24 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

24 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i; tlHHUBlIET Eylül 1939 KUçük hikâye Niçin gelmiyorsun? ÖLÜM Mülga Harbiye Nezareti Sıhhiye müfettişi albay merhum Hasan Tahsinin oğlu, bahriye kaymakamlığmdan mütekaid Bahaeddin Suherin damadı, İktısad Vekâleti İş dairesi reis muavini Kenıalin, mütekaid emniyet âmirlerinden Sadullah Yeğinin kaymbiraderleri, Anadolu Sıgorta şirketı 2 nci müdürü Kemal Suherin eniştesi, Türkiye îş Bankası A. Ş. İstanbul şubesi hukuk müşavirlik servis şefi ve Beden Terbiyesi umum müdürlüğü İstanbul bölgesi asbaşkam avukat Fethi Tahsin Başaran vefat et miştir. Cenazesi yarınki pazartesi günü saat 11 de Kadıköyünde Bahariye cad desindeki 92 numaralı ikametgâhından kaldın!arak Osmanağa camiinde namazı kılmdıktan sonra Karacaahmeddeki aile m?kberesine defnedilecektir. Sinetna tekniğinin en son harikası KIRALIK Türbede Belediye karşısmda 19 numaralı Sinanağa dairelerinde her türlü konfor, iki bahçeli ve geniş nezaretli. EGE TÎYATROSU Nuri Genc ve arkadaşlan 24 eylul pazar gündüz Üsküdar înşirah bahçesinde (İDAM MAHKÛMU) Akşamı Yenişehirde (Yıkılan Yuva) RADVO aksamki program j Türkiye Radyodlfüzyon DALGA ÜZUNLUĞU 1639 m. 183 T. A. Q. 19,74 m. 15195 T. A. P. 31,70 m. 9465 Postaları Baki SUha Feride, nihayet günlerdenberi beklediği mektubu almıstı. Zarfı elleri titreye titreye açtı, mutfakta akşam yemeğini hazırlayan annesine sofadan seslendi: Anne, anne Nüzhetten mektub var 1 Genc kız kendinden üç yaş büyük olan ağabeysinin Mısırdan gönderdiği pembe bir kâğıda yazılmış mektubu annesine, içini çeke çeke okumağa başladı: «Sevgili anneciğim, Tam yirmi be? gündenberi mektub yazmakta gösterdiğim ihmali affedin. Mısır, dünyanın en güze! vc en yaşamağa müsaid olan bir yeri. Film çevirmek için beni angaje eden ş>rket, üzerime oldukça ağır işler yükledi. Nil boyunda tarif olunmaz şiirli günler yaşadık. Çöl gecelerinı size nasıl anlatayım... Küçükken ancak rüyalarımda gördüğüm bu esrarengiz ve bize yabancı olaii yerlerde yaşayan insanlar, hakikafpn mes'uddurlar. Mısıra vardıktan üç gün sonra Nermin hastalandı. Birkaç gün sıtmaya benzer titremeler ve ateşler içinde yattı. Kendisine gösterdiğim ihtimamı elbet size yazacak. Kocasından hâlâ mektub alamadığı için hayli üzüntü çekiyor. Bu hususta ne kadar hakIı olduğunu tahmin edemem. Ancak, son günlerde bana karşı takmdığı zalim ve kayıdsız tavırlanm asla affedemiyorum. Mahud filim şirketine sanki büyük bir arzu ile bağlandığımı zannederek, kendisine karşı gösterdiğim yakınhğı, şefkati, daha doğrusu merhameti nazan itibara almıyor. Bence bunun tek sebebi var: Tahminime göre, Feride kendisine olduk^a ağır bir mektub yazmış. Bir karde^in bu kadar kıskanc ve zalim olacağını aklıma bile getirmezdim. Bu mektubu sakın Ferideye gösterm?vin; kendisinde hasıl olacak kanaatler beni ebediyen affettirmiyebilir. Onun ne kadar kıskanc ve haris olduğunu tekrar etmeye biitnem lüzum var mı? Nermini bu kadar kıskanmasına sebeb bulamıyorum. Kendisine mektub yazmıyacağım. Siz de bu hususta hiçbir şey söylemeyin. Hepinize saygılarımı yollarım. Nüzhel» Feride, mektubu gene elleri titreye titreye zarfa yerleştirdi. Annesi hiçbir şey anlamamış gibi: îlâhi Nüzhet! Ne demek istiyor acaba? diyerek yarı şaşkın, yarı sevincli mutfağa geçti. mak istidadını gösteren bu güzel, fakat hain kızın saçlarını yolacaktı. Nermin bir aydanberi hazırlanmakta olan «Çöl geceleri» adındaki filimde Nüzhetin partöncri olarak çahşıyordu. Kocası İstanbulda kendi kurduğu «Vedad» tiyatrosile meşguldü. Genc karısmm Mısırda Nüzhetle birlikte geçirdiği şiirli günleri tahmin edebilecek kadar zeki idi. Öfke ve sevinclerini hiçbir taşkmhk göstermeksizin idare etmeğe çalışıyor, genc karısının meşhur bir yıldız olması için elinden gelen her fedakârhğı yapıyordu. Nerminin muhakkak kendisini sevmesi mi lâzımdı? Vakit vakit, kendi kendine sorduğu bu suale: «Ne münasebeth> cevabını verebiliyordu. Genc ve güzel bir kadının sahne hayatına atıldıktan sonra, kendi âleminde bir avantür yaratması muhakkaktı. Hele bir artist kalbi için sevgide an meselesi mevzuu bahsti. Bu itibarla Nerminin her hareketini affediyor, hatta bazan öfke yerine sevinc duyabi'ıyordu. Fakat Nerminin ruhunda Vedadmkinin aksine olarak kuvvetli bir kıskanclık hiiküm sürüyordu. Mısırda Nüzhetle beraber yaşadığı günlerde, vakit vakit kalbmc bir bıçak gibi saplanan korkunc vehimler geçiriyordu. Feridenin en ufak bir firsatı bile kaybetmiyecek kadar hain olduğunu biliyordu. Kocasından hayli zamandır mektub da alamamıştı. Her geçen gün, vehimlerine bir az daha korku ve endişe ilâve ediyordu. Feridenin kıskanchğı yüzünden başına gelen kötülükleri düşündükçe buhranlar geçiriyordu. Nihayet anî bir düşünce ile oldukça tehlikeli bir oyuna girdi; ve Ferideye şu mektubu yolladı: İstanbulda ilk defa olarak A. B. C. ve Paris radyosundan P A R K O T E L İ N D E Kcs. 120 Kw Kcs. 20 Kw Kcs. 20 Kw QUARTETT MIDA'si Mutlaka gidlp dinleylnlz. Uçan Adamlar Diyarında BAY ÇETİN ALKAZAR En PEK YAKINDA GABY MORLAY VICTOR FRANCEN JEAN PERIER JEAN GALLAND JEAN D'yo ANDRE ROANNE JACQUES BAUMER PIERRERICHARD VILM TAKSİMSineması Geçen gün Iraeslne başlanan ve bllâ Istisna herkes tarafından takdirlerle beğenllen: büyük muvaffakiyet ve muzafferiyet pıogramt . (ingiliz Fransız itilâfı) TAR1HÎ ESERDE Anlaşma Kraliçe Viktorya Yedinci Edvard Cumhur Reisi Loubet Lord Kıtchener Joe Chamberlain Lord Balfour Clemenceau Yüzbaşı Roussel Haftanın en güzel filmi SabırsızJıkla beklenen ve lâyık olduğu muvaffakiyeti kazanan filim «Feride, ÜMİD ŞARKISI ( Neşideî Emel ) GLARK GABLE MIRNA LOY'un Yarattıkları ve günün kahramanlan mertebesice çıktıklan Feride anlaşılmaz bir haleti ruhiyeye sâhibdi. Bazan b«r çocuk kadar korkak ve çekingen, bazan da akla hayale geltnjyecek derecede kurnaz ve zalimdi. Nermini küçüktenberi kıskanıyordu. Teyzesinin bu güzel, nahif ve hayalî kızının Vedad gibi meşhur ve genc bir aktörle evlenmesine tahammül edemiyordu. Her ikisi de Amerikan kolejinde okurlarken Vedad, henüz yirmi beş yaşlarında yakışıklı bir türkçe hocası idi. Ve Nermini genc muallime, ilk defa Feride takdim etmişti. Mekteb sırlarında başlayan bu kıskanclık, Ferideyi çıldırtacak bir raddeye kadar yükselmişti. Nermin sessiz ve daima masum görünen tavırlarile, Vedadla olan alâkasını gizli tutuyor, Feridenin hiçbir suretle çılgınlık göstermesine meydan vermiyordu. Feride henüz bekârdı. Yaşı yirmi beşi geçtiği halde bir çocuk kadar hırçın ve serazad arzulanmn esiri idi. Nüzhetin Nerminle yaşadığı güzel yunlar... Bir yan uyku halinde idi. TeNermin» günleri adım adım takib ediyor ve zaTelâş ve asabiyet yaratmak için uydu lâşla kapının çalındığmı duyar gibi oldu. vallı kızın temiz sevgi ve hayranlık hu rulan bu mektub, sanki bir hissikablelvu Ağır ağır merdivenlerden inip kapıyı açdudlarını aşmıyan hislerini adi bir silâh kuun cevabı imiş gibi Feridede ve Vetı; boş ve karanlık sokakta kimsecikler olarak kullanmağa çahşıyordu. Nüzhe dadda hiçbir teess'ir uyandırmadı. Ve bu yoktu. tin son yolladığı mektub, Feridenin Ner sürprizi bir hakikat olarak kabul ettiler. Nermin! Nermin! Niçin gelmiyormine gönderdiği tehdid mektubunun bir Genc aktör, eskiden Nermin için kabili sun? diye bağırdı. cevabı idi. Feride, Vedad gibi kuvvetli af gördüğü hareketleri hazmedememekîe Tenha sokakta in cin yoktu. Yalnız acı bir aşk ve macera adamını elinden alan bu beraber Feride ile evlenmek karannı ver bir sonbahar rüzgân uğuldayordu. Kapıyı kızın şimdi Mısırda ağabeysile mes'ud di. Ve bunun için bir geceyarısından son hızla kapayarak koşa koşa odasına çıktı. günler geçirmesıne asla tahammül edemi ra, Ferideye uzun ve oldukça düşündü Ve hıçkırıklar içinde karyolasına yüzükoyordu. Elinden gelse Mısıra kadar gide rücü bir mektub yazmağa başladı. So yun uzandı. cek ve günden güne kuvvetli bir artist ol caklardan elayak cekildikten sonra gece Bu mektubu hem korku ve hem sevinc TUrkçe SözlU içinde yazıyorum. İlk defa hiç ümid etArabca Şarkılı mediğin bir haber vereyim: Kardeşinle evlendik! Buna hir şaşma. Esrarengiz güMüstesna mevzulu aşk ve heyecan zelliklerile ruhlarımıza umulmadık aşk filminde Şarkın yegâne ses Kraliduygulan dolduran Mısır, bizi biribirimizçesi bülbüller bülbülü den uzak ve küskün yaşatamazdı! Vcdadla nikâhlı olmadığımı biliyorsun. Dün kendisine bir mektub yazarak artık alâKıvrak, lâhutl ve llâhî sesl kamızın kesildığini bildirdim. Bana karşı gösterdiği ihmali anlatmağa bilmem lüzum var mı? Artık tahammül edilmez bir Vâsi salonunu çınlattı hayattan, şiirli ve oldukça mes'ud bir âleBugün 11 ve 1 de tenzilâtlı me çıktım. Bu yeni dünyaya beni kavuşturan Nüzhete şu anda hayatımı verebibalk matineleri lirim. «Çöl geceleri» filmi hayatımın döSeanslar 11 1 2.30 4.30 6 ve 9 da nüm noktası oldu. Büyük bir ümidsizlik Geri dönmemek ve yer bulmak içinde geldiğim Mısırdan, hayatı ve yaiçin loca ve hususî mevkileri şamağı seven bir ruhla aynlacağım. Karevvelden aldınnız. • deşine lâyık bir arkadaş olmadığımı biüTelefon: 43191 yorum. Fakat sevişen kalbler için içtimaî kayıdların ne hükmü olabilir? Artık bizim için İstanbula dönmek belki mümkün oi nin bu ıssız saatinde karyolasının üstünde mıyacaktır. Günlerdenberi kapıldığımız asılı duran Nerminin mayo ile Suadiyede akıntıya tâbi olarak diyar diyar dolaşa çekilmiş, yarı mütebessim resmine dalıyorcağız. Vedad, hayatı olduğu gibi kabui du. Bir an kendi kendine konuştu. Geeden bir insandır. Ve günün her saatinde celeri tiyatroda çok yoruluyor ve bu yorbaşka insan olmağı bilir. Onu kuvvetli bir gunluğunu gidermek için de fırsat ve zasevgi ile kendime bağlayamadımsa ka man bulamıyordu. Bir aralık konsolun üsbahat bende mi? Ne yapalım irademiz, tündeki paslı aynaya daldı. Gözlerinin alarzu ve isteklenmize hükmediyor. Zaten tı kararmış ve dudaklan solmuştu. Mekbütün kanaat ve imanlarımız arzu ve istubu bir türlü bitiremiyordu. Kapının yateklerimizin çizdiği grafiğe tâbi olmuyor nındaki divana uzandı. Tenha bir köye mu? «Çöl geceleri» bitmek üzere, bura çekilip, saf ruhlu köylülerle yaşamak isdan Hindistana gideceğiz, gözlerinden ö tiyordu. Güzel bir dağa yaslanan bir perim. köy... Ormanlar, dereler, ovalar ve ko HARB MUHABİRİ c Fransızca sözlü şaheserl bu haffta mutlaka 12,30 Program ve memleket saat ayan 12,35 Türk müziği (Tuna edebiya « tından nümuneler), Mes'ud Cemil idaresinde halk türküleri 13 Memlekei saat ayan, ajans ve meteoroloji haberleri 13,15 Müzik (küçük orkestra: Şef Necib Aşkm) 14,15 14,30 Müzik (dans. rnüziği) . 18,30 Program ve memleket saat ayarı 18,35 Müzik (pazar çayı Pl.) 19,05 Çocuk saati 19,35 Türk müziği ((fasıl heyeti) 20,10 Müzik (dans müziği Pl.) 20,30 Memleket saat ayarı. ajans ve meteoroloji haberleri 20,45 Türk müziği (yeni şarkılar Halk türküleri), Okuyanlar: Radife Neydik, Melek Tokgöz. Çalanlar: Vecihe Daryal, Ruşen Kam, Reşad Erer. 1 Yesari Asım Hüzzam şarkı: (Sevdalı elâ gözlerinin vurgunu oldum). 2 Yesari Asım Hüzzam şarkı: (Sahile pek yakın bir yuva kurdum). 3 Sadeddin Kay nak Hüseynî şarkı: (Kara bulutları kaldır aradan). 4 Ruşen Kam: Kemençe taksmi. 5 Sadeddin Kaynak Hicaz türküsü: (Elâ gözlerine kurban olduğum). 6 Halk türküsü: (Ay doğdu batmadı mı). 7 Acem Aşiran peşrevi. 8 Faize Acem aşiran şarkı: (Kime halim dıyeyim). 9 Cevdet Çağla Şefkefza şarkı: (Hicran gibi âlemde). 10 Udî Mchmed Muhayyer şarkı: (Kamma kaynak olsan). 21,30 Müzik (Riya seticumhur bandosu), Şef: İhsan Küncer 22,20 Müzik (cazband Pl.) 22,4523 Son ajan.:. haberleri ve yannki program. EVLENME S A R A Y sinemasında götünüz. Bugün saat 11 ve 1 de tenzilâtlı matineler. ÜMMÜ GULSUM'ün Taksim sinemasının (Tom Savyer'in müthiş maceraları) Kaçak Korsanlar c Hali hazır ve ateşin vakayii musavver orijinal eseri görmek istiyen sinema meraklılarile dolacak ve Umumî murakabe heyeti reisi Cavid Ekinin kardeşi Muaddil ile genc hukukçularımızdan Kemal Türkoğlunun ni • kâhlan 23/9/939 cumartesi günü aile dostlanmn huzurile Beyoğlu Evlenme memurluğunda icra ve tes'id olunmutur. MEVLİD SÜMER Bug SİNEMASI Un Mireille Balin ve Erich Von Stroheim gibi iki dehakâr artist tarafından yaratılan Genelkurmay sıhhat müfettişlığinden mütekaid Tümgeneral merhum doktor Avni Sanalın eylulün 28 inci perşembe günü öğle namazından sonra Beyazıd camiinde Mevlidi okunacaktır. Akraba ve ehibbasını ve ihvanı dini ve Türk Hekimleri Dostİuk ve Yardım cemiyeti azayı muhteremesini davet ederim. Refikası Hulkiye Sanal HUDUDLAR Bugün Müstesna filmi candan alkışhyacaklardtr. llâveten: Ekler J u r n a l son dünya havadısleri. Bugün saat 11 ve 1 de tenzilâltı matineler. (Silâh başına) TEHLIKEDE TÎYATROSU Bu gece Büyükdere aile tiyatrosunda SAÇJLARINDAN UTAN Vodvil 4 perde RAŞÎD RIZA E. SADÎ TEK Sinemasında ELEK Yalancılar Şahı FREDERIC MARCH CAROLE LOMBARD Emsalsiz derecede gülünc sahnelerle renkli ve Fransızca sözlu şaheser Buglin saat 11 ve 1 de terzllâflı matineler Her Baki SOHA ilâveten Metro Jurnal ve Miki, bugün saat 11 ve i de tenzilâtlı halk matineleri BETTE DAViS DAMGALI KADINLAR gün başkaiarının ihtiraslarına kurban olan yüzlerce genc kızlann hayat ve ıstırablannı canlandıran istanbulda ilk defa senenin en muazzam filmi Bugün LALE'de Şimdiye kadar böyle yüksek bir filim yaratamadı. Sinemacılık âlemi bu kadar hakikî bir hayat yaşatamadı. Edebî roman : 2 9 Yazan : Peride Celâl Derhal aklına, Nurun da oldukça zen Yarın nereye gidecekler? diye sorgin bir ailenin kızı olduğu gelmişti. Yok du. sa hakikaten mesele bu muydu ? Bu adam Müşfik gülümsedi: Nura da, bir zamanlar, bütün o hara Yoksa takib etmeğe mi kalkacakretli âşık rollerini, kızı pençesine düşür sın? ınek, parasından istifade etmek için mi Yok canım, ne münasebet! yapmıştı? Müşfik, kurnaz kurnaz başını sallıyordu: Müşfik devam ediyordu: Sonra, Mehmed Münifin şöhreti de Beni atlatıyorsun Galib... Senin bu malum. Kadınlar pervane gibi etrafın adamla niçin bu kadar alâkadar olduğuda. Ne yalan söyliyeyim, kadınların da nu zaten bir türlü anlıyamadım gitti. hakkı yok değil. Mehmed güzel adam Galib doğrulmuş, ona doğru uzanmışdoğrusu. Bu işi kolayca becereceği, kızı, tı: elini uzatsa alabileceği de su götürmez Bak, dinle, dostum, dedi. Sana habir hakikat. Hatta birçokları onların ne kikati olduğu gibi söyliyeceğim. Söyliyeden nişanlanmadıklanna, izdivac karan ceğim şeyin yalnız ikimizin arasında kanın neden açığa vurulmadığma hayTetteler. lacağına da eminim: Bu Mehmed MüHer halde kızla oğlan iyice anlaşmış ola nife âşık bir kız var. Şimdi meseleyi ancaklar. Gönül eğlendirmek için izdivacı lıyor musun? da uzatıyorlar. Zaten her gün beraberMüşfik derhal otnrduğu yere yayılıler. Her gün bir yere gidiyor, su gibi vermişti: para yiyorlar. Meselâ yarın... O, dedi, şöyle söylesene!.. Kız. Galib, merakla yerinde doğrulmuştu: Mehmed Münifi kıskanıyor, senin vası Kâfi, kâfi, dedi. Haydi biraz dı gezintisi yapar mısınız diye soracaktım, nun aleyhiatre nCT ne söylense yalan» dilanla da onun hayatını takib ediyor, öyle mi? şan çıkalım. Beraber yemek yerizs sonra dedi, biraz hava almış olurduk. yordu. Hakikati kendi gözile görmesi lâda istersek bir bahçeye gider otururuz. Telefonda kısa bir sessizlik oldu, son zımdı. Sevdiği adamı Mısırlı kızla göre Anladığm gibi... rek ondan soğuyacaktı. Müşfik hiddetle yumruğunu oturduğu Kulübe de uğrasak olur. Hava da ne sı ra genc kız, tutuk bir sesle: cak... Sen bizim Reşadı gördün mü? Ev Kabul, dedi, teşekkür ederim. Ya Galib Müşfiğin yamna girdiği zaman. koltuğun direğine vuruyordu: onu ayakta buldu. Fakat, ne kızıyorum azizim! Şu lenmiş... Sarışın bir kızla. Oldukça so rın sizi bekliyeceğim. budala, serseri herife âşık olmıyan kadın ğuk bir kadın. Halbuki Reşad ne cana Galib telefonu kapadığı zaman bir an Nerede kaldın? diyordu. yok. Sen ona bak; sen o kızcağıza, her yakın bir çocuktur. hareketsiz kaldı. Demin arkadaşının söy Biraz işim vardı... diye cevab verkimse, söyle, bu adamdan ona hayır gelArtık durmadan konuşuyor, bir taraf lediği sözleri düşünüyordu. Müşfik, Mı di. Ve şapkasım alarak: mez. tan da elbise değiştirmek için soyunuyor sırh kızla Mehmed Münifin birleşmesi Haydi... diye yürüdü. nin kat'î olduğunu söylemişti. Böyle olGalibin dudaklarında müstehzi bir te du. Sokak kapısmdan çıkacakları sırada, Müşfik ise, sesini çıkarmadan, Hüse duğuna göre, onlan takib etmek, hayatbessüm belirmişti: Müşfik, birdenbire onun kolunu tutmuş Aşkın gözü kördür derler, dedi. yin Efendinin getirdiği kahvesini sakin larına karışmak, manasız bir hareket de tu. Zeki pırıltılarla tutuşan gözlerini ğil miydi? Birdenbire Nurun sesi kulakNeyse, sen şimdi onu bırak da şunu söy ?akin içiyordu. genc adamın gözlerine dikerek yavaşça Gaiib saçını tararken birdenbire dur larında çınladı. Mehmed Münif için: İe: Mehmed Münif yarın Mısırh kızla fısıldadı: du. Müşfiğe dönerek: «Onsuz yapamam» demişti ve bu sözü, nerede buluşacak ve nereye gidecek? Şahende Hanımdan yeni haber yok kaç kere tekrar etmişti. Peki, şimdi bu ka Bekle, şimdi geliyorum... Müşfik, şüphe ile genc adamı süzümu? Dedi. Dışan çıktı. Kapıyı iyice kapa car seven bir insana: «Bu adam seni de yordu: Galib somurttu, omuzlannı silkti: Amma da ince soruyorsun! Sakın dı ve doğru, çalışma odasına girdi. Der belki paran için istiyordu, fakat bu deniz ' Garib kadın! Nihayet şu olacak: kız peşlerinden gidip Mısırh kızla Meh hal telefonun başına geçti. Nurun eniş vak'asından sonra senden soğııdu ve bir Beni apartımandan kaçmaya, yani cıkmed Münifin saçını başını yolmaya kalk tesi dişçi Hasan Beyin evini buldu. îyi başka paralı kız bulunca seni büsbütün maya mecbur edecek... Sabnmı tüketimasın... Dur, dur, hiddetlenme, herşeyi bir tesadüf olarak karşısına Nur çıkmış unuttu. Öbür kızla evlenecek, gel bu yor, dedi. söyliyeceğim: Kızın evinde buluşacaklar, tı. Gen kız onun sesini tanıyınca sevindi: sevdadan vaz geç...» demek kabil miydi? Sözünü bitirince kapıyı açtı. Fakat dı a Bunu söylemek, kızın düşmanhğım ka Ne haber? diyordu. Epeydir beni yalnız, nereye gideceklerini bilmiyorum. zanmak demekti. Hem belki Nur, «Beni şarı iki üç adım atınca birdenbire gözleri İşe yarayacak bir malumat daha vereyim unuttunuz; darıldım doğrusu... Yanmda başkaları olduğunu, Galib, Mehmed Müniften soğutmaya çalışıyor» havretle büyüyerek olduğu yerde taş gibi mi? Kızın, spor otomobili var; kırmızı bir otomobil. Sabah gideceklerini sanı onun ihtiyatlı konuşmasından anladı. Ha gibi birtakım garib şüphelere düşebilirdi. kaldı: Karşısmda Şahende Hanım duruBuna da lüzum yoktu. Hem kız, bu yordu. tırını sorduktan sonra: yorum. İArkası var) Yarın benimle şöyle bir otomobil Mehmed Münif e Öyle inanmıştı ki: «OGalib ayağa kalkmıştı:

Bu sayıdan diğer sayfalar: