8 Şubat 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

8 Şubat 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fir'avun'un intikamı Arkadağım, dürülmüş iri tütün yap - zaklarını andıran, — üzeri - hiyerağlillerle delu, koyu renkli toman elimden aldı; in- citmekten korktuğu mukaddes bir nes - Beyi tutarcasına — çekingen — bareketlerle Sasanın gözüne yerleştirdi - ve demini takrire hazırlanan bir profesör ciddiye tile yürüme bakarak: — İşte, birar evvel, fotoğrafını hay- retle seyzettiğin iki başı mumyanın bü füm estarı şu Papiriin - tomarının — içinde saklıdır. dedi. Bu seferki Masir seyahar | imden, en kiymeti hatıra olarak bunu getirdim. Yazık Ki mümyanın — kendisi | Bavula sığar cinsten biney değil. Yok - aa. papirüs tomarnı elçabukluğunu ge - diren fellâh, bir yolunu bulur, onu da a | ga bana satardı. © iki başlı mumyanın ayakucundaki| #izli görde keştedilen bu papirl yap - Takları, ne filânca Fir'avun'un satvet ve azametinin melhiyeri, ne müukaddes bir #kürün macetayi hayatı, e de saray Masraf Nazının hesab - pusulalarıdır. Asanatika limlerinin, Monr toprakla - Fnda şimdiye kadar bulabildikleri papi- Firlerin heptinden daha/ keymetli — olan bu yapraklar, bundan binlerce yıl evvel iyaşamış bir Nil kızımnın hicran dolu at - Kına meniyeler okuyan matem sahifele zidir. Bu hiyercelifler, Minır tarihinin en büyük aşk Faciasını, eski Mosirin beye » giyete kapalı kalmış bir safhasım aydır-| İatıyor, Arkadaşım, sözlerinin, üzerimde yap| üN desii artırmak üster gibi bi Jühza sastu; gözden, kırgin güneşte kavrulmuş! Gerire benziyen koyu renkli tomarı tek-i zar çıkardı; hiyetogliflerin evrarlı şekil - Jerine bir göz gezdirdi ve anlattı; — Milâddan evvel 1030 senesiydi. Nil kıyılarında, on üçüncü sülâlenin son| evlâdı olan Fir'avun Nebeksaf saltanat sürüyordu. Büyükbabanmnın on yılda öl- dürdüğü miktarda esiri bir ayda ahirete| göndemekle iftihar eden - Nebektaf, kendisinden evvel gelen bütün zalimleri| frzah femahı geride birakan bir zulüml mmülehasanı idi. Apis öküzünü hasedin -| den çatlatacak kadar iri vücudünü da -| ima kuvvetli bulundurmak için her sa —| Bah yaptığı por, yatağınn — başucunda| asılı fİ siniti kamçı ile, esirlerin tunç zenkli çıplak — vücüdlerinde — muntazam, kazıl helezonlar çizmekt. En iriyarı vi udlu esiri bir vuruşta deviren, bir bü « küşte bilek kıran Nebeksaf, yapbıdığı - bidelerin yüksekliğini, yukandan fıda - Hılp atılan eririn canviz bir cesed halinde kuma gömüldüğü nübetle ölçmek wu « Tünü izad etmişi. Apis öküzünü herşeyia | Şevkinde tutan Masir, Nebeksaf'ın salla- mati zamanında, Apis adını — anmaktan korkar olmuştu. Kukayağa sayılamıyacak kadar - çok ayak verip yılanı yerde süründüren, fili yabani ormanlarda başıboş birakip mer” kebi insanlara esir eden tabiat, Nebek - saf'a hayat ortağı olarak Nulhas ismiz” de bir gene kızı münasib görmüştü. Mı- sınn ber bakiresi üzerinde hududauz bir dazartuf hakkı olan Fir'avun, Hazine Nazarının kizi Maar — güzeli Nubhas'ı amelikeliğe seçmiş, kırk gün kırk gece dü-| ilün yaparak onunla evlenmişti. Nebeksaf nekadar iriyan, zalim, yah-| #i bir mahlüksa, Nubhas o kadar " ince, erbametli, melek gibi bir kızdı, Nebek daf, zirvesine canlı mahlük ayağı değ - memiş sarp dağlar gibi korkunedu. Nub” har, yüzünü görenleri, derin uçurumlar gabi kendine çekerdi. Nebeksaf, yata - Şendaki çamurları sürükliyerek akan, bu: n sularının dökundüğü yeri mahve - en, her dalgasına bir kurban ahıp sü zükliyen bir nehirdiz Nubhas, güzel bir göz pımarında bir an için pınldıyan bir gözyaşıydi. Nebeksaf, yerde yakan, uğunuz. bir - alevdi ir murda. Nebeksaf murdar bir Bataklıktı; Nubhas, © bataklıkta yar Jamağa mahküm boyru bükük bir ni - Tüfer Babasının evinde, nazlı bir çiçek gibi bin iina içinde yaşıyan Nubhas, Fir'a | yun'un Hasta zabitlerinden Amontot'la aişanlıydı. Fakat, Hazine Nazın, kizini Munr melikesi yapmağa karar veren Ne: bektaf'ın bu yüksek teveccühü karşısında iğilmekten ve yer #püp tevine görtermek- den başka Birey yapamazdı. - Esaan, Far'avun'un herangi arzuruna mükave et göztermeğe çalışmak, yeryüzünden dilinmek demekii Nubhas, mügannilerin güzel seslerine, babasının müşfik sözlerine alışık kulak dan, kamçı alında can veren — evirlerin eninlerile ve Fi'avun'un kaba küfür Tile dolarak; gürel şeyler görmeğe alış -| mip görleri, kan ve ölüm menzaralarile| Manarak, sarayın kasvetli odalarında! l ay yayıdı. Bütün bu müddet zarim da, yeyâne tevellisi bir gün kolayım bu: İup sevgili Amontot'unu - bi götebilmek ümidi idi. Amomtot ta, ayni üümidle yaşıyordu. İkisi de sarayda, ayni dam altında oldakları halde, birbirler-| nun maiyetinde bir memar, Ni vadiin-| der dabist hödelerinden başka heneyi bir tek ererile yaptıran Fir'arın, Nub -l af'la Amanlot arasına aşlmaz bir uçür v İaznenaki Fakak, oolar, bu uçurumu bir gün a gverdiler. Nubhas'ın saraya gelin ge -| rken beraber getirdiği sülnincsi, kuc üinde biyünüzü bu li yücudir, sok- b ruh işkencesine daha fazla tabam l edemiyeceğini anladır. Ozu, sevdiği| rkekle lir delacik olun. buluyturmağa| karar verdi Yâka, Firaran sarayında, het du -| yara binlerce gözü ve binlerce - kulağ aldakıma dişündmenişlerik Nebek * SAf cda hizmelkârlarından biri, onun| darayda bulunmadiğı bir gön, melke il| Amantat'an — birleşiklerini — kendisine gemmazladı. Nebeksat, bu ibbar lrerinc, evedlâ bir yolkan gibi palladı;. Rainleri, — meşbur kamçıkile döye döve öldürmek için ye * Finden filadı. Bütün vücedü hiddetin - den zangır zangir Griyori gözleri at saçıyordu. Fakal, ölkesini çabuk yendi Hisik tabakanı içnden alıp melike mev: İküne yökseltiği bir mahlükan, / maiye - Tindeki adamlarından birle münnebetie buluaman, alelâde cezalara - çarpmakla iltifa edilemiyecek kadar muszzam bir cürümdü. Bu cürmün azamebile mütener Si bir ccza bulmak Jâzımdi. Ve Nebek Safin, iikence icadi için yaratılınış zeki- a. bu dekgetli cerayı bulmakta gecikme Nubhar — ve Amontot'un / affedilim suçları, buluşmak, birleşmekti. Onlar, bu | cürmü birkaç saat için itikâb etmişlerdiz| Nebeksaf, günahkâr âşıkların bu eme Tini ebedi surette tahakkuk ettirecek, on- lanı bir daka aynlmamak üzere birleşti recekli. Telimme düşüncesini derhal tabik et - mek üzere Tahnitçibaşıya baber gönder- di ve kendisine uzun — uzadıya - talimat verdi. Nubhar ve Amontet, Fir'avun'a gam- mmazlandıklarından haberdar bile olma- dikları için, haklarında verilen Kükmün dehşetii ancak tahnilçinin taş masası zerine bukıvtak bağlandıkları zaman an-) ladılar. Moasrllar, mümyacılıkta pek fazla te) İakki etmişler, bugün bile malüm ol - İyan çok mühim yevller bulmuşlardı. Zi. yuh üzerinde teşrih ameliyesinde de ayni derecede üstadeklar. — | : Baştahnitçi, Fir'avun'un “emrile, “taş masaya, yatırdığı - kurbanları - üzerinde, kuyumenluk kadar ince san'atım. icraya başladı. Nebeksaf'ın emcettiği öş pek nazikti ve bir haftadan evvel bilmesine imkün yoktu. Baştahnitçi, Nubhar'la A- ontor'u, terkibi - bugünkü inscanl n bir ilâcla uyutmuştu. O gün akşama kadar çalıştı; ertesi gün, da-| a ertesi gün işe devam eti Bir hafta 'sonunda, Fir'avun, emrinin nasıl tatbik edildiğini görmek için tahnitçinin dairesi he eldiği zaman, iblis yüzünde, ağrını üğrenç bir yara gbi boyluboyuna yırtan aalüm olmı İgeniş bir memauniyet sıntması - belirdi. Eser tamam olmuştu. Tahnitçi elile bir işaret yaptış ya maklar, taş masanın Üstünde upuzun ya- tan kabartam örtürünü çekiler; örtünün altından, Nubhas'la, Amontot'un bal mümu — sanlığında çehreleri — göründü. Uykuda gibiydiler, Vücudleri, geniş sar gılarla birbirine bağlanmış Tahnilçi bir daha işaret eli yamak- Jar sarçıları çözmeğe başladılar ve Ne- beksaf'ın sabıazlıkla açılan kanlı göz » leri önüne, melike ile vevgilisinin birbirine | İyapışık vücedlarını serdiler Tahnitciba- S San'atının bütün inceliğini / göstermiz, Firaran'un emrine amade tutuğu biş -| terinin mahir ve çevik darbelerile, bu iki| Yücudu, iki başlı bir tek vücud halinde ebediyen birleştirmiş. 'HAMDI VAROĞLU Teşekkür Falh Refa A gyan eşi Mehzliba, sove gl kizi Jale Akaygenln acıklı ölümün. den dolayı kendisine teleraf ve mek -| bubla başsağlığında buluran akraba ve dostlarına, gazetemiz vasıtasile, teşek: kür ve minmetlerini sunuyar. Haber aldığımıza göre Jalenin cona zesi Viyanadan şehimize gelmek Gze 'zedir. Gömme töreninin yeri ve günü 'alle Gostlarına aymıca bildiri'ecektir. cuvuv de hararetli bir celse KBaştarafı 1 tnct sahilede) Diş Bakanı M. Antonesko, dost amüttefik bir memleketin mümtar mümev” sikinin münakaşa mevza itihaz esilme sünden dolayı teesrül izhar etmiş ve Ro manyada pek az kimseye malüm olan bir kitab mevzum bahsolunduğunu söye ledikten sonra Çekoslovükya mümessi- hinin Romanyoya yaptığı hizmetleri ve Romanyayı - Çekoilovakyaya - bağlıyan gok sıkı zabitalar için temin ettiği inki gafı balırlakınış ve demiştir ki «— İki memleket arasındaki teyi ki mesai, faaliyetimizin bütün sahaların- d tam ve semereli bir ahetik içinde in: kişaf ederken ve Prag hükümetinin ihti- yaçlarımızı çok doğru bir sürette. anlar | diği ve memleketimizin acele silâhlar - amani için fili müzaherette bulunduğu bir sarada, bu hükümetin. Bükteşteki mü - he messilinin parlementeda — hicuml def olmanı doğnu değildir.» Bunun üzerine açılan müzakere esna sanda mühalefetin bütün partlerini tem- sil eden Jorjbratyano, Goda, Madgearo ve müstakil meb'udlardan M Sekaru ve Pepesko söz almışlardır. — Hatibler, Çekoslorakya ile olan itifak ve dostla: n bağlılıklarını teyid etmekle heraber, meselenin aydınlatılmasını” istemişlerdir. M. Jorj Bratyano ve Geya, kitabın | bazı kösmlarına işaret ederek «Roman ya ile Sovyetler Birliği arasında bir kar- #likli yardım paktının mevcud olup ol madığık sünline tekmar ortaya atmış - lardır. M. Antonesko bu süale cevab vere zek demiştir ki: — Geçmiğe ai olarak size M. Ti - tülerko söylemişti, şimdi de hale sid - Tarak ben söyliyorum: «Sovyetler. Birli- ği ile karglıklı. yardım paktınız yaktar| ve böyle bir paktın müzakeresine niyeti- İmniz de yoktur.m Nühayet meclis, muhalefet tarafından verlen itözah kararlarının — müstacelen müüzakeresi teklifini reddetmiştir. Müstakbel harbler nasıl ÖbeEi KBaştarafı 1 inet sahtfedel olmiştir. Führer b mutkunda hall ba-| marda kendi kendisine bıralalmışbir. e. konami mevcud olmıyareğım söylemiş H Bunün manası şe di — Almanya hükümeti, siyasetin ida- İze etciği bir ekanomi istemektedir. Böy. e bir istramet, aakert ekonominin bü. riz vasıflarından biridir.. Albay bundan sonra memleket dahi- linde vukua gelecek bir harbin facla -| Jarını mübalâğa etmek hiç te dağru el - mmayacağını, çünkü aylardanberi devam | eden şiddelli topçu ve hava bomderdi. manlarına rapmen Madridin hölâ ayal fa kalmış olduğunu söyleniştir. Albay sözüne devamla demiştir ki: «— Biz tankların ve hasb tayyarele - Finin yapmış oldekları mücedelelerin kesa süreceğini de pek ümüd etmiyo -| Halib bundan sonra yukun gelecek İmüstakbel Rarblerin sümülü mesele - sinde serar etmiş ve demiştir ki: | e— Bugün Almanyada san'ez erbabı, tleretler, âlimler ve smele bizlm as - keri hüsriyetimizi temin için bütün kan yetlerini serfetmektedirlee. — Bu hattı harekel skeri hazırlıkların fevkalâde lehincedir... Yugoslav Münakalât Nazırı Praga hareket etti Belgrağ T (A.A) — Münakalâl Nazını| Mehmed Spaho, Çekoslovakya Müna »| kalât Nazmeile görüşmek üzere - Praga hazeket atmistir aa ae K K y aRC aa 9i Bugün TÜRK. Sinemasında 2 filim birden: 1—9NUCU SENFONİ BETHOYEN'in eseri EZLEKİRENLLLER, 3 Marinella 'NO ROSSİ Venedik Şarkısı GüsTAV FROEHLCK İ -o>zgmz Bundan VEFAT Ermekli leyazım sübaylarından kay İmakam Tethi vefat etmiştir. Cenazes bugün saxt TI de Fatihte Kıztaşr cadde ginde 18 numaralı evinden kaldırılacazk Ve mamaz Fatih camicinde kılındıktar sonra Edirekapi kebrianına detne » |öitecektir. Üsküdar Hâle sineması 'nin yüzünü görmeleri imkânazdı. Nub- ha korkoca bir melike idi: Amontot ©- UNUTMA BENİ | Mazurka -Bitmemiş S: gibi şaheserler yi CHARLES BOYER'nin DEMİR KAPI şal RİYET Romanya Meclisin. | Dünya Endüstrisinde Merinosun kıymeti Tarih, yapağısı kıymetli olan bu koyun neslinin ilk önce Türk topraklarında çıktığını göstermektedir Bir Merin Koyun yetiştirmesi, memleket çifiçili ğünin daima / emniyetli bir gelir membar olmüştür. Yurdumuzun - bugünkü zirai bünyesine göre bu / yetişirme şubesinin büyük bir inkişafa müsteid bulunduğu 'da muhakkaktır. Türkiyede koyunlar - dan ötedenberi, memleketin önce €t ibti-| yacını ve kasmen de süt sarfiyatımı kar - şılamak süretile istifade edilmi, ebem miyetli bir koyun — mahtulü olan yapağı ise umumüyetle ha bir ihrsc maddesi o- Tarak kıymet bulmuştur. Memleket dahilinde diğer sanayi gu -| beleri gibi mensucat endüstrisinin de kur rulmamış olması ve yüksek evsafta istih- sal edilecek yapağı ihracının diş piya -| sancı ve kuvvetli rakibler ka yetiştiricilerin ya- Dağı evsafı husununda lâkayd kalmaları nt zaruri kaldnışa. Son yıllarda türlü tebebler dolayısile, dünyanın iktad sisteminde meydana ge Den değişiklikler. her - memleketi - kendi İmembalarından geçinmeğe mecbur kılır ca, yeni iktisad rejinine intbak eden memleketimizde - koyu Bir samayileşme hareketile tebarüz eden bir inkişaf der İresi başlamıştır. Enditri plânı başlangıcta meni dün en zaruri olan ihtiyaeların: karşılaş İ tihdaf etmektedir ki, mensucat işi de bu meyandadır. Ancak sanayün rasyo - el olabilmesi için, itlenecek ham madde- 'nin memleketle isühsal edümesi gerek - dir. Kurulmakta olan nesie tanayli fab - ikalarının işliyecei pamuk ve yapağı İibi bam maddelerin istihsali, memleket te bunun için ehemmiyet kazanmıştır. Şimdiye kadar elde edilen yerli pa İmuk ve yerli yapağı, veni kurulmakta 0- lan endüstriyi tatmin edecek - mahiyette değildi. Çünkü yerli yapağı kalın telli ve kaba olduğundan, iyi keyfiyette - kur İyapılmasına elverişli değildir. Nesie sa * nayiinin aradığı yapağıyı verecek - olan Kizrinee koyununun memleketie yeğği - nizaşin memleketlerin ” müğiş Tekileri| | di e Üa B. Fimeti işi b yüzden bir mesele / olarak | başgönlerde Ortlarda yapılı aha ee | | Kazentn Olümü t 'or çıkmış bulunmaktadır. ği Ka SELE meya gll eg ge tmaraai eai ae heşi V n : Bürün Kültür menlekeleri ya öz ver / aa çek eei Pakşi buna A ah n SüRİ Ti vi v |e Üllm gainr Si hin B lltiri balyecek mihanla Mieinos b larda yapiller dağiktklede Vi B: Kaş aayi yde sakriera (22) miyen |" Görğlüyor B öeözünde koca bir bül- . kle yapağı hürcomaktedır ki, basm bir | vür ünyatının bükağa yerleime işmde |i Tezik Yelölesi » ha Framada; gerii e Cezayir veya | zengin denemeleri duruyor. Memleke -| İedzazlm . bez li Ded GEZL | L Y Fülau Meze, # ÜROAKTER AAA “Yabancı bir vkin yetiştirlcliğini bü tün yanflarile — yerli ziraste mal etmek | hayli güç bir meseledir. Vatan değiştir| me, hayvan irklarını yeni geldikleri yer-| de başlanıcta büyük zayista — uğran. Bu hal her memlekette ve bütün müşabih. eşehbüslerde vükidir. “Torih ilk Merinesu, Türkiye toprak- Jarından çıkmış olarak gösteriyor. Buna rağmen Merinos evvelâ İspanyada Pi - 'Aragon zamanında parladı ve make bul vasıflarım orada kazandı. / Eskiden Altın sesli muganniye ŞAHANE 10 kat daha kuvvetli, HALK KAHRAMANLARI | Türkçe Sözlü - Aşk - Heyecan - Dehşetli Sahneler Nefi ve Mükemmel Bir Film. enfoni - Maskeli kadın tan büyük rejisö WiLY FORST hos çiftliği İspanyada Merinot yetişiricilii, mem leket kibarlarının spor eğlencesi halinde idi. Birçok preniler iyi yapai lerdi. Memleketlerine büyük zenginlik- ler temin eden bu mahrulü - İpanyollar kırkanç bir itina ile muhafaza etmeğe çar lişiyorlar ve dışarıya damizlık vermiyor. Tardi İspanyadan 18 inci asra kadar diğer memleketlere damizlık. koyun — çıkmadı. Yalnız daha önceleri İagilizler Merincs| tedarik edebilmiş ve memleketlerinde de nemiylerdi. Fakat İngilterenin ratıb (li İminde yapağının ince ve asil vasflarını devam ettimek kabil almadı. İskandi. 'nav memleketleri ve Holanda da ayni| menli neticeyi aldılar. Fransada bir yandan hükümet, diğer yandan büyük yetiştirciler çok merak ettiler. Birinci - İmparatorluk devrinde İmparatoriçe (Jorefin) Meri -| nosla çok alâkadar oldu. Malmaison'da çıkarmak hussunda birbirlerile vekabete girişmiş - Merinosa | £ A Şubat nn Gaçallara a 1 Galm arcz Sikisi ve İalk şarkıları » 200 Bay Öme Şehir Tiyairaam aa e 18 konser, konuşma ve süire Ha a 'dalr - SAĞ veni ve e- 1805 garkılar » 1835 kitatara dair BUDAPEŞTE Berler « 2918 maa » 2930 Çingene otken < BÜKREŞ; 1845 Org konceri - 1835 Tanukmalar ” 1028 baradle, Fransızca sözli minde « MARGARITA » filminin 1055 Kaş aberleri, gürler, konuşma-2010 alre - 2145 komsdl - 2218 Konser - 2440 kendisi bir Merinos yetiştirme müenesei kurmuştu. Ayni tarihlerde - Almanyada da önceleri bin müşkülütla — elde edilen Jamızlıklarla Merinor yetiştrilmesine çar Kadıköy SÜREYYADA Tine sağ. getirebildikleri birkaç koyun ve Halk Operet koçla Almanlar, Merinosçuluğun leme. Bu akşam ini kurdular. Ö zamanlar. denizaşın saat 2i de memleketlerin seksbeti başlamamıştı, yar Zozo Daknasın pağı çok para ediyordu. iştirakile Meripas. . vetiiricilii 19 uncu vasır FLORYA sonlarına doğru bütün Avrupada en par- k derrini yaşadı. Macaristan, — Rusya.| talya, Avvtturya ve daha birçok mer leketler Merinonu muvaffakiyetle dene- dler. Bilhasıa Rutyada, — tabintin ko - yanculuğa olan müssid şartları da yarı dem ettiğinden, Merinos teksiri sür'nle apıldı ve 1890 yılında cenubi Rusyada Büyük aperet Yarın akşam AZAKT, FLORYA SE-YEK 9 yakında Haydar Rifatın (Askanya » Nova) çiftiğinde 160000 9 ». v yarerlerinden ana damezlik bulunuyerdu. Set b aö Son zamanlarda Avustralya gibi de bunlardan çok ütifade edilmektedir. Mer| tinos her yerde ve başlangıcta devletten himaye görmüştür. Bibasa Almanya ve| Rusyada bu himaye çok beriz görülmüş. tür. Memleketimizde de Merinos işi Cum. | huriyet zejimimizin nurlu ve feyiak bi mayesi altına girmiştir. Türkiyede Me -| inos yetiştimesini bir memleket ve dev. let işi olarak ele alan ve çek yakından alâkadar olan Başvekilimi İsmet İnö * nüdür. (Sonu yar) GRACE MOORE DURMASI Romatizma aö ll hissedildiği za- İman, sdeleler, yahut mafsallarda sert fik Kai olunca, uluşturmamak Şartie Siona's Liniment sürünüz — Slomn's niment sevelâni demi vyandırır, sör zan adalelere yeni kan getirir, marazin MELODi fevkinde muvaffak olmaktadır. dofrudan doğruya müvelildi olan kan ha eder. Uğuşturmağa kizum - yoktar, erini kim hatırlamaz? İçünkü Sloan'e Liniment derkal ” üfuz daha GÜZEL öder, ustır ve ağrıyı teskin eder.. Kü- lanı İarbağo, siyatik, Carka - ağrıları, ları ve nevraljiler için Sloan'a Linimen. SLOANS LINIİMENİ - KO!İ ,EBE RENATE MÜLLER - ADOLF WORLERUCS - JENNY JUGO

Bu sayıdan diğer sayfalar: