16 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

16 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Birinciteşrin 1936 CUMHURIYET Suriye ve Antakyada telkikler Sofya (Hususî) Köse îvanof ıkiı>ci kabineyi teşkil ettiği zaman bu kabıncnin programında en mühim mevki, bırın [Baştarafı 1 inci sahifede) başmakalede ezcümle şunları yazmak ün belki yirmi bin, belki otuz citeşrinin sonlarına doğru yapılacak manlar birbirlerini görmemişler gibi ha tadır: bin İstanbullu bir sürprizle karmeb'us intihablanna verilmişti. Hakika reket etmişlerdir. Kendisini gene hu «Türkiye Hariciye Vekili harice yapşılaştı, tatlı bir şaşkınlık geçirdi. ten ikinci Köse îvanof kabinesi bu meb'us intihablarmı yapabilmek için işe başiad), dudda karşılıyan Bulgar gazetecilerine tığı sık seyahatlerle sık sık Sofyadan Onların arasında vaktin nakid olduğunu • fakat kabine azası arasındaki anlaşama Hariciye Vekilimiz bu defa çok kısa geçmekte ve her defasında da Sofya is unutanlar, günü öldürmek için yerden, mazlıklar yüzünden muvaffak olamadı. beyanatta bulunmuş ve gazetecilere an tasyonunda icab eden ihtiramlarla kar gökten yardım anyanlar da vardı. Bu Antakya (Hususî surette gönderdi türkçe ve ikisi de bozuk arabcadır, Bu zümre ahk ıslatan cinsten bir yağmurun şılanmaktadır. Çünkü en mühim mesele meb'us intihab cak şu sözleri söyliyebilmiştir: ğimiz muhabirimizden) Burayı de ziyaret fırsatından istifade ederek ora Türkiye Hariciye Vekiline gösterilen sinsi sinsi dökülmesine rağmen öbek, ö« Yugoslav zimamdaranile Bel larınm eski intihab kanunile mi, yok^a nize bağlıyan 25 kilometroluk asfalt nın münevver bir yerlisile konuştum. gradda yaptığım temaslardan fevkalâde bu ihtiramlar onun şahsile beraber aynı bek toplnmışlardı, karşılaştıkları sürpri| yenı bir kanunla mı yapılmasında idi. Eyol, Asi ırmağına dökülen büyük ve Sancak mukadderatmm mevzuu bah zin zevkini gün batıncıya kadar yaşatğer mebus intihabları eski intihab kanuni memnun olarak dönüyorum. Burada da zamanda kendisine bir dostluk muahe küçük Karaçayları geçtikten sonra, «Sü solduğu şu sırada kendinin ve soydaşlamak azmile saatlere sırtlannı çeviriyorlarle yapılırsa seddedilen partiler kendiliğin çok eski ve çok iyi dostum Başvekiliniz desile bağlı olduğumuz Türkiyeye kar veydiye» ye ulaştı. Süveydiye tam de rının siyasî noktai nazarlarını sordum. şıdır da.. Fakat Türkiye Hariciye Ve dı. den ihya edilmiş olacaktı. Buna ıse bir le karşılaştığımdan ve gene Bulgaristanniz kenannda değildir ve küçük bir na Muhatabım bana su cevabı verdi: Şark hikâyelerini pek seven, fırsat bul] çok kimseler razı değildi. Bunlann başm dan geçtiğimden dolayı çok memnunum. kilile Başvekilimiz arasındaki bugünkü hiye merkezidir. Nahiye müdürü de « Biz, Türklerle asırlardanberi Başvekilinizle fazla görüşeceğim için bu mülâkat artık teşrifat programmı aş dukça da dile almaktan geri kalmıyan da Kral geliyordu. 1935 senesi 21 nısaYüzelliliklerden Adanalı MollaYusuf kaynaşmısızdır. DP'mizdeki sözlerin yamakta ve hususî bir ehemmiyeti haiz bir dostum, şemsiyesinde toplanmış sulanmda Kralın Bulgar milletine hitabsn defa size ancak bu kadar kısa beyanatta tur. rısı öz türkçedir. Adetlerimiz, an'anelebulunmaktadır. Daha bir hafta evvel rı belkemiğime akıta akıta koluma girdi, neşrettiği bir beyannamede eski parti ha bulunabileceğim. Beni mazur görünüz. Bağlık ve bahçelik içerisinde, müte rimiz, sazımız sözümüz Türklerinkinden Başvekilimizle Türkiye Hariciye Ve güle güle düşüncesini anlattı: yatına kat'iyyen rücu edilmiyeceği çok Başka defa daha uzun görüşürüz.» vazı, fakat şirin bir kasaba olan Süvey farklı değildir. Bugün bile biz Türklekili Cenevrede beraberdiler. Ve orada Şimdi inandım. Yugoslav hududundan Sofyaya ka kat'î bir lisanla söyleniyordu. Kral şimdi diyenin bir kilometro kadar garbinde ve rin yüzünden kazanro geçiniyoruz. Bi Boynumu büzüştürerek sordum. dar Hariciye Vekilimiz Basvekilin hu bugünkü Avrupa siyasetini idare eden sözünden geriyc dönemezdi. Diğer ta lerle ve kendj kendilerine görüşmüşlerdi. deniz kenannda büyük bir Alevî ziya naenaleyh Türklere bu kadar sıkı kül Neye? raftan ordu da eski parti hayatına dön susî vagonlarında kendilerile uzunuza îki gün evvel Başvekilimiz Belgradda retgâhı var. Kireçle badana edilmis ve tür ve menfaat bağlarile kenetlenmiş o Bınbir gece masallarına? meğe taraftar değildi. Bu vaziyet karşı dıya görüsmüslerdir. idi. Arkasından Türkiye Hariciye Ve üstüne künbet tarzında bir parça ilâve lan bizlerin Türklerden aynlmamıza im Sebeb? Ekspresin Sofya istasyonunda kaldısında gayet tabiî olarak ikinci Köse IVÎkili de Belgradda bulundu. Avrupanın edilerek uzaktan kolonyal bir şapka bi kân yoktur. Sancağın mukadderatına bir Malum ya, o masallarda bir saniye nof kabinesi Kralın 21 nisan beyannaoıe ğı on beş dakikalık müddet zarfmda da yaşadığı bu çok heyecanlı anlarda Tür içinde saraylar yapıldığı, gene bir saniye cimine sokulmus olan bu ziyaretgâh, Arab veya herhangi bir yabancı hâkim sine uygun yeni bir intihab kanunu hazır Bulgar Başvekili Köse îvanof Hariciye kiye ve Bulgaristanın haricî siyasetlerini Süveydiye ve civarında oturan Aleviler olacağma, Türklerin hâkim olmasını islayıp onu heyetı vekıleye sevkettı. Fakat Vekilimizi Kralın istasyondaki kabul sa idare edenler arasında şimdi mühim şey| zarfmda Bağdaddan Hindistana gidildice takdis edilen bir kaya parçasıdır. ter ve bu yolda onlarla beraber yürü daha ilk içtimada heyeti vekile azası ara lonlarına davet ve orada kendilerine ler görüşülecektir. Bizim Türkiye ile ik ği söylenir. Denizden yüz metro kadar içeride bu mekten çekinmeyiz.» Elini, bütün gelip geçenlerin gözlerisında anlaşamamazlıklar başgösterdı ve kahve ikram etmişlerdir. Kabul salo lunan bu ziyaretgâhın çevresinde, hal Bu sözler, eğer müsahedelerimden e Çankof partisine mensub nazırlar bu yeni nunda Hariciye Vekilimiz, îran sefirile, tısadî ve siyasî menfaatlerimiz vardır. ni kendine çeken sürprize uzatarak ilâve İki hükumet arasında ebedî bir dostluk kın zavallılığından ve batıl itikadların dindiğim intıbalan tevid etmemis olsayintihab kanununa taraftar görünmedııer Yugoslav sefareti maslahatgüzarını da muahedesi mevcuddur. Bu muahede etti: dan istifade etmeyi çok iyi bilen şeyhler dı, buna nihayet kurnazca bir kompili Işte canlı bürhanı. Dün yoktu, bui ve bu suretle bu yeni kanun da heyeti ve kabul edip kendilerile ayrıca görüşmüş Büyük Harbden sonra Bulgaristanın tarafından binalar kurulmuş, haymeler man nazarile bakardım. gün var. Buna bakıp o efsanelere inantür. kileden geçemedi ve birinciteşrinin sonakdettiği ilk muahededir. Bu da gösteryapılmış ve en iptidaî insan sürülerini Bityas köyünün yakın maziye aid bir larına doğru yapılacak meb'us intihab Vekilimiz gene kendisini karşılıyanlar mektedir ki biz, Türk dostluğuna husu mak gerek! andıran bir zavalhlıkla bu kaya parça hikâyesi vardır. Türk matbuatında za Giilüp yürümeğe hazırlanırken başka; ları da yapılamadı. Bu vaziyet karşısh tarafından çok samimane bir surette u sî bir ehemmiyet atfetmekte ve bu dostsmdan meded umanların yürek sızlatıcı man zaman uzun dedikodulara sebebiğurlanarak yollanna devam etmişlerdh. luğun her zaman daha samimî olmasını bir dost önüme çıktı: da ikinci Köse îvanof kabinesinin istifası bir şekiide istisman icin ne yapılmak lâ yet veren «Musadağında Kırk Gün» Beş on yıl önce, dedi, Parise gibekleniyordu. Fakat Başvekil Köse İva Sofya sefirimiz Ali Şevki Hariciye Ve arzu etmekteyiz. Bu, iki memleketin de zımsa yapılmış. Şeyh Hızır adı verilcn romanının mevzuunu bu köylüler teşkil den bir şarkh Eyfel kulesine çıkar, başı nofun Milletler Cemiyeti içtimaına gitme kilimizi Sofyadan ileriye üç istasyon da menfaati icabıdır. Bugünkü karşılaşma bu kaya parçası hakkındaki efsanenin etmistir. Hikâyeyi anlatayım: si bu istifayı geri bıraktırdı. Köse îvanof ha teşyi etmiş ve Hariciye Vekilimizle iki memleket münasebatındaki bu isti döne döne şehrin dört yanını gözden gei özü sudur: avdet etmistir. hususî olarak görüşmüştür. Büyük Harbin ilk yıllannda her ta bugün artık Sofyaya kameti artık tebarüz ettirecektir. Biz, bu çirmeğe koyulur. O sırada Fransa hü i Guya, Hızır Aleyhisselâm, günün Bulgar matbuatı Hariciye Vekilimiz görüşmeden Balkanlar sulhu için yalnız kumet merkezinin bir köşesinde mühimj rafta yapılan Ermeni tehciri, merhum Kralla ve arkadaşlarile görüştükten sonra birinde gelmiş bu kaya parçasının dibince bir yapı işi varmış, bu yüzden orası Cemal Paşanın Dördüncü ordu mmta kabinenin istifasını Krala verecektir. le Bulgar Başvekili arasındaki bu gö iyi neticeler beklemekteyiz.» de istirahat etmiş! harabe gibi görünüyormuş. Adliye yanÇünkü bu vaziyet karşısında kabine mun rüşmeye fevkalâde bir ehemmiyet atfetÇok ciddî ve Çankof partisinin naşiri gınından Ayasofyada kalan enkaz gibi îşte bu kadar. Yıllardan ve asırlar kasında tatbik edilmemişti. Diğer bazı tazam çalışamamakta ve programmı tat mektedir. efkân olan bu gazetenin Hariciye Ve taş, toprak kümeleri filân olacak!.. Ey, danberi bu muhitte ve daha uzaklardaki köylerde olduğu gibi Bityas köyünde de bik edememektedir. Yeni kabineyi gene Bir Bulgar gazetesinin mühîm kilimizin Sofyadan geçmesi münasebe felden Parisi tarassud eden seyyah, b J Aleviler için hurafenin, geriliğin ve zaval Ermeniler rahat rahat yaşayıp gidiyor Köse îvanofun teşkil edeceği siyasî me bir makalesi tile yazdığı bu çok samimî basmakale manzarayı o güzel şehre yakıştıramaz,* lılığm timsali olarak yaşatılan bu ziyaret lardı. Günün birinde, denizden görüle hafilde kuvvetle söylenmektedir. Yal Sofyanın en ciddî gazetelerinden Sofyanın bütün siyasî mehafilinde iyi kendi memleketinde Parisin çirkinliklerî j gâh etrafında, kısırlar, sar'alılar, sıt bilecek yüksek bir noktadan düşman ge niz bu defa kabineden Çankof parlisınin Slovo gazetesi «Tevfik Rüştü Aras bir tesir bırakmış ve ona büyük bir e malılar küme küme günlerce sürünür ve de vardır diyebilmek için not alır. Lâkiu; iki mümessili çıkıp yerlerine çiftçi perti bu taş parçasından şifa umar.. Manda milerine işaret verildiği anlaşılıyor ve i sinden iki mümessil kabineye girecek Sofvada» baslığı altında neşrettiği bir hemmivet atfedilmistir. ertesi gün, üç yüz metro yükseklikten bir' Tahkikat, ter idarenin islerini kolaylaştıran bu huşaret cihazları yakalanıyor. temaşa daha yapmak içın Eyfeli ikinci miş. Tabiî bunlar yalnız rivayet. Hakirafeperestlik, bu kör taassub; büyük bir tetkikat.. Ve nihayet anlaşılıyor ki bu kat olan birşey varsa Köse îvanof Kıala defa tırmanınca ne görse beğenirsin?.. itina ile muhafaza ve tervic ediliyor. hiyanet işinde Bityaslılar da alâkah. lunmaktadır. Şu hale göre şikâyet edikn Yirmi dört saat evvel gördüğü harabemsi \Baştarafı 1 inci kabinenin, istifasını verecektir. Ust tarafı Vaktile geniş dutluklan olan ve i O zaman hükumet Tiü** Kpy\ nasıl cereyan edercek, orasını artık kirose ci maddesinin ilk fıkrasında işlenen ve fa hâdiseyi zabıta, mahallinde mcşhuden manzaradan e^ser yok. Yerinde bir bahçe pekçilikte çok ileri giden Süveydiyede tehcir için tertibat alıyor. Tatbikata bilmeraektedir. ^ ili o sırada veya pek az sonra yakaianan vukua gelip gelmediğini tetk!!. ve delil var. Meğer bir gecede yığın yığın taşlar % bugün göze çarpan bir fakır var. Sebe mek istiyor, fakat hiç beklenmiyen bir tabiri kullanılmakta olmasına gbre suç olarak gösterilen şahidlerin de malunıat kaldırılmış, harabeler gülistana çevril bini sordum: îpekçiliğin para etmediği mukavemetle karşılaşıyor. Buraya bir lunun işlediği suçu, işlediği idJia edilen larını öğrendikten sonra meşhud suç kamiş. ni, vergilerin ağırlığını ileri sürdüler. Susar gibi görününce sordum: yerde herkesin görebileceği va7 yc'.te ol nununa tevfikan takibi iktıza ettiğine kaalay asker gönderiyor, bunlann tenkil Süveydiyenin yanmdaki deniz sahili, lerine çalışıyor. Lâkin alayın kumandanı Ne çıktı bu hikâyeden? naat getirdikten sonra takibata başlıya ması lâzımdır. Şu şekle nazaran za'oıta, geniş bir düzlük halinde uzayıp gidiyor. bir Arabdır. Köyde mahsur Ermenilerle Deminki dostum gibi o da önümüzde mevhum bir suçtan şikâyet uzerine olma* bilir. Mücerred bir şikâyet vr ihbar hiç Ankaradan gelen haberlerde İnhisarCenubda Kel dağ ile şimalde Hınzır anlasıyor. Para alıyor ve onların kaçıp, yıp, vukuuna hakikaten kanaat getirdiği bir vakit zabıta memurlarını bu kanunla yükselen sürprizi gösterdi: lar Vekâleti ve tnhisarlar umurn mü burnu arasındaki bu sahanın birçok yer müdafaası daha kolay olan «Musada meşhud suç hakkında faaliyete geç^r. takibe sevketmez. Zabıta gerek talim~.t Bu hikâyenin doğruluğunu şu zadürlüğü için Ankarada Yenişehirde yaleri ziraate müsaiddir ve ekilidir. Daha ğı» na yerleşmelerini temin ediyor. Ayni Binaenaleyh gazeteler yazı'.a'ında, tah namede yazılı izahat ve gerekse sair su rif yapı ispat etti. Mademki bir gecede cenubda Basıtburnuna kadar uzayan alay bunları bu dağda kırk gün muha pılmakta olan yeni binanm bittiği, tef min ettikleri şekilde herhangi b!r şahsın retlerle bu hususta tamamen tenvır edil gözümüzün önüne böyle bir eser konulasahil panoraması cidden göz alıcıdır. A sara halinde bulunduruyor. Amma, bu rişatının da ikmalinden sonra buradaki (bana filân adam hakaret etti) veya miş olduğundan yazı muharrir!n!n bu kor bildi. Pariste de bir harabenin yirmi dört müdürlüğün kânunuevvelden (beni dövdü) veya (bana söz a^tı) ya kusunun zuhuruna ihtimal mevcud de saat içinde bağ, yahud bahçe haline getiçık havalarda buradan Kıbrıs adası da arada bunlann düşman gemilerile mu umum sonra Ankaraya taşmacağı bildirilmek hud da (sarkmtılıkta bulundu) gibi mü ğildir. görülürmüş. rildiğine inanmak icab eder. Hatta... haberesine de göz yumuyor. Nihayet tedir. cerred şikâyet ve ihban üzerine o kiınsc Süveydiyeden sonra, arkadasJanm Ey, hatta? Mücerred ihbar yapan kimse kırkıncı gün, bir gece sahile bir Fransız beni meşhur «Musadağı» yakınındaki Hatta Ayasofyadaki enkazın bir Filhakika bina bitmiş ve mefruşatı hiçbır vakit zabıta tarafından yalnız bu nin delilleri de ona göre uydurması kargemisi yaklaşıyor ve önceden kararlaştıkadar bir şikâyetle iz'ac ediln"»yip K& şısında ne gibi tedbir alınabilmiştir? Bityas köyüne götürdüler. Burası bir gün kaldırılacağına da şu sürpriz delâlerıldığı veçhile bunlar dağdan kaçıp bu nın hazırlanmasına da başlanmıştır. Bununun tarifi dairesinde meşhud^n böyle Ermeni köyüdür. Havasının, suyunun ve Şimdiye kadar böyle bir hâdise tile inanabiliriz. gemiye ilticaya muvaffak oluyorlar. rada binanm plânlarma göre umum bir suç vuku bulduğuna zabıtaca tam bir çıkmamıştır. Fakat çıkması ihtimal da manzarasının güzelliği sebebile Antak Her iki dostuma hak verdim, çünkü Harb bittikten sonra köylerine dönen müdürlük, kısım ve şubelerinin yerle kanaat geldikten • sonra, şikâyet edilen yanın bir savfiyesi halini almıştır. EskiAkay îdaresinin Köprübaşına bir gece Bityaslılar o gün bugün kendi hallerin şecekleri dairelerin ve memurlann o şahıs hakkında takibata başlar. Bu da hilinde olabilir. Ş'kâyetçinin suçun iş den Ingiliz konsolosluğu yapmış bir a içinde yerleştirip te bize sürpriz gibi seyde kazanclarile mesguldürler. Pek etli dalarmm da tesbitine başlanmıştır. Ye suçun vuku bulduğu ihbar olunm yerde lendiği yeri söylemesi lâzımdır. Suçun damın yaptırdığı güzel bir kazino ve rettirdiği zarif iskele onların mülâhazaye süt'üye kanşmazlar. Yalnız, öğren ni İnhisarlar binasmm bütün mefruşatı suçun işlendiğini teyıd ve tevs k edıci de meşhud olabilmesi için işlendiği ihbar büyük havuzlu taraca, karsıdaki ormanlarını gerçekleştiriyordu. diğime göre bugün bir etiket halinde yeniden yapılacağı için buradan eşya lillerin vücudü ile kaimdir. Zabıta her olunan mahalde herkesin onu görmesi lı dağlara ve Antakya Süveydiye yoM. TURHAN TAN mevcud olan Antakya îskenderun gönderilmiyecektir. nekdar hiçbir tahkik yapmakîizın yalnız veya böyle bir hâdiseyi işıtmiş olması ikluna hâkim bir vazivettedir. Bize servis İdarenin kânunuevvelde nakli mese zabıt varakasile suçu tesbit ederek ev tıza eder. Musanna bir dava ihdas et meclisi umumisinde buralı bir Ermeni ayaDan yerli Ermeniler tam Anadolu lumatlan olmadığını ve birşey görme lesine gelince, tefriş ve tanzim işinin o rakı suçlu ile beraber Müddeiumumiliğe mek istiyen kimsenin nihayet biriki kişiyi türkcesile konuşuyorlar. Tavır ve eda za olarak bulunmakta imiş. diklerini söyledikleri anda iddia veya Bitvastan Antakvaya dönerken etra zamana kadar bitirilemiyeceği söylen vermesi iktıza etmekte ise de ta'imatna kandırabilmesi ihtimali mevcuddur. Tek şikâyetin artık bu kanunla takibine imlarında, konuşmalarında Anadolu Türk mekte, kış ortasında memurlann ve köylüsünden f arksı» bir çeşni var. Arafıma dikkat ettim: hemen hicbir tepe nakli kabil diğer eşyanın Ankaraya menin 16 ncı maddesinin son fıkrasında mil muhiti kandıramaz. îki kişi böyle kân kalmaz. Bu şikâyet umumî hükümyazılı olduğu üzere zabıtanın ^aptı yap bir suçun yapıldığını söylemiş olsalar bi ler dairesinde takib edilir. Ve filhakika sıra kendi aralarında ermenice de ko voktur ki, üzerinde kirec badanalı bir nakli müşkül görülmektedir. madığı sırada delil olarak gösterilen şa le meşhud olması için işlendiği zaman tasni edilerek yapıldığı anlaşıldığı tak nuşuyorlar. Fakat dikkat ediyorum, bu kubbecik bulunmasın. Bunlann Alevî Bu vaziyete inzimam eden nakil tahermenice, benim şimdiye kadar kulağı ziyaretaâhları oldusunu söylemeğe bil sisatı yüzünden İnhisarların önümüz hidlerin hâdisede malumatlan o!up ol orada mevcud olanların umumunun gör dirde müşteki ile ona bu tasni suçunda deki ilkbahardan sonra Ankaraya taşı madığını şifahen sorarak öğrendiklen son mesi iktıza edeceğinden suç maha'linde yardım edenler kanunun tayin ettiği cemın alıştığı bir ermenice değil: On kenrıem ki lüzum var mı? ra zapta isimlerini yazması lüzumlu bu bulunanların böyle bir hâdiseden ma zalarla cezalandınlırlar.» nacağı söylenmektedir. AKVERDt limprîpn. mese'â ücü ermenice ise, beşi Musadağında 40 gün macerasının içyüzü Bulgar kabinesi Kabinenin neden istifa edeceği anlaşıldı Türk Bulgar münasebatı Hariciye Vekilimiz Bulgar Başvekilîle görüştü Surprız Antakya ve havalisindeki Ermeniler, «Dilimîzdeki sözlerin yarısı öz türkçedir, an'anelerimiz, sazımız Türklerinkinden farklı değildir» diyorlar Meşhud cürümlerden maksad nedir? İnhisarlar Idaresi Anka• aa ne zaman tasmıvor? •v niden cesaret verdiğiniz için seviniyorum. pa arabasına atıp Sedbaşmdaki oteller muşak okşamalarla kanmıyarak otelin madan harab bir halde çıkan hasta günFakat biliyor musunuz, bu kuvveti ne den birine indi. balkonuna çıktı; orada güneşe karşı boy lerce sürecek bir depresyon içerisine düreye kadar kullanabilirim? Eskiden baluboyuna şezlonga uzandı. 2 şer; sapsan benzi, dermansız dizlerile bam da böyle düşünmüş, bunu yazılarınSabahleyin güneşle beraber gözlerini Mehmed Demirin bugün erkenden so kendini büsbütün tükenmiş, gücünü so dan anlıyorum. Zora dağ mı dayanıı açtı. Renkli ve zengin izlerle dolu olan kağa çıkması ve vakit geçirmeden isleri nuna getirmiş sanardı. Cumhuriyetln içtlmaî romanı: 3 Yazan: Hilmi Ziya derler amma, ya önümüzde durdurula bu küçük yolculuk gecesinden çıkarken, ni yoluna koyması lâzımdı. Onun böyle Fakat onca asıl tehlikeli ve derin olan cak bir sel varsa? içinin her zamankinden daha taşkın, daansızın Bursa yolculuğunu yapmasma değişme, ruhî kuvvetlerindeki inhitattı. Mehmed Demir, ilk defa karşısmda yor musunuz ki, siz talihli insanlann nes Hâdiseleri fazla büyültmeğe gel ha canlı olduğunu duyuyordu. Hemen da bu işleri sebeb olmamış mıydı? Av Büyük kriz gecelerinden sonra, gözle kini iyiden iyiye gözden geçirmek fırsatı lindensiniz. Yirmi yaşımı doldurdum de mez diye Demir cevab verdi. Kuvvetli giyinmeden, bir sigara yakıp otelin Gök rupadan döndüğü zamandanberi sıhhati rindeki canhlıçMn sönüverdiğini, en u nı bulmuştu. Birbirlerine baktıklannı bı di. Çocukluğumdanberi beslediğim hul istemesini bilmeli! Gerçekten kuvvetli bir dereye bakan penceresi kenanna otur pek te yolunda gitmiyordu. Çok defa fak bir işde bile karar vermek, yap liyorlar, fakat gene gözgöze gelmekten yalar, bir meslek tutmak, tekbaşına, hür isteğin önüne hiçbir kuvvet geçemez. du. Gökdere, uzun bir uykudan yeni u geceleri bir nefes sıkısıklığı içinde uya mak kudretinin tükendiğini hissederdi. O çekiniyorlardı. Bir aralık, bu tehlikeli yaşamak, babam gibi hayata girip fikirNur, uysal bir tavırla başmı önüne yanmış gibi kuru çakıllar üzerinde tem nır, ve birçok hazır ilâclarla buhranı ge sanki inanılmıyacak bir metamorfozaL] raslaşmadan kurtulabilmek için Nur bir ler için çarpışmak hulyalan artık gitgide iğmiş duruyordu. Onda, kabul etmekten bel tembel akıyordu. Güneşle parlıyan cirmeğe uğraşarak saatlerce uyanık kauğramış gibi birdenbire başka bir adam; daha çok masal halini alıyor. Onlan dü ziyade meramını anlatamıyacağını farke nemli yapraklar böl ve sürekli yeni bir lırdı. Nasıl ve ne zaman geleceği kes denbire: halini alırdı: Dikkati gevşer, gittikçe Siz Avrupadan gelen genpler, bi şünmeden kendimi alamadığım için, gene den bir insanın içine kapanmış hali sezi yağmurun henüz geçtiğini gösteriyordu. tirilemiyen bu krizler uzun müddet sür daha zivade icine kapanır, başka za liyordu. Mehmed Demir, karşısında açık Yar kenarından fışkıran ağaclar, top memekle beraber gene onu kınp geçir ze acıyarak bakıyorsunuz değil mi? diye kendi kendimden utanıp gülüyorum. bir takdir veya mukavemet beklediğini rağın güneşe teşekkürü halinde uzan meğe kâfi gelirdi. Bazan sıklaşır, şid manlarda en az değer verdiği ve çok desordu. Çocuksunuz! diye Demir itiraz etfa dudak buküp geçtiği küçük vak'alar Size mi dedi? Türk kadınlarına ti. Tahsiliniz yok mu? Kendinize güven gösterir gibi ısrarla ona baktı. Yolıın makta idi. Yaprakların arasından sü detlenir ve sabahlara kadar sürer; haszülen tatlı bir ısık odanın ortasına kadar ta o zaman iri bir boğa vılanı tarafından şimdi onun için birdenbire ehemmiyet mı, yoksa harbin darmadağın ettiği miyor musunuz? Darülfünuna girebilir bahçelere daldığı yere gelmişlerdi. Babam hasta! dedi, onu bıraka sokulup, eşyaya alaca dalgalı bir renk kavranıp boğulan bir şikâr haline geîir, kazanır; yerinde söylenememiş bir söz, bütün gencliğe mi? Işte ben de o kazaya siniz. Hayatla pençeleşir ve bugün hulya ve göğsü hırıltılı can çekismesi gibi bo dalgınlıkla geçilen bir selâm, çok eski' uğnyanlardan biriyim. Sınıf arkadaşla dediğiniz şeyleri yann hakikat haline ge mam. Kardeşime ben bakmağa mecbu verivordu. rum. Onlar bana yardım etmek şöyle nm Canakkalede, Kafkasyada öldü. O tirebilirsiniz. Bol günes, bol hava ve rüzgâra göğ ğuk sesler çıkararak hava ile pencelesir, zamanlara aıd hatta unutulmuş olan maradan dönebilenlerin yüzüne de ben bakNur, Mehmed Demirin bu hararetli dursun, ben onlara destek olmak istiyo sünü veren Mehmed Demir pencere ke tepresir ve solurdu. Etrafındakileri el sum bir günah gözünde büyümeğe, de mağa utanıyorum. Yok canım, böyle teşviklerini iyi bir yüzle, gülerek dinli rum. nannda geniş bir nefes aldı. Garbın sisli leri böğründe perisan bir hale setirip. rinlesmeğe ve tepesine asılı Demok düşünmek için Avrupada yaşamağa ne yordu. Sözünü karşılamaktan ziyade Tren, arsız bir çocuk düdüğü gibi acı havasile ısıtmıyan ve yalnız aydınlatan hastaya saatlerce musa'lat olan bu ej les kılıcı gibi onu her dakika büyük bir lüzum var? Tatlısu frenklerile ahbablık ergeç birşey söylemek mecburiyetinde acı öterek ağacların arasından kurtuldu. güneşinden usandığı için, onda ne za der, günesin ilk ısıklarile elini sikârının korku ve azab içine sokmağa kâfi gelirkaldığını hissettiği için: yapmak yeter. Beş buçukta istasyona indiler. Mehmed mandır bir cöl panteri gibi sırtını ısıra boğazından çekerek mitolojik bir cin ve di. Ne de olsa aramızda bir uçurum Doğru dedi, ümidi kesmemeli; Demir, bu cesur yol arkadaşının elini ha cak kızgın bir günes hasreti vardı. O, bir ya sihirli bir kuvvet gibi birdenbire kaylArkası carl mutlaka başaracağım demeli! Bana ye raretle sıkarak ayrıldı. Bavulunu bir kuimbikten süzülerek gelen bu sıcak ve yu bolurdu. Ertesi sabah bu şeytanî boğuş var! diye Nur gülerek sözünü kesti. Bili adcvtrL i

Bu sayıdan diğer sayfalar: