6 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

6 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CnmhuTtyet' Venizelosun Yaptıkları Yazan: Sabık İntellices Servis Şefi Siı Bazil Tomson TARÎHTEN KIRINTILARt Alın yazısı bilinmez ki?.. On yedinci asrm ortalarına doğru Kubbealtı, okur yazar olmıyan bir ve • zirin idaresi altmda idi. Karamustafa admt taşiyan bu vezir, koyunsuz yer lerde keçiye Abdürrahman Çelebi de nildiği gibi, ahlâksiz bir devirde temiz bir adam şöhreti taşıyordu. Ne tarih büirdi, ne coğrafya. Ne hesabdan an lardı, ne hendeseden. Lâkin zeki idi, yurd için çahsmak isterdi, hırsiz de • ğildi, dalkavukluktan da iğrenirdi. O nun iki ham'esi vardir ki eşine o devirlerde güc tesadüf olunur. Bunlardan biri Dördüncü Murada karsı yapilmışti: Adı bile yüreklerde ürküntü uyan • diran zaüm Murad, kendine yazılacak herhangi bir tezkerenîn aynile Silâhtarina da yazilmasıni emretmişti. Bu, hükümdarhk salâhiyetinin Silâhtarla payIaşilmasi demekti ve Sadriazamlar, ister istemez onun emrini yerine getirerek devlet işlerine taalluk eden arz tezkerelerini ikişer nüsha yaziyorlar dı. Karamustafa, henüz Sadnazam vekili iken bu emri dinlemedi, yalnız hünkârla muhabereye giristi ve Süâhtarm sikâyeti üzerine Dördüncü Murad tarafindan azarlaninca şu cevabl ver • di: tlkin bilmek îsterim: Silâhtarla saltanatta ortak mısin? Böyle birşey varsa işleri ona da yazmak gerekle şir. Eğer onunla ortak değüseniz ona arz tezkeresi sunmak abes olur. Piüç boğazlar gıbî insan kesîp du • ran zalîm Murada bu sözleri söylemek, hiç süphe yok ki, yiğitlikti ve temiz ruhlu olmaktan fleri geliyordu. Gene o, Deli tbrahime de güzel bir ders vermisti. Bu zırzop hünkârm bir gün sarsak akhna esti, saray kadınlarm dan birine bes yüz çeki odım verümesini emretti. Karamustafa, aldirmadı. Deli tbrahim, kizdı, kendismi mühim islerle meşgul iken divandan kaldırt • tı, huzuruna getirtti, sert sert sordu: Kâhya kadina ferman ettiğim o • dun bu vaktedek niçin verilmedi? Karamustafa kaşlarını çattı, perva • siz gürledi: Ben vezirim, bu koca ülkenin i«lerini görmeğe memurum. Divanı bozdurnp adî bîr iş için beni çağirtmak ne demektir? Beş yüz çeki odun on beş bin akçe eder. Bu kadar değersiz maslahatı kendine iş ediyorsun da bir gün devletin halini, halkin neler çektiğini, smirlarda neler olup bittiğini sormu • yorsun ?.. tşte bu cesur vezirin yanma bir gün kapıcilar kâhyasi Hüseyin girer, gir • mesüe beraber oraya geldi°;ine de, ge • leeeğîne de pişman olur. Çünkü Karan ı u b f u a «akalı diken dlken, gözleri kan çanağı!... Bu vaziyette onunla konuşmak, belâya çanak tutmak gibi birşey. Fakat geri de dönülmez, yaradana siğmip oturmak lâzim. Kapicılar kâhyasi da etek opüp oturur ve hali, hatirı sorulmadan şu sözlerı ışıtu: Bre kandesin behey adam? Yarun saattenberi seni bekliyorum. Kâhya, edeb ve saygı ile cevab ve Maarife verilen bir istida «Betovenle Şekspirin ruhu tazib ediliyor» HAVACILIK BAHİSLERİ Alman haya ordusu Bugüı?Hü Alman tayyarelerinin 3,000 tane olduğu hakkındaki iddialar doğru değildir 13 Venizelosun çevirdiği dolablardan haberi olmıyan birisi varsa o da Kral Konstantindi! Allaha Venizetos krala ihanet edıyor mız diplomasi!yoksa... şükür ki bu celse, gizlidir, Telgrafm metni gösteriyor ki Venizelos bunu Krala haber verme den çekmiştir ve Yunan Başvekili Itilâf devletlerinden, kendi hükümdan üzerinde tazyik vasıtaları is • temektedir. Halbuki bu Başvekil, o hükümdar namına harekete memurdu ve onun menfaatlerini mü • dafaa vazifesile mükellefti. Bu tel•gTafnameyi, mes'ul bir Basvekilîn kendi vazifelecini muvakkaten u • nutarak çektiğini zannetmetneli • dir. Bunun böyle olmadığını Ati • nadaki tngiliz sefirinin şu telgrafnamesi ispat eder: Yukarıda bahsettiğimiz Delka • senin nutkundan da anlaşılıyor ki Selâniğe 150,000 asker gönderil • mesi teklifi, Kral Kostantinden değil Venizelos tarafmdan geliyordu ve Kralın buna muanz olduğu bi lindiği balde adamm ayaklan altına Fransa namına! • bir tuzak kuruluyordu. Kral Kostantin masalı, işte bu • radan başlar. Dahası var. Atinadaki Fransız sefiri, Fransa cumhuriyeti namına Krala teminat vererek hâdisenin kapandığını söylerken, Venizelos tarafmdan vâki olan teklifin kat'î surette kabul edilmiş olduğunu pekâlâ biliycrdu. Çünkü bizzat kendisi, hususi ve hafi bir surette Venizelosa teklifinin kabul edildiğini haber vermisti. «25 eylul 1915 M. Venizelot, herseyin yolunda gideceğini; fa kat Kralın nzastnı almadan Selâ • niğe asker göndermenin yanlıs bir harehet olacağmt söylüyor. Diğer taraftan M. Venizelos, zâhiren Strbistana gönderilmek uzere, sivil giyinmis askerler tarafmdan Selâni ğe harb malzemesi, erzak ve hay van ihracında hicbir mahzvtr gör nüyor. Kıtaat ya Mundros ya Midillide hazır bulttnmaltdır.% E>tesi sabah, Venizelos, bir gün evvel Mercantiye »övlediklerhıi Krala da tekrarlam«stı. Kral, yapı Ian srörü'melerin derakap Hga e • dllmesi ve Yunan topraklarına ec nebi askerlerinin ihraeı, Yunanîs taim bitaraflıginı ihlâl eden bîr hareKet telâkki edileceğinin Itilâf devletleri sefirlerine bemen bildi rlImeM husurunda şiddetle ısrar etti. Venizelos Krala itaat etti. Fransız sefiri M. Guillemîn (Givö mea) derakap, Kraldan bir mülâ kat istiyerek hâdisenin kapanmış o'duğunu bildirdî. Itılâf askerleri Selâniğe gel yorlar Fransız sefiri ya'an söylüyor Halbuki bu beyanat doğru de • ğildi. Fransız Meb'us?n meclisinin g'zli bir celsesinde, M. Delkasenin »öylediklerine göre, 23 eylul 1915 fe Feansız hükumeti, Ingiltere ile müstereken, istediği kıtaatı vere cejjioi Venizelosa vadetmişti. Delkas«, Alman cephesinden as«TTT mmanin TenıiKesmı anıattıktan •onra deraişti k i : « Buna raftnen, M. Venizelos tarafmdan sorulan suale cevab vermemiz lâzımdı. 150,000 asker vadetmek, bize Yunan Kralını tecrü be itnk&nını veriycrdu. Bunun ü zerine hükumetin tasvibi ile Atinadaki Fransız sefirine şu telgrafı çektim: <Yunamstanm Sırblstana karsı olan taahhüdlerini yerine getirdi ğinî gSrmeği şiddetle arzu eden Fransız cumhuriyet hükumetînin, istenilen kıtaatı vermeğe hazır ol duğunu M. VenizeloBa söyliyebilir sîniz.* Bu telgrafm bîr sureti derakab Sir Edvard Greye de gösterildi. O da tasvib etti. M. Delkasenin bu beyanatı üzerine Fransız meb'usan meclisinde şöyle bir müzakere cereyan etmiş • tir: M. Groussier Bu, Fransa na • mma mı yapılmıştı ? M. Lauche Bu tuzağı Fransa namına mı kurdunuz? M. Groussier Biraz evvel, bu işe lüzumu olan kıtaahn mevcud olmadığını söylemiştiniz. Sonra da Venizelosa aksi tnanada bir tel • graf çekiyosunuz. Hem de Fansa namına öyle mi? Bu, bir rezalettir. M. Renaudel Fransa namına konuşuyorsunuz, ha! tşte yaptığı • Hiçbirşeyden haberi olmıyan biri varsa o da Kral KosUntindi. 1 birin citeşrin günii, Venizelos saraya gelerek uydurma bir telâş ve sahte bir heyecanla Krala, 29 eylul günü Selâniğe bir tngiliz generaluun geldiğini ve geleeek kıtaatı karşüamağa hanrlan • dığını haber verdL Ayni zamanda, yüzbaşı Dumesnilin kuroandasında üç deniz zabitinden mürekkeb bir Fransız heyeti, Selânik kumandam Gene • ral Moskopulosa müracaat ederek tngiliz Amiralı dö Robekin emrile «Yunan Başvekilile Fransız sefiri arasında yapılan bir anlaşmaya tevfikan» Se • lâniğe ltilâf kuvvetlerinin ihraeı için lâzım gelen her türlii tedbirleri almağa ve mevkiin düşmana karşı müdafaasını tanzime geldiğini söylemişti. Atinada efkân umumiye gsleyana geldi. Telâş umumi ve büyüktü. Ge • neral Moskopulos telefonla Venizelo sun reyini sordu. Kurnaz Giridli ihti yath davranarak Generala «idaret m'$lafıat» <»tm«ÎTiS V A «k»rt*«r?n jrnima Bursa köylerinde yapılan toprak bayramı gîreceğini» söylîyerek teminat verdi. Venizelosun düştüğü müşkiil vaziyeti anlamak kabüdir; çünkü bütün bu iş onjn başınm altmdan çıkmıştı. Krala, «ltilâf devletleri tarafmdan arazünize vaki olan bu rezflâne tcca • ; vüzü en büyük bir şiddetle protesto edeceğim» demişti. Venizelosun niyet ve nvksadı ne orir: lursa olsun 1 birinciteşrin günü yaptı Buyurun sultanim, ferman edin. ğı protesto tekrar edilmis bir davet Mübarek yüreğinize tasa mı bulaştu şekl'ndedir: Simanızda melâlet görüyorum. <Vahim bîr anlaşamamazlıktan Akhm başimda değil. O veledi • korkuyorum. Bulgaristana karsı zina, o haramzade benim verdiğim bemüşterek bir mücadele vukuunda ratları derkenar edip sahiblerini hak • Strb ordastmu tamamlamak için larmiş. Şündi kendisini katletsem ge150,000 asker gonderilmesi fikrini rek. telkin ettiğim zaman, ben Yuna Bu nabekâr kim ola sult&nim? nistan için değil, Sırbistan için yar Bizira tezkereci Ahmed! dım istemiştim. Ayni zamanda, vaki Ahmed kölen mi? olan ihtarlara karsı Strbistanla mev tşte o mürtekib, işte o mürteşi, cud ittifak andlaşmasının, Sırb nöişte o kepaze! kumetinin ataleti neticesinde bozulKapicılar kâhyasi Hüseyin, tezke • dağtt cevabınt vermek istemiştim. reci Ahmedi sevenlerdendi. Onun ö Binaenaleyh, Yunanistan bitaraf lüm tehlikesile karşdaştığinı görünce lığını muhafaza edeceği uzan müdtelâfa düştü, yalvarip yakardı, czun det zarfında, Selâniğe çıkanlan uzun diiler döktü. O meyanda tezkerebeynelmilel kttvvetlerin ihracına cüiğln zor bir hizmet olduğunu, sabahmuvafakatini bildiremiyecektir. Bitan akşama ve bazan yatsiya kadar ataraflığımız, bizi protesto etmeğe yakta durup yazı yazmaya, yazdıklanmecbur ediyor; fakat ba protesto ni da Sadriazama beğendirmsğe her sekil ve zavahiri kurtarmak içindir. babayiğitin muktedir olamiyacağım Sonra iş Mundrosun işgalindeki gianlattı. Ayni zamanda Ahme • bi olacakttr.* din bir saatte otuz mühim mek • lArkası rar] tub yazacak kadar kalemine hâ kim bir kâtib bulunduğunu, çoktan • beri tezkerecüikte kullamldığı için bir hayli sirlar öğrendiğini ve bu sebeble onu oldürmenin bir günah, azledip kovmanın da bir hata olacağini söyledİ. Kızgmhğina rağmen bu sözleri can kulağile dinliyen Karamustafa sordu: Ya bu haramzadenin ettüderi yanma mı kaltin? Makulu budur ki onu guzelce azarlayip gene hizmette kuDanasiz! Şayed uslanmazsa vebali kendi boynu • na. Karamustafa biraz düşündükten sonra kâtibini öldürmek kararindan vaz geçti: Sen, dedi, bu haramzadeye baskı ol, şimdilik hatinn için canmı bz. ğışllyorum, Kâhya Hüseyin, korkudan kimbüir nerede dokuz doğurmakta olan, tez kereci Ahmede müjde götürmek için odadan çikarken Karamustafa bağir dı: Beri gel Hüseyin! O veledizina nin büyük bir ayibı daha var. Divanda ve bunda dururken uçkuru sarkip karfimizda görünür, kendinin bu e debsizlikten haberi olmaz. AUahı se • versen o hayasıza tenbih eyle. Uçku Azız Çorlunun, eserlerinin tahrib edümesıne ıtıraz ettıği musıki ve edebıyat dehaîan Bethovenie Şekspır Ankara (Hususî) Bugün Kültür Bakanlığına, şimdiye kadar eşi görülmemis bir müracaatte ve şi • kâyette bulunuldu. tstida sahibi, radyolarm eski müdürü Aziz Çorludur. Aziz Çorlu, geçen pazar aksa • mı bir konsere gitmiştir. Programda Bethovenin 7 inci senfonisi vardı. Eski radyo tnüdürünün anlat dığma göce dâhi Bethovenin me zarında, eğer kemikleri hâlâ du • ruyorsa, işte o akşam sızlamıstır. Ockestra, esecin ikinci kısmını kaldırmış, 7 inci senfoninin kalan ta • rafunı da adeta bir dans havası şek • line koymuştur. Konser de ancak 30 kişilik bir dinleyici kütlesi kar şısında 5 dakikada bitirilmiştir. Aziz Çorlu, o akşam, dinleyici • lerin azlığını, Bethoven hesabına bir talih eseri ve san'at namına bir kazanc addetmektedir; fakat va • ziyete fevkalâde sinirlenmiş oldu • ğundan, hemen bör istida hazırla mıs ve bugün Kültür Bakanlığına vermiştir. Eski radyo müdürü, istidasında diyor ki: < Asan atikayı tahrib eden ler mahkemelere verilerek ceza • Iandırıhrlar. Medenî insanlann müşterek mah olan büyük abideler vardır ki, hiç kimseye bunlan bozmak hakkı verilmemiştir. Avrupa adliyesinde, bu gibi hareketlerin cezalandırıldığma dair misaller vardir.» tstida sahibi, bu başlangıçtan sonra hâdiseyi anlatarak, bu gibi lâ übaliliklerin önüne geçilmesini is temektedir. Eski radyo müdürü, bundan başka, bazı temsiller hakkıodaki mü talealannı da aynca bîr rapor ha liftde yazarak, alâkadarlara bil dîrmişttr. Bu rapora nazaran, son günlerde Ankara Halkevinde oy nanan Makbet piyesi ile de, Şkes pirin ruhu tazib edilmiştir. Aziz Çorlu, bu büyük trajedi lerin, amatötler tarafmdan değii ancak belli başlı artistler tarafın dan oynanabileceğini, eski trajedi lerin, bugün Avrupada bile oynanmadığım, komedi fransezin, klâsik tetnsillece ayrılmış olan pazar matinelerinde daha ziyade Molyer ve Rasinin eserleri görüldüğünü kaydettikten sonra demiştir ki: « Tezli, filozofik, ciddî eser • ler bugün daha ziyade rağbet gö rüyor. Biz, san'ati, halka daha cazib gelecek eserlerle arza başla • mak mecburiyetindeyiz. Gerek musiki, gerek sahne h ^ atında, işimi ze yarıyacak bu gibi eserler do ludur.» Mekki Said Aimaniann, oombardıman tayyaresine çevrümeğe yarar sekildt yajnlan muazzam yolcu tavyorelertnden biri Almanya, Versay sulhunun akaler imali gibi işlerle meşgul olmuşbinde hava kuvvetlerini hazırlamatur. ğa başlamıs olduğundan hava do Lufthansaya verilen senevî mu • nanmasını teşkil eylediğini resmen avente tahsisatı bir taraftan 22 mililân etmesi o kadar hayret uyan yon marktan 15 milyona indirilirdırmamıştır. Almanya hava teşki • ken diğer taraftan Hava Nezareti Iâtı vücude getirmek meselesini, sitahsisatı arttırılmıştır. 1934 te Alvil tayyareciliği ilerletmek suretile manya Hava Nezareti bütçesi bir halle yanaşmıştı. Çünkü Berlinde sene evvelkine nazaran Fransız pabulunan Müttefikin askerî kontrol ras'le 792 milyon frank arttırılmış komisyonunun dikkat ve nezaretinve hava müdafaası tahsisatı ile birden kurtulmağa başka türlü im • likte 1 milyar 960 milyon franga kân yoktu. çıkarılmıştır. 1935 te Fransız hava bütçesi 1 tlk defa profesör Yunkers hükumilyar 454 franktı. Buna 980 mil metin yardımile dahiiî hava hatları yon frank fevkalâde tahsisat ilâve vücude getirmişti. Sonradan Alman edilmişti. Yeni Alman hava bütçesi hava Loid idaresi Deutscher Aero Fransız bütçesini tecavüz etmese biLloyd ismi altmda buna rakip bir le buna müsavi olacaktır. mressese daha kurulmuştur. Ayni zamanda General Göring Muahharen, bu iki sirket birleş • bombardıman, takib ve keşif filolamişler ve yeni şirket, Deutsch Luftn namı altmda askerî hava teşki hansa ismini alraıştır. Zahiren bu Iâtı yapmışbr. Filolar, gcruplara, müessese kâr ediyordu. Fakat ha gruplar alaylara, alaylar dahi Hvahikati halde bunun hava hatların lara ayrılmıştır. Şitndi, bu teşkilâta dan çoğu açık veriyordu. Bu şlrkeen asrî tayyareler vermekten baş • tin Uzakşarka ve Cenubî Amerikaka yapacak bir iş kalmamıştır. ya doğru vücude getirdiği beynel • milel şebekeler, ticaret değil, proBu maksadla Hava Nezareti taypaganda makdasım güdüyordu. yare gövdesi yapan 15 firma ile motör yapan 8 müesseseye müracaFakat hakikati halde asıl mak • at etmiştir. Bundan başka Hava Nesad büsbütün baska idi. Bir gün aszareti tngiltereden, ttalyadan ve kerileştirilmesi kolay olacak külliHolandadan birçok askerî tayyare yetli miktarda tayyare ve tayyacesatın almıştır. ci istihdamını meşru göstertnek için 1934 birincikânununda Abnanyaru hududların haricindeki Alman hava askerî hava idaresinde elinde takhatları tevsi edilmişti. Bu münase riben 400 yeni tayyare bulunuyorbetle şurası kayde şayandır ki bir dıu Bunlardan 100 ü Heinkel ve çok senelerdenberi her Alman tay70 i keşif tayyaresidir. Bunlarm yaresi sefere çıktığı zaman hepsi vasatî sürati saatte 330 kilotnetro ihtiyat zabiti olan üç kişilik müret • ve azamî silcati 377 kilometrodur. tebat alıyordu. Bunlardan ikisi pi • Compresser bir motörle bu sürat lottu. , „„,„ ^ .. 420 kilometroyu bulabilir. Bu tayyarelerm kolayca harb tayyareleri haline konulabileceği şiiphesizdi. Bunlan inşa eden şirketlerin ticarî sirgülerlerine nazaran bu hakikati Almanların kendileri de gizlemiyolardu Haklkaten, ecnebi devletlerden bir çoğunun (meselâ Japonya, Holanda, Portekiz ve tsveç) kendi hava ordularında kullandıklan Al • man tayyareleri Almanyada hava postası ve umumi nakliyat işlerinde kullanılan tayyarelerin ayni idi. Bilhasa Yunkers, Heinkel ve Dornier tayyareleri bu nevidendir. Bununla beraber şurası da kayde şayandır ki bu ticarî tayyarele rin harbde kullamlacak bir şekle konulması hayli zamana muhtac dır. Gene Lufthansa sVketinin bugün elinde bulunan 2,430 numaralı tayyarelerinden ancak bir kısmı ve onlar dahi muhasematın başlamasından bir hayli gün sonra harbde kullamlacak bir hale getirilebilir. Almanyada millî sosyalistler iktidar mevkiine geldikten sonra hava işleri yeni bir ruhla idare ediîerek vakayiin inkişafı tesri edilmiş tir. 1933 yılmdan itibaren Alman • yada Hava Nezareti kurulmustur. Bu Nezarete tayin olunan General Göring Nezarette gizlice askerî tetkik subeleri tesis etmis ve bunlarm müdürlüğünü binbaşı Wilmere vermistir. Bu şubeler havacılık tekniği ile bunun inkişafı ve bir sanayi plânı, tayyare insa eden şirketlere verilecek siparişler, motörler ve yedek paçalar imali, silâh ve bomba tedariki, tayyarelere mahsus fennî alet Marmara adasında köpekler daclardaki hayvan'arı yiyor Erdek (Hususî) Marmara a dasında dağlardaki koyun sürüle rine bugünlerde köpekler musallat olmus ve şimdiye kadar birçok hayvanı parçalamak suretile yemislerd'r. ötedenberi hayvan ye*istiren Marmara adasmda böyle bir halin asla vukuu olmadı»! söylenmekte ve bu işe hetkes hayret etmektedir. Tesekkiir Elim bir ölümle aramızdan ayrılan sevgili doktorumuz Fakaçelli nin vefatı üzerine gösterilen al?kadaa ve elemimize istiıakten dolayı en derin teşekkür ve saygılarımızı sunarız. Dr. Fakaçellinin zevcesile mahdumu Dr. N. Fakaçelli runu saklasin, çakşırmı adam gibi giysın! Kapicılar kâhyasi Hüseyin, bu hi • kâyeyi kendi ağzüe bir tarihçiye an • Iatmiş ve o da kitabına geçirmistir. Kâhya, hikâyeyi bitirdikten sonra şu sözleri ilâve ediyor: tşte bu tezkereci Ahmed, bir kaç yil sonra Sadnazam oldu. Tebrik için yamna gittlm, eskidenberi içli, dişlı taniştığuniza göre bana iltifat edeceği ni umuyordum. Yüzüme bile bakma • dı. Görülüyor ya.. Düşük uçkurlu ol mak yüriik talili olmaya engel teşkil etmiyor. Vezir Karamustafa, salîanan uçkurlar gibi saklanan ta'.üeri de görebilseydi tezkerecisir.e haramzade, ve • ledizina fflân demezdi. Fakat alin yazisi ne okunur, ne büinir! M. Tarhan TAN O vakittenberi bu tayyarelerin miktarı hayli artmıştır. Fakat ne nisbette arttığı malum değildir. Alman tayyarelerinin 3,000 tane ol • duğu rivayet edilmekte ise de bu rakam hava harbinin şkndiki esaslarına uymuyor. Zaten Fransız hava Generali Denain harbde kulla nılabilecek Alman tayyareleri miktarımn, bu sene sonundan evvel binden fazla olmıyacağını tahmin eylediğini parlâmentoda söylememişi miydi? Almanyamn derhal bir tecavüzî harb yapmak fikri yoksa hangr • lara binlerce tayyareyi iddıar etme» nin bir faidesi yoktur. Çünkü yarın bunlar battal olacaktır. Bugün ise Almanya böyle tecavüzî bir haroe teşebbüs edecek vaziyette değildir. Bir hava ordusu yalnız mevcud tayyarelerden değil; daimî surette vücude getirilebilecek tayyareler den mütesekkildir. Bugün muaz zam ve muhteşem olan bir hava donanması yarın yeni icadlar ve te rakkilet karşısında bir işe yaramaz. Meğer ki fennî terakkiyatı takib etsin. Bilhassa bombardıman tayyare lerinde teceddüd ve terakki pek süratle ilerliyor. Yeni bir tip tay yare vücude getirmek için yapıla cak tecrübeler uzun zamana muh tacdrr. Diğer taraftan seci halin deki tayyarelerin işi daima mode line uymaz. Binaenaleyh Alman yanm ayda 20,000 tayyare yapmakta olduğu gibi hayalî rakamlara inanmak doğru değildir. M. F. ' Gönen köprüsü tamir edilîyor Gönen (Husu • sî) Gönen Be lediyesinjı yeni iş programı pek ge nistir. Bu progra min başinda Gö • nen kaphcalari • na karsı olan rağ betin daha ziyade artması için bı kaphcaların asr.' bir şek'e sokul masi, Göcen çay< üzerinöe 359 a • dim uzunluğun daki köprünün tam r..e Cor:en çeşme lerine getirilecek olan yeni su mesele leri gelmektedir. Gönen Be'ediye Reisi Hakkmin gayreti neticesinde evveîce Gönene su getirilmisti. Fakat getirilen bu sudan caha iyi ve siMıate daha elverHi yeni sular bulunmuştur. Bu yeni su'ar Belediye tarafmdan tahlfl ettirilecektir. Bursa (Hususî) Halkevi köycüliik komitesile Ziraat mektebinin «lbirliğile tertib ettiği toprak bay ramı çok güzel olmus ve bu bayrama birçok köylülerle Vali, hüku • met erkânı iştirak etmiştir. Evvelâ Ziraat mektebi müdürü Fazıl bir nutukla toprağm ifade ettiği manayı anlatmıs, Halkevi köycülük ko • mitesi reisi avukat Hulusi de köy Toprak bayrnmmda milli oyunlar oynamyor lülere bir hitabede bulunmuştur. Bundan sonra Ziraat mektebinde yapılan bir kayısı bahçcsine fidan ekimi yapılmıs, burada köylüye ağaç dikme usulünün ne kadar e • hemmiyetli olduğu gösterilmiştir. Mektebin harman alanında büyük eğlenceler yapılmıs ve millî oyun lar oynanmıstır. Su gibi hayatî işleri muvaffakiyet Ie başarrnasmdan doîayi Gönen hal • kinin mahafcbetini kazanmiş olan Gönen Belediye Reisi Hakkmm bu yeni işleri de muvaffakiyetle başaracağina şıiphe yoktur. Yukarıdaki resim; tamir edilecek olan dîr.

Bu sayıdan diğer sayfalar: