18 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

18 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 18 Mayıs 1939 KiRtlZ Tarihî roman: 26 Yazan: Kadircan Kaflı r Ş e h î r ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Piyasada şeker buhranı mı var ? Doğru değil mi ? Işaret memurlan Seyrüsefer işlerini tanzim ve idare etmek için şehrimizin muhtelif caddelerinde, işaret memurlan sabahtan akşama kadar vazife gör mektedirler. Kışm kar ve yağmur, yazm da kızgm güneş altında vesa ti nakliyenin seferlerini tanzim ve muvasalayı teminle uğraşan seyrüsefer memurlan, muhakkak ki, bu mesleğin en zor kısmında çalışmaktadırlar. Ankara Belediyesi, seyrüsefer memurlannı kışm kar ve yağmu rundan, yazm tahammül olunmaz güneşinden, muhafaza etmek için, bulunduklan yerlere güzel birer şemsiye yaptırmıştır. Bu sayede, memurlar nisbeten daha az zahmet ' le iş görmektedirler. Ayni usulün şehrımizde de tatbikı pek doğru bir hareket olacaktır. Büyük bir masrafa lüzum göstermiyen, fakat şehrin en hayatî işile uğraşan memurlara nisbî bir kolaylık temin edecek olan bu mesele hak kında derhal bır karar verilmesi, daha fazla sıcaklar bastırmadan, işaret memurlarımn kanter içinde vazife gönnekten kurtanlması çok yerinde bir hareket olacaktır. Adanın su derdi hallediliyor Su tesisatı 15 haziranda ikmal edilecek Adalarm su tesisatı haziran avınm on beşinde bitecektir. Su tanklarının yanaşması için yapılacak iskeleye lüzumu olan çimento Felemenkten getirilecekti. Fakat bu çimentonun getirilmesi için uzun zanana ihtiyac olduğundan şimdilik muvakkat bir iskele inşasına başlanılmıştır. îskelenin ilerisinde bir havuz yapılacak, buraya bir tazyik makinesi konacak, su buradan borularla tepedeki Kazoğlu deposuna gidecek ve oradan evlere sevkedilecektir. Buradan evlere kadar boru döşenmesine de başlanılmıştır. Belediye, suyun metre mikâbını 35 kuruşa verecektir. Bu suretle bir teneke su otuz paraya verilmiş olacaktır. Halbuki şimdiki halde halk bir teneke suyu aln kuruşa almaktadr. Bu tesisatın yapılmasmdan son derece memnun kalan Ada halkı, evlere su tevzi edildigi gün, Vali ve Belediye Reisini Adaya çagıracak ve kendisini tezahüratla karşılayacakür. Umumî tesisattan evlere yapılacak tcsisatın bedelini malsahibleri ödeyeceklerdir. Gelecek sene de Maltepeden Elmalı suyunu denizaltmdan boru tefrişi suretile Adalara nakil için tetkikat yapılacaktır. Belediyenin Büyükadada yaDmakta olduğu tesisat 250,000 liraya mal olacakbr. Ingiliz Sovyet müzakeresi ngiltere ile Sovyetler BLrliği arasındaki müzakereler bir türlü neticelenemedi. Nihayet müzakerelerin Milletler Cemiyeti meclisinin gelecek toplantısı münasebetile Cenevreye intikal edeceği anlaşılıyor. Bunun sebebi, İngilizlerle Ruslarm yapacaklan anlaşmanm yalnız mahiyeti değil, şekli hakkında dahı uzlaşmaktan uzak bulunmalandır. Şöyle ki, İngilizler anlaşmanın yalnız iki taraflı, yani Ingiltere ile Sovyetler Birliği arasma münhasır kalmasmı istiyorlar. Ruslar ise anlaşmanın birçok taraflı müşterek bir misak şek linde olmasında ısrar ediyorlar ve İngiiz Rus anlaşması yerine üçler, yani Ingiltere Fransa Sovyetler Birliği, yahud Lehistan da iştirak ettirlerek dörtler misakı yapılmasında ayak direyorlar. Cenevrede dört devletin de Ha riciye Nazırlan toplanacaklanndan İn • giliz Rus müzakerelerine Fransızlar ve elki de Lehliler dahı iştirak ettirilerek ingilizlerle Rusların istedikleri anlaş manın şekli hakkında bir tesviye sureti ulunabileceği ümid ediliyor. Şekle aid bu fikir mübayeneti misakm mahiyeti hakkında dahi vardır. İngıl tere, Sovyetlerle yapacağı anlaşmanın mahiyeti, kendisi Lehistanı, yahut Ro manyayı müdafaa etmeğe mecbur kalıp da Sovyetler Birliğinden yardım iste meğe lüzum gördüğü takdirde bu memleketin de muavenetini deriğ etmiyeceğini taahhüd eylemesmden ibaret olmasına taraftardır. Ya Padişah ölürse?.. Pek çoğu kendi kendine, Tuccarın ılerı surduğu yahud en çok güvendiklerine bunu soruyorlardı iddia varid görülmüyor Sarayda sözü geçen Raziye kadının oğlu Mustafa Paşa, Kızlarağası Abdü!rezzak Ağa, müftü Mustafa Efendi de yemisçiye düsman oldular; hep birlikte ona yaman bir tuzak hazırlamaya koyuldular. Mahfiruz, Valide Sultan ve Harem dairesinde hazırlanan bu tuzak hakkında sık sık öyle akla hayale gelmez kurnazlıklar öğreniyordu ki..,. Yeni Kethüda kadınm boynunda iri taneli bir inci dizisi görülünce fısılu ile soruluyordu: Kim vermiş?.. Gene fısıltı ile cevab veriliyordu: Müftü Mustafa Efendinin birinci kadmı göndermiş! Hazinedar kalfanm pırlanta yüzüğü ne güzel! Elbet, saatçi Hasan Paşadan gelmiş; kendisini Trabzondan geri getirtsin, diye... Raziye kadm yeni bir konak almış! Almamış, Sun'ullah Efendi hediye etmiş! Burası, kin ve ihtiraslann, can ve malların gizli arttırma ile satışı yapılan çok hareketli, fakat sessiz bir pazardı. dişah ölürse Şehzade Mahmud tahta çıkacak ve babası gibi o da kardeşlerini öldürecekti. Genc kız kendisinin ne acıklı bir halde olduğunu unutuyor; kalbinde Şehzade Ahmede karşı merhamet uyanıyordu. Şehzade Mustafanın adı hemen hemen hiç anılmıyordu. O henüz on iki yaşına gelmişti. Kendisi de aanesi de ap» taldı. Padişahm hastalığı sırasında saray kadmlarile hadımların bir kısmı, Valide Sultana sezdirmeden, Şehzade Mahmudun dairesine daha sık uğramaya başlamışlardı. Fakat padişah iyiliğe yüz tuttu; veliahdin dairesine gidip gelenler artık uğramaz oldular. Safiye Sultan büyuk bir korku geçirmişti. Oğlunun ölmesi onun eski saraya sürülmesi artık hiçbir şeye karışamıyarak dört duvar içinde mahpus kalmaj) demekti. Halbuki saltanatı çok seviyordu. Ne yapmalı da oğlu ölse bile gene devlet işlerini, her türlü kudreti kendi elinde bulundurmalıydı? D Şehzade Mahmudu beğenmiyordu. Onu ortadan kaldınnca Ahmed padişah olacaktı. Bu çocuk korkulu görünmüyordu. Lâkin o da olmasa ve Osmanlı tahtına şu aptal Mustafa oturuverse ne iyi 14 olurdu. Padişahm aptal annesini bir kenara atar, «Büyük Valide Sultan» adı altında gene imparatorluğu dilediği gibi Bahar gelmişti. Günün bir iki saatinidare ederdi. de Harem bahçesine çıkan cariyeler sık Şehzade Mahmudun dairesi bir kale ve bol gölgeli agaclar altında çiçeklikler gibiydi; yalnız arasıra Padişah tarafmarasında cmldaşıyorladı; uçurtma uçuran lar, çimenler üstünde yuvarlananlar, kor dan çağırıldığı, yahud ziyaret için izin alebe ve köşekapmaca oynayanlar da var dığı zamanlar dışan çıkıyordu. Annesi, hocası ve dairesinin hadım ağası her ihtidı. Bunlar, etrafmdaki şu yüksek duvarmali gözönünde tutarak tedbirli davranıları aşıp da dışarıya gitmesinler diye kayorlardı. nadları koparılmış olan renk renk ve boy Padişahm hastalığı bir ay kadar sürboy sülünleri, tavuslan andınyorlard:. dükten sonra iyiliğe yüztuttu; fakat çok Mahfiruz kederle sevinci ayni zamanda duyan ve duyuran bu kalabalığın ara kuvvetsizdi; sinirleri çok bozulmuştu; ösırıa çok sokulamıyordu. Biliyordu ki lümün eşiğine kadar gidip döndükten sonra hayata ve saltanata karşı olan hırsı da bu güzel ve tatlı dilli mahluklara güveson derece artmıştı. nilemez. Hatta bu yüzden Qoa.l, „., T,,j . Yemişçi kendi düşmanlarmı ezmekle Burnu büyük..» •' ' Diyenler çoktu. , ,r •> T^* vakit geçirirken Anadoludan herbiri iki• şer, üçer ay uzaktaki hudud boylarından Bir aralık bu kısa bahçe oyunlan, bir bozgun haberleri geliyordu. Padişah bunşekeri yalatmak kabilinden olan bu hürlara çok üzülüyordu. Yiyemiyor, içemirıyet de yok oldu. Koğuşların derinlıkleyor, zayıf düuiyordu. Bu hal onun sinirrinden gelen şarkıların, kuytu köşelerde lerinin büsbütün bozulmasma sebeb oluyapılan düğün ve zifaf oyunlarının ardı yordu. kesildi. Önce bunun sebebmi kimse bileŞehzade Mahmud bu halleri gördükmiyordu. Kızlarağası Abdürrezzak Ağa çe: marsıktan bir heykel gibi, arkasında bir Hey Hünkânm; ne gücenürsün? kaç kırbaçlı hadımla birlikte koridorları Ne darılursun? Beni askere serdar edip gezmiş; gözlerinin akını daha büyüterek her tarafa gözatmış; kızlara korku sal gönder, cümle âsileri ve düşmanlan ortadan kaldırayım, yahud sana boyun eğmıştı. Ertesi gün işin aslı öğrenildi; padişah direyim. Diyordu. hastadır. Şehzade Nahmud... Safiye Sultan da sararmıştı; kendi dairesine hiç gelmiyor, hep oğlunun başucunda duruyordu. Sarayın elli, altmış hekimi, başhekim Rabi Salomon'un idaresi altında gece gündüz saraydan aynlmıyorlardı. Halbuki Padişah, kuruntusu yüzünden, eski ve iyi bir âdete bile uymamış; onu Anadoluda yaliliğe göndermemişti. Padişah bunları dinliyor, cevab vermiyordu. Birkaç defa tekrar edince bir gün ŞEHtR tSLERl Valide Sultana anlattı. Safiye Sultan çoktanberi aradığı fırsatı yakalamıştı; Ya Padişah ölürse?.. Kuçuksu plajı ıçın Pek çoğu, kendi kendilerine, yahud en bunu kaçırmamalıydı. Oğlunun sırtını Küçüksuda yapılmakta olan yeni plâçok güvendiklerine, bunu soruyorlardı. okşadı: jın inşaatı bir aya kadar ikmal edileceSarayda üç şehzade vardı: Mahmud, Benim aslanım, gücenme ama, ğinden Şirketi Hayriye yeni kombine biAhmed, Mustafa... Şehzade Mahmudun halleri bana da hoş letler ihdasma karar vermiştir. Bu komŞehzade Mahmud, akılh, cesur, iyi o görünmüyordu. Acaba Anadoluya gidip bine biletlerle bütün Boğaz iskelelerile kumuş olan bir delikanlı imiş; annesi de de askerin bayna serdar olduktan sonra köprüden 33 ve Bebekten 27,5 kuruşa kurnaz bir kadınmış; Safiye Sultanla o îstanbul üzerine yürüyüp senin yerine geç Küçüksu plâjına birinci mevkile gidilip bir kabine tutulabilecek ve banyo ya nun arası hiç de iyi değilmiş!... mez mi? pılıp dönülebılecektir. Yemekli kombi Şehzade Ahmed henüz on dört yaşmÜçüncü Mehmedin gözleri dört açıl ne biletler de 95 kuruşa olacaktır. da bulunuyordu. Sessiz, ürkek, namaza dı: Işten el çektirilen memurlar çok bağh, hocası Mustafa Efendinin her Billahi kasdi budur! Bakırköy Belediye tahsil şubesinde sözüne inanan, onun her istediğini yapan Safiye Sultan yumuşattı: tahkikat yapıldığını, dört memura işten bir çocuktu. Fakat elinde birşey yoktu Hemen hüküm vermek olmaz; el çektirüdiğini yazmıştık. Bunlardan ki... Hatta sarayın bir köşesinde, ölümü hele sorup soruşturalrm; kendi başına yap maada belediye resimleri tahakkuk menü beklemek üzere atılmış demekti. Çün maz. Elbet akıl verenleri vardır. muru Mehmed Arıfe de vazifesini suiiskü henüz sünnet bile olmamıştı; annesi timal ve terahiden dolayı işten el çekti Benim validem, sen daha iyi birilerek idare heyetine verilmiştir. Ev pek durgun, kendi halinde bir kadındı. lürsün! velce işten el çektirilen dört memurun Hatta bu yaşa geldiği halde sünnet edilŞehzade Ahmed büyük kardeşine: da bazı emrazı asabiye mütehassıslarına memiş olması pek garibdi. Bu hal cariye(Arkast' var) müracaat ederek hasta raporu aldıklan ler ve hadımlar arasında bile vakit vakit sövlenmekted'r. dedıkodu oluyordu. Ondan bahsedilirken Çanakkale Halkevinde bir Belediye fktısad müdürlüğü hep: Zavalh!... Hünkânmız öldüğü gün o da... Diyorlardı. Fakat bunların yüzlerinde besbelli bir acıma veya iğrenme duygu^unun akisleri yoktu. Üçüncü Mehmedin, tahta çıktığı gün on dokuz erkek kardeşini birden öldürtmüş olduğunu işiten Mahfiruz bu sözlere inanmak istemiyordu. O gece kendisi kapraın önünde saatlerce beklediği sırada namaz duasından hiç ayrılmıyan o durgun adam mı bu cinayetleri yapmıştı. O geceden sonra padişaha karşı sevgisi olmamakla beraber, onu düşmanlığa da Iâyık bulmamıştı. Fakat şimdi... Şehzade Ahmede niçin «zavalh!» dediklerini şimdi anlıyordu. Demek ki pa Son günlerde bazı şeker tacirleri şeker piyasasmın bilhassa kesme şeker üzerinde bir buhran olduğu şeklinde iddialar ileri sürmektedirler. Bu meyanda toptan 28 kuruş, 10 santim ile 28,20 santim «ırasında satılan şekerlerin bu buhran neticesi olarak 29 kuruşa satıldığı da söylenmektedir. Bu hususta Türkiye şeker fabrikalan şirketinden şu malumat veıilmiştir: « lstanbulun aylık şeker ihtiyacı takriben 2200 ton kesme ve 1100 ton toz şekerdir. Bu aybaşmdanberi îstanbul p> yasasma çıkanlan kesme ^eker mikdan 980 tondur. Bu meyanda piyasada istenilen ve aranılan Alpullu sandık kesme şekerleri de îstanbula getirilerek piyasaya çıkanlmıştır. Isteyene istenildiği kadar şeker verilir. Fakat muhakkak filân şekerden verilmesi her zaman mümkün değildir. 28 kuruş 10 veya 20 santime kesme şekerin satılmasına ünkân yoktur. Çünkü biz kesme şekeri 28 kuruşa veriyoruz. 10 santim araba ve 4,5 santim hamaliye ilâve edilince, şeker depoya en az 28,14,5 santime mal olur ki artık bunun 28 kuruş 10 santime, hatta 20 santime satılması imkâm kalmaz. 28 kuruş 20 santime pek ender zamanlarda şeker verildiği görülmüştür. Normal fiat 28,30 28,60 t.r. Bugün ise şeker 28,60 28,65 teo satılmaktadır. Bu da tüccann Alpullu şekerlerini saklayıp kıymetlendirmek şeklinde tuttukları yanlış yoldan ileri gelmektedir. Bu arada cihan şeker piyasasından yüzde 6070 bir yükseliş olduğu iddia olunur ki bu da asılsızdır. Geçen hazirana naKuruçeşmede bakkal Hüseyin Çengel zaran beynelmilel şeker piyasasmın yükaleyhindeki davanm karan dün bildirilselişi yüzde 1 5 2 0 derecesindedir.» miştir. Bu yaşlıca adam, Fatma Aliye isminde bir kadına ayrı ayrı iki seferde kurşun sıkmaktan ve üçüncü olarak da Fethiyeye ateş etmekten maznundu. MahkeKarabük (Hususî) Günden güne me, bakkal Hüseyin Çengelin birinci deehemmiyeti artan Karabükte belediye a Aliyeyi âdiyen silâh atarak yaraîateşkilâtı yapılmasına hiîkumetçe karar maktan bir ay beş gün hapsine karar ververilmiş ve bu karar üzerine Belediye miş, bu işten muhakemesi devam ederken intihabı yapılmış ve Parti namzedleri tekrar yaralamasında öldürmeğe tam tetamamen kazanmıştır. şebbüs mahiyeti görmüş ve bu ikinci hâSeçilenlerin onda sekizi fabrikadaki diseden kendisini on iki sen© hapse mahsan'atkârlarla Sümer Bankın Karabük kSm etmiştir. Fethiyeye karşı kurşun sıkbürosundaki memurlardır. Yeni teşkil olunan belediyenin çok masma gelince, bu hâdisede kasd korkutmüh'm ve hayatî işlerle karşılaşacağm maktan ibaret sayılmış, bundan üç gün ceda ve yorucu mücadelelerle uğraşmak za kesilmiştir. Suçların birleşmesi kaidemecburiyetinde bulunduğunda şüphe sine göre bir hesab yapılarak, Hüseyin yoktur. Çengel, her üç hâdiseden dolayı top yeKarabükte asrî bir şehir kurulmakla kun on iki sene on sekiz gün cezaya mahberaber ikmali kuvvei karibeye gelen kum kalmışhr. Fatma Aliyeye kırk lira demir, çelik fabrikaları sebebile bele diyeye taalluk eden birçok vazıfeler ve tazminat ödemesi de kararlaşbrılmıştır. hizmetler istisgar edilecek vaziyette de Mahkeme, Fatma Aliyeye silâh atılmasının sebebi olarak Hüseyin Çengelin bu ğildir. Belediyenin ilk karşılaşacağı hayatî genc kadına alâka duymasmı ve kadmı işlerin başında çarşıya umumî bir halâ, devamlı olarak kendisine bağlayamamasısu ve umumî bir imar ve inşa plânı vü nı, Fethiyeye iki el ateş edilmesinin sebecude getirmek mecburiyeti gelmekte bi olarak da, bakkahn alacağmı alamadir. Bu işlerin yakın bir zamanda başanlabümesi için bitmez bir azim, tüken masını, kararında göstermiştir. Maznunun, mez bir paraya ihtiyac tabiidir. Bu iki aklî ve ruhî müvazenesizliği görülemedikuvvetin yeni belediyede tecellisini ü ğine dair adlî tıb raporu bulundugundan, mid ederiz. Hüseyin Çengel, bu cihetten istifade edememiştir. Doğru değil mi ? Ağırcezada dün verilen kararlar Katle teşebbüs eden bir adam on iki seneye mahkOm oldu Karabükte Belediye teşkilâtı kuruldu Çatalcada Harmanlıköyünde bir sünnet düğünü yapılırken çocukların arabaya bindirilmesinden çıkan kavgada, araya giren Sabrinin ölümüne sebeb olmak davasmın karan da biklirilmiştir. Muhakeme edilenlerden Ahmed Kösenin, «sen ne kanşıyorsun» diye Sabrinin başına taşla vurduğu, Mehmedin de yere düşen Sabrinin üstüne çıkarak tepindiği sabit olmuştur. Ahmed Köse beş sene ağır hapse konulacak, Mehmed de bir sene hafif hapis yatacaktır. İbrahimle Murad, kavgaya kanşmaktan davaya dahildiler. Onlar da beraet kararı aldılar. Sovyetler Birliği ise, anlaşmanın yalnız kendisinden yardım dılendiği tak DEMIRYOLLAR1NDA dirde İngilterenin imdadına koşmasına münhasır kalmayıp iki arada bilâkaydü Ekspres" teahhurla geldi Semplon ekspresi dün sabah Sirkeciye art birbirine yardım etmeği taahhüd ancak 9,10 da gelebilmiştir. Bu teahhur, •den tam bir askerî ittifak akdedilme semplonun Slovakya ve Rütenyadaki is inde ve yukanda zikredildiği veçhile u tasyonlarda yapılan sıkı kontrollar dola > ittifak ayni vecaib ve şeraitle Franyısile hududumuza kadar vukua gelen ;anın ve hatta Lehistanın girmesinde srar etmektedir. iki saatlik rötardan ileri gelmiştir. KÜLTÜR tSLERÎ Sovyetler Birliği üç, yahud dört büyük devlet bütün kuvvetlerini birleştirKavgalı maçın tahkikatı medikçe karşı tarafm müttehid kuvvetCumartesi günü Taksim stadyomun lerine karşı muvazene, yahud tefevvuda Haydarpaşa ve Işık liseleri talebeleri kun temin edilemiyeceği kanaatindedir. arasında vukua gelen müessif hâdisenin Ayni zamanda üç, yahud dört büyük devlet, küçük hükumetlere birlikte tetahkikatı devam etmektedır. Tahkikatla meşgul komisyon, dün de mmat vermedikçe bunun matlub dere Haydarpaşa lisesinde bazı talebelerin cede siyasî tesir yapmıyacağım tahmin 'tmektedir. sorgulannı yapmıştır. Sovyetlerin Moskovadaki tngiliz sefiKuyuda yaralandı rine son yaptıklan tekliflerin de hemen Kalitaryada Sabri admda bırinin kaz lemen yukanda izah edilen noktaı na dırdığı kuyuya kazaen düşen toprak do arlarına uygun olup İngilizlerin düşünlu bir küfe, kuyunun içinde çalışmakta :elerine pek de tevafuk etmediği anlaşıolan amele Osmanın omzundan ve ba lyor. Çünkü bu cevab geldikten sonra şmdan yaralanmasına sebebiyet ver îngiliz Başvekili İngiltere Sovyet münasebatı hakkında yeni bir şey söyliyemiştir. Osman, cankurtaran otomobilile Yedi memiştir. îngiltere. Sovyetlerle yapacağı an kule Ermeni hastanesine kaldınlarak telaşma, tâli askerî bir ittifak mahiyetindavi altma almmıştır. de olup fazla olarak buna da birkaç büTramvaydan düştü yük devlet daha iştirak ettiği takdirde Kuruçeşmede bir tütün deposunda ça İspanyanm hemen Almanya ile İtalya lışan Mevlud kızı Behice, Kunıçeşmede nın kucağına atılacağmdan ve üç yüz senelik müttefiki faşist Portekizin de tramvaydan inerken muvazenesini kayderhal kendisinden yüzçevireceğinden bederek düşmüş, başından yaralanmıştır. ve Japonyanın münhasıran Sovyetrere Behice, vak'ayı müteakib hastaneye karşı olan Almanya ve îtalya ile anlaşmasım askerî bir ittifak şekline sokacakaldınlarak tedavi altma alınmıştır. ğmdan endişe ederek Sovyetlerle an Çenesinden yaralandı laşmasının ne askerî bir ittifak olmasını, Akşam matbaasmda makinist Enver, ne de birçok taraflı bulunmasını kendievvelki akşam Divanyolunda tramvay s'nin cihanşümul siyaseti için tehlikeli caddesinde karşıdan karşıya geçerken görmektedir. Sovyetlerin tecrid edilmiş vatman Şevket:n idaresindeki tramva bir vaziyette kalacağı düşüncesine de yın sadmesine maruz kalarak çenesin Boğazlann sahibi Türkiyenin İngiltere le anlaşması üzerine mahal kalmadıgı den yaralanmıştır. Londrada ileri sürülmektedir. Kadın kavgası c Taksimde Küçük Paraıakkapıda Erim apartımanı kapıcısı Ahmed kızı Naciye, ayni apartımanda hizmetçilik yapan Gülsümü eline geçirdiği rakı şişesile başmdan yaralamıştır. Suçlu Naciye verdiği ifadede Gülsümün de kendisini dövdüğünü iddia et miştir. Muharrem Feyzi TOGAY Güzel bir nahiyeye dikilen Atatürk büstü Süt komisyonu dün de toplandı resim sergisi açıldı Çanakkale (Hususî) Çanakkale Halkevinin faaliyetlerinden biri de bu ay içinde ve Çanakkalede ilk resim serg sini açmak suretile tezahür etti. Sergi, Valimiz ve kumandanlanmızla güzide bir halk huzurunda müstahkem mevki mızıkasının İstiklâl marşı çalmasile yapılan törenden sonra Valimizin güzel bir hitabesini müteakib açıldı. Halkevinin büyük salonunu dolduran heveskâr san'atkârlarımızın eserleri zevkle seyredildi. Sergi on beş gün müddetle halka açık kalacaktır. Eserlerini teşhir eden zevat şunlardır: Hıkmet Dilmaç, Kâzım Denr'r Aslan, Evser Tutant, Kevser Çizer, Halil Gamsız, Besim Ozanla Bayan Saide Gölgeden ibarettir. kadrosu Belediye İktısad müdürlüğü kadrosu yirmi beşten on altıya indirilecektir. Kadro harici kalacak ücretli memurlardan bir kısmı şimdiden istifa etmişlerdir MÜTEFERRÎK Krup fabrikası müdürü şehrimizde Krup fabrikası müdürlerinden Yahu, Atılay denizaltı gemimizin denize inme îstanbulun süt işini tetkik eden mütehassıs heyet, dün de Ziraat Vekâlet merasiminde bulunmak üzere dün şeh Ziraat Enstitüsü sütçülük mütehassısı Lihtenberg'le Vekâlet Sütçülük bürosu rimize gelmiştir. mütehassısmdan ve Belediye İktısad, müdüründen mürekkeb olarak toplan Tasfiye edilecek kurum miştir. Şimdiye kadar yapılan tetkikat neticesi gözden geçirilmiş ve komis îzmir Üzüm kurumunun tasfiyesi münasib görülmüştür. Bu kurumun yerine yonun Belediye riyasetine yapacağı teklif raporunun hazırlanmasına baş Tarım kooperatiflerinin bir birlik vü lanmıştır. Komisyon süt işi hakkında bazı Avrupa memleketlerinde tatbik cude getirmeleri münasib görülmüştür edilen sistemleri de gözden geçirmiş.tir* Kurşehir (Hususî) Kırşehire tâbi Hacıbektaş nahıyesi, birçok kazalanmıza örnek olacak bir güzelliktedir. Burada belediye teşkilâtı da vardır. Belediye reisi İbrahim, bu güzel nahiyeyi daha ziyade süslemek için çalışmaktadır. Bu« rada güzel bir belediye binası, belediye bahçesi yapılmış, bu bahçeye Atatürkün güzel bir büstü dikilmiştir. Gönderdiğim. resim, Atatürkün büstünü göstermekte

Bu sayıdan diğer sayfalar: