7 Ocak 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

7 Ocak 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 7 tkincikânun 1938 Şampiyonluğu hangi kulüb kazandı? Şampiyonluk, bu seneki lik maçlarında hiç mağlub olmıyan Beşiktaş takımının hakkıdır Konyalılar yeni yıla Romanya Veliahdi neş'e ile girdiler büyük bir tehlike atlattı Vali, halk mümessillerine vilâyetin bir senelik faaliyetini anlattı Konya (Hususî muhabirimizden) Konyalılar yeni yıla neş'e içinde girdiler. Orduevinde tertib edilen balo, birçok aile ocakla rında da tekrarlandı. Kışın ziraat için çok faydalı bir surette devam eyle mesi, önümüzdeki mahsul mevsimi i[Baştarafı 1 inci sahifede] yerek geriye döndüğü bildirilmiş, küçük prensin büyük bir felâkete maruz kalmadan kurtulduğu anlaşılmıştır. Oğleye doğru Bükreşten de şu haber verilmiştir: «Veliahd Prens Mişel'i Yunanistana götürmek üzere Köstenceden hareket etmiş olan «Recina Maria» muhribi Ka radenizde huküm süren şiddetli fırtma dolayısile yoluna devam edemiyerek King Lear ismindeki Ingiliz vapuru tarafından çekilmek suretile geriye dönmüştür. Veliahd trenle Köstenceden buraya gelmiştir. Atinaya şimendiferle hareket Konya Valisi Cemal edecektir.» BardaJcçt Tarihten yapraklar Eskîyi aratan yeni f Yazan: M. TURHAN TAN Bir zamanlar köle ve halayık cihan tarihinde kuvvetli bir mevzu teşkil edıyordu. Şark ve garb sarayları dişi ve erkek insan alışverişine son derece ehemmiyet verdikleri gibi Sandenizden Atlas kıyılarına kadar topraklar üzerinde köle \e halayık, altm ve ipek gibi değeri yüksek nesnelerden sayılıyordu. Ortaçağ içinde islâm ve hıristiyan dünyalan birbirile çarpışırken bu canl; alışveriş büsbütün enginleşti. Saraylarda, zengin konaklarmda ağacdan çok köle ve halayık görünür oldu. Arasıra bu bol luk o dereceyi bulurdu ki zamanımızda Brezilya'nın fazla kahve ve Birleşik Amerika Cumhuriyetinin satılamıyan buğday mahsulünü yaktığı gibi bir takım hükumetlerin millî iaşe muvazenesıni kurmak için küme küme esir öldürdükleri görülürdü. Bu işi en çok yapan Mısırdaki Fatımiler devletiydi. Orada zaferle biten harb dönüşlerinde Nil yolile Kahireye getirilen esirler şehir içinde dolaştırıldıktan sonra Menah mevkiine götü rülürdü. Bugünkü îsmailiyye kasabası nın bulunduğu yerde bir esirler Wargâhı kurulurdu ve orada her tutsak sıkı bır muayeneden geçirilerek işe yaramaz görünenler «Uyku Kuyusu» adını taşıyan derin bir kuyuya atılırdı. Bir kısmı böyle yok edilen, bir kısnu üç beş kuruşa satılan esirler, o devirlerin iktısad cephesinde olduğu gibi idare ve siyaset cephelerinde de müessir olmaktan geri kalmazlardı. Hele onların dişi takımı saraylarda ve yüksek mahfillerde büyük roller oynarlardı. İslâm hükümdarlardan bir kısmı halayıkların pek zararl' olan bu nüfuzuna kapılmamak için didinip durmuşlardı. Meselâ Ümeyye devletini kuran Mua viye, Abbasoğullarından Mansur, En dülüste birinci hükümdar Abdurrahman, halayıklardan mümkün olduğu kadar uzak kalmağa çahşanlardandır. Bağdad halifeliği üzerinde âmir bir vaziyet alan Büveyhoğullarından Adı dütdevle sakalını güzel bir halayığın elıne vermişti. Devlet işlerini bir yana koyarak o kadının yüzüne bakmakla, onun sesini dinlemekle vakit geçiriyordu. Halk, bundan tnüteessirdi. Işler de çığınn9an çıkıyordu. Vezir, bir sırasını buldu, âşık hükümdara, tuttuğu yolun iyi olmadığını söyledi. Bunun üzerine o, nefsini zorladı, iradesini topladı, ağır bir karar aldı. Ertesi gün sevgilisini yanına alarak sarayınm balkonuna çıktı. Dicle, bu bal konun istinad ettiği duvarlan yalayıp geçiyordu. Âşık hükümdar orada sevgilisile uzun bir saat oyalandı, geçmiş günlerin, gecelerin damarlara sarhoşluk veren hatıralarını söyletip dinledi ve birden ayağa kalkarak güzel kadını belinden yakaladı, Dicleye fırlath. Coşkun günlerini yaşıyan su, kucağına düşen gene hayatı sürükleyip götürürken hükümdar, yaşl; gözlerini silmiş ve haykırmıştı: Kalbim öldü, tahtım yaşıyor! Fakat her hükümdar onun gibi yüreğini elile koparıp atacak kadar kuvvetli irade sahibi olamazdı. Nitekim daha evvel ayni yerde, gene Bağdadda halayıklara gönül vererek devlet işlerini berbad eden dizi dizi hükümdarlar görülmüştü. Bunların başında meşhur Harunürreşid vardır. muhtelif cephelerden tamamlıyan nefis mahluklardı. Biri pek parlak olan yüzıle, biri tenasüb nümunesi sayılan vücudile, biri duygu bakımından taşıdığı incelikle seçkinleşiyordu. Harun, üç kadını bir yerde gördükçe kusursuz tek bir güzel gördüğüne zahib oluyordu ve bu sebeble onları daima beraber bulunduruyordu. Yüz bulan kadın her işe parmak sokmak ister. Harunürreşidin yüreğinde yer tutan bu üç halayıksa işlere parmak sokmaktan daha ileri gidiyorlardı, işleri bizzat idare ediyorlardı. Hatta bunlardan biri kendi hemşerilerinden bir köleyi asla azlolunmamak şartile koca bir eyalete vali tayin ettirmişti. Harunun karısı Zübeyde, kocasmın kalbinde kendisine bir parmak kadar bile yer bırakmıyan bu üç kadını yıkmak için her çareye başvurdu. Hatta Feride, Meracil, Marye adlı ve birbirinden güzel üc halayık buldurup kocasına takdim etti. Bu yeni ve canlı müsellesin eski müsellesi yıkacaSmı umuyordu. Fakat bir netice elde edemedı. Beri tarafta vezir Barmakoğlu Yahya da Harunürreşidi şu üç kızm elinden kurtarmak istiyordu. Bundao ötürü o da, Abbasoğulları Imparatorluğunun dört köşesine adamlar yollayıp eşsiz bir güzel aratıyordu. Nihayet sarışın bir halayık elde etti. Adı Denanîr'di ve gerçekten eşi güç bulunur bir hilkat bediasıydı. Yahya bu güzeller güzeli san kızı kimseye sezdirmeden terbiye etti, musikiye alıştırdı. Haspanm yüzü gibi sesi de güzeldi. Kabiliyeti ise pek yüksek olduğundan az zaman içinde usta bir hanende oluvermişti. Barmakoğlu iyi bir ağ kurduğuna kanaat getirdikten sonra efendisini bir gece kendi konağına çağırdı, bol şarab içirdi ve kıvrak danslar seyrettirdi ve ansızın Denanîr'i ortaya çıkardı. Kafaların ol gun ve sinirlerin gergin bir deminde onun ortaya çıkışı, bulutlar arasından ay do ğuşuna benzedi, beyinleri cilâladı, da marlara ışık verdi. Hele onun yamk bir sesle şarkı okuyuşu Harunun iradesini altüst etti. Şimdi o, üç kızm şahıslannda yaşattığı güzellik nümunesini tek bir vücudde canlanaflş görüyordu ve" 'yüreğindeki üç başlı aşkı atıp yerine tek bir aşk koymak üzere bulunuyordu. Artık Harun vezir Yahyanın konağına gedikli yazılmıştı. Her gece gün batarken oraya geliyordu, Denanîr'i dinli yordu. Beş on gün sonra azametini, gururunu ayak altına aldı, Yahyaya yal vardı. Bunu bana ver. Karşılık olarak dilersen bütün ülkemi sana vereyim. Ziya, Seher ve Huns çırak çıkarıhp her" üçünün dairesi bir daire halinde Denanîr'e verilirken Yahya, sevincinden ellerini uğuşturuyordu, hükümdarın artık kendi avcu içinde olduğuna inanıyordu. Zübeyde de bu işten memnundu. Üç rakib yerine bir rakible uğraşacağını düşünüp seviniyordu. Lâkin Denanîr yaman ve pek yaman çıktı. Harunürreşidin bütün iradesini eline aldı. Zübeyde ife ayda bir kere olsun görüşmesine imkân bırakmadığı gibi vezir Yahyanın devlet işlerine dair yazdığı, ağızla söylediği herşeyin kendine sorulmadan yapılmamasmı da hükümdara kabul ettirdi. Şimdi Zü • beyde bir köşeye atılmıştı, Yahya sakahnı kaşıyıp düşünceye dalmıştı. Abbaso ğullan saltanatını Denanîr idare ediyordu. Lik maçlarında hiç mağlub olmıyan Beşiktaş takımı bir maça çıkarken Beşiktaş jimnastik kulübü futbol antre lunan sefaret kâtibi Daniş Orhan imzan3rü maruf futbolcu Refik Osman Top sile aldığımız bir mektubla sene 12 sayı 21 tan bir mektub aldık. Lik maçlarının bit" Gol Spor gazetesinde ve Avrupa sütu memlş olmasına rağmen ortaya atılan nunda yazdık. Bugünkü vaziyet de ay" ve muhtelif münakaşalara yol açan lstan nidir. Ortaya atılan hesabların hiçbir kıybul şampiyonluğu meselesi ctrafında di meti yoktur. Bundan sonra avantaj ve gol nazariyeleri için belki de yeni hükiimler yor ki: « Bazi gazetelerde Fenerbahçe spor görülebilir. Lik maçlan bitmeden ortalığı kanştırkulübünün İstanbul birinciliği iddia edilemak istiyenlerin başlarını vuracakları yer rek sütun sütun yazılara ve yeni yeni ortaya atılan ve icad edilen karışık he evvelâ beynelmilel futbol federasyonu sablara tesadüf ediyoruz. Bunun içindir dur ve alacaklan cevab da Beşiktaşın ki efkân umumiyeyi kıymetli gazetenizin bîrinciliği etrafındadır. Bu mesele Futbol Federasyonu tara bitaraf sütunlannda tenvir etmeği faydalı fından başta puvan vaziyetleri bir olan buluyorum. Evvelâ herkesin şunu bilmesi lâzımdır ki lik maçlan henüz bitmiş de " üç kulübü birden birinci yapmak suretile ğildir ve bittikten sonra İstanbul likinin halledileceğini de haber aldık. İstanbul sonuncusu ile birincisi ve millî kümeye Futbol Ajanlığma aid bir iş kat'iyyen mü" ayrılacak dört kuliıbün vaziyetleri nizamî dahale kabul çtmez. Futbol Ajanı, lik şekil aldıktan sonra ve İstanbul Futbol maçı bittikten sonra Istanbulun birincisini, ajanlığı tarafmdan tesbit ve ilân edilme sonuncusunu ve millî kümeye ayrılan ku dikçe hiçbir teşekkülün şimdiden derece lübleri ilân etmelidir. Bu da onun vazifesidir. Zaten bugünlerde F. 1. F. A. nın ve fark araması doğru olamaz. karannı beklemekteyiz. Cumhuriyet gibi Türk sporuna uzun Kanşık hesablara bugün inanmıyoruz. seneler geniş ve faydalı neşriyatile hiztnet Beşiktaş hiç mağlub olmadan İstanbul yapan kıymetli bir gazetede Beşiktaş kubirincisi olmuştur.» lübü yalnız puvan vaziyetinde başta gösAskerî liseler arasında terildiği ve şampiyonluğu etrafında da tek bir kelime yazılmadığı halde Fenerbahçehendbol müsabakası nin naşiri efkârı olan bazı gazetelerdeki Istanbula gelen Bursa askerî lisesi telâşın yeri var mıdır? Ve niçin lik maç" sporculan dün de Deniz Gedikli okulu lan bitmeden bu gazeteler ortaya puvan, spor sahasında hendbol ikincisi Deniz lisesi gol farkı ve avantaj meselelerini attılar. ve Harb okulile karşılaşmışlardır. Demek oluyor ki Fenerbahçe birincilik Denizliler çok muvaffak bir oyun nedavasını kaybetmiştir ve işin hakikî tarafı ticesinde, bire karşı on bir sayı ile, B u r da budur. Beşiktaş îstanbul şampiyonu salılan, hendbolde de mağlub etmişlerdir. dur. Bu takım lıkte 44 gol atmış, 12 gol Bu suretle ilk parti müsabakalar niha" yemiş ve şampiyonayı mağlub olmadan yete ermiştir. bitirmiştir. îşte Beşiktaşın birinci olma Mekteblerine avdet edecek olan Bursında en mühim âmil gol avantajmda desalılar bu ayın 15 inde başlıyacak olan ğil, mağlub olmamasındadır. Fakat bir boks ile sair müsabakalara iştirak etmek Fenerli arkadaş, bulanık suda bahk a v üzere bilâhare tekrar Istanbula geleceklamak ve içine çöken evlâd acısı kadar o" lerdir. ^ lan bu vaziyeti bir türlü hazmedemiyerek Halkevi maçlan eline geçen gazetede kendi kendine davalar yaratmaktadır. Fenerli arkadaşm Eminönü Halkevinden: iddiasına nazaran: Fenerbahçe 40 gol Evimizin spor koluna bağlı kulüblsr atmış, 10 yemiş ve kırkı da ona taksim e arasındaki lik maçlarının dördüncü hafdersek (4) rakamı elde edilirmiş. Bun tası 9/1/938 pazar günü aşağıda göste dan saçma ne olabilir? Güneş kulübü bu rilen şekilde yapılacaktır: Halıcıoğlu sahası: likte 16 gol atmış olsa ve 4 gol yediyse Saha komiseri: Ali Yekta Anıl on altı gol dörde taksim olunsa gene ortaLânga Halıcıoğlu saat 10 B., 14,20 ya dört kıymeti çıkar. O halde Fenerin yirmi beş bu kadar golü bir kenarda kalıp A. takımları, hakem Hakkı. Rami Alemdar saat 11,20 B. 12,30 A. Güneş mi şampiyon olur? îşte Fenerle takımlan, hakem KâmiL Beşiktaş arasındaki vaziyet de böyledir. Davudpaşa sahası: Bahusus 44 gol yapmak ve hiç yenilme" mek bir takım için kudret ve kuvvet ifade Saha komiseri Mehmed Sırrı Hoşgör Aksaray Demirspor saat 13 B., 14,30 ederken... A. takımları, hakem Nuri Peksen. Fikirlerimizi daha açıkça anlatalım. Karagümrük sahası: îspanyada 934 senesinde yapılan lik maçSaha komiseri: Avni Baysal lan esnasında Real kulübü, Madrid, F. S. Bozkurd Akmspor saat 12,30 B., 14,20 Berselona kulüblerinin her üçü lik maçla A. takımları, hakem Nuri. ruıda (37) şer puvanla yanyana gelmişYıldız Çağhyan saat 10 B., 11,20 A. ler ve nihayet bu mühim mesele F. S. B a r takımları, hakem Kerim Yay selona'nın (Zamoranm kulübü) hiç mağ" Bakırköy sahası: Saha komiseri: Rıza lub olmaması yüzünden lik kupasmı ka Bakırköy İstiklâl Altıok saat 13 B., zanmıştır. Bilhassa bu ciheti Pariste bu 114,30 A. takımları, hakem Enver. çin kurakhk felâketinin yüzde doksan dokuz ihtimalle uzaklaşmış bulunması bu sevinci kat kat artıran âmillerdendir. Konya, bu yeni yılda neş'eleri hakikaten artıracak değerde olan bir hareketle de karşılaştı. Kânunusaninin birinci günü akşamı atlı spor kulübünün büyük salonunda Konyadaki cemiyetlerin mümessillerini bir araya getiren bir ziyafet verildi. Burada 168 mümessil ve hemen hemen bunun yarısı kadar da yurddaş hazır bulundu. Mümessillerinin huzurunda Konya halkının yeni yılını tebrik eyliyen Vali Cemal Bardakçı bir nutuk söyliyerek ezcümle dedi ki: « Şu toplantıda, siz mümessillerro huzurunda Konya vilâyeti için hesab vermeğe âmade bulunuyorum. Yaptıklarımızın, yapacaklarımızm hem izahatını, hem de hesabını vermeğe hazınm. Soracaklannızı sorun..« Susuyorsunuz. Bu sükutunuz hemen şimdi soracak, hesab istiyecek bir mevzu bulamayışınızdan ileri geliyorsa istediğıniz vakit, istediğiniz mesele ve hesab hakkında Vilâyete müracaat ediniz. Konyada bulunduğum zamana aid bütün malumatı, bütün hesabı her sorana vereceğim. Şayed ben hasta olursam yatağımdan kalkıp gelerek gene hesab veririm. Başka bir yerde isem gene her hesab saatinde Konyaya geleceğim. Bu malumat ve hesab îçin şahsî müracaatlere lüzum kalmadan da kendimi mecbur görüyorum. Onun için bir ay sonra toplanacak olan umumî mecliste, vilâyet halkının bütün mümessilleri huzurunda Vilâyette bulunduğum zamanın malumat ve hesabını vereceğim. Atatürk inkılâblarından prensip ve feyiz alan rejimimiz millete daima hesab vermeği, hesab verecek vaziyette bulunmağı şeref telâkki eylemektedir. Biz, bütün millet beraberiz. Birliğimizde yekdiğerimizden gizli ve kapaklı hiçbir şey yoktur.» Valinin, vilâyet işleri hakkmda hesab vermeğe hazır bulunduğunu bildiren sözleri orada bulunanlar üstünde en hayırlı tesirini gösteriyordu. Hazır bulunan meb'uslardan Denizli meb'usu Emin Aslan, söz alarak halkçılığın bu yüksek tezahüründen millet namma hükumete karşı duyduğu minneti izah etti. Halkçılıkla devletçiliği birleştiren ve yaptığı inkılâblarla milleti lâyık olduğu mevkie çıkaran Büyük Kurtancıyı saygılarla andı. Yeni sene dolajrsile vilâyetle halkın hesablaşması gibi bir hal almış olan bu toplantmın verdiği heyecan, halka verilen mevkiin nekadar yüksek olduğunu bilfiil gösteren bu hâdise milleti, cumhuriyeti ve onun büyüklerini anlatan en güzel bir ders olmuştur. Bir torpitomuz ve tayyarelerimiz araştırma yaptı Ankara 6 (A.A.) Romanya Veliahdini taşıyan torpitonun Karadenizde hüküm süren büyük fırtma neticesi olarak bir limana muvasalat edemediği ve gemiden haber alınamadığı hükumetçe duyulması üzerine derhal sahil vilâyetlere tebligat yapıldığı gibi bir torpito muhribi de Karadenize açılarak taharriyata başla mıştır. Ayni zamanda deniz tayyareleri Boğaz açıklanna kadar uçarak Rumen torpitosunu araştırmışlardır. Yunan Veliahdinin nişanhsı Atinada Atîna 6 (Hususî) Yunan Veliahdinin nişanhsı Prenses Frederiki ile ailesi bugün saat on altıda hususî trenle buraya gelmişlerdir. Prenses top atılmak suretile selâmlanmıştır. Kral, prensler, Başvekille nazırlar, ordu kumandanlan, belediye reisile erkânı istasyonda prensesi karşılamışlardır. Prenses ve ailesi sarayda misafir edilmişlerdir. Veliahd, nişanlısım karşılamal üzere hududa kadar gitmiştir. Boğularak denize atılan bir adam cesedi bulundu • IBaştaraft 1 inci sahifede] Iskarpinler üzerinde kömür tozlan görülmektedir. Cebinde iğne, iplik ve bir küçük makara bulunmuştur. Bundan da, sahibinin bekâr bir adam olduğu tahmin edilmektedir. Cesedin ağzı, burnu balıklar tarafın dan yenildiği için hüviyetinin tesbitinde oldukça güçlük çekilecektir. Adliye tabibi Salih Haşim, dün cesedi muayene ederek, ölümün ne suretle vuku bulduğu kat'î surette tesbit edilebilmek üzere cesedin Morga kaldmlmasma lüzum göstermiştir. Cesed birkaç gün müddetle Morgda teşhir edilerek hüviyetinin tayinine çalışılacaktır. Adliye işe vazıyed etmiştir. Müddeiumumî muavinlerinden Hikmet Sonel, dün geç vakte kadar, vak'a ma halline giderek tahkikatla meşgul olmuştur. Diğer taraftan Emniyet müdürlüğü cinayet masası komiserlerinden Alişan da, refakatindeki mütehassıs memurlarla, meçhul şahsın denize kimler tarafmdan ve ne suretle atıldığmı tahkik etmektedir. Akdeniz ihtilâfı nasıl halledilecek ? Bir ölüm vak'ası tahkik ediliyor Müddeiumumilik bir ölüm hâdisesi ne el koymuştur. Bundan bir ay evvel Çatalcanın Ormanlı köyünde bir düğün esnasında sarhoslukla Ormanlı köyün den Mehmed Köse ile kardeşleri Ah med ve İbrahim Köseler Koca köyden Zeynel oğlu Mehmed ve Receb oğlu Muradla kavga etmişlerdir. Bu kavga mudarebeye müncer olmak üzere iken Karaca köylü Mehmed oğlu Sabri araya girmiş ve bunları avırmıştır. Fakat bu arada bu kavgava istirak edenlerden biri tarafmdan atılan bir taş, bu zavalîı Sabrinin kafasma isabet ederek bir vara açmıstır. Ertesi günü hâdise bir köylü kavgasmdan ibaret addedilerek hiç bir kimse jandarmava şikâyette bulunmamıstır Fakat Sabrinin kafasındaki yara büyümüş, Cerrahpaşa hastanesine yatmış ve nihavet bir ay sonra orada ölmüstür. Bu ölüm vak'asmı haber alan | Müddeiumumilik hâdiseye sebebiyet verenleri tevkif ettirmiştir. [Bajiara/ı 1 inci sahijede] sını istememekte olduğunu tasrih etmekle beraber Italyanın hükümranlık haklann dan bir kısmı münaziünfih olmakta devam ettikçe umumî bir müzakere açılmaHarun, eşine az tesadüf olunur bir îş sının imkânsız olduğunu beyan ettiği söy olmak üzere, üç kadına birden abayı lenmektedir. yakmıştı. Bunlar Ziya, Seher ve Huns Siyasî mehafil, meselede bir değişiklik adlı üç halayıktı. Ayrı ayn memleketlerhasıl olmamış olduğunu ilâve etmektedir. den getirilmiş olan bu kadınlar, Haru İki devlet adamı, yapmış olduklan bu nun güzellik hakkmda taşıdığı idealini görüşmeden bilistifade her iki tarafın Arab lisanile yapacaklan radyo neşriyatı meselesini de tetkik etmişler ve Ingilizlerin yapmış olduklan ilk radyo neşriyatının propaganda mahiyetinde olmadığını müşahede ve kabul etmişlerdir. Kont Ciano'nur iki tarafın propaganda yapmaktan çekinmek ve yalnız havadis neşrile iktifa etmek taahhüdünü mutazammın bir itilâf akdini teklif edip etmemiş olduğu malum değildir. rine denir!... Eskilere taş çıkaran yeni, işte böylele M. TURHAN TAN Urfa orta mektebinde verilen temsiller Muğlada yapılan bir futbol maçı Aydında zeytincilik İzmir (Hususî) Aydmdan alınan malumata göre, son yıllarda Aydın zeytinciliği azamî şekilde inkişafa başla mıştır. Köylüler, dağlardaki delice denilen fidanları, hiç durmadan aşılamaktadırlar. Ağaclann artması nisbetinde, mahsulün kalitesi de yükselmektedir. Göçmenlere toprak veriliyor Aydmda en kuvvetli zeytin müstah Bursa (Hususî) "Karacabey köyle sili, Vakıflar idaresidir. (80) bin ağac, rinde göçmenlere toprak verilmiye baş 14 senede 200 bine çıkarılmıştır. Aydınlanmıştır. Karacabey kaymakamı Rem lılar, kendi vilâyetlerinden büyük varizi Özkan köylere giderek bu göçmen dat temin eden Vakıflar idaresinin, viMuğla (Hususî) Aydın • Muğla futbol takımları arasında Muğla sta lerin işlerine nezaret etmiştir. Karaca lâyet merkezinde mutlaka modern ve dırida bir maç yapılmıştır. Evvelce Aydmda karşılaşan iki takım 1 1 bera b e y î s ^ â n m e m u r u da köylere giderek fennî bir zeytinyağı fabrikası açmasmı bere kalmışlardı. Revanş maçı mahiyetinde olan bu müsabaka da çok heye ! d ° r t köyde göçmenlere toprak tevzhtı istemektedir. Ayni zamanda hükumetin canlı olmuş, havanın yağmurlu olmasma rağmen kalabalık bir halk kütlesi I yapmıştır. Buralara yerleştirilen göç bir salamura mütehassısı göndermesi maçı takib etmiştir. Neticede Muğla takımı rakibini 2 1 yenmeğe muvaffak menler en münbit bir sahaya kavuştuk de temenni edilmektedir. Bu yılın re olmuştur. . ilarmdan sevinmektedirler. koltesi 10 milyon kilodur. Urfa (Hususî) Şehrimiz ortamektebi, evvelki yıllarla hiç kıyas kabul et mıyecek derecede dolgun bir muallim kadrosile, verimli bir faaliyet devresine girmiş bulunmaktadır. Eski hükumet bi nası, şimdi mekteb olmak üzere bir değişiklik ve tamir görmektedir. Mekteb yeni binaya taşındıktan sonra muhitin ihtiya cına daha kat'î olarak karşılık vereceği şüphesizdir. Mektebde muhtelif terbiyevî teşekkül ler vücude getirilerek çocuklann şimdiye kadar izhar edemedikleri istidadlan bi rer birer ortaya dökülmektedir. Bu cümleden olarak temsil şubesi pek kısa bir zamanda «Sönen Umid» isimli bir piyes hazırlıyarak davetlilerine oynamış ve muhitin bu sahadaki durgunluğunu bir de receye kadar gidermiştir. Gönderdiğim resim bu müsamerede rol alan kız ve erkek talebeyi bir arada göstermektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: