara arzeder. Hatta o dereceye kadar ki Fransa mkılâbı eski rejimin mühim seyyiatından addettiği bu kurunu vustaî usuller yüzünden bir müddet bütün usulü muhakemeleri bile lâğvetmişti. Altı sene usulsüzlük tatbikatından sonra yeniden mevkii meriyete konulmağa mecburiyet hâsıl olunca hiç olmazsa bunlarm bir derece ıslahı düşünülmüş ve eski esaslarla 1806 kanunu meydana gelebilmştir. Bu usulü muhakemeye göre davayı tarafeyn bizzat takip edemiyerek haklarmm müdafaasmı avuelere (avoue) tevdi etmeğe mecburdurlar. Davanm bütün seyrmi ve tahkikatmı bunlar idare ettikleri gibi evrakı davada tarafeyn mahkemeye değil, yekdiğe1 ] Birinci ve ikinci makaleler 1 1 ve 13 mayıs tarihli nüshalanmızdadır. rine hitap ederler. Tahkikat ve muhakemenrn hemen bütün safahatı şifahidir. Tahkikatta mevzu usuller avue, hüisiye teşkilâtile, delillerin ikamesi şeklile ve sair bin türlü kuyudatile basit olmaktan çok uzak, blâkis davayı kanştırmağa, uzatmağa, masrafa boğ • mağa çok müsait bir şekfldedir. Bu kanun bizim icin de tamamen namalum değfldir. 9 haziran 1295 tarihli usulü muhakemei hukukiye kanunumuz bu Fransı^ usulü muhakemesinden mül • hemdir. Yalnız bizim şarümiz bundaki müşkülât ve kanşıkhğı bir derece tahfif için bazı eşkâli ilga etmiş, bilhassa delâile ait ahkâmı mecellenin kitabülbeyymatile ikmal etmeği pek haklı olarak daha muvafık bulmuştur. Bize göre çok basit ve daha kolay hale ifrağ edilen ve daha düne kadar bizde cari olan bu usulü muh?kemenin hepimizin hatınnda kalan kusurlan aslmm ne derece girift ve gayrimuvafık olduğunu anlatmağa kâfidir. Binaenaleyh Fransada birçok asırlarm an'anesile teessüs eden ve mektup şekli üç asra yakın bir müddettenberi cari ofan bu usulü muhakeme 1841 ve 1885 teki mühim tadilâtma rağmen bizzat Fransızlan da memnun etmekten çok uzakbr. Nrtekim 1848 ihtilâlinde, 1868, 1894 ve 1902 tarihlerinde bu kanunun ilga veya ıslahı için pek mühim hareketler vaki olmuştur. Fakat adlî mevzuatta istikrar ihtiyacını elim tecrübelerle tesbrt eden Fransız hukukculannın cezri inkılâbattan datma mütehasi bulun malan bütün sikâyetlere ve ıslah cereyanlanna rağmen usu'ü muhakemeleri asrî telâkkiyata tevfik hususunda çok bati hareket etmelerini istilzam etmektedir. Buna mukabil hukukî hiç bir mazisi ve an'anesi olmıyan ve adlî mahkemelerin asırlardanberi bir çok girift yollardan idareye vaki müdahalelerin* menetmek için tesis edilen Fransız idari kazası için herkesm müşteki olduğu bu usulü muhakemeyi almağa ve bunun üzerinde ısrarla tevakkufa hiç mahal yoktu. Bahusus bir tarafı deviet olan bu davalarda daha vazih, daha basit ve daha az masraflı, fakat kuvvetli teminatı haiz bir usulü muhakeme tesisi elbette makul ve mantıkî idi. Bu suretle dir ki Fransız Şurayı Devletinde tedricen asrî telâkkiyata muvafık ve medenî memleketler adliyelerinin el:serinde cari (inquisitoire) denilen usulü muhakeme teessüs etmiştir. En güzel nümunelerinden birini bizim hukuk usulü muhakemeleri kanu numuzun teskil ettiği bu tarz usulü muhakemenin farik evsafı davanm iddia, müdafaa gibi bütün esaslı hatlarmın mutlaka tahriri cereyan etmesi, şifahî muhakemenin mümkün mertebe tahdidi, davanm tahkikatını tarafevnm değil, hâkim'n idare etmesi, ezcürr.'e delillerin ve bevyinatm ikame veva kabulünün hâkinvn takdirine muallâk bulunması: ve bun'ann en az mas>afla ifası, velhasıl hakka viîsui i<*in basit ve teminatbahş kaideler vaz'ıdır. Fransız Suravı Devletin>'n usulü muhakemesi il<» bizim hukuk usulü muhakemeleri kanununun vazettiği kaideler arasında memleket farkımn ve idari karanm »tî'zam ettigi cüz'î hususiyetler hariç olmak üzere • esas ve prensio itibnrile hemen hiç fnrk yoktur. Binaenalevh strf Fransız B*\\ huk"k usulü muhakemesinin yukanda arzedilen mahzurlanndan ictinap icin idari kazanm orada ayn bir usulü muhakemeye tâbüyeti keyfiyetini, ayni illet ve sebeole muallel olmıyan, bi'Skis adlî usulü muhakeme sahasmda Fransanın zıddı bir vaziyette bulunan memleketimiz için nümune ittihazma kat'iyyen mahal olmadığı bedihidir. mak üzere olduğunu gördüm. Kol larınm altından tuttum ve düşme sine mani oldum. Burnundan kan boşanıyordu. Kırmızı renk, merhametimi veya korkumu uyandırmak şöyle dursun, ic'mde, kim bilir, ne zamandanberidir stkışıp kalmış vahşi duyguları harekete getirdi. Saçlarım bir elime doladım: Gık demeden yürü! dedim yoksa gebertirim. Oda kapısına doğru sürükledim. Bağırmıyor, fakat mliyerek yürü yordu. Istikameti tayin edebilme sine imkân bırakmak için, dizgin yerine kullandısjım saclarmı çrevsek tutuyordutn. Kendi yatak odasına doğru yürüdü. Kapı yarı aralıktı. tçeri Rİrdi. Ben de girdim, kapıyı kaoadım ve içeriden kilitledim. Saclarmı bırakmıştım. îğildi ve yata^ının ayak ucundan bir anahtar aldı, aynalı dolabının kilidine soktu, çevirdi ve kapağı aç w r Bana kalırsa Gorki geliyor! w 3 1] Alman • Amerikan müzakereleri nsanlar vardır ki artık birer fert olmaktan çıkmışlardır; şahsiyetleri milyonlarca insanm benliğile öriilü, büyük cemiyet mekanizmalarile işliyen ruh tezgâhlannda dokunmus bir yığm benibeşer halitasıdır. Onlar yürürken beraberlerinde bir millet yürür, tarih yürür, ihtilâl yürür, bir Instm insanm m » kadderatı yürür. Paygamber ve havari doğurmakta eski devirlerden geri kalmıyan Asya, 1917 Rus mkılâbmdan sonra bize yeni tipler verdi: Lenin gibi mehdiler ve Gorki gibi havariler... Bu mistik Asya çocuklan, maddeci ve asrî elbiselerinin altında saklı ruhaniyetlerile tsanm ve aziz Piyerin yerini almağa savaştılar. Hemekadar, bugün bir Andre Gi • dein yapmak istediği gibi, «Incil» ve «Sermaye» arasında bir nfkâh kıymağa çalışmadılarsa da zayıflann müdafaası için kullandıklan edebiyat, maddeci gö. rünüşüne rağmen, en azmdan içtimaî bir mistisizmdir ve vahdet fikrine istinat eder. Dün, insan ruhu karşısında müşahit bir romancı gibi duran Gorki, bugün, Buddadan Staline kadar uzanan Asyaî enbiya kafilesine iltihak etmis bulunuyor. Fakat ben, kendi hesabıma yalnız romancı Gorkiyi karşıhyacağım ve selâmhyacağım. Çünkü büyük ve samjmî Gorki, edyan tarihinde herhangi bir eşi bulunmıyan, başkalarmm iddialannı tekrarlanuyan samhnî ve orijinâl Gorki oradadır. a D PEYAMt SAFA Not: Dün bu sütunda bir yıldız imzasile nesredüen yazınm benim kalemîmden cıkmadığını bildirmeğe lüzum görüyorum. Bu maruzatımudan sonra Şurayı Deviet deavi dairesinin riayet etmesi herhalde elzem olan hukuk usulü muhakemeleri kanunumuzun bu istisnai kazanm hususiyeti noktai nazarmdan tâbi bulunması lâzım gelen tadilâbm tafsile tevessül ederiz. Evvel emirde idari kazanm istisnaî bir kaza olduğunu ve he ihtilâfm halli mehakimi umumiyeye ait olup yabıız muayyen hususatta Şurayı Devletin vazifedar bulunduğunu tesbit etmek lâzımdır. Halen mer'i olan Şurayı Deviet kanununun 19 ve 20 mci maddelermin aynen tedvmi maksadı temme kâfidir. Bundan sonra gene vazife noktasmdan daire ve heyeti umumiyenm vazifelerini tefrik etmek iktıza eder. Esas itibarile her davayı rüyete deavp subeleri vazifedar ise de: 1 Hidemati umumiyeden birini ifa maksadile aktedilen mukavelelerden müteveMit ihtilâflar, 2 Maadin tasarruf ve ruhsat imtiyazlan hakkındaki ihtilâflar, 3 İdari kararlann tayin manasma mütedair olarak alâkadarlar tarfmdan serdedilecek talepler, 4 Şubelerden sadır olan kararlar aleyhme iadei muhakeme ve yahut tashihi karar talepleri, Şubeler veva deavi dairesi tarahndan riivet ve karara raptolunacağı tasrih edilmek lâzımdır. Kezalik: 1 Valilerle vekillerin mukarrerati alevhine ikame olunacak iptal davalan, 2 Deavi dairesi tarafından verflen bir karar aleyhine iadei muhakeme ve tash'hi karar talebi, Dahi Şurayı Deviet kazaî heyeti a* mumivesine ait bulunduğu tasrih olunmak lâzımdır. * * [Müteaktp makalede müddet ve vazife bahisleri tetkik olunacaktır. Tahrir heyetil Sofyada siyasî Ejnrazı zühreviye Bir cinayet daha! Talimatnamesi Eski bir meb'us sokak or Umumî ve hususî birleş tasında b'ldürüldü me evleri açılabilecek Safya 13 (A.A.) Eski komü • nst meb'uslardan Makedonyalı Petko Napetoff, dün Sofya varoşlarm dan birinde rovelverle öldürülmüştür. Cinayeti yapan Mihailof taraftarlarından Horinek ile Antonoff tevkif edilmislerdir. Sofya 13 (A.A.) Her türlü hâdiselere mâni olmak maksadiie zabıta, sabık komünist meb'us Na • pettofu bu sabah gizli olarak göm • dürmüştür. Sofya 13 (A.A.) Polis ile komünist Napethoffun öldürülmesini protesto eden yüz kadar komünist arasında arbedeler olmuştur. Maktulün gömülmesinin yeni bir takım hâdiselere sebebiyet vereceği tahrain olunmaktadır. Ankara 13 (Telefonla) Yeni em. razı aühreviye talimatnamen Şurayı Devlette tetkik olunmaktadır. Yeni ta'imatname şayam kayit ah • kârra muhtevi bulunmaktadır. Bu ah kâma göre teykilâh sıhhiyesi o'»n yerlerm muavyen nuntakalannda yeniden umumî birlesme evleri (umumhane) ve hususî birlesme evleri (randevu evleri) açılabilecektir. Talimatname münhasiran zabıta doktoru tarafından muayene mecburiyetini kaldnmaktadır. lstiyenüer hususî doktor. Iara muayene oltmabileceklerdir. Naziler Danzigde! Sosyalist yurdunu işgal, rüesayı tevkif ettüer Danzig 13 (A.A.) Dün saat otı dörde doğru 3 kamyon dolusu Al . man polisi ile milliyetçi sosyalist hü • cum kıt'alanna mensup iki mufreze Danzige gelerek işçiier sendikalan yurdunu işgal etmişler, yurttaki sosyalist bavragını kopano almıslar ve yerine Hitler bayrağım çekmişlerdh. Ayni zamanda 200 Alman polisi sendika merkezinin bulunduğu mahallenin etrafı m kuşabmşlar, buradan gelip geçmeği menetmis ve isciier kalabalığını sopa . larla dağıtmıstır. Bu polisler Danzigdeki sosyalist fırkası reisi Brilb ile sendika umumî kâ tibi Kaiseri ve Dantziger Volkssemme gazetesinin başmuharriri Thomakı tevkif etmislerdir. Dün sabah Almanyadan otomobil Ierle ve motosikletlerle gelmiş olan Hitler hücunt kıt'alanna mensup külli . yetli miktarda azanın Danzig sokaklannda dolastıklan göriilmektedir. Cenupfa yakalanan kaçakçılar Ankara 13 (A.A.) May» ayınuı birind haftasi içinde cenup hudu dumuzda 26 kaçakçılık vak'ası olmuş, ikisi Ölü olmak üzere 26 kaçakçi ya kalanmışhr. 850 kilo muhtelif cins gumrük ve inhisar kaçağı üe, 1060 kilo seker, 47 hayvan elde edilmiştir. /unanistanda Bulgar çetelerile musademeler Atîna 13 (Hususî) Hudut mıntakasindan gelen telgraf haberle • rine göre Bulgar çeteleri Yunan Makedonyasmda tethiş usullerfni tat bik için harekeie gelmşlerdir. Serez mıntakasında da yeni bir çete meydana çikarak takibine memur edilen Yunan müfrezelerile birkaç saat devam eden kanlı bir musa • deme yapmışlardır. Çete efradın • dan biri mecruh olmuştur. Mütebakisi Bulgar toprağına kaçmıjlardır. .Yunan askerlerî zaviat vermemiştir. Nurullah Esat Bey Ankarada Ankara 13 (Telefonla) Pariste borçlar müzakeresme isthak eden murahhaslarımızdan yüksek iktısat meclisi azası Nurullah Esat Bey Ankara ya dönmüstür. Yeni seyrösefer nizamnamesi Ankara 13 (Telefonla) Yeni •«yTUsefer nizamname«t Etnniyeti umumiyece hazırlanmıstır. Bu hu • susta ttalya, Fransa ve Almanya seyrüsefer nizamnamelerinden isti fade edilmiştir. Nizamname projesi îstanbul, Izmir, Ankaraya gönderilmiş, alâkadar dairelerden müta • lea istenmiştir. Cumhüriyet Nüshatı 5 Kuruştur Sendikalartn mattan müsadere ediliyor DOnkO Heyeti Vekile içtimaı Ankara 13 (Telefonla) He • yeti Vekile bngiin saat 5 te toplan mıstır. Bu içtîmada vekâletlere mUteallik işler mOzakere olunmustur. Berlin 13 (A.A.) Wolff A|an smdan: Berlin müddeiumumisi, lunumi konfederasyonu serbest sendikalan ile amele konfederasyonu sendikalanna ait emval ve emlâkin müsaderesmi em retmiştir. Yet'şir artık! Açık söyleme mi mi istiyorsunuz. Ben çekmece nin icuidekileri veremem, onlar benimdir! Ben de bağırdım: Neden senin oluyor? Çünkü kocamın malı benim malımdır. Fakat sana o emrediyor. Ben şimdi onun emirlerini dinlemem. Hastadır o. Yanlış düşünür. Çekmecenin içindekileri sana vereyim de Hicrana hediye et, olmaz mı? Abone. şeraiti* Senelik ' A!tı avlık Üç ayhk Bir avl.k Türkiye iB ^ îçiB 1400 Kr. 750 400 150 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Millt tefrtkamtz i 59 Yazan: SERVER BEDt Hep Senin İçin! Dısan çıkınca sofanın ortasında ı Ne duruyorsun? Sabahat durakladı. Kollannı aşaği l Hiç kımıldamadan: iarkıtmış v« başını önüne iğmişti. O Bilmem, dedi. jyaziyette bîr müddet kaldı. Asılmış Ne bilmezsm? Kalk! Vakit gebir insana benziyordu. Kolundan çirme. Hasta yalnız. cekthn: Cevap verraedi. Haydi! dedim. Ona doğru bir adim attım. Yüzü Merdivenin yanmdaki misafir okireç gibiydi. Yaklaşmca gördüm ki dasma girdi. Karanlık odada biraz titriyor. Omzuna elimi koydum: durdum ve bekledim. Hiç sesi çık • Hiç düşünme başka bir çare mıyordu. Elektriği yaktım. Sabahat bulamazsın. Bütün kaçamak kapıları bir kolhığa oturmuş, drrseklermi kattalıdır. Kurtuluş... yok! dizlerine dayamış, çenesini avuçlaGene sesini çıkarmıyordu. Yalnız (rmm içrne almış oturuyordu. derin nefesler alıyor, başı gittikçe Karşısında durdum ve bir kelime öne doğru düşüyordu. «Syiemeden bekledim. Birdenbire ayağa kalkti ve benî Anladım ki sabaha kadar böyle bir elile iterek odanın ortasına doğduraeağiz. m koştu, bir facia aktristi gibi kol' E11«rkni arkama. koyarak dedim larmı kavusturarak ba(ırdıt ve çekmecenin içindekileri ver! Haydi! Bir adım geri çekildi: Vermiyeceğim! diye bağırdi. Artık bütün kinleritn isyan etmisti. Birdenbire kendimden geçtim. Etrafım simsiyah kesildi. Bu karanlıkta yalnız onun gittikçe yumurta biçhni alan ve uzayan beyaz yüzünü görüyordum. Sankî iki kolum da omuzlanmdan koptu, vücudümden, irademden, benliğimden ayrıldi; ikisi de, birbiri ardı sıra, havada iki büyük kavis çizdiler. Evvelâ bir eYılışık bir kahkaha attı. Artık lim, sonr* öteki elim, arka arkaya, sinirlerim üzerindeki hâkimiye birer sarapnel gibi suratmın üstüntin son dakikalannı yaşadığımı de patladı; o kadar ki, tokatlann sehissediyordum. Ona doğru, ağır iki si, onun tehlikeyi hissederek daha adım ettitn ve tehlikesini hissettiren evvel kopardığı çığlığı adeta ba» bir soğukkanlıhkla dedim ki: tırtnıştı ve odanın içinde, büyük bir Bak, sana en son îhtarımı yacama iki taş atılmış gibi garip bir pıyorum. Namusum üzerine temin gürültü koptu. ediyorum ki hayahn tehlikededir. Ağzından bir söz daha çıkacak olurVücudü rözgâra asılı bir çarşaf sa beynini patlatacağim. önüme düf gibi sallanıyordn ve yere yuvarlan madan evvel bana döndü. Aman yarabbi!.. Gülüyordu! Hem de hile ve sevgi dolu, seytanî bir tebessümle gülüyordu! Beyaz gömleği, çene sinin bir kısmı ve çıplak göğsü ü» tünde kan damlalart vardı. Dedi ki: Sana hepsini vereceğim, hepsini, hepsini... Hem d« şkndi! Fa kat ondan evvel sen bana cevap ve» ri r misin? Bir şey soracağım. Nedir o? Çekmecenin içmdekileri ben sana verdikten sonra, sen benden aldığm şeyi nasıl vereceksin? Anlamadim. Ne aldım ben sen. den? Sen benim kalbimi kırdın. Hayır! Ben yalnız babama ak bh hakkı müdafaa ettim. Bilhassa hasta bir adamın arzulan bence mukaddestir. Gökten men enıirler gibidir. (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: