25 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

25 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 25 Mayıs 1939 f Şehîr ve Memleket Haberleri ) Tarihî roman: 33 Yazan: Kadircan Kaflı Siyasî icmal Berlin muahedesi erlinde Hitlerin nezdinde Alman ve İtalyan Hariciye Nazırları tarafından imzalanan ittifak muahedesi yeni esas ve kararları ihtiva etmeyip iki büyük devlet arasında şimdiye kadar olup biten işleri tasrih ve tespit etmektedir. Evvelâ iki* devlet arasındaki müşterek hududun kat'î olduğu ahden tespit edilmiştir. Avusturyanın ilhakı zamanında Alman orduları Avusturyanın şimalî Tirol eyaletini sür'atle geçip de Paris sul'h muahedelerile İtalyaya bırakılan cenubî Tirol hududuna ve Brenner geçidine dayandıkları zaman Hitler Cermenlerle Lâtinler arasında tarihî olan bu sınırm bundan sonra dahi ilelebed Almanlarla Italyanlar arasında fâsıl hat olacağmı beyan etmişti. Bu sözler 200,000 Almanın yaşadığı ve ötedenberi Almanlığın mütemmim bir parçası sayılan cenubî Tirol'dan yeni Almanyanm kat'î surette feragat eylediğine sened olmuştu. Şimdi bu sened Berlin muahedesile tevsik edilmış o!uyor. Bu muahede ile Almanya, eski Avusturya Imparatorluğunun Akdenize mahreci olan Triyeste'den ve İsterya yanmadasındın ve şimdiki Alman hududile Adriyatik sahili arasmdaki dar araziden resmen vaz geçmiştir. Bu dar arazi eski Avusturya îtalya hududundaki «tzonzo» nehrile şimdiki Yugoslavyanın şimali garbî hududu arasında şimalden cenuba doğru uzanan bir koridordur. Almanlar denizden ancak seksen kilometre uzakta oldukları halde Adriyatik'e inmekten vaz geçmiş oluyorlar. Yeni muahede eski bir emrivâkii bu suretle tespit ettikten sonra Alman ve İtalyan halklarınm kendilerine hayatî sahalar temini için ayn ayrı değil yan yana ve birlikte çalışmayı tasmim ettiklerini kaydediyor. Bu mukaddemeden sonra muahedenin yedi maddesi geliyor. Birinci madde ile âkid iki devlet müşterek menfaatleri ve Avrupa ahvali hakkında yekdiğerile daima temasta bulunmayı taahhüd etmişlerdir. Bu kayıd, ittifak muahedesinin münhasıran Avrupa kıt'asına aid olduğunu anlatıyor. Japonya esbabı mucibesini de ilâve ederek Alman italyan ittifakına giremiyeceğini evvelce haber vermiş olduğundan ittifak muahedesi Avrupa işlerine hasredilmiştir. îkinci madde mucibince Almanyanın yahud Italyanın müşterek menfaatleri üçüncü bir devlet yahud devletler zümresi tarafından tehdid edildiği zaman, iki taraf birbirinin teşebbüsünü siyasî ve diplomatik cihetten derhal teyid edecektir. Bu madde ittifaka siyasî mahiyet vermektedir. Köylü elbisesinin yeni çeşidleri Köy kadınları için de elbise hazırlanıyor Ekmek, et ve su meselesi Belediyede yapılan dünkü toplantı Mahfiruzun ince sağlı sollu ve beyaz derisi üzerinde iki kırbac şakladı! Kendi kendine soruyordu: Acaba beni düşünen var mı? Şehzade Ahmedden bir haber yoktu. Canfeda kadın da onu aramıyordu. Eğer onlar isteseler kurtulmak ümidi hiç de zayıf değildi. Demek ki unutulmuştu. Oteki, yerinden fırladı: Bir arahk kendisini nemli taşlann üs Dosdoğru Valide Sultana gidiyo tüne bir külçe gibi bıraktılar; kımıldamarum. Anan baban müslüman da buralar dan duruyor; sonra birdenbire başını da ne anyorsun? Şimdi görürsün!.. doğrultuyordu. Bütün kızlar şimdi, iğrenir gibi, korkar Gene kendi kendine soruyordu: gibi, Mahfiruzdan uzakraşıyorlardı. Fakat işin içinde Mustafa Ağa da Genc kız şaşırmıştı. Dilnuvaz kadın var, mademki Şehzade Ahmede bağhdır; onu kolundan tutarak merdivene doğru onun sevdiklerini de koruması lâzımdır. çekti. Yavaş yavaş fakat sert bir sesle çı«îdam zamanında ben de bulunurum» kıştı: demesi niçindi? Onu son bir merhamet ol Aptal, ne yaptın? Sakın bir daha mak üzere daha az ıstırabla boğdurmak o sözü söyleme! Uyuz kedi gibi boğup için mi; yoksa son dakikada genc kıza bir atarlar! Sorulunca, yalandır, dersin. Ben iyilik yapmak için mi söyledi? bir taraftan Canfeda kadına haber salaKoca Hazinedar Ağanın başka işi kalyım!... madı da onu mu düşünecekti; Bir genc On dakika sonra iki iri hadımağası genc kızın bir geceyarısı iki zenci tarafından kızı, uçurur gibi, dosdoğru Valide Sultaboğularak denize atılması sarayda o kanın odasma götürdü. Safiye Sultan bağırdar basit, o kadar olagan birşeydi ki... dı: Birinin boğdurulduğunun farkına bile va Doğru söyle, sen nerelisin? Kimin rılmıyor, yahud onun yerine birkaç takızısın! Kaba Türk olduğunu sezmiştim nesi geliyordu. zaten!... Koridorlara, her günkü gibi, erkenden Mahfiruz inkâr etti.. Kızlarla Dilnu karanlık çöktü. Bir iki saat sonra ortahkvaz çağırıldı. Kızlar inkâr etmediler: Fa tan el ayak çekildi. kat Dilnuvaz kadın: Ölüm zamanı yaklaşıyordu. Mahfi O sırada yanlarında değildim; duy ruz saatin derinden gelen titrek ve tok madım! çahşlarını dikkatle dinliyor, sayıyordu. Dedi. Bu sesler duyulmasa büsbütün sıkılacak, Safiye Sultan fcızı göstererek hadım belki çıldıracaktı. Hiç olmazsa saat başağalarına emretti: larında geceyarısına nekadar kaldığını öğ Çıplak sırtma on kırbac vurun! reniyor, o zamana kadar bir kurtuluş çaBeyaz gövdesini soydular; yüzüstü resi bulunacağını ummaktan kendini ayatırdılar; iki halayık bacaklanna, iki ha lamıyordu. layık da kollanna oturdular. Hadımlar Bir arahk zindamn dışarısmda hafif bir iki tarafına geçtiler ve iki kırbac sağlı sol hışırtı, birinin yürümesine benziyen sesler lu o ince ve beyaz deri üzerinde şakladı. oldu. Küçük ve demir kafesli delikten Önce kızaran, sonra benek benek mor içeri bir el uzandı; bir ekmek parçası atlaşan çizgiler on taneyi bulunca kaldırdı tı, çekilip gitti. lar. Safiye Sultan ontın zindana atılmasıGene Dilnuvaz mı gelmişti? Demek nı, yiyecek verilmemesini emretti. ki Mahfiruzu düşünen vardı. O halde Mahfiruz asıl şimdi diri diri mezara a hayat için ümid beslemekte haksız şayıltılmıştı. Geceyarısına doğru boyundan mazdı. yukarıdaki küçük delikten bir el uzandı; Saat geceyansını vurdu. Bu seslerin ıslak bir bez ve bir parça ekmek uzattı. hepsi de, birer hançer gibi, hem de yavaş Mahfiruz bu bezin zeytinyağına bulan yavaş saplanan, saplandıktan sonra bümış olduğunu anlamakta gecikmedi; külüp kıvrılan bir ağızla, genc kızın kalgömleğini yukarıya doğru sıyırdı; derin bine saplanıyordu. derin sızlayan kırbac yaralarına sürerken, Merdivenden ayak sesleri geldi; dehuzaklaşan ayak seslerini dinledi: Bu, Dil lizlerin kıvrımlannda hafif fakat korkunc nuvaz kadındı. akisler yaparak yaklaştı; solgun bir ışık Mahfiruz iki gün sonra yeniden sorgu demir kafesli minimini pencereden içeriya çekildi, fakat gene istenilen cevablar ye, daracık zindamn ıslak ve örümcekli alınamadı. köşelerine vurdu. Safiye Sultan son sözünü söyledi: Kapı açıhnca Mahfiruz iki zenci gör Eğer yarın da doğruyu söylemez dü. İkisi de uzunca boylu, iri adamlarsen öleceksin! dı. Birinin elinde yağlı bir urgan vardı. Mahfiruz gene sözünden şaşmadı. Va Öteki de sol elinde bir fener, sağ elinde lide Sultan oradakilere çıkıştı: bir çuval tutuyordu; genc kızı iyice gö Abdürrezzak nerede? rebilmek için feneri kara külâhmın hizaİçlerinden biri hemen dışarı fırladı. sma kadar kaldırdı; dikkatle gözden geKızlarağasını aradı. Onun «Arz odası» n çirdi. da padişahın yanında olduğunu öğrenince (Arkasi vari Hazinedar Ağayı buldu. Onunla birlikte Valide Sultan dairesine döndü. Safiye Kontrplâk fabrikasında bir Sultan Mustafa Ağaya Mahfiruzu göskaza terdi: Eyübde Bahariye caddesindeki kontr B.u yılanı, bu gece... plâk fabrikasında amele Said, fabrika Sağ elini biraz uzatarak parmaklarile nm torna tezgâhmda çalışırken sol elini makineye kaptırarak bileğinden yara birşeyi sıkar gibi yaptı. lanmıştır. Başüstüne, sultanım.. Said, Cerrahpaşa hastanesine kaldmSafiye Sultan kapıda duran ve genc larak tedavi altına alınmıştır. kızı Jbrbacla dövdükleri sırada yuzlerıu Mahfiruz bu haberleri iyi karşılamıyordu. Şimdi kendisini namaza daha çok veriyor; nemli hasınn üstünde mümkün olduğu kadar uzun zaman diz çökerek dualar ediyordu. Öteki kızlar da ister istemez beş vakit namaza duruycrlardı. Fakat çoğunun ibadetleri görünüşten ibaretti. Dilnuvaz kalfadan korktuklan için yapıyorlardı. Hatta Mahfiruz bunlann aptes almadıklarını bile seziyor; girdikleri günahın büyüklüğü altında ezileceklerini düşünerek acıyordu. Bir gün kendini tutamadı. Aptessiz namaz kılanlardan birine: Ayol, çarpılırsın! Böyle etme! Dedi. Niçin çarpılacakmışım? Abdest almadan namaza duruyorsun! Nereden biliyorsun abdest almadığımı? Sana ne? Bilmez olur muyum, her saat beraberiz. Evvelki akşamdanberi abdest almadın işte. însan iki gün abdestli kalamaz ya. H e m birşey daha söyleyim mi, sen niçin ikindi namazım üç rekât kıldın? Kaç rekât kılacaktım ya, aptal! Sen ne bilirsin? Buraya daha dün geldin, şaşkaloz! Ne çabuk açıldın? Şehzade Ahmedin dairesine girip çıktım diye mi? Ben hünkâr yatağmda yattım da o kadar böbürlenmiyorum. Bir de ders verecek! Hah, hah, hah!... Paçavra!... Mahfiruz kızdı, kendisini tutamadı: Ben niçin bilmiyecekmişim! Daha dün öğrenmedim senin gibi... Müslüman olarak doğdum. Anam da müslüman, babam da... de vahşi hatların akisleri görülen iki zenSümerbank, köylü kadınları için de bir ciyi gösterdi: elbise tipi hazırlamaktadır. Bu tip ve ku Bunlar yapsınlar!... maş tesbit edilir cdilmez köylü kadın elbiseleri piyasaya çıkanlacaktır. Bu tipin bir Ben de bulunurum, sultanım... Mahfiruzun gözleri kararıyor; göğsü manto olması raukarrerdir. Erkek köylüler için elbiseden başka daralıyor; zorla ayakta durabiliyordu. çamaşırlar da hazırlanmıştır. Kayseri Ağzı biraz açıktı ve birşeyler söylemek, belki de bağırmak istediği halde yapamı fabrikasında hazırlatılan kumaşlardan yayordu. iki zenci onu iki tarafından tuttu pılan mintanlar 58 kuruşa mal olmuş ve lar, yürütmek istediler. Mahfiruz birden ayni fiatla Ankara ve İstanbulda satışa bire silkindi; Safiye Sultana son ve sert çıkarılmıştır. Bakırköy fabrikasında habir bakış arttıktan sonra' odadan çıktı; zırlanan kumaşlarla yapılan köylü tipi dolambach koridorlarda, koşar gibi, yürü don ve gömlek de 90 kuruşa satılacakhr. Köylü çorabları 12,5 kuruş, köylü dü. Eşiklerde, yarıaçık kapılarda, demir kasketi 3035 kuruş, köylü iskarpini 190 kafesli pencerelerde, köşebaşlarında birçok ve renk renk kızlar, kayıdsız gözlerle ve botları 290 kuruşa satılacaktır. Köylünün, giyeceğini kolayca alabil onun ardından bakıyorlar; çoğu dudak mesi için köylü elbiselerinin vilâyet mcr bükerek omuz silkiyorlardı. Nekadar genc kız bu saraya, bunun kezlerinden köylere gidecek kamyonlarla gibi girmişler; beslenmişler, süslenmişler, köylünün ayağma kadar götürülmesi şekli el üstünde tutulmuşlardı. Fakat sonunda tetkik olunmaktadır. işte böyle marsık suratlı, kayış bacaklı ve ŞEHÎR İSLERt akreb pençeli zenciler tarafından zindana Belediye Daire müdürü atılmışlar; geceyarısmdan sonra boğulup Belediye daire müdürü Abdurrahmabir çuval içinde ve zencilerden birinin sirtmda araba kapısından çıkarılmışlardı! nın hizmet müddeti otuz sekiz seneye baliğ olduğundan tekaüde sevkedil Sayısız kurbanlara bir kurban daha kamiştir. tılıyordu: Sormaya, acımaya ve çekeceği Belediye hissesine düşen ıstırabı düşünmeye değer mi? Mahfiruzu bir gece yattığı zindana yeniden attılar. Şehirde etin niçin pahalı Pahalılıkla mücadele için satıldığım anlamak kararlar alındı Dün Belediyede Reis muavini Lutfi kabil değil! Büyük Millet Meclisinin evvelki giinkü içtimamda bazı meb'uslar, İstanbulun su, et ve ekmek meselesine temas etmişlerdi. Su meselesinde, Belediyenin ca milere ve Darbhaneye Kırkçeşme suyu vermekte olduğundan bahsedilmiştir. Belediye Sular idaresi, Darbhaneye verilen Kırkçeşme suyunu kesmeğe kalkmış, fakat Darbhane müdiriyeti buna teşebbüs edildiği takdirde imalâtı tatil mecburiyetinde kalacağını beyan ettiğinden alâkadar Vekâletle muhabere cereyan etmek üzere Kırkçeşme suyunun kesilmesi tehir edilmiştir. Belediye, camilere Terkos suyu verilmesi için yapılacak tesisatın Evkaf tarafından yapılmasını istemiş, fakat Evkaf, itiraz etmiş, Devlet Şurasına akseden ihtilâf da Evkafm lehinde bir karara bağlanmıştır. Belediyenin, bütün cami şa dırvanlarına su verebilmesi için muazzam bir masrafa katlanması lâzım gelcnekte dir. Et meselesine gelince: Alâkadarlar etin pahalışmasına Mezbahanm sebcb olduğu hakkmdaki iddiaları varid görmemektedirler. Esasen geçen sene Belediye rüsumu tenzil edilmiştir. Bu yüzden geçen sene 1,100,000 lira olan Mezbaha varidatı bu sene 600,000 liraya düşmüştür. Belediye hayvan başından ancak 26 kuruş kadar bir resim almakta, buna mukabil etlerin soğukhava depolannda so ğutulması, temizlenmesi, kesilmesi, kesilen hayvanlann fennî şeraite uygun olması gibi hizmetler ifa etmektedir. Bu hususla ilgili olanların mütaleasına göre etin pahalılaşmasına Mezbaha haricindeki bazı teşekküller sebeb olmaktadırlar. Bunlar bu iş üzerinde bir nevi tröst vücude getirmişlerdir. Hatta bu tröstle son teşekkül eden Et Limited şirketi bile mücadele edememiştir. Aksoyun başkanhğında bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıya Belediye Iktısad ve Sıhhat müdürile kaymakamlar ve di ğer alâkadarlar iştirak etmişlerdir. Bu içtimada yaz münasebetile halkın gezinti mahallerinden ucuzca istifade edebilmeleri imkânı araştırılmıştır. Bu meyanda bilhassa tarifeler üzerinde dükkân sahiblerinin zararını intac etmiyecek şekilde tenzilât yapılması, pahalılıkla mücadele edilmesi, sayfiyelere işliyen nakil vasıtalarının ve bilhassa otobüs ücretlerinin ucuzlatılması gibi kararlar ve rilmiştir. Kaymakamlarla nahiye müdürleri bu haftadan itibaren her cumartesi ve pazar günleri mıntakalarındaki sayfiye mahallerini sıkı bir kontrola tâbi tutacaklar, tarifeleri fazla olanlan makul bir hadde indirmeğe davet edeceklerdir. MÜTEFERRIK Ismi değiştirilen istasyon Konyanın Ereğli kazasına b'ağlı Çayhan nahiyesinin ve istasyonunun adı Çamlık olarak değiştirilmiştir. Kolonyacılar memnun! Kolonya amilleri Inhisarlar idaresi nin piyasaya yeni bir kolonya çıkarmak üzere olduğunu duyunca telâşa düşmüşler ve ne yapacaklannı görüşmek üzere toplanmağa karar vermişlerdi. Dün yapılacak bu toplantıdan kolonyacılar sarfı nazar etmişlerdir. Buna sebeb, kolonyacılann înhisarm 80 derecelik kolonya smın litresinin 200 kuruşa satılacağını öğrenmeleridir. Halbuki kolonyacılar înhisarlar idaresinden litresini 90 kuruşa aldıklan ispirto ile yaptıklan kolonyayı 120 150 ve en iyisini 180 kuruşa satmaktadırlar. Kolonyacılar, înhisarm ispirto, kendisine altı kuruşa mal olur ken 200 kuruşa kolonya sattığını işitince telâşları memnuniyete münkalib ol muştur. zarar îstanbul halkına ucuz yedirmek ve kasablann ihtikânna mâni olmak maksadile geçen sene Et Limited namile bir şirket teşkil edilmişti. Bilâhare bu şirket tatili faaliyet etmiş ve Belediye hissesine de 46,000 liralık bir zarar hissesi isabet etmiştir. Şimdi şirket muame lâtı tasfiye edilmektedir. Belediye, tasfiye heyetine müracaat ederek şirketin bankadaki matlubatının kendisine devrini istemişse de buna kanunî imkân olmadığı anlaşılarak bu paranın başka bir kanunî şekle müracaat edilerek istirdadı için te^ebbüse girişilmiştir. Halk hamamlari Belediye, Kasımpaşa ile Balatta birer Diğer taraftan kasablar da şunları ilehalk hamamı açmak üzeredir. Buna ilâveten Zeyrekteki levazım ambarı da ri sürmektedirler: halk hamamı haline tahvü edilecektir. « Büyük Millet Meclisinde bir mebusun da söylediği gibi etin İstanbulda Balıkoazarında istimlâk pahalı oluşunun başlıca sebebi mezbaha edilecek dükkânlar ücretlerinin yüksekliği ve bir de BelediEminönünde, Eminönü hanmm istim yenin şimdiye kadar tuttuğu yanlış yollâki üzerine caddeye çıkan dükkânlann dur. arzettiği çirkin manzaranm izalesi için Mezbaha ücretleri evvelce re'sen 125 bu dükkânlann ayni renge boyanması kuruş alınırken şimdi canlı hayvandan kialâkadarlara bildirilmiştir. Belediye, Balıkpazarı istikametinde lo başına 100 para alınmaktadır. Bir iki dükkânın istimlâk muamelesini ik hayvanın eti canhsının tam yarısıdır, diyemal etmiş ve sahiblerine paralannı ver biliriz. Bianenaleyh mezbaha ücreti etten miştir. Diğer iki dükkânm istimlâk mu kiloda beş kuruştur. Yuvarlak hesab ahır amelesi de tekâmül etmiştir. İstimlâk ve buzhane ücretile beraber bir koyunun bedeli bugünlerde sahiblerine verile mezbaha ücreti tutarı asgarî 195 kuruşcektir. Balıkpazarında mesçid hizasmda on tur. Bu vasatî 125 kuruş kadar eder. Karabük fabrikasında tecrübe işletmesine başlanıyor dört dükkân daha istimlâk edilecektir. Bir de nakliye ücretinin pahalılığı Bunlara 116,526 lira verilecektir. Bun şaheserdir. Şirketin elinde bulunan nakdan maada Mısırçarşısı etrafındaki sekiz liye işi et pahalılığım haddi azamiye çıdükkân da yıkılacaktır. Bunlar için karır. Koyunlardan 25 kuruş, kuzudan de altmış bin lira tediye edilecektir. 15 kuruş ve sığırdan 180 kuruş nakliye Gürültü yapan esnaf ücreti alınmaktadır. cezalandırılıyor Ötedenberi halka et pahalılığım kasabEminönü kazasında otuz sekiz seyyar lann doğurduğu hissi verilmiştir. Halbuki esnaf saat sekizden evvel gürültü yap bizim aramızda rekabet vardır. Serbest tıklan için cezalandırılmışlardır. piyasada eti aza çoğa bakmadan satmağa mecburuz.» Denize düşen ihtiyar Ortaköyde Dereboyunda Ali Hocanm kahvesinde yatıp kalkan 78 yaşlannda Hüseyin adında bir ihtiyar, dün öğleden evvel güneşlemek üzere Üsküdar camii önünde rıhtıma oturmuştur. Fakat kuvvetli güneş karşısmda bir aralık uy~uklamağa başlıyan ihtiyar, muvazenesini kaybederek denize düşmüştür. Vak'ayı etraftan görenler, vaktinde yetişerek ihtiyar Hüseyni muhakkak bir ölümden kurtarmışlardır. Hüseyin, vakayı müteakıb imdadı sıhhî otomobilile Beyoğlu hastanesine kaldınlarak tedavi altına alınmıştır. Kaçak yolcu taşıyorlarmış Liman idaresi Marmara mmtakası dahilinde kabotaj kanununa aykın olarak yapılan bir yolcu kaçakçılığı işine el koymuştur. Geçen gece Hasır iskelesinden kalkan bir motörde yolcular bulunmuş ve bundan sonra gene bir geceyarısmdan sonra ikinci bir motörle de yolcu nakledildiği görülünce bir takım motörlerin vapur olmadığı günler yolcu nak lettikleri anlaşılmıştır. Buna mâni olmak üzere geceleri daimî kontrol şekli ihdas edilmiştir. Ekmek fabrikası işi ise bazı ekmekçilerin vezni noksan ve bozuk unla ekmek pişirerek halka satmakta olmalarından ortaya çıkmış, Belediye, ekmekçiler, matluba muvafık ekmek çıkarırsa fabrika \esisinden vazgeçerim dediği halde Şehir meclisi mümessilleri esasen ekmek yemekle hayatını idame eden fıkara halkın ekmekçilerin elinden kurtanlması için fabrikanın behemehal kurulmasını istemişlerdi. Filhakika bazı yerlerde rekabet yü zünden pek güzel ekmek imal edildiği halde rekabet olmıyan bazı mmtakalarda ise pek fena ekmek imal ve piyasaya sürülmektedir. Karabük demir ve çelik fabrikalan mızın ilk tecrübe işletmelerine yakmda kuvvei muharrike santralının tecrübe erile başlanmaktadır. Bu Secrübeler gelecek ay içinde de devam edecek ve Karabük demir ve çelik fabrikalan evvelce de yazdığımız gibi 1 ağustosta büyük merasimle işletmeye açılacaktır. Karabükte ilk olarak faaliyete geçe cek birinci yüksek fınnlar, kok ocakları, boru fabrikası ve bunlara aid diğer tesisattır. Üçüncü madde ittifaka ayni zamanîkinci yüksek fınn, çelikhane ve hadda askerî mahiyet vermektedir. Şöyle ki dehane ile birlikte faaliyete geçecektir. Fakat bunlann faaliyet tarihleri henüz Almanya ile İtalyadan biri üçüncü bir devletle harbe sürüklendiği takdirde öteki malum değildir. taraf harbe giren tarafa bütün hava, asHalk plâjı kerî ve bahrî kuvvetlerile muzaheret edeHaremle Salacak arasmdaki halk plâ cektir. jınm yapılmasına devam edilmektedir. Dördüncü madde mucibince iki laraf; Denizdeki taşlar temizlenmiş gibidir. üçüncü maddedeki ahval vukuunda asBir hafta sonra burası halka açılacaktır. Haremden Haydarpaşaya kadar olan kerî ve harb ikhsadiyatı sahalarında birbirine yapacaklan yardımların şekil ve kısımda da bazı tesisat yapılacaktır. mahiyet ve şümulünü tayin için müşGelibolu civarmda yeni bir terek daimî komisyonlar teşkil edeceklerşamandıra dir. Doğanaslan fenerile Gelibolu arasınHakikaten muahedenin imzasîm müda ve sahilden yedi gomine açıkta mağ teakıb Berlinde îtalya Umumî Erkânıruk Barbaros zırhlısınm üzerine bir şa harbiyesi Reisi General Porioni ile Almandıra konulmuştur. man orduları Başkumandanı General Sirkeci istasyonunda bir gişe Brauchitch 12 azalı daimî bir askerî komisyon teşkil etmişlerdir. açıldı Cumhuriyet Merkez Bankası, şehre Beşinci madde mucibince iki taraf birgelen ve gidenlere bir kolaylık olmak birine yardım ederek harbe girdikleri 2aüzere Sirkeci garında kambiyo muame man ileride ayn ayn mütareke yahud lâtı yapacak bir gişe açmıştır. musalâha akdetmemeyi taahhüd etmişADLİYEDE lerdir. Beraet etti Oktruva resmi verilmeksizin gümrükten çay geçirmek mevzulu bir dava, İstanbul Ağırceza mahkemesinde görül düğü sırada, Celâl ve daha bazı kimselerin bu işten muhakemesinde şahidlik eden bir genc aleyhine, evvelce gümrük müfettişliğine verdiği ifadeyi mahkemede değiştirmek suretile yalan yere şahidlikte bulunmaktan dava açılmıştı. Ayni mahkemede muhakeme edilen İzzet Moro isimli bu genc, sonradan müfettişlikte verdiği ilk ifadeye rücu etmişti. Mahkeme, dün akşam komisyoncu İzzet Moronun yalan yere şahidlikten beraetine ,karar verdiğini bildirmiştir. Altıncı madde îki tarafı da komşularile münasebetlerini menfaatlerinin icabına göre tanzim etmekte serbest bırakmaktadır. îmzası tarihinden itibaren mer'î olan ittifak muahedesinin müddeti kabili tecdid olarak on senedir. Yeni muahedeye Almanya geçen Umumî Harbdeki müttefiklerinden aldığı derslere göre her ihtimali düşünerek sarih kayıd koymuştur. Malumdur ki İtal,ya Almanyanm 33 senelik müttefiki olduğu halde Fransa, Rusya ve îngiltereye karşı yaptığı harbe girmekten imtina ederek evvelâ bitaraf kalmış ve sonra Almanya aleyhine dönmüştü. Muahedenin mukaddemesinde iki tarafın hayatî sahalar temini için bırleşmiş oldukları kaydedildiğine göre bu ittifak bugün mevcud hudud ve sahalarım müdafaaya mahsus olmayıp yeni sahalar tedarikine matuf bulunduğunu ispat ettiğinden yalnız tedafüî değildir. Berlin muahedesinin tahlilinden çıkan neticeleri yazdık. Doğuracağı avakıbı ya' km bir istikbal gösterecektir. C. H. PARTÎSÎNDE Parti kongresine gidecek murahhaslar Ankarada toplanacak olan Parti kongresine iştirak edecek vilâyet murah hasları cumartesi günü şehrimizden hareket edeceklerdir. Vilâyet murahhas lan, İbrahim Kemal, doktor Hayrullah, Naci Ali Moralı, Fayda Esendaldan mürekkebdir. Sarhoş şoförün yaptığı vak'a Florya Şenlik mahallesinden İstan bula doğru gelen Çorlu plâkalı Sadeddinin idaresindeki motosiklet, bir aralık önünde giden Mustafamn yük arabasma çarpmıştır. Çarpma neticesinde Mustafa ve Sa deddin başlarmdan yaralanmışlardır. Vak'ayı müteakib yapılan tahkikatta Sadeddinin vak'a esnasmda sarhoş olduğu tespit edilmiştir. Börekten zebirlenenler Küçükpazarda Hacıkadm mahallesinde oturan Zehra, Kantarcılarda börekçilik yapan Mehmedden bir miktar börek alarak Hayriye ve Yaşar admdaki iki çocuğile beraber yemiştir. Fakat biraz sonra her üçü de midele rinde ağnlar hissetmeğe ve zehirlenme alâimi göstermeğe başlamışlardır. Zehra ile çocukları Haseki hastanesine kaldınlarak tedavi altına alınmışlardır. Börekçi hakkında takibata baglanmıstır. KÜLTÜR t$LERl Maarif şurası Büyük Maarif şurasının temmuzun 18 inde toplanması takarrür etmiştir. Bu tarihe kadar mektebler tam tatil devresine girmiş, binaenaleyh kurultaya iştirak edecek muallimler serbest kalmış olacaklardır. Muharrem Feyzi TOGAYt

Bu sayıdan diğer sayfalar: