26 Aralık 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

26 Aralık 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CÜMHURIYET 26 Birîncİkânun 1937 Kışlık gece kıyafetleri Gazi Antebin kurtuluş günü heyecanla tes'id edildi Atatürk, gece Ankaradaki toplantıya yüksek huzurlarile şeref verdiler lBa?tarafı 1 ihci şahiîede) dl. Saat on bire doğru Büyük Önder her tarafı çınlatan şiddetli alkışlar, (yaşa, varol) sadaları arasında Halkevini şereflendirdiler. Salonu dolduran binlerce genc, eşsiz bir heyecan ve neş'e içinde idi. Atatürk, büyük salonun ortasında genclerin arasında mevki aldılar. Bu sırada Behçet Kemal Çağlar, Gaziantebin kurtuluşu dolayısile T ü r i millî kahra manlığının eşsizliğini ifade eden bir şiirini bu şeref ve kahramanlığın timsali hu zuruna arzetti. Şiiri tetkik eden Büyük Önder, etrafını sımsıkı saran gencliğe hitab ederek şairin bir sözü üzerinde dur dular ve bu söze nazarı dıkkati celbettiler. Atatürk, Türk milletinin kahramanlı ğını tavsif için bir takım efsaneler peşüv de koşmıya, uzak tarihten misal aramıya hacet bulunmadığını, pek yakın tarihte ordumuz içinde vatan ve isliklâl müdafaası uğrunda silâh kullanan binlerce kadın olduğunu beyan buyurdular. larına rağmen sadece mahdud Türk kahramanlarımızm Gaziantebin yüksek kahramanlarile birleşmesile en kavi zannolunan hasım ordusunun çok faik ve mü cehhez kuvvetlerinden kutsal yurdlannı kahramanca kurtarmış olmalan, işte bu, onlara manevî bir pırlanta kıymetinde şimdi taşıdıklan unvanı vermiştir. O heye canh kahramanhk günlerini o gün cereyan ettiği gibi şimdi hatırlamakta olduğuma bu telgrafımı dinliyecek olan bütün yurddaşların emin olmalarını dilerim. Eğer, bir gün millet, vatan ve cumhuriyetin yüksek menfaatleri icab ettirirse, o çevre kahramanlannın geçmişte oldu ğundan daha yüksek kahramanlıklar göstermeye amade bulunduklanna da şüp hem olmadığı bilinmelıdir. Cümlenizin derin ve yıkılmaz güvenle gözlerinden öperim. Demir Daî gelerek Anteb savaşını anlattı ve sözlerini şöyle bitirdi: «Napolyon istilâlarını sayıklıyan mağıır Fransızlar nihayet anladılar ki, Gaziantebe trampet çalarak, zafer neşideleri sÖyliyerek girılemez. Yena muzafferiyetleri hulyasile yeni bir Orterlıç sevdası peşinde koşan gafiller en sonunda gördüler ki Gazianteb emperyalist emellere boyun eğecek bir ülke değildir. Bu şehirde ne Madagaskar havalarile yılan oynatılır, ne de Cezayir dümbelek* lerile esrar çekılır. Fransızlar bilmiyorlar mıydı ki Antebi müdafaa edenlerde, vaktile Fransız ovalannda at koşturmuş, Avrupaya dehşet salmış Atilâ'nın kanı var. Gazianteb bugün Türkiyenin cenubunda gururla maziye bakan uyanık ve kahraman bir bekçidir. Istenmiyen ve beklenmiyen hâdiseler karşısında onun, tekrar mucizeler yaratması için Çankaya ufuklarından belirecek bir işaret yeter. O zaman veyl bu bekçi ile çatışacak bahtsızlara > Salonu sarsan alkış tufanının dinmesini beklıyen genc kız, Antebli talebe Bedriye Araz da hararetli bir ifade ile duygulannı şöyle anlattı: «O günlerde top sesleri aç anaların bağırlarını kemıren çocuklara ninni oldu. Anteb, Türkün cesaretıni, azmini, feragatini tarihe bir daha gösterdi ve anlattı ki medeniyetin çelıkleri ve ona bürünen bütün hırsı, bütün ateşi ve bütün kudreti bir araya gelse bile, bunlar Türkün göğsünü delemez. Antebin surlan Anteb yiğitlerinin göğüsleri oldu. Bu manevî çelığe değerek parçalanan Fransız süngüsü geldiği istikamette geri gıtti. Bu avdet teranesini onlar asla unutamazlar.» Bedriyeden sonra, programda olma dıklan halde, kendılerinı tutamıyarak kürsüye çıkan Antebli muallime Mediha ile doktor Rükneddin de mücadele günlerini, o günîer' ı sayısız kahramanlıklannı uzunuzadıya anlatarak millî heyecana çok güzel tercüman oldular ve coşkun te" zahüratla alkışlandılar. Salonu saran sonsuz neşe içinde Konservatuar öğretmenlerinden İskender ve arkadaşlarının muvaffakiyetle başardıkları konseri Antebli genclerden Enver Kutlunun Bozuk denen sazla çaldığı mil" lî havalar takib etti. Bu güzel günün bitişine üzülerek, istemiye istemiye yerlerinden doğrulanlara Antebli gencler zarif paketler içinde Antebin meşhur fıstığını hediye ediyorlardı. Ve paketleri açanlar, hoş bir sürprizle karşılaşıyorlardı. Bunların içinden çıkan ve (Gaziantebli gtncler) imzasmı taşıyan matbu pembe kâğıdlarda ezcümle şu satırlar okunuyordu: «Aşılmaz yalçm dağların mağrur ve asil meyvası fıstığın; koyu yeşil yapraklar arasında gözleri çelen parlak al rengi Türklüğünün bir delıli değıl midir? Onun Şamlı olduğunu bugün ne tarih, ne coğrafya, ne de Türklük kabul eder. O, yalnız Antebde yetişir ve adı (Anteb fıstığı) dır. Ona Şam fıstığı diyenler iyi bilsinler ki: Bu, Türklüğü için aylarca yavrusunu kaptırmış dişi bir pars gibi yılmadan düştükçe kalkan, vuruldukça yeni bir hamle yapan Anteblilerin bağrına hançer saplamakla beraberdır. Hayır.. Kabul etmiyoruz. O gafillere bütün Antebliler hep bir ağızdan, bu millî günümüzün heyecanı içinde sesimi" zin çıktığı, gücümüzün yettiği kadar bağmyoruz: (Fıstık Türk Antebin Türk meyvasıdır!) Onun, verdiğimiz 11,000 şehidin mukıddes kanlannı.. rengini taşıyışı Türklüğü için ez \\ ve ebedî en büyük bir delil' dir. Antebli gencler, dün gece Dağcılık kulübünde de bir (Anteb gecesi) tertib etmisler, ve orada samimî bir hava içinde sabaha kadar eğlenerek, yurdlarının kurtuluş gününü tes'id etmMerdir. Şu gördüğünüz küçük kürk bolero soğuk havalarda akşam elbiselerinin üstüne giyilmesi çok modadır. Buradaki model marabudandır. Fakat herkes kesesine göre ince ve hafif olmak üzere başka kürklerden de yaptırabilir. Adına «Buduvar bolerosu» diyorlar. Bu emprime lâmeden yapılan ceket ise danssız hususî davetler için giyilebilir. Buradaki modelde eteklik siyahtır. Fakat tabiî emprimenin esas renklerine göre diğer renkte etekliklerle de imtizaç ettirilebilir. Pat geniş, omuzlar bombelidir. K. Atatürk İstanbuldaki merasim Istanbuldaki Gaziantebli gencler, dün Eminönü Halkevinde, aziz yurdlarının 16 ncı kurtuluş yıldonümünü heyecanlı bir törenle kutluladılar. Halkevi salonlarını, koridorlarını dolduran kadın, erkek Gazianteblilerin bu büyük günün hatırasile dolu şen sohbetleri ortalığı bir bayram havasına bürüyor ve birbirlerini en sıcak bir samimiyet içinde tebrik eden insanların dudaklarında, sade o gazi ülkenin ve onu kurtaranların mubarek adları bir dua gibi titriyordu. Saat dört buçukta, kahramanlar diyarının çocuklan, Istıklâl marşıle törene başladılar. Onların ağzında er meydanlarından kopup gelen boraların coşkun ahengini bulan marş bitince kürsüye doktor Osman Barlas geldi ve yurdlarının kurtuluşunu kutlulamak için toplanan Anteblilerin sevincine ortak olan misafirlerini selâm ladıktan sonra nutkuna şöyle başladı: «Cıhan harbi sonunda Fransızlar cenub vilâyetlerimizi işgale kalktılar. Suri yeden su gibi akarak tarif edilmez bir cer saret ve neşe ile yollarına devam ettiler.. Fakat Türk topraklarına yaklaştıklan zaman sendeledıler, ve durmak mecburiyetinde kaldılar. Çünkü ilk adımlarda, Şahin Bey adındaki Türk kahramanından ılk sılleyi yedıler. Sadece bir Türk şehri olan Anteb, bu müstemleke arayıcılarına karşı bir anda sılâha sarılmış bulu' nuyordu.» Genc hatib, en mükemmel silâhlarla mücehhez Fransız kuvvetlerile çarpışan Anteblilerin kahramanlıklarını anlattık tan sonra, sözüne şöyle devam etti: «Teslim olmamız için tehdıdkâr notalar vererek beyaz bayrak çekılmesini istiyen Fransızlara, hergün Anteb kalesinde dalgalanan al bayrağının gururu cevab veriyordu. Fakat harb uzadıkça yiyecek, cepane, insan azalıyordu. Erler acı kaysı çekirdeğinden yapılmış simid kadar küçücük birer ekmekle akşama kadar harbediyorlar, halkın eline ise, bu bile geçmiyordu. Ben o zaman çocuktum; fakat köpeklerle iti" şerek bir parca et koparmak için beygir leşleri üzerine saldıran aç kardeşlerimi gözlerimle gördüm. Bütün bunlara rağmen, Antebli, silâhsız, ilâcsız, aç ve yoksul Antebli biran bile azim ve imanından bir zerre kaybetmedi ve sonuna kadar boğuştu. Fransızlar, vatanı, istiklâli ve namusu için Türkün nasıl kükremiş aslanlar gibi savaştı^mı bir daha gördüler. Aradan on altı yıl geçti, eminim henüz unutmamışlardır. Fransızlar gene unutmamalıdırlar ki, o zaman karşılarında bir yalçm kaya gibi bulduklan Anteb saflarında bizimle elele, omuz omuza savaşan Hataylılar da vardı, Anteb davasında onların da kanları vardır. Biz, her birimL ya kardeşimizin, ya babamızın, anamızın veya komşumuzun Anteb günlerinde Fransız kursunları veya süngülerile al kanlar içinde can ver dıklerini görmüş ve unutmamış bir nesiliz. Unutmadık. Çünkü bize bugün o günleri hatırlatanlar gene Fransızlardır. Ve bugün eğer kalblerimiz kin ve intikam dolu ise, eğer bu duygularla kaynıyan kanımız damarlarımıza sığmıyorsa ve eğer Hataydaki öz kardeşlerimizin de bizim gibi kurtulmaları uğrunda bu kanı seve seve akıtma^a hazır olduğumuzu bağırıyorsak günah k'mdedir? Hayır, Hatay da Anteb gibi, onun kadar Türktür, ve onun gibi kurtulacaktır!» Gazianteb müdafaasında can veren şehidler için derin bir huşu içinde bir dakika ayakta durulduktan sonra kürsüye Jimnastik Boyun hareketleri Güzellik reçeteleri Işte sîze, akşamlan makiyajınızı temizlemek için pek faydalı bir kremin terkibatı.. Bunu bizzat kolaylıkla vücude getirebilirsiniz.. Bu krem, bilhassa kuru tenlilere şayanı tavsiyedir: Beyaz vazelin 42 gram Parafin 3 » Lanolin 12 » Maimukattar 18 » Vanilin 0,05 » Saf ve en iyi alkolden bir miktar da bu mahlulün içine katmayı unutmayınız! Bılhassa gece elbiselerile boyun adamıkıllı meydana çıkar. Çok defa yüzün teninin parlakhğını ve tazeliğini muhafaza etmesine mukabıl boyunda yaşın ilerleJigine mühim bir delıl olan kırışıklar viicude gelir. Onun için eski ihtiyar kadınlar daima yüksek yakalı elbiseler giyerlerdi. Dnlar, bugünkü gencleşmek vasıtalannı silmekten uzak olduklan için bu suretle lareket ederlerdi. Halbuki biz asrî usulerle hareket edecek olursak mümkün olJuğu derecede geç yaşlanmak hususunu :1de edebiliriz. Boynumuzun yirmi ya.ındaki gibi kalması için büyük zahmeter ihtiyarına hacet yoktur. Yalnız oranın :welâ, fazla yağlanmamasına dıkkat etnek lâzımdır. Fazla yağlanma neticesi Birçoklannız, terkibatmı bilmediğiniz güzellik ılâclarını kullanmaktan çekinirler. Onun için size hazırlanması gayet basit ve ayni zamanda çok faydalı bir güzellik maskesi tertib ettik. Arpa unu 90 gram Beyaz bal 35 » Köpük haline gelinciye kadar döğülmüş bir yumurta akı. Bunlan birbirine iyice karıştırdığınız zaman onlar hafif bir hamur haline gelirler. Bu hamuru yüzünüze sürerek birkaç saat öylece durunuz. Eğer tahammül edebilirseniz bununla yatıp uyuyunuz. Ertesi sabah sıcak su ile yıkayınız. Bu maske, bilhassa herhangi sebebden dolayı olursa olsun kızarmış yüzler için şayanı tavsiyedir. *** Soğuktan buzülmüş ellerle, rüzgâr ve soğuk çarpmasına uğramış çocuk yüzleri için seçtiğimiz bu kremi de icabında kullanınız! Balmumu 16 gram Tatlı bademyağı 45 » Toz haline getirilmiş bir yumurta sarısı." Yumurta sarısmı toz haline getirebil Atatürkün kendilerine hitab ve irşad lan gencliği sonsuz bir sevinc ve heyecan içinde bıraktı. Alkıştan her taraf sarsılı yordu. Bundan sonra Büyük Önder saz çalan ve şarkı okuyan yaşlı bir Antebliyi dinlemek lutfunda bulundular: • Bu arkadaşın çaldığını zevkle dinledim. Kendisine teşkkkür ederim.» buyurdular. Ve bu hitablan sırasında, bugün iptidaî addedılmesi lâzım gelen bu sazın artık bizim meşk edeceğimiz bir çalgı olmadığını, ancak Türkiye Cumhuriyeti hududları dışında bililtizam geri bırakılmak istenen milletlerin sazı olduğunu beyan buyurdular ve: « Bunu mera,khlar, müzelik birşey olarak dinliyebilirler. Miizik diye değil...» Dediler. Antebli genclerin oyunlarını seyir ve takdir eden Büyük Önder, bütün salonda bir neş'e çağlıyanı yarattılar. Gencleri yüksek huzurlart ve iltifatlarile şereflendiren Atatürk, saat 24 te salondan aynldılar ve toplantıda bulunanlara veda ederken neş'eli bir gece yarattıklarını beyan etmek suretile iltifatta bulunduîar. mek için yumurtayı yarım saat kaynatmak Halkevindeki toplantıda olanlar, şerefli lâzımdır. Bu ameliyenin akabinde yu hatırası ebedî bir geceyi yaşamış olmamurtanın sarısı kupkuru olur. Bunu par nın bahtiyarlığı içindedirler. çalıyarak bademyağına kanştırınca ikisi M. S. çarçabuk hallolunur. Mumu da ısıtır, Anteblilerin Atatürke telgraflart sonra hepsini su buhan üstüne konmuş Ankara 25 (A.A.) Gaziantebin kabda bir mahlul haline getirirsiniz. kurtuluşunun 16 ncı yıldönümü münase *** betile Halkevinde yapılan büyük toplanBeyaz ten modası tekrar dönüp geldi. tıda, Gazianteblilerle toplantıdaki bütün Onun için cildinizin rengini açmağa yarı halk namına Atatürke aşağıdaki telgraf çekilmiştirt yacak şu mahlul de işinize yanyabilir. Taze süt îki bardak Limon suyu Yanm limon Rakı Yarım likör kadehi Seker Iki parça Toz şap * Bir parmak tutamı Süt, limon ve rakıyı beş dakika kaynattıktan sonra iyice şap ve şekeri koymalıdır. Fakat bu mahlulü yirmi dört saat zarfında muhakkak kullanmalıdır. Çünkü fazla durmaz, bozulur. Büyük Kurtana Alatürh ANKARA Gazîanteb kurtuluşunun 16 ncı yıl dönümünü kutlulamak için bugün Halkevinde salonlan doldurup taşan binlerce halk toplandı. Millî tarihimizin Anafarta, Sakarya gibi şanlı sahifelerinden biri olan ve geçen seneki yıldönümünde cihan değer takdir ve iltifatınızla en büyük mükâfatı kazanan ve gene siz Büyük Kurtancıdan alınan kuvvetle başanlan Gazianteb müdafaasına dair kahramanlıklar anıldı. Tarihimize bu şanlı kahramanhk misali gibi birçok şeref destanlan kazandıran ve her günümüzü bir kurtuluş bayramı haline getiren Büyük Kurtarıcıya min net ve tazimlerini sunmıya beni memur eden Gazianteblilerin ve toplantıdaki bütün halkın duygulanna tercüman olmakla kendimi dünyanın en bahtiyar insanı addeder, sonsuz saygılarla ellerinizden öperım buyuğum. ıdsule gelen kırışıkhkların merkezi belkeniğinin en üst noktasıdır. Orayı sağ ve ol ellerle resimde gördüğünüz veçhile sık ık masaj yâpmak icab eder. »Şimdi size yapılacak hareketlerin teerruatmı anlatalım: Yere oturunuz, öne loğru eğiliniz, çeneniz yere müvazı bir aziyet alıncıya kadar başmızı kaldırınız. $# sırada başınızı yavaşça arkaya doğru giniz. Şu vaziyet hâsıl olur: Dirsekleriiz yere dayanır, basınız muallâkta kalır, Lâstik korsaları nasıl temizlemeli? Birçoklannız şüphe yok ki, son derece temizliğe riayet etmektesiniz. Hatta bazan işi titizliğe kadar vardırarak hergün banyoya giriyor, gün aşırı iç çamaşırınızı değiştiriyor, çorablarmızı ayaklarınızdan çıkarır çıkarmaz yıkanmağa veriyorsunuz.. Fakat vücudünüzü, adeta ikinci bir deri gibi kaplıyan lâstik korsaları ne yapıyorsunuz ? Bazılarınız, muhakkak ki bozulacaklanndan korkarak onları temizlemeği kat'iyyen aklına getirmiyor, bir kı&mmız da âdet yerini bulsun dıye senede bir iki defa yıkamakla iktifa ediyor. Lâstik korsalara benzin, alkol ve saire gibi maddeler temas ettirmek de doeru olmadığına göre onları nasıl temizlemeli? Bu, o kadar fazla düşünülecek bir mesele değıldir. Lâstik korsaları sabunlu su ile yıkamak kat'iyyen onlan bozmaz. Bilâkis üzerınde birikmiş terleri ve kirleri pek kolaylıkla giderir. Yalnız bu hususta biraz ihtiyatlı davranmak, tavsiye edeceğimiz usullere riayet etmek lâzımdır. Bir kere lâstik korsalarınızı vücudünüzden çıkarırken sakm çekmeyiniz, yuvarlıyarak çıkarınız. Haftada bir sabunlu suya batırarak her tarafını eski bir diş fırçasile mükemmelen ovunuz! Eğer çok kirli değillerse bu ameliyeyi kat'iyyen mübalâğalı bir şekle götürmeyiniz. Çünkü kauçuğun fazla sabun içmesi ona mazarrat verebilir. Sudan çıkardığmız zamar güneşte, yahud fazla sıcak odalarda ku Atatürkün iltifatlart Ali Kuıç oynunuzun adaleleri gerilir. Birkac daika bu halde kalınız. Sonra vaziyetı boup dinleniniz ve tekrar ayni hareketi yaınız. Bu suretle, günün hemen bütün satlerinde tembel kalmış olan boyun kısımızı harekete getırmiş olursunuz. Bundan maada bütün bu resimlerde ördüğünüz hareketler, elleri kenedlevip aşın üstünden boynun arkasına geçirıek, bir müddet öyle kaldıktan sonra llerin vaziyetini bozmadan dışarı almak e tekrar enseye götürmek, başı müteadid defalar sağa sola çevirmek, başı kalınp boynun ön taraflarını içten dısa ve ukarıya doğru masaj yapmak da en lydalı hareketlerdir. rutmağa kalkmayınız. Evvelâ bir havlu içerisinde yuvarhyarak fazla rütubetini alınız. Jarretiyerli olanları başaşağı serin ve gölgelik bir yere asınız! Kurumaya yaklaştılar mı, mutedıl dercede ısıtılmış bir ütü ile yavaş yavas ütüleyiniz! Bir mesele var ki bunu tabiî ancak bütçesi geniş olanlara tavsiye edebiliriz. Insanın iki veya daha ziyade korsası olmalı, mümkünse, ayni korsayı hergün giymemelidir. Korsalannızın, kombinezonlarmız ve gece gömlekleriniz gibi şık olmasma dikkat etmek de kadınlığın en mühim ıcabatından biridir. Kabilse muhtelif renklerde korsalarınız bulunmalı, tayyorlarınızla ve akşam elbiselerile giydikleriniz başka başka olmalıdır. Eğer bir korsa alacaksanız, bunun her iki kıyafete de uyan bir renkte olmasma dikkat etmelidir. Ankara 25 (A.A.) Atatürk, Halkevindeki Gaziantebliler toplantısına aşağıdaki cevab telgraf mı göndermiştir: Ankara Halkevinde Cazianteb saylavı Kıhca Gaziantebin inkılâb tarihimizde silin mez ve unutulmaz sahife teşkil eden yüksek kahramanlıklarının 16 ncı yıldönümünün kutlulanmakta olduğunu müjdeliyen tflgrafınızı aldım. Bundan duyduğum sonsuz zevk ve saadeti şimdi orada hazır bulunan bütün kıymetli, fedakâr arkadaşların bilmelerine delâletinizi rica ederim. Gazianteb ve Gaziantebliler, cidden bütün Türkiyenin en bahtlısıdır. Çünkü Türkiyenin her köşesinde ihtilâl ve inki lâb, hakikî Türklüğe kavuşma mücadelesi olmustur. Bu meyanda yalnız Gazian tebin büyük Türk milletinin yüksek Kamutayınca gazilikle, muhariblikle unvan almış bulunması için elbette sebebler vardır. Yalnız ve yardımcısız bırakılmış olma Yeni Eserler Matbuat Umum Mudurluğu müşavirlerinden Server Iskıt tarafından hazırlanan ve Turk matbuat tarihine aid kıymetli hatıralan ihtiva eden «hususî ilk türkçe gazetemiz Tercumani Ahval ve Agâh Efendi» adlı eser çıkmıştır. Nefîs bir kapak içinde intisar eden bu eseri okuyucularımıza tavsiye ederiz. Sabahaddin Alinin temiz ve açık bir üslubla yazdığı hıkâyeleri taşıyan eseıı çıku. Tavsiye ederiz, Agâh Efendi Ses

Bu sayıdan diğer sayfalar: