4 Ekim 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

4 Ekim 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat Ansiklopedis! 41 mcî cüzü çıktı flnilltfMi eona* V<t 0 0 0 1 UHUIIbU 8BnB« nO. JJOI umhuri Hayat Ansiklopetfisî „ , . İSTANBUL CAGALOĞLU Telgraf re mektup adresi: Cumhuriyet, Istanbul Posta feutusu: îstanbul, No. 246 Telefon: Başmuharrir: 22366, Tahrir müduru: 23236. îdare müdurü: 22365, Matbaa: 20472 Büyük bir ktifiphaMyi Mr arada eviıize getifM M faydalı eserdfr. Her evde bîr fane bulunmak lâzımdır. Eroin belâsile Nasıl mücadele Ediyoruz?! roin kaçakçılığma karsî müca delede dağlar doğura dogura «ıçan doğuruyorlar. Şurada bhsebeke bulunmus, burada bir çete yakalanmıs diye dünyayı tutan gürültüler yapıyoruz. Araştırmalar, gizli fabrikalar keşfi, baskınlar, tevkifler, adeta bir aürek avınin bütijn gürültüsü. Sonu ise cicoı denflebilecek kadar hiç ve gü lünç. Zehir kaçakçılan fse bes on gm zarfında <anki birer mazlum kuzu manzarası alıyorlar. Haklarmda her taraf ta hernen hemen şefkat ve m«rhametle muamele edilmeğe başlanılıyor gibi birsey. Nerede i»e mubarekler tazim ve hürmetle muamele görecekler!... Anlıyoruz ki bu zehir kaçakçıhgile daha getıis mikyasta ve daha müessir surette mücadeleye ihtiyaç çoktur. ŞüpJıemiz kalmamutır ki bu zehir satıcılığım ezmek için henüz maddî ve manevî kafi silâhla mücehhez değiKz. Ev velâ galiba afyon müstekkatı olan bu zehirlerin ne müthiş afetler olduğunu pek iyi bilmiyoruz, Sonra belki şunun da farkında değiliz ki bu kaçakçılıgı kendilerme san'at rttihaz eden muhterem adamiar sebeke olarak kuvvetli heyetler viicude getiriyorlar. Bir ka • çakçı ocagı mı yakalanryor ve adaletin «H ağv basmaga m gidiyor? Bize öteden perde arkası bir takım hayaletlerin kımıldanmağa ve sureti haktan gö • rünerek kaçakçılan adun adım koru m î j ı basladıklan sezikyor gibi geKyor. Bir gün bu perdeler yırtılarak afyon kaçakçılığinda cemiyeti tehdit eden musibet, bütün esha« ve bütün çıplak» Iığile ortaya konulduçu zaman bay retten donakatacağız! Afyon Turkıyemizde dün* kadar fena sekillerinde kullanır bir zehir değildi. Şimdi fazla olarak bu zehirin kaçakçihğiie beraber memleketimizde dahi taammümünden korkuiacak bir bela manZAffen arzetmeğe başladtğım ehemmiyetle kaydedeKm. Ne yazık ki •fyondan türlü hastahklara ugnyanla ra ve delirenlere bizde d« sahit olma ğa basUdık. Filhakika muzır mükey • yefat maddeleri içmde afyon en fecii ve en katüidir. Ona bir kere yakasmı k^ptıran bedbaht içm çok kere kurtu İu* ihthnali yoktur diyebiliriz, ve bunu bütün fecaatile tasvir ve ispat edebi • liriz. Afyon müptelâsı bu afetten kur tuldu denildiği zaman dahi bizce artık mütereddi bir mahiuk olmustur. Maddeten hasta, cılız, püf desek uçacak, manen ise ölümlerin en kahirine mah kum bir mahluk! Fazla olarak kat'î ve nihaî ölümüne kadar cemiyetin başma betir bir mahluk! Mütereddi insan, cemiyeti rahatsız eden en fena unsurdur. Afyon müptelâsı herşeyden evvel mütereddi bir insan oluyor. Eroin ve envaı afyon müstekkatı zehirlere karsı bundan dolayıdır ki bü rün medenî beçeriyetten çok acı bir çığIdc sesi duyulmusiu. Gene bundan dolayıdır ki Türkiye Cumhuriyeti Reisi Hazretlerinin yüksek isaretlerile mem îeketimiz dahi bu zehir kaçakçdığmm önüne geçmek hususunda medenî âlemin mücadelesine rçtirak etmek asale •ini göstermiş bulunmaktadu. Bu de faki Avrupa seyahatinvzde fazıi ve tnüterakki miHetlerin genç ve inkı lâpçı Türkiye tarafından alman karan vicdanlartn en derinleritıden gelen takidir ve sükran hislerile alktslpmakta olduklannı bizzat defalarla görüp işitmeğe fırsat bulduk. Bizde afyon müstekkatı zehirlerle mücadelenin hususî bir mahiyeti de vardır. Biz afyon yetistiren bir memleketiz, ve dünyanm en iyi afyonunu yetistiren bir mem'eket. Afyon istihsali bizde millî «ervetin mühim esaslann dan bırini teskil eder. Afvon ye*istir mekte hiçbir mazarrat yoktur. Çünkü bu madde zehir olmadan evvel beseriyete sükun ve sifa vermekte kullamlan müessir b V ilâçtır. Onun zehir olarak > kuHanı'.ması beşeriyetin cahil ve gafil kısmının vaotığı bir suiistimaldir. Bina«naleyh Türkiye hükumeti alacağı tedl>irl«rde hem afvon istihsaline halel •vermeroek, hem bu mahsulün köylerde Üeğil, »ehirkrden itibaren yapüan suiistimalinin önüne gecmek vazifelerile «nükellef bulunuyor demektir. Haki lıati halde îki vazife gayrikabili telif sayıkttnaz. Bizde köv VP müstahsil af yonu zehir olarak ku!lanmamKtır ve buflanmaz. Bizde bu afet sehirlerde yüz gösterdi: Kacakçıhk seklinde ticaret olarak, ve nihavet tektük eroin wtimal •lenler tarafmdan zehir olarak. Türkiye Cumhuriyetinin aldıcı mücadele karan ise yamtz Türkiye itibarile değil dir, memVketüntz] de samil olarak bütün insanlık camiası içindir. Filhakika uvutucu msddelerm sıriistimali daha ziyade baska memleketlerde umumilef Yugoslavya Kral ve Kraliçesi bu sabah 9 da geliyorlar Gazi Hz. ile Kral Hz. Dolmabahçede göriişecekler, Kral ve Kraliçe akşam üstü gideceklerdir Viyanada siyasî bir cinayet Avusturya Başvekiline suikast yapıldı M. Dolfus göğsünden ve kolundan iki yara aldı, yaraların vahim olmadığı söyleniyoı M. Dolfumn Bafvekâlet makamında altnmıç bir retmi Dün Viyanadan gelen bir telgraf haberi Avusturya Başvekili M. Dolfusün bir suikaste maruz kaldıgım ve iki yerinden yaralandığmı haber vermektedir. Bu hâdisenin sebebini anlamak için Avusturyanm son zamanlardaki vazi • yetini, Avusturyada olup bitenleri, In•aca bütün Avrupayı isgal eden Avusturya meselesmi hatırlamak kâfidir. Avuaturya halkı Almandır. Almanyanın haricindeki, dahiKndeki bütün Ahnanlan bir araya toplamaği gaye edâaen HHler rejgnl ve bütün nasyonal »osyaİKtler Abnanya ile Avusturyanm bvleşmesi davasmt programlannm basma geçiıııu'slerdir. Nasyonal so«yalist • lerin bu yoldald faaliyetlerinin arthgım gören Basvekil Dolfus Avusturyada bona muarrz kuvvetli bir cet>he tutmus olduğ^ı sribi ahiren diktatörlük ilân etm»tir. M. Dolfıis Avusturyadald nasyonal sosya'ist feskilâtmı dağıtmış, Almanya ile Avusturyanm birlesmesî ftkrîne muhalefet icin bir diktatörün yapa Kral Alektaridr Hz. Varna 3 (Telefonla) Yugos lavya Kraiı Aleksandr Hazretleri ve Kraliçe bugün saat 4,20 de Dub. rovnik torpitosu ile buraya vasıl ol dular. Bulgar Kralı Boris Hazretleri kendilerini istikbal için nususî trenle daha evvel Varnaya gelmişlerdi. Yugoslavya torputosu top atmak suretile sehrı selâmladı ve sehir istih . kâmlarıntian mukabele edildi. Torpito Iimanda demîrledi. Bir müddet sonra Kral Boris Hazretleri Kraliçe ve yaverleri ile birlikte hususî bir motorle torpitoya giderek Yugos lavya KraJ ve Kraliçesi Hazeratma beyam hoşamedi ettiler. Bir müddet istirahatten sonra iki Kral ve Kraliçe ile maiyetleri motörle karaya çıktılar. Saat beşte Kral Boris Hazretleri Yugoslavya Kralı serefine bir ray ziya Kralîçe Mari Hz. feti verdiler. Bunu aksam saat sekizde verilen ziyafet takip etti. Dubrovnik torpitosu «aat onda Kral Aleksandr ve Kraliçe Mari Hazeratını hamilen tstanbula hareket etti. Burada iki kral arasında yapılan mülâkatta ne Bulgar ne de Yugoslav nazır ve memurlanndan kimse bulunmamıstır, Bununla beraber mülâkatta Yugoslavya Bulgaristan münasebatınm ve di Mabadi S incı »ahifede Bafoekîlinin aaker «Ibl sesı'/e iftirak mttiği bir meranmd* bilecegi herşeyi y*pmaga baflanuffa Mabadi S inci »akifede Irtişa meselesi Temyizde Ankara Agır cezasile Asliye cezası arasmda ihtilâf çıktı, evrak Temyiz mahkemesine gönderildi Ankara 3 (Telefonla) Barut irtisası hakkındaki tahkikat evrakı, Ankara Ağırceza riyasetile Aslî ceza riyaseti arasındaki salâhiyet ihtilâfıntn halli için Tetnyize sev kedılmiştir. Malumdur ki Müddei umumilik Tevfik ve Edip Beylerin men'i muhakemesini ve diğer maznunların lüzumu muhakemesini istemi^ti. Karar hâkimi evrak üzerinde 45 gün devam eden bir tetktk ten sonra maznurvların alâkadar oldukları iddia olunan müteaddit efalden bir kısmının müruru zaman, bir kısmının da tecil kanununun llllllllllllllllltllllllllllllrllMIIIIIIIIIIMMIIIII Avukatları tahdit Maruf avukatlar ne diyorlar? Hâkimler arasmda da tasfiye yapılacağı ve kalanların terfihlerine çalışılacağı söyleniyor Umumî af Hazırlanan lâyihanın esasları neler olacak? Ankara 3 (Telefonla) Ad liye Vekâletince hazırlanmakta olan umumî af kanunu lâyihası haldrmdaki tetkikata devam edilmektedir. Söylendiğine göre af, fümullü olacak, bununla beraber memleketin emniyet ve asa yiçi de göz önünde tutulacak, bilhassa katil mahkumlarmın vaziyetl«ri üzerinde tevakkuf edile cektir. Siyasî mahkumiyetler için de yüz ellilikler müstesna olmak üzere vâsi bir af yapılması muh. temeldir. Lâyiha kesbi kanuniyet ettikten sonra aftan istifade edecekler 29 teşrinievvelde serbest bırakılacaklardır. neşr nden evvele tesa<füf etmesi dolayısile maznunlar hakkmda takibate mahal olmadığına karar vermieri. Bu karan Aslî ceza reisi tasdik et miş, fakat Müddeiumumilik ttiraz etmişti. Ağırceza reisi, karar hâkimi kararırun asliye reisinin kara rile tekemmül edeceğinden, itirazın asliye reisile tetkiki lâzım geldiğîni beyan ederek, evrakı iade ©tmistir. Asliye ceza riyaseti aksi mütale ada bulunduğundan evrak salâhiyel irrtilâfımn halli için Temyize sev kolunmuftur. Netice Temyizin ka • rarınrîan sonra belli olacaktır. Müstakbel Irak Kraliçesi 1 lllllll1MIM|||lll>inillll1MI<"<lllllllllllllinilllltlllllltllllllllMIIIIII1llllllllllllllllllllllini1IIIHIIIItllim Kenan Omer Bey Halil Hilmi Bey Mustafa Hayri Bey Adliye kanunlarında esash tetkikata istinaden yapılacak tadilât etrafında dünkü nüshamızda verdiğimiz haber ler, tstanbul adliye mehafilinde ve bilhassa avukatlar arasmda çok büyük bir alâka ile karşılanmıştır. Dün tstanbul adliyesinde tetkikatla mek istidadını gösteren bir afet olmağa doğru yürümüstür. Şimdi gördügümüz seyse mücadele kararımızin ciddiyeti nisbetinde gü lünç bir vaziyettir. Bütün bir devlet teşkilâtı eroin kaçakçılığmı takip edi yor, ve teşekküre lâyık muvaffakiyet ler gösteriyor: Şebekeleri yakaJamak hususunda. Fakat bunun alt tarafı yok gibidir Gazetelerimiz yakalanan kaçakçılığı ma] bultnuş magribî gibi yağ • landıra ballandıra yazıyorlar. Diyebi • Kriz ki iste o kadar... tlk kaçakçılar arasmda servet ve mevki sahibi şahsiyetler gördük. Bun Iar belki bu servetlerini bu türlü kaçak meşgul olan Adliye Müstesan Tevfik Nazif Bey bu neşriyatı teyit etmis, yalnız avukatlar kanununda yapılacak değişikliklerin henüz tasavvur halinde bulunduğunu, barolarda mevcut avukat Iar adedinin tahdit edileceğinden ma Mabadi 5 inci sah rede çıîıklarla kazanrmş olduklanndan milyonerken arşi mi'yoner olmanın çare sini de gene kaçakçılıktan bekliyor Iar. Bövle lüks otomobilü kaçakçıların şebekeleri kuvvetli olacağını farzede biljriz. Bittecrübe anlamış bulunuyoruz ki mücadelemiz daha kuvvet'i ve da ha amans'z olmağa mecburdur. Gürültü ile yakalanan kaçakçı canilerin üç bes gün sonra kefaletli kefaletsiz tah Kyeleri meselerin ehemmiyetile tezat teskil ebnektedir. :'.., r Eğer bu hususta mevzuatımız kifayetsiz ise bir an evvel onun ıkrrvaline gitmek lâzımdır Kaçakçıya gülünç olmak mevkiinde kalamayız. YUNUSNADİ îktısat Vekilimiz Bir Fransız mecmuası takdirle bahsediyor Pariste intisaT aylık «Mer cure d'Orient» mecmuası son nı:shasmda tktısat Vekili Celâl Beyder. ve faa liyetinden şöyle bahsetmektedir: « Geçen son baharda Türkiye Başvekili İktısat Vekâletini yeni bir Vekile tevdi etmek istediği za Jktısat Vekıhmız man intihabı CeCelâl Bey lâl Beye teveccülı etti. Efkârı umu. Mabadi S inci sahifede IMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIItllllllllllllllllll IIMIIIIIIIIIIIılllllllllMIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIMMIIIMIIIIIMIIIIIIIIIIIIMIIIiniMlllllllllMKIMIIIIII Deyli Meyil gazetesinm bir kadın muhabiri Irak Kralı Gaziyülevvelin tstan bulda bulunan nişanlısı Prenses Aliye Hanımefendile bir mülâkat yapmıstır. Irak kraliçesinin ilk verdiği mülâhat bu, olduğundan aynen naklediyoruz: Sabık Hicaz kralı Alinln kerhnesi olup Istanbulda kücük bir yahda ika met etmekte bulunan Aliye Hanımla •'örüstüm. Irakın müstakbe1 kraliçesi Hir gazete muhabîri olarak ilk defa beni kabul etmistir. Alive Hanım yirmi iki yasındadır. Kral Gazi dahi avni yas tadır. Nisanları gecenlerd*» Baçdatta tes'it edilmistir. «Deyli Meyl» in kadın muhabiri, Prenses Aliye Hanımefendile Istanbulda yaptığı mülâkatı ve intıb^larını nesretti Yahnın kapısını açan kömür gibi siyah bir zenci idi. Boğaziçinin sulan kenanndaki bina üç asırlık imis. Etrafı gayet gü^el olan bu bina, bir ?aman ür kek ve korkak Dördüncü Sultan Muradın ikamet^âhı olmustur. Salona girdiğkn zaman burasuıın bir padısahuı ikaınetgâhı olduğuna delâlet eden alâmetleri gördüm: Salonun kapısı som altindandı. Salonun etrafmda yuk gibi birşeyler sıralanmışh. Haki katte bunlar gizH odalara giden yol • Lutfen sahifeyi çeviriniz bak Kfalt Gaziyiilevvel Hz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: