13 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

13 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i3 Agnstos Cnmhuriyet' SON TEtGRAFLAQ Köycülük kursları Kursların açılması en faydalı bir is olmuştur SERBEST SÜTUN Almanya tayyare istiyor Alman Hava Nazırı küçük müdafaa tayyareleri talep olunacağını söyledi Ressam karşısında edıp Peyami Safanın, EUif Naciye ver diğün cevaba hiddetlenerek, bu sütunlarda bana bir ders mi yoksa Naciyi müdafaa mı oldugu pek te anlasdmı • yan (tenkit karsısmda artist) baslıklı yazısım okudum. İliraf ederim, ben de kendisinden böyle bir yazıyı hiç bekle. mezdim. Evet Peyami Bey beni okurlara iyi cümlelerle dolu bir tenkitle takdim etmişn'. Peyaminin bu tenkidi teknik cepheden kuvvetli bir görüs mahsulü olma makla beraber ediplerimiz arasında resimle en çok alâkalı ve okuru çok bir arkadaşunız olması bakınundan ehem . miyetli idi. Eğer bu müdahaleyi onun için yapıyorsa benim böyle bir yazı . dan her zaman için müstağni kalabileceğimi ona şimdiden haber verebilirim. Eserlerimi halka tanıtmakla bir nevi hamilik iddasına kaHcısmak arasında ben doğrusu bir münasebet bulamadım. Memleketimizde resim münakkitliği henüz boş bir kürsüdür. Peyami Bey kendini o kürsüde zannedryorsa böyle bir vehme şafiln. Bü yük münakkitler görüşlerinin kuvveti derecesinde miitevazıdırlar. Bu tevazuu onun bir peygamber edasile konuyan agıraksak lisanmda çok aradım. Peya. miyi hakkunda bu kadar ağn ve zalim bir lisan kullanmağa sevkeden ne imis biliyor musunuz? (Müdafaa hakkımı a. şm bir ögünmeye kadar götürmekli • ğim). Henüz yeni, anlastlmaıras bir san'atı memleketimizde yaymak mevkiindeyim. lyiye kötü, kötüye iyi diyorlar. Bu nunla da kaluunıyarak tenkMerde taf. ralı bir lisan kullanılıyor. Böyle bir vaziyet karsısmda miskm ve kötü tevazuu bir tarafa bırakarak temiz ve mağrur hakikatin kılıcma sanlnuffam. Eğer benim bu müdafaa tarzımda Peyami Bey bir gurur ve oğürnne buluyorlaraa bu, bende degfl hakikatin mafrur sesmdedir. Bu müdafaa tarzt size garip gele . bilir. Resim san'atı her eli kalem tota. nm serbestçe afam otlatacagı sahipriz bir mer'a değildir. Ben o yazımla bunu ispata çahstun. Bu meydam boş bulup ta senelerce istedikleri gibi at oynat • mağa çalısanh\r sunu bilmelidir; bu meydanın da bundan sonra icap ederse elinde kalemle karşılarma çıkıcılan bu* lunacakto*. En güzel tenkidi kim yapb biKr misiniz? Yunus Nadi Bey. Bu bfiyük ga. zeteciden bir resim sergisi hakkında bu kadar iyi görüs ve sezis beklemezdim. thtiyatlı bir lisan arkasında intibaiannı öyle şayam hayret bir tahlil ile sırala . yısı var ki... Hayret ettim. Sonra size bir Musevi genci takdin* edecegim: M. Aksiyote. Sergide kendisile iki saat görüstük. Luvru gezmif, Renviri okumuş. Bana Maneti, De gatyı, Monetyi sordu. Modernlerle mukayeseler yaptık. Resimle bu derin a . lâkası onu tenkidinde hiç te sizm ka • dar müteazzım yapmamıştır. Sonra Nuruüah Cemal. Türk resnd. nm, görüslerinde pek aceled olmakla beraber, iyi bir münekkidi olacaga benziyor. Onun <'cin NuruHahm tenkidmi hoş görmüstüm. ^ Diyorsunuz ki (Tenkit edilen msan lann cevap verebilmeleri pek hususî sartlara tâbidir) ö y l e ama azizim, ti . zin bo sSylediğiniz (tenkit edenin de yalnız hususî değil hatta bazı umumî sartlara da tâbi oldugu zaman doğru dur). Yoksa meselâ siz ve mektep arka dafinız Naci gibi ömründe daha bir müzenin esiğine basmamıs, herhangi bir tablonun Originalmi görmemiş^ arkadaşlar Türk resminin en salâhiyetli munakkidi kesilirler ve bizlere acı ders kr vermek isterler ve daha aeılannı ve. receklerini söyliyerek şimdiden bizi tehdide kalkarlarsa san'atkârdan, arzu ettiginiz hususî sartlara tâbi olmak nasıl beklenebtlir. Gene buyuruyorsunuz ki (tenkit karsısmda san'atkârm Jesti kuvvetinm sımnı taşır.) Yazmızm da en güzel yeri bu cümledir. Fakat gene anutuyorsunuz ki ba söz, büvük mü nakkitlerin bulundugu memleketler için söylenmis bıldiğimiz bir sözdür. Fakat bu tenkk, sizin gibi dün dediğim bugün mkâr eden münakkitler tarafmdan yafırlar, kabahatliyi yakalar, paramparça doğrar... Fakat iş kabahatliyi bilmekte. Kim kabahatli? KabahatH kim? Salihe de öyle geliyor ki bu moruk hakh. Baksana sevdiği kanyı boşanmş. Kabahati olmasaydı ondan aynhr mıydi? Âlâ kösk, ahçı, uşak, hizmetçi, püiç gibi güzel, taze kan . Eğer ortada böyle bir namus meselesi olmasa bu nimetleri krm bırakır? Bu rahatı kim teper? Fakat şimdi bir dalavereli nokta daha var, hani... Diyelrm ki moruk hakh. Pekâlâ .. Kabahat anasında mı, yoksa o Macit denîlen hevifte mi?.. Bak, soracaktı, unuttu: Nezahetle Macit sonradan niçin evlenmemişler?.. Madem ki bîrbîrlerine sevdalı hnîşler?.. övle ya paşa ölmüş, kocasi aradan çıkmış, ökîiz ölmüş, ortalık aynlmiş, Salih te yatı tnekteplerinde, yahut örs baslarında, ya* hut kaldınmlarda sürünüp duruyor, onun da canlı cenazeden farkı yok demektir, öyle îse anası kan île o hekhn neden •vlenmemişler?.. De* pılnrsa genç Türk ressamlıgının jefti hiç te beklediğiniz gibi olmıyacakhr. Emil Zolanın karsısmda Cezannenm susması ne asild'V. Olympiaya hücum edenlerin önünde Manetnin susması lâzımdı. Fakat bir Beaudelaire çıkıyor. Cezanneyi nasıl lanse ediyor görmeli. Münakkit denen ve san'atkâr ile efkân umumiye arasma çok defa fuzuli olarak giren stmfın hiçbir sarta tâbi olmadığını iddia etmek bi . raz çülünç oluyor. kalırsa Fransada M. Musolini içir yazılan bir makale Halledilen bir kabristan davası Maarif Vekâleti, kaç yildır, ilk, or . ta mektep, lise muallimleri için türlü türlü kurslar açıyor; mualimlerin meslekî bilgi ve kudretlerini yükseltmek i. çin çalışıyor. Bu yıl da orta mektep ve Berlin 12 (A.A.) Volf Ajansmdan: Almanya Hava Nazîrı M. lise muallimleri için tstanbulda dil, Ankarada fen bilgisi kurslan açtı. Bu. Goering verdi|i bir mülâkatta, Almanyanın hususî vaziyetinin hava ralarda yüzlerce muallim, hem bil • müdafaasını icap ettirdiğini söylemiştir. gilerinl arhrdılar, hem de öğretme i . M. Goering, her türlü hücum tayyarelerinden bilerek ve kendî arçin yeni yenî yollar öğrendîler. Bu kurszusile vazgeçtiğini, fakat küçük müdafaa tayyareleri istemek mec lar böyle her yıl, tekrarlana tekrarla buriyetinde olduğunu anlatmıştır. Alman Hava Nazırına göre bir vena, sayılan artan muallimlerin de bil. ya iki kiçilik tek satıhlı küçük tayyareler bomba taşıyamazlar ve sa gi de?erleri artacak, yurda çok daha yararlı hizmetleri görülecek. dece iki saatlik bir faaliyet dairesine sahiptirler. Bu tayyareler u Fakat bütün bu kurslar içinde genç çuş meydanlanndan uzaklaşamıyacaklan için öteki milletler için tehTürkiye için en lüzumlusu, en çok allikesizdirler. kısa değeni bu yıl Ankara, Adana, îzmir, Bursada açılan köycülük kurslan* dır. On altı on yedi milyonu bulan Türkiye balkının, her halde on üc on dört milyonu köylüdür. Yıllarca değil, a • sirlarca bilgiden mahrum bırakılan Türk köylüsü ana yurdun temeli olduğu, o • nun yasaması için alınterini, malmı, ca. nmı verdigi halde, Cumhuriyet hükumetine gelinciye kadar en çok ezilen, her nimetten ayn bırakılan cahşmak tan usanmaz, fedakârlıktan yılmaz, kor. Lizbon 12 (A.A.) Balbonun tayParis 12 (A.A.) Entranujan kusuz, en temiz yürekli bir köylüdür. yaresi 6,10 da ve «on tayyare 6,45 te gazetesi, M. Musolini hakkındaki Cumhurivet hükumeti, Y8ce Gazinîn Ehavalandı. Hava ağırdı. Filonun kal . bir vazısında diyor ki: fendi saydı&ı Türk köylüsü için, her «Diplomasi sahasında son zaman kısı çok hareketli oldu. Portekiı tayya yıl yeni bir iyilik yolu açmağa çalışmak. reien" havada uçarak cambazlıklar ya. larda yapılan seylerin hepsi Avrutan geri durmıvor. pıyordu. panın akıl hocaaı olan M. MusolmiBu vıl memleketin dört yerinde ba«nfn eserleridh*. ttalvan Başvekilinin Cebelitarık 12 (A.A.) J e n e r a l lıyan kövcülük kurslan, bu çahsma • bu nufuz ve tcsirinin daha ııvade Balbonun idaresi altındaki hava filosu nın değerü en vüksek bir konafıdır. Aartıp genişliyiceğine inanmalıyiz. saat dokuzu yirmi geçe Tanca iizerin. gustos:m birinde baslıyan bu kurslar. Alman, Avusturya ve Macar devlet den uçup giderken görülmüştür. ne vank: halka; lâyık olduğu kadar gös> adamlan hep sık nk siyasî konus Lizbon 12 (A.A.) Ne için Franterilemedi. malar yapılan Roma yolunu tutmak saya gihnediğini soran bir gazeteciye Maarif Vekâleti, bir vıldır, derht ve tadırlar. verdiği cevapta, Balbo bunun hakikaten sfirekli arastirmalarla, köylüye en iyi M. Musolfni, Avrupa müvazenesî kabil olmadığını söylenriş ve derrâştir faydalar verecek yoüan aradı. Bu a • hakkmda yeni bir formül hazir raştırmalardır ki köycülük kurslannın ki: lıyor gibi göriînmektedir. programlannm hazırlanıp tatbik edil • • Eğer Valensiyadan kalkmış ol. mesine netice verdi. Türk köylüsünün M. Musolinînin Ber'inde hakikî saydik olurdu, fakat Libzondan Romakendine ve yurduna yanyacak bilgile • bir niifuza sahip yegâne devlet adaya bir uçuşta gitmek vazifemizdir. Çok re ihtiyacmı en yakmdan görecek, bu mı oldugu kofkusuzca ileri sürüle müteeMİfim. Hem diişününüz ki, yol ihtiyaçlann tatminmi onlara en ya . bîlîr. BunuTi fcö"le oldufru Avusturarkadasım Squaglianm ölümü münase. kmdan öğretecek elbette köy mualli • ya mes«leri hakkmda yapılan ton betile Lizbonda hiçbir resmî ziyafet ka. midir. teşebbüsler « P ' s n d a ortaya çık bul etmedik. Hem tayfalar, bilhassa matlk mektep muallhni, köyde olsun, mıştir. Bizim mümrss'l'erkniz, Al . Idnistler feci bir surette yorgun. He . kasabada olsun, halkın en başta gelen naan htikumetind*n bir îakrm vaitier men dönmemiz lârım. Roma, bizi beköğütçusüdür. Bu muallimler, hele köy. koparmaÇa çalışırken ftalya bu valîyor.» lerde, köy halkmın basrt olmakla be • ftieri çoktan almı*. bulunuyordu, ve raber, bilgili yöneltmelere bağlı olan bir. Valance 12 (A.A.) Bh îtalyan omm aidıih bu vaîtler, urun. gi?'1' ve çok ihtiyaçlan vardır. Köy toprağı na. deniz tayyaresi denize düşmüş ve ara . dostça mfizakereler neticesinde elde sıl verimli oiur, mahsul nasıl hastalıkedilmi* idî.» larmda Jeneral Zulmo Valle bulunan lardan, bozukluklardan kurtulur, ağaç. tayyaredeki yedi kişi yaraJanımslardır. lar nasıl asılanır, hayvanlarm ctnsleri naBu tayyare Balbo filosunu karsılamafc Aakara 12 (Telefonla) Yenîsıl düzeltilir, rençberlikte en verimli yoliizere Lizbona gitm'sti, oradan dönü . den 139 kişi Türk vatandaşlığına lar hangileridir, köylüler salgm ve yordu. Tayyare Vplence limanma ye kabul edilmiştir. bulasık hastalıklardan nasıl kurtulur, tişmek için çabaladığı esnada ancak bir köy halkmın zevki nasıl yükseltilir? Bun. motörö işliyordu. Tayyareciler bir ro . lar gibî daha bir hayli temel noktalar 3Ankara 12 (Telefonla) Afyon morkör tarafmdan kurtanlmışlardır. zerinde köy muallimmin yapacağı iş . karahisar beledîyesi ile evkaf idaresi ler vardır. arasmda urun zatnandanberî devam tste köycülük kurslan bu kadar şe • Lisbonne 12 (A.A.) Bir ka eden ve nizaı mucîp olan kabristan refli maksatlarla açılmıstır. Kurslarda yık <îevrilmiş, içindeki 7 kişiden aldavası suiban halledilmiş, bu hu • takip olunacak programm ilk tat •ostaki karar Heyeti Vekîlece tasdik tısı boğulmuştur. Kurtulan adam edilmlftrr. 70 yaşradadır. biki, daha kurslar baslamadan evvel, ortaya dortten sekiz on formalıya ka. dar on iki kıtabm hazirlanmast, basılLa Havane 12 (A.A.) Asso • ması ve kurslara gelen muallimlerin el. ctated Prese göre yiyecek azlıği Münih 12 (A.A.) Meşhur ya lerine verilmesîdir. Bu kitaplar, en müşiddetle kendini gostermektedir. hndi hukukço ve Münih Ünfvershesi Havana 12 (A.A.) ReU M. tehassıs kimselerin eseridir ve köycülük Macbado iktidan Jeneral Ferreera hukuku esasiye profesörii Hans Nawi. kütüoanemizm ilk on iki zinetidir. askyye, memurin kanununa istinaden ya devrefaniştir. Programlann, bütün ihthnaller ve ih> yol verilmiştir. Havana 12 (A.A.) Hükumet, tiyaçlar düşünülerek haztrlanması, ki. tamamen kapalı bulunan mağaza Berlin 12 (A.A.) Dün gece za . lann yağma edilmesine mâni olmak bıta tarafindan yeni bir arashrma yapd taplarm bu programlara göre, hazir • lanır.ası, yüz bfnlere varan nüshalar o. rmş gene birçok komünist tutulmuş ve 8zere 10 bhı kişiye yiyecek dağıt larak bastınlıp dağıhlması bile girisflen nuşnr. gizb' yazılar ele geçiribntstir. işe, ne yenibnez bir azhn île başlanmıs Covti ajannmn bir tebliğmde bildi . olduğunu gösterir. rildiğme göre bu komuntstlerden biri Paris 12 (A.A.) Maten gazetekaçmak istediği suada yaralanmış, bir Bu bilgi kurslar, ilk deneyis mahî* ıfne gSre Memaliki Ecnebiye Fransız diğeri de duvarlardan birine «rkahrol yetinde olmakla beraber, köy muallim. banbaa şirketi bakkında yapılan tahki • sun Hkler, Kızıl cephe hâlâ yasıyor» lerine gent* çalışma ufuklan açaca • kat neticesinde mustantik Lejion d'Hosözlerini yazarken yakalanmıstrr. Ba n8r aişanrmn bSyfik rütbesmi taşıyan ğmda şüphe yoktur. Bu kadar kavra • dhranı muhasebat sabık başmurakıbı M. dede Pforzheinde evlerinde patlahcı yışlı, ba kadar degerh" bir işi, en genç maddeler bulundurmakla zan ahma a. Deschane iel Jeneral Penelonu bun yaşmda Türk köylüsünü sevmegi, onun fanan sekiz komumst tutulmustur. lan muhakemey* yegâne salahiyettar için çahsmağı gaye edinmiş bh* genç Brisgande bulunan Friburgta da bir »lan Meb'usan Meclisine sevketmeğe ka. yürek ve genç kafa başarabilirdi. Gökomünist kurye yakalanımştır. Bu adam rar vermiştir. Bunlarla beraber, mezrüyornz ki ba basanş yohmda, mem • Balede çıkan bir komünut gazetesine kur sirkete merbut bulunan Wyoming leketin dört yerinde atılan ba adım, Ofl Nyndicat maessesesinm Parfsteki gizHce yazı gondermekle zan athmt a . Türk köylüsn İçin, bütSn Törkiye için müdürleri de muhakeme aftma alın nnmıştir. maktadn*. Ibtflas ohman para birkaç mil en verimli bir adım olacaktır. Manbeim ve Karlsruhdde de birçok lnıl mn fctadır. komünist yakalanmıstır. KÂZIM NAMt ((Avrupanın akıl hocasi)) Balbo filosu Romaya döndü Fayyareler Fransaya uğramadılar „,. Yeni vafandaşlar Bir deniz faciası KObada neler oluyor'f Almanyada yeniden tevkif edilen komOnistler frsmî mekteplerimize giden Türk talebesinin çoğu fakirdir. Bili • yoruz ki, zenginlerimiz çocuklanm ve paralaruu ecnebi ve misyoner mekteplerine verirler, nasüsa mükem . meliyetlerine innaımş olduklan ba mü. esseselere iki kıymeb' birden feda eder» ler. Dünkü Darülfünundan bugünkü Üni . versiteye giren talebenin çoğu da fa kirdir. Gene biliyoruz ki bunlar, dünka Darülfünunun çalışma saatleri yanm gü. Daha dün, senin de, eserlerini be ne mhisar ettiği için, maiset ve tahsil ğenmiyor diye Yakup aleyhine yürü meselelerini birlikte halletmek ünkânmı düğünü herkes bilir. Yakup ki karşıhklı boluyor, günlerinm yansını dışarda ha. vaziyetimize nazaran Naeiden daha sayatlarmı kazanmak için çalısmakla geçi lâhiyetli bir münakkittir. riyorlardı. Bugün, talebe, yeni Üniver * (Bizim lokanta) daki münakasalarskeye bütün bir gün devam etmek mecda söylenmis sözleri burada tazelemek bariyeti karsısmda bırakılmışhr. Neticeyi lüzumsuzdur. tbare düşüklüklerini bil. şimdiden kestirebiKr, hatta bir dürbön hassa kaydetmeğe gelince: Evet yazı . sarabatiie uzağı görebiliriz: Hayatlarnıı mm seninki gibi düzgün olmasma hn kazanmak için Universite dışmda çaiışan kân olmadığını ben de itiraf ederim. bhı, belki daha fazla genç tabsflkrine Çünkü ahi Harbi Umumî «enesini se • devam edemiyeceklerdir. Çünkü, ntha. nin gibi tstanbulda merhum Abdullah yet msanın hayatı, kitaptan aziz olao Cevdetm yanında geçirmedim ki... ekmeğe daha çok bağhdır. Maamafih şimdilik bir edebiyat hoYeni terbiye, daha küçük mek * casma ihtiyaç hissetmiyeceğimi müna teplerde bile devam inzıbatnn ta kasarmz uzarsa size vereeegim eevap . dile ve hafifletmeğe çahşbğı larla ispata çahşacagım. halde, Universiteye bir leylî mek Bununla beraber eğer edebiyat der . tep disiplini koymaktan ne beklenf' si almakhğım lâzım gelirse bu iş için yor, bflmem. Fakat, bildiğin» ve bildi • size müracaat etmiyeceghni de söyKyeğimiz, gördüğüm ve gördüğümnz birşey, bilirdim ama vaz geçiyorum. Halbuki var ki bu sıkı devam yoklamasmm tepebes altı sene evvel gerek tkdamda ve sinde, Türk gençliğine hitaben, şöyle gerek Akşamda çıkan üç hikâyemi Habir emri yevmî yazdmış oluyor: şim çok begenmis hatta bunun için (Hâ. «Ya cahO, ya aç kal!» mk, gel şu resmi bırak ta İkdama bu çeşit Biz halkçı Türkiyeyiz; miöî külturü hikâyeler yaz) bile demişti. yalmz Turkiyenin lortlarma hasretmegi düşunmüş olamayu ve eminiz ki bu Isin Haşim öldS diye bunun hpah da güçtür derseniz Nizamettm Nazif ba • demokrat şefleri, böyle «asaletperest», bir gaye peşmde değiBerdv. Olaa olsa^ nun şahididir, hatta tkdam sahibi Naci gene Tfirk gençliğinin faydası hesabma Bey. ve zaten bir seneKk tecrübe mahiyeHn « Şifaht olduğu için eaerlerim hakkînde olmak üzere böyle bir esas konul • d« Avmpada «öylenen söslerin tev . mustur. Fakat o gençliğin yaşama şart. siki meselesine gelince bunun için Pe . yami Bey akı ay kadar mösaade bu • larmı ve iktısadî mecalmi yakmdan bî lenler arasmda bolunmak haysiyetfle te. yururlar sanmm. mm ederim ki, ba yeni dreiplin içinde. Paristen vatana dönerken değil bu çoğanun bir yıl değü, smıflar açıldıktan gibi vesikalan hatta çalıştığım atöiyelerden almakhğım lâzım gelen sertifika sonra bir ay beklemeğe bile takatleri oL rmyacakhr. ÇSnkü midelerimize bakkal, mı bile Vekâletm ısran özerine bir sene kasap veya zerzevatçı ılâh... dan baeka sonra bir ressam arkadaştm vasttasile hiç kimse emir ve söz geçiremez. gethtmistim. Bu hkramı, gayelerine ne haKs niyetYazm okuyunca, ne yalan sSyüye krle bağlı olduklannı bildiğim Unfver • ybn, ewelâ kızardım; büytik bir kaba. slte mkuapçtsma ve teskuatçılarraa g«y • hat işlemiştm gibî. Fakat biraz sonra rtşahsf bir istida gibi takdim ediyorom. raselendim, içim macadele hislerimin PEYAMİ SAFA kanat şakırtılarile doldu. Gözlerim yıl. dınmlandu Hey... Mücadde!!. Fakat bir de ne göreyim karşunda Peyami... Sofya 12 (A.A.) Radikal so»Çok sevdiğim ve hatta hnrmet ett^hn yaüst birUğinin dokuznnca kongred Peyami Safa. Bu arkadaşuna elim kalkbugün açılmaktadır. Kongreye Almaz. Ve Dilim daha fazla varmaz. manya, Ingiltere, Danimarka, Fran Fakat Peyami. Elif Naciye cevap ve* •a, Yunanistan, Hollanda, Lehistan rirken arkamdan bana hrlathğin ba ve Bulgaristan murahhaslan iştirab' yumruk senin şimdiye kadar, Hasrme etmektedfr. Türkiye C. H. Fırkası yapbğm hücumlar mastesna, dayna da kongreye iki nrilsahit yollaımstn> mert kalmış bfleğine yalosmazdı. Fa • Eski Fransıs Başvekili M. Heryo kat naerak etme, benim gibi, hayatm . yanında âyan ve meb'usan azası» da dövüşürken yamıs arkadan degil, dan bir grup olduğu halde bugün ayni zamanda sağmdan ve solundan öğle üzeri Sofyaya gelecekth*. da yumruk yemiş ve gen« yılmarraş bir genç için senin ba hücumtm bundan sonra yapılacak çarpışmalanm için bir Londra 12 (A.A.) Irak sefanevi antrenman yerine geçecektir. reti, 25 asi Asurinin Irak kuvvetlerine dehalet ettiklerini bildirmek * HÂMİT NEJDET tedir. Tashih: Elif Naciye verdiğim ceva . bm bir yerinde (Naci eğer bunlara da Lot derse) ibaresinde Lot kdhnesi evet çıkmıshr. ' Sofyadaki kongre Irakta dehalet eden asiler italyan Rus ademi tecavGz misakı Fransada malî bir rezalet Yeni Maliye Müsteşan Ankara 12 (Telefonla) Muhasebei umumiye müdrri umumisi Faîk Bey Maliye Müsteşarlığina tayin edilmiştir. Berne 12 (A.A.) Ortaya çıkaı* bh şayiaya göre, italyan Rus ademi tecavüz misakı gelecek hafta içinde imzalanacaktır. Garip bir haciz muamelesi Cumhuriyet Nüshası S Kurnşlur l Türkiye Boenos Aires 12 (A.A.) Be lediyede bir hâdlse olmuştur. Bütün Belediye memurlan dün paralarmı aL mıslar, fakat daimî encümen azalan mahkeme tarafmdan komılan ihtiyat haczinden dolayı tahsisadannf alama. mışlardır. Haciz, yol açılacağmdan dolayı evi istimlâk edilen, fakat istimlâk öcreti verihnemiş olan bir mal sahibi tarafuıdan ıstenmıştır. ğil mi ama?.. Salih bunlarm hepsini iyice öğ . renmek kararile uyuyabîldi. SabahIeyin Nafiz Bey, elinde bh* takım elbise, kunduralar filânla SalHıin başucuna geldi: Al, dedi, artık o eski esvaplannı giyemezsm. Bunlan sana vereyim. Kalk, başını filân bir temiz yıka, adam gibi giyin. Kendin tn*aş olabiltr misin? Nasıl olamam be?.. Haskoyde üç ay berber çıraklığı efrtim Ondan haberim yok işte... Ben sana şimdi takımı hazırlatınm. fstersen seni de tıraş ederim. Yok, yok... Sen kendin ol, kft. fi. Buraya serseri gibi geldin ve kapımdan efendi gibi çıkacaksın. Sana ikî lira da para bırakıyorum. Ay sonu. Biz göziî maaşta adamlanz. Ben de sıkıntıdavım, kusura bakma. Eyvallah ama... Sen gidiyor mnsun? Hemen çıkacağım. öğleye ka* dar çocukların vazifelerini tashih şeraiti î ^° '*in Ratîç Senefik 1400 Kr. 1700 Kt. Altı aylıV 750 1450 Üç ayhk 40Q 600 Bir ayhk 150 yoktar Tefrika: 17 SERVER BEDt Sabahsız Geceler Herifi gördükçe bucak bucak fiaçanm. Çünkü onun da papellerini tankladxm. MaHbn, malum... Daha ne Kaltlar ettiğm, hep«i malum. Ne yaparsjn be moruk?.. KaEahat bende mi?.. Bak sen söylti . fonan, beni fena terbiye etmişler. Anladık ama, şimdi koskoca Eerlf oldun, biraz da kendîn aklını lüaşma topla!.. lyiyi kötüden ayırdeBemîyecek yaşta nnsın? H%ydî kalkl.. Yatalım. Bak saat tam on Ociyi vuruyor. icap ederse ust tarafnu da baska zaman konusuruz. Nafiz Bey Salihi camımn bir ta* hesi kınk bh odaya götürdü. Yata§ım gSsterdi ve sordu t Bu cam kınkhr, uşür müsün? Pir auıkafy* kapaUha. mı? Istemez, ben kara kışta viranelerde yatmıs adamım, vız gelir. Yorgana. ve battaniyeye iyi sanl, haydi, Allah rahathk versin! Eyvallah!.. Sen de zıbar, sana da Allah rahatlık versm!.. Nafiz Bey yatak odasına döndü ve ilk ifi para cüzdanını kilitlemek oldu. Salihin geceleyin ortalıkta asıracak şeyler araması mümkündü. öteki odayı da kilitledi ve anahtarını aldı. Yatak odasına tekra döndükten sonra kapıyı iyice sürme ledi. * * • Salih o gece rahat uyumadi. Kınk camdan soğuk hava girdiği için değil; bir meydanın tozlannı kal . dıran rüzgâr gibi, Nafiz Beyin anlattıklan, Salihin beyninde geçmia ten kalan birçok hattralan ayaklan* dırmısh. Uyuyor, dalıyor, tekrar uyanıyor ve bu batıralar onun kâh rüyasmda canlanıyor, kâh ta uya . mkken basınm içinden aynlmıyor > du. Bazan anasına karşı öyle müthiş bir öfke duyuyordu ki, yorganın altında yumruklarmı sıkaraka dı sari çıkan yor, karanlık boşlukta sallıyarak: <Ah... diyordu, bir elime geçeyim detne, kan!» tçine şüphe de girdi: Bakalım bu moruğun söyledikleri doğru mu? öyle bir iş ki ortada şahit yok, birşey yok. Neydi adı onun, Şükran mı, nedrr, o kız ölmüs. Paşa ölmüş. Bayram, Topal Ahmet nerelerde? Belki onlar da çoktan tahtalı köyfi boy • lamışlardır. Kime ne sorup anlıyacaksın? Geç. Bu iş takazalı. Fakat Salih doğrusunu biltnek istiyor. Vay ölüsü kinalı be!.. Onun büyük babası paşa olsun, anası zengin olsun, Şişlflerde yaşasın, fakat kendisi sürüm surüm sürünsün, yağma mı var be?.. Alhnallah şrmdi yatağmdaa edecekthn ama halim yok. Benim böyle vazifemi ihmal ettiğim pek na> dirdir. Fakat, neyse, hiç olmaxs« senmle konuşmuş olduk. Başım ağnyor. Ecsaneye uğrayıp üâç alaca ğım, biraz da deniz kenarmda şöyle bh dolaşacağım. Dün gece gözüme uyku girmedi desem yalan olmaz. Benim de öjle. Deniz de karpuz kabuğu gibi uykvya dahp çıktım. Haydi, eyvallah, ben hemen gi« diyorum, güzelce bir de karnını do* yurursun. Fakat benî dinle. Ne olursa olsun sen gene benim evlâdımsın. Zengin bir adam oltnadığımı görüyorsun. Elimden bir şey gelmez. Aldığım aylıkla zoraki geçiniyorum. Fakat her hafta cuma sabahı geb'p elimf öpeceksin, öğle yemeğmi bende yiyeceksin, iki buçuk lira haftahk alıp üç vapurile gideceksin. Ben in« tizamı sever bir adamım, programla yaşanm. öyle gece yanlan içkiyî, e» ran çekip buraya damlamak yok. söz mü? Mabadi var

Bu sayıdan diğer sayfalar: