28 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

28 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Şubat 135 TELGDAF HABERLEBIIIİ! GUN Yugoslav kabinesinin intihab beyannamesi ö ' Cumhuriyet' BU. Ahçıbaşı NALfNA [HEM MfHIlMA Ulusal bir Türk operası Bulgar ordusuna dair Musiki bahisleri «Yugoslavya için oluk gibi kan aktı ve daha da akabilir. Fakat o, ebedî ve taksim edilmez olarak kalacaktır» Belgrad 27 (A.A.) Avala a • Jansı bildiriyor: Bütün devlet radyo postalan dün akşam saat 20 de hükuraetin inti • hab beyannamesini neşretmişlerdir. Beyannamede her jeyden evvel ulusun, Yugoslavyanın banisi tarafmdan kurulan ve ugurunda haya* tıni feda eftiği eseri ton nefesine kadar müdafaa azmrai göstermesi lürumu teyid edilmektedir. <Kral Aleksandnn feci ölümü Veliahd, ulus ve devlet karsısındaki mukaddes vazifeyi çizmektedtr. Yugoslavya içm oluk gibi kan aktı ve daha seller akabilir, fakat Yngoslavya ebedî ve taksim ka • bul etmez olarak kalacaktır. Yugoslav Kralhğı ulusal ülkii • »ün ulusal devlet seklinde tabak kukudur. Mevcud esas teskilât çerçevesi içmde ulusal birlik ve dev • ietin cevher ve mahiyeti dahilî u lusal hayatm dokunulamaz pren • sibleridir. Bunlar hususî ve bütün siyasal fırkalar ınenfaatlerinin üs tündedir. Yugoslavya esas teskilâtı ulusal soysal, ekonomik ve kültürel hayatm modern teskilâtına ve kuvvetli inkisafına tnüsaiddir. Ulusutnuzun mazisine ve serefli siyasal sn'anelerine hürmet sahasmda, bizi aytrmıs ve ulusal nmnmi hayatta terakkiye mâni olmus bulunan bütün hatalan kat'î surette reddet melîyiz. Devlet hayatınm ulusal fcirHgin baslangıcma dönebileceği • ni düsünenler agır bir hata isliyor • lar. Birlesmis bir yurd içinde doğ • muş ve büyümüs olan bütün bir nesîi geriye dondünnek mümkim oldugunu zannetmek yanlıstır. Eaki »iya**l fırkalann deferli ve tarihî gayretlerini tazimle anarız, fakat modern ulusal hayat ve istikbal daha genis ilham ve hareketleri istilzam «tmektedir. Teski • Iâtlan bozulmus ve mmtakaa olan e»ki siyasal fırkalar omumî haya • tm kusurıuz terakkismi *rtık te rnin edemezler. Yurdun bütün yaratıcı ktrrvetlerini ulusal hatnlede bir araya getirmek istiyoruz. Basbakan Yevtiç ve omra başkanlığın» da bulunan ulusal listenin namzedleri iftirakçı, federalist ve yahud fesadci tetmayüllere kat'î surette düşmandıriar. Bu yolda sonuna kadar sebat edeceğiz. Hükumet me • sai programmm süratle tatbikma baslamıştır. Ekonomik ve malî me» seleler hali hazırda hayatî mesele • lerdir ve hükumet bunlara en büyük ehemmiyetî aifetmektedh*. Bu cihetten ilk tedbirler almmis bulunuyor. Hükumet, daha cezri, daha modern ve daha hakkaniyetli bir surette teskilâtlandınlması lâzım gelen ekonomik hayatm yükselmesine matuf ekonotnik programım tatbik mevkiine koyacaktır. Ticaret ve mesai kanunlannı gönüllü bir surette ıslaha mecbu ruz. Koopcratif hareketi köylü ekonomisi için en iyi sekildir. Siyasa, ırk ve mezheb noktalarından bitaraf kalmasi lâzım gelen zirai kooperatiflere tam bir inkifaf temin edeceğiz. Vilâyetlerin genif muhtarîyet ve ademi merkeziyet esası üzerine tensikî devlet teskilâtlarmm, ulu • *un bütün smıflarraın keodi inkisaflarma doğrudan doğruya nezaret etmelerme imkân veren müsterek gayretler için takviyesini itmam edecektrr.» Beyannamede iyi bir idare makinesi ve çok iyi memur kadrosu • non salâhiyeti üzerinde ısrar edil • mektedir. Ulusal terbiye ve ulusun entelektüel, tnanevi ve maddi kalkınması hükumetin «nukaddes bir vazifesi olacaktır. Beyaımame, gene Kralrn iktidar mevkimi alabilmesi için daha yedi sene geçeceğmi bildirmektedir. Bu devee zarfmda, bütün ulusun gayretleri tam ulusal dahilî bir kuv • vetlenmeğe ve devletin siyasası da ulusun genel refahua matuf ola rak Yugoslavyamn büyük ulusal ve ve uluslararası vazifelerini zamân altısa aknahdır. Ulusal birlik, bugün her zaman • kînden ziyade, ulusal hayatm m* kisafında esas âmil •« istikbaltn zamânıdır. Yugoslavya, yalnız ulu» sunuu barıs ve hürriyeti için degil, ayni zamanda genel bansra nef'i için de müdafaa edilmelidir. .wim.ri.0M1 III fHWBBIflimiUlinHamHU:i«ll»limilHiw.,m!., Atlas denîzinde AvusturyaBaşvekilî müthihs fırtınalar Londradan ayrıldı Birçok vapurlar battı, bir M. Şuşnig, Italyan sefirile çokları imdad istiyorlar uzun boylu görüçtü Nevyork 27 (A.A.) Atlas deBİzinde çok şiddetli bir ftrtma vardır. Sentlusi adan ctvarrada bîr seyyah vm« pnru alabora olmuştur. Denizden altı eesed çdcanhmşhr. Yolculardfn, mütebaki 22 kisinm boğulduklan ve ya • hud ki kopek balıklanna yem olduklan zannediliyor. Avrupa ve Amerika sularmda, en az, 15 tane sflep sahmetle seyretmektedir. Dalgalar birçok gemidleri ahp göturmüstur. Londra 27 (A.A.) Svanseadan Bostona ghmekte olan tngüiz bandı • rah 3259 tonluk Blairgovrie vapunt • mm akıbeti hskkmda büyük bir en • dise bissedilmektedir. Dün imdad i»aretleri vermiş olan bu vapurun tayin ettigi mahalde bu sabah bîrçok vapurlar dolasmıssa da, hiçbir ize tesadüf edflememistir. Blairgovrie vapuru içinde 26 kisi vardu Son dakikada bütün ümidlerin mahvolduğu ve araştırmalara da ni • hayet verildigi bfldirumektedir. 36 saattik bir gecikme ile bu sabah Cebelitanka gehnis olan Serbol va • puru, rauthîş surette kabamus bir denizle mficadele etmiştir. Mürettebahn anlattıgma göre, dalgalar dağlar gibi yükselmekte idi. Serbol vaporo, »eyaJıati esnasmda 14 defa imdad işareti abtnş, yolu ü zerinde Fmistere burnu civannda ba • tan bir ttalyan vmpuruna ve terkedü nriş bir baska vapura tesadüf etmiştir. Loodrm 2 7 (AJV.) Blaigovrie vapuru tarafından gonderilen son telsix, devrümekte oldugunu büdiriyor du. Gaskonya körfezi ile Vigo arasm» da seyreden vapurlardan İ S imdad İşareti gSnderild^i Uzbondan büdi . riim<»te<hr« Londra 27 (A.A.) Avustury» Basvekilfle Hariciye Nazın dün saat 16,30 da hareket etmislerdir. Avusturya Başveküi Şuşnig, Londradan müfarakatmden evvel, ttalyan sefirî Grandi ile uzun bir mülâkatta bulunmustur. Avusturya nanrlarmm hareketi esnasmda herhangi bir hâ • dîsey* meydan vermemek için mühim emniyet tedbîrleri aimmısfar. Naznr • lar, Bolonyaya çıkoktan sonra, BâlleViyana Ekspresine binmişlerdir. Ha reketten sonra salâhiyettar mehafilİCTce, Tuna misakına, Habsburg hane • danınm tahta avdetini meneden bir madde ilâvesmin, Viyana hükfimetinin kat'î muhalefetine maruz kalaca • ğı ihsas edilmektedir. ransada «ahçılarm kralı ve krallann ahçısı» diye şöh ret bulmuş olan Eskofye geçenlerde ölmüş diye yer yerinden oynadı. Fransız, İngiliz gaze teleri sahife dolusu yazılar yazdılar. Rahmetlinin tercümeihali, resmi, san'at ve meharetine aid bir çok menkıbelerle beraber neşredildi. Elskofye, bütün bu tezahürata değen bir şahsiyet miydiî Şüphesiz! Bu 89 yaşmdaki tacsız haşmetpenah, insanlann biribirlerini ve yahud kendi kendilerini değil de, ağız tadile yemek yedikleri devirde yetişmişti. Onun zamanında, «can boğaz dan gelir» düsturunun, şimdiki Akvam Cemiyeti andlaşması kadar kıymeti vardı. Bir adamm kibarlığı, zevki selimi, sofrasında yenilen yemeklerin nefasetile ölçü lürdü. İyi ve temiz yemek, beşerî faziletlerden birî sayılırdı. Ahçılık o vakitler öyle itibarda idi ki, Nobelin bu san'at şubesinde temayüz edenler için de neden bir mükâfat tesis etmediğine hayret ederim. Ahçıbaşı, bizim evlerde bile, mutlak bir hükümdar gibiydi. Tı raşlı kafası, koca göbeği, çuha şalvan, çigan kemancılannki gibi firdolayı işlemeli saltası, Trablus kuşağı ve boyundan sarkan gümüş kösteğile, oturur, ocakta kaynıyan tencerelere, azametle nezaret ederdi. ' Bir evin içinde, lüzumu herşeyden üstün bulunan uağız tadı» nin nâzımı ahçıbaşı idi. Kavgalı karıkocalar, kaç defa, muvaffak ol muş bir kap yemeğin, bir tabak tatlının karşısında barışmışlardırl Ahçıbaşı, aile camiasında işte böyle hâkim bir unsurdu. Onun: Hesabımı görsünler... Ben gidiyorum 1 Tehdidi, bütün bir ev halkını, kopacak bir boranın korkusundan ağac altına sığınan koyun «ürü süne döndürürdü. En azametli aile reUleri bu tehdidi savuran ahçıbaşıyı yumuşa tıp, niyetinden vazgeçirmek için, gururlanndan fedakârlık etmeyi göze aldınrladı. Bizim ahçıbaşılann içeriainde, muhakkak ki Ejkofyeyi daha kırk yıl okutacak ustalar yetişmiştir. Fakat umumî talihimiz yüzünden bunlann isim ve şöhretleri de kendilerile birlikte göçüp gitti. Zaten, Harbi Umumiden sonra, ahlâkımız, iktısadiyatırnız, maişetimiz gibi midelerimiz ve zaikamız da bozuldu. Ahçıbaşıyı tahtından indrrdik. Demokrasi mutfağımıza kadar sokuldu. Zayıflama modaaı ise, hepsinin üzerine tüy dikti. Artık, yemeaini bilmiyor, yemiyoruz. Onun için, diyorlar ki, insanlar arasında bedbinlik, hotkâmhk, geçimsizlik, hır gür arttıkça artıyor. Ahçıbaşmın ehemmiyeti, me ğer nekadar büyükmüş! Ercumend Ekrem TALU yaratmak için program Yazan: Emine Saliha OtgOnç Ühn ve san'at bir memleket sbıirla • nna miinhasır kalamaz. Her ulus di • ğerinin yaptığmdan kazanc çikarir. Bizim de özünde orijinal ve tek olan men'seimize sadık kalarak drf bügi • mizi genisletmek için baska uluslarin eserlerini öğrenmemiz lâzımdir. Çön* kü bu bilgüer san'atte şahsiyetlerin inkisafına, ufuklarm genişlemesine ve tekamüle varmağa yardım edeoektir. Zaten san'at ve ilim sahasmda bügile • ri büyütmeğe çalismanm ulusal gayeyi temine en büyük yardım oldugunu kabulde herkes birliktir. Program Tiyatro • opera. San'atte tekâmul dddî, devamh ve metodik bir çahşmağa ihtiyaç göste • rir. ginden plâklarla operayi talebeye dinletme. Muallim çalınan parç^lar hakkında malumat verecektir. I C. Mimik 1 Talebeye bestekârm musiki • deki kelimelerden anladığı manayı vazihan anlatarak müziğin istediği dram deklamasyonunu öğretmek. 2 Umomi kaidelerin öğretilmesi. 3 Bunlarm yapüacak roldeki mü< zik karakterine göre irarasilestirilmesi. 4 Muallim tarafından operalar • dan alinaeak misallerle gösterilecek mimik dersleri serisi. A. B. C. nin hulâsası Nazari tedrisle beraber müzik an • layif ve pratiğini tekâmül ettirerek tam mânasile memleketmi lâyikile temsıl edecek san'atkâr şahsiyeti yetistirmek. G. Koro sınıfı Solo sarkı muanimüe beraber par • çalan seçmek. A. Tercüme Evveli en mühim parçaları terdh ederek derhal operalarm tercümesine baflamak. B. Ses muziğinin tedrttt a Araeli: 1 Solo sarkı, sealer arasmda ti • tiz bir seçim. 2 Teneffüs ve sada uzuvları için umumî esaslar dahüinde ilk sarkı dersleri. 3 Sesin karakterine gore şahsî tedris. 4 Sesin karakterine gore san'at • kâr sahsiyetinin inkisafma çalifma. 5 Teneffüs hareketleri, »ahsin zekâsina ve sesin karakterine uygun sada vücude getirme ekzersislerL Sesin kuvvet ve şekli bozulmadan bütün notlar arka arkaya söylenebümelidir. 6 Gaye olan opera san'atkârlı • gina varmak için ekzersisler. Kelirae lerin tesirini tamaauie ifade için bütün tekniğe hâkim olmak gayesfle seste zenginlik ve meharet temim. 7 Muallimin dddi ve sürekli ç«lişması sarttir. Tedris kat'iyyen sema haline konmamalı, büâkis sesin inld • şafım takible talebenin hususiyet ve karakterine göre usoller vücude getar • meli. Muallim derin bugilerini kulla • narak talebesini yetiştirmelidir. 8 Se» etüdleri: Vokalizler, arüer, düolar, tersetler, ansanUdar, opera parçaları. 9 Teknik kuvveUestirilerek moayyen bir tekâmül noktasina gelince kompozitörün istemiş oldugu ritmi elde etmeğe çalisma • müzik disiplini meselesi. 10 Bütün bir rolön veya bütün bir opera parçasinm baştan asağı bir muallimle tekrarlanmasL b Nazari: 1 Şarktam ük esaslarma dair u • mumî ders. Fisiyolon san'at hayatî nin icab etnVdigi sağlık bflgisi • san'at mefhumunun düsünüş ve anlaylşi. 2 Müzik tarihi, biyografUer, mü. zik edebiyatı. 3 Şimdüik operaya gidüemedi • D. Orkestra nnıfı Sarkı tedris eden muallimin ınutla • ka âletli müzik ögreten muallimlerden birüe çalisma buiiği yapmasi lazim dir. Çünkü bu muallimin de sarkı bo casmdan alacağı direktif altinda ha reket ederek »ki taraflı kabulile seçi lecek opera parçalarmı talebesine ta lim ettirmesi lâzımdir. Ancak böyle . ce arzu edüen gayeye muvaffakiyetle vanlacaktir ki o da: Ulusal bir Türk operasmin yaratılmasidir. E. Kompozİsyon sımft Tercöı edflen aletin tekniğinm te • kâmülile beraber kompozisyon naza • riyatmin tedrisi: Solfej, harmoni, kontrupuan, müzik, tonal, müzik atonaL F. Müzik terbiyeri Gazetelerle makaleler neşrederek, muhtelif opera parçalartnin taganni edüecegi ucuz konserler tertibüe hal ka müzik terbiyesi vermeğe, müzik • ten anliyan smıfin müzik terbiyesi nin yükselmesina çahsmak lâzımdir. Bu konserlere biraz renk vermek ve dinleyicileri aydmlatmak için 1 0 1 5 dakikalık kisa konferanslar da ilâve edOebilir. Böylece müzik dinlemek için sarfedüen vaktm yerinde olduğu, roiiziğin günlük çalisma hayatinin bir nevi istirahatinî temin ettigi ve bergünkü hayat savası için ruhu kuvvetlendirdiği halka anlatılmis olur. Netice Derin bir esasa istinad eden meto • dik müzik terbiyesfle san'atkâr büyük bir müzik bilgisi ve müzik mefhumuna da K^lfim olmus ve benliğinin înkisa • fına, kendine aid hususiyetlerin mey dana çikmasina artık bir mâni kalmamistir. tşte san'atkâr ancak o zaman husust Iraltürfi, ulusal benliğini mu . hafaza ederek vokal ve enstrümentai eaerler yaratabüecek ve bu eserler de orijhıalitelerile bütün dünyanin bakif . lartnı çekecektir. Emine Saliha ÛTCÜNC ulgaristanm, ordusunu gir* li gizli arürarak, Nöyyi andlaşmasını çiğnemesi, bü tün Balkan milletlerinin gözünü bu orduya çevirdi. Yunanistan aınırlannda tahkimat yapmağa karar verdi ve bunu açıkça söyledi. Bunun üzerine ben de Bi£iç*r ordusu hakkında, Balkan ve A*rupa kaynaklarından topladığım malumatla bu ordunun banş zamanmdaki kuvvetleri hakkında bir yazı yazdım. Cumhuriyetin 16 şubat tarihli sayısında çıkan bu yazıda, Bulgaristanın Nöyyi muahedesile silâh altinda bulundurmağa aalâ hiyeti olduğu mahdud kuvvetlerle, Milletler Cemiyeti Askerî Yülığında çıkan ve Bulgarlar tarafından verilmiş olan resmî rakamlan ve Bulgar ordusunun hakikî kuvvetlerini karşılaştırdım. I Benim verdiğim rakamlar, Yu* nan gazetelerinin Bulgar ordusunun hakikî kuvveti hakkında yazdıkları son yazılarla da teeyyüd etti. Öyle olduğu halde bizim gazeteci arkadaşların hemen hepsi, Pariste çıkan Officier de Reserve adlı askerî mecmuada Bulgar ihtiyat zabitlerinden birinin Bulgar ordusu hakkında yazdığı bir makaleyi nöbetleşe tercüme edip aldılar. Yalnız bir gazete benim maka « . lemin küçük bir hulâsasını koydu. Oteki arkadaşların, Fransız mecmı* asından tercüme ettikleri makale, benim yazımdan sonra çıktığı halde, hiçbirisi benim uzun tetkiklerden sonra yazdığım bu yazının ra* kamlarını ve verdiği malumatı almağa lüzum görmedi. Halbuki Fransız askerî mecmuasında çı kan yazı, Milletler Cemiyeti Askerî Yılhğının verdiği malumatın tamamen aynidir. Bu malumat, Bulgarlar tarafından verilmiş olduğu için eksik ve yanhştır. Ben, bu Askerî Yıllığı elde ettikten sonra. evvelâ Türk ordusu, sonra da Bulgar ordusu hakkında yazdıklarmi (5 birincikânun 1934 tarihli nüshamızda) Cumhuriyete nakletmiş, Bulgar ordusu hakkında Yıllıkta verilen malumatın yanlış ve eksik oldugunu, Bulgaristanın da Almanya ve Macaristan gibi gizliden gizliye ordusunu kuvvetlendirdiğini söylemiş, sonra, muhtelif Avrupa ve Balkan kaynaklarından tetki • kat yaparak Bulgar ordusunun banş zamanındaki hakikî kuvvetini yazmıştım. Bizim arkadaşlar, Fransız mecmuasında bir Bulgar ihtiyat zabi tinin verdiği yanlış malumatı ay nen almakla Bulgar ordusunu okuyuculanna yanlış ve eksik öğret miş oluyorlar. Gazeteciliğin vazifesi ise okuyuculanna, mümkün olduğu kadar, doğru malumat ver ; mektir. Saym meslektaşlarıma arzederim ki Bulgar ordusu hakkında Officier de Reserve mecmuasmdan naklen verdikleri malumat yanr lıştır, eksiktir. 16 şubat tarihli Cumhuriyette çıkan makalemde uzunuzadıya anlattığım gibi Bulgaristan, gizliden gizliye kuvvetlerini artırmış, mecburî askerlik hizmetine tâbi ordulann bütün teşki* lât ve teçhizatına sahib olmuştur.' Bugünkü Bulgar ordusu, 2500 za«, bit ve 45,000 nefer olup 8 hrkaya [ aynlmıştır. Bu kuvvet 56 piyado taburuna, 56 makinelitüfek bölü 1 ğüne, 11 süvari alayına ve 11 süvari makinelitüfek bölüğüne taksim edilmiştir; topçusu 15 lik ve 21 lik ağır obüsler de dahil olarak 64 bataryadır. Fennî kıt'alar 4 alay; istihkâm ve 1 alay köprücüden mürekkebdir. 100 kadar gizli askerî tayyaresi vardır. | Bu münasebetle yalnız ecnebi gazetelerine değil. biraz da kendi arkadaşlanmıza itimad ederek onlardan iktıbaslar yapsak fena olmaV demekten kendimi alamıyorum. Neticelenen davalar lş inada binmiş! Üç katil suçlusu tnahkum oldu Bir müddet evvel Çatalcada harman sonu münasebetile yapılan bir eğlence sırasmda çıkan kavga ao nunda Hüsmenle Akifi öldürtmek le suçlu köy rauhtarı Kadri ile bunlan oldürmekle suçlu köy bekçlsi Halidin ve bu arada köy tnuhtan Kadriyi döğmekle suçlu E temin Agırceza mahkemesmde devam et • mekte olan muhakemeleri bitmis tir. Suçlulann suçu meydana çık tıgi için Inmlardan bekçi Halidia yirmi iki buçuk sene hapse koanvasma; ayrıca Akifin veresesme bin; Hüsmenm veresesme de bes yüz lira tazminat vermesmc; köy muhtan Kadrmin yedi buçuk »ene napsine, Htistnenin veresesin* de besyüz lira tazminat vermesine, Etemin de iki ay hapis cezasile eezalandınlmasına karar verilmiştir. iki dükkândaki gü rültii düellosu... Dün garib bir reklâm vasıtası ve rekabet yüzünden sehrin sükunetini 9ılâl eden bir hâdiseye Beiediyece vazıyed edihnistir. Yenicami kemerinin yanmdaki bir kunduracı dükkânı, mağazanm üstüne bir hoparlör koymos ve yoldan geçenlere dükkândaki ucuzhıgu hoparlörle ilân etmeğe başlaırastır. Yanmdaki dükkân sahibi bu gü rültüden rahatsız olmus ve belki de rekabet yüzünden fena kumıs oltnalı lâ o da kocaman bir vapur düdüğü getirip dükkânmm içine yerleştirmistir. Bitisik dükkândan boparlörle satış ilânı baslar onslanvn beriki dükkândan da eşek sesini andıran bu zmltı Ötmege baslamakta, böylece ottabk müthis b v gürültüye boğulmaktadır. Bu su • retle hoparlörün sesi işitflmiyordu ama gelen geçenin de kulakları ve beyin • leri mahvohıyordu. Nihayet Belediye şehrin sükununu ihlâl eden bu fena vaziyeti menetmistir. Yeni Meclis üyeleri (Baştarafı birinci sahifede) içtimaında çok az dinleyici bulunabilecektir. Fırka Grapu toplanıyar Ankara 27 (Telefonla) Büyük Millet Medisi Fırka Grupu yann saat 3 te toplanmağa davet edilmif tir. Bu içttmada yeni meclis reisi ve reis vekillikleri ve idare âmiı.'likleri için namzedlBcler tesbit edilecekth*. Ayni zamanda Fırka Grupu reis ve killeri intihabı da yapüması muhtemeldh*. Kattamonu taylavı Nurinin vaziyeti Ankara 27 (Telefonla) Ka» tamonu saylavı Nuri hakkında Meclise bir sikâyetname gelmisti. Mütenunim malumata göre, Nuri, Kastaraonu lise müdürü oltfuğundan intihabdan 3 ay evvel iîtifa etmesi lâ • zım geldİRİ ve bunu yapmadığı için intihabın kanunî olamıyacağı iddia edilmektedir. Mazbata müzakere oiunurken Meclis bir karar verecektir. Mab'usluk için 3 ay «wel istifa etmenin yalnız bulunduklan mmtakadan saylav olan idare âmirleri için mevzuu ba.hsold*uğu söylen • mektedir. Moskovada feci bir infilak Moskova 27 (A.A.) Bir kursun kalemi fabrikasındaki infilak, 2 9 ktst> nin olmesine sebeb ohnustur. tnfilaktan sonra çıkan yangmı basormak için şehrin bütün itfaiye kuvvetleri çalış nvıktadır. İnfilak ve yangm kurbanlannın ailelerine yardımda bolunmak maksadfle bir komisyon teskil edilmiştir. Salihin mahkumiyeH Marsilya faciasının muhakemesi Mareflya 2 7 (A.A.) Maznun üç Hırvatın isticvabını müteakıb, Yugos lavya Kraliçesinm avukatı M. Pol Bonkür, bunlartn sükut etmelerinin ikrar demek oldugunu ve Marsilya fadası • nm, «sanşm kadın ve arkadası» ile Ustaşilerin mülâkahnı müteakıb ka rarlastnldığuu söylemiftir. Çemberlitasta aralarrnda çıkan bir kavga neticeşinde arkadası Sadettini oldürmekle suçlu Salihin Ağırceza mahketnestnde devam eden muhakemesi bitmtf, «uçlunun on sene hapse konmasına ve Sali nin veresesine bir lira tazminat vermesine karar verilmiştir. Berlin konuşmalarmdan evvel Fransa ve Şark misakı FBa$ taraft bırtn''t sahlft&e] Paris 27 (A.A.) İngiliz Hariciye Nazm Sir Con Simonun Parise gelmesi münasebetile fleri sürülen mütalealarda Fransız hükumetinb daha ziyade sark misakma karsı merbutiyet göstereceği bildirilmektedir. Binaena • leyh mezkur hükumetin bühassa bu misakm tahakkukilc ugrasacagı tah • min edüroektedir^ Namık Kemalin "Vatan,, piyesi; menedilmedi Ankara 2 7 (A.A.) Dahfliye Vekâleti Matbuat Umum müdürlüğünden bildirömiştir: Matbuat Umum müdürlüğünee gözden geçirilerek ovnanmasi siyasal ve soysal sebeblerden dolayi münasib görülmiyen piyesler hakkında tstanbvl gaze telerinde çıkan haberlerin yanliş ol duğu gSrülmektedir. Nitekim Namık Kemalin «Vatan» piyesinden «Padisahim çok yasa», «Osmanlılar» gibi ulusal kultüre uymiyan kelimeler çikaril • dıktan sonra oynanmasina müsaade v e . rflmistir. Bursada tiltün satışları Bursa (Hususî) Bursa ve mülha* katindan külliyetli miktarda tütün a . lacak olan Geri Tabako Amerikan şirketmin Türkiye mümessüi Goren şeh • rimize gelerek tetkikat yapmif ve bu » radaki şubesine direktif vererek tstanbula dönmüstür. Geri Tabako sirketl tütün satin almiva başlamisNr. Fiatler 5060 kurus ingiltere bankasını soymağa mı teşebbüs ettiler ? Londra 2 7 (AA.) tngütere bankasının nöbetçi neferi bu sabah basmdan kursunla ölmüf olarak bu • lunmuftur. Alâkadarlar bu hususta tafsüât vermekten çekiniyorlar. Belki bir asjrdanberi devam eden bir an'aneye göre, tngfltera bankası asker tarafmdan mubafaza edilmektedir. Askerî memurların baremi Ankara 27 (Telefonla) Sivil memurlann baremine muvazi olmak üzere askerî memurlann baremin • de de tadilât yapüacaktv. Doktor aranıyor Yakın bir vilâyetimizde varife görecek bir doktor aranıyor. trlarehanemize müracaat olunm p sı. •J

Bu sayıdan diğer sayfalar: