19 Eylül 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

19 Eylül 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ9 tylul ^Cttmhuriyet ' SON TELGRAFLAO {^Banakalırsa 1 Silâhları bırakma işi için ilk temaslar Fransız ricalile Ingiliz murahhası arasında Pariste hususî görüşmeler yapıldı Londra 18 (A.A.) M. Makdonalt fle M. Norman Davi» beraberce yedikleri öğle yemeğinden sonra silâhlan bırakma konferansı hakkmda uzun bir müzakerede bulunmuslardır. Bundan sonra M. Norman Davis fle M. Hender. «on Paris yoiu île Cenevreye hareket etmislerdir. Pariste Fransız nazırlarile mütekaddim müzakerelerde bulunacaklardır. Paris 18 (A.A.) Havas ajansi bBdiriyor: Cenevre müzakerattna yeniden gnişilmesine bir mukaddeme teşkil edecek olan Fransız • tnigiliz görüs. melerine dön Paris* gelmis olan M. Eden fle M. Daladye ve M. Po! Bon kur arasında bugün başlanümutır. Bu mtmasebetle gazeteler, Frama mn rieîh'şmez tezmi hatırlatmaktaclır • lar. Dort veya beş sene müddetle es . lihantn nmunu ve devamlı bir surette kontrolu sistemmin tesist, ve bu sistemnı aynea müeyvide'eri bultmmasi, hn sfetem siteMarm bırakilmasma müteallüc her türlü tedbirden evvel tesis mek gerektir.» Bu tez, Fransanm Ce nevrede daimî surette müdafaa etmiş olduğu emniyet kaygusıma da uygun . dur. Hitlercîlenn de ha*h hareketi tngi liz Amerikan efkân umumiyesmi de ciddî surette bu noktai nazara yaklas • hrmıshr. Kontrol pretuibinde Parisle Londranm noktai nazarlan arasında son zamanlarda ciddî bir yakmlık hasıl olmakl beraber gene bir takun ihtilâflar da vardır. Fransız efkân umumiyesi, bugün açilan mukâlemeleri dikkatie ta. kip etmek ve Cenevrede mfizakerata girisflebflmek icin bu mükS'meler ne ticesmin Paris, Londra ve Vasmgton arasında tam bir itilâfa müncer ohna*mi temenni eylemektedir. Pöti jurnal yazıyor: « Mevcut mv*. külâta rağmen Von Neurathm son zamanlardaki beyanabnm hasıl etmiş olduğu umumf heyecanm müsait bir tesir icra etmesmden hâli kalmıyacağı bu muk&Iemelerden mes'ut bir netı'ce ömh etmek muvafık olur.» Çakmak mastarından... stanbul lLselerinden bbinde bu «çakmak» tabiri, pek sevilen bir sarkısını «durma çak!> tavsiyesile bvtiren Ahmot Rasimin an Iadıği manaya gelmiyormus, <smıfta kalmak» demekmiş. Ben Türk argosunda ince bir anlayı» ifade ed'en bu kelimenin her hangi bir dersten çakmadığı için sınıfından dönenlere atfolunmasım ters bul • makta ısrar edecek değilim. Bir dostumun o lisede bulunan oğlu bu sene bakalorya imtihanını verir • ken... (bundan ötesini peder b e y den dinliyelim:) ... Mintarafillâh bir dersten çalctı. Hem de 20 25 arkadaşile beraber. Şimdi diyorlar ki: «VMatî yirmişer yaşında koskocaman henfleriz. Bir ders için bir sene işsiz güçsüz sokaklarda kalacağız. Mektebe gitmek mecburiyeti yok. Yalnız haftada bir iki saat o kaldığımız derse gideceğiz ve gelecek se* ne imtihan vereceğiz. Bir senemize ya. zık değil mi?... Yaşlanmız ilerlemiş, biz geriliyeceğiz. Geçen sene Maarif Ve kâleti bizim gibilere müsaade etti, o • nuncu sıntfa kabul olundular, noksan kalan bakalorya dersinin imtihanını da bu sene ikmal ettiler. Bizden de bu lutfu esirgemesinler...> Ve esirgememelidirler. Hem bu Iutuf, yalnız bir iki mektebe ve bir iki seneye inhisar eden mahallî ve muvakkat bir müsamaha d'eğil, umumî bir kaide olmahdır. Hâlâ bütün dünyada ögretme s'stemleri • nin iptidaî kalmıs taraflan var. Çocuğun beynmi hâlâ bir salata tabağı farzediyoruz, hatta daha ileri vararak, istiyoruz ki bu kafa bir • birine en zıt maddeleri övüterek umumî malumat dedikleri sun'î bir ahenge yükselsin. Bence büıtün dünyada, bütün ogretme ve yetiştirme, okutma ve büyütme (talim ve terbiye) cihazı bozuktur, yeni • den kurulmağa muhtactır; fakat 20 25 çocufu bir sene kaldınmlarda avare dolaşmağa sevkeden bu okurma ve ojh*etme tulumbasmın köhneliğini şimdi ispata kalkacak degilim. Ancak. hiç oimazsa bu cihazm bo • zuk taraflannda iyi kötü bir tamir veya ıslah yapılması liizumunda ısrar etmek itteritn. Evvelâ her çocuğa bir derste geri kalan hamlesini tazelemek fırsatı bol bol verilmelidir. Bu kuçük yurttaslar ne istiyorlar? Tahsile devam. Zayıf olduklan derste Iravvetlene bilmek imkânı. Bu iki iştiyakta bir ma. arîf adanunı telâsa düşürecek hiçbir kötu niyet sezmiyorum. Smıfta bırak • mak, yolunu almıs bir faaliyetin hızmı kesmektir.Koşan bir çocuğun ayağma ta. kılan bir taş onu yere düşürebilir. Tesvik edelim, kalksm ve koşmağa devam etsin. Biz ne yapıyoruz? Gayretmi tazelemek istiyen bu çocuğu kolundan ttr* tuyor, arkadaslarile beraber ilerleme. sme izin vermiyor ve belki de, bir daha ayagı taşa çarpmasm diye, kendisine sokağm topoğrafyasmı öğretmege kal. kıyoruz. Bu kuru mantıkçılığımızla, ba 81u rasyonalizmimizle kimbilir ne kabiliyetlerin yolunu kestik ve kesmege devam edecegiz. Bu fikrim bütün dünya maarifi sistemine karsıdır. Biz, çocuğu hennz iyice anlamaraıs bir pedagop ciham icinde hazin bir istisna değiliz. Her yer böyle. NAUNA "Türkiye ile Yunanistan {HEM MIHINA bir deviet oluyor,, Biraz siyasî nezaket! «Yakın bir istikbalde mübadillerin, Yunan tebaası olarak Türkiyede yerleşmeleri kabil olacaktır» Birinci tahifeden mabat kumanda etmiş olan zat yani dejnir idaresine harbi nasıl münkat etmiş lar baslıyacaktır. tfte bu hedefe doğise şimdi de sulhu öylece münkat etru yürüyoruz. İki hükumet müfterek mek azminde bulunan Mıutafa Keemellerin tahakkuk ettirilme»in« çamalin heybetli simajı bulunuyor. Iışıyorlar.» Basmuharrir gazete*ine gönderdiği Mükâlemeler teknik teferrüat üzerinde devam ediyor. Şurası mubakmakalede bundan sonra sunlan söykak ki yakın bir istikbalde evvelce lemektedir: mübadil olduklan nazarı dikkat* «Burada Anadolunun âmakmda alınmaksızın ve ileride milliyet medaha düne kadar gayrimevcut olan selesi çıkarmiyarak iki taraf ara • nihayetsîz bir sahanm ortasında musında münazaalara sebebiyet ver • azzam binalarla birdenbire fifkiran meksizin Yunan tebaası nfatile Rutt bir beldenm güzel muhitinde ziya • kütlelerinin Trakyada ve Anadoiufetler sehrâyinler, balolar araaında bugünlerde inanıhnıyacak birşey vu da yerleşmeleri kabil olacaktır.» ku buluyor. Türkiye ile Yunanistan filen tek reîsi hükumetli bir devlet oluyor. Müşterek bir «anayi siyaseti takibine, bir gümriik ittihadı aktine Bükreş 18 (A.A.) Husost nra • müşterek bir diplomasi temsil heyeti habirimizden: Türk Yunan mısakmnı bulundurulmasına, Cemiyeti Akvaminuası Romen mehafflinde nmumiyetle da mUftereken temsil edilmekle aralanndaki hudutlann kaldınlmasına gayet müsait tesir bırakmıttır. Resmt zeve ancak aralannda idarî brr hudut vat Romanya ile Türkiye ve Yunanistan bulundurulmasına karar veriliyor. arasmda hiçbir ihtüârn bir mesele olZira Ankarada cereyan eden tarihî madıguu ve ayni zamanda BaOcanlarda müzakerelerden çıkan netice budur. sulhun daha iyi kuvvetlendirmeğe yaŞu da kayda lâyıktir ki ikİ millet rayacağı için son maahedeyi samimf arasmdaki bu anlaşma hareketinin basmda, az bir zaman evvel bize roemmmiyetle karşıladıklarmt beyan ethücum eden coşkun Türk ordularraa mekte muttefartirler. aşvekilimiz tsmet Pasa, yarÎD Bulgaristanın misafiri olacak, Bulgaristanda dostane tezabü « rat yapılacak, Sofyada Türk . Bulgai1 dostluğu hakkmda nutuklar vat edilecek, iki memleket arasmda daha bu • yük, daha sıln bir anlacmağa doğru gi> düecek. Herhalde tsmet Paşa, Sofyaya Bulgar ricalile kavga etmeğe gitml' yor değil mi? Bilakis... Halboki bazf Bulgar gazeteleri, böyle bir seyahatin arifesinde, hanl hanl 250 yıl evvel Tfirklerin Viyana önünden ricsAlerinj tes'H fle meşguldürler. Viyananın kur. tuluşundan Bulgarlara ne diyeceksi . niz? Onu ben de anlamıyorum. Haydî Viyanalılar, büyük bir korkuyu atlat « bJdanndan dolayı sevinmekte haklıdır» lar. Lehli dostlanmu da, Sobyesldnin Türklere karşı nankörlük ederek yap uğı marifet neticesinde, memleketle • rinin Avusturya, Rusya ve Almanyaı tarafmdan taksimmi unutacak kadar^ tarihi bir tarafa atmış, yahut ta zafer ympmağa teşne olabüirler. Diğer ka * lolik mületlerden Viyana şenuklerine iftirak edenler ise, zaman saman TUrk. lere ve müslümanlara karşı içlerinden tepen haçh ruhu taassubuna kapüabi • lirler. Fakat Bulgarlarm Viyanadald TBrk muvaffaJciyet«izligmden dolayı bayram etanelerinm mana ve hikmeti ne? Bu mana ve hikmeti size Sofyada çıkan Utro gaıetesi işte şSylece anla * tıyorî € 250 sene evve! Turklerfa» VI « yanadald hezimetî, esaret devrlnde ytu şıyan Bulgarlan da uyandırmıştL Bu • > • beple merkezl Çiprorovtsi olmak üzerai butün garbt Bulgaristan isyan etmistl, Bulgar çeteleri Kutlovio» (şimdikl Ferdinand) k8yu dvannda karargâH kunnuşlardL Fakat Türklerin muttefikl Macar Beyi Tököli, aslan gibi dögüş • tükleri halde Bulgar çetelerini mağ 4 lup etmisti Bilâhare bu çeteler sayı • stz Türk ordulanna karsı da tutunamamışlardL İsyan edenlerin ekserisi. fas ve serefle, harp meydanlannda Bldü • ler. Fakat is yalnız bununla kalmanuf* or. Türk ordulan, intikam almak için} garbt Bulgaristanın o zamanki en pas. lak 4 Bulgar kSyünden: Çiprovets, Je * lezna, Kopilovets ve Klisurayı yakıp yi«; karak IcCil ve toz haline koymu»lardı. Türklerin bu barbarca Intikamlan, 20(1 •ene evvel gene Tfirklerin Bulgarlara yapbgı Batak, Berustjtsa katUamlan ' nı hatırlatmaktadır. Bulgar âKmlerinden O. Evseviy Fer« •secik^agrepte 1887 senesmde tabeU ti£i 'kitabında I 688 de Bulgarlarm çefc. lii'taı'ııl şTrİTr izah etmektedrr: « Türi vezirlerinden KSprGM,hiyanet ve isyan eden betbaht katolifi Bulgarlan ortadan kaldırmak içm bii çok Türk ordulannı Bulgaristana g5n « deTmisti. Ansızın olduğu için Bulgarla#| tedbir alamamışlardı. Türkler, d5rİ Bulgar kSyünden Kopilovets, ÇipTovet*| Jelezna, Klisuraya taamız ederek bu> tfin kjddetlerile müdafaaant ve silâhsül Bulgarlan erkek, kadm demeden 61 « dürmüsler. sağ kalanlan da esir etmiş' lerdir. Manastır ve kiliselerile beıa ber bütün köyler yakılıp yıkılarak yajma edilmistL Sayısız Türk askerlerinin aratında, annelerin, kıymetB elbise « lerini, gümüş ve alttn gibi ziynetlerml bir tarafa bırakarak yalnız düşman kv. lıcından çocuklannın bayarmı kurfar * mak icin rkriyerek haykırdıklannı g6r» mek çok dehşetM tdi. îhtiyar kadm ve erkekler Tlirk yatâ"» ğanmın akinda yolun oıtasma düşü • yorlardı. O zaman erkekler; evleri. tap* lalan, bağlan için değiL sevgili kan « lan için aghyoılardL Bunlardar k!mî • si canını kurtarmak için ormanlara, kinıim de ovalara kaçmışlardı. Çiprovets koyünde 500 haneden, Kupilovets te 500, Jeleznada 300 ve Klisurada 80 han<Kİen ancak üçte brri kaçmakla ha yatlannı kurtarabilmişlerdir. Ve 5060 raKipten yalnız 17 si kurtulabilmiştiıy Sag kalanlar da esir edilerek oldürül • miislerdi. tşte bu elim günlerde talihsil Bulgarlar, dedelerinîn kurduklan yurtLâtfen tahifeyi çevirinia Nerede caat şimdi? Okuttuk efendi ağabey... Fa. kat bu karıya giinahtv. Ben kaba • hati üstüme »hnm... Fofo keskin bir sesJe Salibe fi kiştı: Kale ben ne yapazak oen ok madan?.. Sen nerede, ben de orada.< Salih evdeki lâübeJi komuşofile dediki: Salozluk etane ulan... Kodeate geberirstn sen be... Hem bizi bir araya korlar sanryorsun enai salata • sı! Kale ben... Serkomiser bağırdı: Gürültü etmeyin!.. Memura çıkmasım işaret ettScteh sonra Salihe döndü: Senin hiç sabıkan var mı? dt> ye sordu. Var ağabey ama... Ufak şey ler... Kavga... Ufak bir yaralama. Gene böyle bir iki şey apardik... (Mabadi var] Törk Yunan misakı ve Romanya Kübada vaziyet Amerikalılar korkudan kaçıyorlar Vastngton 18 ( A.A. ) Hukumet mehafilinde 24 saate kadar Kübada vaziyetin kansaeağı tahmin edü •nektedir. Gece yanaı, umum erkânıharp azalan, Küba adasrada çıkman muhtemel olan hâdiselerm tedbirler a • Immasına ve bu arada adaya süratle Intaat sevkine sebep olabileceğini •öylemislerdir. Difer taraftan Assodatca Pressin Santiagoda Kübadan haber aldığına göre, bazi Amerikalılar, havatlannı tehlikede görerek Santiago koyunda bulunan Rente isimli bir yerde toplanmişlardır. Amerika bahriyeKlerinden birkaç müfrezenin silâhsız olarak Renteye ihraç ed''mw oMnğu sövleniyor. Sulama işleri Nafıa Vekâleti 240 bin lira tahsisat verecek Konya 18 (A.A.) VÜâyet, H gmdaki Nanekolu bataklıgmm kumtul* masi, Dgnını münbrt ve mahsuldar o vasmra sulanması içm bir baraj yapıL ması müsaadesmi almıstır. Baraj Hradistan ve Amerika da oL duğu gibi toprak ve taş setlerle yaptlacak, inşaatta mâkellef amele kul • bndacaktir. Smaî teslsat için Nafıa Vekâleti 240 btn liraltk tahsisat verecek. tir. Mahalhnde tetkikat yapmak içm Nafıa Vek&Iethtden şehrimise bir su mfi. tehassısı gönderiiecektir. Ilgm barajmın keşfi ikmal edildikten sonra Ayrapçı o . VBsımn da sulanması için o mmtakada tesn ediiecek sulama tesisatmm keş • fîne baflanacaktır. Amiral Birt Cenup Yeni Amerikan kutbuna gidiyor sefirinîn beyanatı Amirala 70 âlim ve kâşif refakat etmektedir fioston 18 (A.A.) AmJral Byrd, yanmda 70 âlim ve kâsif ile, yarn eski fakat saglam baüna avcısı «Bear» getnisi ve «Pacific» vapurfle Cenup KuL buna bir seyahate çdanaktadnr. Heyet bir mnddet yeni Zelandada kalacak ve Noelde üssülbareke* olan kuçük Amerikaya varacakur. Byrd, 1930 senesmde orada bıraktıgı iki tayyareyi olduğu gibi bulacağım zannet • mektedir. Byrd, beraberinde M motörln kovvetli bir tayyare gotürmcktedir. Ba tayyare ile yeni Amerikadan 1000 kL lometre ötede Cenup Kutba i e mik natisü kutbiyeye emecegini ümit etmektedir. Sefir, türkçe öğrenmek istediğini söylüyor Amerikanm yeni Turldye sefiri M. SSdnerin safarimise gekügmi yasmışbk. M Sikiner dfin kendnfle gSruten bir muharririmize demiştir ki: < Dün Istanbula geldun. Turld yeye ilk defa geliyorum. Yunanistan . da bulundugum ssralarda refScamla birukte Turkiyeye gehnegi çok iste • miştim. Fakat bir tfirlü mumkun ola madı. Türkiyede yapılan inkJâplan yakmdan takb ettim. Bilhassa lütin harflerinin kabulu çok münkn bir iş • oV. Ben de yeni türkeeyi öğrenmek içm çalnacağvn. Büiyorsunuz ki Türkiye fle Amerika munasebab çok dostanedir. tki huicumet arasmda halle muhtaç hiçbir mesele yoktur. Yakmda Resskumhur Gad Mustafa Kemal Hazretlen gibf butun dunya • mn kendisinden sdc «ık bahsettiği bir devlet adamt tarafmdan kabul edil* • cegime çok memnunurn.» Trabzonda fırtına ve yajmur Trabzon 18 Burada siddetli yag» ntor ve fırtma devam etmektedir. BS . tün mahstd tehlflce geckmektedir. De • reler tash. Epeyce hasar varda. Fmdık mahsulü harmanda k&ldtgmdan müs tahsfl ettdise içmdedir. Şevki B. geliyor Ankara 18 (Telefonla) Muhte!H Mübadele komisyona reisi v» Madrk sefiri Şevki Bey tstanbula hareket etmiştir. TeessOr felgrafları Ankara 18 (Telefonla) Seposniada vuku buian tavyare kazası mükıasebetile Başvekil tsmet Paşa Hazretlerile Sovyet Halk Komiserleri r«Isi M. Moloof ve Hariciye Vekili Tevfik Rüsrtü Beyle Sovyet Hariciye Komiseri M. Litvinof cenaplan arasında teessür telgraflan teati edil • miftir. Amerikada şiddetli bir kasırga Nevyork 18 (A.A.) Caroiiıtt Hükumetini berbat eden kasırga, yeni tngiltere sahillerine gelmistir. Bardaktan bosanırcasına yağmurlar yağmaktadn*. Nehirler tasrmş, yollar kesilmiş tir. Rüzg&r saatfte 52 mil sürat iktisap etmiştir. Mantucketde nhtımlann sular al> tmda kalacafi zannedtliyor. Deniz mülâkati kesilmiştir. Şimalî Caro • linedeki zararlar, iki milyon dolar tahmin ediliyor. Dort kisi bo&ulmus* tur. Pensylvaniede, bir maden ocagin» da mahrur kabnış olan 4 kişd kurtntmus, fakat besincisi ölmüs, altıncısı da çok fena bir vaziyettedir. Kur • ulmak ümidi pek azdır. Lehistan ile Danzig arasında anlaşma Danzig 18 (A.A.) Volf ajansi bHdiriyor: Milliyetperver sosyaliat şubesi reisi M. Forser, Danzig gazetelerinde çdcan hfrr roakalesinde dîyoc ki: «Danzig milliyetperver sosyaKst h3kumeti, Lehistanla muallâk meseieler üzerinde anbumağa eabfmakla Şarkî Avrupada sulhun tahkimi ve îkhsadiyadan mütekabilen btrbirine bağh olan iki memleket arasmda halisane uslaf . ma vazifesini tamamen müdrik oldugunu ispat etmittir. Kesa Danzig nasyonal sosyalist hükumeti d»bilde nisam ve sâkunun muhafazasma d3dtat etmekte ve Danzigde yasıyan ecnebaerin hayatlannı ve mallanm motlak surette tekeffül etmektedir. izmir 9 Eylul serqisl * tzmir 18 (A.A.) tzmir doktn eylul panayin dün akşam en mutena gunlerinden birini yasadk Şehrinnzda buktnan M. Mihalakopulosun benışireleri Olimpiyakos Parras futbol takmn, se> refine verilen ziyafet fevkalâde sami • mî bir surette geçti, halk panayuı doldurmuşta. Alafranga bir mızıka ve mevkn mustahkem bandosu ierayi a henk ediyordo. Ziyafette İzmfa Valisi Kizım Pş. ve tzmir Yunan konsolosa ile C. H. F. rem Hacrni Muhrttm ve Belediye reisi Behçet Salih Beyler, mat. buat mümessillerile bazı zevat ve tzmir spor kuKipleri reisleri hazır bulnnmus. lardır. 40 gön yağan yaömur Giresun 18 Burada kırk gün yag. mur yağmış, fakbk mahsulünu berbat etmirtir. Yflzde seksen fenzi'âtlı şimendifer tarifesi PEYAMl SAFA Konya 18 (A.A.) Vüftyetçe teşebbü* üzerine Nafıa. Vekâletmce vilâyet dahilindeki kurakhktan müteeMÎr olan nuntaka ahalisinin ge • tireceği laman ve un naklinde Devlet Demiryollan idaresi yüzde sek•en tenzH&tlı tarife tatbik etmeği kabul ettniştir. Arnavutluk askerî bütçesini yarı yarıya indirdi Tiran 18 (A.A.) Arnavutluk A • jansi bildiriyor: Arnavutluk hükumeti 1933 1934 senesi millî müdafaa bütçesmi 12 milyondan akı buçuk milyona indirmis. tir. Hükumet bu karan son senelerin bL lânçosu dolayısile almısbr. Arnavut milletmin müslihane temayüUerinden kuvve* alan hükumet, miTlî müdafaa masraflarmı yanyanya indirflmesini fay • dah bulmustur. nun bağırdığını îşitir gibi oldu ve birdenbire Çakıra: Eyvallah! Diyerek dükkândan dışan fırla • dı. Koşuyordu. Soluğu Galatasaray karakolunun 5nünde aldı ve tercd düt etmeden içeri daldı. Merdiven • Ierî hızla çıkarak serkomîserîn odasma girdi: Efendi agabey, gddkn, dedi, ben Salihim! Serkomiser yazı yaziyordu. Ba • şinı kaldırd: ve Salihi tepeden tıraağa kadar süzdükten sonra: Ne irftiyorsun? Diye sordu. Ben Salihim. Aramışlar beni...Fofo evde idi, onu bultnuşlar, go türmüşler, ben de geldim. Salib o kadar halecan îçinde idi ki serkomuerin kendisîni mutlaka tanımak ıcap etmediğini dü • şünmüyordu. Tekrar etti: Salih bendenizim. Serkomiser bağırdı: Ne Salihi be?.. Kimsîn »en?. Ne Utiyorsun? önu soyle evvelâ!.. Yeni iran kabinesi Tahran 18 (A.A.) Reoter Ajansi bildiriyor: Yeni Furugî Han kabine. sinde raaliye nazırlığmı Cenevrede tn» güix • tran ihtüâfma daîr yapılan mö* zakerelerde tranı temsü etmif olan eski Adliye Nazın Daver Han derubte edecektir. 13 eylulde zuhur etmiş olan kabine buhranRnn esbabı hennz malum de • ğfldir. Cumhuriyet Nüshası 5 Kurustur j Türkiye Senelik 1400 Kr. Altıaylık 750 Üç aylık 400 Bİr ayhk 150 Afet H. m Atinadaki tetkikatı ı şeraiti I % n Hariç v *v n CenubT Amerlkadaki harp Assopmtion 18 (A.A.) Harbiye Nazın şu tebliği yapmısfarı Hezbnet netioesmde dasman, Rancho Ocho, Falcon ve Francia istikametin . de ricat etmektedrr. Birçok maktnl ve yarah vardır. Esirler bırakılmaktadırlar. koştu: Kale bey efendi... Yokmus o nun his kababat... Var bende bütün kababat... Sahverin onu... Serkomiser gülmekten kendmi alamadı: Ne biçun iş bu yabu?.. tkisi de kabahati hiç kimaeye vermiyorlar. Sevdah mısınız birbirinize?.. Dünya tersine döndü. Herkes kabahati başkasınm üstüne atar, bunlar kendi v lerine maletmeğe çalışıyorlar. Fa kat şu kabahat ne imiş onu anlrya • lim evvelâ... Memura döndü: Evrakını gönderin şunlann bakayım... Sonra dışan çıkmak üzere olan memuru çagırdı: Sabri Efendi, gel, vaz geç, ş8yle kısaca bir anlat bakayıra, ne imiş?. Memur Trabzonlunun saati hikâyesini anlattı. Bu vaziyete göre saati aşıran Fofo olmak lâzım geliyordu ve Salih yardakçı mevkiinde idi. Serkomiser Salilie dondüt Atina 18 (HUSIMÎ) Burada bu lunan Afet Haram dün mUunandarla. rOe birUcte Maratona gitmiş, llngiliz ştrketi tarafmdan vücude getvüen vâsi su tesisattm tetkflc etmiştir. 1700 Kr. 1450 800 yoktnr Tefrîka: 49 SERVER BED1 Sabahsız Geceler Bir nargHe ailen kahveci soru yordu: Ne var gene?.. Bizim kanyı efnselemâşler... Fofoyu mu? Evet... Gene bir şeyler mi var?« Camm... Bir Trabzonlunun saati dalgası... Tuh... Orayı nasıl buldular be?.. Odayı değîştirmiştik, gene enselediler... Şimdi sıkj... Hay olüsü kandilii... Ne Kak edeceğim be?.. Dolaşma buralarda!.. Nereye tüyeybn be yahu?.. Herifler ber tarafı tanyorlar... Hem ben Fofosuz yapamam. Sa1&, Mr buçvk senedennert îtlc «defa olarak Fofodan aynlıyordu. Onsuz dünyanın bu kadar zindan kesileceğmi hiç tahmin etmezdL Hay gözü kör olsun... Salib ayağa kalkıyor, dükkânm kapisina gidiyor, dışan bakıyor, geri donüyor, oturuyor, gene kallryor, dolaşıyor ve sık sık: <Tuh!.. Ne halt edecegiz ulan?...» diyordu. O sırada Çakırdan başka dertle • şecek adam olmadıği için vak'ayı üstünkörü bir anlatb: Söyle b^ yahu, ne yapayım? Diye sordu. Çakır, tek heceli bir tek kelime ile cevap verdi: Karıya acıyorum be yabu. ..Nasıl tüyeyim?. Bir Ml gSzleri daldı. Fofonun pa« taklandığını tasarlıyordu. Hatta o Tüy! Fakat cevap bekiemed«a biraz düşündüı Ha... dedi, bhaı dur baka • yun... Zile bastı. îçeri bir memur gtr • mrişti. Sabri Efendi, dedi, biraz evvel bir Rum kansı getirmiştmiz. Ne idi o?.. Salih mi idi aradıgm»? Evet beyim. Mezundum o vakit ben... Nedh* o mesele?.. Bilmiyorum... Kan nerede şimdi?.. Müteferrikada... Salih henıen atıkh: Efendi ağabey... Vallâhi, gozum çık«m, karmm kabahati yok • tur... Bütün kababat bende... Onu salıverin... Serkomiser memura: Getirin onu buraya... dedi. Biraz sonra Fofo içeri ghmişti. Salihin tahmini hüâfına kannın halinde hiçbir şaşkmlık, telâş. korku yoktu. Metm adimlarla yürüdü ve Salibi gorunce serkomisere dogru

Bu sayıdan diğer sayfalar: