14 Haziran 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Haziran 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 14 Haziran 1937 ( Şehir ve Memleket Haberleri j Siyasî icmal Tarihî tefrika : 149 Yazan : M. Turhan Tan Tercütne ve iktibas edilemezı Memurlar nasıl tekaüd edilecek? Maliye Vekâleti alâkadarlara mühim bir tamim gönderdi Vekâlet Inzıbat komisyonu kararile memuriyetle alâkası kesıldıği teblığ edilmiş olan müstahdem veya muhtelif şekillerde açıkta bulunan memurlann te kaüdlük işlerinin uzamaması için Maliye Vekâleti alâkadarlara bir tamim gön dermiştir. Buna nazaran memuriyetle alâkası k silen memura tahriren tebligat yapılacaktır. Ancak 2996 numaralı kanunun muvakkat ikinci maddesinde zikrolunan a çıktaki memurlar memurin kanununun 58 inci maddesi ahkâmile 2919 n u maralı kanunun üçüncü maddesi ahkâmı dairesmde açık maaşına müstahak olanIardan ibarettir. Bunların haricinde istifa etmiş, ihrac edilmiş, memuriyetten mahrumiyet cezasile mahkum edilmiş ve yahud memuriyette istihdamını mâni dere cede bir hüküm giymiş velhasıl memuri yetle bir veçhile alâkası kalmamış ve kendilerinin de tayinine bir mecburiyet bulunmamış olanlara mezkur muvakkat ikinci maddenin şümulü olmıyacaktu Teklif evrakında bu malumatın noksa nından dolayı gönderilen kararlar bu vaziyette bulunan bir kimseye aidse karar tebliğ olunmıyarak iade olunacak ve esbabı mucibesi izah edilecektir. Bundan başka zikrolunanların, teka üd muamelelerinin bir an evvel yapılması için: 1 Herhangi bir surette haklannda tahkikat cereyan edip etmediğinin, et mekteyse mahiyeti ve safahatı hakkın daki malumatın, tahkikat netayici mah kemeye intikal etmiş olduğu takdirde hükme iktiran edip etmediğinin, 2 Memuriyetle alâkası kesilmiş memurlann fazla mehuzattan zimmeti olup olmadığının, kezalik hükmen tahakkuk etmiş borcu bulunup bulunmadığı nın, varsa miktarının, 3 Muhasib sıfat ve salâhiyerini haiz olanların usulü dairesinde devirlerinı verip vermedıklerinin tetkik olunarak bildirilmesi Iâzımdır. Bu hususta yazılacak tahrirata d a : a Memuriyetle alâkası kesilenler, muhakeme altına alınmış olup mahkemece haklannda bir karar verilmişse bu kararın, mahkemedeki dosyalarmdan hazine vekillerine, hazine vekili bulunmıyan kazalarda da mahallî memurlara adiyen aldınlacak olan (bunlar tarafından tas dikli) bir suretinin, b Kendilerine tahsis olunacak tekaüd maaşı veya ikramiyenin hangi malsandığına gönderileceği tayin olunabil mek üzere ikametlerini ihtiyar edecekleri mahalleri bildiren ve kabilse o mahaldeki ikametgâh adreslerini muhtevi olan bir beyannamenin, c Memuriyetle alâkası kesilmiş olan her şahsın nüfus tezkerelerinin tas dikli bir suretinin, d Tayini Vekâlete aid olmıyan tâli memurlann 2/1/934, 1/9/934 ve 10/' 12/934 tarihli umumî tebligat münderi catma tamamile mutabık bir şekilde tanzim ve idare heyetlerine tasdik ettirilecek müddeti hizmet cetvelinin gönderilmesi Iâzımdır. Soruyoruz! Bu nasıl tahsil memuru: Fatihte Fevzipaşa caddesinde 83 numaralı apartımanın ikinci katında oturan îsmail Hakkı Şen imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «İzmirde bir buçuk senedenberi kiralanmıyan bir dükkânımız vardır. Ora Muhasebei Hususıyesi vekilimizi oğrenemedıği için tahakkuk ettirdığı 47 lıralık bir verginin haczen tahsllini Fatih Bina memurluğuna bildirmiş. Burası da paranm 24 saat zar fında vezneye yatınlmadığı takdirde haczen tahsili cihetine gidileceğini natık bir kâğıd doldurarak eve bırakmış. Kâğıdı alıp şubeye gittim. izmirde senevî 450 lira getiren bir yalının da bize aid olduğunu, bir telgraf çe kerek kiracısından 77 liranın namı mıza ora Muhasebei Hususiyesine yatuılmasını istiyeceğimi bildirerek bir haftalık müsaade istedim. İsminin Ahmed olduğunu bilâhare öğrendi ğim bu memur, büyük nezaket gös tererek mühleti verdi. Ben de altı günde isiml gdrerek meseleyi hallettim. Fakat bu altı gün İçinde işin icra safahatını takib eden memur. evime iki defa gelerek ailemi komşuîarının ve misafirlerinin huzurunda anasmdan emdlği sütü burnundan getirecek derecede üzmüş, bir memurun mafevkine ve mükelleflere karşı takmması icab eden en küçük hünnet ve terbiye icabatmı kenara bırakaıak hareket etmiştir. İsminin bilâhare Davud olduğunu öğrendiğim bu memur ilk günü bir pollsle gelmis. ve refikama kapıyı a çıp açmıyacağmı sormadan bir çilingir getirilmesinl ileri sürmüştür. Refikam, kocam dairenize gelerek me seleyi halletmiş demesine mukabil bu memur da evet biliyorum, ben de oradaydım fakat mühleti veren ıne mur benim işime karışamaz diye mukabelede bulunduktan sonra refikamm haciz yaparsanız biz de icab eden makamlara müracaat ederiz sozüne de kızarak senin kocan büyük bir adam değil ki sözüne itlmad edeyim veya ondan korkayım diye bağırmağa başlayınca yukan katta oturan bin başınm refikası araya girmek mecburiyetini bıle hissetmistir. Bırinci günu bu kadar ileri giden memur vazifesini yapmadan yani haciz vazetmeden çekilip gitmiş ve bir gün sonra tekrar gelmiştir ve bu defasmda misafirlerin önünde manasız ve se bebsiz ileri geri lâkırdılar soylcdik ten sonra gene haciz yapmadan çekilip gitmistir. Şimdi soruyorum. Bu memurun vazifesl haciz mi yapmaktır veya gönderildiği yeri birbirine katıp herkesi rezil etmeğe çalıstıktan sonra çekilip gıtmek midir?» Bu vatandaşm yukarıki sözlerine biz fazla birşey ilâve etmek istemiyor, yalnız bu nasıl tahsil memurudur diye; Adadan dönen genc sevgililer Köprüye gelince genc aşık, sevgilisini ağır surette yaraladı Fazıl adında bir genc, sevgilisi Hayriye ile dün A d a y a gezmeğe gitmiş ve akşama kadar gezdikten sonra saat 21,30 da îstanbula dönmüşlerdir. Genc sevdalılar Karaköyde birbirlerinden ayrılır larken Fazıl: « Haydi bu gece seni Kasımpaşadaki teyzemin evine götüreyim de ora da kalalım» demiştir. ; Hayriye, evinden merak edeceklerin . ayni zamanda böyle bir vaziyet olursa evinden kovulacağını söylemiş ve Fazılın elini sıkarak tramvaya binmek üzere aynlmıştır. Bu hareketi kendisine karşı bir alâkasızlık zanneden Fazıl, birdenbire cebinden bıçağını çıkarmış ve kızı iki yerinden t«hlikeli surette yaralıyarak kaçmışıtır. Yarah derhal hastaneye kaldınlmıştır. Hayriye fazla kan kaybettiğinden hayatı tehlikededir. Firari aranmaktadır. Fransada sollar ransada sol partilerin (halk cephesi) namı altında birleşip geçen umumî inühabda ekseriyeti kazandıklanndan ve sosyalistlerin lideri Blum'ün riyaseti ajtında bir sol hükumet teşkil ettiklerindenberi tam bir sene geçti. Bu münasebetle sollann hükumerJ memlekete ne gibi faydalar getirdiği ya hud nasıl zararlar ika eylediği ve partilerin bundan sonra alacaklan tavır ve hareketlerin ne olacağı hakkında her parti ve teşekkülün lideri kendi telâkki ve düşüncelerine göre mütalea beyan ettiler. Bu sözler ve fikirler Fransanm bugün ne halde bulunduğunu ve nereye gittiğini bir dereceye kadar izah ve tenvir etmektedir. Herjeyden evvel Fransanm haricî politikasınm ne olacağmı tetkik ede lim: Komünistler müstesna sol partilerin cümlesi Fransanın îngilterenin politikasınm izini takib eylemesi ve kendi emniyet ve selâmeti için tngilterenin dostluğuna ve yardrmına güvenmesi hususunda müttefiktir. Komünistler Fransanm as kerî bir mukavele ile Sovyet Rusyasına İngiltereyi gücendirmemek için bu teklifi Blum ve arkasındaki diğer sol partiler ingiltereyi güvendirmemek için bu teklifi kabulden imtina etmişlerdir. tspanya işinde de Fransız politikası Sovyetlerin değil Îngilterenin izinde yü rümekte devam edecektir. Son anlaşma dahi bunu ispat ediyor. Şu kadar var ki Belçikanın kendisinden büsbütün aynlarak tam bitaraflığa dönmüş olmasına rağmen Avrupanın garbindeki emniyetin alâkadar devletlerin iştirak edeceği bir mısaka bağlanmasında ısrar ediyor. Ingiltere dahi bu meselede Fransa ile ayni fikirde ise de îspanya işlerinden ve beynelmilel havanın bozuk olmasından Fransanm noktai nazannı tervic etmiyordu. îspanya işlerine aid son anlaşmadan sonra Ingiltere Fransanm teklifini resmen tetkik etmiştir. Bu hususta Almanya ile İtalya nezdinde teşebbüsler yapılacak tır. Lâkin bugünkü ahval ve şeraite göre ve bahusus Romada Almanya ve İtalya umumî erkânıharbiyeleri arasında Alman Mareşali Blomberg'in seyahati münasebetile yapılan temaslardan sonra garbî Avrupanm emneyti meselesinde yapıla cak müzakere ve kararlarda daha ziyade bu iki devletin noktai nazarlan ağır basacaktır. Fransa, şarkî ve orta Avrupadaki dost ve müttefiklerini herhangi suretle garbî Avrupanın emniyetile alâkadar edemiyecek ve hatta bu emniyet uğrunda bu devletlerle alâka ve münasebetlerini gevşetmek zarureti karşısında kalacaktır. Zaten bu devletler dahi Fransanm politikası üzerinde îngilterenin nafiz bulunduğunu bildiklerinden Bükreşte Roman ya ve Lehistan devlet şefleri arasındaki görüşmelerde görüldüğü veçhile tngiltere nin orta Avrupa işlerine karşı alacağı vaziyete daha büyük ehemmiyet vermektedirler. Fransanm dahilî politikasına gelince hükumet başmda bulunan sosyalistler şimdiye kadar yapılan içtimaî kanunlann bais olduğu masraf ve değişikliklerin ar kası ahnıncıya kadar bir fasıla devresi yapılmasını istiyorlar. Radikal sosyalistler ise mevcud nizam ve intizamın ve bahusus demokrasi esaslannın muhafaza edilmesinde ısrar ediyorlar. Komünistler ise sonuna kadar gidilmesinde ayak direyorlar. Dört milyondan fazla ameleyi Şehzade Beyazıchn ilticası İran Şahı kendisine iltica eden bu kıymetli konuğu biiyük merasimle karşılamıştı Yalnız taht üzerinde vakitsiz bir değışiklik vukua gelmesine razı olmakdıklannı tebarüz ettirmiş olmak için Beyazıdın ordusunu dağıtmıya şalışıyorlardı. Yeniçerilerle Sipahiler böyle isteyince Beyazıdın muzaffer olmasına imkân yoktu. Bu sebeble iki gün süren kanlı bır harbden sonra gafil şehzade tamamue yenildi, oğlu Orhanla beraber Amasya ya doğru kaçtı. O, mağlub olmaktan ziyade Lala Mustafanın düzenine kapıldığını anla dığmdan dolayı hayal inkisarına uğra mıştı. Selimle değil bizzat babasile harbe sürüklendiğini artık kavramış ve bu ihaneti de Lalanın yaptığını anlamış bulunuyordu. Bu vaziyette yapılacak tek bir iş vardı. Beyazıd da o biricik işe el vurdu, babasına acıklı bir mektub yazdı, irtikâb ettiği büyük surtan samimî surette nedamet gösterdi, kendisi ve dört oğlu için af diledi. Babasının bu yanık mektuba karşı kayidsiz kalamıyacağmı umuyordu, tstanbuldan bir müjde gelmesini bekliyordu. Halbuki şurada burada bulundurduğu adamlanndan aldığı haberler, padişahın kendisini kovalatmak ve yakalatmak için tedbirler almakta olduğunu, hatta Üsküdara otağ kurdurup icabında bizzat ha rekete hazırlandığmı gösteriyordu. Beyazıd, hayret içindeydi. Babasının bu kadar zalim davranmasındaki sebebi kavnyamıyordu. Selime karşı silâh kullanışını onun büyük bir suç saydığına şüphe yoktu. Fakat huzuruna sunulan o yanık mektubdan sonra bu telâkkinin de ğişmesi, günahın bağışlanması icab et mez miydi?. Hünkâr, asi dahi olsa, tepeden tırnağa kadar kendine benziyen, halk ve ocaklı yanmda gözbebeği sayılan bir oğlunu Selim gibi sarhoş, sefih ve gevşek bir adama feda mı edecekti? Olup biten işlerden haberi olmadığı için gafil Beyazıd, böyle şaşkın düşünceler geçiriyordu. Eğer babasına yolladığı son mektubun da Lala Mustafa tarafından yolda yakalattınlıp yakıldığını bilse, şüphe yok ki, hayret içinde boca lamazdı, daha emin yollara başvurarak babasına derdini yanmağa çalışırdı. ( 1 ) O, nasıl bir tuzağa düşürüldüğünü takdir edemediğinden ve babasının kendisini affetmiyeceğine kanaat getirdiğinden yeni bir suç daha işledi, on iki bm kişilik bir fırka teşkil ederek başına geçti, dört oğlunu yanına aldı, îran hududuna doğru yola çıktı. Maksadı Şah Tahmasa iltica etmek, babası ölünciye kadar Safeviler sarayında kalmak ve fırsat zuhur eder etmez geri dönüp kardeşile boy ölçüşmekti. Babası öldükten sonra Selimin ocaklıdan yardım görmiyeceğini umu yordu. Halk ve hatta bir kısım hükumet memurlan ona candan yardım ediyorlardı. Srvas valisi ödünç diye otuz bin altın verdiği gibi o mıntaka halkı da «şehzade vergisi» adile tarholunan on sekiz bin lirayı seve seve ödemişler ve ona aynca otuz bir deve, altmış at, yirmi katır ver mişlerdi. Fakat padişah suçunu bağış latmak için bir pusla dahi göndermeğe tenezzül etmiyen asi oğlunu mutlaka yakalatmak istiyordu, Sıvasa doğru kuvvetli fırkalar yolluyordu. Bunlardan bir kısmı Saatçukuru denilen yerde şehza deye yetiştikleri halde o, kurtulmak im kânmı buldu, Erzurum valisinden atları için birkaç yük nal ve mıh alarak îran hududuna ulaştı. ( 2 ) deşi Elkas Mirzanın vaktile Sultan Süleymana sığmması hatırasmın hicabmdan kurtulmuş oluyordu, sonra bu kıymetl konuğunu alet yaparak siyasî kazanclar yapacağını umuyordu. Ondan dolayı birkaç vezirini mihmandar tayin ederek Beyazıdı hududdan karşılattı, kendisi de payitahttan Tebrize gelerek orada misafirini istikbale hazırlandı. Gafil şehzadenin Tebrize girişi bir hâdise oldu. Binlerce ve on binlerce insan Tebrize Osmanlı bayrağını ilk diken Yavuzun torununu, ayni bayrağı orada iki kere dalgalandıran Sultan Süleyma nın oğlunu görmek için köylerini boşaltmışlar, yollara dökülmüşlerdi. Tahmas, Yavuzla Süleymanm kılıc ucile açtıkları Tebriz sarayı kapısmda onların kanmı taşıyan Beyazıdı mülteci sıfatile karşı larken o eski hatıralarla yeni vaziyet a rasındaki acıklı farkı pırıltılı bir yağmurun ışığı içinde eritmek ister gibi şehza denin başma tabak tabak altın, inci, el mas ve firuze döktü, sonra kucağını a çarak asil sığmtıyı kucakladı, öpüp koç* tu, tahtının yanına oturttu, babaca iltifat etti, teselli verdi, giderken de kıymetli eyerler vurulu dokuz at armağanladı. Beyazıd kadar onun yanmda bulunan Türkmen atlılan da dikkat ve hayret uyandınyordu. Hele Kuduz Ferhad adlı bir süvarinin gösterdiği binicilik hünerleri, silâhşorluk marifetleri Şaha da, aha liye de parmak ısırtmıştı. Ferhad, bir a ralık Türkmenlere hücum manevraları, çevirme ve düşman devşirme hareketleri yaptırdı. îki alaya ayırdığı Türkmenler, harb alanında Türk athsının ne harikalar yaratabileceklerini seyircilerin yü reklerine endişeli bir heyecan işliye işli ye filî surette gösteriyorlar gibiydi. Ferhad, halkın ve saray adamlannın hayretten bunaldıklarını sezince şehzadenin yanına koşmuştu: Sultanım, demişti, emir verirsen şakayı gerçek yapalım. Buradaki askerin silâhlannı ellerinden, Şahm da tacını başmdan alalım, seni İran ülkesine Hünkâr yapalım. Bu, benim için su içmek kadar kolay. Varsın baban, kendi tahtı için döğünsün! Beyazıdın cevabı sert ve susturucu oldu: Bir dahi bunu dile ahrsan kelleni kucağında bulursun. Fakat Şah, için için telâş etmekten geri kalamadı, biri bin değer şu atlıların diledikleri gün bir facia yaratabileceklerini düşündü, Beyazıdı kuşkulandırmadan ıhtiyat tedbirleri almağa girişti. îlk yaptığı iş şehzadeyi masraftan korumak bahanesile Türkmen atlılannı hanlara, sultanlara taksim etmek ve efendilerinden uzaklaştırmak oldu. Zeki Tahmas şimdi, kendiliğinden saraya konan şu devlet kuşunu, onu elden kaçırmış olanlara nasıl satabileceğini düşünüyordu. Zaten Süleymanla Selim, şehzadenin Irana savuştuğunu duyar duymaz elçiler ve mektublar yollıyarak «kaçak asinin» teslimini istemişler ve bir pazarlık kapısı açmışlardı. {Arkası var) HALKEVÎNDE Şehremini Halkevinin faaliyeti Şehremini Halkevi, «Memleket geceleri» namile bir seri anma ve tanıma gecesi tertib etmiştir. Bu hususta ha zırlanan programa göre, her hafta bir vilâyetimiz mevzu olarak ele alınacak ve her hafta salı günü akşamı Ev bina smda vilâyetin mahsulü, mamulâtı, âdetleri, halkı, coğrafyası ve etnoğrafyası hakkında faydalı konferanslar verilecek ve mıntakanm millî dansları oynanacak, şarkıları okunacaktır. Bu programa göre, yarın akşam bir Kastamonu gecesi tertib edilmiştir. îstanbula aid ermenice bir eser bulundu Şehremini Halkevi, Şehremini ve Topkapı semtine aid araştırmalarda bulu nurken Geremya Kömürciyan isminde bir Ermeni tarafından ermenice yazıl mış bi*esere raslamırtır. «Istanbulun Tasviri> ismini taşıyan bu eserin, Ev liya Çelebi seyahatnamesinden beş sene evvel yazıldığı ve tstanbuldan, îstanbulun mahaHâtmdan, civarından, âdetle rinden, an'anelerinden bahsedildiği görülmüştür. Iddia edildiğine göre, bu ermenice eser, yalnız tasvirî mahiyette olmayıp ilmidir. Eserde İstanbulun yirmi sekiz kapı smdan ve bu kapılardan her birinin ne için kullamlmakta olduğundan da bahsedilmektedir. Şehremini Halkevi, Halkevleri umumî reisliği kanalile Türk Tarihi Tetkik ve Araştırma cemiyetine müracaat ederek bu kitabm türkçeye tercüme edilmesi için ricada bulunacaktır. Soruyoruz? Tomruk suyu İki kişinin keyfî hareketînden kapalı duruyor Istanbulun en iyi sulanndan biri olan Tomruk suyu bir buçuk aydanberi ka palı durmaktadır. Bunun sebebi bu su ya tesahub eden iki ortak arasındaki anlaşamamazlıktır. İş mahkemeye düşmüş olduğundan iki taraf arasındaki dava devam etmektedir. Bu suyun geçtiği a razide başka bir memba teminine çalı şılmışsa da bulunan suyun matluba muvafık olmaması ve sıhhî tedbirlerin alınmamış bulunması dolayısile Belediye doktorlan tarafından menedilmiştir, Bir kamyon dereye yuvarlandı İstanbul Kasablar şirketine aid ve Muğlalı Mehmed oğlu Süleymanm idaresindeki büyük et kamyonu, iki hamülı da hâmil olduğu halde Bakırköy kasablarının etlerini verip döndükten sonra Ayamama çiftliği civanndaki taş köprünün üzerine gelince birdenbire sağ taraftaki tekrlekler köprüden aşağıya yuvarlanmış ve koca otobüs içindeki lerle beraber yedi metro yükseklikten derenin içine yuvarlanmıştır. Kamyon yana yuvarlanmış olmasına rağmen su tabakasının mukavemetinden dolayı sukut pek zararlı olmamıştır. Yalnız ha mallardan birile şoför hafif surette yaralanmıştır. Yaralılarm yaraları hafıf olduğu içuı pansımanları yaptırıldıktan sonra evlerine gönderilmiştir. (1) «Sultan Beyazıdi derdimend, huniciger ezip ve didei gam didesinden kanlı yaşlar akıtıp dort şehzadesinin dahi kan ile karışık gozleri ya§ ile hezar tevbe ve istiğfar ve aczu inkisar ile bir mektub yazdı, «Benden sadir olan cemi evzaı nâhemvar Lala Mustafanın ilkasıdır, beni azdırdı» dedi ve bir iki nesimi sabadan müstear âdem ilgar ettirip rikâbı hümayuna gönderdi. Amma bunlar dahi Lalanm rehzenlerine düşüp haber ve eserleri zâhir olmadı» Peçevi C: 1. S: 293. Şah Tahmas içrn bu iltica cihet cihet (2) Sultan Süleyman Erzurum Valisinl bahtiyarlık demekti. Bir kere kendi kar bu yardımmdan dolayı öldürtmüstür. Hapisaneden çıkar çıkmaz... Sıvas Malatya hattında yapılan merasim Bir suçtan dolayı uzun müddet ha iki verese arasındaki ihtilâf binlerce piste kaldıktan sonra iki gün evvel tah kişinin içmeğe alıştığı bir suyun kulla liye edilen sabıkalı Ali oğlu Kâmil yenılmasına imkân bırakmamaktadır. niden işlediği suç üzerine zabıtaca ya Büyük Harbde îstanbula gelen bi: kalanarak Müddeiumumiliğe verilmiş Alman tıb heyeti tahliller neticesinde bu tir. Kâmil, iki gün evvel hapisten çıkmca suyun Istanbulun en iyi suyu olduğuna doğru, Beyoğlunda Papasköprüde Topal karar vermiş hatta bundan dolayı îstanYaninin evine gitmiş ve kızı Annaya buldaki Alman aileleri sureti mahsusada sarkıntılıkta bulunmuştur. Topal Ya bu suyu getirtmekte bulunmuş olduklar: ninin müdahalesine kızan Kâmil bu se halde iki şahsın keyfî hareketinden umufer sokağa fırlamış. eline geçirdiği taş mun menfaatine aid bir sudan istifade larla evin pencere ve camlarını yere in imkânı selbedilmiş oluyor ki buna hay dirmiştir. ret etmemek elde değildir. Belediyenin bu vaziyet karşısında harekete geçmesi Bir bisiklet kazası lâzımdır. Melik isminde birisi arkasında Ali ve Emin isimlerinde iki kişi olduğu halde Kadıköyünde Telefon caddesinden hızla geçerken bisikleti iyi idare edeme mesinden dolayı bir yük arabasına çarpmış, Alinin ayağının kınlmasına sebeb olmuştur. Ali hastaneye nakledilmiş, dikkatsiz Melik de yakalanarak hakkında takibata başlanmıştır. Bergamada bir ilim evi yapıldı Balkan otomobil yarışında ilk merhale Cuma günü akşamı Taksim meyda nından hareket eden Balkanlararası Rallye'si İstanbul müsabıklarından Yunan Otomobil kulübü murahhası M. Moskof, Edirneye cuma gecesi saat 11.30 da varmıştır. İkinci olarak Türkiye Otomobil kulübünden Bayan Azize gelmiştir. M. Moskof, İstanbuldan hare ketinden evvel Türkiye Hilâliahmeri için yüz lira ve Rum Fıkarasever Cemiyeti için de yüz lira hediye etmiştir. elde tutan sendikalar konfederasyonu reisi Jouhaux ise bu teşekkülün kendi başına hakimiyeti olduğunu ve bugünkü hükumetin düşmesine kuvvetle mâni olacağmı söyliyerek mütehakkimane bir vaziyet almış ve Cenevredeki beynelmilel Pencereden giren hırsız amele birliği toplantısında dahi tehdidkâr Beyoğlunda Eczacıbaşı sokağında 32 bir tavırla söz söylemiştir. numaralı evde oturan Niko oğlu Yani Merkez partileri son içtimaî kanunlarevvelki gün Erenköyünde, İstasyon cadla Fransanın harabiye sürüklendiği kanadesinde berber îsmailin evine yan penatindedirler. Bunlardan birinin lideri cereden girip konsolu karıştırırken ev dünkü beyanatında dünyanın her tara sahibi tarafından yakalanmış, polise tesfında istihsal 1929 senesine nisbetle yüzlim edilmiştir. de 20 arttığı halde Fransada yüzde 8 0 sukut eylediğini haber verdi. Sağ partiler (hürriyet) bayrağı altında bir cephe yapmağa muvaffak olamadılar. Fakat komünistlik aleyhinde ittifak ettiler. Fransanın malî vaziyetinin de pek parlak olmadıgı Maliye Nazmnın tekrar dört milyar franklık yeni vergilerin konulmasını istemiş olmasından anlaşıhyor. Muharrem Feyri TOGAY Cumhuriyet Nüshası Bergama (Hususî) Şehrimize gelen ziyaretçilerle ilim adamlannın en bü yük derdi istirahatlerini temin edecek bir yer bulabilmeleri idi. Bunu nazarı dikkate alan Valimiz Fazlı Güleç, Trakya Umumî Müfettişi Kâzım Diriğin himmetile temeli atılıp iskeleti kurulan ilim evmı tamamlatarak bu mühım ğaıieyi bertaraf etmiştir. On beş bin liraya mal olan bu binada salon. kütübhane, mutfak ve her odasında banyo mevcud olmakla bütün konforu haizdir. Gönder diğım resim, ilim evinin iç ve dış kısımlarını göstermektedir. 5 kunıştur. Hariı için , 2700 Kr. 1450 • 800 • Tokhur Çetinkayada yapılan nıerasimden bir intıba Sıvas (Hususî) Sıvas Malatya demiryolunun Çetinkayada birleştiğinı bildirmiştim. Birleşme töreni Çaputlu tüneli ağzında icra edilmiştir. H a t boyunca köylüler tarafından kurbanîar kesilmiş, Çaputlu mevkiinde biriken çok kalabalık halk iki treni coşkun tezahüratla karşılamıştır. Orada bulunan köylü ve amelelere yemek verilmiştir. Aym onbeş ilâ yirmisi arasında Çetinkayada açılma merasimi yapılacak ve hat işlemeğe açılacaktır. Abone şeraiti |l Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık Türkiye için 1400 Rr. 750 > 400 150

Bu sayıdan diğer sayfalar: