15 Ekim 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

15 Ekim 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

34 TELGRAF HABERLERİ Ispanyada muharebe Asturide ihtilâlcilerle kanlı çarpışmalar başlach, hükumet vaziyete hâkimdir Madrit 14 (A.A.) Röyter A niversite talebesinin oturduklan majansı bildiriyor: hallede araştırmalar yapan zabıta, Kıtaat Asturideki Gijonda karabir miktar silâh, cephan« ve bazı ya çıkmış ve mahallî asilerle mu evrak ele geçirmilerdir. Diğer bir harebe başlamıştır. Asilerden 20 ki araştırma neticesinde, sosyalist fır^i ölmüs, yüzlerce kişi yaralanmış kasma mensup bazı şahsiyetlerin tev tır. 500 kişi tevkif edilmitir. kifine lürum göürlmütür. gençlerin zabıta memurlarma yarOviedo vaziyet dım ettikleri söyleniyor. Hendaye 14 (A.A.) tspanya Halk, çıftçı fırkasına mensup bazı !le Fransa arasında telefon muhaOviedo ile Gihon arasında gidip veratı kesiktir. Ancak, vaziyette gelme norma'cTîr. fazla bir vahamet görülmüyor. ts • «Pabra» Ajamsı, M. Largo Kabapanya hükumeti, bu tedbiri, sirf sıkı lieronun bu sabah tevkif edildiğini bir sansür tatbik edebilmek için albildiriyor. mışhr. Zannolunduğuna göre, Oviedo ve Silâh götiiren bir gemi yakalandı Mieresteki ihtilâlcileri yola getir Bordo 14 (A.A.) İspanyaya mekle mükellef askerî kuvvetlerin silâh götürmekte iken, Ispanya hiiharekâh müsait surette ilerlemek kumetinin talebine mebni, Iimanda tedir. tevkif edilen «Turkeza» vapurunun thtilâlcilerin cephaneliğine bir Bordodan hareketine izin verilmitir. mermi düşmüştür. Diin akşam, MadMevkuf bulunan gemi mürette ritte beş divaniharp toplanmr'tır. U bah hududa sevkedileceklerdir. nmiNmııııınııınıııııınıııııııiiiiiııııııııııııııııııınımı IBUGUNDE Btl Rahmetli, öyle der idi! AVRUPA YOLUNDAN NOTLAR Gece İngiliz Alman ticarî müzakeratı Malîye raporu hazırlanıyor Temaslara gelecek hafta Ecnebi mütehassıs büro devam edilecek da çahşmaya başfadı Londra 14 (A.A.) tngiltere ile Almanya arasında ticarî müzakerelere, gelecek hafta, devam e • dilecektir. tngiliz murahhası, Sir Leithross, metin davranmak üzere talimat a] mıstır. Yapılacak itilâf, iki memleketin müstakbel ticarî münasebetIerini vüzuhla tayin edecek ve In • giliz ihracat tacirlericıin Almanya dan alacaklannı tamamen tasfiye eyliyecektir. Almanya, pe;in, mü • himce bir para verecek olursa, Ingiltere borcun üst tarafını taksite bağlamağa belki razı olacaktır. Almanyanın Amerikaya bir teklifi Berlin 14 (A.A.) Alman hü kumeti, Amerika Almanya ticaret muahedesinin bazı hükümlerini tadil arzusile bu muahedenin 13/10/ 935 tarihinde müddeticıin hitam bulmasını Amerika hükumetindea is temiş ve iki memleket arasındaki müstakbel ticarî münasebatın tanzimi için müzakereye amade bulunduğunu bildirmiştir. Eğer bu rücu keyfiyeti bugün yapılmamış olsaydı muahede daha iki sene mer'iyette kalacaktı. Ankara 14 (Hususî) Maliyede yeni büro roesaisine başladı. Celp olunan maliye mutehassısı da bu büroda çalısıyor. Mütehassu raporumı hazırhyor. tki aya kadar Maliyeye verecek • tir. Yeniden iki mütehassıs celbedüe • cektir. Bu mütehassıslar bugünlerde seçflecektir. Eylul ayındaki tahrilât Ankara 14 (Hususî) Maliyenin eylul tahsilât yekunu anlaşılmıştır. Tahsilât geçen sene eylul ayma nazaran 6 milyon 300 bin lira fazladır. Maarif Vekili Denizlide Denizli 14 (A.A.) Maarif Vekili Abidin Bey bugün saat 12 de motokarla Nazilliden buraya gelmiş ve hararetle karşılanmıştır. İki tayin Ankara 14 (Hususî) Emniyeti Umumiye müdür muavinliğine Turgutlu kaymakamı Feyyaz, hariciye muha sebe müdürlüğüne Divanı muhasebat murakıplanndan Cemal Beyler tayin edilmiflerdir. Biiyük bir otomobil hırsızları Büyük Rus aktörü Sabinof oldü teşkilâtı Riga 14 (A.A.) Berlinden Lü 14 (A.A.) Zabıta, otomobil hırsızlanndan mürekkep bir teskilât yakalamıs ve soförler için sahte ehliyet vesikaları basan bir mat • baada araştırmalar yapmıştır. Tes • kilâta iki, üç yüz kişi dahildk. Fransanm her tarafında, adliye, meseleden habeudar edilmistir. Moskovaya dönerken büyük Rus artisti Sobinof bir kalp sektesinden •efat etmiftir. M. Benesin bir tekzibi Prag 14 (A.A.) M. Benes, Akvam cemiyetini, derhal fevkalâde bir ictimaa davet etmek niyetinde bulunduğuna dair çıkan şayi»lan, bizzat tekzip etmistk*. Bir Leh tayyaresi düştü M. Gömböşün Varşova seyahati Varşova 14 (A.A.) Macar Basvekili M. Gömbös, ayın 19 unda buraya gelecek, 21 ine kadar kalacaktır. Varşova 14 (A.A.) Pulavi civarında, askerî bin tayyare yere düşmüş ve içindeki iki kisi telef olmuştur. Lord Eden Danimarkada Kopennag 14 (A.A.) Dani marka Kralı, Lord Edeni kabul etmistir. Dün gece, Lord Ec?enm serefine, Hariciye nazın resmî bir ziyafet vermittir. İki Japon kruvazörü çarpıştı Tokyo 14 (A.A.) Cuma aksaBB yapılan deniz manevcaları esnasında Kikuzki Distrovayeri Sendai kruvazörü ile çarpısmıştır. Ölen yoktur. Yalnız Distrovayer, hafifçe zedelenmiştiır. 100 amele 350 metrelik i'uyuda açlık rrevi yapıyor Peşte 14 (A.A.) Beçte 100 kadar maden amelesi* ocagin 350 raetro dibine siğmarak, açlık gre • vine baslamışlardır. Bunlar, her türlu urara rağtnen yukarı dkmaktan iratrna ediyorlar. Bu harekete sebep, bir ücret ihtilâf ıdır. Rumen sefiri Moskovaya tayin edildi Büüres 14 (A.A.) Reamî garete Ankara outa elçisi M. Edmon Ciuntnun 1/10/934 tarihinden iti baren Moskova elçiliğine tayini hakkındaki karan neşretmektedir. n beş senedenberi.. Hatta Şehir nehre ışığı bir yerine on verdise, nehir daha da ziyade.. Kendisinşehre yÜ2 iade ediyor. Ziyaların su gibi akıp den alışveriş ederim. Istanbulun en işlek, piyasa yerlesuların ziya gibi kaynaştığı bir gece! rinden birinde, öteberi, çereze müteallik şeyler satar. Doğma, büyüme buralıdır. EIH, altmış yıl içerisinde, bu şehirden kimler gelip geçmiş, ne hâdiseler olmuş, hepsıni tanır ve bilir. Anlattığına göre, babası da kendi gibi esnafmış. Lâkin büyük babası, darphanede çeşnici, yahut ki ayarcı, herhalde, işte öyle birşeylermiş. Başına Mahmudiye fes, sırtına harmani giyermiş. O vaktin kalbur üstüne geIen cemaat büyüklerile ve bilhassa meşhur Kazez Artinle dostmuç. Bizim Takvor usta da, bu gün görmüş büyük babanın dizleri dibinde büyümi, Ondan, çok şeyler öğrenmiş. Lâkın, bütün hayranlığı Kazez Artine! Takvor Ağanın sözünden ve sohbetinden ziyade, güler yüzünden ve müşterisine karşı terbiyeli ve nazik muamelesinden hoşlandığım için, Budapeftede ziya ile saynn nvtrla cumbatunden doğan gece manzartm her ne vakit birşey almak üzere dükkânına gitsem, orada kasten işi biraz Vapummuz Budapeş l'lîiüJüjf^i İKoyîmlaân""!lö i?i b u r a d a h e r 8 e f e uzatırım. teden iyi ki gece aynl İ ,. j yapıyorlarmış. Budin Konuşuruz, o, pastırma dograr dı. Dört gün gezdiğim m :^ l tepesinin balıkçılar kuken, yahut ki tenekeye zeytin doldu sehrin Tunadaki gece j Şorlcta bulunan ay j lesile kalesi ve büyük rurken, kaşarpeyniri tartarken, ne sini görmemek ne bü ! , ; kilise, diplerine gizyapar yapar, bir vesile bulur, Kazez yük boşluk olacakmış. Edebiyatlar lenmiş kimbilir nekadar projektörda gece arzın üstüne bazan siyah bir le, gecenin koynunda unutulmuş biArtinden bahseder. manto gibi çöktürülür, bazan büyük rer gündüzdür ve Halicin yanında Rahmetli, öyle der idi.. bir kilisenin kapısı ağır ağır kapanır gökten inmiş gibi görünen şeffaf Ne derdi, Takvor Ağa? gibi tasvir edilir, bazan da... Halbu gövdeye karşılık, mermer kuleleri Pastırma yiyen adam, sıtma ki Peştenin Tunadaki gecesi; ya ne ve sivri ehramlarile bu abideler yeryüzü görmez, der idi! Arkasından da, Takvor usta, de hir pırıltılı bir gelin tuvaleti giydi, den göke çıkıyorlar gibi tepenin kaya şehir halı yerine ayna döşenmiş j raltısım kat kat tırmanıp gecenin karin derin içini çekip, ilâve eder: kıvrak koridorlu bir salona döndü; ranlığını ince ince tırmalıyorlar! Oh! Ne kiyak adamıdı o!.. Başka seferinde iktısadiyattan burası gece değil, nehirle şehrin düMargrit adasını dönerken, arkağünü varl mızda boylu boyuna bir şehrayin gibahis açılır.. Rahmetli, öyle der idi.. Karşılıklı iki nhtımın bitişik gibi bi serilen, bu hakikaten eşsiz gece Ne derdi, usta?. 8ik ve tutuşmuş gibi gür ışıklan.. ye son defa baktığım zaman düşün Bir yerde ki aksata durmuştur. Tunaya altın kuşaklar gibi abanmış düm ki herşeyi olan bu Tuna gecealtık oraa kulak asma, der idi. Ne sıra sıra köprülerin nehre boyuna lerinin yalnız mehtabı yoktur. Mehampul döker gibi cömertlik yapıp tap karanın değil, karanın bakırı ay büyük adamıdı o!. Gene bir seferinde, içtimaî bir duruşları.. Ziya parçaları su üstünde ışığını donuk bir kalay yapar; mehyakut mekikler gibi birşeyler doku tap denizin değil, denizde ay sonmevzu üzerinde konuşuruz.. yor, ve ziya salkımlan, diplere ka suzlukta titreşen bir izdir. Mehtap Rahmetli, öyle der idi.. dar uzanarak, peri parmaklan gibi asıl nehrin malı; ay bütün endamile Ne derdi, bakayım? birşeyler aramaktadır. Şehir nehre suda cilâlandı, ve nehir bütün ayla Ne vakit ki, bir evde, karı kıımandayi ele alırsa, çekiver kuryu ışığı bir yerine on verdise, nehir şeh gümüş bir ürpermedir! Fakat Peşte ğunu!. Bu ne kiyak laftır, bilijsin?. re on yerine yüz iade ediyor. Ziyala Tunasında mehtap; nehrin üstüne Takvor Ağanın kavlince, «rah rın su gibi akıp sulann ziya gibi kay altm pırıltılı bir tente gerili, gökte öğünen utandı, gösteren ay görün metli» nin, hakkında hikmet savur naştığı bir gece! madığı mesele hemen hemen dünNe Berlin, ne Paris; bu dört beş müyor bile! yada yok gibiydi. Bazan, mahsus milyonluk mamureler gecenin kaPeşte Tunasında kaybolan ayı otan, bu zamanın en yeni politika ranlığına kimbilir kaç milyonluk va Tunasında buldum. Beldelerden meselelerine temas ederdim. (Kazez volt serpiyor; onların üzerindeki kaçan sahralara düşmüş. Haşimin Artin) in hikmetleri oraya da yeti gök, toz haline getirilmiş güneşin Alman gecesindeki «Firarî Kamer» i şirdi. Onların şehrinden zerrelerile örülü gibi kızıldır ve bel aklıma geldi. Geçenlerde, bir akşam üzeri, ge denin üstüne uğrıyan gece pembe eskimiş bir âşık gibi uzaklaşan ay ne dükkâna uğramıştım. Takvor us bir kubbeden kayar gibi uzaklara j eski bir aşina gibi karşımdadır. Her ta, sokağa nazır, ufacık camekânın kaçtı. Fakat onlann gecesinde de, yer dumanla işlenip dokunulmuj; içerisini düzeltiyordu. buradaki cümbüşü göremedim. Tu j hulyalı bir tülle örtülü. Tuna muraTam o esnada, dükkânın önünde, na, biri on yapan ayna, onlarda bu kabeye varmış gibi. Eski felsefelelevent gibi, boy, bos yerinde, çıplak yok! rin mistik düşüncelerile sanlıyız. kollarile göğsü, insanı dalamağa Ay bizi batılar diyarından doğular Geçen sene onuncu yıl bayramıbaşlıyan akşam ayazma meydan o mızda Süleymaniyenin aldığı pırlan j ülkesine götürdü. Onların gecedmkur vaziyette güzel ve genç bir ka ta kıyafeti hatırlıyorum. Çekilen , den sonra bizim gece. Anladuiı, dm peyda oldu. Oracıkta durmuş, güneşi en son bırakıp, gelen güneşi garple şarkı ayıran, gündüzün iki galiba birini bekliyordu. en önce karşılıyan o dört asırhk kub ucu değil geceymiş! Bu sırada, pehlivan kılıklı, iri ya be ilk defa iki güneşin arasındaki j Ne düşündüğümü bilmiyen ay n, karayağız bir adam, kadının ya karanhkta kendini gündüzden daha ] ablak bir neşeyle gülüyor. Garpte nına kadar sokulup, adeta ensesin aydınlık gösterdi. O gece o, bir in sıkıl, şarkta öğün! Orada istiskal, de soluyarak, kulağına birşeyler fı san yapısı değil; Halicin donuk plâ beride ikbal. Onu beldelerinden sürsıldar gibi oldu. tinliğini çerçeveliyen büyük karaltı güne gönderenler üstünse beldeleKadın, derhal geriye döndü ve ortasına nurlarla işlenmiş kafes şe rinde ondan ışık bekliyenler düşbir tek tokatla herifi yere serdi. Bi | killi bir ahenk, görülmez kanatlarla, kündür. Artık gecesi, gündüz olmızim Takvor Ağanın ağzı açık kal sanki gökten birdenbire indiriliver yanın gündüzü de gece gibi. Güzel mıştı. Ben, gülümsiyerek sordum: mişti. Sadece faydalı olduğunu bildi ve hulyalı ay, ey çok eski dost, bi Takvor Ağa! Rahmetli ne der ğim elektrik o gece bana güzellik ya zim beldelerimizden de sürüleceksinl di?. ratan bir büyü gibi göründü! Taksim Işini gördükten sonra, oradan hızMeğer bizim ancak onuncu yılıtSMAlL HABtP lı ve sert adımlarla uzaklaşan kadı mızda bir defa gördüğümüz o büyünın arkası sıra bakakalan, usta, ilk defa olarak: »ansız torpitolan takımı 20 0 yenildi Hiç! dedi; ne diyeceğdi?. Onun da benim gibi, ağzı açık kalırdı!. ERCÜMENT EKREM Kadın Birliğinin siyasî zaferlerü! ir kari yazıyordu: Geçenlerde Kadın Birliği umumî kâtibinin, b'rkaç gün evvel de reisinin miithiş beyanatlan çıkmış: Erkek azaları varmış ama onJara rey hakkı vermezlerm" , zaten erkeklerden hiçbir • sey beklemiyorlarmış. Şlındi harbe mâni olmak için çahşmaktalarmış. Ve pek çok siyasî haklannı aldıklan gibi meb'usluk hakkını da almak istiyorlarmış ve saire... Bu münevver vatandas diyor ki: « Varsın istesinler. Istek duygu tarifi içinde kaldıkça zararsızdır. Fa kat sunu anlıyamıyorum: Havvadan veya balık azmanı ilk kadmdan beri ar • zm kızı yaradılış varhğı ve psikoloji • si itibarile tam tavsifini bulamadı. Şa irin özentisine baküırsa kadın bir meyva sergisi, bir tutam saç altında pel te, mahallebi, servi veya testi, ayva, biraz da çiçek suyu mahlutudur. Hâ • lâ topraktan ve toprak çesnilerinden yükselemiyen bu tasnifte damak haı • zmın gevis getirisi pek hazin... Fakat ne yauk ki kadmm da, adm • da ezelî b<r buhurdan gibi tüten mâna kâinatının farkında olmadığı bütün meziyetleri ve yeri belli iken gül esansile, dizel motörii isletmeğe uğrasma • sından anlasüıyor! Kadının oturduğu tahttan, kurduğu beçik daha kutsidir, klisesini tekrarlamıyacağım. Lâkin beseriyetin anası ve sevgih'si; basmuzm üstünden su süflî kaldınmlara inip bayağı kalabalığımıza kansmakta ne zevk buldu bilmiyorum. Onlar da bOmiyor lar ki insanlık tarihi • kendi olaslarmm ihtisanu haricinde hiçbir kadın dehâ kaydetmemistir ve etmiyecektir. Mütemadiyen istiyorlar ve mütenuf diyen veriyonız. Zaten «Kadmm ttte» diğini Allah ta ister» diyen Fransız, ga« Kba buradaki Allah kelimesile erkeği kastetmis olacak!. Istiyecekler ve isti* yerek vereceğiz. Lâkin ne acı ki «r • kek kullannm bu ihsanlannı onlar xorla aldık sanıyorlar. Onlar çokıJıaris. biz pek semihiz, verevere bir gia birseyimiz kalmıyacak, onlar kadmdan başka hersey olacaklar ve çaresiz, kad(n olmak ta bize düsecek!...» Kariin alaycı fantazisini birtarafa &rakarak bizim meshur Kadm Birliği • ne takıldun kaldım. Kadm, erkek, çohık, çocuk ruh ve gaye birligile yürü • yen bugünkü Türkiyede kadm birliği, erkek demeği, bekâr kızlar cemiyeti, delikanlılar kulübü... Ne demektir, niçin kuruluyor ve neye yarar? Ancak kadm manhğmın içinde mâna bula bildiği mefhumlar... Pek çok siyasi haklarını almışlarmıs, «bakiyei mat • lup!» larmı da alacaklarmif! Avrnpada hâlâ kaduıa yalnız aüe ve eğlence meclislerinde yer veren milletler do lu iken Türkiye inkılâp hükumeti ka • dınlığımıza haklar «bahş» etti.. Birlik bunları kendisinin lf»Miw<tgi vesve sesine düşmâş! Gülmeği zekâlarma, acımağı kıymetlerine yarastıramıyona. Eğer bir hakkın kazanılman onlarca arzunun içlerinde kıpırdanmasmdan ibaretse hikılâbın büyük zaferlerini de vahimelerinin istifadesine arzederiz! Fakat mühim bir noktayı da ince te • cessüslerine göstermek eartile: tnkı • lâp idaresi, birliğin hayaline bfle ere • mediği hakları kendüiğinden veriyor. Bu müessese karşısında hâlâ mücade • leye girişmis siyasî bir teşekkül iddia • süe durmak, hafif te olsa, gafa ben • zemiyor mu? ' Fikrin ruj gibi kullamlması hiç t« zarif değil!! FERİDUN OSMAN Muhtaç talebe Maarif Vekâleti yardım etmeğe karar verdi Universite fakültelerindeki de vam mecburiyeti dolayısile Maarif Vekâleti muhtaç talebe için bir yardım talitnatnamesi hazırlamağa başlamıştır. Talimatname yakmda bildirilecektir. Universite fakülte . lerine liselerden çok iyi deraceJerle gelen talebelerden muhtaç vaziyette olanlara ve fakültelerde de çok iyi derece elde eden 1, 2 ve üçüncii smıf talebelerine maddî yardımlarda bulunulacaktır. Yardımlann nasıl yaT>ılaca*ı hanrlanan talimat • ile bildirilecektir. Yeni Askerî Tefrikamız Belediyeler bankasmın faiz miktarı , Basmakaleden mabait tarkenn faizi, uzun vadeli krediler esasını mütaiea ederek indirmesi lâzım gelir. Esaoen, memleketiıtKzin imarmda artık en birinci bir mesele haline gelen bu uzun vadeü kredi meseles'", bilhassa Belediyeler Bankasmda çok iyi mütaiea ve tatbr'k edildiği takdirdedir ki; bu müessese fcankacı'ık âleminde Ugal etmssi mukadder olan yeri bulmus olacakhr. Biz, cumhuriyet idaresinin halkettiği bu medeniyet ve imar bankasmın belediyelere v&otigı ikrazlarda kendi îhh sasile mütenasip bir faiz almasını görmekle memleketimizm imarmda en kat'î adımm atılmış o'drğuna kail olacağız. Istanbul meb'usu ALÂETTİN CEMİL Amelelerin sigortası Ankara tktısat Vekâleti iş bfirosu fabrikalarda çalı<an ame leyi sigorta edecektir. Şimdilik kazalara karşı sigorta yapılacak ve her amele buna mecbur tutulacaktır. Amelenin sigortası için patronlar da birer miktar para verecektir. ! •• Türklerle Sttngü Sungüye Bir FrsnsiK tepçu zabitinin heyecanlı faarp cahnelerile dolu batıralarını bir fcaç gfine kadar tefrika etmeğe baslıyacagız. ÇANAKKALEDE Ziraat Vekâietinde yeni teşkilât 1 Ankara Ziraat Vekâleti tes kilâtı lâyihası hazırlanmaktadır. Ziraat iımum müdürlüğü teşkilâtı genişletilecek, ziraat, sanayi, arazi müdürlükleri ihdas olunacak, ortnan sirketleri daha sıkı bir kontrola tâbi tutulacaktır. Nakleden: Abidin Daver Dün Taksim stadmda Galatasaray takımı, sehrimizde misafir bulunan Fransız torpidolan muhtelitile bir maç yapmıştnr. Avni, Faruk, Osman, İb rahim, Lutfi, Kadri, Cafer, Fazd, Münevver, Şemsi, Necdetten müte şekkfl olan Galatasaray takımı birinci devrede 9, ikinci devrede de 11 gol a tarak maçı 2 0 0 bitırnvştür. Besiktaş Şeref stadmda da grup birinciliklerine devam edilmiş, Beşiktas Bandırma şamniyonunu 3 0 m^ğlup etmiftir. Salı günü Beşiktaşla Bursa şampiyonu arasında final maçı yapı • lacaktır. Grup birineilikleri mektuta. nüfusun kayit ve tescili haip»: kundaki kanunun tatbîkı için tayin edilen müddet dün akşam nihayet bulmustur. Bundan sonra müracaat edeceklerden bir liradan on liraya kadar ceza alınacaktır. Mektum nüfus tahriri bitti

Bu sayıdan diğer sayfalar: