29 Temmuz 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

29 Temmuz 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 49 Temmıjz 1935 Jürklerle Süngü Süngüye No. 260 A. DAVER Çanakkalede Aydm Demîryolları Finansîyal Taymiste çıkan bir makale Financial Times, 13 temmuz 1935 tarihli nüshasmda şu makaleyi neşret miştir: RADV Borsa hareketleri Bu akşamki program İSTANBUL: 18.30 yüzme dersleri. Azade Tarc; 18.50 fransızca ders 19,10 plâk neş yatı 19,50 Estegago orkestrası. Ruı musikisi 20,20 haberler 20,30 ra caz ve tango orkestraları ve Bed: Tüzün, türkçe sözlü eserler 21,30 haberler, borsalar 21,40 yaylı sa kuvarteti (Bethoven) 22,10 plâk ı riyatı. VÎYANA: 17,15 gramofon 18,25 konuşma li konser 19,40 konuşmalar, haberler, va raporu 20,25 Viyana ev musiki 21,05 cazbandla şan 22.35 edebî ya? Yaz şiirleri 22,50 eğlenceli bir T öyküsü 23,05 haberler 23.15 piy, konseri 23,50 gramofon 24,35 kon ma 24,50 dans musikisi. BUDAPEŞTE: 18,05 konferans 18,35 Çingene ort trası 19.30 konuşma 20,05 piyano k seri 20.50 şiirler 21.25 gramofo tBohem» operası 23,35 haberler 23 cazband takımı 24,20 fransızca hab ler 1,10 haberler. BÜKREŞ: 18.05 orkestra konseri 20.25 gran fonla opera parçalan 21,20 oda rm: kisi 22,10 Viyana musikisi 22,35 1 berler 22.55 gece konseri 23,20 y; bancı dillerde haberler. TULUZ: General Tavzhend kıtaatı serbest kalırkalmaz Basra etrafında müdafaa vaziyetine çekilme1' için Hindistana emir gönderilmişti! İngîliz Deniz Harb tarihinden Yalmz Mısır için ayrılan filonun, bo Iunamazdı. Düşman topçusunun ve Uyşaltmanın sonuna kadar Çanakkalede j'arelerinin gösterdiSi faaliyetten de an îasıldığı gibi Türkler habersizce bir bokalmasına müsaade ediliyordu. şaltma hareketımizi bekliyorlardı. Türkle Kararsızlığın zararları Bu kararsızlıkları adım adım takib e rin yarımadadaki ağır toplarının sayi3i idıp te Gelibolu meselesınin nıhayet e artmakta olduğu meydandaydı. İşin en hemmiyet ve kıymetile mütenasib bir ka fenası asıl bindirme sahillerinin Anadolu rara bağlanmış olduğuna kanaat edebıl bataryalarının isabetli ateşine maruz bumek mümkün değildir. Bu teşebbüsün ih lunmasıydı. Hava da, hep kararsız gidıtiva ettiği tabiyevî ımkânları ve fayda yor ve fırtına zamanları cok yakın bu lan kıymetten düşüren çok kuvvetli iki lunuyordu. Işte bu sebebden dolayı bo düşünce vardı. Bunlardan biri General şaltma emri geldiğinin ertesi günü, 29 biMonro ile büyük erkânıharbıyenın, In rıncikânunda tahliyenin orta devresi başgiliz ordusunun bir kısmile donanmarun ladı. Bu suretle 10 ikincikânunda yapılaÇanakkalede hareketlerini birleştirmele cak son bindirme hareketinden evvel iki rile kat'î sonuclar (neticeler) alına günlük bir vakit kazanılmak isteniyorJu. bileceğine inanmalarıydı. Bu sebebden Çünkü iyi havaların ancak bugüne kadar İngiliz ordusunun bütün kuvvetini müm devam edebıleceği tecrübelere nazaran ükün olduğu kadar Fransada toplamak is mid edilmekteydi. Bu aralık devre zarfında, kumandada tiyorlardı. İkinci düşünce ise, ihtimal Lord Kiç tam bir birlik elde etmek üzere geri ka nerin gözleri daima doğuda («arkta) ol lan Fransız kıt'alan da sahilden çekil ması dolayısile, Mısırdan geniş bir süel misti. Fakat General Brülar ile mümkün hareket yapılması mütaleasında bulun yardımı yapmakta olan Fransız Amirali masıydı. Her nekadar bu iki fikir birbi Löbon, ingiliz kıtaatına altı tane eski arine son derece zıdsa da her ikisi de Ça ğır topu bırakmağa razı olmuşlar, İngiliz nakkale teşebbüsü icin fena bir mania i kıtaatı çekilirken bunların da tahrib olundi. Bu iki fikrin tesirleri bu çevre içerisi masını tavsiye etmişlerdi. Son devre için ne münhasır kalmamıştı. Her iki fıkir, 22,000 askerle 40 kadar top bırakıla gerek Selânik teşebbüsünün, gerekse caktı. Bunlardan 7000 kişi birinci günü Bağdad seferinin bırakılmasına sebeb o alınıp geride 15 bin kişi bırakılacaktı ki labilecek mahiyette idi. Gene bu esnada donanmanın bir gecede en çok olarak bu idi ki Kutülamare kurtarılıp ta Gene kadar asker taşıyabileceği hesab olun ral Tavzhend kıtaatı serbest kahr kal muştu. Donanmanın faaliyet miyarı, bindir maz Basra etrafında müdafaa vaziyetime kıyılarının ve hususile bunlardan iki ne çekilmek için Hindistana emir göndebaşhcasının genişliği ve müsaadesile mürilmişti. Deniz kumandanlannm büyük te tenasibdi. Bu ikiden biri yarımadanın en essüflerine rağmen Çanakkale faciası ileri cıkmıs nihayeti olan Tekkeburnu na nihayet verecek olan o önemli (e altındaki W sahili yahud Langaşir ihrac hemmıyetlı) emir göndenldığı zaman mevkii, ikincisi de Seddilbahirle lîyas Seddilbahir boşaltma plânı da epeyce burnu arasındaki V sahili idi. Her iki ilerlemiş bulunuyordu. Bahriyeliler bu mevkide de dalgakıranlar teşkil etmek üprojenın tatbık edılebıleceğıne hıç ihti zere vapurlar batırılmak suretile munta mal vermemişlerdi. Onlar, faaliyetleririn zam limanlar yapılmışsa da ikisi de lokendilerine verdiği daha geniş bir görüş dosa maruz olup son fırtınalardo bütün ve mütalea ile çoktanberi muhakemele iskeleleri harab olmuşlu. Seddilbahirde rinin genişliği mazinin Avrupa harbleri meshur River Klayd şilebi ilk a?ky ihne münhasır kalmış ve Fransız ve Alman racmda karaya oturtulduğu yerde hâlâ süel nazariyelerile terbiye edılmiş kım duruyordu. Şimdi bir ic liman teşkil e selerden (yani generallerden) daha iyi den rıhtımlar sahile bağh idi. Bu sahilin kavramağa muktedır bulunmakta ıdıler. diğer nihayetinde burayı kullanan Franİngilterenin uzun ve çok tecrübeleri, da sızlar, büyük bir nakliye gemisi ve onun nizcilik fikir ve görüşile tetkik edildiği za ötesinde de eski Masena zırhhsını batı man anlaşılır ki biz ancak ordu ile do rarak dalgakıranı temdid etmişlerdi. Dinanmamn samimî iş birliğile muvazenayi ğer sahilde de buna benzer ve fakat o muhafaza etmiş ve Britanya Imparator derece iyi yapılmamış bir liman vardı. luğunu kurmuştuk. Şimdi kara ve deniz kuvvetlerimiz arasmda tam bir ayruık vardı. Her iki kuvvet kendi baslarına çalışacaklardı. Bu hal, içtinabı mümkün olsun veya olmasın, şu esnada son derece teessüfe değerdi. Çünkü bu hal, deniz kuvvetinin bir devlete temin ettiği özgür (serbest), geniş sevkulceyş plânlan ter tibi ümidinden vazgeçmek lâzım geldi ğini gösteriyordu. Çanakkale seferinin son safhasında, birleşik süel hareketlevin hakikî ruh ve usulü, emsalı görülmemış bir yükseklikte meydana cıkmıstı. Bu limanda beş tane iyi iskele olup batı (garb) nihayetinde iki İtalyan va puru batırılarak öteki iki limanı yıldız ve karayel rüzgârlarından korunmuştu. Yarımadanın batı sahilinin dış tarafında hepsi rüzgâra açık üç diğer sahil vardı. Son cephemize en yakın olarak Sığınderenin sonunda Galibiç denilen kumsal vardı. Sonra sabık X yahud İmplekeybl kıyısı geliyordu. Onunla Tekeburnu a arsında da Mazon sahili vardı. Fakat kıble, batı ve yıldızdan esecek orta ha valarda bile bunların hiçbiri kullanıla mazdı. <İzmir Aydın demiryolu hisse darlarile tahvilât sahibleri dün neşrettikleri beyanname ile bir mayıs tarihli satış anlaşmasmın Türkiye hükumeti ve Kumpanya tarafmdan tasdik edildiğini bildirmişlerdir. Anlaşmaya aid bütün formaliteler tamamlanmıştır. Demiryolu kumpanya tarafından bir mayıstan itibaren Türkiye hükumeti Büyük Harbden sonra Fransada devhesakana işletilmiş ve bir temmuzdan let rantlarının irad vergisine tâbi tutuitibaren bilfiil hükumet idaresine dev lup tutulmaması keyfiyeti bir mesele redilmiştir. olmuştu. Bütçede her ne vakit önemli bir açık bulunsa, bunu kapatmak için Her ne kadar anlaşma projesi kumpanyanm hissedarlar ve tahvilât sa vergi veya istikraz şıklarından birinin hibleri tarafından kabul edilmiş ve ihtiyarl hakkında müzakereler cereyan mahkeme tarafından tasdik edilmişse ettiği sırada "bütün esham ve tahvilât de satış bedeli olan yüzde yedi buçuk gibi rantların da irad vergisine tâbi tutulması lüzumundan bahsedilir. Fakat faizli 1935 Türk borclar senedlerinin tuher defasında, devletin, bunları hususî tarı olan 1,825,840 İngiliz lirasının Lonkanunla vergiden istisna eylediği, bi drada Osmanlı Bankasına tevdi edile naenaleyh taahhüdatına sadık kalması ceği tarihten sonra kat'iyet kesbede hem ahlâkî, hem de ekonomi noktasıncektir. dan mukaddes bir ödev olduğu ileri süBu tediyatın eylul 1935 te yapılması rülerek bundan sarfı nazar edilirdi. kararlaştırılmıştır. Bu tediyatı mütea Bu mesele bu ayın 18 inden itibaren kıb şirket hissedarlarma malumat ve kökünden halledilmiştir. Bundan böyle rerek hisse senedlerile tahvillerinin tu rantlar da yüzde on vergiye tâbi tutu tarmı nakid olarak kendilerine iade e lacaklardır. Hem bu mesele, ayrı bir kanunla değil, hükumetin, frangı korudecektir. Tahvilât sahiblerinin 3 birinci mak için parlamentodan aldığı salâhi kânun 1934 e kadar toplanmış faizleri yete dayanarak, sair tedbirleri de ihtide kendilerine verilecektir. va eden hususî bir kararname ile so Türk tahvilâtının faizleri ve yeni va nuçlanmıştır. ridat debentur tahvilleri 1 haziran Fransa hükumetinin bu çok dikkate 1935 ten itibaren hesablanacaktır.» değer tedbire bas vurmasmdaki sebeb Fransanın aldığı tedbirler iyi sonuclar veriyor Devlet rantlarınm irad vergisine tâbi tutulması bunlara karşı halkın rağbetini çoğaltmıştır İşte bütçede denklik vücude getiril mesi sonucunda haien hazine bonolarına yatırılan sermayeîer serbest kalarak ekonomi alanında kullanılabilecekler dir. Bunu kolaylaştırmak maksadile. bu hafta zarfında, Fransız İhrac Bankası iskonto haddini yüzde dörtten üç buçuğa indirmiştir. Bu muhtelif tedbirler gerek Avrupa ve gerek Amerikada iyi intıbalar bı rakmıştır. Maamafih tatbikatın inkişaf tarzı her tarafta büyük bir merak ve alâka ile takib edilmektedir. îstanbul Borsasında durum Fransa ahvali İstanbul Esham ve Tahvilât Borsası üzerinde iyi bir etki bırakmakla beraber sermayedar ve profesyonellerimiz İtalya Habeş ihtilâfı yüzünden mütereddid görünüyorlar. Bunun için pozisyonlar umumiyet itibarile açıkçı vaziyettedir. Maamafih hafta zarfında peşin alıcılar zuhur et miştir. Suadiye plâjmda Suadiye plâjmda bu cumartesı günü bir yenilik yapılacaktır. O gün Beyoğlunun maruf şapkacı, terzi ve kunduracıları tarafından plâj kazinosunda vcrilecek danslı çayda, yaz eibise modelleri ile deniz ve plâj kostüm ve mayyoları teşhir edilecektir. Avrupa plâjlarmda çok yapılan bu teşhir, bizde ilk defa olarak Suadiye plâjmda yapılacaktır. şudur: Tecimel (ticarî) taahhüdat gibi devletin taahhüdatı da gerçi mukaddestir. Fakat bu taahhüdatı tutmanm maddî mkânı bulunmadığı zamanlarda tecim de ya iflâs veya konkordato yollan mevcud olduğu gibi bir devlet için de bu yollara müracaat zarureti hâsıl ola bilir. Ancak iflâs vaziyeti ilerisi kesfedilemiyecek olan yalnız finansal eko nomik değil, ayni zamanda siyasal meçhullerle de dolu olduğu için buna cesaret edilemez. Binaenaleyh frangı kendi haline bırakarak evvelden keşfi kabil olamıyacak bir dereceye düşür mekten ve siyasal bir yıkıma sebebiyet vermektense umum meyanmda rant sahiblerinden de yüzde on nisbetinde bir fedakârlık istemek rant sahibleri nin menfaati iktızasmdandır. Seddilbahrin tahliye plânı Seddılmahrin bosaltması plânı An zakla Suvladaki plânın ayni idi. Bunda da üç devre olacaktı. Boşaltma emri peidığı zaman birinci devre tamamlanmiştı. Şimdi yarımada üzerinde 37,500 asker, 124 top, takriben 4200 hayvan, 1900 den fazla araba ve otomobılle bir kış seferi için toplanmış çok miktarda cepane ve erzak kuzey (şimal) mıntakasının boşaltılması zor ve elde edilen muvaffakiyet te cesaret ve şevk verici bir halde olmakla beraber, şimdi eldeki işin nisbeten daha zor ve daha nazik olduğu inkâr o"Cuhumriyet,. in bölemii 4 3 Tersine yapılan hareketler Geçenlerde patlıyan fırtanalardan biri iskeleleri kullanılmaz hale getirdiğinden tekrar inşasına çalışılıyordu. Aralık devre başladığı zaman hepsi istimal oluna bılecek hale gelmişti. Fakat en büyük i tina islerin gizli kalmasına sarfolunmuştu. Lâkin bu da, öyle kolay bir iş değildi. Sahildeki erzak, levazım ve hayvanların adedi o kadar fazla idi ki zaman kazanmak için mavnalan gündüzün de yüklemek lâzım gelmişti. O gün 17 den 20 ye kadar sürecek olan bu danslı çaydan sonra. geco, kazinoda büyük bir halk balosu verilecektir. Baloda san'atkâr Münir Nureddin ve arkadaşları tanburî Refik ve refikası Fahire tarafından bir konser verile cektir. Evvelki hafta burada ayni san'atGörüldüğü üzere şeklen değil, fakat kârlar tarafından verilen konser büyük mahiyeti itibarile bu bir konkordato bir rağbet kazanmış ve muzisiyerüer cok dur. Ancak kanunda yeri olmıyan bir alkışlanmışlardı. taraflı bir konkordato. Çünkü hâmiller bu hususta sarih muvaıakatlerini izhar Bursada meyvacılaı tmemişlerdir. Buna mukabil zımnî kooperatifi muvafakatleri vardır denilebilir. Zira Bursa (Özel) Şehrimizde bütün kararnamenin çıkarılmasmı müteakib köylerin iştirakile meyva ve sebzeciler i rantların düşmesi beklenilirken halk. bunlardan satın almakta tehalük gö's cir bir satış kooperatifi kurul?caktır. Bu termiş ve fiatlerinin hayli yükselme kooperatifin nizamnamesi ilbaylık tarım sine sebeb olmuştur. direktörlüğünce hazırlanmaktadır. Fransa hükumeti, on milyara baliğ oAyrıca ağustos içinde Bursada bir an açığı kapamak için yalnız rantları meyva sergisi açılacak, bu sergide iyi değil, bilumum bütçe masraflarını yüzmeyva yetiştirenlere mükâfat verılecektir. de on nisbetinde azaltmış, diğer taraftan hususî mukavelelere müstenid ikDevletin Marmaradaki îmralı adasmraz ve istikraz ve ipotekli alacak muada yaptıracağı büyük hapisaneye top melelerine tahdidat vazetmek, amme lanacak olan mahkumlara da bu adada hizmetlerini gören bazı müesseselerm tarifelerini indirmek suretile memle tarım işleri yaptırılacaktır. ket dahilinde geniş ölçüde bir defla Üçüncü enternasyonalin tion yapmıştır. 20,05 şarkılar ve halk musikisî 20 haberler 20,50 musikili komedilerd parçalar 21,20 operetlerden şarkılaı Pariste Ünitürk geçen haftaki 312 21,35 Viyana orkestrası 22,05 musik frank fiatini muhafaza etmektedir. Biz piyes 22,40 opera şarkıları 22,50 <k de cumartesi günü bu tahviller aşağıda çük Dük> operetinden parçalar 23, ki fiatlerde kapandı: haberler 23,50 cazband takımı 24, Birinci tertib 27,95 lira şarkılar 24,40 Arjantin orkestrası İkinci tertib 26.20 lira 24.50 Çingene musikisi 1,05 geceyar: Üçüncü tertib 26,75 lira numarası 1,20 süel marşlar. Dahlî istikraz kâğıdlarımız keza ge VARŞOVA: çen hafta fiatlerini muhafaza ediyor 18,05 şan konseri 18,25 gramoron lar. Hazine bonolarının fiati şunlardır: Yüzde 5 faizli 1933 bonoları 57.50 kuruş 18,40 musiki 19,20 erkek korosu 19,! Yüzde 5 faizli 1934 bonoları 80,25 kuruş gramofon 21,15 hafif musiki 21,i Yüzde 2 faizli bonolar" 47,50 kuruş haberler 22,05 Polonya senfonik mus Gyarimübadil bonoları 17 kuruş kisi 23,05 haberler 23,15 orkesfc Anadolu grupu konseri. Geçen haftaya nazaran zayıftır. Mu amelât ehemmiyetsiz geçmiş. fiatler de, aşağıda gösterıldiği üzere azıcık gerilemiştir. Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun lardır: Tahviller 45,00 lira Mehmed (Büyükada), Tanaş (Heybe Hisse senedleri 25,70 lira li), Hüsnü Haydar (Eminönü), Cağa. Mümessil senedler 45,55 liradır oğlu (Cağaloğlu caddesi), Sıtkı (Lâle Bankalar li), Hikmet Cemil (Küçükpazar), Ün Merkez Bankasımn nominal fiati versite (Vezneciler), Ziya Nuri (Akss 57,75 liradır. İş Bankası 9,50 lirada deray), Rıdvan (Samatya), Hamdi (Şeh ğişiksizdir. remini) Arif (Karagümrük), Hilâl (Ba Endüstri ve tecim kâğıdlart kırköy), Emilyadi (Fener), Halk (Has Hafta zarfında Aslan çimento 30 kuköy), Merkez (Kasımpaşa), Nail (Be ruş kadar kazanarak 10,40 lirada kal şiktas), Merkez (Galata, Doğruyol) miştir. Diğer kâğıdlarda muamele ol Şark Merkez (Şışli), Matkoviç (Tünel) mamıştır. Kemal Rebül (İstiklâl caddesi), Faik îs Borsa harici muamelât kender (Moda), Mahmud (Kadıköj Mısır Kredi Fonsiyeleri aşağıdaki fi Altıyol), Selimiye (Üsküdar). atlerde kaldı 1886 tertibi 126.50 lira 1903 tertibi 86 lira 1911 tertibi 82.50 lira AŞK UĞRUNDA KATİL Bu fiatler geçen haftanm fiatlerine Mümessili: MİRNALOY nisbeten birer lira yüksektir. Türk altını 933, gümüş mecidiye de 52,50 kuruş etmektedir. Nöbetçî e Üsküdar Hâle Sinemasında YENİ ESERLER Varlık Ç ] yedinci kongresi Acıklı bir ölüm Bayındırhk Vekâleti sabık Demir yollar müdürü mühendis Bay Muhtar müptelâ olduğu hastaliktan kurtulamıyarak Büyükadanın Çınar mevkiinde 45 numarah hanede dün irtihal eylemiştir. Bugün öğle namazmd'an »ara Büyükada kabristanına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyliye. Moskova 28 (Özel) Komünist için enternasyonalinin yedinci kongresi büyük hazırlıklar yapılmaktadır. Kon grenin kararlan 50 dile tercüme edile rek bütün dünya uluslanna dağıtılacakür. sonra yol değiştirmek mecburiyetini duydu. Arazi birdenbire volkanik bir şekil alıyor, sağda ve solda sarp tepeler görü nüyordu. Polis müfettişi hat üzerinden yürümeyi bıraktı. Tepelere tırmanarak dik keçi yollanna tırmanmağa başladı. Böyle bir yol çok yorucu, fakat diğerine nazaran herhalde az tehlikeli idi.. Hem bu suretle düz bir yerde bulunması lâzım gelen çimento fabrikasını da yüksekten görmüş olacaktı. Mike bu şekilde üç kilometro mesafe katettıkten sonra tekrar demiryolu üzerine ındı. Buradakı raylar boyalı değıldı ve hattan yakınlarda bir trenin geçtiği belli oluyordu. Hem pas tabakası sıyrılmış, hem de traverslerin yanındaki otlar kırılmış ve ezilmişti. Bunu anlayınca tekra reski yola avdet etti. Elindeki haritaya göre artık çimento fabrikasına yaklaşmış olması lâzım geliyordu. Yalnız şimdiye kadar aştıklarından on defa daha sarp ve on defa daha yüksek bir tepe kalmıştı. Mike bir elinde bastonu, öteki elinde tabancası bulunduğu halde bu son tepeye de tırmanmağa başladı. Tepenin en yüksek noktasına (Arkası var) Beş senedenberi müzmin bir halde devam edegelen bu açık şimdiye kadar muvakkat avasns ve hazine bonolarile kapatılıyordu. Ancak hazinenin gittikçe çoğalan ihtiyaclarile mütenasiben faiz hadleri de yükseldiği için tecim ve endüstri, kendilerine lâzım olan krediyi kolaylıkla bulamıyorlardı. çıkmak için bir saat zaman sarfı lâzım geldi. Çıkış o kadar zahmetli oldu ki Mike su gibi ter döktü. Nihayet en yüksek noktaya vâsıl olabildi. Yanına bir dürbün almıştı. Bu hareketindeki isabeti takdir etti. Eger dürbünü olmamış olsaydı bu tepeye tırmanmasının hiçbir faydası olmıyacaktı. Kılıfından çıkararak aşağıda dümdüz bir arazi parçası üzerinde yükselen fabrikaya baktı. Fakat bakmasile yüzünü buruşturması da bir oldu. Canının sıkıldığı belli idi. Meydanda altın trene aid hiçbir şey görünmüyordu. Fakat biraz sonra bu can sıkmtısından eser kalmadı. Hat fabrika binaları arasında epey dolaştıktan sonra nihayet büyük bir hangarın kapısından içeri giriyordu. Mike bunu farkedince sevincinden bağırmamak için kendisini zor tuttu. Bu değerli san'at ve fikir mecmuası nın 1 ağustos tarihli sayısı: Yaşar Na bi, Sabri Esad, Hıfzırrahman Raşid, Ah med Kutsi, Şevket Hıfzı, Cahid Sıtkı Abdülhak Şinasi, Sabahattin Ali, Yakuc Sabri, Fazıl Hüsnü, Reşad Çemal, Cemil Sena, Samed Ağaoğlu, Said Faiğır yazıları ve Vedad Nedimin Dİyesi var • dır. Tavsive ederiz. Mikeden haber yok mu? Hayır, şef. Ya onun arkasından Bardan. Ondan da yok. Şef asabî asabî dudaklannı ısırcü. Onları kim arıyor? Müfettiş Grey ve maiyeti... Kes * ley Padoks istasyonundan iki kilometro öteye kadar izlerinf takib ettik. Fakat ondan sonrasmı bulamadık. Vaziyetten civar istasyonlar zabn tasını haberdar ettiniz mi? İcab eden herşeyi yaptık. Bir polis ordusu taharriyat yapıyor. Mikenin kayboluşuna aklım erî i yor, fakat Barın da kaybolması canım» sıkıyor. * * * Moya o sabah Mikenin şefine telefon etti. Sir Ralf ise üstüste iki defa geldi. Şef kendisine: Mikenin haydudları yakalıyacaiına eminim, dedi. Fakat altınlan istirdad etmesine gelince bunda şüphedeyun. Beir ki de çok geç kaldık, kani oldu. Raylann üzerindeki pas değil bir nevi kırmızı boya idi. Gözleri bu kırmızı lekelere takılı kendi kendine söylendi: Fğer Alfonso bir san'atkâr de ğilse Kat muhakkak ki büyük bir san'atkârdır! Altın tren bu raylar üzerinden geçmiş, geçerken pas tabakasım zedelediği için raylara pas taklidi kırmızı boya sürülmüştü. Bu vaziyette bulunan rayların üstünden bir trenin geçmiş olmasına kimse ihtimal vermezdi. Filhakika böyle birşey akla bile gelmemişti. Pekı ama trenin buradan geçip te metruk çimento fabrikasma gıttiği kabul edilirse bu noktadan sonraki Kesley Padoks istasyonunun katarın geçtiğini görmesine ne demek lâzımdı? Bu nokta henüz karanlıkta kalıyordu. Bozulan geçid yeri meselesi de karanlıkta kalan nokta ile alâkadardı. Fakat şimdilik işin bu tarafın bir kenara bırakmak, yalnız kendUinTercüme eaen. " Yazan: ce malum olan bir sebebden dolayı metömer Fehmi Başkut Edgar Vallas ruk çimento fabrikasını aramak lâzım geMike tekrar parmağını ıslatarak bu liyordu. lekeyi muayene etti ve bu Befer kat'iyetle Mike bir müddet daha yürüdükten kaldırarak baktı. Otomobili kullanan Gregori cenabları idi. Mıkenın aldanmasına imkân yoktu. Motör sesi uzaklaştıktan sonra Mike oturup düşünmeğe başladı. Geri mi dönmeli, yoksa ileri mi gitmeliydi? Haydudlan yalnızbaşına tevkife kalkışmak... Bu hiç şüphesiz bir delilik olurdu. Fakat geri dönmekle acaba daha mı iyi edecek ti? Eğer fabrikada adam varsa, ki ol duğuna hiç şüphe yoktu, kendisini yüzde yüz görmüşlerdi. Bu vaziyete göre geri dönmeğe kalkışmak manasız olurdu. Bunu yapsa da onlar nasıl olsa kendisini önliyeceklerdi. Nihayet kalmaya ve ileri gitmeğe karar verdi. Yerinden kalktı, fakat kalkmasile üzerine doğru atılan bir kemendin sesini duyması bir oldu. Rövolveri elinde idi. Derhal arkasına dönmeğe Bundan sonra yavaş yavaş aşağı in teşebbüs etti. Fakat geç kalmıştı. İp meğe başladı. Biraz ileride, tepenin etek boynuna dolandı ve Mike feci bir ıstırab lerinden bir şose geçiyordu. Bu şose ü içinde yere yuvarlandı. zerinde birdenbire bir otomobil gürültüsü 15 duyuldu. Mike derhal kendisini yere at Altın trenin esrarı tı. Mikenin şefi, Skotland Yaıda gelir Otomobil gittikçe yaklaşıyordu. Polis kadar müfettişi çalılar arasından başını ihtiyatla gelmez sordu; (Arkası var}

Bu sayıdan diğer sayfalar: