15 Aralık 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

15 Aralık 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünün Genci Anlatıyor Sermed Muhtar Alus Yakın maziden maceralar 13 Palabıyığın ise düz rakısile mezele rine uyar yoktu. Bir cızbız köftesi pişi rirdi ki parmaklannı ye; bir midye plâkisi yapardı ki yeme de yanında yat. Taratorlan, salafalan, turşulan tabağın içinde çiçek demeti gibi dururdu. Bu saydığım yanyana kazinolann onünde, salapuryalar, kayıklar sıralan inış... Pek meraklı mısın, içinde şüphen olup kılı kırk mı yanyorsun, tahta mer divenden denize in; kayıklardan birinin içine atla. Küplerle, hasırhlarla kayık 'düzünü gözünle gör ve inan. Demin de dedim ya, o akşam denize, deryaya karşı ferahlıya ferahlıya birkaç tek çakmak için Aksaraydan Palabıyık Nışanın kazinosuna vurmuştum. Niha yetteki köşeden: Bu tarafa, bu tarafa!.. Tosun biz buradayız yahu!.. Yanımıza gel be hemşerim!.. diye barbar bağınyorlar... Heps: de en aziz arkadaşlar. 2 CUMHÜRİYET Blrtncftântuı 1935 f Şehir ve Memleket Haberleri J Esrarlı bîr cesed daha bulundu Kayıb veznedardan da hiçbir haber yok istiyoruz! 1 Siyasî icmal Habeş împaratorunun red cevabi ecrî tedbirlerin pefrole teşmilile Italyanın iküsadî hayahmn büsbütün felcc uğnyacağı, biln hassa Afrikadaki ordulannın şimdi harbe ve taarruza iyice hazırlanan Habeş kuvvetleri karşısında hareketten âciz kalacaği muhakkakn. Harbi durdurmak üzere bütün dünya milletlerinin elbirliğile alınacak en müessir tedbirin mütearnz devlete petrol, çelik ve demir gibi harb «anayiinin özünü teşkil eden ham maddeleri vermemek olduğunu düşünen elli hükumet esas itibarile bu tedbirlere razı ol « muşlardı. Milletler Cemiyetinin haricinde bulu4 nan Amerika bile yukandaki düşünce * lerle mezkur tedbiri hususî usul ve yol * larla kendi başına tatbika hazırlanmıştî. Milletler Cemiyeti misakında taarruz eden devlete karşı askerî tedbirler alınmasına dair ahkâm vardır. Fakat İtalya gibi ham madde yetiştirmiyen bir memleket için bunlara aid memnuiyetlerin vaz'ile ayni neticenin elde edileceği düşünüldüğünden hiçbir devlet bunlann tatbikma iriraz etmemişti. Zaten askerî tedbirlerin tatbikı icab etseydi bütün dünya milletleri arasında bugün gördüğümüz birliği ihtimal göremiyecektik. ı Altlan berere kalmış gibi, koyu koyu gölgeli, iki aded didei âhu... Çürük dedikleri, erbabını çıldır tan gözler yok mudur, ta kendisü... Son günlerde şehrimizde bulunan ceHep coşularak birer rakı daha tokuşsedler çoğalmağa başlamıştır. Bu cesedruruldu ve yuvarlandı. (Arkasında güvez çarçaf, yanında lerin kimlere aid olduğu ve başlanna neda mavi püsküllü bir oğlan çocuğu var ler geldiği daha öğrenilememiştir. îlk cesed Kadıköyünde kumsalda budı!) demezler mi? lunmuştu, ve bir erkeğe aiddi. Ikinci ce Eşyayi Ayniyedeki kara kadın değil sed Kasımpaşada yedi gün evvel bir lâmi imiş?.. Hiç ses çıkarmadan dinliyorum. On ğımın kenarında bulundu, polis ve ad liyenin bütün çalışmalanna rağmen hâlâ lar devamdaydı: Filipi, arkadaşlan. Konkordiyayı, hüviyeti bile anlaşılamadı. Dün sabah falanı festekizi hemen sattık. Tramvay, Halicde Yemiş iskelesinde kayıklarm yolu tutmuşken arkasından koşup içine durduğu yerde bir erkek cesedi bulunmuştur. Cesedi görenler hemen polise haatladık. ber vermişler, polis te Müddeiumumiliği Hüsnü ile Ziya gene yanştaydılar: Pencerelerden giren rüzgâr kadm vak'adan haberdar etmiştir. Vak'a yeri lar yerinin perdesini uçunryor. Çürük ne gelen adliye memurlan cesedin üzeringözlü arada bir başını döndürür gibi ya de ilk tetkiklerini yapmışlar ve cesedi Morga kaldırtmrçlardır. pıyor!.. Yeni bulunan cesedin üstünde kömür Kendisine bindiğimizi çakmadı deIçki dediğin, candan ahbabla bir ğil, fakat gururlu mu gururlu. Anlama amelelerine mahsus bir caketle bir pantalikte, yarenliği tutturarak, soyleşe şakalon vardır. Kollarile vücudünün bazı kıiaşa içilir. Tek başına bir kenara büzü mazlığa geliyor, tetiğini bozmuyor. Bizde, gelsin işaretlerin envaı; söz mlan çürük bir haldedir. 35 40 yaşİüp rakı atmanın ne zevki vardır ki? nnda görünmektedir. Ceblerinde hiçBen de bizimkilerin arasına kanşhm. atmalann çeşidi. Ceblerimizden defterleir şey yoktur. Bir haftadan fazla denizRakıyı kadehe koydum; kadehi ağzı ri çıkardık. Gazel, şarkı beyitlerinin en kaldığı zannedilmektedir. ma götürüp siftahı çekeceğim sırada ar seçmelerini oku babam oku!.. Kasımpaşada bulunan kadın cesedi Tramvay Beyazıdda yan yan kadaşlardan ikisi bileğime yapıştılar. ıin bir mühacire aid olduguna dair olan Biri Pasaport Hüsnü, öbürii de Şık ya boşalmışU. Hemen perdenin arkasınayialar tahakkuk etmemiştir. Kadınm Ziya... Allah rahmet eylesin, ikisi dt daki sırayı kaptık. Pencere ile perdenin stünde bulunan bir kâğıdda «Bana Kamerhumdur. Pasaport Hüsnü, dahibye arasından fıstık, hndık atıyoruz; kalıpümpaşayı gösteriniz» diye yazılıdır. de pasaport kalemindeydi. Ağzını pasa cıgarası uzatıyor; küçük fıskıye ile gerdanına, göğsüne lâvanta sıkıyoruz... Bun Vleçhul kadınm Kasımpaşaya gitmek üport kelimesine o kadar alışhrmışta ki her zere evinden ayrıldığı ve türkçe bilme lâfta dilinde pasaport. Bilhassa tanıştığı, lann hiç biri sanki ona değil.. Tramvay, Tevekkül dedi, durdu. diği için bir kâğıd yazdırıp yola çıktığı görüştüğü kadmlar için (pasaportunu kla yakın gelmektedir. verdim!) tabirini kuilanır, bu sebeble Çürük gözlü, yanındaki mavi püsküllü Veznedardan da haber yok çocukla ve ortayaşlı bir kadınla indi. Pasaport Hüsnü derdik. Beş gün evvel kaybolan Galata pos Şık Ziya da (memurini mülkiye ko Haydi hop diye biz de aşağı... Hamamın sokağma saptılar. Biz tanesi veznedan Hüseyin Hüsnüden hiçmisyonu) kalemlerinden birinde mii eyyizdi; haddinden fazla sıklığa özenirdi. de arkalarından. Biraz gittikten sonra bir haber yoktur. Bu işle alâkası olduğu İkisi de, zendostlukta, aşk ehlilikte çok sola kıvrıldılar. Gene biz peşlerinde... zannedilen Abdullah ismindeki talebe ile ilerideydiler. Biribirlerine öyle eşler ki Bodur minareli bir mesçidin karşısında, ahçı Mehmed yakalanmı; ve nezaret alkaplama tahtalan yeni tamir görmüş, tına alınmışlardır. bir arabaya koş... cumbalı bir eve girdiler. Afçı Mehmed de kayıb Elimi yakalamışlar, iki gündenberi ahçı Mehmed de orta Ne dersin, çürük gözlü bir defa Dur, onun şerefine çekecegiz! di ye bir türlü rakımı içirtmiyorlar; öteki olsun başını çevirip gülümsemedi bile. dan kaybolmuştur. Mehmedin ortadan Yanbuçuk bir asnalık lutfet be zalim!... kaybolduğunu gö'ren kansı iki küçük çolere de: Hüsnü, önündeki kadehi yere fırlatıp uğuna bakmak üzere kocasının hissesi Haydi siz de kadehlere boy gös terin! Bir daba onun aşkına içeceğiz! rakıyı bardağa boşaltmış, adamakıllı olan bir lokantada öteberi satmaktadır. Abdullah hâlâ Emniyet Direktörlügün coşmuştu: diye ısrardalar... Hepiniz şahid olun!.. Işte yemin dedir. Dün kendisi memurlann nezare O, dedikleri her kimse, şerefine. aş kına kadehler tokuşturulcru. Hep bera Ie» söylüyorum. Ben bensem, vallahi de tinde muhtelif yerlere götürülmüş, fakat ber dikildi. Başladılar bana anlatmağa: billâhi de onu elde edeceğim. Bugün de hiçbir netice elde edilememiştir. Şimdi ortaya bir de köpek meselesi Bugün daireden çıktık. Babıâlı ğilse yann, yann değilse öbürgün... Dediğime muvaffak olamazsam topunuzun çıkmıştır. Abdullah aradasırada büyük yokuşundan inip sola kıvnldık. Galatave cins bir köpekle gezermiş. Son zamanya geçeceğiz. Karaköydeki Filip (*) te önünde şu bıyıklan kazıtacağım! Şimdi şaşılacak birşey söyliyeyim mi? arda bu köpek kaybolmuştur. Bu da arkadaşlarla buluşacağız. Ardından yukanya, Konkordiyaya falan çıkacağız.. Bu sözleri duyar duymaz sanki büyülen biraz şüpheli görülmektedir. Veznedann Aşağıdan bir tramvay gelip tam önümüz miş, afsonlanmış gibi değişivermiştim. ailesi son derecede merak içindedirler. de durdu... Beygirleri çatlayası, dingil Kendi kendime: (Herkes şeşi beş görüDENfZ İŞLERİ leri kınlası gelemez olaydı; karş'mızda yor da sen mi doğruyu seçiyorsun?.. Seduramaz olaydı... îçinde öyle bir par nin kara dediğin böyle bir malmışi sana Halicde yeni tarife da hayran, ne dive kıymetini bilme ça ki ya hay!.. Halic vapurlannın muvakkat işletmedin?) diyorum. Tuhaf değil mi, adeta Hüsnü ile Ziya fesleri yere vurdular. sı heyeti dün sabah Akay idaresinde efkârlanmaSa başlamıştım. bir toplantı yaparak sosyetenin yeni sey(Sen anlatacaksın, ben anlatacağım!) Valide rahatsız. Doktorun reçe rüsefer tarifesini tetkik ve tasdik etmiştir. diye yanştalar, mecelleşmedeler. Biri 8teleri cebimde. îlâclan yaptırıp götüre tekine meydan verraiyor: Buna göre şimdiki halde Halicde müceğim! diye bir yalan atarak arkadaş nakalât altı vapurla idare edilecektir. On senedir bıyıklan burdum, on lann yanından sıvıştım... Ne yapacağı Fakat program saatleri iyi hesab edile senedir bunca kadın gördüm; böyle gözmi, ne tarafa gideceğimi ben de bilmiyor rek çok dikkatli bir şekilde hazırlanmış lüsünü gördümse... dum. Bir de baktım ki hiç farkmda ol olduğundan yeni tarifeden dolayı halk O bir çift göz yok mu, yalnız o iki mıyarak Aksaraya inmişim; Taşkasabı hiçbir sıkmtı çekmiyecektir. göz... Dünyada bir örneği daha varsa... geçmişim; Tevekkül hamamının önüne Yeni tarifede direkt postalar eskisine (*) sonra Cenyo kazinosu, şimdilerde bile varmışım. nazaran sıkıştınlmış, fakat diğer posta de posta şubesi olan dükkân. (Arkan var) lann miktan artınlmıştır. Yeni tarifenin tabikına yanndan itîbaren başlanacaktır. Adapazarı doktorlarından bir şikâyet Beyoğlunda Kumbaracıyokuşu Fakihe apartımanı birinci kat 13 numarada oturan Naci imzasile bir mektub aldık. Bu mektubda deni liyor ki: «Adapazannda çalışan babam bir akşam kalb çarpıntısma tutulur. Kardeşim derhal doktor Memdn ha gidiyor, bu zat başım ağrıyor gelemem diyor, buradan doktor Kâmile gidiliyor. O da geceleyin ben gelemem diyince kardeşim doktor Süleymana baş vuruyor, o da evde bulunmuyor. Bunun üzerîne polis komiserliğine müracaat ediliyor. Komiserlik kardeşime bir polisle bir bekçi vererek bir doktor bulunur. Fakat bu doktor babamı muayene edince: Çok geç, bir saat evvel olsaydı kurtarmak çareleri vardı cevabını veriyor ve verdiği ilâca rağmen babam ölü • yor. Kardeşim polis komiserliğine müracaat edinciye kadar bir ba çuk saat doktor peşinde koşmuş . tur. Böyle anî bir tehlike karşısmda doktorlar gecetyin evlerini bırakamazlar mı? Alâkadar makamlaruı dikkat nazannı çekmenizi dilerim.» Okuyucumuzun bu şikâyeti çok şayanı dikkattir. Hakikaten iddia edildiği gibi, ölüm halinde bulunan bir hastanın davetine bu gibi baha neler serdedılerek icabet edilmedi ve hasta da bu yüzden öldü ise, Adapazannda bulunan doktorlar büyük bir töhmet ve mes'uliyet yüklenmiş ler, demektir. Bu hususta Sıhhat ve Içtimaî Muavenet Vekâletinin tahkikat yaptırarak bu iddianın doğru olup olmadığını meydana çıkarmasını, 2,000 çocuğa yemek tevzii başhyor Kızılay yanndan itibaren yemek dağıtacak Kızılay Kurumunun son yapüğı toplanhda 2,000 muhtac çocuğa yemek dağıtmağa karar verildiğini yazmıştık. Kurum dün bütün kaza merkezlerine pazartesi gününden itibaren yemek da ğıtmalan için emir vermiştir. Merkez hissesine düşen 800 çocuğa yemek verecektir. Diğer taraftan bu iş için yardıma çağmlan Çocuk Esirgeme Kurumu bütçesinde böyle bir tahsisat bulunmadığından yardım edemiyeceğini bildirmiştir. Dün bu hususta başkan muavini Reşidle görüştük. Bize şunlan söyledi: « Kızılay Kurumu yardım maksadile bizden 3,000 lira istemişti. Halbuki heyeti umumiyece kabul edilen bütçeden böyle bir meblâğ ayırmak imkânı yok • lur. Çünkü bize ne Belediye ve ne de merkez hiçbir yardımda bulunmuynr. Kızılaya yardımda bulunamadık ama gene yurd yavrulanna faydalı olabil mek için bütün kaza ve nahiye şubelerimize, bu işe azamî ehemmiyet vermeleri için tamim gönderdik.» Çocuk Esirgeme Kurumunun Beya zıd, Adalar, Kadıköy, Kızıltoprak şu beleri azamî 60 ı geçmemek üzere fakir yavrulara yemek dağıtıyorsa da Istanbu!da mevcud 10,000 yavrunun yansından çoğu bakımsızdır. Çocuk Esirgeme Kurumunun bu işe önem vermesini daha doğrusu bütün faaliyetini bu nokta üze nnde toplamasını yurd yavrulan namına dileriz. Başta Fransa olduğu halde birçok dev« letler askerî tedbirlere iştirak etmek istemedıklerini türlü türlü sebebler göstererek çoktan anlatmışlardı. Şimdi ise petrol ve diğer mahrukat üzerine konulacak memnuiyerin askerî tedbirlere muadil olduğu meydana çıkmışür. M. Musolinî Italyanın iktısadiyatmı boğacak ve ordusunu Habeş ordusu karşısında hareketten âciz bırakacak bu yeni zecrî tedbiri hasmane bir hareket ve harb faaliyeti sayaMÜTEFERR1H cağını Fransaya bildirmiştir. M. Musolini ayni zamanda harb hareketi saydığı bu tedbire îtalyanın gene harb hareketile mukabelede bulunacağı < nı açık olarak anlatmıştır. Italyanın yapacağı herhangi bir mukabelede hedefi Akdenizdeki Ingiliz ve Fransız donanmalan ve bunlann üsleri ve mevkii müstah « kemlerile idareleri ve işgalleri altmda bulunan Tunus ve Mısır gibi yerler olacağından iki devlet îtalyanın sonu belli olmıyan nevmidane hareketlerine yalnız kendılerinin maruz kalmamalan ve yeni zecrî tedbirlerin mes'uliyetini yalnız kendi üzerlerine almamak için son teklifleri yapmışlardır. Bu teklifler îtalva için «on derecede müsaiddir. Çünkü Bahriahmer sahilin deki Eritre müstemlekesine asıl Habesistanm en mühim eyaletlerinden biri olan Tigrenin büyük bir kısmını ilhak etmek tedir. Bundan başka cenubda BüyüK Menelijzin zaptettiği bütün yerler yani şimdi Habeşistanm hukuku hükümranisi altmdaki toprakların yarısı kısmen îtalyanın Somali müstemlekesile birleştirilmek, kısmen de Italyan muhacirlerinin iskânma ve îtalyan kumpanyalannm istismanna açık bırakılmak suretile îtalyaya verili yor. Ingiltere Nil sulannm membalarım ve Sudana mücavir yerleri ve Fransa dahi Fransız Somalisinin arkasmdaki top raklarla Adisababaya kadar giden Fransiz demiryolunun geçtiği yerleri îtalyaya teklif olunan arazinin haricinde bırakmışlar ve Milletler Cemiyetinin kontrolünü bu yerlere teşmil ederek kendilerine aid nüfuz mıntakalannın emniyetini ve atisini sigorta etnişlerdir. M. Musolini Habeşîstanîn yarîsim kendisine peşkeş çeken bu teklifleri kabul etmeği Ingiltere ve Fransa ile sonu şüpheli bir harbi göze aldırmağa tercih edecektir. Fakat Habeş Imparatoru memleketinin yansmı îtalyaya ve kalan yarisînî da Milletler Cemiyetinin murakabesine ve dolayısile îngiltere ile Fransanm kontrolü altma koyacak olan bu teklifler! f derhal reddetmiştir. Şu kadar var ki îngilizler, împarato^ run bu cevabi vereceğini pek iyi biliyorlardı. Asıl maksadlan bu red cevabi ile petrol memniyeti tedbirinin alınmasmdan cıkacak vahim neticeleri ve mes'uliyetî kendi sırtlarından atarak Milletler Cemîyetine yükletmek olduğundan bu cevaH kendileri için ayni isabet olmuştur. Şimdi iş îngilterenin, Fransanm ve zecrî tedbirleri tanzim konferansile bunun asıl komisyonu olan Onsekizlerin elinden çıkmış, Milletler Cemiyeti meclisine dönmüştür. îhtimal meclis te işi büyük meclise bırakacaktır. îngiltere ile Fransa işin içinden sıyrıldılar ve Milletler Cemiyetile îtalyayı karşı karşıya getirdiler. Son söz Milletler Cemiyetine kalmıştır. Gelecek sali meclisin ve ihtimal daha sonra toplanacak büyük meclisin mezkur teklifler ve petrol memnuiyeti hakkında vereceği kararlarla bu müessesenin beynelmilel adaleti ve sulhu koruyabilecek kuvvette olup olmadığı meydana çıkacaktır. Lutfi Fikrinin emlâki satılıyor Pariste ölen avukat Lutfi Fikri emlâk ve akannın bir çoğunu Universiteye ve hayır müesseselerile bazı hayırlı işlere bırakmış ve bu işlerin tanzimi işini de vasiyetnamesinde bir heyete havale et misti. Bu heyet vazifesine başlamış ve ilk i.« olarak Lutfi Fikriye aid olan Ada daki dört köşkle bir miktar arazinin sanlmasına karar vermiştir. Müzayede yann Beyoğlu sulh hâ kimliğinin huzurile yapılacaktır. Istiyoruz? Son göçmenler Tamamen Kocaeli mıntakasına yerleştirildiler Bir iki gün evvel Cuhmuriyet, Nazım ve Bursa vapurlannın getirdıkleri üç bini mütecaviz göçmen tzmit mmtakasına tamamile yerleşmiş gibidir. Gelenlerin verdikleri izahata göre halihazırda Köstencede birikmiş göçmen yoktur. Yalnız mahsullerini ve mallannı satmış bir hayli göçmen vardır ki bunlann da şimdilik nakillerinden sarfınazar edilmiştir. Bu • nunla beraber bilhassa Bulgaristanda bu gibi mal ve mülklerini satmış ve memleketimize gelmek arzusunu göstermiş olan mühim miktarda göçmen bulunduğu, bunlardan hiç olmazsa iskân istemiyenlerin gelmelerine müsaade edilmesi, lâzım geleceği, aksi takdirde sattıklan mallann parasmı orada yiyerek yazın buraya on parasız dönmeğe mecbur kalacaklan söylenmektedir. Bunlann sıcak memle ketlerimizde iskânlan kolay olabilecektir. Istanbulun Şile ve saire gibi mülhak kazalannda her ihtimale karşı göçmen ıskânı icin verler hazırlanmaktadır. Aero Espressonun mukavelesi bitiyor Istanbuî Atina Brendizi arasmda hava postalan tertib etmekte olan Aero Espreso hava nakliyat sosyetesinin hü kumetimizle yaptığı mukavele bu ayın sonunda bitmektedir. Sosyete isinin sona erdiğini alâkadar dairelere bildirmiştir. Bostancı Fakirlere Yardım Birliğinin faaliyeti Bostancı fakirlere yardım birliği, her yıl olduğu gibi, bu yıl da 69 nüfustan ibaret 21 aileye un, patates, zeytin, yağ, tuz, kömür ilâ gibi yiyecek ve yakacak vererek bunlan sevindirmiştir. îsmail Safaya dair Geçenlerde palto ve saire çalmaktan suçlu olarak muhakeme edilen tsmail Safanın Mahmudiye otelinde oturduğu yazılmıştı. Dün Mahmudiye otelinin müdürü Mükriminden aldığımız bir mektubda tsmail Safanın vaktile bir müddet otelde kaldığı, fakat iki sene evvel uzaklaştınldığı bildirilmektedir. Halk Operetinde Telli Turna KURUMLARDA Eski Liman şirketinin eşyalan Eski Liman Sosyetesine aid bulunan ve şimdi Liman Genel direktörlüğü ta rafından kullanılan emval ve eşyayi Liman Sosyetesi tasfiye heyeti bundan uzun bir müddet evvel satılığa çıkarmıştı. Fakat muayyen müddetler daima gelip geçtiği halde verilen değer kâfi görül mediğinden müzayede müddeti uzatıl makta idi. Şimdiye kadar bu satılığa çıkanlan mallann yegâne alıcısı, tabiî olarak daima Liman Genel Direktörlüğü olmuştu. Nihayet bu mallann denizde bulunan kısmı yani motörlü motörsüz mavnalar, romorkörler, muşlar satılmıştır. Bunlann hepsini Liman Genel Direk törlüğü 400,000 küsur liraya satın al mıştır. Liman hanı, Balattaki kızak mahalli ve sosyeteye aid diğer binalar ise fiat haddi lâyıkmda görülmediğinden satılmamıştır. Bunlann yakında tekrar müzayedeleri yapılacaktır. Başmüşavire raporlar verildi Liman Genel Direktörlüğü Ekonomı Bakanlığı başmüşaviri Van der Parteniye istediği raporlan dün tevdi etmiştir. Baş müşavir bu raporlan tetkikten sonra yann Iimandaki tetkiklerine tek rar devam edecektir. Muallimler Birliğinin çayı Muallimler Birliği, azalan şerefine dün Beyoğlu Halkevinde bir danslı çay vermiştir. Çaydan evvel Halkevi başkanı Ha şim ve birlik baskanı Etem birer söylev vermişlerdir. Muallimlerden Beyoğlu mıntakasında oturanlar Halkevine kaydedilmişlerdir. Eğlenme saat 20,30 a kadar devam etmiştir. Çanakkale vapuruna dair tahkikat Çanakkale vapurunun şaftınm kınl ması hâdisesi hakkında yapılan tahkikat evrakmm Ekonomi Bakanlığınca tetki kine başlanmıştır. Bakanhk bu tahkikat evrakma göre muvakkaten işten el çektirilmiş olan Denizyollan fen heyeti reisile vapur süvarisi ve serçarkçısı hakkında kat'î karannı verecektir. Bu karann bu günlerde tebliği beklenmektedir. Çanakkale vapurunun tamiri devam etmekte dir. Millî Türk Talebe Birliğinde and içme töreni Halk Operetinde yeni oynantnağa baflıyan Telli Turna operetinden iki gahne Halk Opereti, birkaç gündenberi, Mahmud Yesarinin yazdığı, Sezai ve Seyfeddin Asaf kardeşlerin besteledikleri Telli Turna operetini oynamaktadır. Rövü tarzmda yazılmış olan Telli Turna nükteleri, musiki$i, danslan ve dekorlarile muvaffak olmuş bir eserdir. Bilhassa pek mütenevvi olan danslan pek hoşa gitmekte ve çok alkışlanmaktadır. Hergün biraz daha kuvvetlenen Halk Operetinin bu yeni eserinden daha tafsilâtIa bahsedeceğiz. VÎLAYETTE Kaçakçıhk işlerinin takibi Vilâyette, görülen lüzum üzerine, kaçakçıhk işlerinin daha fyi ve bu işle uğraşan makamların anlaşrnfesile takib edilebilmesi jçin bir komisyonu teşkil edilmiştir. Ilk toplantısmı yapan bu ko misyona vali muavini Hüdai başkanlık etmektedir. Komisyonda Gümrük Mu hafaza Başdirektörii, Emniyet Direk törü ve Inhisarlar Genel Direktörü veya namına takibat direktörü bulunmaktadır. Komisyonun yaptığı toplantıda umumî vaziyet gözden geçirilmiş ve sık sık top lanılması takamir etmiştir. Millî Türk Talebe Birliğinin yeni seçilen idare heyeti dün Halkevinde birçok üyelerin de iştirakile bir toplantı yapmış ve nizamname mucibince and içmiştir. And içme törenine îstiklâl marşile başlanmıştır. îdare heyeti uzun alkışlarla selânjlandıktan sonra başkan Hüseyin kısa bir söylev vererek bu yıl çok çalı Tabiî gerek sosyete gerek yeni idare şacaklannı ve idare heyetinin ödevlerini hükumete aid olduğu için bu satışlan hakkile başarmağa gayret edeceğini söykanunun emrettiği bir formalitenin ikmalı lemiştir. işidir. Blından sonra otomobillerle Taksim meydanına gidilerek anıda kırmızı beyaz 19 Ramazan 1354 çiçeklerden yapılmış büyük bir çelenk 15 Blrlnclkflnun 1935 konmuştur. Ezanl Ezanf Imsak 12,50 5,31 KÜLTÜR İŞLERİ GOne^ 2,37 7,18 Kültür işleri 7,27 12,08 Istanbuî Kültür Direktörü Tevfik Iklndi 9,48 14,29 Akşam 12,0O 16,41 ı Kültür Bakanlığınm daveti üzerine bazı direktifler almak üzere Ankaraya git 18,20 Yatsı 1,39 miştir. MUHARREM FEYZl TOCAl

Bu sayıdan diğer sayfalar: