15 Mart 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

15 Mart 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 Mart Edebî buyük rotnan: 4) Uokyuzu Yazant Reşad Nuri Gfintekin = ü O benden çok daha coşkun, çok daha tesir altında kalmağa istidadlı bir insandır. Sevincinden kekeliyerek • Doğrudur, mutlaka doğru dur, diyordu. Tıb fakülteleri için yazılmış koskoca bir patoloji kitabında yalan, yanlış olur mu? Lemoine dünyanın en biiyük profe sörlerinden biridir... Bu kuvvette bir adamdan bu kadar ehemmiyetli bir meselede yanlış söz çıkar mı? Lemoine bu... Halbuki zavalh Mükerrem kitabm Tıb fakülteleri için yazıldığını kendi uydurduğu gibi Lemoine ismini de o gün ilk defa işittiğine hiç şüphe yoktu. Biraz evvel doktoran ümidden bahsetmesine kızdığı halde çimdi benim sevinmekten çekiniyor gibi görünmeme kızıyor, kollanmdan tutup sarsarak: Gülsene... Memnun olsana.. Çocuğu kurtanyoruz, diye bağınyordu. Mükerremin sevinmesine söz yok ama çaçkınlıktan Hasanm kalbini kıracak gaflar da yapmağa başlamıstı: Vallahi arkadışımız müte hassu filân değil ama o heriflerden on kat iyidir... llmi pek yoksa bile dikkati var, hüsnüniyeti var, tecrübesi var.. Ben yarı bu gaflann önünü al • mak, yan bo? çıkması da pekâlâ mümkün olan ümide fazla hayal kanstırtmamak için Mükerreme çıkış tım: Çocukluk istemez.. Oyun cak değil, bir ağır hastalık kar$ı • sındayız... Daha ne olacağımızı kimse kat'iyetle kestiremez? dedim. Hakikaten bu ümid boşa çıkarsa yavas yavaa hazmetmeğe ba$ladığımız acıya yeniden dönmek çok fena olacaktı. Mükerrem benden yüz bulamayınca Raşid çocuğa kostu; doktoran keçfini, Lemoinenm ehemmiyetini yavas sesle ona anlatmağa basladı. Kaptanın ikide birde kalın sesile: Hadi bakalım.. Hadi baka lım... çıkmadık candan ümid ke•ilmez... ölecekle ölmiyeceği Allah babadan ba?ka kimse bilmez.. Moskoflar benim gemiyi batırdığı vakit vallahi boğulmama bıçak sırtı kalmıştı, yolunda cevablar verdiği işitiliyordu. **• { Şehir ve Memleket HaberlerT^) Trakya içîn verilen kararlar Tohumlar ve hayvanlar ıslah edilecek Edirne 13 (Hususî muhabîrîmîzden) Umxrmî rafîfettifi bnlanduğu Trakya mıntakasma aid işler hakkinda Bakanlarla temasta bultmmak ve onümüzdeki malî sene içinde yapılacak işleri kararlaştır • mak âzere on be* gün evvel An • karara giden doktor Tali öngören, diin aksam yanında iskân müçavir muavini Sadrettin olduğu halde fehrimize dönmü?tür. Trakya Umumî Müfettisi Anka rada kaldıği müddetçe Trakyanın bütün ihtiyaclarını aid olduğu Bakanlıklarla uzun boyln konufmuş ve bu konusmalar n«tice«inde Trakyada birinci ve ikkıci derecede muhim görülen birçok işlerin yapıl maıı karar altma alınoMfbr. öğrendiğime göre: 1 Memleketimize «ığrnmak ittiyen ırkdaflanmızı en iyi bir »u • rette yerleştirmek ve en kısa bir zamanda müstahsil bir hale getir» mek için kendilerine azami yar > dımlarda bulunmağı kararlaftıran hükumetimİz tahtitat almması için bir kanun lâyihası hazırlamıs ve lâyihayı Kamutaya vermiştir. 2 Lüleburgaz • Çorlu yolunun bu »en© hükumetçe yaptınlman kararlaftınlmiftır. Keşfi bugünlerde bir fen heyeti tarafından yapı lacak olan bu yol için evvelce d« hazırlanmış plânlar mevcud oldu* gundan kefif çok sürmiyecek ve pek kısa bir zamanda i n ş u U baş» lanacaktır. 3 Trakyada tnanh aygır depo•unda hükumete aid hayvanlarla idarei hususiyelerin getirdikleri hayvanlarm, Trakyamn ihtiyacma kifayet etmediği anlajıldıgından tnanlıya şu bir iki ay içinde daha 24 aygır getirilecektir. Bu hayvanlann iyi cinaten ol malanm temin maksadile Ziraat Bakanlıği icab eden tefebbüalerde bulunmuştur. 4 Trakyada zahire tohunıluklan bozulmuf olduğu için bu to humluklardan yetifen mahsul lâ • yıkı veçhile kıymetlendiriletnemektedir. Bunu nazarı itibare alan hükumetifnîz, Yeşilköydeki tohum lslah istasyonunun bUtün mecaisini Trakyaya tahsis etmis, bes senede bütün tohumlukların sslahını te • mine karar vermiştir. tstasyon müdürü on bes gün evvel çiftliklerde tetkikat yapmak üzere Kırlareli ve Tekirdağma gönderilmijti. Müdür tetkikatını bitirerek Ankaraya dSnmüs, raporu • BU Zir.tat Bakanlığina vermiftir. Bunlardan baska öğrendiğime göre, kıvtrcık koyun ve sıgtrlann da ıslahına karar verilraiştir. Kalkınma bakımından her bM ayn bir ehemmiyeti haiı olan bu kararlar derhal tatbik «ahanna konulacağına göre Trakyanın ticari ve iktıtadî hayatında pek kua bir zaman sonra mühim bir canlılık husule gelecegi füphesizdir. Kadri Oğaz Siyasî icmal Almanya Versay muahehesini tanımayor Almanya hava nezareti Berlindeki ecnebi devletler ataçemiliterlerine hava or dusu kuracağım resmen bildirmistir. Bu tebliğle Almanya Fransaya ve Versay muahedesini imzalıyan diğer devletlere, bu muahedeyi tammadığım ve andlaşmadaki sarih memnuiyete rağmen askerî hava kuvvetleri teşkil edeceğini resmen ve alenen bildirmiş oluyor. Bu resrnî sözlerle Almanya (Versay muahedesini artık tanımıyorum, ve istediğimi gibi silâhlanıyorum, Fransa ve öteki devletler bunu bilsinler ve Almanyayı silâhlanmaktan men için ellerinden ne gelirse yapsınlar) demek istemiş ve acleta meydan okumuştur. Almanyanın askerî hava ku»« vetleri bulundurmaktan memnu olduğu Versay muahedesinin yüz doksan sekizinci olan atideki maddesile tasrih edilmisti: «Almanyanın askeri kuvvetleri askerî ve bahrî hiçbir tayyareyi ihtiva edemez.» Askerî ve bahrî tayare bulun • durmak «öyle dursun sivil tayyareleri kontrol ve tanzim için Al • manya hükumetinin polis tayyarecileri yetiştirmeaine bile müsaade edilmiyordu. Bir iki sene evvel hava zabıtasının mevcudiyeti zarurî olduğu zaman bile, hatınmda kaldığına göre, ancak elli polisin tayyarecilikten anlıyacak surette talim ve terbiye görmesine cevaz verilmi?, fakat polu tayyareleri tedarikine müsaade edilmemiştu Bunlar spor ve sivil tayyarelere binerek vazife yapacaklardı. M. Hitlerin i« başına gelmesin den evvel Almanya tek bir askerî, bahrî ve zabıta tayyaresı ve hatta tayyarelerle mücadele edecek top bulundurmak hakkından memnu* du. Bugün iee istediğim gibi hava donanması yapıyorum diye ortaya atıldı. Almanya, bu suretle Ingilterenin yeni millî müdafaa bütçesinin esbabı mucibesini izah eden Beyaz Kitabda Almanyanın hava ve kara ordulan vücude getirdiğın* den dolajn yapılan hücum ve tenkidlere mukabelede bulunmuatur. Hitlerin soğuk aldığını ve sesi kt sıldığını bahane ederek Almanya hükumetinin lngiltere Hariciye Na zın Sir Con Simonun Berline gel* me8İni tehir ettirmesinden hakiki maksadı ne olduğu ve niçir» ^«K.ic kazanmak i*^Algi slmdi anlasıl mıştır. Almanyanın bir dereceye kadar silâhlanmasına müsaade edilmesine mukabil bu devleti Orta Avrupa ve çark misaklanna bağlamak istiyen lngiltereye ve Fran« saya karçı Almanya, «memleketin emniyet ve selâmetini muhafaza için istediğim gibi silâhlandım ve Versay muahedesinin menettiği hava kuvvetlerni dahi istediğim mikyasta tedarik ettim ve bu hakikatlerı resmen size bildiriyorum, Bunları tasdik ettirmeğe ınecbur değilim, müsavi hak ve derecede ve serbest olarak konusmak sartile Avrupa meselelerini görüjelim.» diye cevab verdi. I Bu suretle M. Hitler Sir Con Simonla hangi hava ve serait içinde görüteceğini tayin etti. tngiliz Hariciye Nazın Berline geldıgi za man mefruz ve muhayyel esaslar üzere değil; evvelce bütün dünyaya resmen ilân edilen ve ancak bir harble bozulabilecek olan hakikatler üzerinde görüçecektir. Hakikt ve müspet esaslara dayanan görüfmeler şüphesiz müspet ve müsmir neticeler verir. AfuAorrem Feyxİ TOCAT General Kenanın cenazesi Dün, kıymetli ve güzide bir kumandana lâyık muhteşem askerî merasimle kaldırıldı Diyarbekirde verat ederek eenaze • si sehrimize geti rOmiş olan Korge neral Kenan içiı dün muhtefem biı cenaze merasim y a p ı l m i ş t n * . Bu gene ve kiymetlı knmandanm cena • zesi GSIhane has • tanesinden gozyaş • lan arasmda kal . dınlmiftir. Cenaze sevgüi ve şanh bayrağttniza sarih olduğu halde birtopla toparlağm ara • sına, topun kundağı üzerine konul • muşta, askerî ban do matem hava* çalarak önde üer liyor, zabttan, si l f t h l a r ı başaşağ' çevrflmiş askwipolisler ve büyük bir halk kütlesi 4 eenazeyi takib edi • yordu. Sultanah • medden i t i b ar e n bOtün caddeler tamamen d o 1 m a ş, münakalat dunnasta. Cenaze merasi • mine işnVak eden • ler arasmda Aka • demi kumandani General Ali Fuad, ' Korgeneral kenantn cmate merasiml tstanbul kumandani General Halis, tirflmiş, nıman burada kılnumş ve asGeneral Fehmi, Emin ve Muzaffer, keri merasim* de burada nihayet ve p birçok Gmera ve zabitan, Furka vt Berümiftir. lediye rüesasi bulunuyordu. Namozı lnlmdıktrn sonra cenaze "bir Cenazenin önünde Harb Akademi • otomobfle konulrouş ve Topkapıdaki smin, lstanbal kumandanlığımn, Halk metfenine rotüriilmöşHîr. Birçok oto • Firkasmln, Belediyenin, Gülhane has tanesinin ve daha birçok muessesele • mobfller eenazeyi mezarlığa kadar ta >• rin gönderdîkleri yinniden fazla çe • kîb etmişlerdir. Tabut mezara indirü . lenk vardı. Bu çelenklerin bazılarmda dikten sonra bir manga asker taraftn w siyah tüllere sanlmi? General Kenanın dan havaya üç el sflah ahlmak taretile resimleri de bulunuyordu. krymetli kumandanına karşı Türk WduCenaze, yollara sıralanan halkın teessürS içinde Beyazıd camisuıe k"dar "ge sn son «skert seltmı ifa etmistir. Evet menenjit tüberküloz değil... Öyle olsaydı hasta çimdiye kadar çoktan alıp vermiş bulunurdu. Yalnız son şüpheyi de kaldırmak için bir gözcü bularak bir ka'n ayn muayenesi yapUrmak lâzım... Ü»tad, Hasana dönerek ilâve etti: Bununla artık siz meşgul olursunuz. Birdenbire doktorun o kadar lehine dönmügtük ki utanmasak elini ayağını öpecektik. Zavalh Mükerrem sevincinden: «Allah razı olsun.. Sağ olun... Var olun» yolunda bir takım dilenci dualan ettikten sonra deli gibi sokağa fırladı; yanm «aate kalma dan yanında bir göz mütehassısile eve döndü. Ka'n ayn muayenesi de ayni neticeyi veriyor; hastalığın me nenjit tüberküloz olmadığı yüzde yüz sabit oluyordu. O halde ne? Ne olursa olsun elverir ki o olmasın. Elbet bir çaresi bulunur. Mükerrem üstüme saldırıp benimle güresecekmis, gibi ellerini çırpıyor: Bayram etmek için daha bekliyelim mi? diye bağınyor. Hastayı kollanndan tutarak yatağından kaldınyoruz, onun birçey anlamadan bakan şasjkm gözlerine karşı: Kurtuldun, kurtuldun, ölmiyeceksin artık, diye müjde veri • yoruz: 13 Garib tesadüf ? Menenjit tüberküloz teshisi koyan üstad birkaç saat sonra otomobille kapımıza dayanıverdi. Karsı sokakta bir hastaya gelmiç, bu arada bizim de ne halde oldugumuzu görmek istemiş. Onu karşımızda görünce Hasanuı da, benim de dilimiz tutuldu. Yeni ümidimizi öğrenirse kendisini yalancı çıkarmağa yelteniyoruz sanacak, alay etmeğe bile tenezzül etmeden renksiz bir gülümseme ile yüzümüze bakarak: «Öyle şey oIur mu hiç?.» diyecek ve onun bu hükmü haatahğı değilse bile yeniden menenjit tüberküloza çevire cekti. Üstad daha ağzını açmadığı halde ümidim birdenbire sıfıra inmişti. Fakat o hastaya dokunmağa bile lüzum görmeden çöylece bir baktıktan sonra inanılmıyacak bir fey söyledi: Menenjijt tüberküloz değil. O kadar tabiî konusuyordu ki hatta teshisinin yanlıs çıkmasma bile canı sıkılmıyor gibiydi. Sevim hâlâ kendini bilmeden yatıyor. Fakat beyin veremi tehlikesi atladı ya... Şmididen ona iyi olmus gözile bakıyoruz. Kaç gündür hemen hemen aç yaşadığımızı o zaman farkettik. Gülşen kalfa gene yalan yanhf birşeyler pişirmisti. Mükerrem: Kadınım sen onlan hemen kaldırmağa bak, dedi, sokağa mı dökersin, gizli bir yere mi saklarsın... Sakın ha gözümüz görme sin... Bize Sevimin kurtulması s,erefine RÜzel bir ziyafet lâzım... öyle değil mi doktor... Tatlısi, tuzlusu, içkisi herşeyi tamam.. Illâ.1 • lah efendim... Kaç gündür insanlıktan çıktık. Mükerrem bunlan söylerken yemek sahanlannı tepsiye doldurup Gülsen kalfanm eline veriyor, ka dmcağızı îtekaka yemek odasından çıkarıyordu. Ben Çıldırdın mı ne yapryorsun, dedim. Mükerrem: Şimdi ne yapacağımı gorürsün, diyerek telefonun basına geçti; büyük lokantalardan birine otomobille nihayet yirmi dakika içinde yetiştirilmek şartile mükellef bir yemek ısmarladı. Yanm saat sonra ben, Müker rem, Hasan, Rasid çocuk düğün sofrası gibi donanmış bir masa baçına oturuyorduk. Sofrada dört be? türlü yemek ten baska çesid çesjd içkiler do vaıdı. Mükerrem: Allahaşkınıza oyunbozan lık etmeyin de hep birden rakı içelim, diyordu. Böyle zamanlannda hiçbir içki insanı rakı kadar dinlendirmez. Raçid çocuk eski ayyaşlardan dır. Fakat nedense içki içtiğini o zamana kadar benden saklardı. Ummadığı bu teklif karsısında kendinden geçerek: Hay ağzmı öpeyim, çorbadan dönenin kas,ığı kınlsın, diye bağırdı. İArkati var] Ziraat müdürleri için açılan kurs Darülâcezenin ismi değiştiriliyor 1 ADLÎYEDti Avrupaya halı yerine gönderilen çuval parçaları Çuval parçalanm denk yaparak bun» lan halı yerine Avrupaya göndermek soretPe sahtekârhk yapmakla suçhı Agob Abalyanin muhakemesine dün de Ağırceza mahkemesinde devam «dü • mif, bazı şahidler dinlenmiftir. Bunlardan avukat Mazhar 331 *e • nesinde Nalbandzade firketintn taafi • yesi «îrasmda komiser olarak bnlun • duğunu, defterleri tetkik ederken yüz on bes bîn liralık bir halı muamelesi • ne tesadüf etmesi üzerine hissedarlar • dan Rüstüden bunun ne olduğunu »ordağunu, Rüıtünün de «Agob Abalyan nanuna yapdan bir halı maamelesinde yüz on bes bin liralık bir farora UtenMjti. Bu da o, muameledir.» cev«bı« m verdiğini soylemistir. Müdafaa şahidi sifatile dinlenen Rıhtim «irketi sabık müfettişlerinden Emin Ali de ba muamele hakkmda birşey bilmediğini bildirmi^tir. Daha bazı şahidler çagın'mak nzere dava başka güne bırakılmiştir. IBofmakaîeden mabald] J oldUf yenin arsıulusal (uluslararası) baVenizelos Yunanistanda hükuna andı yapılacaktı. VeRİzelos o metin kendisinden baska ellerde zamana kadar kovaladığı megaloolmasını çekememek için Balkan man siyasasının bütün yanlışla Andlaşmasını bozmağa kadar gönnı anlamı? ve artık talihin iyiden ze aldı. Bunda kendi özel hırsımn îyiye beliren şeklini benimsemeğe dokunakhğı (tesiri) olduğu kadar karar vermiş bir adam halinde idi. bazı dış siyasalara aletlik ettiği de Lozandan başlıyarak Venizelos kuvvetle oranlanıyor. En ziyade artık: Yunanistanm işine yarayan Bal • kan Andlaşmasını yıkmağa çalış Meğer biz hep olmıyacak mak, Yunanistanm kendisini yıkeeyler arkasmda koşmuşuz. Şimdi mağa uğraşmaktan ayırdımsızdır. gerçekliği gördüm. Artık Türkiye Bu siyasal bakımdan Venizelosun ile dostluk siyasasını temel tutmakendi vatanına ihaneti açıktır. KalIıyız. dı ki durup dururken özel (şahst) Diyordu. Eğer bu gerçekliği gosayımlarla ülkede isyan çıkarmak rüş tükel (bütün) doğru olsaydı sadece haydudluktan başka birşey ,,Venizelos için gerçekten onurlu olamazdı. Işte böylelikledir ki su ve iyi bir siyasa başlamış olacaktestisi en sonunda su yolunda kıtı. Açık 8Öylemelidir ki Venizelos nlmış oldu. bu yold» epeyce yürüdü. Fakat sonunda gene sapıttı, ve bu sapıtıs oDost ve komşu Yunanistana nun bütün siyasal hayatına mal «çemiş olsun. YUNUS NADt Su yolunda kırılan su testisi Eroin müpteiflları Erom kollanmaktan suçlu olarak sekizinci ihtisas mahkemesine verilen aktör Ferdi Tayfur ve arkadaşları Remzi, Nüıad, Artin, Şükrü, Nurullah ve Le • on haklarinda mahkeme karari dün verilmijtir. Bu karara gore aktör Ferdi Tayfu . run eroine iptilâ derecesinde düskün olduğu an!aşildığindan kendismin altı aydan az olmamak üzere hastanede nezaret altında balundunılmasina diğer suçlulann sn'Iari sabit olmadığmdan beraetlerine karar verilmiftir. leti tarafından Ankara yiiksek ztraat enstitüle rinde açılan te kâmül, tamam • layıa bilgiler kur •una i4irak e • den Vilâyetimiz Ziraat müdürii Tahsin Dilek, lstanbula dönmüstür. Ziraat mü • dürü kendisile İstanbul Ziraat mü. görüsen bir mu duru Tahsin Dilek harririmize şu malumatı vermiştir: « Kursa benden başka Edirne, Kırklareli, tzmit, Bilecik, Balıkesir, Eskişehir, Merain, Burdur, Kayserl, Çankın, Yozgad, Manisa, Urfa, Malatya, Diyarbekir, Denizli, Aydın, Sinob, Ankara, Kastamonu, O du Ziraat müdürleri de i;<tirak etmis lerdir. Kurs «ubatın on dokuzırndan marhn on ikisine kadar devam etmistir. Konferanslar yüksek ziraat ensti • tülerinin nebatat, arziyat, kimya, suculuk, ziraat san'atlerî, baytart sağltk, dahilt ve haricf hastalıklar, yarazitoloji, zeotekni, sütçülük, lkfasadiyat eastitülerinde verilmiştir. Enstitüler, laboratuarlarmda, mUzelerinde en son sistem vesaiti toplıyarak ecnebi memleketlerindekî emsallerine faik bir vaziyette bu • lunduklan ve profesörler de çok raaruf, bilgîli ve hatta bazıları beynelmilel »öhreti haiz sahsiyetler olduklan cihetle konferanslarradan ve münakaşalanndan son derece istifade olunmuştur. Zxaat müdürleri ayrıca meteoloji ve tavukçuluk enstitülerinde, orman çiftliğinde, etlik laboratu • arlannda tetkikatta bulunmuslar ve müstefid olmuşlardır. Ziraat müdüVIeri, gerek Vekâlet, gerek enstiü ve gerekse ziraat mezunlan cemiyeti ve orman çiftltği tarafından çok derin bir alâka ve samimiyetle karşılanmışlardır. Atlı spor, Acadolu kulüblerinde, orman Çİftliğind'e, yüksek ziraat ve mete • oloji enstitülerinde serefleirne **• yafetler verilmis ve kursun hitamında da samimî bir veda merasimi yapılmıştrr. Müdürler kurstan çok Müesseseye «Dü«künler istifade ettiler Evi» adı verildi Ziraat Vekft Şehir meclisi dün de toplanarak Belediyeye mülhak bütçelerin müzakerelerinî bit'fmîştir. Evveli Eminönü üyeliğinden istifa eden Feridunun yerine intihab edilen Ge • neral doktor Refik Münir heyeti umumiyeye takdim ve ruznamedeki bazı mazbatalar okunup kabul edilmiştir. Bina vergilerinin iki taksitte tahsili için Maliye Bakanlığınm tek • lifi muvafık görülmiyerek vergi • lerin gene dört taksitte Uhsiline karar verilmiştir. Bundan sonra Belediyeye mülhak bütçeler hakkmda bütçe encümeni esbabı mucibe mazbatası okunarak fasıllar ayn ayn tetkik edilmiştir. Bu meyanda Konservatuar varidat ve masraf bütçeleri 74,340, Şehir tiyatrosu varidat ve masraf bütçeleri 153,886, Karaağac müesseseleri varidat ve masraf bütçeleri 1 milyon 621,001, Darülâceze varidat ve masraf bütçeleri de 173,795 Hra olarak kabul edilmiştir. Darülâceze müessesesmin İsmi hakkmda Vali ve Belediye Reisi Muhittin Ustündağ bir teklifte bulun muştur. Bu teklifte Darülâceze ke Iimesinin yabancı bir kelime oldu ğunu binaenaleyh bunun değişti rilerek yerine Düşkünler evi kulla mlmasının muvafık olacağını ve bu suretle bütçede ve diğer kayidlerde bu eski ismin bırakılarak yenisinin kullanılmasım bildirmiş, teklif ka • bul ediImişHr. Müzakerelere bayram ertesi de • vam edilmek üzere meclis dağıl « mıştır. inkılâb t'ersi Eski Adliye Bakanı Mahmud Esad Bozkurt dün Oniversite kon • ferans salonunda inkılâb dersle rine devam etmistir. Profesor geçen derslerde tema» ettiği mevzulan gözden geçirdik • ten sonra (borç için hapis) i ele almış ve evvelki derslerde anlat tıklarma y«ni küçük ilâveler yapa« rak bu bahsi tamamen bitirmiı>tir. Afyon müzakereleri Türk • Yugoslav afyon satış anlaşmasma iştirak etmek için müzakerede bulunmak üzere şehrimize gelen tran heyeti dün yapılan da • vet üzerine Uyuşturucu Mıaddeler Inhisarma gitmiştir. Burada heyete Uyuşturucu Maddeler tnhisan Müdürü Ali Sami, Türk Yugoslav bürosunun bu anlaşma hakkındaki tahrirî noktai nazannı bildirmiş tir. Heyet bu noktai nazarı hüku • metine bildirecektir. Cumhuriyet Nüshası S Kuniftur I Türkiye Hariç şeraiti i * io ^io Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Altı «yhk 750 14S0 Oç aylık 400 800 Bir aybk 150 yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: