17 Temmuz 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

17 Temmuz 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Temmuz 1937 CUMHURIYET SAĞLIK BAHiSLERİ ^ • • a=s= ] g^as8 Ttifo vukuatı tabiî seyrînde Herkesin aşı olması için tertibat alınacak Içtimaî ıslahat Bir devlet adamınm birinci vazifesi nedir? Tifo vukuatı, tahlil raporlarma nazaran dün yirmi sekize baliğ olmuştur. Evvelki günkü miktar ise yirmi dörttür. eshur bir fıkra vardır: Vaktile Yazan : Selim Sırrı Tarcan IBajtarafı 1 tnci sahijede] Hastahk. sırasile Eminönü, Fatih, Kaniyet dairesinde hüküm vermesini taleb hükümdarlandan birinin kızı Tâli komite önümüzdeki salı günü top ediyorum.» evlenmek çağına gelmiş, fa * Yedi senedenberi Pariste on beş günde dar ilerlediği, tedavi vasıtalarının bu ka dıköy ve Üsküdar kazalarında fazladır. kat kendine lâyık bir eş bulunamadığm • dar tekemmül ettiği bir asırda eskisinden Maamafih başka vilâyetlerden hastala lanarak îngiliz tekliflerinin tatbiki tefer mettu bir intişar eden tıbbî ve ilmî kıymetli bir nıp buraya gelenler arasında da tifolu ruatını tesbit edecektir. dan bir sadakat imtihanı yapılmak ve bu Belçikada gönüllü devşirme mecmua var. Belki pek çoğunuz benim daha çok veremli, kanserli, sinirli, romalara tesadüf edilmektedir. General Franco tngilterenin Brüksel 16 (A.A.) Pirene hudud imtihanda kazanacak kimseye kızı nikâhgibi bu ilmî eseri görmüşsünüzdür: «Gu tizmalı insanlara tesadüf ediyoruz. Buna îstanbul sıhhat meclisinin evvelki teklifini kabul etmiyor larında beynelmilel kontrolun kalkması lamak kararlaştırılmış. İmtihan, evlenme erir». Fransanın en tanınmış hekimleri bir kısa cümle ile cevab verebiliriz: Halk vücudüne bakamıyor. Bu hususta dev günkü toplantısında teşkiline karar veLondra 16 (Hususî) îspanyadan üzerine komünistler hükumetçi îspanya i çağında bulunan erkeklerin derin bir u * afiyetli yaşamak için lâzım olan öğüdleri rilen beş kişilik tâli komisyon her gün bu mecmuada herkesin anlıyacağı bir dil lete terettüb eden birinci vazife halkın Sıhhiye müdiriyetinde toplanarak tifo alınan haberlere göre, General Franco çin yeniden gönüllü devşirmek faaliyeti çurumu bir yandan öbür yana atlamasından ibaret olup yapılan ilândan sonra le yazıyorlar. Birçok bulaşıcı hastalıkla talim ve terbiyesidir. vaziyetini yakından takib ve icab eden îngiliz tekliflerini kabul edemiyeceğinı ne koyulmuşlardır. binlerce kişi bu tehlikeli işe girmeğe ha • Müddeiumumilik Liege'de muhtelif rın zararlannı birer, birer izah ettikten Önce «çocuk mu mekteb için, yoksa direktifleri vermektedir. Sıcaklarm de ihsas etmiştir. yerlerde taharrıyat yapmış ve birçok vc zırlanmakta tereddüd etmemiş. Komşu sonra bunlardan nasıl korunulabüeceğini mekteb mi çocuk için yapılır?» bunu bil vamı hastalığın da devamına sebebiyet 18 temmuz ihtilâldlerin saik ve sılâh musadere olunmuştur. Ta devletlerden birinin elçisi de hükümdara de anlatıyorlar. Ondan sonra da doğum mek lâzımdır. Şimdiye kadar hep gör vermektedir. Kuraklık, tifonun artmabayramı oldu y son derece bağlılığını ileri sürerek imtihadan itibaren her yaşa göre makul bir ta düklerimiz çocuğun fiziyolojîsi talimat sına ve halkın portör vaziyetinin çoğalSalamanca 16 (A.A.) General harriyata devam edilmektedir. na girmiş, fakat her atlayanın uçuruma kun vücud mümareseleri tavsiye ediyor ların kurbanı olduğudur. Hayat kajıun masına sebeb olmaktadır. Bu sebeble a Franco, komünizme karşı millî kıyamın Çebelüttarık Boğazında düştüğünü görünce pişman olmuş ve sıra ğustos ayınm sonuna kadar vaziyetin yıldönümü olan 18 temmuzu millî baylar. larına muhalif olan bu karakuşî hükmü Alman topları bu şekilde devam etmesi ihtimali müskendine gelınce de paçaları sıvayıp koşPariste çıkan L'İntransigeant gazeteMecmuanm muharrirlerinden doktor (Marcel Hervieu) «Vivre» mecmuası ram ilân ve bu babda bir kararname ısdar teb'ad görülmemektedir. Bilhassa ka muş, uçurumun başında: «Ben efendimi «Y. Poucet» nin geçenlerde «Ferdî Is nın mayıs 1936 nüshasmda «L* Instrucetmiştir. General, 18 temmuz 1937 tari sinin Londra muhabiri bildiriyor: vun, karpuz mevsimi daha fazla korkuCebelüttarıkın yakınında, boğazlarla bu kadar severim» diyerek duruvermiş!.. lahat» diye bir yazısını okumuştum. Dok tion publique tueuse defants Çocuk lu telâkkj edilmektedir. hile 18 temmuz 1938 tarihi arasındaki *** tor bu yazısında hasta olmamak ve sıhha lan öldüren maarif!» serlevhalı makaledevreyi «ikinci zafer senesi» diye tesmiye Fas sahilini menzilleri içine alan 16 Sıhhat Vekâleti Hıfzıssıhha Umum pusluk Alman topları yerleştirilmiştir. lbni Sina hakkında bir ay evvel tan' ti idame etmek için küçük büyük herkesc sinde çok şiddetli tenkid etmişti. Zaten etmeğe karar vermiştir. müdürile Vekâlet Hıfzıssıhha mütehasM. Eden de, bu hususta Avam Kama tanalı bir ihtifal yapıldı, Avrupa ve Aterettüb eden sağlık vazifelerini birer bi bu hakikati kim inkâr edebilir? Herkes sısmın bugünlerde tekrar şehrimize gel Avam Kamarasmda münakaşalar rasmda beyanatta bulunmak ve bu toprer sayıp döküyor ve sonunda «kendinize mekteblerde havanın, ziyanın, hareketin, meleri beklenilmektedir. Sıhhat mec Londra 16 (A.A.) Amele par ların Çebelüttarık yakınında bulundu merika ilmî mahfillerinden düzinelerle bakmazsanız kuvvetten düşersiniz, hasta gıdanın, suyun, cazibenin, yokluğundan lisinin ittihaz ettiği mukarreratm bir tisi meb'uslarının talebi üzerine Avam. ğundan bihaber olmadığını söylemek telgraf yollanmak suretile bu çok mu « him ihtifale her tarafta alâka gösterildi. olursunuz, vaktinden evvel çökersiniz. Ne dememek için, azlığından müştekidir. kısmının tatbikı mühim masrafları da kamarasmda îngilterenin ademi müda zaruretinde kaldı. O gün memleket irfanına hizmeti şiar ticede zararınız nefsinize inhisar etmez, Daha geçenlerde edebiyat profesörü istihdaf etmektedir. Bu mukarreratın haleye müteallik olarak teklif ettiği in Zavallı M. Eden! Çetin bir işe giriştiği edinen bir kitabhane tarafından da lbni çocuklarınız, torunlarınız da bundan mü (M. Laborie) mekteblerde beden terbi başhcaları şunlardır: tikalî plân hakkında bir müzakere baş ve mühim bir teşebbiise atıldığı sırada, adedce az, fakat fazla faal olan rakib sina adlı bir eser neşrolundu. Otuz forteessir olurlar ki neticede ırkımız bozu yesi derslerine nekadar zaman ayrılmak1 Meyva Halinde memur ve ha lamıştır. leri, Avam Kamarası dehlizlerine, yahut malık koca bir kitab. Yurdumuzun en lur. Bunun neticesi tereddidir» diyor. tadır? Ve bu kâfi midir? diye bir anket mallara tamamile tifo aşısı yapılacaktır. Müzakereyi açan Attlee, îngiliz tek2 Sokaklar her gün yıkanacak ve lifini telhis etmiş ve bu teklifin gayri siyasî büyük kulüblerin koridorlarına kıymetli, en bilgin kalemlerinden çıkm Doktorun (1 şubat 1937) nüshasmda açmıştı. Ve neticede haftada yalnız bir dağıhp, <böyle gezginci nazırı» isteme makalelerle, kürenin dört yanından to «îçtimaî Islahab> başlıkh bir mühim ma saate inhisar eden bu dersin sıfıra müsavi temiz tutulacaktır. adilâne, fena tanzim edilmiş ve tehlikeli diklerini haykırıyorlar. lanmış resimlerle, sayısız kitabhane fih . kalesi daha var. Bakınız orada da ne di olduğunu ilân etmişti. Bu halin artık de 3 Kalabalık yerlerde umumî halâ olduğunu söylemiştir. Genc Îngiliz Hariciye Nazırımn ka ristlerinden derlenmiş Iistelerle dolu olan lar inşa edilecektir. yor: vamına imkân yoktur. Biraz komşulan Hatib demiştir ki: bahati nedir? Rakibleri, onun, hafta ta bu eser okununca îbni Sinanın n£*efc£ 4 Gıda maddeleri satıp da hastalığa «Coğrafî vaziyetile, iklimile, hertürlü mıza bakalım! Çünkü onlar sağlık yolu« Fikrime kalırsa, bu teklif kabul tilinde, Deauville civarında bir yat için Türklüğe nisbeti, baştanbaşa bir tarih o~ tutulanlar üzerinde tahliller yapıla zeriyata müsaid olan toprağının zenginli nu buldular. caktır. edilmiş olsaydı ademi müdahale devre de birkaç saat istirahat etmek gibi ta lan hayatı, tababete, felsefeye, edebiya ğile Fransa bir sağlık memleketi olmalıyBir tabib değil fakat kıymetli bir tarih 5 Eşekle su naklinde kullamlan su sinin bütün devamı müddetince mütead mir kabul etmez bir hata işlediğini ileri ta, riyaziyata, felekiyyata, musikiye alâ dı. Ne yazık ki iş bunun aksinedir. Do profesörü olan (Ludovic Naudeau) ba teneke ve fıçılan dezenfekte edilecekdid defalar zuhur etmiş olan hâdiselere sürüyorlar. kası, ilim âlemine armağan ettiği yenilikğumu gittikçe azalan, doğanlann mühim kınız ne diyor: Onlar böylece meşgulken, M. Eden, tir. mümasil bir takım hâdiselerin yeniden Ier, yazdığı eserler görülüyor, anlaşıhyof bir miktarı ölen memleketimizde keyfiye6 Kırkçeşme, Halkalı sularmın çok vukua gelmesine şahid olacaktık. Diğer İngiltere Hariciye Nezaretinin en güzi«Evet, Cermen âlemi halkın sıhhatini ve öğreniliyordu. tin kemiyete feda olunduğuna şahid olude eksperlerile müzakere ve münakaşakoruma ve millî kuvvetleri muhafaza hu içildiği yerlerde Terkos çeşmeleri ihdas taraftan bu teklif ademi müdahaleyi da da bulunuyor. Süratli hareket etmek, yorüz. Sağlam, gürbüz insan yetiştİTeKitabm bu büyük faydasından başka edilecektir. susunda bizim henüz yetişemediğimiz bir ha müessir kılmak vesilesi altında Va fakat tahminle ve fazla telâşla iş gör miyoruz. Uzağı gören, makul düşünen, okuyuculara temin ettiği bir yığın bilgi 7 Çiy veya yıkanmadan yenen gıda medeniyet derecesine yükselmiştir. Ken lansiya hükumetine karşı General Fran memek icab ediyor. Îngilterenin, kabul doğruyu söylemekten çekinmiyen bazı maddelerinin murakabesine ehemmiyet daha vardı. Meselâ îbni Sinanın dama dimizi aldatmıyalım ve acı da olsa tiraf verilecektir. co'ya bir takım fevaid temin etmektedir.» ettiği vazifenin bütün ehemmiyetini anfikir adamlarımız iş başında olanları ikaz rına bir katre yabancı kanı karışmamif edelim: Almanlar bu hususta bizden elli Müteakıben Ispanyadaki iki tarafm layıp, bunun hal çaresini de göstereceği halis bir Türk olduğu vesikalarla izah o8 îstanbul sularmın sıhhî bir hale için çok kıymetli şeyler yazıyorlar ve gisene ileridedir. Hem Almanları bir tara ifrağı için gerek Vekâletçe, gerek Vilâ mufıarib sıfatını tanımak hakkındaki în saat yaklaşmıştır. Îngiliz Fransız 1dilmesi lâzım gelen yolu aydınlatmak islunurken Buhara mıntakasının nice asırfa bırakalım, cenubdaki komşumuş Ital yet ve Belediyece tetkikata devam olu giliz teklifini tenkid eden Attlee, lngil talyan Alman kontrolu yerine bir îstiyorlar. Ne yazık ki bu sözler dinlemek veç Norveç Holanda veya Finlândiya ardanberi Türk yurdu olduğu hakkında yanlar da bizi çok geçtiler. Biz ilme müs nacaktır. tere hükumetinin Hitler'in hoşuna git istemiyenlerde hiçbir akis uyandırmıyor. kontrolu ikamesi fikrinden sarfı nazar da mükemmel malumat veriliyor ve sa tenid makul bir beden terbiyesini memlemekten başka birşey düşünmediğini söy edilecek gibi görünüyor. Halkevleri tifo için irşadatta Evet! îtiraf etmeliyiz ki ırkımız tehlikededden çıkılmaksızın okuyanlara Türk ketin her tarafına tamim etmek için ufak ltmiştir. dedir. Halkın sıhhatinin düzelmesine metarihinden heyecanlı birkaç sahife sunu bulunacak Yepyeni tarzda diğer bir plân daha bir fedakârlığı esirgiyoruz, buna muka dar olacak sağlık tedbirlerini almakta Attlee'ye cevab veren Eden, bütün mevzuu bahsolmaktadır ki, onun esası luyordu. Sonra îbni Sinanın Hipokrat giHaber aldığımıza nazaran Halkevle bil hastalıkları tedavi için milyonlar sarçok geri olduğumuzu söylemek cesare ri de tifo aşısı yapmak ve tifo vukuatını Avrupa milletlerinin harb uçurumuna da, limanlarda, yabancı müşahidler ta bi, Calinos gibi tıb üstadı sayılan şahfediyoruz. Hayır, hayır, Fransayı teredalâkadar memurlara haber vermek va yaklaşmakta tereddüd etmekte oldukla rafından çok sıkı bir kontrol icrasile siyetlerin nazariyeleri, hükümleri ve ilmî tini göstermeliyiz. diden kurtarmak istiyorsak içtimaî giste zifesini üzerine almıştır. Dün, Halkevinrını söylemiştir. Hali hazırda beynelmilel beraber Ispanyanın bütün hava istas tahlilleri üzerinde yaptığı âlimane deği Ferdî gayretler vakıa çok iş görüyor mimizi baştanaşağı değiştirmeli ve işe de yapılan bir toplantıda îstanbul Hal bir mesai birliği siyaseti takib etmek za yonlarında ayni şekilde bir kontrol ya şikl'kler, tashihler, ilâveler, en salâhiyetli amma, bu kâfi değil! Biz cemaat halin mekteblerden başlamalıyız.» kevleri memsublarmın aşılanması için ruridir. Şayet ademi müdahale siyaseti pılmasıdır. Fakat, bu tarzda bir kon kalemler tarafından tesbit olunmuş bu de yaşıyoruz, bir devlet makınesine tâbi irşadatta bulunmalarına karar verilmiş akim kalacak olursa Avrupa daha mu trol, hem hükumetçi, hem millici Is Burada doktorun şikâyet ve tenkidleri lunuyordu. insanlarız. îşte bugüne kadar bu makinebiriyor. Yaranın üstüne parmağını koy tir. Bilhassa sinema ve saire gibi umu hataralı yeni bir safhaya girecektir. îşte panyollarm muvafakatine vabestedir. yi işletenlerin üzerlenne aldıkları işin duEserin ihtiva ettiği bahisler bu kadarla mî mahallerde kısa cümlelerle halk aduktan sonra yani marazı teşhis ettikten Avrupa bunu istemiyor. şılanmağa teşvik edilecektir. nunda olduklarını görmekteyiz. Bu a da kalmıyordu. îbni Sinanın şark ve garb Bir Îngiliz tarih profesörü sonra, tedavi çarelerine geçiyor. Bir u Bundan sonra Eden, Îngiliz plânının damlar bilmiyerek, kudretsizlikleri veya âleminde asırlarca muhterem tutulmasınmumî sağlık plânı yapıyor. Şehirde, kageldi başlıca ahkâmmı müdafaa etmiştir. Mubeceriksizlikleri dolayısıle ikınci derece daki sebebler her Türkün göğsünü if sabada, köyde evlerin, mekteblerin sıhhî maileyh, bu plânın derpiş etmekte ol • Tanınmış Îngiliz tarihçilerinden pro tiharla kabartacak bir vuzuhla gösterilde ehemmiyeti haiz olan şeyleri birinci şartlannı söylüyor. Her şehirde, her kaduğu muharib sıfatını tanımak keyfiye fesör Roussel şehrimize gelmiştir. Pro dıği gibi büyük âlimin garbca tanınmış ve plâna alarak asıl düşünmeleri iktıza eden sabada sıhhate yardımı olan jimnastik tinin mİ5İi namesbuk tahdidat ile mütera fesör Roussel, İstanbuldaki eski Bizans tanınmamış bütün eserlerinin mükemmel halkın sıhhatini mühimsememışlerdir. salonları. oyun meydanları ve yıkanma fık olduğunu hahrlatmıştır. Bundan son saraylarını meydana çıkarmakta olan bir Iistesi de veriliyordu. Bir aile reisi bile mes'uliyetini üzerine havuzlarile duş tertibatını söylüyor. Sonra hatib muharib sıfatının ancak ecnebi profesör Baxter maddî vesait temin etaldığı çoluk çocuğunun sıhhatine karşı ra çocuk ana ve ailenin nasıl himaye o Yapılan ihtifal bütün medeniyet âletiğinden, bu sahadaki çalışmaları ma otoritesini istimalden âciz olursa hüku lunması lâzım geleceğini, hükumetlere teSanayicilerin geçen seneden kalan gönüHülerinin geri çekilmesi işinin filen hallinde tetkik edecektir. Profesör minde olduğu gibi tabiatile bizde de met onun çoluk çocuğunu vesayet altına rettüb eden vazifeleri anlatıyor. Ve ne muamele vergilari borclannın taksite yapılması tekdirinde tanılacağını hatır Roussel fırsattan istifade ederek, yakın büyük bir alâka uyandırdı, o günün yaalıyor. Halbuki burada mevzuu bahsolan ticede bu plânı tatbik edeceklerin ne gibağlanması hakkındaki müracaatleri latmıştır. da açılacak olan Tarih Kurultayımıza zıları şevkle okundu. Bu alâkaya ve bu Maliye Vekâletince kabul edilmediğinNazır kamara tarafından şiddetle al iştirak etmek arzusunu da izhar etmiş şevke göre îbni Sina adını taşıyan ve o milletin sıhhatidir. K şartları haiz olmalan lâzım geldiğini Vakıâ istatistikler ölüm vak'alarınm de söyledikten sonra yazısını şöyle biti den sanayiciler alâkadar makamata kışlanan nutkunun sonunda ezcümle şöy tir. ihtifal gününün ebedî bir yadigân demek* müracaatle bu taksitleri yatırmışlardır. le demiştir: gittikçe azalmakta olduğunu haber veri riyor: olan eserin de kapış kapış edileceği zan Bu suretle dün Îstanbul muhasebecili Yunan adalarında zelzele nolunuyordu. Bugün merak ettim, kısa « Kamaradan bu teklifleri sulhun yor. Yalnız, şöyle bir etrafımıza bakar îngilterede (Ditsraeli) nin şu kıymetli ğine yatirılan taksit yekunu 1,200,000 muhafazasına yardım gibi telâkki ede sak komşu milletlerin çok dununda olduAtina 16 (Hususî) Atina rasad bir inceleme yaptım ve o güzel kitabm sözleri bizim hareketlerimize düstur ol lirayı bulmuştur. rek tasvib etmesini istiyorum. Harb hiç hanesi dün Ege denizi adalarında hafif vitrinlerde uyumakta olduğunu öğrendhn. ğumuzu görmekte gecikmeyiz. Diğer taSanayiciler bu taksiti yatırmadıklan malıdır: raftan askerlik yaşına giren genderin tıbYukarıdaki fıkranın ruhunu teşkil eden takdirde bunu yüzde on zamla vermek bir şeye yaramaz. Harbin gayri kabili bir zelzele kaydedildiğini tebliğ etmiştir. «Le premier devoir de l'homme d'Etat içtinab bir mahiyeti olduğu şeklindeki Rasadhane evvelki gün de Eviya'nın elçi sözünde ifade olunduğu gibi acaba bî muayenelerinden alınan neticeler çok mecburiyetinde olduklarından banka düşündürücü bir şekil almıştır. Çünkü est la protection de la sante du peuple lardan para çekmek için mühim bir te prensipi kabul etmiyoruz. Geri bırakılmış Strira taraflannda şiddetlice bir zelzele biz de îbni Sinayı, bir hadde kadar mı hasta olmamak için en iyi çarenin sağ devlef adamınm birinci vazifesi halkın hacüm husule gelmiş ve bazıları da olan bir harb ihtimal önüne geçilmiş olan olduğunu ve ayni günde Limni adasında seviyoruz? mevcud altınlarını bozdurarak para bul bir harbdir. îşte kamaradan Ispanya me hafif sarsıntılac hissedildiğini bildirmek lam olmak iktıza ettiğini ne yazık ki hâ sıhhatini konımaktır.» Dilim varmıyor amma, ayıb, diyece SELİM SIRRI TARCAN muşlardır. selesindeki siyasetimiz hakkında bu zihtedir. lâ anlıyamadık. Garibdir, fennin bu kağim geliyor! M. TURHAN TAN Hâlâ dünyayı harbe sürüklemesinden korkulan kanlı boğuşma geçen sene bugün başlamıştı ıspanya îbni Sina'yı da öyle mi seviyoruz? 1,200,000 lira Sanayiciler vergi taksitlerini hazineye yatırdılar şimdi şoförün: «Doktoru göreceksiniz, Mustafa, kapıyı açtı, sola çekildi: Buralarda idi. Sen, git, ben, gönOtomobil, gölgeli yoldan dönmüş, sadeğil mi?» diye emniyetle sorması, Şe deririm. Tekrar kapamağı unutursak, dok natoryom binasının önüne gelmişti. Arakibi tereddüdden kurtarmıştı; fakat kaşŞapkasını ensesine doğru itmiş, men lor bey, size darılır. bayı durduran şoför, hemen yere atla larını da çatamadı; ağır bir sesle: dilile alnmm terlerini kurulaya kurulaya Sen kilidle... Ben, biraz bekliye dı, kapıyı açtıktan sonra, üç ayak mer Evet, dedi. Doktoru da görece gelen şoför: mer merdivenin başında görünen, yakası ceğim. Yazan : Mahmud Yesari Şimdi, açacaklar, gız. Otomobil, bahçeye girmişti; Mustafa ve önü kapalı saman rengi bir ceket giymiş, zayıf kapıcıya: Düz, temiz yol yok ki... Buradan Arabayı yokuştan çıkanp, demir parDedi, otomobile girdi, direksiyona arkasından bağırdı: Şoför, onlann yüzüne bakmıyordu: gelmesek, yukan yoldan geleceğiz. O makhklı bir bahçekapısı önünde durdu Bugün, ziyaret günü değildir de... geçti: Mehmed Efendi, doktor beyi gör An*htan Ömer Ağaya vere rası, bundan beter. Üste üstlük uzundur ran şoför: Doktor, çok iyi adam... Gene böy Doktoru, onun için, görmek mecburiyemek istiyorlar, dedi. ceğim; ondan ararsın. da... Görmüyor musunuz, a.rabayı ne Su hazinesidir, dedi. tinde kalacaksınız, demek istemiştim. A le müsaade ediyor. Onun yerinde olsam, Yol verir gibi kapımn kenarına çekiŞoför, elini çıkararak salladı: kadar ağır sürüyorum! Acele işi olan, Otomobilden indi, basık demir kapi ğır hastalar olursa, o zaman kapıyı açar bahçeye, çocuk arabası bile sokmam. Bu lerek duran kapıcı, otomobilden çıkan Peki... Peki... küfür eder amma, elden ne gelir? Ka yı açmak için itti, sarstı; eğilip dikkatle lar. Siz, doktoru görünce söylersiniz. bahçeye çok emek verilmiştir. Eski sahibi Şekible Melikeye uzun uzun bakmağa Otomobil, çamaşırhane ile köşkün a badayı isen zorla; tekerlekler istifayı ve baktı: Şoför, basık demir parmaklıklı kapryı îngiliz, öyle meraklı adamdı ki, tarif olüzum görmemişti: rasındaki yola girmişti. Genc kadın, rırler. Lâstik değil, demir güç dayanır Kilidlemişler, gene. bitişik, ayni boyda, ayni biçimdeki dar lunmaz. Şimdi de güzel bakıhyor doğ Doktor bey, vizitede...sordu: bu yollara... rusu... Melike, sinirlenmege başlamıştı: yan kapıdan koşarak bahçeye girdi. Şekib kansının koluna girerek merdi Bu köşk de sanatoryoma mı aid? Sol elinin başparmağı ile geriyi işaret Bir hışırhyı andıran bir ayak sesi yaMelikenin yüzü hoşnudsuzlukla bu îçeri girmek yasak mıdır? venlerden çıktı: Şoför, başını çevirmeden cevab verdi: ediyordu: kmlaştı, ve çamların maskelediği yoldan, Şoför elile şapkasını geriye iterek de ruşuyordu: Çok bekler miyiz? Yol üstündeki hayrat çeşmeyi gör rin bir soluk aldı: Bu bahçe, aşağıki büyük koru, yüzü, açık göğsü, sıvalı kollan güneşten Beklemek canımı sıkıyor. Kapıcı, nezaketle yaklaşmıştı: dünüz, baba hayratı işte... Suyunu KarŞekib, bir, yolun ileri ve girisindeki yanarak bakırlaşmış, kara bıyıklı, göz hep bu köşkündür. Köşkte, hastanenin önceleri, yasak filân d«ğildL Doktor beyi görmek istiyorsunuz, idare kısmile hastalığı hafif olanlar katala indirmek istiyorlar. Gel gelelim, giren arabalar, bahçenin çıplakhğa; bir de, sık agaçh bahçenin lerinin içi gülen bir adam görünmüştü; değil mi? lırlar. Şekib, şoförün sözlerinden çok birşey yollannı bozuyorlar; çiçekleri, fidanları yeşilliğine, gölgelerine gözlerini kaptır eski otomobil lâstiğinden taban yapılmış Elile, soldaki dar koridoru gösterdi: anlamamıştı: çarıklan, yürürken tuhaf bir hışırtı çı mıştı: Sık çamlann arasından tatlı bir inişle ezip kınyorlar. Bahçivan Ömer Ağa, Lutfen doktor beyin odasmda otu Çeşme kurumuş..» Hangi suyu kartıyordu. Yüzü, çıplak göğsü güneş sola kıvrılan gölgelikli yol, Melikenin, Sinirlenme sevgilim... çok titizdir; doktor bey de meraklıdır. runuz. Kartala indirecekler? Şoförün sesini duydular; birile bağıra yanığı adam, kapıya yaklaşınca elindeki içinde toplanan sebebsiz bezginliği gi Şekib, karısının söyliyeceği kararı bekHastanenin iç sofasına açılan büyük Kaynağı kurumadı ki..» Yani, diküçük anahtarla kapımn asma kilidini a dermiş gibiydi: bağıra konuşmağa başlamıştı: liyerek tereddüd içinde idi: catnlı kapıyı aralıyarak başını çıkardı, yeceğim, yapılmışlar ortada... Ara yol Burası, bir hastane hissi vermiyor Ömer Ağa, kapımn anahtannı çarken sordu: Burada inmek mecburiyetinde isek.. bir an sağa baktı, başını çekerek: larla kim uğraşır ki?.. ver. Suad, hemen dönecek misin? Şa insana! Ust katın muayenesi bitmiş. A l t Onların tereddüdlerini sezen şoför, Yolun üstbaşında, su terazilerine ben Evet, sevgilim. Kapı, neye açılacak? yed hemen döneceksen, burada bekliye katınki de çok sürmez. ziyen bodur bir kule görünüyordu; Me hemen atıldı: Hasta geldi; haydi bekletme. yim, kapıyı tekrar kaparım. Sakin, sevimli, hatta âşina bir hava Dedi ve öne düşerek dar koridordan Iike sordu: Doktoru göreceksiniz, değil mi? Anahtar bende değil, MustafaŞoför, elini pencereden uzatarak ba var. Bilmem, bana, pek yabancı bir yer geçti, ikinci kapıyı açtı, yol gösterdi: Bu, küçük, yuvarlak yapı, nedir? Yolda: «Bir hasta dostumuzu yok da... ğırdı: gibi gelmedi. Eskiden buraya gelmişim Buyurun. oturunuz. Sanatoryomun kapıcı odası mı? lamağa gidiyoruz!» demelerine rağmen Mustafa nerede? Aç şu kapıyı be... sanki... .(Arkası var). Edebî tefrika : 12 LA I

Bu sayıdan diğer sayfalar: