4 Eylül 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

4 Eylül 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 4 Evlul 1938 SON PiŞMANLIK FAYDA VERMEZ! Millî takımımız Fin takımını 4 3 mağlub etti Müsabakalar çok çetin oldu, 72, 79, 87 ve ağır sıklette güreşçilerimiz galib geldiler ' Ankara 3 (Telefonla) Finlândiya millî güreş takım azaları bu sabahki ekspresle şehrimize geldiler ve istasyonda çok kalabahk bir sporcu kafilesile bando mızıka tarafından karşılandılar. Irktaş milletin pehlivanları Türkiyede ilk karşılaşmalarını bugün öğleden sonra 19 mayıs stadyomunda büyük bir kalabahk önünde Türk güreşçilerile millî maç olarak yaptılar. Seyirciler arasmda Başvekil Celâl Bayar, Nafıa, Gümrük ve înhisarlar Vekilleri, Ali Çetinkaya ile Rana Tarhan, pek çok komutanlar, saylavlar da bulunuyorlardı. Tam saat beşte iki millî güreş takımmın sahada görünüşleri mızıka ve alkışlarla karşılandı. Takımlar ringin üzerinde kar şılıklı yer aldıktan sonra Fin ve Türk millî marşları saygı ile ayakta dinlendi. Bundan sonra Güreş Federasyonu umumî kâtibi Şinasi Özdemir misafirlere hoş geldiniz hitabesinde bulundu. Buna Fin kafile reisi mukabelede bulundu ve karşılıklı kupalar ve bayraklar verildi. Yirmi dakika süren bu merasimden sonra güreşlere başlanıldı. tuşla galib geldi. Ankarada dünkü güreşler Millî takıma seçilen atletler Son seçme müsabakası dün yapıldı Önümüzdeki cumartesi günü Belgradda başhyacak olan Dokuzuncu Balkan atletizm oyunlarına iştirak edecek Türk takımının son seçme müsabakalan dün yapılmıştır. Bu seçme müsabakalan müsabık adedi fazla olan 100, 400, 5000 metre koşularla uzun ve üç adım üzerınden yapılmıştır. 100 metrede Fikret 11 2/10 ile birinci, Haluk 11.3/10 ile ikinci, İrfan, Seyhan ve Neriman sırasile üçüncü, dördüncü ve beşinci olmuşlardır. 400 metrede Zare 54.4/0 ile birinci, Cemal 54.6 10 ile ikinci olmuşlar. Bursalı İbrahimle İzmirli Fahri üçüncü ve dördüncülük almışlardır. 5000 metrede Artan 16.12..3/10 ile birinci, Hüseyin ikinci olmuşlardır. Ankaralı Mustafa yarışı yarısında terketmijtfr. Uç adımda Yavru 13.58,5 metre ile ile birinci, Ankaralı Abdurrahman bir buçuk santim farkla ikinci, İzmirli Sü reyya üçüncü oldular. Uzun atlamada İzmirli Süreyya 6.19 metre ile birinci, Seyman 6,18 metre ile ikinci oldular. Diş doktovu diyov ki: «Dişler; çürümeğe başlamadan çok evvel itina görür, her gün ve hatta günde birkaç defa fırçalanarak mikroblar, zararlı salyalar ve ifrazat temizlenirse sağlam ve güzel olarak muhafaza edilebilir. Dişler çürüdük ten sonra artık iş işten geçmiştir. Bunun içindir ki dişlerin «RADYOLİN> diş macunile her sabah, öğle ve ak şam, her yemekten sonra bol bol fırçalanmasını ısrarla tavsiye ediyoruz.> €6 kilo Üçüncü giireş 66 kilodan 1936 O limpiyadlannda sıkletinin sampiyonu olan Koskela ile Yahya arasında oldu. Finli, sinirli bir şekilde, arkadaşları gibi galib gelmek azmile güreşe girişiyor. Yahya ise bilhassa kuvvetine istinad ve müdafaada kalır görünüyordu. Finli oyun kapmak için fırsat kolluyor. Fırsat bulamadığını görünce muhtelıf şekillerde hücum edi yordu. Bu hal Yahyanın mütemadiyen minder dışına çıkmasına sebeb olduğu için orta hakemi kendisine ihtarda bulundu. îlk on dakika Yahyanın müdafaası ve ve Koskela'nın hücumlarile geçtiği için hakemler ona rey verdiler. Onun isteğile çekilen kur'a neticesinde evvelâ Yahya üstte güreşti. Koskela Yahyanın bütün oyunlarını kolaylıkla bertaraf ettikten sonra ikinci üç dakikada üste geçti. Fakat o da fazla birşey yapamadı. Koskela a yakta geçen son dört dakikada olsun tuşla kazanmış olmak için kesilmeden çok sıkı hücumlar yaptı. Bu sıralarda sol gözü hafifçe zedelendi. Neticede tuşsuz ge çen 20 dakika sonunda Koskela sayı hesabile galib ilân edildi. ilk savleti çok sıkı oldu. Fin güreşçi kendisini ring dışına atmak suretile alta düşmekten kurtardı. Üç defa Avrupa şampiyonluğunu kazanacak kadar usta kesilen îskodlai karşısındakinin hiç de yabana atılır bir kuvvet olmadığını takdir e derek temkinli harekete girişti. Bununla beraber Mersinli Ahmed halkın kendisini teşçi için bağınşlarını boşa çıkarmamak için çok sıkı hücumlar yapıyordu. Bir aralık Ahmedin bir kafa kol kapışı minder ortasında olsaydı güreşi tuşla kazanması muhakkaktı, fakat ne yazık ki düşüş d r şarıya oldu. Bundan sonra işin ciddiyetini takdir eden Finli de girişınce güreş çok kızıştı. Müsabıklar bir savurmada bırbırlerını rıng dışına kadar atacak ka dar şiddetli davranıyorlardı. İlk devre bu şekilde bittikten sonra evvelâ Finlandiyalı alta düştü. Ahmed bir künde teşebbüsıinde bulundu, bunu bir burgu tatbikı tak:b etti. Bu iki teşebbüs Fınlândıyalıyı köp rüye getirdi amma kendisine hayli kor kulu vaziyetler geçirtti. Üstte güreşmek sırası Finliye gelince bir kol kapmak istedi, fakat anî bir oli çekerek az daha kendisini tuş vaziyetine getiriyordu. DAİMA RADYOLiN Samsun 1 2 3 4 5 6 Şarbaylığından: Elektrik ve su santrallarının bir senelik ihtiyacı olan ve eksiltmiye konulup görülen lüzum üzerine şartnamesinde tadilât yapılan 470 ton mazotun mubayaası kapalı zarf usulile yeniden eksiltmİYe konulmuştur. Satın alınacak mazotun muhammen bedeli 27010 liradır. Muvakkat teminat akçesi 2025 lira 75 kuruştur. İhale 19/9/938 perşembe günü saat 11 de Belediye Daimî Encümeni huzurunda yapılacaktır. Teklif mektublarının muayyen olan zamandan bir saat evvel Belediye riyasetine tevdi ediİmiş olması lâzımdır. Umumî ve fennî şartname ile mukavelename suretleri Samsun Belediyesi Elektrik Su İsletme Müdürlüğü ile İstanbul ve Ankara Belediyeleri Fen İşleri Müdürlüklerine müracaatle görülebüir. İhale 2490 sayılı kanun hükümlerine göre icra edilecektir. ( 5975 ) Karagümrük sahasında Bu gün öğleden sonra saat dörtte, Karagümrük sahasında Bursanın Muradiye spor yurdile Kasımpaşa birinci takımı arasında hususî ve intikam maçı mahiyetinde bir müsabaka yapılacaktır. 56 kilo Günün ilk güreşini 56 kilodan Gaubo ile Kenan yaptılar. îlk dakikalar çok sıkı elenselerle geçerken Finli güreşçi burnunu kanattı. Küçük bir tedavi fasılasmdan sonra iki pehlivan tekrar sıkı bir elense mücadelesine giriştiler. Gerek Kenanm, gerekse Finlinin diğerini alta almak teşebbüsleri minder "lcenahnda" başlâdığı ve bu hareketleri hep minder dışında nihayet bulduğu için güreşe ayaEla blmak üzere tekrar ortadan başlanıldı. ilk on dakika berabereükle bitti. Evvelâ Kenan alta düştü. Bir arahk Finli, Kenana bir sentür taktı, fakat tuş minder dışında olduğu için sayılmadı. Ustte güreşmek sırası Kenana gelince kendisi Finlinin teknik ve şiddetli bir mukavemetile karşı laştığı için puvan alabilecek oyun tatbik ecetnedi. Ayakta dört dakika da tuşsuz geçtikten sonra yirmi dakika sanunda Gauko sayı hesabile galib sayıldı. 72 kilo 61 kilo Ikinci güreş 61 kilodan Pihlajamaki ile Ahmed arasında cereyan etti. Güreşe başlama işaretile Finlandiyalı derhal hücuma geçti ve Ahmedi göğüs çaprazına getirmek, saltoya almak gibi muhtelif oyun teşebbüslerine girişti. Bütün bunlara karşı Ahmed kendini müdafaa etmekle mukabele ediyordu. 1924 Olimpiyadlarına greko romen ve 1936 Olitnpiyadlarında da serbest güreş sampiyonu olan Pihlajamaki Finlerın en kuvvetli güreşçisi olduğunu gösteriyor. Fakat Ahmed de şayanı takdir bir mukavemette bulunuyordu. Beşinci daki kaya doğru Ahmed alta düştü. Fin şam79 kilo piyonu altına aldığı Ahmedde umulmaz 79 kilonun güreşi Mersinli Ahmedle bir mukavemet görmesine rağmen 10 uncu dakikada taktığ: bir burgu sayesinde îskodlai arasında cereyan etti. Ahmedin, 72 kilo güreşi beş senedir Finlandiya şampiyonluğunu bırakmıyan Tiunen'le Celâl yaptılar. Haddi zatında serbest güreşçi olan Celâl böyle mühim bir müsa bakaya ilk defa olmasına rağmen büyük bir nefse irimadla çıkmış bulunuyordu. Çok.sıkı karşjlıklı hücumlarla geçen ilk dakikalardan sonra birinci devrenin ortasında Cejâl bir kol kaparak Finlan diyalıyı az daha tuşla yeniyordu. Tiunen'in çok kuvvetli köprüsü kendisini bu akıbetten kurtardı. Bunu müteakıb Celâl, ayni oyunu bir daha tatbik etmek is tedi, fakat bu defa Finlandiyalı bunu tehlikesizce atlattı. Üstüste üç mağlubiyet acısını tadan seyirciler bir galibiyet olsun görmek için hemşerileri Celâli teşçi edi ycrlardı. On dakikanm ikinci yarısı çok heye canlı bir şekilde geçtikten sonra evvelâ Tiunen alta düştü. Celâl muvaffakiyetli bir tek kle taktı ve hasmını hayli sıkış tırdı. 3undan sonra tek kolla künde ve sentür teşebbüslerile 3 dakika bitti. Sı rası gelince Celâl de alta düştü. Fakat çok güzel kapanışlar yaparak Finlândiyalıya oyun vermedi. Müsabakanın a yakta geçen son dört dakikası yarı ka ranlık ve yarı mehtab ışığı içinde geçer ken Celâl tekrar bir kol kaparak hasmını alta aldı, fakat tuş yapamadı. Neticede Celâl sayı hesabile galib ilân edilince galibiyete susamış olan halk tarafından şiddetle alkışlandı. Bu güreşten sonra on dakikalık bir fasıla verilerek ringi aydınlatacak projektörlerin yerine takılması işi görüldü. İkinci üç dakika da bu şekilde geçtikten sonra ayakta geçen son dört dakika çok heyecanlı oldu. Mersinli Ahmed bir reşi hangi taraf kazanırsa umumî galibiaralık hasmını tekrar altına almağa mu yet vaziyeti de 43 takımının lehine dönevaffak oldu. Neticede orta hakemi Fin cekti. Ağır sıklet kafile reisinin reyinin de iştirakile Ah med müttefikan galib ilân edildi. Ağır sıkletin güreşini Çobanla Melleo 87 kilo yaptılar. İki pehlivan da vaziyetin ehem " 87 kilonun güreşi Herme ile Büyük miyetini müdrrk bir halde bütün gayretleMustafa arasında yapıldı. Bunların gü rile güreşe başladılar. İlk dakikalardan reşi çok müteyakkızane hareketlerle t>âş feareftrÇoban ağır basmağa başladı. ladı. Herme Mustafadan daha uzun boy Hatta bir aralık hasmını alta bile aldı, falu idi. İki pehlivanın da birbirlerinin gaf kat bu vaziyet minder kenarında olduğu let anlarından istifade ederek oyun kol için güreş tekrar ortadan ve ayakta başlaladıkları görülüyordu. Bir aralık Mus dı. Çoban Mehmed bir iki sıkı hücumdan tafanın bir göğüs çaprazı oyunu teşebbü sonra nihayet Melleo'yıı altına aldı. sü ring kenarında olduğu için müspet ne Bundan istifade eden Çoban hasmının tice vermedi. Bundan sonra devrenin ya kolunu beline dolayarak üzerine aban rısına kadar iki pehlivan sıkı elenselerle mak suretile tuş yapmağa teşebbüs etti. vakit geçirdiler. Bir aralık Finlinin kafa Bir aralık üzerindeki tazyikın hafiflediğikol kapma teşebbüsünden evvel davrana ni sezen Melleo bir kolayını bularak ayarak bel kapan Mustafa hasmını altına al ğa kalktı ve ilk devrenin mütebaki kısmı dı. Devrenin sonu geldiği vakit reyler bu şekilde ve fakat Çobanın hakimiyeti Mustafanın lehine verildi. O da ikinci altında geçti. İkinci on dakikaya, üstün devrenin ayakta devamını istedi. Bu dev lüğü hakem reylerile temin etmiş olan rede dakikalar ilerledikçe iki taraf da tuş Çobanın arzusile, ayakta devam edildi. yapamıyacağını iyice anlıyarak birbirle Bu devrede Çoban muhakkak tuşla ka rine çok sıkı hücumlar yapmak suretile zanmak azmile bütün kudretini sarfe neticeyi sayı hesabile lehlerine çevirmeğe derken Melleo kurtuluş yolunu mütema çalışıyordu. Fakat hücumların en çoğu diyen minder dışına kaçmakta görüyordu. Mustafa tarafından yaplıyor ve Finlân Nihayet bu müsabaka da tuşsuz olarak diyalı ekseriyetle ring dışına kaçıyordu. bitti ve Çoban Mehmed sayı hesabile Mustafanın bütün hücumlan uzunboylu müttefikan galib ilân edildi. hasmınm belini istihdaf ediyor, Finlân Çobanın bu galebesi Türk takımının diyalı da bu zayıf noktasını kaptınnca 43 galibiyetini temin ettiği için kendisi selâmeti ring dışına kaçmakta buluyor halk tarafından şiddetle ve uzun uzun du. Nihayet Mustafa da sayı hesabile alkışlandı. galib gelerek umumî vaziyet 33 berabere Yarın (Bugün) saat dörtte gene 19 olunca bu karşılaşmaların bütün ehemmi Mayıs stadyomunda Finlândiyalılarla yeti Çobanla Meelao arasındaki son gü serbest güreş esası üzerine müsabakalar reş üzerinde toplandı. Çünkü bu son gü yapılacaktır. lıyamıyorum ki! Şahendenin itablı bakışlari doktor Şefiğin yüzüne çevrildi: Amma yaptınız Şefik Bey!.. Onun, sözü yarıda kestiğini gören Şefik ısrarla sordu: Ne olmuş, söyleyin bakalım! Daha ne olsun? Kliniğe geldiği zaman orada aldığı haber, herhalde hosa gidecek birşey değildi. Doktor Şefik, Salâhaddin Beye döndü; elini geniş bir hareketle ona, sonra Şahendeye uzatarak: Buyurun bakalım! dedi. Işte bütün kadınlar böyledir. Hüküm yürütmek icab edince, birbirinden farkları, verdikleri hükümlerin birbirinden daha mânasız, daha münasebetsiz olmasındadır! Şahende, tahammülü taşmış bir halde mukabele etti: Ya, öyle mi? Demk ki Feride Hanımın yanında bulunuşunuzu pek tabiî görüyorsunuz? Beni oraya götüren sebebin meşru bir sebeb olmadığını ne biliyorsunuz? Sizin gibi erkeklerin, kabahatlerini örtmek için daima meşru bir sebeb bulmakta mahir olduklarını bilirim. Şefik, sert bir mukabelede bulunmak için ağzını açmağa hazırlandı, fakat sustu. Şahendenin tarizini kabul ediyordu. Önce, genc kadının sözlerinden şid detli bir infial duyduğu halde, şimdi bunları makul ve mantıkî buluyordu. Hatta, Zeynebi müdafaa ettiğinden dolayı ona karsı minnettardı bile. Sesini yavaşlattı, başını iğerek, bir suç itiraf eder gibi: Kabahatli olduğumu biliyorum, dedi. Fakat bu seferki hareketimin sebebleri hakikaten meşrudu. Bir lâhza sustu. Sonra, Şahendenin yüzüne istifhamkâr bir nazarla bakarak, daha kuvvetli bir sesle devam etti: Anlıyamadığım cihet, Zeynebin kliniğe ne sebeble geldiği... Hiç âdeti değilken, birdenbire ve bana haber ver • meden kliniğe gelmesinde bir hikmet var; fakat ne? Bunu ben de merak ettim, kendisine sordum, söylemedi. Doktor Şefik, ellerini, ateşler içinde yanan yüzüne kapadı. Bir müddet, bu vaziyette kaldı. Avukat Salâhaddin, bıyığının tellerini kopara kopara odada aşağı yukarı dolaşıyordu. Bir aralık, uza NEVROZİN Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılannızı derhal keser. icabında günde 3 kaşe alınabilir. Diyarbakır Nafıa Müdürlüğünden: Eksiltmiye konulan iş : 1 40268.83 liralık keşif bedelli Diyarbakırda yapılacak lise paviyonu binasıdır. 2 Bu işe aid evrak şunlardır. A Eksiltme şartnamesi B Mukavele projesi C Ek hususî ve fennî şartnameler D Bayındırlık ve yapı işleri genel ve fennî şartnameleri E Bu evraklar Nafıa Dairesinde görülebilir. 3 Bu işin ihalesi 9 eylul 938 cuma günü saat 11 de kapalı zarf usulile D. Bakır Nafıa Dairesinde yapılacaktır. 4 Eksiltmiye girebilmek için ( 3020.16 ) liralık muvakkat teminat vermek ve aşağıdaki vesikaları ibraz etmek lâzımdır. A Nafıa Vekâletinden alınmış on bin liralıktan yukarı müteahhidlik vesikasL B 938 malî yılına aid Ticaret Odası vesikası. 5 Taliblerin teklif mektublarını cuma günü ihale saatinden bir saat evvel Komisyon reisliğine makbuz mukabili vermeleri, posta gecikmeleri kabul edilmez. 6 4 üncü maddenin A fıkrasmdaki müteahhidlik vesikası eksiltmiye çıkarılmış olan hangi iş için istenildiği açıkça yazılmak suretile eksiltmenin yapılacağı günden en az sekiz gün evvel bir istida ile Nafıa Vekâletinden istenilecek ve bu zaman zarfında vesika talebinde bulunmıyanların eksiltmiye giremiyecekleri. ( 5681) Türk Antrasitî'" " Telefon 23623 Depo Telefon 36 131 mağa başlıyan sükutu, gür sesile ihlâl etti: Şefik, dedi, karının kliniğe niçin gittiğini ben de düşündüm. Şefik ellerini yüzünden çekip; başmı kaldırdı; içinde bir ümid şulesi beliren gözlerini Salâhaddine çevirdi: Bunldun mu? Bulur gibi oldum. Bence, Zeyneb Hanımın, kliniğe bilhassa bu gün gitmesinde bir kimsenin menfaati vardır. Bir kimse mi? Kim olabilir bu? Adliyeciler, mücrimi keşfetmek için, her hâdisede evvelâ kimin müteneffı olduğunu ararlar. Şefiğin gözlerindeki ümid ışığı, bir denbire bir kin ve nefret ifadesi aldı. Yüzünün hatlarında, onu adetâ birdenbire ihtiyarlatan bir sertlik peyda oldu. Avukatın zihninde yerleştiğini tahmin ettiği faraziyeyi derhal anlamış ve akla mülâyim görmüştü. Dişlerini gıcırdattı: Ah! dedi, bundan emin olsam... Tahkikat yap. Hem kederini bir müddet için unutursun, hem de, bugüne kadar çok zararını çektiğin bir histen belki de kurtulursun. Hakhsın. Derhal bu işi tahkik e 1 ÜRUN TİCARET TÜRK Ltd. Şti. deceğim. Hakikati çabucak meydana çıkaracağıma da eminim. Doktor Şefik yerinden kalktı. Salâ haddinin, sonra Şahendenin ellerini sıktı ve genc kadına: Kusuruma bakmayın, dedi, ilk şaşkınlık anında, istemiyerek belki kalbinizi kırdım. Fakat, karıma da, bana da gerçekten ablalık ettiğinizi şimdi anlıyorum. Şefik çıktıktan sonra, karı koca bakıştılar. Şahendenin gözlerinde endişeli bir istifham vardı. Kocasına: Vaziyeti sen nasıl tahmin ediyorsun? diye sordu. Avukat Salâhaddin ellerini uğuşturarak cevab verdi: Ben öyle tahmin ediyorum ki ressam Feride Hanım, bu sefer davayı sureti kat'iyede kaybetmiştir. Taş İstanbul Satış yeri : Han asma kat Büyük aşk romanı: 3 6 Nakleden: HAMDl VAROĞLU ^ Şefik, böyle söylerken, bir yandan şapkasını, eldivenlerini çıkarmış, Salâ haddin Beyle beraber salona doğru iler lemişti. Şahende de arkalarından yürüdü. Salona girdikleri zaman, avukat Sa lâhaddin, Şefiğe ve kendi karısına söz sırası bırakmadan müdahale etti: Vaziyetini anlıyorum, Şefik, dedi. Sinirlenmekte hakhsm... Şahende bana olan biteni anlattı. Bu aile faciasma dolayısile kendisi de iştirak ettiğine çok müteessir. Zeyneb Hanım, onun ağzından zorla bir takım lâk:rdılar almış... Doktor Şefik, yerinden sıçradı: Ne? diye haykırdı. Lâkırdı mı almış? Zeynebe ne söylediniz Şahende HaSalâhaddin tekrar araya girdi: Rica ederim, biraz sakin ol, Şefik... Karım da ben de seni çok severiz, bilirsin. Onun için, Şahendenin Zeynebe söylejdiği sözlerin mutlaka hüsnüniyete müstenid olduğuna inanmalısın. Karın, zaten birtakım şeyler işitmiş, biliyormuş ve Şahende, onun büsbütün yanlış fikirlere saplanmasına mâni olmak kasdile, onu tenvir etmek için bildiğini anlatmağa mecbur olmuş... Şahende, teessürden titriyen bir sesle izahat verdi: Başka türlü hareket etmeğe imkân yoktu Şefik Bey. Zeynebi hiçbir zaman bu kadar çılgm, bu kadar inadcı görmemiştim... Ne nasihat, ne mantık, hiçbir şey kâr etmiyordu. Aklına koyduğunu nım ? • • • mutlaka yapmak istiyen bir deliden farkŞefiğin Şahendeye bakan gözlerinde şimşekler çakıyordu. Bu gözlerde, şimdi, sızdı. Sebebi ne efendim? Ne olmuş anen ufak bir dostluk eseri yoktu. Avukat 14 Sokak kapısı çalındığı zaman, Feride Hanım atelyesinde idi. Divanın köşesindeki bodur masanın üstünde duran konsol saatine bir göz attı. Altın sarısı saçların çerçevelediği s;üze! yüzünde, lâciverd gözlerinin ışığı daha kuvvetle pınldadı. (Arkasi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: