30 Aralık 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

30 Aralık 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumharivet' DONVADA OLUY Viyana operetinde En çok alkışlanan artist ! Madam Lisl Frank Hindistanda garip bir âdet Kocası ölen kadın başını tıraş edip rahipler gibi yaşar, bir daha evlenmek değil, hayata karışmak hakkı bile yoktur Fener: 1 Istanbulspor: 0 Beykoz: 3 Süley maniy e: 0 Fenerbahçe Istanbulspor maçında bir kısım sejrirciler, hakeme ve oyunculara mütemadiyen küfretmişlerdir; bu çirkin hale nihayet vermelidir Birincı sahifeden mabat betmek ve bazı temennilerde bulun • mak isteriz. Istanbul mmtakası riyase ri, geçen sene bazı levhalar yapbrarak stadyomun dört tarafına ashrmısb. Bu levhalarda «hakeme hürmet ediniz», «asabmıza hâkim olunuz», «oyuncu lara hakaret etmeyiniz» gibi vedzeler yazılıdır ve bunlar hâlâ asıldığı yer lerde durmaktadır. Fakat sanki bu levhalar, halkı, oyunculara ve bilhassa hakeme küfretmege tesvik için haznrlan • mıs ve asılmışb. Bir buçuk saat, bazı seyircilerm hiç dinmiyen, durmıyao feryadı hakeme de, oyunculara da mflyonlarla küfür yagdırdı. Bu küfür deryası içinde yirmi iki oyuncunun ve tabiî vaziyette olması lâzun gelen bir hakemin nasıl o luo ta smirlerine hâkim olduguna ve tabiî seraK içmd^ maçı bitnrdiklerme hayret ediyoruz. Kulüp taraftan seyirciler heyecandan o kadar kendilermi kaybetmisler, o kadar şuursuz bir hale gehnişlerdi ki, agızla • rmdan çıkan her sözün bir cürüm olduğunu bile farketmiyor, insanlar içm mukaddes tanman ve hürmet edilmesi lâznngelen herseye sövüp sayıyorlardı. E|er seyircnerin bu bir buçuk saatlik feryatlanm sesli fikne almak ünkânı bulumaydı birkaç ciltUk küfürname yazmak kabil olurdu. Dünyaom hiç bb yerinde hakeme ve oyunculara bu derece hakaret ve küfür edilemez ve böyle bir hareket hiçbir memlekette bu kadar müsamaha ile karsuanamaz. Bu vaziyet bu s«kilde devam ederse yann herhangi bir macı »dare ettirecek hakem bubumyacağnmz gibi, birçok takmılar da kö fürden kurtulmak km sahaya çıkmaktan vazgeçeceklerdir. Bu Islerle ala • kadar heyetlerm ve makamlann bu mesele üzerine ehemmiyetle naran dikkatinl celbederi*. Bn Ism gayet basit bir çaresi vardw. tnzibatı temine memur oHınlar, bu küfürbazlardan dört bes tanesîni stadyomdan dısan atarlarsa ortahk süt linumhk olur. Bu ism asıl tuhaf ve şayani dikkat tarafı, hakemin müsabakayt büyük bir nüfuzu nazsr ve bkaraflıkla idare et mis olması ve herhangi bir haksızlıga meydan vermemek için azamî gayreti göstermesidir. Bu kadar hüsnü niyetle idare edilen bir maçta bir hakeme bu kadar hakaret ediürse, tarafgir ve beceriksiz bir hakeme ha'km artık ne yapacağmı düsünmek bile akıllara dur • gunrak verir. Fakat Fenerbahçenin artık ya vas yavaş teessüs eden hâkimiyetini görmek miknkündü. Fenerliler, ra kiplerine nazaran daha sakin, da ha nefesli idiler. Istanbulsporlular, ilk devrede bütün enerjilerini harcamıslar, nefes kabiliyetlerini kaybetmislerdi. Onlar için şimdi en akıllıca hareket, oyunu sıfır sıfara beraberlikle bitirmeğe çahsmakta idi. Fakat bunu yapamadtklan gibi mühim bir firsat ta kaçırdılar. Fenerbahçe kalesi yakınmda Fe nerbahçe aleyhme bir frikik cezası verilmişti. Bu ceza atılırken, ceza çizgisi içinde de bir favul oldu. Hakem, bu hareket i de penaltı ile tecziye etti. Bu karar münakasa edilebilecek bir mahiyette olmakla be • raber, buna bîr kısım seyircilerden baska itiraz eden olmadı. tstanbul sporu bu maçta belki de galip ge tirebilecek olan bu fırsat, Sabihin fena bir vurusile topu kalecimn eline atmasile kaçıp gitti.. Fenerliler bu frrtınayı da savusturduktan sonra tam manasile agn basmağa basladılar. tstanbulspor için artık gol atmak sevdasma veda etmek bera • bere kalmak için kapah bir oyun oynatnak Iâzım geliyordu. Fakat bunu yapamadılar ve açık oyunlanna devam ettiler. tkinci devrenin 30 uncu dakikasmda Fener solaçığı müsait bir vaziyette bir pas aldı, önünde kimse yoktu, topu güzelce sür«' rek kaleye kadar yaklasb, oyunun yegine golünü yapru Seyircilerin bir çoğu bu golün farkma varamamıslardı. Oyun bundan sonra on bes daki ka daha devam etti. Fakat bu netice değismeden bitti ve Fenerbahçe takımı, bu tuvvetli rakibinin karsısından da muzaff er olarak sahayı terketti. Oyunun heyeti umumiyesi hak kında kat*î bir mütalea dermeyan etmek Iâzım gelirse, Fenerbahçe takım mı, bu müşkül oyundan galip çık tığı için tebrîk etmek icap eder. Fenerliler hakikaren kuvvetli olan rakiplerine evvelâ mukavemet etmis ler, sonra da galibiyet golünü at • mıslardır. tstanbulsporu da oynadığı canlı oyundan dolayı takdir etmemek mütnkun değildir. Fenerbahçe gibi mahir bir takimvt karsrsında bu derece muvaffakiyetli bir oyun oynamak her takımın harcı deeildir. tstanbulsporun, ilk devredeki atesli zamanlarmda bilhassa iyi süt at makla maruf merkez muhacim Salâhattinm çok geride oynamasi ve süt atamaması tstanbulsporun gol yapamamasında çok müessir olmus, Fenerbahçenin yaptaı golde de müdafi Halidin yer tutmaması ve toDu kontrol etmetnesi takımın mağlubiyetine malolmustur. Ganj nehri kenarında yakuınak üzere hâzırlanan bir cesede tereyağt sürülüyor ve pirinç serpiliyor Bizde, Avrupada ve Amerikada kadmlar erkeklerle ayni hukuka malik olmak için mesai sarfederler ve arala • rmda kiiçök bir fark kahnasmı istiyen muterizler meydana çıktıgı vakh feryadı basarlarken acaba Hindistandaki hemcinslermin ne vaziyette bulunduklannı düsünüyorlar mı? Medenî memleketlerde krk yaşmı geçmis, tabiri mahsusile durmuş oturmuş, ihtiyar bir \az bDe hayatta ken • dismi alabilecek bir erkeğe rasgelmek îhtunalinden kat'iyyen ümldini kes • mez değil mi? Halbuki Hindistanda ktzlar 9 yasmda evlenirler. Aralarm da 13 ve 15 i geçtikleri halde bekâr kalıms olanlar pek nadirdk. Fakat bu yasta dul kalmıs olanlara ekseriyetle tesadüf olunur. Bu zavallılar. arbk bir daha evlehemlyecekler, ailelermm yanma dönemiyect I lef, kaynanalartnm, eğer kaynanalan yoksa, kocalannm va risi olan erkeîrin evtnde hpkı bir esir gibi yasıyacaklardor. Bundan sonra kendi çocuklarınm terbiye» bile artik onlara tevdi edilmiyecektir. Hindistanda kocalan ölen kadmlarm saçlarmı hras edip dullann otur • masma mahsus umumî müesseselere yerleserek büshfitün umumî bayattan çekfldikleri de çok defa vakidir. Jenaresteki umumî müesteaede yaşıyan djd kadınlar günlük mukaddes banyolanm yapmak üzere Ganj nehrine gidiyorlar cılarm çoğu buraya yaknayak, bası kabak, üstleri toz içinde yaya olarak gelirler. Ganj nehrinin kenarında, bu mukaddes suda vukua gelecek mudzeyi beklemeğe koyulurlar. Dullann sev • kolunduğu umumî müesseselerden bîri de bu sehrin ücra mahallelerinden birindedir. Buranm sakinlerinm bas lan yukarda söylediğimiz veçhile hpkı rahiplerinki gibi tırashdır. Yegâne yedikleri sey pirinçtir. Hayatla alâkalan sırf nefes alıp vermekten ibaret • tir. Çünkii ölmüs kocalarmın herhangi bir msan veya hayvan suretine girip etraflarında dolasabilecegine ve kendilermi kontrol edecegine kanidirler. Binaenaleyh onlan rencide etmemek için tamamen nesesiz ve meyus görü nürler. Hergün müçtemian Ganj neh • rinin onlara tahsis olunmoş noktaSm • da banyo edfeTİer. Arastra yalnız çocuklanmn ziyared münasebetüe dünyada bulunduiklarau hatfflarlar ve o zaman da istikbali düsünmeğe başlarlar. Hintlilerin dinî akidesine göre ölenlerin ruhlan birkaç hayvan sekline girip çıktıhtan sonra nihayet gene tekrar bir insanda tecelli eder. Zavallı kadmlar iste o vakii eski kocalarile gene bulusacaklarcnt örait ederler. ö y l e ya Hint felsefesme göre bayat nedir? Koskoca bir sahra olan kâinatta küçücük bir kum tanesi.. Kadımn hayatı ise bundan daha ehemmiyetsizdh*. Hindistanda öliim sevmilecek bir hâdise gibi telâkki ve tes'k edilmektedir. ölülerin ekserisinm cesetleri hu • susî merashnle yakılmaktadır. Yakılma ameliyesî ö'ünün mensup olduğu sınıfa göre değismektedir. Zenginlerinki kokulu ağaçlarla, orta haili ve faktr • lerinki ise alelâde odunlarla yakılmaktadır. Ceset Hd değneğe bağlanarak üzerine tereyağı sürülüp, nirinç serpildikten sonra atese arzedihnektedir. Kocalan ölen kadmlann hemen bh* çoğu bu yakılma ameliyesine ait ist'hzaratı bizzat yaoarlar ve en giizel elbiselerini giyerek her laraftarniı çiçek • lerle bezerler. Ceset yanmaga basla dığı strada rahînler tekbîr ve teniff getirhler, dul kalan kadın da nihayetsiz dualar mınldantr. Kadınlar bu dualan muhakkak ki samtm kalolermden okurlar. Çünkii vaktile dul kalan kadmlar kocalarile birlikte yakılırlarmıs. O âdetin kalktığına sükrebnemeleri kabil mi? Hindistanm en mukaddes sehri, mekkesi Benarestir. Orada mabetler her sehirdekinden daha ziyadedir. Ha 6 r iki haftadır Fransız tiyatros5» da muvaffakiyetli temsüler vermekle olan Viyana operet heyetinin prograım artık bHmek üzeredir. Heyet pa zartesi günu son operetinl oynryacak ve salı günü Viyanaya müteveccihen sehrimizdbn aynlacaktır. Buradaki temsflleri emasında grupun en hoşa giden artisti Subret, Madam Lisl Frank ohnuştur. Söyledigi her sarkı ve oynadığı her dans ikiser uçer defa tekrar ettirflen bu sevhnli sanatkârra bir resmmi dercediyoruz. Aslen Çekoslo vakyalı olan Madam Frank'm annesi çok zengindir. Pragda müteaddit böyük magazalarm aahibesîdir. Kızma servet, eglence herseyi temm etmis, fakat buna mukabil tiyatrodan vazgeçmesmi istemntir. Fakat Madam Frank, sahneyi servete tercih etmistir. Maamafih kendismin buraya gelen arttstlerden bnîle evlenmis olduguna göre bu fedakârhgm sadece tiyatro askmdan ileri gelmediğme de hükmolunabilir. Sofyada Komünist ve faşist talebe döğüşüp duruyorlar Sofya 29 (Hususî) Unhrersitede kendilerme halkçı isnrini izafe eden komünist talebe fle fasist talebe ara smdaki düsmanli gunden gune art • maktadır. Gün geçmez ki iki muhalif parti arasında dövus ve bogusma olmasm. Bu sebeple Üniversitenin dersane, «alon ve koridorlan artık, muharebe meydanma dönmüstür. Talebe • ler, iskemle, sıra ve masalan parçala yıp oolaria biribirlerine hucum ettSderi için Umversitenhı evyası da hasara ugramakta, kapılar, camlar Inrdmak tadn. Çarpısmalar, 48 komünist talebenin tardı münasebetile yapılan protesto lardan ve komfinistlik propagandasmAtr cilrr»k+a^?r. Komünist talebe, >p3 'K « 3v M Üniversite duvarliarile, r { * W < s> i sıralara ve balâlara komünistliğe ait vedzeler ve orak çekiçli resimler yapmakta veya tahrikâmiz beyanna meler yapıstırmaktadırlar. Milliyetperveırler de, Universitede sükun ve intizamtn temini için bunla • ra mani obnağa çalışmaktadırlar. Dün de, riyaziye fakültesinde riya ziye şubesmden bir talebe tahrikâmiz bir mıtuk irat etmek teşebbüsünde bulunmus, mîlliyetperverler buna mani olmak istemislerdir. Fakat batibm taraftan olan komünistler derhal fasistlere hücum etmekle kavga baslamıs tır. Mücadele az sürmüs, fakat çok şiddetli ohnuştur. Saso Porov narnmda bir talebenin bası yanlmış, birçok talebe de hafif surette yaralanmıslar • da. Herkesi yenen seksenlik bir ihtiyar! | Gülünç bir tezat! Müsabaka nasıl oldu? Müsabaka çok canlı ve atesli olmuBtur. tstanbulsporhüar, tstanbul veTürkiye şantDİyonunu yenmek azmîle canlanm dislerme takmıslar, öyle oy nuyorlardı. Fenerliler de, hem yenil memek, hem de mağlup etmek kararmda idiler. Bunun için müsabaka, hem hararetli hem de zevkli oluyordu. Ovunun ilk dakikalarmda ekseriyetle tstanbtdsporlulan hücum vaziyetmde görüyoruz. Genç çocuklar, Fenerbahçe müdafaasmı aşmak için büyük gayret sarfediyorlar. Fakat Fener müda faası o kadar kolay geçilemiyor, bii tün akmlar geri dönüyor. Bu akmlann müsbet netice vermeyişinde tsatnbul spor muhacimlerinin de hatalan vardı. Bilhassa merkez muhacim, çok geri oynuyor, o kadar ki adeta merkez muavinm yermi alıyor. Sonra en mü • sart vaziyetlerde hiç şüt atmıyorlar, kale önlerinde beyhude yere paslaşı yorlar. FenerbahçeliW, tstanbulspoun bu atesli oyununa on bes yirmi dakika mukavemet ettikten ve bu ilk hızı söndürdükten sonra taarruza basladılar. Fener muhacimleri, Istanbulsporun muhacimlerine nazaran daha mahir ve daha isgüzar olduklanndan bunlarm hücumlan daha müessir oluyordu. Bu hücumlar esnasmda Istanbulspor müdafaasmm canh oyununu da takdtr etmemek mümkün değildi. Bilhassa merkez mnavm Hasan, Fenerbahçe hü • cumlanm durdurmakta başlı basına amil oluyor, kaleci Lutfî, en tehlikeli sütleri tutuyordu. Bu devrede iki taraf ta hrsatlar kaçrdılar ve Istanbulspor, Fenerbahçeye nazaran daha canh, daha atesli ve hâkim oynadı. Fakat iki taraf ta gol yapamadı ve ilk devre sıfır sıfıra bitti. B takımlartnda da Istanbulspor mağlup Fenerbahçe tstanbulspor B ta kımlan arasında yapılan müsabakayı da Fenerbahce 8 1 kazanmıshr Eyüp Hilâli yendi Gene stadyomda yapılan Eyüp Hilâl maçında Eyüplüler, giizel bhoyundan sonra 31 galip gelmişlerdir. Japonyanın maruf siyarî şahsiyetlerinden, simdiye kadar müteaddit defalar nazırhkta ve sefirlikte bu • lunmuş devlet adamlarından doktor Jigoro Kano bugün yetmiş bes ya şmda oldugu halde hâlâ harikulâde bir kuvvete maliktir. Japon güreşi gibi her türlü hareketin yapıltnasına müsaade edilen serbest usullü bir gü reşte karşısına her çıkanı yenebil mektedir. Fakat doktor Jigoronun bu kuvveti lâalettayin manevi bir menua. dan gelmc değıldir. \Jxazt bir idman neticesi hasıl olmustur. Çünkii dok • tor Jigoro bundan 50 sene evvel Japonyadaki (Atletik kulübü) u tesis etmi« ve (atletizm) in muhtelif şube lerinde çalısmıştır. resii™!?e <?ördü t'üniiz veçhile bu vaşta hetn mubafaza ettiği kuweti, hem de bildiği oyunlar sayesinde en geaç pehlivanlan bile kısa bir zaman<?a yere sermektedir. Kadıköyöndeki maçlar Kadıköyünde Fenerbahçe stadyo munda da Beykoz Süleymaniye takımlan karş'lasmıslardır. Beykoz birinci takımı Süleymaniyeyi 30 mağlup etmis, Beykoz B takımı da Sü • leymaniye B takıtnma 50 galip gelmistir. Altınordu Topkapı maçı da 33 beraberlikle bitmistir. Ne hevkel, ne tablo, haldkat! Ğeçenlerde buna benzer bir resıoi' basmıshk. Biri cüce, btri dev, iki golf oyuncusu.. Onlarm arasmdaki boy far. kı aşağı yukan bir metreyi buluyordu. Fakat bu defa koyduğumuz fotoğraf ötekine nazaran daha yüksek bir rekor olmak kıymetîni haizdir. Çünkii dün yanın en kısa boylu (1,10) berberi Kamil Müller Ue miisterisi clhamn en uzun boylu (2,27) adamlarından biri olan Emanuelin arasmdaki boy far» kı ( 1 ) metre ( 1 7 ) santimdir. Ve zavallı Müllerin müşterisinin basına ye tişebilmesi için sade iskemleye ç i m a . n kâfi gelmemistir. tskemlenîn altma bir de masa ü&ve etmesi icap «yleınişj Bu mücadele, komünist talebenin faşistlere dayak atmasüe neticelenmistir. Şeref stadında Şeref sahasmda dün yapılan maç • larda ikinci kümeden Eyüp Hilâl B takımları 1 1 berabere kalmış • lardır. Gençler şampiyonasırda: Süley • maniye Eyüple 2 2 berabere kal ' mıştır. Beşiktas, Anadoluya 2 0 ve Fenerbahçe de Vefa Kumkapıyaj 3.0 galip gelmişlerdir. Buenos Ayreste gene karışıklıklar oldu Buenos Ayres 2 9 (A.A.) La . nacion gazetesi, polishı bir isyan ha • zırlamağa çahsan altmıs kadar sahst tevkif etmis olduğunu bildirmektedir. Rosarioda bir takım kargasalık çıka • ran gruplar bahriye prefektürlüğü bi • nası Ue süvari polis kıslasmı d e geçir • meğe teşebbüs etmislerdir. Zabıta ar bedenm önfine geçmiş ve ba esnada bh* kaç Idsi maktul dusmüftur. tkinei devre tkinci devre, ilk devre kadar atesli olmadı, fakat çok hırçın bir hava içinde ve çok asabî b ; r şekilde oy • nandı. Bunun sebebi bir kısnm se yircilerin son haddini bulan vaveylâsı idi. tki taraf ta fena halde si • nirlenmiş, oyunun adeta müvazenesi bozulmustu. Iki köpeğin başlari, vScntlari, ayakİan, kuyruklan o derece mütenasip vaziyette yekdigerinin hizasma gelmiş ki insan Ok hamlede heykel mi, tablo mu, diye düşünüyor. Fakat ne tablo, ne <te heykeL. İngilterede tertip oluDAn k« pekler koşusunda 3d köpegin koşmağı bafladıklan anda çekilen bir fotoğraf • tor. Retmin aunısmı fotoğrafçı öyle bir zamana isabet ettirmiç ki bu ttarjkn 9 lâde tetabak basok gelmif, Zekât ve fitrenizi Tayyare Cemiyetine verinız!

Bu sayıdan diğer sayfalar: