3 Temmuz 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

3 Temmuz 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Temmuz 1939 CUMHURÎYET lZMtR MEKTUBLARl Çocuklar Hangi sayfiye yerlerine götürülmelidirler ? Artık, bütün imtihanlar bitti. Sayfiyeye gitmek için yavrularınm vazife ve meşguliyetlerinin hitama ermesini bekleyen anneler, babalar faaliyete geçtiler. Sayfiyeye gidiliyor. Birçok aileler tanıyoruz ki sayfiyeye gitme masraf ve zahmetini sırf çocukları için ihtiyar ediyorlar. Çünkü ken dileri her gün işlerinin başma indiklerinden o açık havalı yerlerdcn pek istifade edemiyorlar. İyi ama, çocuklu aileler hangi sayf iye yerlerini tercih etmelidirler? Bu suale tek kelime ile cevab vermek şüphesiz kabil değildir. îstanbul gibi serin, mutedil iklimli ve cenuba, şimale karşı dinelmiş, dağlık ve deniz kenan muhtelif sayfiye yerleri bulunan bir şehirde herkes şuraya gitsin, herkes taşmsın demek hem cahilâne, hem de manasız birşey olur. Çünkü her çocuğun sıhhî vaziyeti, bünyesi ve manevî ihtiyacı onun gideceği sayfiye yerini tayin etmek için çok mühim birer âmildir. Deniz kenarı yerler, umumiyet itibarile çocuklar üzerinde âsabı yatıştırıcı, bünyeyi kuvvetlendirici bir tesir yapar. Adeta Ultra Violet şualar kadar faydahdır. Fakat Konjonktivit'i bulunan, fazla asabî olan, vücudünde zâfiyet şişkinliklcri bulunan çocuklara deniz iklimi yaramaz. Boğazdaki plâjlar ve deniz kenarile, soğuk şimal rüzgârlarına açık yerlerde daimî şekilde oturmak ve denize girmek, ciğerleri zayıf çocuklara menedilmelidir. Bilâkis cenuba nazır plâjlar, denizde durma ve güneş banyosu yapma müddetleri mutedil olmak üzere onlara şayanı tavsiyedir. Fakat fazla yürüyüş ile onları yormamak, sık sık istirahat eylemclerine dikkat etmek ve gündüzleri uyumalannı temin eylemek başlıca şartlardandır. Dağ havası kansız çocuklara, irsî vereme tutulmasından korkulan çocuklara, kızıldan ve sair çocuk hastahklarından yeni yeni kalkmış bulunanlara, fazla asabî olanlara çok iyidir. Hatta sıhhatleri ye Egede tahammül edilmez Adlî hedeflerimiz sıcaklar geldi çattı Şık bir gece tuvaleti neler olmalıdır ? Bugünkü şerait dahilinde münferid hâkim teşkilâtı kurmak lâzımdır Birkaç gün evvel Çubuk kazasına giden muhterem Adliye Vekilimizin, Ad liye dairesini teftiş ettiği sırada, kaza mahkemesinin yevmiye kırk beş davaya bakmakta olduğunu gördüklerine dair gazetelerimizde intişar eden beyanatlannı okuduk. Yeni Adliye Vekilimiz, henüz işe başlıyalı pek az bir müddet geçmiş olmasına rağmen, ilk teftişlerinde, senelerce aramızda çalışan, mütehassıs bir meslek adamı gibi, adlî ihtiyaclanmızdan pek mühim bir noktaya temas ederek, noksanımızı bulmuş olduklarını memnuni yetle kaydetmek lâzımdır. Filhakika adlî faaliyetimizin, arzu ettiğimiz kadar randıman vermemesinin en mühim sebeblerinden biri de yeni kanunlarımızın muvaffakiyetle tatbikını temin edecek teşkilâtımızın bulunma masmdan ileri geldiğini söylemek icab eder. Avrupa mahkemelerinin çalışma tarzını tetkik eden meslektaşlarımızca maum olduğu üzere, garb memleketleri mahkemelerinin, üzerinde çalıştıkları günlük iş adedi, fevkalâde haller, pek mühim istisnalar, haric olmak üzere yevmî on davayı geçmez. Halbuki bizim bir kaza mahkemesinde bile Adliye Veimizin bizzat müşahede ettikleri gibi yevmiye kırk beş davaya bakılmakta dır. Bu adedi aşağı yukan, hemen her mahkemede bulabiliriz. Hatta bazı mahkemelerde bu miktarın elli, altmış ve hatta yetmişe kadar çıktığını söyliyebiiriz. Şu adedi mesai saati üzerine tak sim edersek, beş veya on dakikada bir davanm tetkik edilmesi icab ettiği gö rülür ki, evvelâ buna maddî imkân bulmak çok müşkül bir iştir. İnsanın nor mal sâyi. buna muvaffak olamaz. Saniyen bir hâdisenin bu müddet» zarfında lmî tarzda ne anlatılmasma, ne de anlaşılmasma imkân bulunabilir. Iktısadcıar, sây, iktısaden müsmir ve devamlı, olabilmesi için normal bir şekilde sarfedilmesi lâzımdır, derler. Serbest sütun Bir kısım halk sayfiyelere gidiyor, geri kalanlar da plâjlara hücum ediyor fzmirin İnciraltı plâjlarından bir görünüş İztnir (Hususî) Yapışkan, arsız ve kesif bir sıcak, birdenbire Ege mıntakasmı bastırdı, en derin noktalara kadar saldırdı. Tutuşan kaldırımlardan tozlu ova yollarına, yeşil ağaclıklardan ve dere içle rinden sahillere kadar uzanan bu ağır, bu hareketsiz sıcaklık, aşağı yukan her kesi şaşırttı: Bir geldi, fakat pir geldi. Mıntakamıza zorla ve geç geldiğinin acısmı çıkarmak istiyormuş gibi, nefesleri tıkayacak bir tazyikle hüküm sürmeğe başladı.. Banyolar dolu.. Giyinmenin, sokağa mahsus telâkki ve âdabı, yavaş yavaş şeklini değiştirdi: Caketsiz gezenlerle caketlerini kollarına almış, bağrını açmış, buram buram erliyenler, gölgeye düşen yayakaldmmlarında ağır ve bitkin adımlarla dolaşı yorlar. Hararet derecesi, o kadar da yüksek değil: 32 34. Fakat sıcakta bir başkalık, bir rutubet yapışkanlığı var. Yağmurların, iklimi mizde de bazı tahavviiller yaptığına hiç şirphe etmemeli.. Uslu, hareketsiz denizin mavi sath<nda, yığınlarla baş dolaşıyor.. lzmir ve Ege de muhaceret günleri başjamak üzeredir. Daha şimdiden, vaktihali yeriııde olanlar, birbirine soruyorlar: Bu sene nereye gideceksiniz? Cevablar muhtelif: îstanbula, Bozdağa, Gölcüğe, Yamanlara, Çeşmeye, Aliağaya.. Bazıları da: Alnımızın karayazısı, diyorlar. Biz, sıcaklarla beraber îzmiri bekliyecegiz. Bozdağ ve Gölcük yaylası, Bozdağın seviyesi, korkunc virajlarla tırmanılan zirvelerinde, tabiatin hakikaten imtiyazl1 ve müstesna birer parçasıdır. Gölcük, bu zirvede, küçük tepelerin ortasında duran, güzel, beyaz bir gölün istnine izafetle tesmiye edilmiştir. Gölün içinde sandallar vardır, etrafında da köşkler, bir otel, yeşil ağachklar ve meyvalıklar.. Onu, bir akşam vakti, dağın Gölcüğe tırmanan son virajından ve tepelerin üstünden seyrettiğiniz zaman, gözlerinizin önünde resimle şiirin birleşmesinden doğan bir nefise canlanır.. Diyebilirim ki, Türkiyede bu kadar güzel yer yoktur. Bozdağ, Gölcüğü ihata eden dağların garb kısmında, uzun, bahçeli derelerin içinden varılan ve bir boğazdan, bol bol temiz rüzgârlar teneffüs eden ayn bir güzelliktir.. Fakat şunu da itiraf edeyim ki, buralarda hayat, bilhassa ev kiraları, epeyce pahalıdır. Otel, keza... Çeşmeye gelince; burası da yavaş yavaş şeklini değiştiriyor. Sahilin, plâja yakın en güzel kısımlarında yükselen yeni yeni binalar ve köşkler, zengin bir sınrfın Çeşme plâjlarından herkesten fazla istifade etmeğe başlad'.ğını göstermekte dir. Bu plâj, bir boydan bir boya uzanmakta ve deniz burada, rüzgârla bera ber, renkten renge girerek insanı şaşırt maktadır. Bu renkler daima canlı ve sarihtir. Bazan enginden sahile doğru yavaş yavaş indireceğiniz bakışlar, bir kavsi kute yaklaştırmağa ve adlî işlerimize sürat ve intizam vermeğe muvaffak olabiliriz Şimdi bu işi görebilmek için kâfi dere cede eleman mevcud mudur cihetini de düşünmek lâzımdır. Memleketin hukuk fakülteleri her sene bize adlî cihazımızı mükemmelen işletecek çok kıymetli gencler yetiştir mekte olduğunu büyük bir zevkle söy lemeliyız. Ancak bunları adliyemiz kendine mal edebilmesi için adlî ciha zımızm faaliyetini idarî tedbirlerle da ha ziyade cazib bir hale koymak da icab eder. zah karşısında imişsiniz gibi, size, mor, yeşil, tirşe, mavi ve bunlara yakm renkler gösterir.. Plâjlarm ötesinde oteller ve sıcak banyolar vardır. Oradan yükselen ses dalgalarını da dinliyecek olursanız, kesif bir ispanyolcanın alabıldığıne patırtı yaptığmı duyarsınız. Çünkü bu otel odaarının dörtte üçünü işgal edenler de Mu>evî vatandaşlardır. Yalnız burasını değil, hatta Ağamemnun ılıcalarını, hatta Güzelyalı banyo arını ve inciraltı plâjlarını.. Ağamemnun ılıcaları, sularınm kimyevî evsafı, içinde kurulduğu uzun, yemyeşil derenin güzelliğile, şöhretini yaymış, güzel bir müessesedir. Sahibi, İzmir Huiusî Muhasebesidir. Burası da, ayrılan tahsisatla modern bir şekle sokulmak üzeredir. Kaplıcalardan sahile doğru inen yol, sizi doğruca İnciraltı plâjına götürür. Arada yirmi dakikalık bir mesafe vardır. Tasavvura göre, kaplıca suları, borular vasıtasile plâja indirilecek ve plâja gelen halk da sıcak su banyosundan istifade edecektir. Şehir banyolarında, ailece tam bir gün geçirmek imkânı olmadığına ve her ailenin, Çeşme, Bozdağ, Gölcük gibi yerlere gitmesi de kolayhkla temin edilemiyeceğine göre, bu sene en ziyade rağbet görecek yer, Intiraltıdır. Eski sistem, deniz üstünde tahtadan çardak hissini veren banyolar, tamamile yıkılmış ve yıkılmaktadır. Bunlann yerinde, boydan boya uzanan, soyunma odaları, duş, banyo yerleri gayet muntazam bir vilâyet müessesesi yükselmektedir. İnşaatı 15 temmuzda tamamlanacaktır. Sahilde, büyük ve beton üzerine bir kazino da inşa edilmektedir. Bugün mevcud olan kazinolar ise, kırlarda tesadüf ettiğimiz, üstleri yaprak ve ağaclarla örtülü kahvehaneler gibidir. Ancak, bu yeni kazino ve banyolarda halkın istismar edilmemesi de lâzımdır. Maamafih Belediye ve Vilâyet bu ciheti de müştere ken kontrol edeceklerdir. *** Yazın gelmesi münasebetile, şehirde ve Karşıyaka kısmında, bir yığın kazino açılmıştır. Yalnız Atatürk caddesi üzerinde altı kazino vardır. Bunlardan en güzel ve zenginini, yeni Şehir kazinosu teşkil et mektedir. Karşıyakada da, sahil, Bostanlı ve Yamanlar mevkiinde beş kazino faaliyete geçmiştir. Sıcaklar tazyikını artırdıkça ve gece leri halk, sokaklara akm ertikçe, kazinoların sayısı da yükselmektedir.. Herhalde bu sene, hatırı sayılır bir sıcak gecireceğimiz anlaşıhyor. Maama • fih, şehirliler sıcaktan şikâyet ederlerken, geniş, zengin Ege ovalannda, binlerce toprak işçisi, derin bir sabır ve taham mülle, çalışmaktadırlar. Açık kahverengi muvareden yapılan bu akşam elbisesinin orijinalliği bilhassa dekoltesinin yapılışında ve tam bel ile onun biraz üst kısmına dolanan koyu kahverengi kadife çift kemerindedir. Genc kızların baş tuvaleferi Ciddiler, dikkatliler, ihmalkârlar, aceleciler, şıklar, sadeliği sevenler buradan kendilerine yaraşacak bir kuvafür tarzı seçebilirler 1 Dürriyenin * *• saçları sarı ve pek uzun değildir. Onun için «rüzgâr darbesi» ! biçiminde bir kuva Çjç*' fürü tercih etmekte \ . dir. Yegâne gayesi ^y uzunuzadıya saçlari\ le uğraşmamak olmasına rağmen pe > kâlâ düzgün bir baş tuvaletine sahibdir. Saçları güzelce taranarak sağdan ayrılmıştır. Kısa ve kahn bir kısım alnın b'bür tarafına ihmalkâr atılmşı gibi durmaktadır. Şakaklardaki ve ensedeki saç kısımları da kabarmışlardır. 2 Naciyenin boynu uzun ve ince, alnı kısaca, yanak kemikleri yuvarlaktır. Onun için büsbütün başka bir tarz baş tuvaletine ihtiyacı vardır. Saçları oldukça uzundur. Ensesine büyük ve san bukleler halinde düşmektedir. Sağ kulaktan itibaren uzanan bir taksim ve toplama çizgisi yandaki ve arkadaki saçlann, diğerlerinden daha kısa olan alm saçlarından tamamile ayrılmasmı temin etmektedir. Tepede ve şakakta olanlar başın üstünde güzel bir kadife fiyango ile bir araya getirilmiştir. ^ 3 Raife, ötekiler gibi fazla babayanilikten hoşlanmaz. Daima şık ve zarif görünmek ister. Binaenaleyh yana ve arkaya tesadüf eden saçlannın bir kısmınm uclarını içeriye doğru kmrarak serbest bırakmıştır. Onlar, boynun etrafını çerçevelemektedir. Bu şekil, moda mıdır, değil midir, ona ehemmiyet vermez. Üst kısımdaki saçlarını ise tam ortadan ayırmış, öndekileri içeriye doğru kıvırmış, geri kalanları aşağıya düz salıvermiştir. 4 Abidenin saç tuvaleti kısmen Raifeninkine benzemektedir. Fakat o, hafif dalgalı saçlarmın yan ve arka kısımlannı dışarıya doğru kıvırmışjır. Bunlan vücude getirmek için aksamdan onlara bir iki bigudi sarması kifayet etmiştir. Tepedeki iki sivri kısma rinde bulunan çocuklar da dağ havasınm sükunet verici tesirlerinden büyük istifade ederler. Anadolu tarafının cenub sahilleri gîbi düz, ovalık yerler de çabuk yorulan, çabuk hırslanan asabî çocuklara şayanı tavsiyedir. Neseli olunuz ? Aynanın karşısına geçip bir hüzünlü tavır alınız, bir de neş'eli vaziyet takmınız!. Göreceksiniz, arada en aşağı on yaş fark vardır. Hüzün ve keder insanı yaşlandırır, neş'e ise gencleştirir. Ten, onun sayesinde pembeleşir, bakış onun sayesinde parlar, yüz onun sayesinde buruşmaktan kendini meneder. Daima, gülünüz, tebessüm ediniz, etrafınızdakiler de sizden ibret alarak neş'elensin. Hiç şüphesiz, dünyadır bu, herkes gibi sizin de endişeniz, kederiniz vardır. Onu dostunuz, ahpabınız, akrabanızla paylaşarak hafifletmeğe çalışınız. Iddia ederim ki, içinizde birçok bedbinler, korku içinde yaşayanlar, istikbaline itimad edemiyenler var. Bunlar fena hülyalara kapılmış insanlardır. Vaziyetlerini akıl ve fikirlerile muhakeme ettikleri takdirde onlardan pekâlâ silkinip kendilerini kurtarabilirler. İşte size neş'eli ve mes'ud olmanın anahtarlarından biri!. Gözlerinizi göğe çevirerek bir düşününüz. Kocanız veya nişanlınızm muhabbet ve aşkını.. Çocuğunuza aid sevgi ve şefkatinizi.. thtiyar annenize olan merbutiyetinizi.. Derhal yaşamak zevkini tatmaya başlarsmız.. Evinizin işini veya herhangi bir vazifeyi yapıp bitirdiğiniz zaman bir ferahlık hisscdersiniz.. Hemen gülmeğe, tebessüm etmeğe koyulunuz. Yüzünüzün derhal değiştiğini, vücudünüzde gendik kanmın kaynamaya koyulduğunu farkedersiniz! Bu kaideyi biz her yerde tatbik edebiliriz. Görülüyor ki, mahkemelerimizgelince onları herbiri iyice taranmış ve de iş adedi, ilmî tetkik, işlerin süratla. birer kordelâ ile sıkıştınhp toplanmıştır. ntac edilebilmesine, güç vakit buluna , 5 Melihanın saç bilecek kadar çok yüklüdür. Halbuki hâkimlik, hür bir insanm malma, hürtuvaleti daha ciddî ve riyetine. hükmeden manevî mes'uliyetı ağır görünmektedir, fapek büyük, ağır bir iş, bir meslektir. kat esas itibarile NaBüyük bir feragatle mesleklerine, kalciyenin kuvafürünü anben bağlanmış olan, hâkimlerimizin, adırmaktadır. Yalnız odaleti bütün imanlarile tevzi edebilmenunkinden ayrılan nokleri için, evlerinde, istirahat zamanla tasışudur: Şakak ve annda bile vakitlerini çalışmaya tahsis Iın saçları ayrı ayn ettiklerini çok yakinen biliyoruz. bukleler tarzında üç Fikri çalışmalar, insanm mevcudiye kısma aynlmıştır. Bitini, en çok yoran, hırpahyan bir iştir. rinci, kabank bir şekilMaddî sây sarfedenlerle, fikrî mesai de yükselmiştir. Diğesarfeden insanlann çalışma tarzında bir ri basık ve geniş olarak kalmıştır. Geri fark vardır. Maddî sây sarfedenler. kenkalan kısım da ensede bir kordelâ ile disini biraz istirahate bıraktı mı, derhal eski kuvvetini temin eder. Hâkimleri toplanmıştır. mizin çalışmalannda sarfettikleri bü 6 Behicenin baş tuvaleti ilk na yük kuvvetten dolayı cidden çok yorulmakta olduklarını daima takdirle hatırzarda insana yeni bir lamak lâzımdır. kuvafür tarzi hissini Şu vaziyet karşısında, adlî cihazımızı vermez. Çünkü ötetekemmül ettirmek için, ihtiyaclanmızı denberi saçları kısa tetkik ederken hâkimlerimize ilmî tetve kıvırcıktır. Onun kiklere vakit ve imkân bırakacak adlî için isyankâr kısım teşkilâta ihtiyac olduğunu, bu teşkilâtıları iyice taramış ve mızı zengin memleketlerde olduğu gibi, parça parça taksim aynen vücude getirmeğe imkân bula etmiş; bu şekil o mazsak bile, hiç olmazsa bugünkü teş nun başmm üstünde orijinal bir bukle top kilâta bazı ilâveler yapılması suretile, lantısı husule getirmiştir. Diğer kısımlar tevsie, lüzum ve zaruret olduğunu ve ise serbest olarak, yuvarlak ve üzeri kü bizde mahkeme adedi çok az olduğunu, bilhassa işaret etmek icab eder. çük çiçeklerle bir tarakla bir araya getiBundan başka bugünkü mahkeme arilip tespit edilmiştir. dedi eski kanunlarımız zamanındaki ad6 Nahidenin lî teşkilâttan farksızdır. Halbuki yeni uküçük ve ince bir yüsul muhakememiz lâyiha ile iddia, ve zü vardır. Saçlannı müdafaa, sistemini kabul ettikten sonra epeyce uzatmış ve bir mahkemelerimizin okuma ve dosya tetyerde toplayıp rapkiki, işı çok artmıştır. Bunun içindir tetmeği de aklına geki, Avrupada mahkeme adedi bizden pek çok fazladır. Pek mükemmel ilmî esastirmemiştir. Derbelan ihtıva eden usulü muhakememiz der görünmek zahir ancak bu kanunun icab ettirdiği mah hoşuna gidiyor. îçeriye dogru hafif kıvrılmış ve tamamile keme adedi temin edildiği takdirde arzu ettiğimiz derece iyi tatbik edilebilir. Buserbest bırakılmış kısımlar omuzların üsnun için mahkemelerde günlük dava atüne oldukları gibi düşmüşlerdir. Eğer dedini azaltacak bir tedbir düşünmeğe orta yerde bir tarak da onları tutmasa mecburuz. büsbütün dağılacaklar ve tepedekilerin Bunu da kanunlannı aldığımız memucları da oraya raptedilmese tam bur leketlerin adlî cihazında olduğu gibi ya nunun üstüne düşecekler. mahkemelerde tahkikat hâkimi adedinı çoğaltmak, suretile her gün davaların •^ Islak kunduraların çabuk kuruma tahkikat, ve müçtemi heyetle, muhakelarını temin için sakın onları güneşe, ya~ me yapılmasma, imkân verecek esas ve hud soba, mangal, ve kalorifer yanlarına vesaiti temin etmek, ve yahut münfekoymaymız, mahvedersiniz. Kunduralar rid hâkim usulüne gitmek suretile, adl ancak gölge ve havadar bir yerde yirm teşkilâtımızın tevsi ve kuvvetlendiril mesine, kat'î bir zaruret vardır. dört saat bırakmakla rutubetlerini kaybeBinaenaleyh bugünün en mühim adl derler. ihtiyacı istatistikler üzerinde tetkika •^ Mutfak bacalarile soba borularının yaparak evvelâ işleri çok olduğu tahak raptedildiği bacalan her sene muntaza kuk eden mmtakalardaki mahkeme aman temizlettiriniz. Yazın sayfiyeye gi dedini arttırmak suretile dava adedin diyorsanız, sonbaharda evinize tekrar dön indirmek ve mahkemelerimizin mesai düğünüz zaman ocak, soba ve bacaların sini kolaylaştırmak lâzımdır. Bu suretle işleri normal bir kemiye iyi işleyip işlemediğini prova ediniz! Edremidde bir cinayet Edremid (Hususî) Bundan tahmi> nen 13 14 sene evvel Edremidın Hacr aslanlar köyünden Şakir adında b'ri Ed> remidin Mehmedalanı köyünden Alı a dında bir çocuğun babasmı öldürmüş • tür. Kaül Şakir 12 seneye mahkum ol muş, bundan iki ay evvel hapısanedeı çıkmıştır. Ölenin çocukları, Şakire, ken dilerine görünmemelerini birçok d?fa lar ihtar etmişlerse de Şakir aldırış et memiştir. Bunun üzerme babalanrnı intıkammı almak istiyen Ali ve ağabeyi si, Şakiri takıbe başlamışlardır. 28 hazi ran çarşamba günü Edremidin pazar olması dolayısile köyden gelen Şakiı Halkevı önünde Şahinin kahvesinde o tururken Ali kahveye girerek elinde öu lunan polis tabancasile 6 el ateş etmi; Şakiri cansız ve yanında oturmakta oiaı köy korucusunu da iki yerinden yara lamıstır Kaçmak istiyen katil Ali kah veden çıkarken Edremid belediyesi za bıta memurlarından Hacı tarafından tu tulmuş ve vak'a yerir.e yetişen polis< teslim edilmiştir. Munim Mustafa SELEK

Bu sayıdan diğer sayfalar: