22 Kasım 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

22 Kasım 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 22 İkinciteşrin 1935 Şehlr ve Memıeket Haberleri Ankara, şarkın en Tarihî roman : 114 Yazan : M. Turhan Tan Siyasî icmal jZecrî tedbirlere İtalyanın mukabelesi ecrî tedbirler aym on tatbik edilmeğe başlandı. îngilterede zecrî tedbirlere aid emir* name ve talimatnameler çok zaman e\'i vel neşredilmiş olduğundan bunlar he men tatbik edildi. Fransada ise kanunî merasimden dolayı tatbikat ilk günlerde sıkı bir şekilde olmadı. Diğer memleketlerin bir çoğunda da aşağı yukan aynı vaziyet görüldü. Yolda olan mallar istisna edildiğinden ve bazı memleketlerde henüz talimatnameler neşir ve tebliğ olunmadığmdan tatbik tarihinden sonraki ilk günlerde bu tedbirlerin bariz bir tesiri görülmedi. Fakat zaman geçtikçe italya yarımadasını ve müstemlekelerini uzak tan ablukaya muadil olan bu tedbirler hiç şüphesiz müessir olacaktır. Halkın şikâyeti Bakalorya için yaş tahdidi Bir mektebli grupundan aldığımız mektubda deniliyor ki: (( «Bizler on dokuz yirmi yaşla rına gelmiş ve her nasılsa tahsilini henüz bitirememiş gencleriz. Baka ( l lorya imtihanım verebilmek için hususî bir liseye dinleyici sıfatile de vam ediyor ve geceleri harıl harıl derslerimize çahşıyorduk. Imtihan lara yakın bir talimatname çıktı ve imtihana haricden girmek istiyenle \\ rin yaş kaydını yirmiden yirmi ıkiye çıkardı. Bu vaziyette bizler iki sene daha mı bekliyelim? Bundan başka | yirmi iki yaş askerlik vazıfesinin yapıldığı zamana tesadüf ediyor. In san tahsilden bu kadar sene uzakta kalırsa imtihanda muvaffak olabilir mı? Bu hususta yüksek Kültür Bakanhğınm dikkat nazarını çekmeni zi dileriz.» Bütün Italya, yürüyen bir yanardağ gibi harekete geçmiş olan Türk ordusunun haşmetinden çılgına M. Laprade önemli bir konferans verdi dönmüştü, sığmacak delik arıyordu Eski Senatör, düşmanını sonuna kadar kovalamayı tasarlamış olan bu yılmaz askerin Venediklileri düşünerek yolundan dönmiyeceğini pek iyi bildiğinden hemen fetvayı verdi: Poy ve Kalabranın büyük şehir leri sark İmparatorluğu sınırlan içindeydi. O İmparatorluğu yıkanlar bu şehirleri kendilerinin malı sayabilirler ve sayma hd.rlar. (*) Gedik Ahmed zaten plânını kurmuş tu, Zantadan sonra Kefalonya adasını da almağı ve oradan Avlonyaya geçip donanmasını, ordusunu kuvvetlendirme ği tasarlamıştı. Bu işler bitince îtalyaya gcecekti. Bu sebeble Sebastiyaninin sözlerini eğlence gibi dinliyordu. Nitekim ustaca verilen fetvaya karsı da kayidbiz kaldı, «iyi, çok iyi» diyerek sözü kapa dı. O güne kadar Kefe Fatihi diye anı ]an Gedik Ahmed, kurduğu plâna göre yürüdü, Avlonyada donanma gemileri nin sayısını yüze vardırdı, yeni bir fırka asker de alarak Polya kıyılarına yanaş tı, Otranto limanına demir attı, şehri ka radan ve denizden muhasara altına aldı. Harb çok sert, fakat pek kısa oldu, Avar Türklerinin beş altı yüz yıl önce dolaştıkları bir mıntakada şimdi Osmanlı Türkleri at ve mızrak oynatıyorlardı. Sebastiyani eski günlerle yeni günün biribirine benzeyişini, korku ve ıstırab icmae seyrediyor ve asırdan asra geçen, küme den kümeye devrolunan Türk gücünün enginliği önünde sersemlesip duruyordu. O, Venedikte çelik bir dil kullanan Mustafanın gene çelikten bir bilek ve yürek taşıdıshnı da görmüs, genc diplomatm muvaffakiyetlerindeki sırrı anlamıştı. Si yaset kazancları demek ki kol ve yürek gücüne dayanan islek zekâlardan doğu yordu. Mustafa, Otrantokale duvarları na bir ışık narçası gibi yapışıp yükselen Mustafa, düsman kütleleri içinde ölüm rüzgân olarak dolaşmağı basaran Mus tafa, bu âyarda bir adam olmasa, Venediğin yıllanmış dinlomatlarını nasıl dil sizleştirebilirdı?.. Sebastiyani, kendi kendine bu soruyu yapıyor ve gene kendi kendine cevabını veriyordu. Otranto sa vaşı, adamcağızı büsbütün değiştirmi^ti. Artık o, her Türkü bir ülke, bir âlem gibi görüyor ve kendi gibilerin bu ülke ve bu âlem içinde bir zerre sayılacağına inanmak zorunu duyuyordu. Sebastiyani, çok iyi kurulmuş istihkâmların, aşılmaz görünen kale duvarlannın Türk gücü önünde nasıl çöktüğünü de gördü. Koca Otranto, on dört günde düşmüştü ve başta Mustafa olmak üzere Türkler sehre girerek çektikleri yorgunluğu halka ödetiyorlardı. On bin esir, kargaşalık arasında ikiye biçilen başpiskoposla kumandan, oradan ilerive gidecek Türk ordusu önünde bütün îtalyaya mukadder olan âkıbeti geniş bir belâgatle anlatıyordu. Sebastiyani Kalabra mmtakasmın altüst edildiğine de sahid oldu. Gedik Ahmed, gerçekten Roma yolunu açıyordu. Bu hamlenin kopardığı telâş ise apaçık görülüyordu. Papa, Gotların ilâhilerle Vatikana yolladıkları havvariler hazinesini nereye asıracağını kestiremiyerek döğünüyordu. Halk Aalplere doğru kaçnıaya hazırlanıyordu. Bütün İtalya yürüyen bir yanardağ gibi harekete gecmiş olan Türk ordusunun haşmetinden çılgına dönmüştü, sığınacak delik arıyordu. İşte bu sırada Mars hıttasındaki Osimo şehrinin hâkimi Türklere elçi gönderdi, himaye istedi, Osimo, Papalığın malikânelerindeni ve istenilen himaye, Senpiyerin temelini sarsacak bir hareketti. Gedik Ahmed, Bu durumda Istanbul dan emir almak ihtiyacını duydu, Mus tafayı gene Sebastiyani ile bile payıtahta yolladı. Semendere beyi gene siyasî bir ödev alacak gibi görünüyordu. Fakat Istan bula gelince Fatihin Rodos işlerile meş gul olduğunu gördü. Floransa Dükası Loranzo dö Medici de İstanbula eiçi yollamıştı. Leonardoya verilen dersın kâfi olduğunu sövleterek askerî hareketın durdurulmasını diliyordu. Fatih, kendine bol armağanlar yollıyan, her vesile ile hulus çakan, ressam Bellinoyu göndere rek resmini yaptıran Loranzoyu severd'. Rodos işine de İtalya işlerinden fazla önem veriyordu. Bu sebeble Osimo maslahatınm Loranzo tarafmdan bir sonunca bağlanmasını, Gedik Ahmedin alınan yerlerj korumakla oyalanmasını emrel ti, Mustafaya da yurduna dönmesi için ızin verdi. ^ Haydi, dedi, Semendereye git. Hayli dolaştın, dinlenmeğe hak kazan dın. Sebastiyani burada kalsın. Rodosu almak kaygusu, İtalyayı ele geçirmek ülküsünü Fatihe feda ettiriyor* du. Bunu Mustafa da sezdi, Sebastiyaniye söyledi: Roma gene kurtuldu. Bu, Vene diğin biraz daha ayakta durması demektir. Bari yurddaşlarına müjde yolla. Hünkârın kendiliğinden ayptığı şu işi senın basardığını sansınlar! Eski Sanatör, zaten yerinde duranıı yordu, Venediğe, elinden gelse, rüzgârlar ağzıle müjde yollıyacaktı. Mustafanın ruhî bir kırgınhkla yaptığı ihtar üzerine hemen bir gemi,buldu. Doja uzun bir mektub yazdı, Leonardoyu ezdir mekle beraber İtalyayı kurtardığını ha ber verdi. îşte onun beş on yıl sonra Doj oluşu ve yirmi beş yıl o makamda kalısı bu yüzden olmuştur. Mustafa tadı kaçan İtalya savaşla nndan uzak kaldığına memnundu. O, Romaya gidilmedikten sonra oralarda dolaşmayı manasız buluyordu. Rodosta ise kendisi için yapılacak birşey yoktu. Daha doğrusu hareket, engin hareket sınırda ve akıncılar arasmdaydı. Semendereye gider gitmez hazırlanmayı, ekin ler kalkınca da akına çıkmayı düşünü yordu. Eli kınalı, gözü yaşlı sevgili de, artık gözünden uzaklaşmıyordu, kendi ni ocağına çekiyordu. O, ışte bu düşünce ve bu duygu i'e atlandı, yola çıktı. yanında dört yoldaş vardı. Dağları dereleri bir bahar yeli gibi şen bir hi7la aşarak yürüyorlardı. Her geçen saat İstanbulu uzaklaştırıyor, Semendereyi yakınlaştırıyordu ve bu du rum, Mustafanın heyecanmı çoğaltıyor du. Fransanın tanınmış mimarlanndan Laprade Ünyon Fransezde muhtelif memleketlerdeki mimarlık cereyanlan hakkmda dikkate değer bir konferans vermiştir. Fransız mütehassısı zevklerin sık sık değiştiğine işaret ettikten sonra demiştir ki: « Buna ragmen 18 inci asra kadar artistler yaşadıkları devri mimaride ay nen tebarüz ettirmeğe muvaffak olmuş lardı. Büyük Fransız ihtilâlinden sonra vaziyet değişti ve herkes eski devirlere aid üslublan kopya etmeğe başladı. On dokuzuncu asrın baslangıcında modern san'at doğdu, fakat her yeniliğe karşı olduğu gibi buna karşı da hücumlar başgösterdiğinden umumî bir aksülâmel neticesi olarak artistler klâsik üsluba dönmek mecburiyetinde kaldılar. 1913 te mimaride büyük bir değisiklik oldu. Bu tarihlerde ilk defa olarak Parise gelen Rus bale heyetlerinin dekorlarından il ham alan mimarlar düzgün ve kesik hatlarla dikkati celbeden sade mimarî tarzını tercih etmeğe başlamıslardır, ki Büyük Harb bu yeni san'atin ilerilemesine mâni oldu. Mütarekede, harbin altüst ettiği insan zevklerine tamamile uygun kübik üslub her tarafa yayıldı ve büyük bir rağbet kazandı. Zevkiselimi ihmal etmeğe başlayınca da yavaş yavaş sönmeğe başladı ve klâsiğe doğru yeni bir ricat kay dedildi. Nitekim bu cereyan bugün daha umumî bir sekil almış bulunuyor. Herşeye olduğu gibi mimariye de nihayet siyaset müdahale etti. Meselâ Hitler klâsik tarzın Fransız mimarî tarzı olduğunu iddia ederek klâsik binalarm Almanyada çoğalmasının önünü aldı. Fransızlar da buna karşılık olarak Al man mimarî tarzını projelerinden çıkardılar. cazib şehri! İnebolu faciası tahkikatı Adlî ve idarî tahkikat neticelenmek üzere inebolu vapuru hâdisesi etrafında yapılmakta olan adlî ve idarî tahkikat neticelenmek üzeredir. Hâdisenin teknik cephelerini mahal Ien incelemekte olan Deniz Ticaret müdürü Müfid Denizin riyasetindeki heyet işini bitirmiş ve hareket etmiştir. Deniz Ticaret müdürü bugün şehrimize gele cektir. Bir dersden kalan talebeler Muhtelif liselere mensub 30 kadar talebe dün matbaamıza gelerek şöyle bir dilekte bulundular. « Biz bu yıl, lise son sınıfı bitirme yoklamalannda muvaffak olamadık. Şimdiye kadar liselerin son sınıflarında kalan talebe o sene mektebe devama mecbur tutulma dan ertesi sene yoklamalannda yalnız muvaffak olamadıklan derslerden imtihana tâbi tutuluyorlardı. Halbuki simdi bize hem bu sene mektebe devam edeceksiniz ve hem [ de yenibastan bütün derslerden imtihana tâbi olacaksınız diyorlar. Bu sekilse bizim mağduriyetimizi mu cib olmaktadır. Bunun için her sene olduğu gibi bizim de geçen sene son sınıfta birkaç dersten kalan talebeye yapılan muameleye tâbi tutulmamızı alâkadarlardan rica ediyoruz. Lutfen bu dileğimizi büyüklerimize ib'âSa tava«ut ediniz.» (Arkası var) (*) «Senator Sebastiyani Poy ve Kalab. ranın büyük şehirleri şark İmparatorluğuna aid olduğundan Yunan ve Bizans İm paratorluğu Fatihinin bu şehirleri kendi malı olarak istemefcte haklı olduğunu söyliyerek Türkleri İtalyaya hücum ettirdi» Ayni kitab Atatürk Köprüsü mukavelesi imzalandı Köprünün bir taslağt Atatürk köprüsünün inşasına aid mukaveleyi tanzim etmek üzere Belediye de, Hukuk Işleri direktörü Muhlis, Fen İşleri direktörü Hüsnü. Belediye Köp rüler direktörü Galib, köprünün inşasını almış bulunan Hügo Herman firmasile Hügo Hermanın temsil ettiği dört fab rika namına bir murahhasın iştiraki le kurulan komisyon çalışmalarını bitirmiş ve şartname esaslanna uygun olmak üzere bir mukavele hazırlamıştır. Mukavele dün gerek Belediye Reisi tarafın dan, gerekse Hügo Herman tarafın lan imzalanmıştır. Mukaveleye göre dünkü tarihten itibaren azamî üç sene zarfında köprü inşaatının ikmal edilerek nakil vasıtalarına ve yolculara açılması şarttır. Nakil vasıtalanna açıldığı günden do kuz ay sonra da köprünün kat'î kabul muamelesi yapılacaktır. Yukarıki resim köprünün taslağıdır. Yapılacak köprü hemen bu resme ya kındır. Yegâne fark ortadaki dubanın üzermdeki dıreklerın ıki sıra olmasıdır. Hakikî köprüde bu direkler üç sıradır. Muhtelif memleketlerdeki bu tered düdlere ragmen Ankarada tamamile modern bir sehir fışkırmaktadır. Türki yenin bugünkü ihtiyaclannı tamamen tatmin edici bir mimarî tarzı yeni An karayı modern binalarla süslemiştir. Şimdiye kadar Ankarada mimarî sahada elde edilen netice hayrete şayandır. Yirmi yıl sonra Ankaranın kelimenin tam manasile modern bir hükumet merkezi olacağına kani bulunuyorum. Ankara Yaîstanbulda son günlerde bir şeker sıkınşarkm en cazib şehirlerinden biri ha kmtısı görüldüğü ve biraz büyüjcce bir line l k yekunda seker almak istiyenlerin kolayca şeker bulamadıklannı yazmış ve buSACL1K İSLERİ na, bir şeker buhranı olması mevzuu bahsolmadığını, memleketin bir yıllıktan fazTifo azaldı la sekeri bulunduğunu ilâve etmiştık. Dün piyasada tekrar yaptığımız te Tifonun şehrimizdeki son durumu hakmaslara göre mesele dünkü nüshamızda kmda ilgililer sunu söylüyorlar. Tifonun en fazla görüldüğü aylar ağustos ve ey da ihsas ettiğimiz gibi bir kısım tüccar lul aylarıdır. Şimdi ise vak'alar çok a ların iltizamî hareketinden doğmuştur. Bu hususta şeker sosyetesinin direktörlezalmıştır. Behçetin verdiği Eczane kalfalarının hafta izini rinden açıklığile meydanaizahat meseleyi bütün koymaktadır. Bundan bir müddet evvel şehrimiz ec Behçet diyor ki: zacı kalfaları kurumu Sağlık Bakanlı « îstanbulda hâdıs olan şekersizlık ğına müracaat ederek Türkıyede bütün vaziyeti bazılarının idareyi tazyik ederek yurddaşlara bir dinlenme günü tanındığı veresiye şeker almak istemelerinden ileri halde kendileri için böyle bir gün ayrıl gelmektedir. Sioariş edilen sekerin yüzmadığmdan şikâyet etmişler ve bir for de on nisbetinde parası verildiği takdirmül bulunmasını rica etmışlerdır. de biz 34 ve nihayet sekiz gün içinde Sağlık Bakanlığı bununla yakından seker teslim ederiz. Nitekim bu ayın ilgilenerek İstanbul eczacılar kurumuna 12 sinde sipariş verenler şimdi mallannı bir tezkere göndermiş ve kalfalann bir almış bulunmaktadırlar. Bir kısım tüc gün istirahati için ya pazar günleri bütün carlar peşin para vermeyip mallannı aleczaneleri kapıyarak şehri n'ibetçi ecza dıklarından şeker de eskisi kadar gel nelerle idare etmek, yahud da kalfalara memektedir. Şeker fabrikalarımız bu yılhaftada bir gün izin vermek şıklanndan ki çalışmalarını daha yeni bitirmislerdir. Elde bir buçuk yıllık bir stok vardır. Bir birinin kabulünü bildirmiştir. şeker buhranı mevzuu bahsolamaz.» Eczacılar kurumu derhal eczane sa Maahaza halk şeker sıkıntısı çekme hibleri arasında bir anket açarak pazar mekle beraber Ramazan münasebetile günleri eczanelerini kapamağa razı olup olmadıklannı sormuştur. Mıntaka dahi geniş faaliyet gösterecek olan şekerciler linde mevcud 130 eczane sahıbinden ve çikolatacılar istedikleri şekeri bula mamaktadırlar. Dün öğrendiğimize göre 90 ı bu ankete cevab vermiştir. bazı tüccarların bu hareketi devam e Cevablann yansmdan biraz fazlası derse ayrıca tedbirler almacaktır. eczanelerin kapamnasını istemektedir. Eczacılar kurumu başkanı Cevad, Sağlık Bakanlığı tarafmdan sorgu vâki ol madan bile kendisinin kalfalarına birer gün izin verdiğini ve kurum idare heyetiHaber aldığımıza göre Şark demir nin bugün bir toplantı yaparak karar vevollarının satin alınması için Bayındırlık receğını söylemıştir. Bakanlığı namına müte^ass's bir heyet DENİZ tSLERI vakında Ankaradan gelerek şirket nezdinde tetkikatta bulunacak ve sirketin Italyan vapur kumpanyası bütün malzeme ve techizatile birlikte serprotesto edildi mavesine bir kıymet koyacaktır. İnönü denizaltı gemisine îtalya ban Diğer taraftan sirketin evvelki gün dıralı Reana vapurunun çarpması işine vapılan yıllık genel toplartısında hissealâkadarlar el koymuşlardır. darların da bu mesele etrafında müza Hazıne avukatı evvelki akşam geını kerelerde bulunduklan tahmin edilmekacenteliğine protesto göndermiştir. Dün tedir. sabah denizaltı gemisi kumandanile İtalyan şilebi süvarisi ticareti bahriyede toplanmışlar ve hasarın tesbiti işi ile meşgul İstanbul Müftiliğinden: olmuşlardır. Ikinciteşrinin 27 nci çarşamba günü Kumpanyadan zarar ve ziyan alına Ramazani şerifın iptidası olduğu ilân olunur. caktır. Şeker azlığının asıl sebebleri Tacirler veresiye muamele istiyorlar İzmirden gelen haberlere göre orada yapılmakta olan adlî tahkikatta kaptandan başka mes'uller bulunduğu, hâdısede iki idare arasında fazla yük alma rekabetinin de müessir olduğu anlaşılmıştır. Zecrî tedbirlerin tanzimine memur Buradaki ilgili makamlar bu iddiaları konferans ile 18 azalı büyük komisyon tamamen reddetmektedirler. bu aym yirmi beşinde toplanarak tatbi Dün de Denizyolları idaresinde idarî katın ne derecede ilerlediğine bakacak tahkikata devam olunmuş, Iüzum görü ve aksıyan noktaları düzelteceklerdir. lenler yeniden isticvab edilmişlerdir. Ayni zamanda İtalyan hava ve deni.^ Şimdiye kadar yapılan teknik araştır kuvvetlerini petrolsuz ve kömürsüz bıramalar hâdisenin sebeb ve amillerini şüp karak felce uğratmak için yeni tedbirler he götürmez bir halde meydana çıkar almmasını görüşeceklerdır. mıştır. Bu mühim maddelere şimdiye kadar Bu araştırmalarla alâkadar bir fen a memnuiyet vazedilmemesi Milletler Cedamı bu sebebleri şöyle izah etmiştir: miyetine dahil olmıyan devletlerin ve bü* « Kaza vapurun sıklet ve muva hassa Amerikanın alacağı vazıyetın beüı zene merkezlerinin bir araya gelmesin olmamasından ileri gelmişti. Çünkü A den olmuştur. inebolu vapuru, ilk iskele merikanın dahil olmıyacağı böyle bir olan Mersinden pamuk almış ve bunu memnuiyetten beklenilen tesir ve faide ambarlara yerleştirmiştir. Pamuk çok ha hâsıl olamazdı. Şimdi ise Amerikan.i valeli bir yüktür. Vaoura diğer iskele bu işte Milletler Cemiyetine engel ol lerden alınan ağır yükler de üste ve gü mıyacağı anlaşılıyor. Cumhur Reisi verteye konmuştur. Bu suretle muvazene Mister Ruzvelt ancak gelecek şubata kımerkezi sıklet merkezile birleşmiştir. dar hükmü cari olacak muvakkat bita Kaptanın bunu cok daha evvel farket raflık kanununda kömür, petrol ve diğer mesi lâzımdı. Merkezi sıklet ve merkezi ham maddelerın muharıblere verilmesi muvazeneti birleşen cisimler tıpkı ba menedilmediği halde yeni kanun yapılmlonlara benzerler. En ufak temas ve tazcıya kadar idarî tedbirlerle İtalyaya bu yikle mukabil tarafa yatarlar. Fakat İ gibi ham maddelerin ihrac olunmamasını nebolu vapuru îzmir körfezine gelinciye temine çalışıyor. kadar neden devrilmemistir? Sebebi basittir: Vapurda hayli miktarda su ve köMumaileyh böyle maddeleri italyaya mür vardı. Bu aeirlık gemive muvazene nakledecek vapurlara yapılmakta olan temin ediyordu. İzmire gelinciye kadar nakdî yardımların kesileceğini bildirm'ş bu su ve kömür sarfedildi, bu suretle de ve Amerikan petrol kumpanyalarına Ja muvazensizlik hâdisesi kaza mahallinde italyaya mal verilmemesi için şiddetli ihtahakkuk etti ve vapur balonlaştı. O va tarda bulunmuştur. Her halde vapur v? ziyette yolcular telâşa düşmese ve denize petrol kumpanyalan Amerikan hükumeyük atılmasaydı vapur o halile limana tinin ve efkân umumiyesinin dileğine kadar girebilirdi. Halbuki panik başladı, meydan okuyamıyacaklardır. 'Şu Haidfe yük atıldı. Bu hareketler muvazenesi bo bu ayın yirmi beşinde toplanacak zecrî zuk vapurun çabucak devrilmesini intac tedbirler konferansı petrol, kömür ve paetti. muk üzerine dahi memnuiyet koymakla bir mahzur görmiyecektir. Gemilerde su tanklan vardır. Bunlar*** dan bir kısmı boş bulundurulur ve böyle Milletler Cemiyetinin zecrî tedbirle havaleli eşya vaziyetWinde doldurulur. rine karşı îtalyanın almakta olduğu teuEğer boş tanklar da Mersinden kalkmadan evvel doldurulmuş olsaydı gene bu birlere gelince bunlar devletler üzerinde büyük tesir yapacak kabiliyet ve mahi kazanın önü alınırdı.» yette görünmüyor. İtalya hükumeti MilŞEHİR İŞLERİ letler Cemiyetinin topladığı tanzim konferansını tanımadığını ve aza devletleri Su istiyen köyler aldıklan tedbirlerden dolayı münferidjn Rami gibi şehre civar olan bazı kSyler mes'ul tutacağını her birıne ayrı ayrı Belediyeye müracaat ederek köylerine notalarla bildirmişti. Bundan maksadı şehirden su verilmesini istemişlerdi. Su italya ile sıkı ve mühim iktısadî müna lar direktörlüğü durumu incelemiş, esas sebeti ve menfaati bulunan devletleri itıbarıle bu köylere Terkos suyu akıtıl korkutmak ve tereddüde düşürmk idi. masmı kabul etmektedir. Yalnız, şimdhik Lâkin beklediği tesir hâsıl olmad". Bakırköyüne su verilmesi meselesile uğ Devletler münferiden ve lâkin ayni meraşıldığından bu cıvar köylere verilecek alde verecekleri cevabî notalarda Milîotsu biraz gecikecektir. Bununla beraber ler Cemiyeti azası bulunduklanndan üsular direktörlüğü bu köylerdeki abone ?erlerine düşen mükellefiyeti ifa ettikle ler miktannı tesbit etmektedir. rini bildireceklerdir. îngiltre cevabını b.ı ÜNİVERSÎTEDE Fizikî ilimler sosyetesinin çalışmaları gün verecektir. Hulâsa zecrî tedbirlere karşı îtalyanın yaptığı siyasî hareket iflâsa mahkum bulunmaktadır. Büyük faşist meclisinin toplantısmddn dahi İtalyanın Milletler Cemiyetinden ayrılması gibi fevkalâde kararlar çıkmadı. Meclis ahvalin neticesini beklemek üzere vereceği kararlan gelecek ayın on sekizinde yapacağı toplantıya bıraktı. Üniversitenin yeni kurumlarından biri olan Türk fizikî ve tabiî ilimler sosyetesi bugün Üniversitede bir toplantı yaparak nebatat profesörü Bravnerin Permeabi lite ve ziya mevzuu üzerinde yapacağı röportajı dinliyecek ve münakaşa ede italya hükumeti zecrî tedbirleri kararcektir. laştıran memleketlerin mallarına ka'şı Kurum kurulduğu gündenberi çok umumî memnuiyet tedbirleri almaktan faydalı ve ilmî toplantılar yapmaktadır. çekiniyor. Her devletin tatbik sahasında Kurumun en büyük hizmeti gerek Üni göstereceği şiddet yahud müsamahaya versite talebeleri ve gerekse bütün lise göre vaziyet alacağını anlatmakla iktıfa muallimlerinin istifadesi için çıkarmakta ediyor. olduğu türkçe fransızca ve ilmî mecmuadır. almanca Hulâsa Milletler Cemiyetinin harbi durdurmak için almakta olduğu tedbirler İtalyayı iyice sıkıştırmaktadırlar. Şark şimendiferlerile müzakere baslıyor ADLİYEDE Bir randevucu mahkemeye verildi Beyoğlunda oturan Madam Karol isminde bir kadının randevuculuk yap makta olduğu haber alınarak evinde a raştırma yapılmış ve içeride birçok ka dınlarla erkeklerin bulunduğu görülmi'Ş" tür. Madam Karol yakalanarak Adli yeye gönderilmiştir. Müddeiumumilikçe hakkında takibat yapılmaktadır. MUHARREM FEYZt TOGAY İŞLERt Avrupaya gönderilecek talebe Maden tetkik ve araştırma enstitüsü maden mühendisliği tahsil etmek üzce Avrupaya müsabaka ile 27 talebe gön dermeğe karar vermiştir. Avrupaya gönderilecek talebelerin lise mezunu olmalan almanca, fransızca veya ingilizce dille rinden birini okuyup yazabilmesi icab etmektedir. Müsabaka Ankarada yapılacaktır. TAPU VE KADASTRODA Heybeliada İsmetpaşa caddesinin 99 sayılı Manokyan apartımanı kadastro tarafmdan tutulmuş ve Adanın kadas trosu işine başlanmışür. Ramazan çarşambaya Heybelinin kadastrosu yapılıyor Prof. Doktor A L İ E S A T Avrupa seyahatinden dönmöştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: