7 Aralık 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

7 Aralık 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet 7Kânunuowel • I Cengiz Han TÇFRtKA. 55 Buğday vazîyeti Yazan: M. TURHAN Dünya istihsalâtı ihtiyaçÜniversite profesörlerînden Şekip ve Macit Beyler ( B u akşamki program J tan 16 milyon ton fazla ecnebi ismihaslar için ne düşüniiyorlar? İSTANBUL: Tesrinisanmin son haftasmda buğ • day fiatlermde göriilen Hifif te:».ffü yeniden zail olmuştur. tstihsâlâta dair nearolunan en son ihsaî malumata nazaran beynelmilel buğday vaziyeti iyidir. Beynelmilel Ziraat Enstitüsü ta • rafından her ay çıkanlan raporda nesrolunan miihim bir makaleye bakıhr sa; bu sene bütün dünyada ihraç edi Iebilecek mahsul takriben 31 milyon tona baliğ olmaktadır. Hariçten buğday ithal etmek mec buriyetinde olan memleketlerin bu mevsün zarfmda ithal edecekleri miktar 15 milyon ton olduğuna göre; bu mevsira sonunda elde kalacak buğ • day stok miktan 16 milyon ton tah min edilmektedir ki, geçen sene devredilen stok miktanna nisbetle 3,1 milyon ton daha azdtr. Ecnebi ismihaslan nasıl yazma lryız? Bunlann aslî sekillerini mu hafaza etmek nv doğrudur, yoksa okuduğumuz gibi yaztnak mı? Bu isimlerde rastîanan ve bizim aifabemizde olmıyan W, X ve Q harflerini ne vapacaîjız? Universiie profesörlermden Şekip Bey divor ki: « Ecnebi ismihaslan asıllan gibi yazmak icin W, X ve Q harfleri nin aîfabemize almnnasına taraftar olanlar da vardir. Siz ne fflcirdesmiz? Diyorsunuz. Bu lisanm bünyesine ait bir istir. Alfabemizi yeniden tadil etmeğe ihtiysç var mıdır? Bumı lisancılar düsünmelidirler. Bence ecnebi iamihasların yarılması için bu harfler kullanlmalıdır. Ecnebi ismihasJar olduğu gibi yazılmalıdır. Yani kendi mensup ol duğu dil ve imlâda nasıl yazılmış ise avnen. . Ru bir klisedV ki değiati rilemez. tlim ceohesipden bu sribi kelimeler. ismihaslar, dünvanm hicbir yerinde dp^isJrilmemeVtedir. Bizim de bu kelimeleri kendi okudu jrnmuza sröre, yazmamız do&ru değildir. Ciinkü bu bevnelmilel bir teamüHür. Garp kültürünü kabul ettik. Bu kelimeleri herkes istediği gihi yazarsa ileride o kelimenin taa^'uk ettiği bir m*>«ele hakkinda diksiyoner veva ansîklopedil«;rden iza hat alabilmeik imkânsız olur. tlim vadisinde giiclük çekeriz. Meğer ki, hizim fonetiğimize isabet eden ke limeler bulmuş olalun ki bunlar da pek azdır. Pratiklik noktai nazanndan bu gibi kelimelerin okunduğu sribi vanlmasım istivenler bulunabîlîr. Fakat ilim ceDhesinden bu kelitnelerin avnen muhafazas» şafttrr. Bilfarz, Almanlar eski Yunan felsefe tari hrndeki eshast eski Yun*nlılanm telâffuz ettiği sribî vazıyorlar. tsmihaslann sembolik sahsiyetlerine hürmet etmek lâzımdır. Biz, bu işi yasfo adamlartn hafı zasrna göre dü«ünmiyelim. Bu isrmW esasen cocuklukta ve mürahik lik ca&larmda ösrenilecektir. Bu cağlarda hafıza, daha çok taklidî bir hafızadır. Cabuk ve aynile zapteder. Eğer telâffuzu öerenn»!s ise kelimeyi oğrendiği gibi okur. öğrentnemişse kliseyi kendi fonetîğine göre okur. Yanlış okur belki, fakat o sahrtrn veya maddenin veva mevzuun ha kikî ismine sahip kalması temin edilmiş olur.î 17,30 gramofon 18,30 orkestra: 1 Bortkiyeviç, Gavott Caprice. 2 ^ IvanoffDans L'aoule. 3 tango or kestrası (türkçe) 19,30 Kemal Niyazi Bey ve arkadaşlan 2 1 gTamofon 21,30 Anadolu Ajansı, Borsa haberi, Saat ayan. VİYANA: 18,20 konser saati 19,05 konfe ranslar 20,05 konser 21,50 hafif mu» siki 23,30 havadisler 23,45 dans plâkları. BÜKREŞ: 18,05 muhtelif konser 20,05 konferans ve plâk neşriyatı 20,45 plâk larla bir opera neşri. VARŞOVA: 18 koro konseri (Lembergten) 18,30 keman solo 19,25 skeç20,i0 havadisler 21,05 senfonik musiki 23.05 kafekonser. PARİS (Poste Parisien) : 21.05 plâklar, havadisler 21,35 çocuk programı 22,15* plâk neşriyatı23.45 orkestra konseri 24,35 hava disler. ALENl TEŞEKKÜR Şevrole otomobilleri Bursa acentası karde^im Biirhanettinin vefatı müna sebetiJe gerek cenaze merasimine işti rak eden ve gerek telgraf ve mekhıpla ve bizzat tazivet lutfunda bu'unan ze vata avn ayn tesekküre teessürum ma ni o'du^undan bu hususta gazetenizin delâlet buyu»^nasını rica ederim. Merzuka (10761) 7 12 933 perşembe günfi kssmi saat 2 ' de Istanbul Belediyesi (X) ve (W) meselesi Cengiz, bîr nalıncı keseri gibi hep kendine . yontmak, her hâdiseden yalnız şahsı için faide temin etmek azminde idi! Ya gerte ayak direyip gitmezKffl?.. Uğurtay, dudaklannı uzafrb, bu giinün sinema perdelerinde sık sık gördüğümüz nzun, upuzun buseleri andiran brr buse ile Cengiz in solgun dudaklarını kapadı: Gidersin yiğitim, dedi, gider «m. Çimkü bunu istiyen benim ve bea seni seviyorum! Sevgi!.. Binbir çesit işler, ardı ara«ı kesilmiyen kanh savaşlar v e o n • lann yorgunjuğu arasuıda Cengiz, iki taraflı bir ^evgi ile yüreğini oyala mağa vakfl bulamamıştı. Belki çok sevmisti, belki sevdiğine zahip olarak günlerce heyecanlanmıştı. Fakat sevümek için ne yüreğini üzmiiştü, ne kafasmı yormuştu. Sevgi bu ya man sîlâhşor için nihayet tatlı bir meyva zevki veriyordu. lçine iştiha aşılıyan o meyvayı bangi ağaçta göriirse koparmtk isterdi ve bu dile ğini tatmin edince de sevgisi tabii • leşhdi, coşkunluğunu kaybederdi. fkndi kisa boylu, kirlimirli bir kadm ona sevilmek zevkini tattrrmak litiyordu* Bu bizzat meyvalaşmaktı ve Cengize hayli aykın düşen bir şeydi. Cesur silâhşor, bütün hayatrnda oîduğu gibi o dakikada da bir nalıncı keseri kalmak istiyordu. Hep kendine yontmak, her hâdiseden yalnız şahsı için faide temin etmek azminde idi. Bu sebeple Uğurtay Hanımın itiraf ettiği aşktan da, kadını mem nun edecek değil, kendini kârlandiracak bir netice yaratmak emeline kapıhmştı. Sevilemiyecek bir kadı nin sevgisi zaten istîhfaf görür. Bu sevgilerin Cengiz gibi tnüstesna yaratılmış adamlar yamndaki kıymetî Ue mutlaka temin edecekleri faide ile ölçiilür! Fakat Uğurtay, «seni seviyorum!» dediği bu kudretli adama ne temin edebilirdi?.. Biraz evvelki sözlerine bakılırsa kadıncağız, büyük bir fedakârhk gösterip sevgüisini ölüm tehlikesinden knrtarmayı göze alı • yordu ve ciddiyetle de taahhüt ediyordu. Cengiz ise, fedakârhk şek linde gösterilen bu hizmeti hem lüzumsuz, hem de yapılamıyacak kadar müşkül buluyordu. Çünkii KöşIük Hanım önünden kaçmaği erliğine, hanlığına yakıştıramıyordu. Ayni zamanda Naymanlann eski kralım, kendini kaçırtacak kadar gafil gö remiyordu. Derin bir kin ile hareket eden bu adam, elbette şu çergeyi tarassut altında bulımduracaktı ve her türlii kaçma teşebbüslerinin önünü almağa çalışacaktı. Şu hale göre Uğurtay Hanımın sevgUinden, korkak bir at uşağı gîbi kaçmağa yol bulmak için değil, tnühim şeyler elde etmek için istifade etmek lâzundı. tşfce Cengiz Han, zekasım bu nokta üzerinde işletti. Beni seviyorsan, dedi, benimle elbirliği yaparsm, dübirliği yapar sın, yiirekbirliği yaparsm. Yapmam demedim ki bunlan söylüyorsun. Elim işte elinde. Yüreğün zaten sende. Dilimi de sana veriyorum, nasıl istersen öyle konuşsun. öyle ise kulağmı da bana ver, iyi dinle! Her konuğa tenmi veren bu Kaydo kizı, bir lâhza kızardı ve sonra gözlerini ıçıldata ışıldata Cengizm yü züne yüzümi yaklastırdı: Benim kulağım hazır. İlkin sen dudağmı ver! Güncünün kocası, ne Börtadan, ne Güncüden bir gün bile vaki olmıyan bu teklifin kendini mahzuz mu, müteneffir mi ettiğmi pek te tayin edemeden istenilen şeyi yaph, hissiz bir ağaç üzerinde duran hissiz bir meyva rolü oynadı ve sonra maksadma geçti: Yavrum, dedi, ben kaçamam. Hele seni burada koyup kaçmayı hîç düşünemetn. Zaten uğursuz Köslük te bizi bos bırakmaz, körolasi göz lerini çergeme diker, dirilip kalk makhğımı bekler. lyisi kaçmaktan vaz geçmek. o uğursuzu tuzağa düşürmekth". Eğer bunu yaparsak hem kirden kurtuluruz, hem öcalmış o • luruz. Yiğit yiğite tuzak kurar mı? Bir kişiye on bes kisi saldır tnak isterse yiğrtlik bir yana bna kılır, tuzak kurmak düşünülür. Nasıl kuralım bu ağı? Artık benfm adım da açığa çıkh sanım d*. Yann gün doğma • dan her çergede «Cengîz burada rmiş» diyecekler. Benli bahadınn ünü nekadar büyük olursa olsun o, benim gibi dört taraf* korku vermis bir adam değildir. Sizin ulushılar da ondan ziyade benden ürkerler. İste sen bu ürküntüye dayanıp bir dü • zen kurabnirsin. Nasıl düzen yiğitim. Onu da söylesene. Amerikada buğday fiatleri Kış mahsulü numara 2 buğday fi atleri Şikagoda 29 teşrmisanide beher buşeli, yani 28 kilosu 83 7/8 sent, yani 105 kurustur. Bir hafta evvelki fi • atler buseli 87£ sent, geçen sene 30 tesrmisanide de 4 2 i sent idi. Fakat, geçen sene dolar düşmemişti. Bir dolar 211 kurus tutuyordu. Bu hesapça Şikagoda 30 tesrinisani 1932 de bir busel buğday 8 9 kurus ederken bu sene 105 kuruşa çıkmıstır. Yani Amerika buğday fiatleri 9&16 geçen senekindeo kadar yüksektir. Şekip Bey Macit Bey Bundan da hiçbirşey çıkmaz. tsmihaslann olduğu gibi yazılması prensibi kabul edildiği takdirde bize ait istnihaslann da diğer dil lerde bizim yazdığımız şekillerle yazılmasjnı istememiz lâzımdır. Bunu da memleketimizde çıkan fran sızca gazeteler tamim etmelidir. Bilfarz, ben ismimin birkaç türlü yazılmasına hiçbir zaman razı olamam. Fakat onlar benim ismrmi okuya bildikleri gibi okusunlar. Benim ismimin klisesi sabit olmalıdır.» Ragıp Hulusi Beyin mütodeast Üniversite Dilbilgisi profesörü Ragıp Hulusi Beyin müaleasını dün kiscnen neşretmiştik. Bu mütaleanın arkasmı da bugün koyuyoruz. Ragıp Hulusi Bey diyor ki: Bunım birmci, tabiî ve maddî sebebi, esasen lisanı bilinmiyen, bilinse de doğru sövlenemiyen, söylense de başka bir millî alfabe ile yazılması imkânı olmıyan yabancı isimlerin bu soretle ele avuca sığmıvan yani gayrisabk fonetik veya seslik cihetinden ise mensup olduğu milîet veya kullanan zat nezdinde tamamile sabit bir sekli mevcut ve omı muhafaza etmekte olan grafik veya yazılık heyetin esası alın ması zaruri olduğunun eörülmesi ve çaresiz olarak kabul edilmesidir. İste bütün milletler için çaresiz olan ve öyle göriilen bu vaziyet herhangi bir milletin yazısmda bilinmiyen bir dile mensup yabancı kelimeleri o yabancı milletin dilini ve imlâsını bilmiyen okuyucuların ağzında söyleniş (telâffuz) bakımından bazan tanınılmıyacak de recede değişik ve garip sekillere so kulmaktadır. Msseîâ muhterem Millî Talim ve Terbiye heyeti reisimiz îh san Beyefendinin bizim harflerle Ihsan seklinde, yazdığı isimleri ken • di ifadelerrae göre ingilizcenin oku • nuş itiyatlan dolayısle Amerikada Ayısın şekline girmis ve Cihan Harbi senelerinde Fransn devlet adamı Clemanceau tngiHereyi ziyarete gittiği zaman tngiiiz gazetelerinm aynen Fran sız imlâsile yazdıkları bu ismin Ingiliz lerin ağzını çok garip ve tanınmaz bir hale geldiğini gören Ingiliz hükumeti bu ismin nasıl telâffuz edileceğini hu susî bir tebliğ ile ilân etmiştir. (Burada bu hatıramn, okuduklanm değil, isittiklerim vâkılardan olduğunu kay detmeliyim.) Taamülün ikinci manevî ve hukukî ahlâkî sebebi de garp medenî kanun lannda, dolavısile memleketimiz ka nununda da bir sahsm imzasında kullandığı şekil yani harfler ve işaretler aynen mahfuz kalmasmm sartedilmiş olmasıdır. Herkesin bildiği sdbi bütün akit'erde ve mu?melelerde btma riavet edilm«i sart»ır. Nitekim Hamit ile Hâmit, Ali ile ÂH isimleri arasmdaki farka riayet ehniyen veya ettirmiyen bir nüfus, mahkeme, posta ve banka n e muru vazifesinde herhalde suclu sa vılmaktadır veya sayılmak lâzım ge Kr. JehıVTıyaîrosu I Istanbul 0 6ECE Havagazi Şirketi 9 kânunuevvel cumartesi günü saat 14,30 da Beyazıtta Elektrik Evinde verilecek olau amelî yemek ve pasta pişirme dersine bütün hanımefendüeri davet eder. ()0778) Haftanın zaferi bugün La Jas Zilahv Tfirkçeve çevfrenM. Feridun 4 perde 1 rablo Umuma mat kabilinden gösterildiğmı kayde derek öğretmektedirler, yahut öğret «nekte obcaklardır. (Olacaklar diyo*"um. Çünkü meselâ ayni vaziyette o lan ftalyanlar bu hususta ne yaptık lanra şu dakika henüz sorup öğren miş bir vaziyette değiüm). Anket açmanıza yol açan muhterem zatın isaret ettiği nokta, anladığıma gÖre, budur. Dil encümen y^i y», alfabeyi tespit ettiği zaman bu mese Ieden de bahsedilmis, fakat yapılan münakasalann menfi surette neticelenmis bulunduğumı hatHlıyorum. Ben kendim bu maksatla Türk alfabe ki taplarına da ilâve olmak üzere böyle birkaç isaretin konularak öğretilmesini pek lüzumlu ve faydalı bulanlardanım. Meselâ halkın hergün gözü önünde flan edfldiğmi gördüğü Bioks diş macununun Biox seklinde rasgeldiği zaman bu kelimedeki ( x ) şekllni yadırgayışı, ve bu kadar basit bir raalumatsızlık yuzünden duraklayışı herhalde mem nuniyet verici bir hal değildir, hele kolayca çaresi bulunabildiği nazara alı • na*sa meselenin ehemmiyeti yahut e hemmiyetsizliği çok daha iyi anlasıl miş olur. Bu ( x ) m bazan ispanyol cada olduğu gibi (kh) eski alfabe mizdeki (h) gibi okunusu pek istisnaî bir vaziyet teşkil eder. sinemasında gösterilrnekte olan Neşe zevk ve güzellık kraliçcsi MELEK tarafından yaratı'an büyük FRANSiSKA 6AÂL Macit Beyin mütaleası Profesör Macit Bey de demiştir ki: « Dil Encümeninin kabul etti ği raporda X ve W gibi harfler asıl bünye haricinde yardımcı harfler oIarak kabul edilmişir. Bu harfleri alalım mı, altnıyahm mı münakasası lüzumsuzdur. Asıl mesele ismîha» lardadır. Ben ismihaslarm olduğu gibi muhafazas taraftarrvun. Ho cam Sekip Beyin dediği gibi bu beynelmilel bir teamüldür. O zaman bu harfleri de kabu? etmek lâzımdtr. Bu kelimelerin aslî imzalannı mu hafaza etmenin tatbikatta pek çok kolaylıklan vardır. Muhtelif mem leketlerde seyahat eden bir insan tasavvur edinîz. Bu adamm her hu dutta isminin değişmesi doğru mudur. tsmihas, saiısiyetin sembolü olduğuna göre bunlann her zaman sabit kalması lâzımdır. Münevver adam bu kelimeleri nasıl olsa doğru okuvacaktır. Avama gelince onun istediği gibi okuma sında hiçbir mahzur yoktur. Meselâ Almanlar. Herriot (Heryo) nun isminî Hervot dive telâffuz ederler. (Mabadi var) BUDAPEŞTEDE İSKANOAL 1 Paramount dönya haberleri 2 Şarkılı Mikimaus Fevkalâde takdirler kazandığı nefis filmindedir. İlâve olarak l Bu derece de güze' AŞK FIRTINAS CTÖrülmemiştir . Aşka ve güzelliğe ittihaf edilen en gCzel eser: ve heyecanlı bir film henüz 6*RY COOPER HELFNE HAYES Bugün matinelerden itibaren Ankaradan avdet eden Fransızca sözlü büyük U. F. A. filmi takdim edilecektir. Mümessilesi; ilâhî güzelliği ve büyük san'ati ile incili Kadın BRiGiTTE Ayrıca iJâve o'arak; 1 Paramount Dünya haberleri ve büyük san'atkânmız Sınemasmda Muazzam bir film: LiLi GYENES SARAY ( Eski Glorya ) sinemasında Vacar Çigan Orkestrası Bugiln saat 18,•'0 da Büyuk bir veda mösameresi Bütün parter mevkiler 75 kuruş, t>üks balkon (numaralO 100 kurustur verecektir. Fiatler: Muhterem möşteriierımiz>n ar7usu Dzerine Turkçe sözlü HELM ASRISiNEMADA Bugüne kadar çevr:îmiş en eğlenceli komedisi versfnethanın 2 büyıik artisti BU AKŞAM CiCi BERBER rı m n*n Sinemasında ı MUnir Nurettin Muhahbet Elhamra ALBERT PREJEANRAiMU'niD temsili o'an Beyin icekri'm studyosunda hazırlanan şarkılı fiimi Bu akşam Tellâlları S A R A Y (Eski GLORYA) da Dokfor Mabuse'iin Vasiyetnamesi Havalt, esrarengiz ve mOthiş bir macera FRıTZ LANG'ın şayanı hayret mizanseni Bütün şehir halkı bu fransızca söz'ü şaheseri görecektir. Sahnede: Meşhur patınör RhALTOR ve canbaz köpeği NINO ile lâstik kadm tabir edilen şayanı hayret İNCE E^NA'nın numerolan. 10730 Gösterilmesine daha bir kaç gün devam edilecektir. Çok neşeli olan bu filmi mut'10768^ laka M I L L E T tiyatrosunda Bu akşam Şehzadebaşı m Pangalt, T A N Sıneması Fevkalâde rağbet kazanan heyecan, ihdşam sahnekrile dolu „.„, HfFIZ 6üPHAN Bey saz heyeti ve 4 muganniye hanım iştirakile K O N S E R Naşit Bey komedi 4 perde Olur mu 9 perde SON Tel. 43374 KOZ AMAN ÇAKDIRMIYALIM Joan Cra\vford Nils AsterLevis Stone Fransızca sözlü İlâveten: Yeni Fox Journal Mikimaus (10758 Dans, varyete, düet, solo, orkestra ilâveten: FOX JOURNAL Yann gündüz: Fazilet mağlup Lâtmceden başka yazı kullanan milletler ise esasen yazı farkı dolayısıle tebiatile kendilerini bu hususta daha serbest bulmaktadırlar. Meselâ Rum lar (yeni Yunanlılar) ve Ruslar bu vaziyettedirler. Fakat bu vaziyetin ne Kemal Cenap Beyefendinin zikret " kadar gayritabiî, uygunsuz ve çapra tik'ri Haberlandt ve Haberfend gibi. sık bir hal teşkil ettiğmi görmek için MüelHf isimleri hakkında da vaziyet sadece rumca veya rusça herhangi bir aynidir. Yani bunlar sahsî hukiık me ansiklopediyi, bilhassa bunkrdaki taselesi olduğu kadar kültür e<kâl; (forrihî, coğrafî maddeleri tetkik etmek malitesi) daha doihı«u akademik muIrifayet eder. Her üd dilde de ishnler aşerı>t adap ve usuKidür. muavyen bff miktan geçince millî nakı sekillerinin yanmda, bazan bunlara da mıs türkolo<r'ardan Rusyalı Rpdîofun lüzum görülmeksizin, doğrudan doğ adı büHm ilim âlemince (W) ile Wilruya lâtrn yazısındaki şekillerin alın helm Radloff; Danimarkah Tornsenin dığı görülmektedir. adı ise ger»e avni sriretle bi'^ün ilim dünBunun da sebebi pek açıktır. Filha^a«n»ca ( V ) ile Vilh'm Thomsen sekkika bir yazıda adedi beş onu geçen, Imde yazilmakttdn. Dünvanın bütün büyük bir tdtap ve ansiklopedide binkitan ve kü^ünhane kataloc veya cetleri bulan yabancı isimlerin her birini vellerinf'e, fislerinde bu sekHIer mevhem aslî sekillerini, hem millî yazı ile cuttur. P"»»İ!\ra ri»vet«''Hk ''"^î ı»«ı»l nakil suretlerini birlikte yazmak, ve ve eskâi balcmm^an bir dikkatsizlik ve ihmalkârl.k telâldd edümektedir. ber millî veya yabancı sekli parantez Hatta gene Alman iranîvnt ve erme içerisine almak maddeten tatbiki güç, nıyat rrîîfeha^ıslanndan Mar'^art, mu hatta tamamen imkânsızdır. Bundan doayyen bir tarihte imzasmı Marquart layıdır ki hemen ayni vaziyette olan sfMT^e (cnı) ile vazdığı h»M e son bütün milletler ecnebi has isimlerin, ya radan kw ile Markwart seklini tercöı ni bilhassa tarihî ve coğrafî isimlerin etmî«tir. Bütün ilim dünvası bu hnsusî mensup olduklan dillerdeki telâffuz milletler arasmda mevcut oldu«unu sekillerini de öğretmek için tarih ve tayin ettı>"nvZ bu görenek mucibince coğrafya kitaplannm veya ansiklopedibu farka dikkat etmek o tarihten ev lerin sonlanna bunlan gösterir hususî vel ve sonra vazdığı es*Tİer münpse cetveller ilâve etmişlerdir. Benim de betile ismmi zikretmek lâzım geldiği düsünüsüme göre bundan daha baska zaman ismmin bu farkh vazılıslanm da çare yoktur veya yok göninmektedir. batırlamak mecburluğundadır. Yukanda kaydettiğim Kemal Ce nap Beyefendinin temas ettikleri milAncak bu suretle ecnebi has isimleri letler arası (Yvnan Lâtin) müşterek kendi alfabesinde buhmmıvan harf ıstılahlannm imlâsı bahstna temas etlerle yazmak mecburiyetini kabul et miyorum. Çünkü bunlar has isimler nvş olan milletler bunu yapmakla aldeğildir. Bu has isimler anketi dolayı fabelerine bu yabancı harfleri sok sile, sna gelmişken, umumiyetle milletmuş değildirler. Böyle olmakla bera ber kendi cocuklanna herhangi bir seler arası kelimelerin yazdısı bahsı da kilde ya alfabe cetveli haricinde lâ açıhr, yani anket tevsi edilecek olursa tin yazılı baska milletlere ait has is<'mbuna ait düşüncelerimi, o zaman daha Ierd« rasgelinmeai dolayuile malu • geniş bir çerceve dahilinde arzederim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: