20 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

20 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'İ.V AgUStOS Cnmhurlyet' SON TELGRAFLAP Bana kalırsa Dolandırıcılık mı? Halkevinin değerli faaliyeti Samsun köylerinde köy Bu sukuttan frank ve isterlin de müteessir lüler irşat ediliyor "lüba hükumeti istikraz yapıyor! ir genç lozsınız. Farzedelim ki ciddî gazetelerden birinde ıöy. le bir ilân gördünüz: tUzun boylu, aevimli, çok zengln bir genç, *Aşkı yenmn adam» i* mindeki romantn kadın kahrama • ntna benziyen genç bir ktda evlenBirinei sahifeden mabat di, buyurun, dedi. Hocalar, papazlar Bauft (Kanada) 19 (A.A.) mek makul olmadığı gibi diinya sulmeife hazırdır.» kânı hazır bulunmuslardır. Ziyafet fevher yerde ayni adamlardır. Bahrimuhit meselelerini tetkik ihu için de tehlikelidfr.» Eminim ki, zenginlige veya evlen . kalâde samimî bir hava içinde gec çin beynelmilel Enstitü kongresinde Ingîliz murahhasları, Japon menLâik Fransanm en müfrit lâik meğe karsı rağbetiniz ne derecede o« miştir. Tokio üniversitesinden profesör sucat ihracatı hakkında bir muhtı devlet adam;nın bu hatırası bugünlursa olsun, ilândaki vait, »zde hiç deM. Heryo reisi bulundugu Lyon b«Teijiro Uyeda, Japonyada rfemoğra vermiştir. İngilizler, Japonlarm kü lâik Türkiye için de manidar ve ğilse o romanı okumak tecessösünü u . lediyesi ile bu aksam uzun bir telefon rafik meselelerin doğumlann konİngiltere aleyhine olarak satışla ileri gidişte nekadar mesafe aldı yandıracaktır; hatta, eminim ki, raev. rnükâlemesi yapmıştır. trol Ue halletmek imkânsızhğını nnı inkişaf ettirdiklerini, fiat hu • ğımızı jrösteren sayani dikkat bir hasimlik elbisenizin pruvasına ghmeden M. Heryo ve arkadaşlan yarm ak. söyledi. 1950 seneainde Japonyada susunda olduğu kadar mahreç hu tıra değil m'? evvel, bir kütüphaneye uğnyarak «Aşşam Ankaradan aynlacaklardır. çahşabilecek kabiliyette nüfus, fi susunda da lâkayt bulunduklarını Tren, Gazi istasyonuna gelince kı yenen adam» ı elinizde 'bulundurmak len bugünkünden 10,000,000 fazla söyleımşlerdir. Muhabirimizin intibaları ve arkadaşlardan Adil, M. Heryoya arrusuna kapılacakınuz. olacaktır. Profesör: Tokio hiükumeti, ihracatçılara ebirkaç poz resim çıkarmak için müMc Heryo ile mülâkatı lste bu emniyet, benden evvel, John Iinden gelen bütiin vasıtalarla yar« Her sene, demiştir, 200,000 saade istedi. M. Heryo: Ankara Î9 (Hususî; tayyare ile) Kealev ismmde fakir ve muptedi bir dım etmekiedir. Muhtıra yu neticekisi için fazla if bulmak ürere ha • • Hay, hay dostum, dedi. Yalnız M. Heryo bu sabahki trenle Anka Amerikalı romancıva geldijH için, yu . ye vanyor: zırlanmak lâzımdır. Bu halledil pipom mâni değil ya? kandaki ilânı harfi harfine yaprnı». N« raya geldi. Fransız devlet adamı tngiliz mensucatçılan, kendi hümesi imkânı olmıyan bir meseledir. Bilâkis efenditn, piponuzla dakendisîni Etimes'ut istasyonunda tice dehset Muharrîrin tahmmini bile kumetlerind'en ancak ayni şekilde Çünkü bu halk şimdiden doğmus ha îyî olacak, hem ona sizin kadar karsılıyan Ankara gazetecUerini kaaşıyor: Satı* yüz binlerce. Bütiin tabi bir yardım gördükleri takdirde Jatur. Gkttikçe artan bir milleti dar alıskınız. ler Amerikalı muharrire kitap üstüne ki bul ederek onlarla tren Ankara isbir sahaya sıkışmağa nvecbur et • ponya ya rekabet edebüeceklerdir. Resimler «lındı. M. Heryo çantatasyonuna gelinciye kadar konus tap yazdmyorlar ve iki sahrlık ilân, ıuıımıılllüll||||IIIHIllIH111IIHIIIIIIHIIIIlll!llllllıııııı>ııiMtiHi •ını yerleştirdi. Bir küçük ve seyyar muştur. ona iki büyük tey getiriyor: Servet ve kütüpane denecek kadar büyükçe M. Heryoya Ankaranın kendisinî şohret. ve tıklım tıklım dolu olan bu çangörmekten çok memnun olacağı söyKitao sahn alan genç kızlarîn çogu, tada heo sarka ait ki+aDİar görülülendiği zaman: belki de çok zengin bir gencin havat yordu. En son yerleştirdiği dosya Siz memnunsunuz, ben de pek arkadası olmak sevdasmda îmislerdir} nm üzerinde «le «Şark» kelknesi oço'' memnunum. O halde hepimiz burası belli de«il; muhakkak olan şn • kunuyordu. Artık Ankaraya geli memnunuz, dedi. dw ki onlann bu hayalleri tamamile ter. yorduk. M. Heryo pemcer«d«* dışaSabık Basvekil aeyahatihin çok sine bir hakikat dogurmus oluyor: Fa. n bakıyordu. mükemmel geçtiğini söyliyerek: kir muharrir, simdi zengindir. Ankaranın manzarası ne gü Böyle rshat tren hiçbir yerde Bu ism bir dolandırıcılık oldu&unn zel, diyordu. görmedhn. Hem ben epeyce seyahat sovliveniermiz bulunacak. Oyle mi a . Londra 19 (A.A.) Amerika etmiş bir adamım, Amerikada, tngil • eaba? Dösnnelim ki bu kadar mükemSamsun 19 (A.A.) Dün Samsun Ne güzel,. oh hakikaten gü nın Amerika dövizinin kalkınmasıterede, birçok yerlerde seyahat etmel bir yalan vydnran romanci herhaL Halkevinin bütiin şubelerînin istirakile zel! Şu üç tepeye bakın! na mâni olmak üzere kambiyolara tim. Böyle rahat ve güzel biy seyade fena kitan yazmaz ve aldığı parsyi 200 kişilik bir Seyet Kamalos köyîi • Ve yol arkadasianm manzarayı müsavat tesisi için bir serrnaye tahhat yapmadırn, dedi. ne giderek köye Gazi Hazretlerinin bühakkeder. Bir de. tahiden evl«rnmek î»görmeğe davet etti. sisti Lhtimali dün, Amerika ve Av • Ve sonra ilâve etti: yük kıt'ada bir fotoğraflarile bir de teyip te, şöyie. dobra dobra bir ilân Tren gara girerken büyük Fransız rupa hesabına yenlden dolar tek • bayrak hediye ettiler. Bu gece çocuk gibi deliksiz bir yazsaydı ne olurdu? Meselâ: devlet adamının müsaadesini aldık. Kfleri yaDiIma&ına sebep olmusiur. uyku uyudum. Erkenden uyandım. <Kıwa boyla, gevimrhı, çok fakir Köyde bayrak cekm merasimi yatstasyon kalabalıktı. Bir alktf tufanı Kall Street açılır açılmaz öğleŞimdi de calmyordum. bir *mç, kendi yazdtğt ve bir tfir.'ö pılmıştır. Maarif miidürü bir nutuk söy. koptu. Halk bağınyordu: den sonra biraz hafif lemtş olan taz»atılmtyan «Aafcı yenen adam* i«Filhakika M. Heryonun meshur lemiştir. Yasasın Heryo! yik arttı ve dolar, bir akşam evvelçantası salonlu vagonun genis manundeki eserinin kadın kahrama • Bundan sonra doktorlar bütiin ev • M. Heryo trenden iniace kendi sası üstünde idL Bir takım kitaplar mna benziyen genç bir kızla evlenleri gezerken kövde mevcut 21 has • ki kapanaşından 10 puran geriliyesini Ankaraya davet eden Tevfik rek 4,53 ol<hı. ve dosyalar üzerinde Türkiyeye ve m^*e haztrdtr.T> tayı muayene ettiler ve îlâç dağıttı'ar. Rüstü Beyin elini sıktı. Sonra BaşveEevvelce olduğu gibi doların zaAnkaraya ait notlar alarak çahftığı Gene emmün ki, muharrirlere Uarşi Bu münasebeile köylüler muhtelif milkil Paşa ile hararetli btr musafahayıflığı frank üzerme tngiliz kon • lî oyunlar ve eğlenceler tertip ettiler. alâkanız ne derecede olursa olsun, ilân. görülüyordu. da bulundu: trolunun müdahalesine sebep oldu. Kendisine: daki bu davet. sizde o romanı okumak Inhisarlar ziraat müteha*sı*ı Ue dok HürmeHerhni arzederim, ek • V« frank tngilize göre yavaş yavaş Möj^yri lö prezidan, masallah tecessusünu bile uyandırmıvaeaktnr. tor Etem Vasıf Bey tarafmdan tütün ziselâns. Zahmet buyurmussunuz. Pek 84, 15/16 ya indi ve florin de 8,19 Çünkü bu kadar çîplak bir hakikate ba. trende bile çalısiyorsunuz, dedim. raatı ve sağhk hakkında öğütler ve . naziksîniz. Sayenizde mükemmel bîr oldu. £lbette, diye cevap verdi. Bu, ştnın çevirip geçersinfz. rilmis, gürbüz çocuk, temiz çocuk, »seyahat yap^ım. Çok tesekkür edegençliktenberi âdetimdir ve bugün O halde bu «^olandıneılık, yalana kuma ve güreş müsabakalan yapılarak rim. de yegâne genç kalan tarafımdır. ve harikulâdeye karsı zâfunızm ve iL kazananlara hediyeler verflmiştir. Sonra Recep Beyle, Ankara Valisi tifatimızm cezan değil midir? Tren Llimes'udu geçerken bu moBu vesile ile KamaJ^s köyünün is • PFV4M» SÂFA dern köyün yeni ve güzel manzarası ile tanışarak ellermi sıktı. mi Ulupınara tahvil edilmiştir. Berlin 19 (A.A.) Dünya musiki Yasasın Heryo! sesleri, alkıslar M. Heryoyu çok mütehassis etti: ve şarkı cemjyetinin ikinci kongresi, devam edıyordu. M. Heryo, halkı persembe günü Bayreuthte açümiftır. Her yerde yeni insaat görü selâmlıyarak Baavekil Pa^anuı re« Birçok ecnebi musiki cemiyetleri tarafınyorum. tzmirde de öyle idi. Mektep, Ankara 19 (Telefonia) He dan kongreye dostluk telgraflan çe . mektep, mektep. Çok çalısiyorsunuz. fakatmde otomobille istasyondan ayyeti Vekile bugün; 6 aylık kon rıldı. Ankarapalasa gitti. kilmiştir. Bea Türkiy«nin eski halini de bili • lonjan listesini tetkik için too Madam Winefred Wagn«re bütün Şu dakikada Ankara, büyük Franrim. 25 sene evvel 1908 inkılâbı eslanmıatır. Liste yarm Resmî Ga memleketlerden 16.000 musikişinas sız devlet adamının sahsında ayni nasında tstanbulda idim. Size o zave bestekâr tarafından imzalanmış bir zamanda büyük bir Türk dostunu mana ait bir hatıramı anlatayım. zetede intişar edecektir. tebrik mektubu verilecektir. Moskova 19 (A.A.) Tas ajamv selâmlamakla memnun, M. Heryo ise O zamanki Fransız sefirile Bursada bildiriyor: Dün bütün Sovyet Rusyada hasletlerine îıayran olduğunu ve nıüYeşil camii ziyarete gitmistik. Ca tayyare bayramı kutlulanmıştır. Bu mü. minin hademesi olan koca kâfir oldafiliğini yapmskla îftihar duydunasebetle bütün gazeteler evvelce Rusduğumuzu söyliyerek bizi camiyi gör ğunu söylediği Türk milleti arasınPrağ 19 (A.A.) Saksonya hu yada tavyare sanayii kat'iyyen mevcut da bulunmaktan çok müteheyyiç ve mekten nıenetmişti. Maamafih bu Stokholm 19 (A.A.) Dagens duduna yakın bir yerde olan Aschte olmadığı halde bugün bu sanaviin mü. mütehassis bulunmaktadır. yalnız Türkiyeye mahsus bir hal deNagheter gazetesi, Trausaldaki muHîtler taraftarlannın propagandasma him surette inkisaf etmiş olduğunu kay ğildir. İspanyada da bir kiliseyi ziALİ SÜREYYA habirinin Bjoemoen (Kutup denikarşı zabıta tarafmdan ehemmiyetli bir detmektedirler. yaret etmek istediğim zaman rahip zi) civannda ağlarımn içinde bü mücadele harekeitnde bulunulmuştur. lcra komiserleri heyeti tayyarecüîVte so'du: yük bir ihtimalle Fransız Lathamin Çekoslovakyadaki ırkci Alman fırhizmetleri jrörülenleri Lenin ve Kızıl olduğu zannedilen tayyarenin an Fransız mısınız? Londra 19 (A.A.) Londranın kast azasından on altı kişi tevkif e • yıldız nisanları ile taltif etmistir. kazinı bulan balıkçılarla görüştü Evet, dedim. dSmiştir. , Irak sefiri Cafer Paşa Elâskerî, AMillî müdafaa komiseri M. Vorosiiof ffünü bildiriyor. Cumhuriyetçi misiniz? AJmanyadaki Hitlerci teşkilâtla giz. surilen meselesi hakkında yakında kızıl millî müdafaa kuvvetleri bita Bu tayyarenin 1928 senesinde li münasebette bulunduklarından şüp Evet, dedim. ' bir tahkikat yapılacağmı bildirmisb»n nesrettiği bir beyannamede diyor meşhur kâsif Amundsen ile Guil • he edilen yirmi kadar kimsenin evle O sırada Fransada Komp kaki: tir. Sefir, Milletler Cemiyetinin bu baudyı kurup4a Jeneral Nabileye rinde araştırmalar yapılmıştır. binesi reiskârda idi. Kuvvetli, «Kızıl hava filosu bütün bir teknik mesele ile meşgul olacağını ümit etyardım için gctürürken denize düşteçhizah ile mücehhezdir. Kuvvetinden enerjik bir kabır.e. Rahip devam etti tüğü hatirlardadır. mektedir. Sefir, bu meselede iki mü • Komp taraftarı mısınız, yoksa emindir. Istikbali sükunetle derpiş et him noktanın gözönüne getirilme La Havane 19 (A.A.) Asso Balıkçılar tayyarenin ankazını aleyhtarı mısınız? mektedir ve tarihî vazifesinî görmek i. ciat»d Pressin haber verd'i&ine gögemilerine almağa ımıvaffak ola sj lâzım geldiğini söylemiştir. çin azimle calışmaktadır. Ve bu tarihî Cevap verdim: re Maşadonun siyasî mahkumlan rnam"lardn F^kat a^kazın bu 1 Asurî patriğin vaziyeti, vazife şudr Kavncilık fenninde en ileri Komp taraftarı yım! lunduğu yeri adamakıllı tayin ettikhapsettirmek âdeti oldujru Cartillo gitmis olan memleketlere yetişmek ve 2 Asurilerin sîlâhlannı aldık O halde kiliseyi gezemezsiniz Atares kalesinde 4 cesedin bulun • lerini hild'rm'&lerdir. Balıkçılar, 3 o^'arı gecmek» tan sonra tekrar geri veren Fran Cebimden 40 su çıkardım: man üzerine 8 gardiyan tevkif e • metre kaHT i3»"il'i?unda olan an sızlann hareketi. kazın parlak alâminyomdan oldu Kilisevi gezeceğim dedim. tğil di'miştir. ğunu zannediyorlar. Trousoldaki tstanbul 19 (A.A.) T. D. T. Diğer taraftan hükumet Maşa • Fransız konsolosu bunun kaybolan Cemiyeti Umumî Kâtipliğind'eîi: donun y&kınlarından bazi kimse tayyare olduğu kanaatindedir. FritT. D. T. Cemiyeıti umumî merkez ler tarafmdan yapılan tahrikât hakjof Nansen, Norveç vapurunun ta heyeti bugün üç celse yapnuştu*. Bikında bir tahkikat açmağa ve 3uclu harriyat için gönderilmesi muhte • rinci celseye Maarif Vekâleti vekili olanlan cezalandırmağa karar vermeldir. Dr. Refik Bey reislik etanistir. ikinci miştir. ve üçüncii celse, umumî kâtip RuBüvük tayyareci Codos ve Rossi muvaffakiyetle ikmal ettikleri Nevyork Rayak Bilhassa iki hafta süren umuıtıi şen Eşref Beyin reisliği altında agrev dola^s'le varidat büsbütün af Surye) rekor uçuşu akabinde, Rayaktan Pariste Philips Müessesesine şu telgrafViyana 19 ^A.^.^ Avustvırya' zalmışhr. Hükumet bozulan malî vanameyi çekmişlerdır: " Bir hamiede yaptiğımız Nevyork Rayak uçuşo esnasında nm yeni Ankara sefiri M. BuchberBu celselerde karşıhklar klavu ziyeti düzeltmek üzere âcil bir isRadyo lâmbaiannız pek mükemrnel ve şaySnı hayret idiler. Tebrikler. „ ger vazifesi basma birincitesrln izu için ankete gelen cevaplar üzetikraz yapmak meselesi hakkında Rossi Codos rinde tetkiklere devam edilmiatir. çinde gidecektir. da miizakerelerde bulunmustus\ Sarı tehlike büyüyor Ismet Pş. ile M. Heryo bir saat görüştüler Binlerce Ankaralı, dost Fransız diplomatını alkışlarla karşıladı İHEM 1 NALINA MIH1NA Şile yolunda... eçen gün, bazı dostlarla bera . ber Haydarpasa, Çamlıca, A . lemdağı caddesi, ömerli yolile otomobille Şileye gidip geldim. Bazı müsahedelerimi yazmak istiyorum: öğle yemeğini Alemdağı orma . nmda, Taşdelen suyu membamdalp kır kahvesinde yedik Burada su dol duran arabalaruı azhğmdan Istanbulda Taşdelen diye içtiğimiz sularm ne suyu olduğunu Allahtan ve şişeleri doldu ranlardan başka kimsenin bilmediğinî kulağımla işittiğim gibi gözümle de göı müş oldum. Kahvede, Usküdar kayma. kamının oralara eğlenmeğe gelen haL. kı, Allahuı dağında kahvecilerin ihtikânndan kurtarmak için astırdığı levha « lan okudum. Kavmakam beyin bu faaliyeti hoşuma gitti. Alemdağı ormanını 1913 te bir da* ha görmüştüm. Aradan geçen 20 sene. de orman bir hayli budanmış. Bu gi . disle 20 sene sonra, ormanm cismi d*. ğil ismi kalacak! Yollan üçe avırabiliriz: lyi, orta t fena... Iyi olan kısımlar Valimb Mu hittin Beyin zsmanında yapılan yollatdır ki orta olanlardan, ortalan da fe nalaruıdan daha çok. Binaenaleyh a mumivelle Usküdar Şile yoluna iyidir, diyebiliriz. Fakat birşey nazan dikkatimi celbetti. Sanki insanlar için yapılmamıs gibi, geçtiğimiz köylerin heraen hepsinfn içinde yollar fena, kırlarda iyi idi. Acaba. arabalarile yollari bo zuyorlar diye köylülere cezaen mi, yollar köylern içinde ve civannda harap bırakılmıs ? • • Şileye doğru gittikçe sert dönüslerle krvrıla kıvnla uzanan yolun kendisi de, iki tarafı da öyle güzel ki bu tenesıü. hü beraberce yaptığımız güzide şairim^z Sukufe Nihal Hanım, adeta vecde geldi: Beni burada, bırakır. su da^ın veya suvun basında oturup ilham ala yım, yazı yazayım, sonra ak^am üstü geçerken beni alırsmız, divordu. Hal buki hanımefendi, yanına kâğıt ve kalem almamıştı. Gerçi bîr krevonu vardı ama bu, bir kırtasiyeciden deeil; * i yatçıdan satm aimmıstı ve vazifesi yazı yazmak de&il; çizgı ve r*""r\ vapmak . tı. Onun için, ince ve hisli wirm arzusunu yerine getirpmedik, kendUinî bir su veva dağba^mda bırakamadık. Hakikaten «Yakut Kayalar» muharririni aska getirecek manzaralarla do . luydu bu yollar... S<"le yolu, ekseriya, yesil tepeler, sırtlar, vadiler ara.'tnda, bazan da, ustü ağaçlardan öriilmüş nefti bir kemerin altında kıvranarak akan dereleri takip edivordu. Bu aziz topraklarda ne efizeî renkler vardı. Tabiatin eli, ilâhî bir re», sam zevkfle burada topraklan ve kayalan en güzel renklere bovamıstı. Alhn rengi, granit rengi, kül rengi, toprak rengi, kahve rengi, tarçın rengî, yanmamu kına rengi kayalar ve top raklann yanında kıpkzıl, sapsan, simsi yah. bembeyaz topraklar ve kayalar sıralanıyordu. Fakat en güzel ve nadide olanlan menekşe topraklar, eflâ«'n» kayalardı Bu topraklar ve kayalardan yapılmıs yollar acık menekseden baslıyarak koyulasa kovulasa bazı akşarru lar guruptan sonra tstanbulun vedi tepe, li siluetini örten o tatlı mov sisin ren gini alıyordu. (îki frenkçe tabir lcvllamsımı mazr' görün. ziîppeliğime vermeyin.) Ne yazık ki benim şaırliğim veya re« samlığım Şukufe Nihal Hanımefendi nin de kurşunkalemi yoktu da yeşil vadiler içinden, gölgeii dîreîer kenann dan ve eflâtun kavalar arssından sreçen bu menekşe rengi vollann güzelliğini îyice tesbit edemedik. Ya Şiledeki deniz kenarmın güzel • l'ği... Sağda yalçm ve ha«;n kaya'ar, ct gün biraz hiddetli olan Karadenizin köpüklü dalgalanna pöâüs çeriyor, sol. d?. l"va deresinin deniıe muvazi bir se rit gibi uzanan ağzı"^a, yeşilliklerin aresma kadar tırmanan kum tepelerinin önünde çok güzel bir plâj uzanıp gidiyordu. Burada da renkler ne güte!! Dimdik Lutfen sahifeyi cemriniz Nüfusu her sene 200 bin kîşi artmakta olan Japonya ona göre arazi istiyor Dolar gene düşmeğe basladı MusiKi ve şarkı kongresi toplandı Yeni kontenian listesi Kızıl hava filosu Dün Rusyanın her tarafında bayram yapıldı Çekoslovakyada tevkif edilen Hitlerciler Amundsen ve Guilbaudnun tayyareleri Irakta Asuriler meselesi T. D. T. ctmiyet'nm faaliyeti CODOS ve ROSSI'nin Tayyare ile rekor uçuşlan Avusturyanın Ankara sefiri Tefrika: 24 SERVER BEDt Sabahsız Geceler Bu ne aynasız meyhane yahu?.. Garson filân yok tnu? Tezgâhın arka sında yalnız îhtiyar bir adam var. O da, sütçü beygiri gibi ayakta u yuklıyacağa benziyor. Usta Barba, diye bağırdı, bize rakı getir be! Biraz sonra ihtiyar bir kadeh rakı ile bayathğı suratından belli olan iki tabak meze getirdi. Salih yüzünü buruşturmustu. Tabaklan masanm ü»tüne koyan ihtiyarın tkriyen ellerini görünce aklına bir nırmara geldi. Fakat bu tapon meyhanenin çekmecesinde para bulunur mu ya?.. Salih kafasmda bir hesap yaparken paketmi çıkardı, fakat tütün bitmişti. O zaman aklına parlak bir manevra geldi ve masadan uzaklaşan ihtiyara seslendi: Usta Barba! İhtiyar geri dönmüştü. Salih masanın üstüne bir yirmibeslik atarak yalvardı: Haydi Barba, şuradan bana bir paket tütün al, gel... Bak, pakette kalmamış. Sana helâlinden bir de bahşış veririm. Doğru söylediğini ispat için boş paketini gösterdi. thtiyar dükkânm içine bakarak biraz düşündükten sonra, parayı alarak sendeleye sendeleye dışarı çıkmışti. Salih hemen yerinden fırladı ve tezgâha koşarak çekmecenin gözünü çekti: îki papel ve bir alay bozukluk... Avucile hemen gözün içini tarıyarak paraları pantolonun cebine tıktı ve dükkândan dışarı kendini attı. Kosarken c#binde ses veren bozuklukları zaptetmek için, pantolonunun dışından para cebini avucunun içinde hapsetmişti. Arka so~ kaklardan koşa koşa Galatasaray dan caddeyi geçti ve soluğu Kalyoncuda aldı. Gene küçük bir meyha neye girdi, bir köşeye oturdu ve bozukluklan sayd:. İki liradan fazla da bozukluk vardı. Etti dört şu kadar. Eyvallah. Bu sermaye Ue kâ imatın canına okuyabilirdi. İçine bir sevinç ve bir ferahhk geldi. Ulan, amma da talih be... ömrümde hiç bu kadar beleşten, sıkıntı çekmeden, bu kadar kolay bir hazineye kavustuğunu hatırlamıyordu. Tütsü de var. Bu meyhane de yabancı. Korku yok. Yasasın. Masanm üstüne bir yumruk vurdu ve bağırdı: Duble bir kadeh getir! Hey dinine yandığım!.. Meyhane dediğin böyle olur... Şıpşak rakı ve mezeler geldi. Hem öyle bavat, kokmuş izmark tavası değil... Âlâ pilâki, midiye... Bîr çekişte duble kadehi îçti. İşte şimdi karşısma Macit Efendi, Nezahet Hanım filân çıkayım demesin ler. Gürleyip gittiklerinin resmidir. Salih oraria üç düble rakıyı bir saatte çekerek, ilk parti, kafayı dümanladıktan sonra, içinden şarkilar söyliyerek tekrar mastorun dükkâ nma damlamıştı. İceri girince tellâl Haçiği orada buldu: Hah, dedi, gözünü seveyim, ben <Ie seni arıyordum. Bana bir oda lâzım. Aceledir? Acele, ecele... Hem de bu gece, hatta şimdi lâzım. Haçik düşünmeğe başladı. Kendi kendine, alçak sesle mırıldanıyordu: «Cem.ıl Efendinin evi? Olmaz, tuzlu gelir. Yüksekkaldırımda Hosu • run ptTisîyonu? On liradan aşşağı vermez, o da tuzlu...» Saüh bağırdı: Hem ben yüksekkaldınma gidemem. Olmaz! Peki, dur... Bayramın arkasm Peki... Haçik Efendi, sen şu da bir ev var, istersin? tabakayı ver, ben bir si?ara sara Ha... Orası iyi. yım da sokakta tüttürürüm. Eyidir ama... Bak, şimdicek Salih orada esrarh bir sigara sarsana diveyim: Biraz antikaca ev dı. bir nefes cekti, fakat çaycmın dir, gireni çıkanı fazlacadtr, bir de oda en üst kattadır, hani... oda da öfkelenmesi üzerine Haçikle bera • demiyeltm de, şunun doğrusunu is ber dükkândan çıktı. tersen tavanarasıdır. Bayram sokağmın arka tarafın Ne olursa olsun be... Şimdi da, dısarıdan iki katlı görünen bir sultan sarayı kiralıyacak değiliz a .. taş evin kapısında durdular. Sokak Başımizı sokacak bir yer bulalıtn da.. pis, çamurlu ve karanlıktı. Evin için Salih içinden tamamladı: «Yakin den gramofonla çalınan bir çiftenagünlerden birmde oradan da fertiği r a sesi, alkıslar, parmak şıkırtılan, kıranz.» yere tempolu ayak vuruşu seslerî Sonra yüksek sesle sordu: geliyordu. Sokaktan geçen iki sarhoç Gidebilir miyiz oraya şimdi? Neden gitmiyelim, haydi! evin önıinüe durarak nara attılar. Dur ben şurada bir sigara saHaçik, Salihe kapının açılmıyacak rayım da... kanadı tarafında gizlenmesini işaÇaycı telâşla tezgâhtan dışarı bir ret etmişti. Kapıyı çalmak îçin, bazı adım attı: tellâllann pek iyi bildikleri en üs Salih, burada olmaz, başıma tüplü zamanı bekledi. belâ getirtne! Mabadi var Dur yahu, bir nef es çekeyim...

Bu sayıdan diğer sayfalar: