27 Kasım 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

27 Kasım 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 fklncHejrfn 1939 CUMHURİYET larih araştırmaları Biz bize Yarına kalmak Nekadar açgözlüyüz! Dünü, bütün çirkınliklerinden soyarak, istenildiği zaman okunabilecek tatlı bir roman yapmak isteriz. Bugünü yaşamıya can atarız. Ve bunlar yetmiyormuş gibi yarına kalmak aşkile yanarız. Demir döven adam iki çelik pazı, genc kadın sinirlerı geren güzel bir heykel gibi, hiç değişmeden yarın da yaşamayı özlerler. Kalbimizde, bugünden yarına doğru akan bir yaşama isteği var. Bu istek, san'atkânn ruhunda kaynıyan bir ilham membaıdır. Yann düşüncesı gözlerinı o kadar büriimüştür ki bugünü görmez bile. Eserlerini, yann doğacak, açılıp serpilecek birer tohum sanar. Bugün kazandığı alkışlara doymaz, yannı bekler. Hepimiz böyleyiz. Seri halinde yapılmış oyuncaklar gibi ayni sözlerle avunuyor, ayni ümidlerle yaşıyoruz. Oyuncaklıktan kurtulmak için yorucu bir gayret lâzım! Yarın nedır? Ferd için birkaç sene, cemfyet için birkaç asır! Cemiyetin beş on asn, ferdin birkaç senesinden çok daha kısa değil mi? Beş on asrı aşarak içimize kadar sokulan dünün adamına bakınızl Aramızda bir iskeletten farkı var mı? O halde yanlış düşüncelerimizi düzeltelim. Ve yarının hayalini değil, bugünün hakikatini güzelleştirelim. Yaşamak için bizi istediğimiz gibi duyan, anlıyan tek bir varlık kâfidir. Beş on asır sonra iskelet haline gelmeyi ummaktansa o varlığı arıyalım, daha iyi ederiz. Onu bulmazsak ileride iskelet bile olamayız. Ege hafriyatmm ortaya çıkardığı hakikatler Alfabenin Girid medeniyetinde başladığı ve medenî yayılmada Finikelilerin bir tesiri olmadığı anlaşılıyor Bugünkü yazınm ilkönce nerede ve nasıl meydana çıktığına dair Avrupa i lim adamlannın ayn ayn buluşları ve düşünceleri vardır. Alfabenin Finikeliler tarafından bulunduğu hakktnda şimdiye kadar mevcud kanaat, bugün büsbütün ortadan kalkmıştır. Maxime Petitin başkanlığı altında yazılan (Kavimlerin Genel Tarihi) nde Finikelilerde yazıdan bahsedilirken: «Menşei hakkında uzun uzadıya münakaşalar yapılarak kat'î bir neticeye vanlamıyan Finike yazısı yirmi iki sadalı harften mürekkebdi. Bu harf ler fikirleri veya kelimeleri ifade etmezler, konuşmanın temelli unsurlannı teşkıl ederlerdi. Bu alfabe, biitün safhalan tamamile takib edilemiyen mütevali değişmeler neticesinde, Akdeniz havzasına yayılmıştır. Asyada Aramî, Ibranî ve A rab alfabelerile bu alfabelerden çıkan yazıların ilk tipi bu alfabedir.» Halbuki son araştırmalar, bu yazınm menşeini Knosos medeniyetine kadar getiriyor. Malumdur ki, Giridde, Kıbrısta, Kiklâd adalarındaki hafriyat, Ege medeniyetinden de evvel, neolitique devre aid bir medeniyet ortaya çıkarmıştır. Ondan sonra, milâddan evvel 1450 ye doğru medeniyet, Mıkende başlamıştır. Bu medeniyetin tükeni Homerin anlattığı Truva devrinin 1180 yıllarına doğru vukua gelen batımına tesadüf eder. Ve o devirde Ege havzasında demir devri başlar. Bu devrin yayılmasına yardım edenler Torlardır. O tarihlerde yazı, yalnız Mikenlilerde değil, Egelilerde de vardı. Knososta, Minosun sarayında ortaya çıkan medeniyet, herhalde 1450 den sonra değildir. Bu sarayda Minos devrine aid gayet kıymetli kütübhaneler ve ar şivler bulunmuştur. Bu yazılar, kâmılen taş tabletler üzerindedir. Buradan anlaşılıyor ki, yazı yirmi beş asır evvel Gi ridde kullanılıyordu. Hatta Sicilyalı Diodareın topladığı, eski an'anelet de bunu gösteriyor. Buradan anlaşılıyor ki, harfleri meydana çıkaran Finikeliler değildir; onlar bu harflerin biçimini değiştirmişlerdir. Hatta bu hakikat, Homerin yazdığı kasidelerin de yazılı olarak intikal etmiş olduğunu gösteriyor. Bu me sele ile en çok uğraşan Lang, bu fikır dedir. Binaenaleyh Akalar Mora ya rımadasına gelmezden evvel eski Yunan âleminde ayn ayn sistemde yazılar vardı. Hatta Homerin kasidelerinde gemi şekli de, şimdiye kadar kâh Finike ve Mısır denizciliğinde aranıyordu. Halbuki, bu gemilerin şekli, Finikelilerin bat tal ticaret gemilerinden çok farklıdır. Bu gemilere, en ziyade, Mısırda on seki zinci sülâle zamanından kalma levhalarda rasgeliniyor. Sebebi de şudur: Üçüncü Tutmes hızlı nakliyata lüzum gördüğü zaman Keftiou (Girid) gemilerine ö nem verirdi. Işte bütün bu hakikatlerin ortaya çıkması, Ege araştırmaları sayesinde olmuştur. Ege araştırmaları yapılmadan ev vel, Mısırlılarda fonetism mevcud ol duğu kabul ediliyordu. Bunun esasını Sâmilerin keşfetmemiş oldukları da biliniyordu. Sâmiler, yalnız kelimelerin ideografik kısmını kaldırmışlar, her sada için tek bir işaret kabul etmişler ,ve bunu bir sistem altına almıslardı. Daha sonra anlaşıldı ki, Etiler, Isa doğmaz dan 1300 yıl evvel, bir yazı kullanıyorlardı. Renanm fikrince, Sâmi yazısınm Genclerimiz bir Cirid kulübü kurmak istiyorlar Bu hususta Partiye ve Vilâyete müracaat edilecek. Bayburdlu gencler gidiyorlar Bir tutam ak saç merikah bir koca, kansınîö başında bir tutam ak saç göriçin, onu boşamıya kalOtuz beş yaşmda bir kadın için, bu ak perçim biraz erkendir. Bununla be raber, saçı daha erken ağaranlar yok değildir. Ve taze bir yüzün üstünde böyle gümüş bir tacın, kendine mahsus bir de güzelliği olduğu inkâr edilemez. Gelgelelim, bizim Amerikalı bu fikirde değilmiş. Tabiatten bahsolunmaz, değil mi ya? Amma, bence, işin doğrusu bu olmasa gerektir. Bu bir tutam ak saç, kansından soğumuş, usanc getirmiş, ve belki de başka kadınlara göz koymuş bir kocanın, durup dururken icad eylediği bir baha nedir. Amerika hâkimlerinin bu bahaneyi kabul edip etmiyeceklerini bilmem. Bildi ğim birşey varsa, ben terkedilmek istenilen kadının yerinde olsaydım, gerek muhakemeden önce ve gerek muhakeme esnasında, kocamın başma öyle işler açardım, ona hayatı o türlü zindan ederdim ki, saç ağarmasının nasıl ve ne demek olduğunu az vakit içerisinde öğrenirdi. Ve onun yaradılışı galib gelip te, saçlan ağarmasa bile, öyle eza ve cefa ederdim ki, hep böyle saçmı, başıru yol « dururdum. Giridde bulunan yazılı tabletler hakikî bulucuları Etilerdir. Bunlar, hi yeroglif harflerinin manalannı kaldıra rak fonetik isaretlerin kıymetine önem vermişlerdir. Etilerin bu icadı Tanisten Hebrona intikal etmiş, îsrail oğullan da bunu böylece kabul eylemiştir. Daha sonra, eski Kaldenin bütün es ran ortaya çıktığı zaman, Hommel, Fi nike alfabesinin Sumerlilerden alındığını ortaya koydu. Tam bu sıralarda Ege araştırmalan işin rengini değiştirdi. Kluge, (Mikenlilerin Yazısı) adh eserinde, Asyaya Avrupai alfabeyi sokan, Mikenli ler olduğunu ileri sürdü. Fakat Evansın Knosostaki kazıları ve adalarda yapılan kazılar artık tamamile ispat etti ki, yazı daha eski zamanlarda Giridde kullanılıyordu. Ve Ege âleminde bu yazılann ayni unsurlardan ibaret ve ayni kaidelere tâbi muhtelif şekilleri vardı. Hatta, Minos devrine aid tabletlerde rakamlar, ve gene ayni devre aid mühürler de piktografik ve ideografik bir yazı işaretleri de mevcuddur. Evansın fikrince, alfabenin aslı Girid yazısından çıkarılmıştır. Bu yazıyı Ege denizini aşarak Filistine götürenler, o tarihlerde Etilerle beraber Girid adasında oturan, Fılistinlilerdir. Sicilyalı Diodore da, aşağı yukarı, ayni fikri ileri sürüyor: «Bazıları, harfleri Suriyeliler icad edip Finikelilerin onlardan alarak Yunanhlar arasına yaydıklarını ve bu sebeb den bu yazıya Finike yazısı denildiğini söylemektelerse de, bazıları da buna kar$1 Finikelilerin harfleri icad etmeyip bu harflerin v»lniz i>içimleriı»i «leğiştircliltlarini ilerisürüyorlar.» '• *. UU Binaenaleyh, Girid kazılanndan sonra, artık iki hakikat tamamile ortaya çıkmıştır: Biri, alfabenin menşei Girid medeniyetinden başladığı; öbürü de, şim diye kadar sanıldığı gibi, medeniyetin muhtelif diyarlara yayılmasında Finike lilerin büyük bir tesiri olmadığıdır. Bayburdlu ciridcilerin üniüerrite meydantndaki oyunlarından bir intıba Bundan bir hafta evvel şehrimize gelerek Veliefendi çayınnda ve Üniversite bahçesinde iki müsabaka yapan Bay burd genclerinden mürekkeb cirid takımınm yaptığı oyunlan yazmışhk. Ciridcilerin bilhassa Üniversitede yaptıklan gösteri, genclerimiz arasında bu spora karşı sonsuz bir ilği toplamış ve yüzlerce Üniversite talebesi ciridcilerden bir müsabaka daha yapmalannı rica etmişlerdir. Haber aldığımıza göre Üniversitenin muhtelif fakültelerine mensub gencler Istanbulda bir cirid kulübü kurulması için Halk Partisine ve Vali Muhittin Üstündağa müracaat edecekler ve himayelerini rica edeceklerdir. Bu gencler Partinin himayesile eskt ve ulusal bu Türk oyununu tekrar canlandırılması ve bu suretle biniciliğin bütün gencliğe yayılması için çalışacaklardır. Şayed Parti de buna muzahir olursa buraya gelmiş bulunan Bayburd cirid takıkımı atlarile birlikte Istanbulda alıkonacak ve kulübün ilk nüvesi atılmış bulu nacaktır. Dün bir muharririmiz Bayburdlu ci ridcilerin başkanile göriişerek bu ulusal oyun hakkında biraz izahat istemiş ve ;u malumatı toplamıştır: « Eski Türkler Anadoluya gelir ien beraberlerinde ciridi de getirmis » lerdir. Cirid vaktile kalkan ve kılıcla oynanırdı. Bu harb oyunu zamanla ve yavaş yavaş halk tabakalanna da yayıldı. Şimdi sopalarla oynanıyor. Dedelerimiz bu oyunun kurdu hnişler. Biz şimdi atalanmızdan kalan bu millî oyunun gittikçe sönmekte olduğunu görmekle adeta müteessiriz. Fakat geçen gün Üniversite bahçesinde oynarksn yüksek tahsil genclerinden gördüğümüz alâka bizi son derece sevindirdi ve coşturdu. Cirid, gencleri cesur, atılgan ve kuvvetli yapar.. At neslinin düzelmesini temin eder.. Orduya amatör ve hazır süvari yetiştirir.. Yerli atlanmız ciride cok güzel ahşmaktadırlar. Zira bizim küçük at'r ck »hlgan ve çeviktirler.. Bu oyunun öğrçtilmesine yalnız de likanlılardan değil 1215 yaşındaki ço cuklardan başlamak lâzımdır. Spor noktasından oyunların hepsine faiktir. Heyecan vermek ve faydah olmak bakımın dan da eşsizdir. Biz şimdi Beyoğlu Halkevi himaye sindeyiz.. Yakında Ankaraya, oradan da Izmire giderek gösteri oyunlan yapacagız. îstanbul gencleri gerçi bizden bir o yun daha istediler ama bunu vapacacı mız şüphelidir. Alâkadarlann bu huEUs taki emirlerine tabiiz..» O da, aksaçın, bir kadın için hiçbir vakit zül olmadığını, ve ekseriya vakitsiz ağaran başlann daha çok saygıya lâyık bulunduğunu öğrenmiş olurdu. Kaldı ki, aksaça karşı, herifte yenil mez bir tahammülsüzlük mevcudsa, ke tenhelvasını Iâhzada lepiskaya çeviren çeşid çeşid boyalar da yok değildir. Insanlann boya kaldırmıyan ve kusuru örtülmiyen, yalnız ahlâk ve seciyeleridir. Bir adamın, Yenidünya yurddaşlanndan olup ta bunu bilmemesine doğrusu hayret ettim.. N. Halicde seferler Yeiai bir tarife hazırlanmağa başlanıyor Halic vapurlan muvakkat idaresinin evvelkiakşam Akay idaresinde yap tığı toplantıda idarenin işletme kadrolan tesbit edilmiştir. Eski şirket vapur ve iskelelerinde çalışan bütün memur ve müstahdemler yeni işletme kadrosuna alın mışlardır. Bu memurlann içinde işe yaramıyacak derecede ihtiyarlamış olanlan ileride bir tazmînat verilerck içten çıkanlacaklardır. Muvakkat idare heyeti onümüzdeki cuma günü de toplanarak idarenin merkez bürolarına aid kadrolan tetkik ede cektir. Belediye, Halicde vapur seferlerini ıslah etmeğe karar vermiş olduğundan yakında yeni bir seyrüsefer tarifesi ha zırlanacaktır. Yeni işletme tarffesinde elde mevcud bütün vapurlar çalıştınla cağından bunların içinde kazan ve tek neleri tamir ihtiyacı gösterenler pek yakında Ayvansaraydaki kızaklara çekile rek tamir edileceklerdir. Şimdiki halde vapurlardan sekiz tanesi çalıştınlacaktır. Belediye her iskeleden gününe göre bi nen yolcu miktannı da tesbit ettirmek tedir. Yeni işletme tarifesinde Eyüb ve Sütlüce hattına da sabah ve akşam di • rekt postalar konacaktır. Ercümend Ehrem TALU Teşrinievvel içinde Gıda maddeleri yüzde 4 yükseklik gösterdi Teşrinievvel ayında toptan eşya fiatlerinin nasıl bir hareket takib ettiğini gösteren endeksten bu ayda toptan eşya fiatlerinin eylule nazaran yüzde 4 nisbe tinde bahahlaştığı anlaşılmaktadır. Aldığımız malumata göre bu ayda bir ay evveline nazaran gıda maddelerindeki yükseliş nisbeti yüzde dörttür. Zahire ve hububat fiaticri bu yıl memlekette görülen yağmursuzluğun ve fazla ihracatm tesirile yükselmeğe devam ettiğinden yüzde dört, hayvanî gıda maddeleri bilhassa kasablık hayvan fiatlerindeki yükselmeden dolayı yüzde 5, nebatî gıda maddeleri yüzde 3 miktannda yüksel miştir. İM1İSARLARDA Oda Esnaf şubesinde tayinler Ticaret Odası esnaf tdare eski stokları satın alıyor lüğüne Galib Bahtiyann şubesi direktör yerine Mehmed Tütün tüccarlannın sermayeleri nin bağlı kalmaması ve memlekette mevcud eski stoklann harcanması için tüccar elinde bulunan eski seneler mahsulü tütünlerin lnhisarlar idaresince mübayaasına başlanmıştır. İdare Istanbul piyasasında bulunan Ziraat Bankasına ve bazı tüccarlara aid tütünleri satın almıştır. lzmir ve Samsun piyasalannda mev cud tüccar tütünleri de oralara gönderilmiş olan heyetler tarafından muayene edilmektedir. Bu tütünlerin içinde idare harmanlanna elveri§li olanlan satın alınacaktır. AHMED REFİK KURVMLARDA Hava tehlikesinden korunma kurları Bütün fabrikalarda ameleyi hava tehlikelerinden korunmaya alıştırmak için fabrika direktörleri tarafından kurlar hazırlanmağa başlamıştır. Bunlar Kızılay Kurumuna baş vurararak ne suretle maske tedarik edilece ğini sormuşlardır. Kurum da bu sualle Iskelelerin tamiri için de bir proje haEVKAFTA re ayrı ayn cevab vermiştir. Yakında zırlanmaktadır. halk için de hava tehlikelerine karşı koGenel Direktör Ankaraya gitti Azlık ve yabancı okullara runma kurlan açılacak ve birçok tecrü Evkaf Genel Direktörü Fahri Edir beler yapılacaktır. tayin edilenler neden şehrimize gelmiş ve dün akşam Azlık ve yabancı okullarda yeniden Ankaraya gitmiştir. Fahrinin Edirne muHava kurumu balosu Hava Kurumu tarafından 21 kânu daimî öğretmenliklere seçilen ögretmenle habirimize vâki beyanatında tarihî anıtnuevvelde Maksim salonunda bir balo rin kültür idaresince tayinleri tasdik edil lanmızı korumak için General Kâzun meden evvel okul idarelerince işe başlan Dirikin başkanlığındaki teşekkülden bahverilecektir. Saat 21 den sabaha kadar devam e dırıldıklan anlaşıldığından bundan böy sederken bu hayırlı teşebbüs cümlesi, bu decek olan balonun çok eğlenceli olması le bu tarzda hareket edilmemesi alâka hayırlı teşekkür şeklinde intişar etmijtir, düzeltiriz. darlara bildirilmiştir. için ç&lışılmaktadır. altın yüzüğü, en yumuşak fötrden şapkası, herşeyi nasıl müstesna bir zevkle intihab edilmiş. Maamafih seneler bu çelik vücudlü zabiti biraz şişmanlatmış... Çok değil ama... Belinin o eski kıvraklığı kalmamış, bakır rengi yüzünde şimdi kırısıklar var... Ve onun bu kınşıklıklan saklamak istediği pek belli... Yaşlanmışım, değil mi? Diyor, ve hâlâ beğenilen bir erkeğin emniyetile genc kadının bunun tekzib etmesini bekliyor: Evet biraz yaşlanmışsınız... Tabn sizi ilk tanıdığım kadar genc değilsinız... Maamafih... Bir elile volanı kullanırken öbür elile de genc kadının elini arıyor ve onun sözünü keserek: Beni artık beğenmiyecek misiniz? Diye şımanyor. Seza onun gözlerine bunu tekzib eden bir gülümseme ile bakıyor, fakat cevab vermiyor. O konuş makta devam ediyor: Fakat siz... Siz... Gene ismi unutuyor galiba... Biran tereddüd ediyor... Fakat sonra emniyetle devam ediyor... Fakat siz sevgili Seza... Siz henüz Unıdığım k«dar geoe k*lmıj*'nız>« şimdi o günlerden çok daha güzelleşmişsiniz... Küçük bir çocuk değilsinız artık... Olgunlaşmış, harikulâde mana kazanmış bir kadınsmız... Sizin yalınızın önünden geçtiğim günleri hatırlıyorum da... Sahi nereye gidiyoruz? Genc kadın heyecan içerisinde.. Sahi bütün o ıstırablar yüzünün hiçbir çizgisini değiştirmedi mi?.. Bilmem, diye kekeliyor... Deniz kenarına gidelim... Boğaza gidelim ister misiniz?... Boğaza... Otomobilin iki yanındaki pencereler açık ama içeri hiç hava giremiyor. O tekrarhyor: Ne söylüyorsunuz Boğaza gidelim mi?... Gidehm... Yusufun arkasından korka korka geldiği ve Sezanın peçesi altından ona ürkerek baktığı günlerin intikamını almak istiyorlarmış gibi beraber Boğaza gide cekler... , O: Sandala da binerdik ama diyor... Galiba hrtına çıkacak... Otomobil ilerliyor. Bir müddet susuyorlar. Erkek bu umulmıyan maceradan pek tnemnuna benziyor ve gene o konu Alinin tayin edildiğini yazmıştık. Şubede bundan başka daha bazı değişiklikler olmuştur. Şubeden çekilmis vaziyette bulunan murakıblardan Ferid tekrar vazifesine gelmiştir. Uzun yıllardır murakıbhk yapan Tevfik (Amca) daimî encümene seçildiğinden muraktblıktan çe kilmiş ve yerine lzmir tacirlerinden Nihad tayin edilmiştir. Öğrendiğimize göre Esnaf Cemiyet leri başkan ve genel sekreteri bugün Tütün toptan fiatlerindeki yükseklik lerde şube direktörünün baükanhğı a' tda bir toplantı yaparak yeni çalışma pro dolayısile ve çay fiatlerinde de ayni hal görüldüğünden mevaddı mükeyyife fiatgramını çizeceklerdir. leri yüzde 2, iptidaî maddelerin toptan Hakem heyeti dün toplandı fiatleri yüzde 4, madenlerin toptan fiatBelediye ile Evkaf arasındaki anUş leri yüzde 3 yükselmiştir. mazlığı tetkik eden hakem komıs Mevaddı nesciye toptan fiatleri bu ay yonu dün eski Adliye Bakanı Yusuf Keda geçen ayın ayni olarak kalmıştır. mal, eski Ekonomi Bakanı Mustafa ŞeTeşrinievvelde ithalât eşyası fiatleri ref, Tokad saylavı Nazım, Çorum sayyüzde 3 ve ihracat eşyası fiatleri de yüzlavı Münirdcn mürekkeb olarak toplande 4 nisbetinde yükselmiştir. mış ve her iki tarafça verilen iddianameleri tetkik etmiştir. Millet mektebleri açılıyor Bu iddianemler üzerindeki incelemeler iki gün içinde bitirilecek ve heyet hük Millet mektebleri 1 kânunuevvelden münü verecektir. rtibaren tekrar açılacakhr. şuyor: Bana hayatınızı anlatmız. Neler yaptınız? Birbirimizi kaybedeli nekadar çok zaman geçti yarabbi... Kaç sene geçti». Yirmi sene oldu mu? Hayır... On dokuz sene.. On dokuz sene... Fakat bu bütüı bir hayat çocuğum... Bütün bir hayat... Kocanız var mı?.. Yok... Öldü... Şimdi evli değilsinız demek?... Genc kadına bakıyor. Basit şapkası, basit elbisesi ve boyasız yüzünün galiba şimdi farkına vardı... Gayriihtiyarî: Hayat, yalnız bir kadın için çok giic değil mi? diyor. Bunun manasını anlamıyan Seza başını sallıyor: Evet... Çok güç... Sizinle meşgul olacak bir erkek arkadaşa ihtiyacınız var!... Sonra duruyor, gülümsüyor: Ben ihtiyarladım, diyor. Asıl benim, benimle meşgul olacak bir arkadaşa ihtiyacım var... Ne söylemek istiyor... Seza anlamıyor... Yalnız evlenmemis bir genc ki7in ilk işitriği evlenmek teklifi kadar bu söz onu utandırryor: Ben de evlenmedim... Fakat benim evlenmekliğime imkân yoktu ya!... Umumî Harbden sonra da benim gayet gürültülü bir hayatım oldu... Ismimi işitmişsinizdir. Hele bu son senelerde... Hayır... Ben burada değildim, Avrupadaydım. Bu söz biraz canmı sıkıyor galiba.^ Maamafih bunu göstermiyor... Seza, siz bana yirmi yaşımı iade ediyorsunuz. Bugün şimdi sizin yanınızda yirmi yasımdayım. Yirmi yaşında... Otomobili Hisar mezarlığınm onünde durduruyorlar. Sularda ufak bir çırpımş bile yok... Sizin yalı... Nerede?... Teyzezadelerim yıktırdılar... Esasen yalı benim değildi... Hayatta yapayalnız mısınız?.. Sezanın kalbindeki bütün kızıl coşkunluk bir anda küllenmiş bir ateş gibi kurşuni oldu. Yusuf onun: Yapayalnızım.. Dediği dakikada ne düşündüğünü anlamıyor ve sesinin ioğu.k çıktığının farkına varmıyor... Zavallı küçük kadın.. HIÇ Edeb! Roman: 58 Seza... Seza diyecektim... înanınız unut madım... Nişi hatırlıyor musunuz?.. Seza küçük bir kız gibi önüne bakı yor: Yağmurlu bir geceydi... diye mınldanıyor. Beyaz saçlı adam etrafına bakmı yor: Bu akşam da çok fırtınalı olacağa benziyor... Fırtma... Müthiş bir nrtınanin hayali gozunde canlanan kadın, onun gözlerinin içine bakarak gülümsüyor: Nereye gidiyorsunuz?. Seza ona bakıyor... Evet nereye gidiyorsunuz... Vaktiniz var mı? Işiniz acele mi? Hava çok sıcaktı... Biraz dolaş mağa çıkmışhm, çıkbnu öyU mi>., N« Yazan: Suad Derviş iyi tesadüf.. Rica ederim geliniz sizi otomobilimde bir dolaştırayım. Sizi bırakmak istemem.. Seza itiraz etmeği düşünmüyor bile... Gözlerini kaldırarak ona hayranlıkla bakıyor... Senelerdenberi birinci defa olarak kalbinde bir sevinc duyuyor.. Öyle sonsuz bir sevinc ki... Bu ne umulmaz bir tesadüf... Boş, bomboş hayatı şimdi birdenbire nasıl doluyor, ve kalbinde senelerdenberi gömülü kalmış bu ateş yoksa yavaş yavaş damarlanna yayılan bir yangm olabilecek mi?.. *** Otomobil siyah ve küçük bir araba. Yanyana oturuyorlar. Şimdi Seza ona dikkatle bakıyor. Zabit olduğu zamanda bile gösterdiği büyük bir dikkatle giyinmiş çağlabadem rengindeki kostümüne uygun sade kıravati, ipek gömleği, kü$ük parm«ğınd«ki k«lm (Arkan üar)

Bu sayıdan diğer sayfalar: