26 Eylül 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

26 Eylül 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat Ansiklopedisi 40 ıncı cüzü çıktî n M UnUnCU S8fl8? NO. 3 3 7 3 • umhuri ÎSTANBUL CAĞALOĞLU Telgraf ve mektup adresi: Cumhuriyet, Istanbul Posta kutusu: îstanbul, No 246 Telelon: Başmuharrir: 22366. Tahrlr müdurü: 23236, îdare müdüru. 22365, Matbaa: 20472 t • M Türk dili bayramı Salı 26 EylO11933 Taf silât 3 üncü sayfads, 4 ve 5 inci sütunlarda Bir ecnebinin Hakkımızdaki Duyguları 2 Paris: 21 (Basmuharririmizden) emleketimiz hakkında çok hayırhah olan Fransız dostumur bizde gezip gördüğü yerlere ah hatıralanna süratle temas ederek şimdi Boğaziçinden bahsederken şimdi Ayaslog harabelerine yaptıgı ziyaretle . rinden kendisince miihim olan parça . lan naklediyordu. Bir aralık biraz du raklıyarak: Türk köyü niçin kuvvetli değil ? Diye sordu. Misel olarak Manisa o . vasını alıyordu. Anlasılan orada biraz fazlaca tevakkuf etmiş ve köylerimizi yakından görmeğe fırsat bulmuştu. Topark, diyordu, cok kuvvetli. Orada asma ağaclan sanki hattı üstüva iklimlerinm gümrah ağaclan gibi fış kınp seleserpe yayılmıstır. Toprağa ne eksen ortaya hep bövle kuvvetli nebatat çıkıyor. Mahsul de ona göre. Bii tün bu zengin tabiat icinde kövlerin fakirane hali benim gibi bir vabancınm dikkat ve hayret gözünii celbetmekten hâli kalmıvor. Biz Fransada ne olsa sağlam evlere malik ve hallerine göre kendi âlemlerinde kuvvetli köyler gör. meğe ahşrmsız galiba da bilHassa bundan dolavı ortad?ki farkı pek bariz görüyoruz. Hiç olmazsa benim gördüğüm yerlerde THrk köyünün zayıf olması i. çin ortada hemen hicbir sebep te yok gibi idi. Kendi kendime acaba, dedira, Türk köylüsiinün bu zengin topraklar dan istihsal eitiği servet hep mutavas srtlann ellerinde heba oluyor da Türk köylüsüne bellibaslı bir fayda kalmıyor mu? Türk kövlüsünün fakirliği bundan rra?.. Hulâsa bu türlü faraziyetlerle da. hi kendi kendime halledemediğim bir mesele. Bir mesele ki hâlâ zihnimin bir kösesini bir ukte gibi işgal eder du . rur .. Hayırhah dostumuz parmağmı mero. leketimizin mühim yaralanndan biri 3zerin» kovmustu. Bütün çiğliğîle ortaya attığı mesele memleketnnizin en zayıf bir noktasma dokunuyordu. Mesele o kadar beklenilmiyen bir yerde ve o kadar hakiki olarak ortaya konmuştu ki birdenbire ne diyeceğimizi şasırmış olduğumuzu itiraf ederiz. Bu saskmlık derdm sakianacak bir hastahk oimasmdan ileri gelmiyor, bPâk's meselenin bize göre dahi zannolunduğu kadar basit bulunmamasından doğmuş bulunu yordu. Muhaverede hazır bulunan bir arkadasımız vaziyeti izah etmiş oL mak için: Unutmamalı ki, diye anjattı, unut. mamalı ki dediğiniz yerler (yani Manisa ovası) daha dün yakıcı ve yıkıcı bir istiiânın meddü cezrini gördii. Bir dü«man ordusu senelerce o ovanın ensesinde boza pişirdi. Giderken yaktı yıktı, dururken yaktı yıktı, ve bilhassa dönüp giderken yaktı yıktı. Onun için orala • nnı pek zayıf ve harap gördünuz. Memleketin aklı basına henüz geliyor. Mani«a ve havalisi on senedir yaralannı sarmakla, harabelerini imar etmekle mefguldür, ve büyük harikalar vucu de getirmekle beraber hâlâ bu büyük işi bitirebilmis değildir... Bu izahm hakikate mutabık oldu . ğuna şuphe yoktur. Fakat Türk köyü • nün zayıflığı yalnız bu sebepten ileri ge. liyor değildi, ve Türk köyünün fakirliği yalnız istilâ güzergâhlarmda bu pe rişan vaziyeti göstermiyordu. Onun için arkadaşm izahı doğru ohnakla be • raber kâfi değildi. Biz onu şöyle ikmal ettBc: « Ovasını görmüş olduğunuza gö. re elbet Manisayı da görmüşsünüzdür. O sehîr baştanbasa yeniden yapılmış . tır. Siz Fransanm tahrip edilmîş hava • fisinl imar etmiş bir milletsiniz. Bu . ıran neye malolduğunu ise pek iyi bilirsmiz. Siz bu iman zengin memleketini. zin ve kuvvetli hükumetlerinizin meb zul vesartile yaphnız. Bizim harap yerlerimizse kendi verimlerile kendi kendilerini imar ettiler. Manisa ovası ne verdise onu imara sarfettik. Bu şerait içinde köyleri yeniden yapmağa sizin gördüğünüz tarihlerde belki henüz sı . ra gelmemişti. «Bununla beraber Türkiyede köyün ve köylünün baslıbasma bir mesele olduğunu ve Türk inkılâbınm bu mesele. yi bütün ehemmiyetile gözönünde tutmakta bulunduğunu söylemeliyiz. Bizde koy hakikaten takviye olunmağa muhtaçtır. Köylü istihsalinden adamakıllı istifade edemiyor. Harabesini gordüğünüz tzmir evvelce çok mamur se. hirdi ve bu mamuriyet köylerin hasu lâtile husul buluyordu. tzmirde köylü • nün mahsulü üzerinde ispeküle eden mu. tavasartlar avuç avuç, kucak kucak para kazamyorlar, bu kazançlarla Kordon boylannda kâşaneler, Bucada ve Bornuvada cennetler yaratıyorlardı. Netî Başvekilimiz dün sabah M. Venizelos geldi, parBulgaristandan döndü lak merasimle karşılandı Sabık Yunan Başvekili şehrimizde Ismet Paşa Hazretleri tezahüratla karşılandılar, doğruca Dolrnabahçe sarayına giderek Gazî Hazretlerine Sofya müzakereleri hakkında izahat verdiler Baivekilimizin avdetinden btr ıntîba: Yavuzun güver tesînden sahillerde biriken Boğazıçi halktna selâm Sabık Başvekil «Türk Yunan dostluğu bütün semerelerini henüz vermedi» diyor I M. Venizelo», tsmet Paşa Hz. ve Tevfîk RSştâ Beyle blrlJPte Hatetta rthtımtnda (tsmet Paşa Hz. nin sağmda Madam Venizelos, M. Ve • nizelomn sağında tsmet Paşa Hz. nin refikalan Hf. bulunmaktadır) purile Pireden şehirmize gelmişir. Sabık Yunan Başvekili M. Veni zelos Madam Venizelos ile birlikte Sabık Başvekile Yunan gazetecile iıw dün akşam saat 7 de Romanya vaMabadi 4 üncü sahifede Varnada son gün M. Musanofun bîr sözü: «Türk dostuyum ve öyle kalacağım» Başvekilimiz lsmet Pş. Hz. ile Ha riciye Vekilimiz ve Bulgaristana giden diğer heyet azalan Yavuzla dün sabah SA9İ onda şehrimize avdet etmişîerSir Heyctimızı utikbal için Varaaya gk MIS olan Istanbul Vaîlsi Muhittiq, Kılıç Ali, Gaziantep meb'usu Nuri, Bozöyük meb'usu Salih Beylerle Dr. Neset ömer ve Hariciye protokol umum müdür muavini îbrahim Münir Beyler de şehri . mize gelmişlerdir Başvekil Pş. Hz. nin refikalan ha nunefendı, Hariciye Vekili Beyin re Türk Yunan misakı ve Küçük itilâf Bükreşteki içtimalarda misakla tsmet Paşanın son nutku da gözden geçirilecek Vafnada Esftrant saraytnîn Bahçes înde iki Başoekıîtn ton goruşmelc. TürkBulgar protokolu nasıl hazırlandı? Sofya ziyaretinin bilânçosu Küçük itilâf konferansına iştirak eden .aTTciye nazırlan Çekoslovakya Romanya Yugos lavya Eariciye Nazırı Hariciye Naztrt Hanciye Naztrı M. Benes M Tıtulesko M Yevtıç nun iştirakkrile içtimalanna baslamifBükres 25 (A.A.) Küçük itüâf tır. konferansı, Sinaiada Palesch saraymda Mabadi S inci sahifede M. Yevtiç, M. Benes ve M. TitufeskoılııınuıııııııııUMiıııııiıiHiıııııiııııiımmıııiMKiı Silâhlar değişecek! 90 tayyare5 dritnota faîk! ııiMiııııııııııııııııııııııııııııııııııiHiıııııııııııııııııı Miıııııııııııııı ıııımıııııııııımn Türk ve Bulgar Başvekillen karşıkarşıya tka ve kerimeleri, Recep Beyin refikalan ve Vali Beyin kerimeleri, Sofya el. çiraiz Tevfik Kâmil Beyin refika'.^n hanımlar Sofyadan trenle tstanbula dönmüşlerdir. iliz İngil manevralarmda bir filonun, hava taarruzlarına kar?' mukavemet edemiyeceği Şimalî tngil terede tskoç yada Harbi U mumiden sonra büyük Alman. donanma s ı n ı n kendi mürette batı tarafındani batırıldığı Firth* of Forhte lngih'7 saffı harp gemileri ile büyük. harp tayyareleri arasmda gayet gizli manevralar yapıldığı anlasılmıştır. Bu ma • nevralar tngikerenrn müdafaa sına tayyarelerin kifayet edip etmiyeceğini ve bundan sonra harp gemilerine hacet kalıp kalmıyacağını anlamak için yapıl mıştır. Saffı harp gemileri filosu Üretnotîara karşı tayyareler Son zamanlarda maruf tng3îz demuhacim vaziyette ve harp tayyaniz ve hava harpleri mijtehassıslan releri müdafi mevkiinde bulunmuş Mabadi 3 üncü sahifede lardır. Varna limanında Yavuz evvelki akşam saat sekizde Varna limanından hareket etmıştir. Hareketten evvel gemide bir çay ziyafeti verilmiştir. Zfypfette Vamadaki Bul . gar bahriye zabitleri, mahallî hükumet erkânı ve heyethnizle birlikte Varaaya Mabadi 5 inci sahıfjfi Tdtk Bulgar dostluk maahedesini temdit eden protokol Vârnaa ı tren dahilinde Türk ve Bulgar Başvekilleri tarafından imzalanırken Başvekil İsmet Pasa Hz. ve Hariciye Vekili Tevfîk Rüştü Bey Bulgaristanla bir dostluk protokolu imzalıya. rak dün sabah tstanbula avdet ettiler. Sofyada Türk Bulgar ve yahut TürkYunan • Bulgar misakı seklinde bir anlasmanm vücut bulması bekleniliyordu. Fakat şündiki halde evvelce mevcut olan Türk Bulgar dostluk protokolu cüz'î bazı tashihlerle beş sene daha temdit edüdi. Türk Bulgar misakının brtmesine daha bir senel& müddet vardı. Bu müddet bes sene daha tem dit edflmekle bu dostlrk a!tı sene çibi oldukça uzun bir müddete iblâğ edil mis, binaenaleyh gene azçok bir dostluk misakı seklini alrmştır. Bu vaziyet Bulgarlann Türk Bulgar dostluk misakı aktine taraftar ohnadtklan kanaa tini tevlit etmemelidir. Bunun böyle oltnadığını anlamak için Sofyadaki po • litika cereyanlarmı tetkik etmek lâzım. d.r. Basında M. Muşanof Bulunan Bul * gar hükumeti hazBasmm Türk Bul gar mukarenetme samimî surette taraftar olduğunu bu defaki seyahat esna • smda yakinen anladık. Bulpar Başvekili Bulgaristan haBn tarafmdan cidden sevilmekte ve halkm efkârmı temsil etmektedir. Ancak Sofya sokakiannda Mabadi 4 üncü sahifede YUNUSNADt Mabadi 2 inci sahifede Eskrant saraytndaki mülâkattâh bir mtiba

Bu sayıdan diğer sayfalar: