27 Aralık 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

27 Aralık 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Birindkânun 193,8 CUMHURİYET ŞEHİRCİLİK İŞLERİ Istanbulun güzelleşmesi ve konfora kavıışması Yağ nümuneleri Belediye Karganın bülbül diye tahlilhanesine gönderildi Bir şehir güzel ve mamur olmak için onun satıldığı şu beldede... içinde göze çarpan herşey güzel, temiz ŞEHRİN İÇİNDEN IBaştarafı 1 inci sahifede") Karışık yağ işinde vaziyet 1 PENCERESİNDEN Tilki, hayvanlıktan kurtulamaz! ve zarif olmağa mecburdur karşı da îstanbul Belediyesi ve lstanbul halkı aleyhinde pek fena bir reklâm vazifesi göriiyorlar. Avrupa şehirlerinde görülen pahalı, lüks, konforlu arabalarla bizim arabalar, o arabalardaki hareket intizamile bizdeki nizamsızhk ve niha yet oradaki üniformalı muntazam personelle bizdeki başıbozuk personel mu kayese edildiği zaman tstanbulun yüzü kızarmamak imkânsızdır. Bu arabaları bu halde şehrimizin sokaklannda dolaştırmakta devam etmek, Türkiyenin hiçbir zaman medenî bir şehir hareketi tesis edemiyeceğine her dakika gözönünde dolaşan canlı şahidler gezdirmekten başka birşey değildir. * * * Bütün bu sebeblere şu büyük sebebi de ilâve etmek lâzımdır: Bugünkü dünyada hiçbir şehrin nakil vasıtalan hususî şahıslar için kazanc vasıtası olamaz. Şu halde, lstanbul Belediyesi, daha fazla vakit geçirmeksizin, lstanbulda otobüs işletme işini kendi eline almalıdır. Fakat, bu işi, şimdiye kadar düşünülmüş. oldugu şekilde tedricî surette bir takım otobüsler getirtmek suretile değil, geniş ve tam bir plân halinde mütalea etmek icab eder. Bunun için: 1 Sağlam, az benzin sarfeder, konforlu ve zarif bir araba tipi tayin etmek. 2 Bir montaj ve tamir atölyesi tesis eylemek. 3 Bir garaj vücude getirmek. Esaslan üzerine bir plân yapılır. Bu plânın tahakkuku için lâzım gelen paranın bir kısmını Belediye koyacak olsa, diger kısmmı bu otobüsleri verecek olan firma ile geniş bir taksite bağlamak kabildir. tcab ederse bir istikraz yapılması bile mümkündür. Hatta tngiltere ile Almanyanın açtıkları kredilerden istifade ederek bir kombinezon yapmak da belki kabil olur. Böyle bir teşebbüs için Be lediyenin, fosmen karşılık gostererek, istikraz yapmasmda hiçbir tehlike ve beis yoktur; çünkü bu otobüslerin işletmesi Belediyeye emin bir kazanc temin eder. Otobüslerin şasilerile motörlerini haricden getirmek ve bunların burada montajını ve mükemmel bir karoseri ile teçhizini temin edecek hakikî bir atölye kurmak İstanbula iş, san'at, ihtısas ve atölye kazandırmak demek olur. Belediye bu atölye ile evvelâ kendi işlerini yap bktan sonra bilâhare memleket için iyi montaj yapan bir müessese halinde kullanabilir ve bundan hem lstanbul istifade eder, hem de Belediye para kazanabilir. Bu asırda, bir şehrin güzelleşmesi, mamur olması, yalnız sokaklarınm temiz ve geniş, binalarımn güzel ve yüksek olmasile, yahud yer yer güzel meydanlar, bahçeler ve parklar vücude ge tirilmesile temin edilemez. Bir çehir güzel ve mamur olmak için onun içinde göze çarpan herşey güzel, temiz ve zarif olmaya mecburdur. Meselâ, Eminönü meydanım, süslenip püslenip, yüzüne allık, dudağına ruj sürüp Karaköyden Istanbula geçenleri, bir gelin gîbi karşılamaya çıkmış farzediniz. Eğer o meydanda insanlar gene karmakarışık birbirlerile köşekapmaca oynıyacaklarsa, yahud yük arabaları tangır tungur bir taraftan öbür tarafa geçeceklerse ve yahud da sırtmda altı küfe yiiklü ataıın dibind«n tutan sebzeci, bir taraftan çekip öbür tarafa gi decekse bu meydan «aln kaval üstü 515hane» bir meydan olacaktır. Bunun için, Istanbulu medenî ve güzel bir jehir yapmak için birçok şeylerin bir arada dü zeltilmesi mutlaka lâztmdır. * * * §ehirde düzelecek birçok şey var. Bunlardan bir tanesi de otobüslerdir. Bunlann aıabalanndan rşletmelerine varmcıya'kadar herjeyi fenadır. Sayalım: 1 Otobüslerin Kepsi de kamyon iskeleti üzerine konulmuş. yerli karoseri lerden ibarettir. Motörleri çok gürültü yapar. Amortisörleri çok fenadır; insanlarm rahatsız olmamalan için değil, es.yamn fazla sallanmaması maksadile yapılmıs. şeylerdir. Kötü marangozlann elinden çıkan, yaş tahta ile yapılan ka roserilerin çıkardıgı gürültü yolculan sersem eder. îçlerine fazla yolcu koymak için oturma yerleri o kadar dar yapıl mıştır ki yolcular içeride oturmaktan ziyade büzülmeye mecburdurlar ve girip çıkarken krmıldıyacak yer bulamazlar. Nihayet, arabalar çok şişkin ve yüksektir. Boyalan gayet kötü, manzaraları kaba ve çirkindir. 2 Bunların işletmelerinde ne ni zam ve ne de intizam vardır. Yürürken yolcu indirip bindirirler. Duraklarda da dolmuşa bincn kayık yolcusu arar gîbi, dakikalarca durup: Şişliye! Şişliye! Belediye memurlarmın evvelâ ihbarın Vılâyete verildiği cuma günü başlarında Nahiye Müdürü bulunduğu halde Zindankapıda Çömlek sokağmda 17 numaralı Balli D. Menaham Hay Yaşua'nın dükkân ve yağ imalâthanesine giderek buradan nümune alırlarken keyfiyetin ekserisi Balli aüesinden olanları ikaz ettiği. iddia olunuyor. Filhakika, Gregor Kostantanidis'in dükkânmdan cumartesi günü Menahem, Mordahay David Balli'nin dükkânmdan ise niimuneler dün almmıştır. Diin bir muharrir;miz, hilekârlığa sahne oldugu ıddia edilen dükkânlara gidek isimleri mevzuu bahis mağaza sahiblerile görüşmüştür: Belli D. Menahem Hay Yaşua müessese sahibinin oğlu ile ortaklardan biri demişlerdır ki: « Cuma günü Nahiye Müdürile mememurlar geldüer. Nümune alacağız dediler. Alın, dedik. Ne kadar malımız varsa gösterdik. Nümuneleri alıp gittiler. Bütün bilip gördüğümüz bu kadar... Biz Virolün yüzünü bile görmedik. Bunu yapmağa vıcdan lâzım. Bizim bildiğimize göre Virolü satan toptancı Zugamala isminde birisidir. Amma adresi neresidir? bilmiyoruz.> Çirozcu sokağındaki müessese ortaklarmdan Mordahay Balli de şunlan anlatmıştır: < Biz Virollü yağ satmayız. Onu başka yerlerde arasmlar. Bizden de gelip nümune aldılar. Lâkin göreceksiniz, ter temiz çıkacaktır. Mah satan toptancıyı bulsunlar. Nerelere satıyor, arasınlar, elbette meydana çıkacaktır.» Bir dükkânda kulliyetli boya bulundu Aldığımız malumata göre, Belediye tarafından araştırma yapılan dükkânlardan birinde zeytinyağları boyamak için kullanıldığma hükmedilen bir boya bulunmuştur. Gıda maddeleri satan bir dükkândan bu şekilde küllî mikdarda, işle münasebettar olmıyan boya bulunması müessese sahibinin vaziyeti tevil etmek istemesine rağmen hiçbir şeyle kab ; li tevil görülmediğinden bu da mühürlenerek zabıt tutulmuştur. Konserve fabrikalarında Diye bağınrlar. Niçin? Rivayet edildiğine gore otobüsler, seferlerinde dol gun hasılatla geldikleri takdirde şoförle bjletçiye hasılata göre muayyen bir ik ramiye veriliyormuş. Bu usul n«ticesi olarak arabalar her yolcu gördükleri yerde durup, yahud yavaşlayıp yolcu alıyor lar ve boş oldukları zam an da duraklarda fazla bekliyorlar. Bu îkramiye usulü inanılır şey değildir. Fakat, otobüslerin Bugünkü otobüs nakliye ücretleri, bu tarzda hareket ettikleri hergün görü len vak'a olduğuna bakıhrsa bu rivayete Avrupadaki emsaline ve kullandığı arabalara göre çok yüksektir. Fakat, Beleinanmamanın imkânı olamaz. diye güzel, konforlu, rahat arabalarla 3 Umumiyetle dünyanın otobüs muntazam bir servis yaptığı takdirde îşletilen bütün şehirlerinde otobüsler muvakkat bir zaman için ücretlere biraz tramvayla taksi arasında mutavassıt bir zam da yapmış olsa halk bundan şikâyel nakil vasıtasıdır. Yani, umumî nakil va etmez; bilir ki verdiği yabancıya değil, sıtalarımn lüks kısmıdır. Bunun için a lstanbul Belediyesinin kasasına gidiyor rabalar geniş, rahat, ferah olarak yapılır ve bununla kocaman bir şehir sermayeve ücretler de tramvaya nazaran yüzde sinin itfası temin ediliyor. 25 50 derecesinde pahalı olur. Bizdeki Bu işi başarmak mühim bir dava deotobüsler haricen fena manzarah, dahi ğildir. Kâfidir ki Belediye bu ihtiyacı len berbad ve ayni zamanda sermaye duysun, vazifesini iyi idrak etsin ve kenitibarile gayet ucuz çeyler olduklan hal disi için bir şeref ve haysiyet meselesi ode tramvaylara nispetle çok pahalıdır. larak telâkki eylesin. Bu işi böylece hal4 Bu şartlar dahilinde bu otobüslerin Istanbul halkı için en fena ve en pahalı bir nakil vasıtası olduğunda şüphe yoktur. Ayni zamanda, Avrupalılara letmeği düşünüp basaramıyan bİT belediye, İstanbula lâyık bir müessese de ğildir. İşin en kısa ifadesi bundan iba rettir. Öğrendığimize göre, zeytinyağı hilekârlığından evvel konserve fabrikalarında yapılan ânî bir teftiş, b a n şüpheler uyandırmış, bu fabrikalardan birinden ahnan nümunelerdeki zeytinyağların gayritabıî oldugu görülmüş ve derhal kimyahaneye sevkedilmiştir. Neticede yağın mağşuş oldugu anlaşılmıştır. Bu fabrikadan yağların nereden alındığı tahkik edildiği sırada bu ihbar da yapılmıştır. Ticaret Odastnın teklifi Diğer taraftan Ticaret Odası da, bundan bir müddet evvel piyasa ile yaptığı daimî temaslar neticesinde zeytinyağların istandardize edilmesini Iktısad Vekâletinden istemiştir. Oda 0 zaman yaptığı tetkiklerde birçok şüpheli vaziyetlere tesadüf etmişti. Halk, bu şayanı dikkat ve sıhhatle alâkalı iş etrafmda ahnacak neticeye sabırsızhkla intizar ediyor. Adliye de ehemmiyetle alâkadar oluyor c Burdur Vilâyet Parti kongresi Burdur (Hususî) Vilâyet Parti kongresi, halkın birçok dileklerini dinledıkten sonra mesaisine nihayet vermiştir. Halkın dilekleri arasmda mekteb, yol yapılması, su getirilmesi esaslan üzerinde tekâsüf etmiştir. Bu dileklerden mühım bir kısmı büyük kurultaya bildirilecektir. Kongre, yeni idare heyetini seçtikten sonra dağılmıştır. Gönderdiğim resim, kongrede bulunanları göstermektedir. Karışık yağlar meselesile Adliye de ehemmiyetle alâkadar olmaktadır. Meselenin esasma henüz filen elkoymamış olmakla beraber, vaziyetin tespiti için icab eden kararların alınmasında faal bulunuyor. Karışık yağ sattıklan Vilâyete ihbar olunan dükkânlarda arama yapılması hususunda hâkimce kararlar verilmesi, fer'î olan bu faaliyet cümlesindendir. Müddeiumumilik, yapılan neşriyatı dikkatle takib ettiği gibi, tahkikatın takib ettiği seyri de günü gününe öğrenmektedir. Ele geçen maddelerin tahlilile rapor yazılması zamana muhtac bulunduğundan, tahkikat mevzuu mesele, Meşhud suç kanununa uygun muameleye tâbi hususlardan değildir. Hıfzıssıhha kanununa muhalif hareket mahiyetinde görülen karışık yağlar işi, Müddeiumumiliğe intikal edince, umumî hükümleTe tâbi olarak tetkik ve tamik olunacaktır. Bu mevzudaki davalara umumiyetle Asliye Ceza mahkemelerinde bakılmaktadır. İş Bankasının Trabzon şubesi ikinci tstanbul Müddeiumumisi Hikmet Omüdürü Necdet Öncelm pederı, Yenıpanat; dün kendisile görüşen muharririzar Askerlik Şubesi Reislığnden mütemize. bu hususta kısaca şunlan söylekaid Bınbaşı Abdülfettah Öncel vefat miştir: etmiştir. Cenazesi bugün saat 11 de Çar« Ammenin menfaatine taalluk eden şıkapı tramvay durağı karşısmda Sibütün işlerde oldugu gibi, umumun sıhneklimedrese sokağındaki 4 numaralı hatini istihdaf eden bu mevzula da yaevinden kaldırılarak Beyazıd camiinde kından alâkadar bulunmamız, gayetle namazı kılmdıktan sonra Edirnekapı aitabiidir. Halen alâkadarlarca yapılan le kabristanma defnedilecektir. tahkikat, de\^m ediyor. Bu tahkikat neticesine göre, mevzuun doğrudan doğruVefat va Müddeiumumiliğe intikal etmesi şekSabık valilerden Eti Bank İdare Meclinde. memuriyetimizce esastan lâzım lisi azası Bay İbrahim Aktan kısa bir ragelen kanunî muameleye tevessül oluhatsızlığı müteakıb vefat etmiştir. Cenacağı, şüphesizdir. Şimdiki halde lünazesi bugün saat 2 de Arnavudköyünzum hasıl olan mütefessi kanunî noktalara aid olmak üzere, alâkadarlarla teAnkarada Muhafızgücünün ath gezintileri başlamıştır. îlk gezinti pazar deki hanesinden kaldırılarak ikindi naTia^iTn'zı muhafaza halindeyiz. Yapıîan günü kalabalık bir kafile halinde icra edilmiştir. Yukarıki resim bu ilk gezin man Beyazıd camiinde kılmarak Edirnekapıdaki şehidliğe defnedilecektir. tahkikatjn inkişaf etmesini bekliyoruz.» tiye iştirak edenleri göstermektedir. dib arkadaşımız Peyami Safa, geçen günkü yazısında, usta kalemıle bir eski yarayı daha deşerek hemen teşhisini kondurdu: • Kurnaz adam, zeki rolü yapan bir ahmaktır! Evet amma, ne tehlikeli bir abmak... Tehlıkesi, Öyle sanıyorum ki, henüz kime zeki, kime kurnaz demek lâzım ge" leceğinin lâyıkile anlaşılmamasından doYazan: SALÂHADD1N GÜNGÖR ğuyor. Bazı muhitlerde kurnazlığı hâlâ Dalaverecilerin lugati, «Cumhuri yağı çeker. Ne oluyor bu içyağlan diye zekânın bir nevi tezahürü telâkki edenler var. yeb> in neşriyatı sayesınde yeni bir keli merak etmez misin?.. Bır adam, ayni zamanda hem gayet me kazandı: Viroll Hâdıseyi, hepimiz Hiç.. Ne olacak? Yarısı sarfolunursa, biliyoruz: Makineleri yağlamak bahane yarısı da yağların içine girerek gene bu kurnaz, hem gayet zeki olabilir mi? Elbette hayır! O kadar, hayır ki, zekâ ile sile, gümrükten kollarını sallıya salhya raya dönüyor.. giren virol yağını, bir kaç bezirgân: Geçen seneler, bir yerden bir kaç tu kurnazlığı, biribirlerini tamamlıyan müs Yel burda emşerim, kârlı bir iş lum yağ elime geçmişti. Çoğunun içinden pet ve menfi iki kutub gibi kabul edenlere bile hak veremeyiz. var! diyerek, geri çeviriyorlar. Sonra, parça parça demirler çıkmasm mı?.. bunlan yüzde altmış nisbetinde zeytinya" Zekâ, yalnız iş üzerinde konuşur ve Hilekârlığın bu türlüsünü, 0 güne kağına katıp şu Yahudi vatandalşar, ger dar görmemiştim. varlığı, ortaya koyduğu eserile mütalea çekten insaflı adamlardır halis Ayvalık Halis mala, şunu bunu katmakla geçi olunur. Halbuki kurnazlığm müdahalesi, hesabı üzerinden bize teneke teneke yut nen esnaf, kendilerine faaliyet sahası ola ekseriya başarılmış bir işi bozmak, yahud turmulşar. rak daima piyasadan uzak yerleri seçer da birşeyler yapar gibi görünerek, herAnlaşılan şunu düşünmüş olacaklar: ler. Gizli han köşelerinde, sinsi sinsi çalı hangi bir sahada hakkedilmiş muvaffaVirol yağı, zaten makine yağlamakta şır ve geniş teşkilâtlan vasıtasile her yere kiyetleri hiçe indirmek içindir! Zekâ, en ölçüsüz taşkmlıklarını bile, sermayesi hikullanıhyor. Insan vücudü de et, kemik, mahlut mal sürerler! leden ibaret olan bir dınamizm uğrunda sinir ve damardan mürekkeb bir makine Itiraf etmeli ki, halkımızın bir kısmı, harcamaz. dir. iyi maldan pek anlamıyor. Benim tanı Belki, bu yüzden büyük kayıblara uğO halde virol yağile, insan makineleri dıklarımdan biri vardır ki mahalle bakrar. Fakat, gürdin birinde kazanacagı zani de yağlamak, neden mümkün olmasın? kalından alışveriş eder. Bir gün, beni Ve neticede hem bizi yağlamışlar, hem yemeğe çağırdılar. Baktım yağlan karı fer, kendisi için bütün çektiklerini unuttude kendileri adamakıllı yağlanmışlar. şık.. Kendilerine birşey sezdirmiyerek, racak derecede beliğ ve başkaları için 0 Dün, şehrin toptancı yağ satıcılarından alışveriş ettikleri bakkalın kulağını çek • derecede ibretli olur. Hiçbir kurnaz çakal, hatta en beceriklisi bile, boya fıçısr bazılarile, gıda maddelerine karıştırılan tim: nın içinde bulduğu iğreti aslan postunu, öteberi etrafında bir konuşma yaptun. Bir daha, dedim, bizkn ahbaba kaömrünün sonuna kadar muhafaza edemeBenkn gazeteci olduğumu öğrenince, rışık yağ verme!.. miş ve günün birinde maskesi düşürülerek, Hasır, Yag ve Yemiş iskelelerinde neAdamcağız içini çekti: suç üzerinde yakalananlar gibi, hakikî kadar kulağı delik yağcı ve zahireci var Şimdiye kadar, dedi, belki on defa sa, hepsi başıma üşüştüler. Içlerinden bi yağ değiştirdiler. En iyi yağları verdim, çehresile mutlaka ele geçmiştir! Şu dakikada, «Nevyork» taki muhteri: beğendiremedim. Bu sefer, başka yağlar" sem heykelinin tepesinde, elektrik ampu Şu Yahudilere şaştun, diye söze la karıştırdığım tenekelerden bir tanesini lünden gözlerile; gidişini değiştirdiği başladı. Bir yandan suya sabuna dokun sürdüm. Dehşetli hoşlarına gitti. Şimdi medeniyet dünyasını seyreden Edison madıklarma bizi inandırmağa çalışırlar, beni her görüşlerinde. «Aman, ne iyi çıkhepimiz biliriz ki kurnaz bir adam değil" bir yandan da; gırtlaklarına kadar böy h! Her zaman bu yağdan isteriz!» di di. Kafasının içinde bilgi namına ne varyorlar. Kabahat bende mi?..» le lüzucetli maddelerin içine girerler.. Yağcı sözünü henüz bitirmişti ki, bir sa, hepsini unutmağa söz verdiği halde, Bir başka yağcı güldü: dayanamıyarak, engizisyon mahketnesi Kolay kazanc neredeyse, Yahudi başkası başladı: huzurunda: Bu virol yağı dedi, iki senedenberi oradadırl Uzun müddet eskimiyen, ça Buna rağmen, dünya gene dönübuk elden çıkmıyan mala Yahudi, başmı memlekete giriyor. Ben daha geçen sene, gümrükten bu kadar çok makine yağı yor! diye haykıran «Galıle» ye uzun yılçevirip bakmaz bile.. çekilmesini şüpheli bularak bazı incele lar, «ahmağın biri!» diyenler oldu. Sonra bana dönerek: meler yapmışttm. Kristof Kolomb'un, Ispanya Kraliçe Sen, dedi, hiç Yahudiden demirci Neticede anladım ki, bu yağlar sana" sinden gördüğü yardım, bir bunağa göngördün mü? Onlara, çanak, çömlek, tayide kullanılmadan mahlutçuların eline lünü hoşetmek için uzatılmış bir yarım bak, kâse gibi şeyler olmalı ki, keyifleri geçiyor. sadakadan başka birşey değildi. yerine gelsin.. Bunun üzerine Belediyeye haber verDaha böyle ansiklopediler dolduran Bu kadar yağcıyı, başka zaman bir adim. O gündenberi, sesi yeni çıktı. Güm ne âlimler, ne kâşifler biliriz ki «deha» rada yakalamak mümkün olamıyacağı rükten işin içyüzü öğrenilebilir. Virol lan kadar dalgınlıklan, beceriksizlikleri için fırsat elime geçmişken sordum: yağını kimler getirtiyor ve burada kimlere ve hayatta muvaffakiyetsizliklerile meş İstanbulda satılan mahlut yağlara satıyor?.. Tahkiki kolayca mümkündür. hurdular. neler katarlar?.. Bence mahlut yağı ortadan büsbütün Fakat onları biz tanıdığımız gibi, bizBirisi aüldı: kaldırmak doğru olmasa gerek.. Bu nevi den sonrakiler de tanıyacaklardır. Neler katmazlar? diye sor.. En yağlan, doğrudan dogruya Belediye eliBir de soralım: Tarihin bağrından gebaşta don yağı, yumuşaklık versin diye ne almalı, içindeki katkı miktanna göre, lip geçmiş milyarlarca kurnaz arasından barsak yağı, böbrek yağı, iç yağı, susam fiat keserek fakir halka satmalıdır. kafası kesilen, yahud lânetle anılanlaryağı, pamuk yağı... daha sayayım mı? Mahlutçuluk esnafın elinde kalırsa, dan maada kaç kişiyi hatırlıyabiliyoruz?. Arkadaşı da gayrete geldi: iş, insafa bırakılmış demektir.» Bu kadar uzağa gitmeğe, pek hacet de Sen yoruldunsa ben sayayım.. RenYağcıların yanından ayrılıp göl mangini sarartıp inek yağı yerine yutturmak zarası alan Balıkpazarı yolile dönerken, yoktu! îşte tilki meydanda... Masallarda için kabak sansı.. Ayrıca kestane füân tahlit ve tağşiş edilmiş gıda maddeleri, ve mesellerde dolaşan kurnazlığı, onu da katanlar var ya!.. Anyan soran olma yağından, balından, tuzuna, biberine ka hayvanlıktan kurtarabildi mi?... dıktan sonra, çanağı al ele... Doldur dol dar, gözlerimin önünde geçid resmi yaS.G. dur koy... pıyordu. Hani, şu sizin pazar yerlerinde köy O sırada bir portakalcı önüme dikildi. yağı diye aldığınız tulum ve kâse yağla' Kendi kendime: rını bir takım madrabazlar, kilosu 3035 Hele şükür; katkısız bir mal ele kuruşa mahlutçulardan alırlar... geçirdim diye sevinirken, derhal sukutu San'atkâr Raşid Rızanın fahrî reisliği Yağ, katkılı da, sanki başka mallar hayale uğradım: Herifceğiz; yumurta altmda 20 gündenberi muvaffakiyetle katkısız mı?.. temsillerine devam eden Halk Operetî kadar portakallar için: halkın büyük bir rağbetini kazanmış Şu karabiberden ne istersin bayım.. Yafalar... Yafalar... diye bağırı tır. Operet, dünden itibaren «Rahmet Ona bile, beziryağı küspesini toz haline yor ve böylelikle, malı tahlit etmiyorsa Efendi» adlı millî bir piyesi temsile getirip karışurıyorlar. da, hiç olmazsa, menşeini tağşiş ediyor " başlamıştır. Resmimiz Operetin güzel baletini bir oyun esnasında göster Domates salçasına kabak, patates ez du. mesi, kırmızı bibere kiremid tozu, misırAsırlardanberi karganın bülbül diye mektedir. unu... satıldığı îstanbulda, zeytini siyah havyar, Taze et elli kuruşa iken, sucuk, pastır keçiyi kıvırcık, balmumunu tereyağı, bar Katil Arab Murad Adliyeye verilecek ma hiç elli kuruşa satılır mı? Hani bunun sak kazıntısını sucuk, eşek zeytinini Kalamata niyetine yemekten kurtulacağımız imaliyesi, hani bunun masrafı, hani bu Susuzdere cmayetini işleyen Arab Muradın maktul İhsanın elbiselerini nereye nun firesi, hani bunun kârı? Trabzon, bir gün gelecek mi acaba?.. sakladığını söylememekten maksadı kaç SALÂHADDtN GÜNGÖR her postada İstanbuldan 23 bin kilo içmak oldugu anlaşıldığından bu mesele üzerinde fazla durulmıyarak katil Adli i yeye verilecektir. Zeytini siyah havyar, keçiyi kıvırcık, balmumunu tereyağı, barsak kazıntısını sucuk niyetine yemekten kurtulacağımız gün gelecek mi acaba ? Halk Opereti temsillerine devam ediyor c Muhafızgücünün ath gezintileri J ölüm

Bu sayıdan diğer sayfalar: