16 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

16 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 HazîraS 1933 Camharivei Ingiliz Prensi Gretayı boşuna bekledi! Müsabaka Holhnıt 1 haziran Pek iyi bilir siniz, her şehrin pek ziyade sevilen bir cemiyet kadmı vardır. Hemen her hafta mutlaka onun evinde toplanılır. Birisi davet yaptı mı onu çağırmamazhk etmesi şöyle dursun, bilâkis kendisini misafirleri arasmda görmiyecek olur • sa belki de bunu bir tenezzülsüzlük sayar ve nefsine bir hakaret addeder. HoHvutun cemiyet kadmı da Mary Pickfordur. Avrupada olduğu kadar Amerika da da tiyatro ve sinema artistlerine pek iyi nacarla bakmazlar. Onlan cemi yet hayatmda ikinci derecede şahsiyet addetmekten geri durmazlar. Fakat Mary Pickford bu telâkki • den müstesnadır. Resmî ve gayrires mî ziyafetler, suvareler ve balolann o bir şenliği, bir süsüdür. Hükâmet adamlanndan tutun da petrol, yemiş kralianna ve sair büyiik sahsiyetlere varmcıya kadar herkes «Bizim Mary yok mu?» diye herkes onu sorar. Diğer taraftan Mary de evini sade sıkı fıkı görüstüğü dostlanna değil, yer li yabancı bütün yüksek tabakaya aç • mıstır. Köşkünde bir diizüne kadar mî safir odası bulunduğu için onlardan kim arru ederse oraya gelir, istediği kadar misafir kalabilir. Yalnız elve • r'u ki prens, kont, diik gibi bir asalet unvanınm Eahibi bulunsun! Geçenlerde buraya gelen bir tngiliz prensi de bu taamül iizere gene Mary Pickforda mısafir olmuştu. Mary bu ziyaretten fazla surur ve iftiharla be • raber yüksek bir memnuniyet duy • mustu: Ingiliz hükumdarlığı hanedanındap birile tanıjtığı için.. Fakat Ingiliz Prensinin Holivuta gel mesini ve Marynin evine misafir olmasmın sebebi sırf bir seyahat yapmak gayesinden ibaret değiidi. Onun maksadı Greta Garbo rle görüşmekti. Marynin sinema paytahtınm en sevimü cemiyet kadm; olduğunu biliyordu. Gretanm bir hafta veya on gfin xar fında oraya bir defa olsun geleceğini kat'iyetle ümit ediyordu. Lâkîn Gretanm beş senedir Holi vutta olmasına rağmen Mary ile ta • nışmadıfm' öğrenince şaşırıp kaldı. Maamafih Mari Pickford bunun kendi tanısmalan için de bir vesile teşkil edeceğfni prense söyledi. birkaç gün zarfmda kendisini Greta ile görüştüreceğini vadetti. Derhal masa başına oturup Gretaya gayet npzikâne bir mektup yazdı. O nu villâsına davet etti. Diğer yüksek tabakaya mensup tnsanlar gibi ne zaman erzu ederse gelebileceğini ve rs tediği kadar kalabileceğini ilâve et • ti. Malum ya Halivutta hususî mek tuplarm sırlan biie 24 saat sonra meydana çıkar, kat'iyyen gizli kalamaz. Gazeteciler bu havadisi derhal öğrrndi. ler. Greta Mary • tngiliz prensi mü lâkatmı tesbit etmek icin fotoğrafçı lar Marynin villâsının kapısı önünde nöbet beklemeğe basladılar. Heyhat, sade gazeteciler, fotoğraf cılar değil, Mary ve tngiliz prensi de inkisarı hayale uğradı. Haftalarca beklendiği ha'de Greta görünmedL Nihayet bir gün kâtibe • smi gönderip itiraz etti. Simdiye kadar kendinin davetinî reddetmış kimse bulunmamasma rağ men iyi yürekli Mary tsveçli yildızın bu hareketine hiç kızmadı. Prense ve etrafindaküere safiyet ve tevefekülle: Greta bu.. Onun kusunına ba kılmaz! Demekle iktifa etti. tngiHz prensi ise kendi kendisme şoyIe düşündü: Greta meğerse benim tahmmimden daha fazla meşhur ve nazlı bir artistmiş! P. N. Bugün mühim iki var c Öz dil miisabakamir :1 Bu yılm yigit çağı Sırf İsveçli yıldızla görüşmek için Holivuda giden Ingiliz Prensi bu mülâ Beşiktaş Fener, G. Saray Vefa karşılaşıyor katı yapamadan döndü, Mary Pickfordun tavassutu da fayda vermedi Lik maçlarmm en mühimlerinden ikist de bugün yapılacaktır. Fenerbahçe, Beşikiasla, Galatasaray da Vefa ile karşılasacaktır. Galatasaray • Vefa müsabakası Taksim stadyomunda, FenerbahçeBesik taş müsabakası da Fener stadyomunda yapılacaktır. Fenerbahçe stadyomunda yapıla cak müsabaka, aşaği yukan İstanbul şamyiyonunu tayin edecek, Taksimde ki müsabaka da Galatasarayın mukad deratı üzerinde rol aynıyacaktır. Lik maçlarmm ilk devresinde de Be siktas Fener müsabakası çok hararetli olmustu. Fenerbahçe, bu kuvvetli raki bini ancak bir sayı farkla mağlup ede bilmisti. Besiktas takımınm bugünkü vaziyeti, ilk martakine nazaran daha iyidir. Bu itibarla Fenerbahçe, bugün karfisında daha kuvvetli bir rakip bula caktır. Bu müsabaka, bilhassa seyir cilerin manasız gürültüsünden masun kalarak sinir buhranına uğramadan oynanabilirse çok zevkli olacaktır. Galatasaray Vefa maçı da ayni derece mühimdir. Vefalılar, lik maçlannın ilk devresinde Galatasarayla karsılasa caklan gün sahaya çıkarlarken üç mü him oyunculan istifa etmiş ve takım 9 kisile oynamağa mecbur olmuş, bu yüzden büyük bir farkla mağlup olmus lardır. Vefanm vaziyeti bugün böyle değildir. Bu takım, bilhassa son aylarda pek mükemmel bir hale gelmistir. Buna mukabil Galatasaray raktmı da ryiles mektedir. Galatasaraylılar, bogiin Ve faya da mağlup olduklan takdirde, nizmnameve göre ikinci kümeye gire ceklerdir. Bu korku san kırmtzihlan gayet güzel bir oyun oynamağa sev kedeceği gibi, Vefalılar da ilk mağlu • biyetin acMan çıkarmak için fyi oynıya • caldardv. Mart ayındaydı. Okumuş ve bilgiç beyler, bir gün, «gece ve gündüz bir oldu!» dediler. Güneş heryıl o gün yer yüzünü ta ortasından ikiye bölermiş Şimdi artik yılm yiğit çağı doğacak, bütün kış ölü kalan ağaçlar dirilecek, sulu sepkenlerin aylarca çamura buladığı yerler ye şillenecek ve süslenecekti: Doğmak için yılm yiğit çağı beklermiş ki gündüzle gece denk gelsinler! Ben, o gümfenberi gözlerimi kuru dallara diktim. Kuşların sıcak yerlerden getirecekleri şakrak diriliği bekhyordum . Ne yapayım, nisanda doğmuşum. Yılların hergeli sinde bana bir yaş kazandıran dinç çağını çok severim. O fakat bu yıl, ob a aralıklarından, otlaktaki deli kanlıları gözetliyen Türkmen kızı gib;, saklandı, yarım gizlendi, ya rım gözüktü. Bilmem, benim gibi kendisini özliyenleri üzmekten tat mî alıyordu.. Şimdi iki bulut aralığında bir altın kaş güzelliğile bir dil'm güneş oldu. Biraz sonra hepi • mize gücendi sanırsınız. Şu bulut bir çatık kaş, ötekı öfke ile sıkılmış bir yumruk, ve hepsi boşanmak istiyen yaşlarla dolu .. Gök onun için sık sık nisan günlerini ağlatan sinirli bir sağnak oluyordu. Gün oldu ki öğle aydınhğında bile kemiklere işliyen bir gölge serinliği duyduk... O!.. Doğrusu, bu yılın yiğit çağı hiç te uysal bir güzel değildi. Fakat sonu gelmiyecek kötü günler var mı<hr? Nekadar uzasalar, soğuk fırtınalann ardmda güzel kokulu aydınlığı ile doğumunu bekli yen sevinç çağları gizlenir. t»te bu yıhmızın yiğit günleri de filtzlenen topraklar, açan leylâklar ve tram petelerini çalarak çollerden dönen leyleklerle, işte, diyorum, *n sonra ele geçti. On beş, yirmi gün var ki, yerler bütün çayır oldu ve ağaçlar hep çi çek.. Gönlümüz gibi dallar ve kuş • lar da: «Oh, işte ılık ve güzel çağlar!» diyebildiler. Bulutlann gözleri bütün bütün kurumadı ise de artık yağmurlar çığ d<ikümünU andınyor. Süreksiz ve ıslatmıyacak kadar ince . Sanki koca man bir pülveriza • törden dağıhyor. Denebiltr ki gök yüzü süpürüldü, silindi ve gÜQ«ş te yükseldi. Çicekli ağaçlarda güzel kokulara ve kuşların tatlı seslerine sürünerek gelen poyraz, ovalardaki sis artıkları gibi dağ başlarının dumanlannı da her esişte biraz daha aparıyor. Ye şillenen dallar bîrbirine yaklaşh ve yeni açılmış yapraklar her yel estikçe fısıldaşıyorlar. Sanırsınız ki ken • dilerınd'en önce açan kabakçiççkle • rini çekiştiriyorlar. Yılm yiğitliği her yere yeni bir dîrilik getirdi. tstanbulumuzun dar sokaklı eski bucaklannda bile bir gizli kır kokumı var. «Kuş uçmaz» dedikleri «çıkmaz» lar şakrak serseçelerin gürülttilerile dolu. En ummadığın saçakian ikişer damla katranı andıran kuş gözleri alay bakışı ile geleni geçeni süzerler... Geçen güz ortasında yapraklaı dökülürken başlıyan öksürükler bi • rer birer diniyor. Denebilir ki artık mendillerhnizi kuru taşıyoruz. Hey Ulu Tannm, şu kırlangıç ne usta hekim ve şu gelincik sanki her unulmaz sayrıhğa karşı koyacak bir kızı) büyü!.. Bakınız, güneş te nisan ortalarına kadar çektiği kansızlıktan artık kurtuldu, kânunlarda kendi ken» disini bile ısıtamıyorken şimdi gürbüz ışığı bizi terletiyor ve biraz yakıyor da. Hem oldukça şıklaştı gibi de. Ben onu geçen aylarda hiç bu kadar kıvrak görmedimdi. Doğar • ken tan yerinde parlak omuzlarını sarıya, mora ve tozpembesine san yor ve her akşam batıda boyunatkın göz kamaştıran bir yangm denizi o*ir. Siz pencereyi ve göğsünüzu ona açtmız mı, yaşıniz kaç olursa olsun, gönlünüzü yeni doğmus gibi duyarsınız. Onun için bugünlerde hepimis biraz çocuklasırız. Ben işte şimdi, ellerini her yere yetişecek sanan bebekler gibi gök yüzüne uzatmak, ak bulutlardan kar toplan yapmak ve geceleri yalabık yıldızlar arasında koşuşarak ayaklanrmn izlerile yeni bh saman uğrusu açmak istiyorum .. cÇılgm» mı dediniz? Hiç yalan değil. Daha güneş doğmadan yatak odamın önündeki dallara dbldurduklan sevinç gevezeliği ile *•» kuşlan beni şaşkina çevirdiler. Ilgınlann yapraksız kızılhğı ara • sında bilseniz o ne coşkun konser! ökseyi, kapancayı, hele ölümü kim düşüneoek? Bilmem çiçekleri ml paylaşamıyorlar ? Gözlerinden uy • lnı artığını ben daha yıkamadan lrrr langıçlann ntini mmi kağnılar ç« • ken ve gıartıh sakıslar bOken 8x111 ötüşleri kulaklanmı kamaştınyor. Ben nasıi çıldmnam ki bötttn trn sesIerTe yıhn yiğit çağı yrmrartah yuvalar arasmdan beni çağmyor •*• nıyorum! Şimdi bence her Yapraü hışırtısı ve her kanat çirpıntm 31c işitilen bir ince «ozdür. DflsJzliği dalginhkla unuttum ve arasıra gü • neşliklerde gözlerim de gölgeyi « • nutur gîbi oluyor. Fakat Üuygulan boyle büyüienen yalnız ben miyim? Mayıs çayrrlıklarmın yeşil nçmağina dalan hangf göz aldamnıyabilir? Nereye baks*nız •izin anlayiş daraannın çele • cek bir guzellîk yalanı var. Bütttn kış yttrekleri yastan eriien yokrulla» bîle şimdi tek kanatlı kapiianmn eşîğînde blraz güneş işiğmdan dolnm« muş pinltılı bîr paspas goriînce varlıklannın gühnez yüzü güldü sanırlar ve d<v pencerelerfni acıklıfta m.» çınca sanırlar ki yurtçaiızlan ge • nisledi ve icmde artık iğüerek •« büzülerek yaşamiyacaklar •• kanlannda aydınlık günlerfn ılık v« zentrin yaldizını duydukça JSyle nmar • lar ki b'tmdan s o v a yemek «inrierl • nm yamnda «çlık kıyÜan uluya • maz... OH. yıllann yiitt cafcı cok geç te gel»e öyle gözbagıcıdır ki . j Mağrtcr Greta Ankarada güreş mösabakaları Ankara Güreş Heyetinden: Ankara mmtakası güres birincilik • leri 16/6/933 cuma günü Ankara Evkaf apartımanmdaki mıntaka idman »alommda yapılacaktır. Tartıya saat 13,30 da, müsabaka lara da 14 te başlanacaktır. Tolarans yokhır. Hakem heyeti: Başhakem Muzaf fer, hakemler Bürhan, Sedat, Hayri, Halîl, Suphi. Vahit, Nuri, Genç Meh • met Beylerdir. Müsabakalar dShuliyesizdir. f Sinema haberleri Lupe Velez y Duglas elli yaşında.. «Bağdat Hırstzi» mümessili doğuşunun ellinci yıl dönümü münasebetile bir ziyafet verdi MGMr|irketi Lıroe Velezi be» »ene müddetle kontrata bağlaımşhr. tlk çe vireceği ft]min adı «Meneksemi kopar!» dır Gitta Alpar Musevi olduğu için Almanyadan çıkmak mecburiyetinde kalan Gustave Fröhlichin karısı Gitta Alpar tsviçrede Richard Tauberle birlikte filim çevirmektedİr. OsnrulliPüınıyıınjd imtihanlar devam ediyor Darülfünun fakültelerinde imti hanlara devam edilmektedir. Hu Iruk fakültesinin bfrinci sınıf idare imtihanı talebenin fazlalığından haziranın birmci günü basladığı halde evvelki gün bitirilebilmistir. Diğer fakültelerde de imtfhan lara devam olunmaktadır. İmtihan • lar temmuz bidayetinde bitecektir. William Powell William Powell son çevireceği filim için 70 bin lira ücrete razı olmuştur. Evvelce her filim için 200 bin lira alırdı. Sinemacılık mektebi Amerikada Üniversal kumpan • yası bir sinema mektebi açmıştır. Buraya girecek kız ve erkek talebenin 17 ile 20 yaş arasmda olmalan lâzımdır. Orduda yol bayramı! Dere yolunu gönüllü olarak yapmağa karar veren halk 1 haziranda tezahüratla işe başladı Talebe birl'ği aazetesı Millî Türk Talebe Birliği gençli ğin fikir ve milliyet cereyanlaı ına rehber olacak bir gazete neşri için tesebbüsatta bulumnuştu. Gazetenin neşri sebepleri temin edilmiştir. Bu hususta görüşmek üzere dün birlik binasında yapılan içtimada gazetenin şekli ve masarif meseleleri gö • rüsülmüstür. Von Stroheim Eric Von Stroheim hâlâ iş bula • mamıştır. Eski kansının yanındaki çocuğunun hafalık nafakasını 60 dolardan 15 dolara indirmek mecbu • »•'votinde kalmıştır. Yeni bir stüdyo Şehritnizde bir Türk ve bazı Rus «eemayedarlarının teşebbüsile yeni bir stüdyo tesis edilmek üzeredir. Bu stüdyoda Rus rejisör ve tekni siyenlerinden istifade edilerek türkçe filimler çevrileeektir. Königsmark Vaktile sessiz olarak Hugette Duflos, Jacques Catlaine tarafla • nndan çevirilmiş olan Pierre Be notinfn eserinden muktebes «Konigsrnark» filmi yakında gene Leonce Peret tarafından sözlü olarak ya pilacaktır. Baskadın rolünü Jannette Mac Donaldm oynaması muhtemeldir. Dougltu Faîrbanks «Goşo» fUmintfe Bundan iki sene evvel meshur Kovboy filimleri mütnessili Tom Miks hiçbir sinema yıldızmm gös • teremediği cesareti göstererek ya • şını meydana çıkarmış, ellisine bastığını ilân etmişti. tkinci cesareti de Douglas Fair • banks gösterdi. Doğuşunun ellinci yildönümü münasebetile bir eğlen ce tertip etti. Douğlası sade perde üzerindjs tanıyan seyirciler değil, en yakın dostları bile onun elli yasında olduğuna pek güç inanırlar zannederim. Spor sayesinde iyi muhafaza edilmiş vücudü, filimlerinde hâlâ eskisî gibi atlatna, sıçrama kabiliyeti göstermesi kendisfaıe ancak 30 ile kırk arasmda bir yaş verdirir. Yalnız Mary Pickforttan evvelki karı sindan olan oğlu genç Douglas ilerilemis senelerin yegâne şahididir. Binaenaleyh Douglas bugün Hollyvoottaki sinema artistlerinin en yaşlılanndan biridir. Douglas Amerikada Koloradoda doğmus, küçüklüğünde ve gençli ğinde sporla fazla uğraşmış, çok futbol oynamıstı. Sahne hayatına atıldığı zamanlarda tatil günlerindeki en mühim meşgalesi ata binmek ve silâh atmak olmuştur. Bir kaç sene kumpanyasile bir • likte Amerika dahilinde turneler yaptıktan sonra gelip Nevyorka yerleşmiştir. Tam bu esnada Amerikan filimciliği inkişaf etmek üzere ol duğu için ikinci sınıf bir artist ola • rak sinemacıhğa intisap etmistir. Bu sahada çabuk yükselmiş, bil hassa Kovboyların hayatına ait olarak çevirdiği macera filimleri ona pek çok para kazandırtnışır. tse başladığinın sekizinci zenesî diğer bazı san'atkârlarla birlikte cUnited Artists» kumpanyasını knrmuş ve bundan sonraki filimlerini hep kendi hesabına çevirmiştir. Douglas gittikçe romantikleşmiş Karî Koca Gitta Alpar tsviçrede cevirmekte olduğu filmi bitîrip Viyanaya dönmüttür. Kocası Gustave Fröhlichle bfrlikte piyeslerden birinde rol al mıstır. İzmirde bir opera heyeti teskili îçin teşebbüste bulunulmustur. Halkevî güzel san'atlar subesine men sup olan bu gençler, Kavalvera Rustikana operasını hazırlamaktadırlar. Provalar yapılıyor. İzmirde bulunan Moskova operası sabık muganniyesi Madam Linskaya musiki dersleri vermektedir. Madam, tzmir beledive basbaytarı Mahir Beyin refikasıdır. Bir gazeteciye de miştir ki: « DBrt aylık bir çahsma dev resinde çok müstesna sesli hanımlar mevdana çıktı. Memleket, dört kıymetli san'atkâr kazanacaktır. tsmet ve Melâhat Hanımlar bu fevkalâde istidatlar arasmdadır. Bü yük muvaffakiyetler temin edileceğine şüphem yoktur. izmirde opera ovnuvorlar üere yölunun Jnşasına Jfttflandığt gün köylüler bayram yapıyor Ordu «Hususî» Şarkı ve Orta Anadoluyu denize bağhyan yollar i • çind«s gerek kısalığı, gerek güzergâhı nın yaz, kıs, gidiş, gelişe elverişli ol • ması hasebile en iyi yol, «Ordu Melet» ırmağım kovalıyarak Mes'udiye kazasma varan dere yoludur. Dere yolu, halihazırdaki yollardan 30 saat evvel Sıvası denize kavusturacaktır. Ordu, bu hakikati çok zaman evvel sezmisse de, idarî salâhiyet onu yıllarca dere yolundan mahrum bırakmıştı. Vilâyeti içe bağhyan bir şose yok değildir, fakat yüksek dağlardan geçen bu şoseden istifade etmenin imkânı yoktur. Üç senedenberi üzerinde çalışıl • makta olan dere yoluna biran evvel kavuşmağı gözliyen Ordulular işin sadece hükumet elile bitirilmesine sab redemiyerek 1 haziranda işe başlamak üzere mükellefiyet haricinde gönüllü olarak çalışmağa karar vermişler ve bu kararlannı vilâyete bildirmişlerdi. işte Orduyu mes'ut inkişaflara ulaştıracak olan bu hamiyet karannm tatbik günü olan 1 haziran persembe gü Bir yanqın başlanğıcı Evvelki gece Kurtulusta arabacı mevdanında Satıci sokağında 4 numaralı hanenin birmci katmda oturan Madam Katinanm attığı sigaradan bir yangm çıkmıs, fakat vaktmde yetişilerek söndürülmâştör. ve »eyircilerin hayalinde şark ve garp efsanelerinm bir mümessili haline gelmistir. «Bağdat hırsızı», «Üç silâhşor» u hangimiz zevkle seyret memişizdir. Bütün san'at hayatı esnasında karısı Mary Pickfordla ancak bir defa «Hırçın kız» da bera ber oynamıştır. Jannette Mac Donald Jannette Mac Donajd tngiliz stüdyolarrada «Kraliçe» filmini çevir mektedir. Grand Hotel Greta Garbonun çevlrmiş olduğu Grand Hotel filmi muharriri Vicki Baumun Yahudi olması dolayısile menedflmiştir. nü «Dereyolu bayramı» olarak kabul ve ilân edildi. Bayram kasabaya üç saat mesafede, Dereyolunun eski şoseden aynldığı Çavuşoğlu boğazında yapılmıştır. Bayrama şehirli, köyki binlerce halk iştirak etmistir. Köylüleri mh bayraklarile, davul zurnalarile gelmişler, millî oyunlar oynamışlardır. Oyunlara sporcu gençlerimiz de gir mislerdir. iki gün içinde 8000 gönüllü amel« iş aimıştır. Yapılacak yer geçen serie toprak tesviyesi bitirilen 35 kilomet relik lusımdır. Bu sene, bu kısımda taş kmlacak, hendekler açılacak, silindi raj baslıyacaktır. Gençler Yurdu ile Sporyıldızı ara • sında yapılacak üc maç için Tek?mül gazetesi bir kupa koymustu. B : ' *ç 19/5/933 cuma günü baslam" " de hakeme itiraz edildiğinden 17 dakika oynanabilmiş ve Gençler Yurdu hfikmen mağlup sayılmışb. Kulüpler tekrar uyuşarak 2/6/933 cuma gfinü i • kınci maç yapıldı. 2 • 0 Sporyıldızı gaVtf felerek kapayı kazandi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: