17 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

17 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nazran Cumhuriyet '• SON TELGRAFLAB Osmanlı borçlan Hâmiller itilâfnameyi ..kabule davet edildiler tediyat başlıyor Paristeki sabık Osmanlı mparatorla • ğu Düyunu Umumiye Meclisi hâmillere hitaben bir ilân nesretmistir. Bu ilânda hâmillere; geçenlerde Pariste imzala • dığmiız itilâfnameyi kabule davet olunmaktadırlar. Hâmillerin itilâfnameyi kabul ettik • Ieri medis tarafından 20 hazirandan ittbaren emre amade bulundurulacak mebaliğin istirdadile anlasılacaktv. Kupon mufcabilmde veya tahvillerin arkalarma damga vurulmak suretile kilâfnemede mukayyet miktarda yapıla cak olan bu tediyat altı ay zarfmda Osmanlı borçlarmm mevkii tedavüldeki itibarî resübnalinin % 50 smi geçtiği takdirde itilâfname sureti kat'iyede mevkii mer'iyete girecektir. Meclîsin ilânma merbut cetvelde tahvil başma yapılacak tediyatuı miktan ve tediyat yerleri bildrrilmektedir. Balkan münakalât işleri Tayyarecilik, nakliyat ve turizm konferansı Sofyada calışmıva başladı Bana kalırsa Her gün yazmak aatlerdenberi mevzu arıyorthıva. İlkönce okuyucularımdan bugün aldığım mektuplar üstünde duşfindüm. «Ze. Behiç» imzasını taşıyan ve kitap yakmak için ateşlediğim ocağrn söndürülmesini istiyen güzel mektuba cevap vermek içimden geçti. Fakat bu müsabakanın lâtife ta • rafını görmiyenlere karşı evvelce yazdığım şeyleri tekrar etmek iste • medim. «Kerün Gültekin» imzah başka bir mektup, Ahmet Haşimin Slümünden sonra hakkında verilen uluorta hükümlerin aielâdeliğind'en, yanık ve anlayışlı bir dille sikâyet ediyor. Teneffüsü bana ağır gelen bir dedikodu havasmın devam etmesine sebep olmamak için Kerim Gültekin Beyle nekadar beraber düsündüğümü bundan fazla ilâna lüzura gör • medim. Bütün gazetelere baktım. Herbirî ayrı bir tetkik, muhakeme ve kontrol Utiyen, bazılan da inkişaf ve tekem» mül için zaman bekliyen mevzu'.arı ihmale veya tehire mecbur oldum. Kıymetli Sadettin Nüzhetin «Yeni Şark» kütüpanesi tarafından çıkarv lan büyük bir emek mahvulü «Namık Kemal, hayatı ve siirleri» Uimli üç yüz sahifelik eseri hakkında bir makale yazmayı düşündüm; fakat, ondan evvel babsedilmek için sıra bekliyen kitaplar olduğu gibi, Sadettin Nüzhetin eserini de sonuna kadar okuyup bitirmiş d'eğildim. Defterime kaydedilmiş daha nice mevzular da var ki, yazılabilmek için ya müsart bir haleti ruhiye, ehemmiyetlerile mütenasip bh* zihnî tenebbüh bekliyorlar; yahut ta gazetecilik şeraitine göre bh* sıra. Mevsu yok değil, çok. Fakat in • sanı sıkan şey seçebiltnek ve alınan mevzuun gizlediği âleme zeki bir intibak ile girebilmektir. Canlı mevzulann kaprisleri Te h« veslerile kalem arasında üzücti bir mücadele de vardır. Zihinde en iyt hazirlanmış ve ifade edilmeğe en müstait bir hale gelmiş olanlan bile, çok defa canhlıklan nisbetinde «er» keftirler ve kendîlerini »aptermelc istiyen ruhî kuvvetlere karşı isyan ederek zekâmızin tozunn dtnnana katarlar, bütün ihtiraslanmın aleyhimize ayağa kaldırırlar, yakJaşır T» kaçar, ele avuca sıfmazlar. Her gün yemek ve tuvalet gîbi W« yadın kolaylaştırdığı hareketler arasma bir türlü girmiyen ve her gün ilk adimın güçlüğünü taşıyan bir ameliye varsa yazı yazmaktır. Bu satırlarımda müsamaha talebini andırır bir eda bulanlara da temin ede rim ki ben Türk yansımn tereddisinde birinci âmillerden biri saydığım bu âlicenaphğin düsmamyım. Biz umumiyetle okuyucu azhğından fikâyet ederiz; fakat fena yazı okuyanlarm çokluğu fikir hayatı için daha büyük tehlikedir. Pek sık olan ihmallerimizi bir defa bile affetmeyiniz. PEYAMl SAFA Dil anketinin 2 inci kısmı da başhyor Dil Cemiyeti «Yazı dilinden arapça ve farsça kelime ve terkipler kalkarsa yazımızın üstünden ağır bir perde sıyrılacaktır» diyor Ankara 16 (A.A.) T. D. T. Cemijetinden: Cemiyet pek yakıncU anketin ikinci Jcısmına baIıya caktır. Bu kısımda bulunacak «öz Ier |unlardır: 1 (Amraı), (Lâkin), (Bina • enalejrh), (Hatta) gibi cümleleri birbhine bağlamağa yarıyan sözier. 2 (E»asen), (Ekseriya), (Külliyen) gibi çok kullanılan zarflar. 3 (Miimkün meTtebe), (Alelumum), (Farzı mahal) gibi birlesik sözler ve ayn mina anlatan söyle yifler. Anketin bu kısmından beklenen en değerli netice yeni listelerde ortaya konacak ve karşılıklari aranacak sözlerin <le kılavuzda yer tut majıdır. Bunlar dilimizde pek cok kullanıldığı için ve bir çoğunu belirli karsıhğı olmadığı, yahut va«*sa da kullanılmadıği için yazıtnızı her zaman biraz örtmektedîr. Bugünkü yazı dilinden arapea ve farsça kelime ve terkipler kaldırı larak yerlerine türkçe karşıhklılan komınca vazımızın üstünden ağır bir perde kalkrmş olacağını umuyoruz. Anketin bu ikinci kismında da şimdiye kadar gidilen yoldan ayrıhn • mıyacaktır. Ankete girecek sözler liste liste neşredilecek ve her birine cevapları beklenecektîr. Türk Dili Tetkik Cemiyeti bu listelcri de Anadolu Ajansı, Ankara ve tstanbul radyoları ve bütün Türk gazete ve mecmualari ile neşretti recektir. Ankette pek büyiik bir gayretle calışmış olan ajant, radyo ve mat buatımızın bu ifte de özlü ve de • ğerli yardımlarını esirgemiyeceklrrinden eminiz. Halkımızm da ayni Utekle bu sözlere karşılıklar arıyacaklanna imanımız vardır. rnttTanntuKctrtTntM Izmirdeki maçlar Dün Uypeşt, Altayı 5 1 mağlup etti tzmir 16 (A.A.) Macar Uypeıt Reşit Setffet Bey Sofya 16 (A.A.) Bulgar Ajansı bildiriyor: Münakalât, tayyarecilSt ve turizm Balkan konferansı mimarlar ve mühendisler yurdunun büyük salonunda altı Balkan memleketi murahhaslan üe sefirler ve birçok kimseler bulundugu haide Bulgar rrrillî grupu reisi sabık nazırlardan M. Sakizof tarafından açıl • mıştır. Mumaileyh, murahhaslara «Safa geldiniz» dedikten sonra mesailerinin muvaffakiyetle netîcelenmesi temennisini izhar etmistir. Demiryollan müdiri umumisi mü bendis M. Botkof, münakalât nazın namına murahhaslan selâmlamış ve Balkan memleketleri arasında demiryo • lu ve hava münakalâtı ile turizmm mkişafa mashar ohnasınm ehemmiyetmden bahsetmiş Te bu sayede Balkan milletlerinin birbirlerini müteakıben tanı yacaUanm ve aralarmda mukarenet hasıl olacağım »öylemiştir. Yunan murahhası M. Agaptos, Romanya mu • Suikast tahkikatı Markakisin cenazesinde Şehit Ali Ağanın köyünde merasim yapıldı nümayiş yapılmıyacak takımı bugün ilk mtisabakasını Al • tay takımile yaph. Maç saatinden evvel hınea hmç h'v surette dolmağa başlıyan stadyomda maç saatinde hemen Tıemen bütün tribünlerde yer kalmatnıştı. Vali Kâzım Paşa ile Belediye Reisi Bey de sahaya gel • miflerdi. !ki takım da halkin coş • kun alkışlan arasında sahaya çık • Bursa 16 (Telefonla) Bug&n Attna 16 (Hususî) M. Venize • tilar. Mutat merasimden sonra taHalkevinden bir heyet Çongara köyüne los kendisine karşı yapılan suikast esgiderek Orhaneli soygununda kahra • kimlar dizildiler. Bu aralık Beşik • nasında yarmlanan ve sonra ölen Gimanca şehit olan Ali Ağanm ailesme ve ritli Markakisin cenaze merasiminde taş umumî kaptanı merhum Şeref çocuklanna hediyeler götürmuş, bu tezahüratta bulunulmamasını ahrar fır Beyin hatırasina hürmeten halk ve kası mensuplarma tavsiye etmiştir. münasebetle köyde merasim yapümış • sporcular bir dakika sükut ettiler. tır. Hükumet te cenaze merasimi e« • Oyuna Altayın bh* akmı ile baş • Heyet köye vannca kahramamn 12 nasında her tiirlü tecemmüü men ve celandı. Top ortalarda dolaştıktan nazenin meçhul bir saatte kiliseye nak • yaşındaki oğlu Hasan ile köylüler ta • sonra beşinci dakikada Altay seri letmesini emretmiştir. rafından karşılanmış, doğruca Ali A • bîr akın neticesinde Macar kaiesi • ğanm evine gidilmistir. Ali Ağanm M. Venizelos, kendisine büyük bir ne bir gol attı. Bu gol şiddetle alkiştorunlarile beraber 12 niifusu teşkfl efedakârlıkla merbut olan Markakisin ölandı. Macarlar golün tesirile ça • den ailesi efradı da kapmm önüne çıklümünden çok müteessir olmuşsa da lışmağa ve hâkimiyeti ele altnağa mış ve heyeti burada karşılaımftır. Hal* cenaze merasimine gitmiyecektir. kevi köycülük komitesinden avukat Hu muvaffak oldular. Top, hep Altay Diğer taraftan suikast tahkikatma nısıf sahasmda dolaşırken on altmcı lusi Bey bir nutuk söyltyerek ezcümle devam edilmektedir. Yeni hiçbir hadakikada sıkı bir şütle Altay kalesit«r yo4ctuı>. Nlarkalcisin vefatl iizerine demistir ki: ne girdi. iddianameye katil ve katle teşebbüs Hükumetin kudretine el uzatan • Bu golden sonra Macarlarm hâfiilleri de ilâve edilmek suretile sui • lann hadlermi bildirmek suretile şehit kastçilerin mes'uliyefti ağırlastınlacakkîmiyeti devam ediyor ve fakat odüşen bu kahramanm hatırası bütön hr. yun bir türlü heyecanmı bulamıyormilletin kalbinde yaşıyacak, yavrulan du. Suikastçilerin muhakemeleri esnasınbağnnda sığrnacaktr. da M. Venizelos hukuku şahsiye dava27 nci dakikada Macar sol içi ikinHulusi Bey bundan sonra çocuklara tı ikame edecektir. ci defa topu Altay ağlanna taktı. Bu dönerek nutkuna şu sözleri ilâve etmişgol Altayı büsbütün gevşetti. Muha • tir: M. Venizelos Selâniğe ne cim hattı hiç çalıştnıyor. Bu vaziyet Bunlar biıim, hepünizin, bütün vakit gidecek? müdafaayı bütün bütün yoruyordu. Türk milletinin malıdv. Onlar da birer Atina 16 (Hususî) Muhalefet 33 üncü dakikada Uçüncü ve 34 kahraman Ali Ağa olacaklardnr. üderlerinden M. Papanastasyo ve M. üncü dakikada dördüncü gollerinl Hulusi Bey bu sözleri söylerken bü Sofyanopulo» rntihabat mücadelesini ide yapan Macarlar Altaylılan ta dare etmek üzere bugün Selâniğe hatün aile efradı ağlaıraşlardır. kımlannda tebeddülât yapmaga reket etmislerdir. M. Venizelos intihaHeyet merasimden sonra köylüler batın son haftası içinde Selâniğe gide • sevketmişlerdi. Vahap, muhacim tarafmdan tesyi olunmak suretile köy eektsr. den aynlmıstır. hattindan müdafaa hattına gelerek ofsayitlı bir oyun tarzı tatbik et • mek suretile vaziyeti nisbeten dil • zeltmeğe muvaffak olmuştu. Oyun şimdi AHaym nisbf bir ha Bursa 16 (Telefonla) Şurayı Dev Beyrut 15 Bahreyn hükumeti • kimiyeti arbna girmiytL Devre bu se nra veliahdı Prens Mehmet Sait malet azalığına tayini dolayısile Bursa kilde 4 1 Macartnnn lehine bitti. dan aynlmakta olan Vali Fatin Bey şe iyeti ile buraya geldi. Birkaç gün kaldıktan sonra tstanbula gideeek refine bu kşam Bursa kulübünde kulüp İkinci devre: Oyun başlar başlamaz tir. Prens gazetecilere şu beyanatta tarafından mükellef bir ziyafet veril Macarlar gene hâkinüyeti ele alarak Albulunmustur: miş, ziyafette Adil Paşa ile rüesayi tayı sıkıştırmaga basladılar. Fakat bihükumet ve mUmtaz birçok zevat hazır « tstanbulu ötedenberi ziyaret rind devrede olduğu gibi gol atmağa bulunmuşlardır. etmek istiyordum, bu arzumu inşalmuvaffak olamıyorlardı. Altayın mu • lah birkaç güne kadar yerine getirehacim hattı bugün hiçte iyi bir oyun ceğim. Babam da Türkiyeyi son deKahire 16 (A.A.) Yüzde 3 oynamıyor ve verilen paslar yerini bulrece sevmektedir ve beni Gazi faiz ve ikramiyeli Mısır kredi fonHz. ine hürmetlerini arıa memur etmıyordu. siye tahvillerinin 15 haziran 933 miştir.» Bilhassa Vahap bu devrede hiç yok tarihli çekilmesinde: gibi idi. Ottouncu dakikada Macarlar 1886 lenesi tahvillerinden 315,643 beşinci ve son gollerini de atarak gali • numara 50,000. Vaşington 16 (A.A.) Fraıuız elbiyetlermi bfisbütün tahkhn ettfler. O1903 senesi tahvillerinden 714,955 çisi dün Hariciye Nezaretine verdiği bir yun heyecansız bir cereyan takip edenotada, Fransanm 15 haziranda vade* numara 50,000. sî hulul eden 40 mflyon 738 bin do • rek nihayete erdi ve Macarlar bu ilk o1911 senesi tahvillerinden 31,804 larlık taksiti ödemiyeceğini bildirmiş • yunda 5 1 galip olarak sahayı ternumara 50,000 frank kazanmışlar • kettiler. tir. dir. Orhaneli soygunu rahhasî Prens Cantanzene ve Yugoslavya murahhan M. Chierchitchevitch birbirini müteakıp söz ahnıslar, Sofya • da göroükleri iyi kabulden dolayı te şekkür «bnifler ve konferans mest • isinin ehfmmiy«tinden batseylemiş • lerdir. Türk murahhası Ruşen Esref Beym teklifi üzerine konferans divanı teşkil edilmiş, divan reisliğine M. Bojkof ve ikinci reisliklere Türk, Arnavutluk, Yunan, Romanya, Yugoslavya heyetleri reisleri getirilmişlerdir. Konferans bundan sonra komisyonlarmı tayin etmistir. Münakalât komisyonu reisliğine M. Bojkof, tayyarecicilik komisyonu reisliğine Ceneral Lâsvarakis ve turizm komisyonu reisli ğine Reşit Saffet Bey intihap edilmiştir. Murahhaslar, öğleden sonra şehri gezecekler ve bu aksam millî grup tarafından şereflerme verilecek nyafotte hazır bulunacaklardır. Yarn komisyonlar toplanacaktır. Raşen Eşret Bey Bir izdivaç Prens Seyfettin, Reşit Pş.nın kızı ile evlendi Şehrimizde yaşamalrta olan Mısır lı Pren» Seyfettin Beyin Reşit Paşa ke • rimesi Ulviye Hanımla evlen diği haber ve rilmektedir. Evlenme merasimi çok yakm aile dostlannın işti rakile ve sade bir şekilde yapıltnıştır. Petrol taharrîyatı Heyet aym 19 unda Ankaradan hareket ediyor Petrol araştırma ve işletme modürü Cevat Eyüp Beyle Amerikalı mütehassıslar ayın 19 da Ankaradan Mardine hareket ederek petrol taharriyatma başlıyacaklardır. Heyet o havalide tahminen bir buçuk ay kadar kalacaktır. Memleketimizde petrol işlerme e • hemmiyet verilmesi hariçte alâka uyandırmıs, bilhassa petrol trüstlerim telâsa düşürmüstür. Alman malumata na • zaran maruf bir petrol kumpanyası hükumete müracaat ederek Türkiyeye, istihsal edilecek olan petroldan daha ucuz petrol satacağnu bildirmişse de bu teklif reddedilmiştir. Şirketlerin telâşt bittabi dünya piyasasına, kendilerinm daima işletmekte olduklan membalardan hariç yer ve ellerde petrol çıkmaması idndir. Bu sebepledir ki bazı kumpanyalar Türkiyede isletmeğe müsart petrol olmadığı hatta Mardin havalisinde gö • riilen petrol sızmtılannın zengin mem • baların vücuduna delâlet etmediği, bu yoldaki tesisat ve masarifin beyhude olacağı tarzmda sayialar da çıkarmışlardır. Halbuki Mardin mıntaka • smd, bilhassa Hasankalede petrolun toprak üstüne çıkacak derecede bol ve zengin olduğunu, Hasankalede ha'kın ham petrolu süzerek kullandığım herkes bilir. Prens Seyfettln Eski Bursa valisi şerefine bir ziyafet Bahreyn Veliahdı istanbula geliyor Prens Seyfettin vaktile aklından rahatsız olduğu iddiasile tngilterede bir hastanede kapatılmış ve se • neleree orada kalmıştı. Nihayet iki sene evvel akrabasından Feridun Paşa tarafmdan hastaneden kacı • nlarak memleketimize getirîlmi»tî. Maddî Te manevî sıhhatte olan prens tstanbulda uzun bir istirahat devresi geçirmiş ve bir müddet evvel gazetemize vaki olan beyana tında, hayatını vatanı olan Türkiyede geçireceğini söylemişti. • ^»» • • Kahire büyük elçimiz Mehmet AH Şevki Paşa ve Kahire konsolosumuz Nizamettin Bey dün tzmir vaprile şeh» rimize gelmişlerdir. Mehmet AK Şevki Paşa bu aksam • ki trenle Ankaraya hareket edecek tir. Kahire Sefirimiz geldi Kredi Fonsiye tahvilâtı Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur ) Türkiye Hariç l İngiliz Maliye Nazırımn bir teklifi Londra 16 (A.A.) Maliye Nazirı M. Neville Şamberlayin, ecnebi milletlere uzun vade ile para ikraz etmekten çekinmelerini para ve esham borsasından ıırarla rica etmistir. M. Şamberlayin tngilterenin simdi ecnebi memleketlerde uzun vade ile külliyetli mikiarda para yatıra • cak vaziyette olmadıği fikrîndedir. minde idim; yanına gittim ve tepesme dikilerek: O gözlerini çıkaracağım, bil miş ol! dedim; yahut akknı başına topla. Deli rolü yapmak ta bir deliliktir, akilhhk değildir. Bu sözüm onu saçlan koparılmış gibi sıçrattı. Hemen ellerini yüzünden çekmiş ve kıpkırmızı kesilen gözlerini kirpıştırarak yüzüme dikmişti: Bunu sana kim söyledi, doktor mu? dedi. Hangisini? diye sordum. Deli rolü yapmanın da bir delilik olduğunu? Kimse söylemedi. Yumruğunu tnasaya vurdu: öyle ise, dedi, fark.nda olmadan bir doğru lâf ettin. Evet . Birdenbire sesi değişti ve içinde ağlamağa hazırlanısa benziyen titremeler dolu, incecik bir sesle: Ben, ben... dedi, evet, deli roUi yapan bir deliyim. Bana bunu doktor da söyledi. Fakat elımde de Harp borçlan meselesi Yaralanan bir kadın amele Cağaloğlunda bir trikotaj imalâtanesfnde çalışan Rukiye Hanım isminde bir kadın dün imalâtanenin üst katmdan rnerken ayağı kaynuş ve merdhrenler den yırvarlanarak tehlikeli surette yaralanmutır. ğil, elimde değil... Başını avuçlan içine aldı. Galiba ağlıyordu. Ne acayip herif! Birdenbire öfkem zail olmuçtu ve ona acımağa başladım. Titrediğini görü • yorum. Arkadaşça bir sesle: Ne dedi doktor sana? diye sordum. Sualime doğrudan doğruya cevap vermedi. Başmın ve ellerinin vazı yetinî değştirmeden anlatmağa başlamıştı: A'h .. diyordu, biliyorum, hissediyocum, bu yüzden başıma bü • yük belâlar gelecek Doktorlar o kadar anlamıyorlar, fakat ben biliyorum, ta... bu bana ilk gençlikten kaldı... Yirmi bir yaşımda idim .. Hukukun ilk sınıfında... Nihali sevdim... Atna ne seviş!.. Kim Nihal? diye sordum, ayrıldığın zevcen mi? Değil. Onunla evlenseydim böyle olur muydum? Onunla ev lenseydim ne iyi bir avukat olabi • lirdim, ne de böyle fena adam... Fe şeraiti) #" *in Senelik 1401 Kr. /700 Kr. Alh ayhk 750 1450 Üç aylık 400 8ı 0 Bir ayiık 150 yoktur na adam değil, deli... Deli de değil, hayır! Ben deli değilim... Fakat, ah, bilmezsin... Nihalin aşkı bana çok gayret verdi, çok çalıştım, çok, ama pek çok... Diyebilirim ki bütün kanunlan kelimesi kelimesine ezber bilirîm. Çok çalıştım. Fakat üstüme garip bir sinir ânz. oldu. Geceleri aynanın karşısma geçiyor ve ken dimi deli olmuş farzederek diliml çıkanyorum, ellerimle, kollanmla türlü hareketler yapıyorum. Delilik bu, değil mi? Hayır! Aklıtm başım da. Kendimi kontrol ediyorum ve şuurumu noksansız buluyorum. En büyük ispat ta davalarımdaki mu • vaffakiyetlerim değil mi? Mükemmel bir müdafaa için akıldan ve şuurdan ziyade ne lâzımdır? Peki, doktor ne diyor? Nihal, Nihal... Ondan evvel böyle değildim. Zavallı karım .. O beni tedaviye çok çalıştı. Fakat ben anasmı boğmaya kalktım. Mabadi var Milti tefrikamız : 91 Yazans SERVER BEDt Hep Senin İçin! ^Kıtnıldarsan parmaklarımı beynine kadar çivi gibi sokup mıh • Iıyacağım. Deli bozuk aptal avanak enayi! Kime ne yutturmak istiyor • sun? Sen benim akrabamm namusu, haysiyeti, vicdanı, şerefi, istirahati ile oynarsm ha?.. Benim ne istihaleler geçirdiğimi ve dünkü uysal deiikanlının bugün neleri yapmağa muktedir olduğunu Syice anlamıyan avukat, esrarengiz beşerî kuvvetlerin bu fışkırışı kar sısinda adam akıllı afallacnıştı. Fakat, gene de karşımda tam bir itaat göremiyordum. Herifte beni gafil avlamak için gizli bir hazirlık olduğunun farkında idira. i Nitekim, ansızin, ellerimî yaka • lamak için bir harekette bulunmak istedi. Fakat o kadar hassas, o kadar /r pürdikkat, o kadar atiktîm ki, hareketini vukuundan evvel sezerek iki parmağıtnı da kazık gibi gözlerine soktum. Bir haykırış haykırdı ve pencerenin üstüne arka üstü gitii. Az daha cam kırılacaktı. Avuçlannı yüzüne kapadı ve a • vazı çıktiğı kadar bağırdı: Ay... Ayy. . Kör oldum... Kör oldum! Kör ol! diye bağırdım ve parmaklanmı yakalığına sokarak bü • tün vücudünü sarsarak çektim. Yere yuvarlandı. Olanca hınmla kafası na, omuzlanna ve göğsüne tekme • Ier indirmeğe başladım. Bitişik odamn kapısı açıldi ve daktilo kız, eşikte, methuş bir hal • de sahneyi seyretmeğe başladı. Ona döndümı Çabuk, dedint, polis çağırınız! Yerde kıvranan avukat inliyerek bağırdı: Çağrmayınız! Kimse gelme sin! Mel'unun meslek! itibannı muhafazada nekadar hassas olacağım tahmin etmiştİRi. Kıze tekrar dönerek: Oyle ise kapıyı kapıyıp çeki • liniz! Avukat tekrar etti: Çekiliniz! Genç kız çekilmiştî. Avukat sürünerek yazı masası • nm koltuğuna doğru gitti ve zah metle kalkarak oraya oturdu. Dir seklerini masaya dayıyarak yüzü • nü ellerinin içine kapamıştı. Gözlerini uğuşturuyordu. Âciz bir sesle: Az daha kor oluyordum, yahu! dedi. Söyleyişinm tarzmda bir sulh yapmak arıusu da vardı. Bu vaıiyetmden istîfade ederek kendisine en ağır şartlan kabul ettirmek az

Bu sayıdan diğer sayfalar: