29 Ocak 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

29 Ocak 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lüvrene İngiliz zabiti kıyafetinde Şerif Hüseynin ortanca oğlu, şimdiki Şarki Erden Emiri Abdullah, Bedevi -| Terinin başında muzafler ve serdar aza -| metile Medineye girdiği gün, deve güde | güde cilâlanmış hezaren sopasını ufuk — “harda dolaştırarak büyük Arab impara - torluğumun. geniş hududlarını - çizdikten sonra işte, Yeryüzünün en munzzam ime “paratorluğu simdi doğuyor.» diye Lüv- rem'in nefesile şişen göğrünü gerdiğinden 'on beş gün sonra, son Hicaz Krak Ali, n tallı İstanbul / givesile ve bir Bahali| efendisi edasile, bana, uzun bir macetar) n kisacık hulüsasını yapıış ta, sözünü göyle bitimiştir &— Lüvwreme herşeyden evvel büyük bir yalancıdır.. İtiraf ederim ki eçi bulunmaz bir çöl dhtilâleisi tamıdığımız Lâvrens'e herhan <| bir ifbirarla savrulmuş bir iftira san-| dğım bu vöze, » gün inanmamıştım. Ancak, eline geçirdiği — Lüvrenv'in| nebi muharrirlerin yazılarını / okuduktan sonra, ben de, biraz geç olmakla beraber, “iman ettim Ki Lâvrens herkesten evvel idden yaman bir yalancı ve mülteridir. Mezelâ bunlardan, büçok yerleri, hat ta bir dost kulağına fısıldanamıyacak kar| dar galiz fikralarda delu clan biriini zef-| zet ve hayretle okudum. Fakat Türkün şerefine, izzeli nehine,) büyüklüğüne kasdetmiş iftiralarla dolu bir yazıya şahidlerinin çoğu sağ vak'a larla cevah vermeği de bir vazife saydı * samıyoruz. amsiz. muharriri yazışına şöyle| v TaAncak Bedevinin tahammül edehile- “ceği müthiş mcaklardan bunalmış, bitab| bir Türk kat'ası öğleye dağr Maandan Akabeye - giden yol üzerinde Aha-El- Listan kuyusunun haşında mola vermişi. Arab ihtlâlini yaratan ve sürükliyen| meşhur Lüvreni büyük bir Rederi kuv- velinin başında, bu Türk kıt'asını çevir - mek, imha etmek itiyordu. Çünkü bu Türk kıt'ası çayır çayır ya 'nan Arabistan çölünde, Sina yarımadar sanin bu nektasında, İstanbul, - Anadolel ve Suriyeyi. çöldeki Türk müdafassının merkeri Medineye bağlıyan demiryolu - mun üzerinde kaldıkça — Lüvrene Bahri Ahmerin küçük, fakat sevkülceye | ve iaşe soktasından çok ehemmiyetli K mant Akabeye yürümek imkânuzdı. Şafakla beraber, kuyunun etrafındaki Ozepeleri tutan Bedeviler. Türklere — ateç emiş bulunuyorlardı Türklere çok olduklarını - biettirmek| Lüvrens'in emrile mütemadiyen yer değiştiren Bederilerin yalçın kayaları v 4a aşa nelesleri tükeniyor, tahanları yar liyor, sicakla ve ateşle kızmış Hifekleri ellerini yakıyordu. Kayalar » kadar alev saçıyordu ki. dokunur dokunmaz çıp - Tak eöğünler ve kolar sanki kevralayor. Bedevileri tevelli eden tek nokta, kar: glarındaki - Anadoli Arablar gibi / yaşıyan Lüvreni, doğmu birdenbire - bayilerdi. Yazı öli halde bir yardan / yuvarlandı. - Oruda, gözlerini açınca bulduğu suya iğildi, ka- ha kana içti İniyar teyh Acuda ise, bu çavışma aa Uzayışına sinirlenerek hareket ka yaylalarından ve Kafkas dağlarından gelmiş yumuşak ve beyaz tenli Türklerin bu yaman iklime tahamml — edemiyecekleri idi Giyinizi öyemesi, içmeni, her hal ve bareketile tpka öğleye, nn vermişti. Yamına Lüvrens'i aldı. Be -| Geviler de hecinlerine atladılar.. Ve sör-| Güler. Aşağıda, vadide sanki bir bora koptu. Hecinler / gökgürültüsünü —andıran bir| hava içinde Türklere saldırdılar. Türk piyadesi sendeledi. şaşırdı, iler-| ledi geriledi. sonra bu darbeye mükave- İmet edemiyerek sustu. Lâvrens hecininin üvtünde, elinde rü İvelver, ateş ediyordu. Bedeviler muzaffer olmuşlardı.r. Kısaca naklettiğim bu vak'a, Fransız| İmuharririnin Lüvrens'in her hareketine bir. kahramanlık çeşnisi katmak hevesine rağ- men, çölde basit bir musademedir. da, bütün kuvvetimizi Ka hasrettiğimizden, esaven sar| Pa düşen Akabeyi elde turmak için feda-| kârlık etmeği düşünmüyorduk. Fakat bihaşsa kaydedilmesi lâzım ge- len bir mokta vardır ki gerek Akabedeki| Ahmed Durmuş Beyin kumandasındaki| tabur, gerek yukanıda bozuldukları ya mlan kuvvet Türk değillerdi. Bunlar ol İzamanki Ormanlı ordusunun Türk elme-| İyan. efradından d Bu böyle olunca, olmıyan bir, ka'anın Bedeviler karşıında bozuluşu -| 'vu Türke atfetmek, hele bunu bilen Lâv- Tene için bir iftiradan başka bir şey mi-) dir? “Bu satıdlar yundan ibarettir «Yenen de yenilen de Arablır Şimdi Lüvrensi dinliyelim: #Terlim olan bu kıt'anın kumandanı| ilk söz olarak karnının aç alduğunu söyr leyince, bir. Bedevinin torbasından alı »| 'man kuru bir ekmek patçan kendisine - zanldı. Türk, yarı mütebessim, yarı dar-| gin; yüktek Tütbeli bir zabite | verilecek | öüle yemeği bu mudur, diye sordu. Onal biraz müstehzi şu cevabı verdim: G— Yalmız şimdi değil. hatta akşam| İyemeğinde de, dajma yiyeceğiniz bu ber| nmediğiniz ekmektir. Ben ki Türkler- den çok dahi iyi betlenen bir İngiliz er-| kâmıharb zabitiim, bi ekmeği, Sadecel zafer neş'esini katık ederek, iştiha ile yir| Türk! Mukadderatına boyun eğerek.| İmüteesir, sesizce kuru ekmeği kemir »| meğe başladı... Biraz sonra, bir Bedevinin kendisine türkçe ağır bir küfürle hakaret ettiğinden şikâyette bulundu. Ona, teessürümü be yan etmekle beraber, Bedevinin bu kü- fürü her halde kendisi gibi bir Türk bü- yüğünden öğrenmiş olduğunu söyliyerek| «Arab, böylece Cönar'dan aldığını gene Cözar'a inde ediyor... dedim Müteaddid defalar, kasden eTürk. Türk) diye tekrar edilen bu bahisız dam, eğer, hakikaten açlığı bir zillete fötmediyse bile, biz biliyoruz ve kayid - Terle sabittir ki, bir Türk değildi. yerilecek kestirme cevab dar takib etmiş olanlar - görmüşlerdir ki bu eehennem ortasında da, Türk kumane bir barika idi. Bir gün, matrasndaki hir yudum suyu| bile yakaladığı bir Bedeti esire vererek, susuzluktan çatlamış dudaklarım kupku: v Gilile latmağa uğraşan bitab bi Mehmedciğe, bir uzün yolün — sonunda,| kögın güneş allında sormuştum: Neden böyle yaptın? Bana verdiği cevab, şu olmuş — Düşmama, iman değil mi? Mebmedciğin — ruhunu, bu — tertemiz, pırlanta gibi ruhun bütün büyüklüğünü gözteren bir başka vak'a anlatayım Mondrosta imzalanan mütareke şer| İti müribince * Kâlâ mekavemet etmekte olan - aylardanberi mahsur. Medine de| ister itemez teslim oluyordu. Tetlim ge- İraitimi kararlaştırmak üzere düşman ka <| Targâhına Hicaz vekiahdi Ali ile görüy veğe giden heyetimizin meiyetindeki ne- #erleri, orada bir çadıra müafir etmiş - lerdi. Bu asker, iade o gün değil, aylardan Beri kaskatı, simsiyah, yumruk Kadar bir (ehnek) parçasıdan başka biney yeni Bu asker, kurümüş hurma yaprakla - (aai İki taş arasında ezerek ve güç belâ bulabildiği kirli, yağbı eski gazele köğd. İnrna gararak sigara diye içiyordu. ©O güin de bunu yemiş, bunu içmişti. Ölede ise müzakere uzamış, vakit geç İmis, yemek zamanı getmişti. Düşman çar Çöl hareketlerini başından sonuna kaz | danı, Türk askeri, her yerde olduğu gibi | Cummn Lâvrens hatıralarının iğrenç enkazı Bu meşhur casus, her şeyde evvel büyük bir yalancı idi! Bunu söyliyen şimdiki Erden Emiri Abdullahtır. Lâvrensin hazırladığı ihanetin neticesi olan çöl hâdiselerinde bu maceraperestin hiç bir kalıramanlıgı yoktur n e Hükreni” Altabi Taşüfetle çellef bir dırında. gösteriş olsum diye mi sofra kurulmuş, nar gibi kızarmış gibi sişmiş ekmekler sofraya dizilmişti. Bütün mrarlara rağmen aç Mehmedkik-| ler me bu softaya yanaştılar, ne de üzstr Tan sigaralardan bir neles çektiler.. Bilâhare hunu bana anlatan Emir Ali- nin yaveri, şöyle diyordur <— Onlara türkçe yalvardım.. Artk dovtuz, harb bitti. Bu kadar yoldan geb diniz, belki daha saatlerle burada kala: caksınız. Bir lokmacık olsun alınız, de dim de gene ellerini sürmediler, — sadece gülümsiyerek teşekkür ettiler.> Bu mayamın adamı mi Lâvrensten yer| 'mek dilenecek ve bir baldırçınlağın kür| fürünü hazmedecek?. Lâyreni Türkü küçük düşürmek. kü İ M iamekeisin eli Ve bu yalancılıkta - alabildiğin ileri götmek için, tasavvur edilemiyecek ifrene| liklere düşüyor ve bir sürü ahlâki bozuk-| lukların edebsizce anlatmaktan çekin -| İmiyor ki bundan fazlasını - telmine dahi| terbiyemiz müsaid değildir. *A* Şimdi, Medineyi Süriyeye — bağlıyan 1303 kilometroluk demiryolu üzerinde, be| yolu kesmek için pesinde Bederilerle do Taşan Lâvrens, cenubdan - gelen mült dolu bir wenin iki lokomotifinden - birinil uçurduktan sonra, bu kanlı sahneyi şöy-) Te anlatıyor; «Çöl korkunc bir manzara alımışt. A-| yablar yarı çıplak, dişleri ve tnaklarile| boğuşarak, çılaın eibi yağmaya dalmiş -| lardı. Bu tren haztalar, Türk zabillerinin «-| ileleri ve görüllülerle(i) dolu idi. Kumlar, balılarla, ebiselerle, yatak - har, saatler ve her türlü kıymetli eşya ile dolmuştu. / Demiryolunun bir kenarında| kırk kadar kadın asabi bir buhran içinde| üstlerini başlarını yırtarak, saçlarını yor) Tarak ağlaşıyarlardı. Arablar bütün bunlara lakayd. gonları yağmaya devam ediyorlardı Beni, bir kenarda sessizce seyirci gö ven ve elhirelerime sarılatak ağlaşan ka -| dınları kocaları gelip zorla yanımdan vr zaklaştıdılar. Fakat bu sefer kendilen, yaklaşan ölüm körküsile, ayaklarıma kar pandılar. Bir Türk bu halinde pek iğrenç bir manzara arzeder. Onları çıplak ayak- darımla tekmeliyerek güç balle ellerin -| den kurtüldüm» Yalan, Çünkü Lüvrems'in lokomolifini uçur -| duğu tren Medinehilerle dolu idi. Şehir muhararaya — hazırlandığı için. Hicaz kuvayı seferiyesi kumandanı ferik| Fahreddin Paşanın —emrile ve ordünun! İnezareti alunda muntazaman tahliye € - Giliyordu. Her türlü muvasaladan — mahrum bir, vaziyette çölün ortasında kalan bu şehir de halk açlıktan ölmesin — diye, — gimale, Suriyeye ve daha içerilere, Gene yalan... apııyordu. Lüvrem'in, müdafaanız, &i Tühaz insanlara işlediği cinayetin sonunda, tekmelediği, ayaklarına kapanmış insan: lara CTürk) diye illira elmesi, Türke karı yenemediği gayz ve huruni en sefil gekilde izhar etmekten başka nedir? Yoksa, Lüvrens, birzat görmemiş mi, İbilmemiş midir ki, Türk, ayağa kapan masını değil, fakat boyun eğmesini bile Bilmiyen bir yaradılıştr. KANDEMİR " İsaid olmamakla Anadoluya | ÜRİYET |Kendi kendine yetişen fevkalâde zekâlardan biri idi D kaztca über ver - h diği v Serasker. kayın ” Süvari da 4 iresl Başkâtibliğin: den mütekaid Ha - lid Brola n vefatı milli varığımız - çin büyük bir ka. Şab, Türk fikir dün yası için yeri dol. Merhum Halid Brot Gurulmaz bir zıyadır. 'Dünkü neslin müstesna/ fıtrat mak, içine girdiğimiz inlalâb yakında İaml yürünmesi lüzım geldiğini göste mek olur. 'Halid, sinnen seksenini mütecaviz ©- İarak vefat ettiğine göre, cekl - devrin yetiştirdiği, “daha doğrusu © devirde kendi kendine yetişen, kendi iendini yaratan fevkalide zekâlardan / biridir. Ödevirde etahsil» demek medrese der demek olduğundan merhum ilkön-| ce bu «Dürümü Müretteher yi henüz| aha yirmi yaşlarında iken hatmetmiş Ve muttasıf olduğu yüksek görüşü sa -| yesinde asıl ilmin garbde olduğumu an- İzyarak o vakit yeni küşad edilmiş olan| Galatasaray Sultanisinde harioden gele der için açılmış otan lisan kurslarınal Gevamie frarsızcayı iyice - öğrenmiştir. u vasıtayı elde ettiklen sonra garb költürünü tetkike keyulmuş ve bütün| klâsiklerle beraber büyük mütefekkir yerin eserlerini tamamile — okumuştur. Höylece o devirde emedrese skolüstiği. 'nin ruhları karanlıklara boğmakta ol -| duğu © koyu cehaletten kurtularak di kir hürriyetir ni elde etmiş bir müte -| Tekkir olarak yetişmiştir. Fakat bu yal 'da yürürken mubitin tanssubu, de istikdadı önüre binbir türlü müşkülât İçıkazmakla beraber kendisi Bunların Bepsini iktiham. etmiştir. Bizim bugünkü münevverlerimizin, limlerimizin eeti noksanı şarke hak - kendaki malümat eksik'iğidir. Halbuki şark hülinmeden garb tam - darak elde edilemez. Çünkü asırlarca|| müddez müli vazlığımız üzerine bir kü- bus gibi çökmüş ve Türklüğü orladı kaldırmıya uğraşmış olan şark kültü - rünü bilmeden garba intibek hareketi-. ne, doğru bir istikamet veritemez. «Re K endimiz, in ne olduğu bilinmeden| yeni kendimiz» in e olması İârım ge - deceği tayin edilemez. Nitekim “ümde İsalması lâzım gelenr | tayin için col - akta çat £ bilmek şarttır. Halld, u- kundaki fevkalâde soriş kabiliyetile ba en doğru metodu kendisine düstar itti. haz ederek zaten edinmiş olduğu çok| küvyetli arabcası ve acemccaile bu yol- da tetiikini ilerlekmiş ve derinleştir neticesinde / bizim skolâtiğimiz — olan medrese ilminin mühim esaslarını teş - kil eden ekelim. () kaldelerile kah> () hükümlerini derin bir vukuf Tam en ince noktalarıne varınaiya kadar, ahi ve tenkid etmiştir. Hele bunların| iştinad etliği ve aurlarca eüdder Fmde büyük Büyük manalar Slünirak mazaları detindat ve istih - Şaer etme Yalurda “birçok - istidadları Ho eden Gini vözları öyle bir tahiii e senkid edişi vardı ki hayran olma mak kabil değiak Fimld, istibdadin en koyu, taramıban en karinlik devrinde kesdi” varlığının Şit varlk olduğunu sezmiş, garb kül. Türie bu vazlığaz modern haliri alınası| eceğine inanarak Türklüğü ©- Anmiştir. O devirde Osmanlığın mü- Teti aetadan Kaldırmak istiyen koyu itihdadı alünda kendi- müliyetini ilk duyan Tarkçülerden birt ve bolkl birir üldir. B guyuşunu o samazın ti Jadı neşriyatla merdera koymıya mi Si ci ber bu yoldakı ir| Şadat bizçoklarını tenvir ederek kondi Se sarlıklarmı edinraişlerdir. Ki bunları dön Bi de merum Necib Azımdır. Kendisinin her vakit üzerinde dur - mayı sevdiği Saüliyek gü Yönklik gl Hüt mevtularda Halli, Tüeteehe gö Üüire gili büyük mütetekkirlerden iatişad eder, sözlerindeki sltbet heye, Ganlı bir vağuk alr, ruhundaki yökzek Hialabalık Düzün üzün kendini gö » tenrdi Hinlldin kendine mahsus olan a b yük darkan yazını görmekte fevkalik G 'bir zeziş olmanı, bütün ayatınca hep| HEREER Bar aneni verliğirin kcak eli sene| kre göre öçülmek lâzma gelir, Çönkü a Ssenlik, manevi varlık ve bu vare ğın ddrak Giliği zumandır. İşte bu 8l Şie göre, Hü sektenini aşmaş oldur Bi alde, benüz dada, adeta ük genclik yişerdı. Çünkü bandan bir sar Tükbali görür ve o istikbali kim bugünkl mili hayatı kendi nelsin İde bundar yarım asir evvel edinmiş ve İste merhümün İelekkür varlığı burada kendini - gös - Türk fikir dünyasındaki böyle müs 'dan, büyük mütefekkizlerinden bizi o- Jan merhümu bugünkü nesle tanı Şi ve şümullü bir ihata ile“ kavramış, ve | F: bu kavrayışın verdiği salâhiyetle bun -| tikten sonra paraştle atlıyacak telebenin W zevkli Rusyada tahsil gören Bursa — (Hunsi muhabirimizden — Rusyada plânörcü ük ve paraşlitci - ük tahsil ederek An karada — Türkkuşu genclerine - plânörle Vçu ve paraşütle at muallim Ferid Ulu dağa gelmişti. He telden 75 kilemet o uzakta olan ve Bursarın — üstünde yalçın kayalarla bir kartal kanadı — gibi yükselmiş - bulunan Yakacık - İkadar kayakkı bir gezinti yaptık. Yoldu İmütemadiyen paraşütçülük ve plânör cülükten bahtettik. İnönünde plânörle dünyı runu kıran Feride soruyorum: 'nuz? Ve Di Kürebe oyaar gi sükünet daha yukanda idim. bin) metroyu gösteriyordu. Fakat ederim; plânörle uçmayı ve paraşötle lamayı bir kahramanlıktan ziyade bu iş aşk derecesine varan bir tev; ile merbul telâkki ediniz. natil uçuyorsunuz . — Buna (kör uçuş) diyorlar ki: bazı lar çek yaplık ve öğrendik. Kendisine paraşütle nasıl ve talebeleri a? atlattıklarını atlandığını sordüm: aadece bir vazife olarak - yapar. için hisiyatile uğraşmıya ve bu hülerini tarımıya bile vakit bulamaz. bir hazırlık devresi geçirir. Yapatağı iş leri çok güzel ve dikkatli olarak öğrenir. Artık bu bir kahramanlık sayılmıyan iş 'dir. İlk defa atlıyan gena şüphe yok ki; ralmız sporüf bir heyecan geçirir. Sonra- ki atlayışlarda artk bu heyecan, yerini ken ilk anda Bazı yükselir, külâsyonunda bir gayritabilik insanm tansiyonu / düşer, olabilir. miştir. Bu yörülmek bilmiyen çalışma | ÇOnun icin pataştitçü olacaklarda bilhas | 3a Ssabın ve kalbin kuvvetli ve sağlam ol aşağıya doğru ması aranır) Kan, bu hücuma başlar, İrade zayıflar gibi olur. Fakat bu geçicidir. Muallim; gazi ker Tomzuna vurur. Talebe: kendi den gösterildiği şekilde “ kanada Konya Sulama idaresi hakkında Ankara 28 (Telefonla) — Konya O- Sulama idaresinin mülak - bütçel ile idare edildiği zamana aidi harelarımı karşılamak üzere 17000 liralık müna —| kale yapılmasına dair kanun lâyihası Meclise verildi. Bundar başka muhte ayihalar da Yabancı memleket ordul: rında muallimlik yapacak zabitler Ankara 28 (D İmemleket ordularında müallimlik yap-, İmak üzere memdekelimizden gönderi —| len zabit ve sökeri memurlara MN Müdafan Veköletirce dört sneye kadar verilebileceği ekkındaki - Tâyihal Mcelise verildi. Gedikli Erbaş mektebleri Anakra 28 (Telefonla) — Hülen orta| mekteb mezunları da orduya neter ola-| İzak girmektedirler. Kendilerine asker. lik bilgisini verecek olan erbaşların v- mumf malümat itibarile diğerlerinden /aşağı seviyede olmamalarını temin içir gediki Cerbaş hazırlık. mekteblerinin örlamekteb derecesine çıkarılması mu. Vefik görülmüştür. Tahran elçimizin kızı Viyanada öldü Viyana 28 (AA) — Türkiyenin Tah. zan elçisinin kazı olup burada tedavi e- dilmekte olan Bayan Jale, Türk elçil. ni dördüneü katından düşerek öl müştür. ( günkü inkatâb nesline, geriye değil I fiye, yalnız leriye bakacak olan sugün Kü nesle büyük bir misal teçkii eder, Halil Nimetullah Öztürk a fılratlardır ki bugünkü neve, bur havacılık hakkındaki intıbalarıni anlatıyor. irtifa röke-. — Bulutların üstünde nasıl uçuyonu| İnönünde bulutlardan 2000 metro) İrtifa aletim (dört 'olan her insanın yapabileceği bir vazife Pekil Dünyayı ve ufku görmeden aletler sayesinde eluyor. Bu da o kadar güç biryer değildir. Moskovada bu uçuş. — Gayet basit! Bir paraşütçü bunu Onun Paraşütçü İk atlayışını yapmadan önce yerde uzun zevke terkeder. Yalnız paraşültle atlar - leyecan neticesi kan spe 20 İkincikânun 18ar |Merhum HalidErol/, Paraşütle atlamak çok bir iştir genc bir uçuş muallimi gee mereikini Forid, Boroa seibaiyilie intıbalarını anlatıyor Munlliminin görebileceği - şekilde — elini paraşüt halkasına gölürerek anu smsikı kavrar, Müteakben kanadır kenanna, gelir. Burada, mnllimin alamak - için vereceği emri bekler. Musllim, — alar hezablamasını yaptıktan sonra başını sale hyarak (Atlal) işaretin iverir, talebe © 'anda tereddii etmeden önce sağ ayağını rürüyormuş gibi- ileri atarak ayyareden aynılır. Ve derhal sol ayağını sağ ayaj Bin yanıma geirip havada (hazıol, ziyetine geçer. Bu dakikada - paraşlicü artık yalmız paraşit halkasile meşgul ola- caktır. Sağ elile kavramış olduğu halkayı kuvvetle tağa doğru çekecekir. Paraşüt kendisini sıkıya alıncıya kadar parasil- güye 40 - 50 metro mesafe katetlrir. Üç Saniye sonra paraşüt hava ile dolmuş olur ve arza doğru sukuta başlar Sukut vacar H olarak saniyede dört veya beş metma süratle olur. Grup atlayışlarında yere iniş pek eğlenceli olur. Yakın mesafelerde o Janlar birbirlerile havada- konuşabilirler. Düüş vaziyetide paraşütçü rüzgân he saba almak mecburiyetindedir.” Çünkür yerin kendsine doğru gelmesi için rüz « gönm arkadan emesi İâzımdir. Düşüz a ömuz üzerine devilmekle yapılmalı dır. Çönkü, kalb soldü olduğundan taz- Yik ona ve ayaklara binmetin diye — Bir paraşütle kaç defa atlanabilir? — Yüz atlaşış yapılabilir. - Bundan onra paraşükün fabrıkaya gönderilmeni izab eder. — Paraşütü her atlapıştar sonra kat İliyor müsumüz2 Evet. Katlanma işine bilhana çok Büyük bir ehemmiyet veriniz. Ve ancak aalâhiyettar müsllimler katlarlar, yahud Muallimin nezarcti alında - talebeye de katlatlır. Malim yaz altına bir hayat Bağlanmaktadır. Üçuş ve paraşüt muallimi Feridle ko « mraşmamız burada bitti. Ayni güm öğleden sonra otelden Karabelene kadar kurk de- kikalık bir orman inişi yaptık. Bu sport: men Türk genci kayak üzerinde de âdeta ormanlar içinden uçup gidiyordu. 'MUSA ATAŞ /Milâno telâkisi daha şim- diden semere hazırlıyor VBartarafı 1 #nct sahiede İyoktur. Sadece bir tahmin olarak - bu İziyaretin bahara doğrü vaki alabileceği İleri sürülüyor. Şehrimizdeki İtalyan — mehafilinden öğrendiğimize göre, İtalya Hariciye Na- İmrı Kont Ciana, Hariciye - Vekilimizin subatın 3 ünde Milânoya yapacağı ziya- Teti iade etmek üzere mezt ayı sarfında lekelimize gelecektir. Kont Cimo- İzun Bu seyahati Mariciye Nezsretin tayininden sonra yabancı bir memle - kete yaptığı ikinci resmi ziyaret teşkil talyaya gidecek ) — Salâhiyettne kiye Harieiye rasla Kont Cisno arasında yapılacak İmülükattan sanra, Yunan Başveleili M elaktas ta şabai nihayetinde İlelyaya Sisno ile görüşecektir. Satış kooperatifleri Ankara 26 (Telefonis) — Müstahsil « in mallarını bizat iheaç etmek kud. inl kazanmaları ve malin değer fi - afla gitmesini temin için kurulmakta o dan satış kooperatiflerile birliklerin sta- tü formülleri ayrı ayırı yapılmış vekâlete verimişti 'En ar ö müstehsi bir satış koope - İcatifi kuracaklar ve üç satış keaperatifi teşekkül ettiği zaman bunlarım Bağlı oe lacağı birlik se tecssür etmiş olacaktır. İlk teşkillta alınacak mac 'da Iğdır mintekasının pamuğu da var dür. Bu arada findik ta vatış kooperatif. İngilterede enfilanzadan ölenler Tondra 28 (AA) — Katlatızadan lerin miktarı, 122 büyük şehirde gı Rafta zarfında 1100 a çıkmıştır. E, Yelki bafta 100 d9

Bu sayıdan diğer sayfalar: