5 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

5 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" Hayat Ansiklopedisi üncü cüzü çıktı 33 Onuncu sene: No. 3260 u m hu r i Hayat Ansiklopedisi Büyük bir küfiphaneyf bir arada eviüize geffren en faydalı eserdir. Her evde bir tane bülunmak lâzımdır. tSTANBUL CAĞALOGLU Telgraf ve mekttip adresi: Cnmhnriyrt, tstanbnl Posta kutusu: lstanbul, No 246 Telefon: Başmuharrlr: 22366. Tahrir mftdttrfl: 23238, tdare müdüru: 22365, Matbaa: 20472 Darülfünunumuzun Islahı etrafında Ankara: 3 (Baimuharririmtzden) arülfünunumuzun ıslahı işlerine ehemmiyetle devam edilmekte ve bu yoldaki faaliyetler burada dahi büyük alâka ve dikkatle talrip oluranaktadır. Bu ıslah işlermde vukuf ve tecrübesinden istifade olunan M. Malf gecen sene mahsus surette yap tığı tetkikler neticesinde hiikumetimize bir rapor vermişti. Cumhuriyet hiiku metmm bu büyük tahsil müessesemizi asrm istediği bir seviyeye yükseltmek için ondan evvel de düşünüp çalışmağa başlamış olduğu malumdur. M. .Malşin vermîş olduğu rapor mükemmel bulunmak için hükumetçe yapılacak i$in mahiyeti hakkında esasen kâfi bilgi var dı demek olur. Vaziyet bu suretle iyi • ce bilindikten sonra yapı'acak işin daha ziyade mükemmel olmasını temin icin hükumet bizzat son ranor sahibi M. Malşten istifade etmeği düsündü, ve kendisinm buna muvafakati üzerine M. Malş tekrar memleketimize gelerek Maarif Vekilimi*le görüstükten sonra işe de başladı. Bu ehemmiyetli vazife Cumhuriyet hükumetinin alâka ve dikkati önünde salâhiyettar ilim adamlarımızm da istiraklerile ileri götürülmektedir. Memleketimize geîerek ıslahat îsle • rmde rehberlik etmiş Avrupalı ilim adamlannın bilhassa bazilarmm cidden muvaffak olarak isimlerini aramızda dahna hürmetle anılacak veçhile tebit etmis olduklarmı biliriz. Darülfünunumuzun ıslahı bizim pekçok ehemmiyet verdiğimiz hakikpten büyük işlerimiz dendir. M. Malşe bu vazifesinde mu • vaffak olarak sonsuz minnetlerimizi kazanmasmı temenni ederiz. Hükume timiz gerek kendisini geçen sene tet kikler icrası için burava davet eder • ken, gerek şimdiki tatbikata nezaretini rica ederken onun ehliyet ve liyakati hakkmda zaten kâfi malumat ta almış bulmuyordu. Münevver ve mamur memleketinde zaten ilim işlerile uğraşarak Maarif Nazırlığı payesine kadar çıkmu bir hocanm nizde görü'ecek işi tanziminde muvaffakiyetle çahsabile ceğine kanaat getirilmemiş olsa idi beyhude yere böyle bir külfetin şimdi ol du?u sekilde iktihamına gecilmezdi. Bilhassa böyle büyük islerde yapıci olarak ba»a geciriien zaMarm ehliyet ve salâhiyetleri asla süphe ve münakaşa mevzuu olmamak lâzımdır. Hükume • timiz esaslı malumata müntehi tahkik ve müsahadelerile bu kanaate sahip olduktan sonradır ki tatbikata geçilmis bulunuyor. Artık itimatla tatbikahn derece derece tahakkukunu beklemekten başka vapılacak is kalmaz. Meserki yapılmakta olan isin şurasına ve burasına ait olarak belld bir faydayı in taç etmeleri de mümkün bulunan mütalealar kabilinden olsun ki bilhassa kendilerini herhangi sahada söz söy lemeğe salâhiyettar görenler için bu hususta herzaman mevdan açıktır. Bu sözleri M. Malsi müdafaa için yazmıvoruz. Omrn stö'eceği ve görmeği kabul ettiği iş için herhangi bir derecesinde müdafaaya ihtiyacı olduğuna kaile değiliz. Kitabı var mı yok mu mevzuu etrafında söylenmis ileri geri bazı sözlerfn bütün bir selâmetle yürü mesi elzem büyük bir isimize henüz başlanrrus olduğu bir sırada işin büyfiklü ğile beraber ciddiyetini de velev ki en az derecesinde şupheye düsürmek ih trmalidir, ki kendi millî yüksek men faatimiz kaygusile bizi vaziyetm arzet • * tiğimiz şeklinde izahına sevketmiş bu • lunmaktadır. M. Malşin Darülfünunumuzda kendi mesleği dairesinde herhangi bir ders okutup okutmiyacağını bilmiyoruz. Bizim muhakkak olarak bildiğimiz Da • rülfununumuzun emsali Avrupa mües seseleri usul ve esasatma göre ıslahmda kendisinin vukuf ve tecriibesinden istifade olunacağidır. Meseienin daha ziyade idarî bir mahiyet arzeden bu sekli için tecriibelerle tekemmül etmis kabiliyetten baska miyar yoktur. Her yîğitin bir yoğurt yiyisi vardır dedik leri mevzu işte bu mevzudur. Herhangi bir harbi zaferle intac eden her kumandan mutlaka Harbiye Mektebmm en âlim hocası değildir. Üzermde daha fazla tevakkufumuza mahal olmıyan bu bahsi bu suretle kat'iyyen kapadıktan sonra memleke timizde bu sene muhtelif idare şubelerine müteaddrt memleketlerden değerli mütehassıslar getirilmiş olmasile müterafık bir hareket olarak Darülfümı numuzun dahi şüphesiz kendi ilim a • damlanmızm da istiraklerile Avrupalı bir ele ıslah ettirilmesini hakikaten hayırlı bir fal saydığımızı üâve edeceğiz. Bizim memlekette dışandan getirflen mütehassıslara karşı dudak bükülen devirlerm artık tamamen geçmiş sayıla • bileceğini farzederiz. Cumhuriyet re • İngilizler dört Rus şehrini yakmak mı istediler? M. Litvinofun Cenevrede mühim beyanatı Fransa silâhları bırakma konferansmdan hususî silâh ve mühimmat imalâtının kald?rılmasını istiyecek; biz de ayni fikirdeyiz [Sılâhlan bırakma konferansı ve umumî komîsyonu temmuzun iptidala rına kadar tatil edılmekle beraber dığer komiteler içtimalanna devam edecek tır. Bu komitelerde mühim münakasalar cereyan etmektedır Bilhassa Sovyet Rusya bu münakaşalarda çok faaliyet gbstermektedır. MuTakabe meselesinin müzakeTesi esnasında M Litfinof, muTakabenin âdi Iâne düsünen azalar tarafmdanidare sıni talep etmiş ve birçok düşmanı olan Sovyet Rusyanın âni bir hücuma maruz kalmaması için bu noktaya çok ehemmiyet verdığini söylemıştir. Sovyet Hariciye Nazm, Rusyanın nekadar tehltkede bulunduğunu anlatmak için Karadenize Ingihz askerî tayyaTelerinin gondeTİlerek Odesa ile Ukranyanm merkezi Harkof sehirnin yakılma sını istiyen bir tngiliz gazetesinin yaz dığı şeyleri nakletmiştir. Sovyet Rusya silâhların azaltılmasi hakkında harp zamanmda bile istisna yapılmaaında ısrar etmektedfr. Dörtler misakmın eaki şeklf Sovyet Rusyada heyecan uyandırmıştı. Tadil olunan yeni sekil dahi Rusyayı tatmin etmemiş ve bu misakın yalnız Rusyanın aleyhinde Garp devletlerinin rmisterek bir harekerte bulunması ıçın hazırlandığı kanaati izhar olunmuştırr. Dörtler misakı, Sovyet hükumetini silâhlan bırakma işinde daha müteyakkız davranmağa sevketmistir. ] Moskova 4 (A.A.) «Tas Ajansı» bildiriyor: tngiliz projesmin kıraa tinde M. Litvinof söz alarak, Lozan muahedesinin Boğazlara mUteallik ahkâmınm kaldırılması hakkmda Türk heyeti murahhasasının yap • tığı teklif e müzaheret ettiğini söy . ledâkten sonra, Sovyet hevet! murahhasasının murakabenin kat'î lüzu • munu ötedenberi müdafaa eden evvelki beyanatım hatırlatmis ve demiştir ki: « Sovyet heyeti murahhasası hatta daha geniş bir murakabe tat. bikına bile itiraz etmiyecektir, Sovyet heyeti murahhasasının istediği ancak bu murakabenin kat'î ve â« Bu makalenin sahibile tngiliz hükumeti arasında ne gibî bir mü • nasebet olduğu belli değildir. Fakat böyle bir adamın beynelmilel murakabe komisyonuna gönderilmesi ih . timali farzolunursa bu adamın Sovyet Rusya hakkındaki zihniyetin den ne derece bitaraflık ve ad'alet beklenebileceği tezahür eder.» M. Lrtvmof müteakıben Sovyet Rusyanın bilhassa Mileltler Cemi yetinin rolü hakkında bir takım ta. dil teklifleırinde bulunacağını söyledikten sonra mukavelenin istisnalar kısmına geçerek Sovyet heyeti murahhasasının hatta harp halinde bile silâh bırakımına ait bütün ted birlerin tesdikına itizar etmîyece ğini kaydetmiş ve demiştir kn: < Ancak diğer heyeti murahha Cenevre konferansınâa mühim beyaiĞtt < salann Sovyet heyeti murahhasasını t bulunan Rus Harictye Komiteri bu kadar ileri hedeflerde takip edcceM Litvtnof ğine kani değilim. Ben zannediyorum ki yakın ve uzak komsulannm dil olmasıdır. Bunun içindir ki Sovtesirt altında bulunduğu telâkkisini yet heyeti murahhasası daimî nıubeslemiyen tek bir devlet yoktur. rakabe komisyonunun teşekkül tar. Bu konferansm bütün güclükleri zına hususî bir ehemmiyet vermektc muhtelif devletlerin biribirinden dir. Bu komisyonun bir takım tiyasî korkmasmdan ileri gelmektedir. E. tetritplere âlet olmaması ve silâh ğer bütün devletler tehdit edildikleri bırakımı ve murakabe maksatlan kanaabînde bulunduklan behanesile na hakkile hâzmet etmesi lâzımdır. mukaveleye riayet etmiyerek silâhBu gerek umumî noktai nazar • larını artırabilirlerse bu kat'iyyen dan, gerek birçok d'evletler tara . kabul edilemez bir vaziyet ihdas efından hakkında husumet beslenen decekiir. Sovyet heyeti murahha ve hususî bir beynehnilel vaziyeti sası bütün bu kısmm ' a hiç olmazolan Sovyet Rosyanıo menafii nok >sa katfyyen kabulü zail olmıyan ah. tai nazarmdan zaruridn.» kâmın kaldırtlmasında şrddetle ısM. Litvinof, bu bapta ingilizce rar eder.» Aeroplane mecmuasının bir maka • Fran$a ile ayni fikirde olduğu lesini zıikretmistir. Bu makalede muz bir meaele Sovyet Rusya ile olan ihtilâfı hal için tngiliz hükumetine Cronstadt Cenevre 4 (A.A.) Havas ajansı ve Leningradı tahrip için Baltık demuhabirinden: Silâhları bırakma nizine ve Odesa ile Harkofu tah . konferansındaki Fransa heyeti murahhasası, millî müdafaa masraf korip için de Karadenize tayyare ge misyonu tarafından verilen reye ismileri göndermesi tavsiye edilmektinat ederek askerî masraflann top. tedir. Bu suretle hava ve topçu kuvtan tahdit edîlmesi için tngiliz provetleri canlı hed'eflere karsı hare . jesinin tadil edilmesini istiyen madket edebileceklerdir. deler tevdi etmistir. M. Litvinof sözüne devamla de (Mabadi 6 ıncı sahifede) miştir kî: Ahmet Haşim oldü! Büyük şairi dün öğleyin kaybettik. Cenazesi bugün Kadıköyden Eyübe kaldırılacaktır Büyük şairimiz Ahmet Hâshn, dün, saat ikiyi elli be* geçe, Ka • dıköyündeki evin • de uyurken, yürek durmasmdan ve • fat etmistir. Aylardan beri zaman zaman te perek iistadı ya tağa yatıran illet, bütün dostlarmı devamlı bir endişe içinde bırakıyor du. Şifa aramak için gittiği Frankfurt seyahatinden dönüsünde biraz i • yileşmis gibiydi. Fakat az bir zaman sonra hasta lığı gene etrafındaki endişeleri son derece artıran bir dereceye geldi. hî inkîsarında u nutulmaz bir ft mil olmustur. Ahmet Haşim 1885 te Bağdatta doğmuştur. Tahsflhn Galatasaray lisesinde yapmjşbr. Bir aralık lzmir lda • disinde fransızca mualiimliği yap • miştir. Son za • manda Güzel San'atlar A kademisinde es • terik hocahgı yapıyordu. Eserleri: Göl Saatleri 1921, Gurabahanei Lâk lâkat 1927, Bi ze Gore 1928, Pi ale 1928 ve son nesrettiği Frankfurt Seyahatnamesidir. Haşim, Fecri ati ile beraber yükselen Ahmet Haşimin eserleri fransnca, edebî neslin en büyük şairi idi. Asyaî almanca ve rumcaya da tereüme edilve millî renkler taşıyan ve sembolik miştir. vasıflan Iirik samimiyetine mâni ol Ahmet Haşimin kaleminden son ctkan mıyan şürlerile, kısa parçalar içine ge ve «Mülkiye» mecmuasmra son niş tefekkür ve tahassüs daireleri sığ nüshasında mtisar eden enfes bir yazıdıran kuvvetli nesirlerüe, o günden busmı üçüncü sahifemizde bulacaksmız. güne kadar, Türk edebiyatma daima ta Cenazesi bugün, saat 12 de, Kadı • ze, daima bahar kokularile dolu, can • köyünde, Bahariye caddesmde, 87 nulandına bir hava verdi. marah Belvü aparttmamndan kaldınla«Göl Saatleri» ve «Piyale» gibi manrak Eyübe nâkil ve ailesi kabristanraa zum, «Bize Göre» ve «Frankfurt Seyadefnolunacakbr. hatnamesi», «Gurabahanei Lak Ailesini, Türk matbuat ve edebiyat ftlakat» gibi mensur eserlerini top • lemini derin bir büzün içinde taziy» eIıyan kitaplan Haşimi bizim a diyoruz. ramızda ve bizden sonrakilerin ara sında ebediyyen yasatmağa kâfi beş Matbuat Cemiyetinden : şaheserdir. Fikir ve edebîyat âleminin degerli çecuğu Ahmet Hasim ölmüştür Matbuat Son zamanlara kadar Güzel San'atIar Akademisinde estetik profesörlü • Cemiyeti duyduğu büyök kederi kayde» ğa yapan üstat, yahuz^ kalemile de derken bütün arkadaslan aziz olfinfinl ğil, takrirlerüe de bütün bir genchğin ru son hızmetınde bulunmağa davet eder. I Gümrüklerde muamele Mallar azamî tarife üzerinden resim ahnarak çıkarıldı Yeni bir kararname hazırlandı Dün gümrüklerde muavene başme • murları toplanmışlardır. Basmemurlara yeni tarifeler münasebetile izahat ve ril miştir. Dün de gümrüklerde, azamî tarife alınarak mallarm çtkanlmasına devam edilmiştir. Yalnız bazı maddelerin tat bikı esnasmda müphemiyet görülmüs tür. Bu noktalar tetkik edilmektedir. Gümrükler bu gibi cihetleri Başmüdiriyetten soracaklardn. Başmüdiriyet te halledemezse Vekâlete müracaat ede cektir. Yeni tarife mucibince pamuklu mensucatın Iifleri sayılarak resim almman lâzım gelmektedir. Bu lifler, bir makme ile anlasıldığmdan gümrüklerce bu a^ete lüzum görülmüs, piyasada aranrmşsa da bulunamami'tır. Gümrük Basmüdürü Seyfi Bey, yeni <Lutfen sahifeyi çeviriniz) Yüksek bir insaniyet Isveç hükumeti; topraklarında ölen aziz Türk şehitleri için güzel bir abide yaptırdı Insanlar v medenî âlem ne tuhaftır. Yakır memleketlerde dostluk, sulh ve sükun içinde olen atalanmızm toprak tasasinı çekerken kim tah min ederdi ki üzerinde şehit verdlğimizi bile hatırlamadığımız diyarlarda Türk ölülerine abide dikilsin! Bizi min netle mütehassis eden bu yüksek Haparando kasabasmda TOrk şehitleri abldesl insaniyeti gösteren İsveç milleti ve Ruslardan kaçmasında Edil Oral hükumetidir. Türkleri büyük fedakârlıklara kat • Ianmışlardır. Avrupanın şimal noktasmda, tsİsveç hükumeti, medenî bir mü • kandmavya dağlarında Türk şehitlete yakışacak yüksek bir insaniyet lerinin yattığını belki pek az kimse eseri göstererek, bu şehirdeki Türk biliyor. Harbi Umumide Ruslara eşehitleri için güzel bir bahçe için . sir düşen Türk, Alman, Macar as de bir abide yaptırmıştır. Bahçe, kerleri Finlandiyaya, oradan da çiçek tahlanile süslenmiş, nezaretine lşveçe geçmişlerdir. Fakat bu esirdaimî bir bekçi tayin edilmiştir. ler uzak yolların, açlık ve soğuğun İsveç hükumetinin aziz Türk şeıstırabına dayanamıyarak hudut ü. hit lerine karşı göstermiş olduğu bu zerinde bulunan Hoparando kasa • insanî ve medenî muameleye bütün basında vefat etmişlerdir. Esirlerin kalbimizle teşekkür ederiz. jimile beraber tamamen Avrupalı yapılımş olan yeni Türkiyenin zaten her hususta dahil bulunduğu terakki yol • lannı çabuk katedebilmesi için Avrupanın yalnız ilmine değil, usullerine de şiddetle muhtaç olduğumuza şüphe yoktur. Onlano yalnız neler bildikle rini değil, bu bilgileri nasıl öğrenip ne şekilde tatbik ettiklerini dahi öğren • meğe mecburuz, ve bunu Darülronumimuz gibi yüksek bir müessesemize ta • mamile yerleştirerek o yolla mem Ieket ve milletrmize maletmiş olacağız. tş buyuktür ve tekemmül süphesiz az çok bir vakte muhtaçtır. Fakat ne kadar büyük olursa olsun herhangi bir işe ciddiyetle başlamamn onu yan yanya halletmek demek olduğunu söylu • yorlar. Onun için hatmmıza füturun zerresini dahi getirmeden girdiğimiz yolda yüriimeğe bakalım. YUNUS NADl Bulgar sefiri Sofyaya gidiyor M. Antonof münasebatımız için ^ k nikbin.. Bulgar s«» . M. Antonf dün Ankara dan şeh rimize gelmiştir. Bugün Sofyaya hareket ede cek olan seffr bir muharrirhnL ze şunları söy lemiştfr: « Ankara • da {ki aydan fazla zaman kaldım ve gayet iyi intibalar aldım. M Antonoi Ankarayı gördüğiım için diyebili rim ki, Türk . Bulgar dostluğu çok kuvvetlidir ve iki memleketin münasebatı daima dostane olacakhr. Bu dostluğu muhafaza etmek için bütün gayrethnle çalışacağım. Sofyaya hükumetimle temas etmek üzere gidiyorum. Ankarada olduğu gibi Sofyada da ayni dostluk his lerini bulacağıma emmim. (Mabadi 6 tnct sahifede) Yeni tarife Yeni gümrük tarifesmin neşrine bugün de devam ediyoruz; tarifeyi besinci sahifemizde bulacaksmız. IMII1IIIIIIIII IIIIIIIMIIIinillMIICIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIMIIIIMIIIIIIIIHIIIIIIIIIinillllllllMllllllllllllllllllllHIIIIIIIIHHHIIIIIIIIIIIIIIIIHIt Konsoloslar şerefine ziyafet S DavetlUer Vali Beyle beraber* Beylerbeyı sarayınm merdivenlerinde grup halinde Sofyada gene Sokak muharebesi Makedonyalı iki grup çarpıştı, iki kişi öldü Sofya 4 ( A . A T ^ D ü n Makedon yalı iki grup bir sokak harbi yapmış lardır. Prorogerof taraftaHarmdan biri ağır surette yaralanmıs, Mihailoff traftarlanndan biri ölraüf, bîri de yaralan mışhr. ötekiler kaçmışlardır. Vali Muhittin t.v tarafından dün Bey. ueyi sarayında Istanbuldaki ecnebi konsoloslar şerefine bir ziyafet veril miştir. Vali Bey bu ziyafeti münhasıran şimdiye kadar konsoloslar tarafından verilen ziyafetlere mukabele olmak üzere vermiştir. Ziyafette hemen he men İstanbuldaki konsoloslann kı&mı azamî ile, Kolordu kumandanı, Darülfünun müderrtslerinden bazılan ve Ti caret Odası erkânı ve refikalan hazır bulunmuşlardır. " Davetüler evvelâ vapurla Boğazda bir tenezzüh yaptiktan sonra Beyler • beyi sarayına çıkmışlardır. Yemek sarayın sahil bahçesinde yenilrhiş, sehir bandosu çalmıştır. Yemekten sonra yukan bahçedeki kösklerden birinin mer Zlyaîetten bu trrÖbTl mer taraçasmda dansedilmiş, eglenilmif saat 4 buçukta tstanbula dömurnüş tür. Ziyafet çok samimî olmustur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: