7 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

7 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Birmciteşrin 1939 Keman hocası YAYLA apartımanı N. Tapman Nışantaşı, Valikonağı caddesl Sicak ve soğuk su, kalorifer, elektrik, havagazi RAŞ1D RIZA E. SADİ TEK TÎYATROSU 9 birinciteşrin pazartesi akşamı Üsküdar Hâlede (Üvey Baba) R A D VO aksamki program J Türklye Radyodlfüzyon Postalan DALGA ÜZUNLÜGÜ 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 1519S Kcs. 20 Kw. T. A P. 31.70 m9465 Kcs. 20 Kw. 13,30 program ve memleket saat ayarı 13,35 ajans ve meteoroloii haberleri 13,50 Türk müziğ^: Çalanltr: Vecihe, Ruşen Kam. Cevdet Kozan. Okayan: 1 Muzafer İlkar. a Peşrev. b Kaptanzade Ali Bıza: Şarkı (Leyl olur kl hüzün i'jınde). c şarkı (Bir vefasız yâre duştum^. d Nikogos: Muhayyer şarkı (Var nu hacet). e Selim m : Muhayyer sünbüle şarkı (Ey goncayi nazik tenin). f Muhayyer sünbüle sazsemaisi. 2 Semalıat Özdenses. a Lemi: Hicazkâr şarkı (Son aşkımı canlandıran). D Arıf Bey: (Suzinak şarkı (Çekme elemi). c Saddedin Kaynak: Hüzzam türkü (Çıkar yücelerden). d Raif Bey: Karcığar şarkı (GüJüver sevditim) 14,30 müzık: (Riyaseticumhur bandosu). Şef: İhsan Künçer 15,1515,3° mtlzik (dans müziği Pl) 38 program 18,05 memleket saat ayan, ajans ve meteoroloii haberleri 18,25 müzüK (radyo caza) 19 Türk müzigi: (Geçid kon seri) 12 okuyucu sıra ile. Çalanlar: Vecihe, Pahire Persan. Cevdet Çağla, Reşad Erer, Ruşen Kam, Cevdet Kozan, Reflk Persan 20 konuşma 20,15 Türk nıüzigi: Halk türküleri. Mahmud Kanndaş, Saüi Yaver Ataman 21 müzik: (Küçük orkestra». Şef: Necib Aşkın 22 ajans ve ziraat haberleri 22,15 konuşma: (Ecnebi dülerde) 22,45 müzik: (cazband Pl>^ 23,2523,30 yarınki program ve kapanış. Misafirlerinin bu hiç beklemediği ka edemem. Allahım! Neydi o?.. Bir içim daha cazibeli ve herhalde daha neş'eli! ran karşısında isyan eden Lem'i Bey, su!.. Lâkin bu bir içim suyun bana ne Memura, hemen ismimi kaydettirdim. kaşlarını hafifçe kaldırarak: kadar tuzlu geleceğini, başıma neler ge Tahsil fişini aldım. Uçarak vezneye git Yoo... çocuklar, dedi, bak buna tireceğini o zaman bilmiş olsaydım, her tim. Kâğıdı damgalattım. Tekrar Mister oyunbozanlık derler. Kavlimiz böyle şeye rağmen savuşur giderdim. Halbuki Tomson'a götürdüm. Bir makbuz aldım. miydi? Haniva, geceyi beraber geçire ben öyle yapmadım. Kızı takib ettim: A Ve boylelikle, ertesi gün ayni saatten iticektik?.. Bu akşam radyo programında sansöre bindi, ber. de bindim. İkinci kata baren bu müessesede üç ay ders almak da nadide bir fasıl var. Şimdi neredeyse çıktı, ben de çıktım. Koridordan geçti, hakkını kazandım. Doğru, arkadaşları buldum. Koltuk başlar. Gardenbardaki kemancı Macar ben de geçtim. Bir odaya girdi, ben... girmedim, kald'm. larımı kabarta kabarta muvaffakiyetimi kızı göreceğiz diye bu nefis alaturkayı Açık duran kapmın üzerinde (Musiki anlattım, hepsinin ağzını sulandırdım. ihmal etmek, heie beni yapyalnız bırak Sevincden, bir t>irlü, yerimde duramıyor, dersleri) yazıh bir levha vardı. mak günahtır. ne yapacağımı bilcmiyordum. Gelin kemancı kızm yerine ben Kız, tayyörünü, şapkasını çıkardı, garErtesi gün, üniversiteyi astım. Çünkü den onun bir hikâyesini dinleyin. droba koydu. Sırtmda; yüzünün ve saçzihnime dersmers girecek gibi değildi. Pişman olmazsınız.. Bu hikâye; eski bir larının renklerile fevkalâde imtizaç eden Akşamın altısını zor buldum. Meşkhanehatıranın elemlerini tazeliyecek ama za örme ipekten çok kısa kollu mavi bluzile nin kapısmdan girdim. Memur, gene o rar yok, hatınnız için buna katlanaca bir kat daha güzeüeşti. Odada karşılıklı rada.. Fakat mis yok.. Herhalde içeride, ğım. Siz bu akşam kemancı kızı filân bı iki masadan sağdakinin arkasmda duran ders odasında olacaktı. rakın da benjn anlatacaklarunı kaçmna sandalyaya geçti oturdu. Öteki masada Gelişimin sebebini bilen memur, elile oturan gözlükiü, beyaz sakallı ihtiyarla yın! iskemleyi göstercrek oturmamı işaret etLem'i Bey; güzel söyler, şen, kibar hafif birer tebessüm teatisile selâmlaşü tikten sonra: bir adam... 65 sene dünya görmüş bir lar. Affedersiniz, dedi, muallim biraz Iceriye acemîce dalmamak için evve gencdi. Gezip dolaşmadığı memleket kalgecikti. Maamefıh neredeyse gelir. Lutmamış gibiydi. Fakat şimdi, romatizma lâ, kapının önündeki hademeden ne derfen iki dakika dinleniniz. lan yüzünden. sokak kapısının önüne bi si verildiğini, içeridekilerin kim olduğunu Zarar yok, beklerim, dedim. O le çıkamıyordu. Bunun için, onu sevenler sordum. Hertürîü musiki dersi verdikleturdum. sık sık ziyaretine gelir, hem onu meşgul rini, şimdi gelen Mis Mod Atkinson'un ke İki dakika değil, ömrüm oldukça bekederler hem kendileri hoş bir vakit ge man hocası olduğunu, karşısındaki Mister Erik Tomson'un da bu şubenin idare iş liyebilirdim. Burada, onun havasmı kokçirmiş olurlardı. Misafirler, Lem'i Beyin teklifini te lerine baktığını anladım, bu kızdan ders lamaktan başka ne işim vardı zaten?.. şekkürle kabul ettiler. Ev sahibi söze almayı diişündiim. Belâya bakın ki ke Beş dakika geçmemişti.. Odaya; kapman dinlemeyi sevdiğim kadar çalmasm karanlık, kuzgunî siyah, sınk gibi uzun başladı: boylu, faraş kadar geniş ağızlı, sivri, be Gencliğimin en neş'eli, en baş dön dan, bilhassa ekzersis için olursa, hiç hoşlanmam, adeta sinırlenirim. Fakat ne ça yaz dişlerini gösteren sarkık, kalın ve dürücü faslı Filâdelfiya Üniversitesinin kırmızı dudaklı, yassı burunlu, ziyası ason smıfında bulunduğum zamanlara te re! Şairin biri: «Eağıban bir gül için bin zalmış kızıllaşmış bir çift elektrik lâm sadiif eder. Tahsilime gösterdiğim itina hare hizmetkâr olur» dememiş miydi? basına benzeyen iri parlak gözlü, çıkık kadar eğlenceden de geri kaldığım yok Ben de misin hatın için bu rahatsızlığa tahammül edecektim. Maamafih ders de, omuzlu, siyah fraklı, uzun bacak ve dar tu. Fakat bunların hududu, ne de olsa, pantalonlu... Velhasıl küçük çocuklan İstanbuldan gelen paramın «kifayet» taş çatlasa, bir hafta sürecekti. Müte korkudan bayıltmak için yaratıldığına haddini geçemezd». Malum ya, Amerika şebbisliğime, fazla sokulganlığıma ve miyemin edebileceğim bir zenci karikatürü bu... Orada hayat, hele eski devirlerde, sin halindeki nezakete güvenerek verdi ğim hükme göre bu bir haftacık; tanış girdi. bizimkine nispetle daha çok pahahydı. Bu da nesiydi?.. Besbelli bir müşteri!.. Aldığım para, en sıkı bir tasarrufla, zor mamıza yeter de artardı bile. Kimbilir, ne dersi alacaktı. Belki panço, Hemen içeri daldım. Ekimî belli et yetişirdi. Dünyamn dört bucağmdan gememek için, evvelâ Mister Tomson'un belki saksafon... lip toplanan talebenin, kafama denk oIstifimi bozmadım., Halbuki ihtiyar lanlarından birkaç da arkadaş peydah karşısına dikildim. Keman dersi alaca ğımı söyledim. (Pekâlâ) dedi. Adımı, memur, hiç de benim gibi davranmadı. lamıştım. Ekseri beraber eğlenirdik. Onların vaziyetleri de, hemen hemen, be ikametgâhımı sordu. Ders saatlerini söy Derhal ayağa kalktı. Beşuş bir çehre ile: Halo.. Mister Coe!.. dedi, zenci nimkinin ayni olduğundan para işlerinde ledi ve, elile oda içinde o zamana kadar dikkat edemediğim bir kapıyı gös nin elini sıktı, ve beni göstererek, sizden biribirimize pek yardımımız dokunamazdı. Bunun için Filâdelfiya'nın eğlencele tererek: (Yarn bu saatten itibaren ders ilk dersi alacak bahtiyar müşterimiz Misrinden, ancak kesemizin müsaadesi nis lerinizi burada ahrsınız) dedi. Aman ne ter Lemi.. lnşallah ayağı uğur gelir. depetinde, çimlenebilirdik. Bunların başlı iyi şeydi!.. LâVin ders ücreti olarak ay dikten sonra bana dönerek: Keman hocanız Mister (Vilyems ca mevzuu sizin de tasavvur edeceğiniz da yedişer dolardan üç ayhğını peşinen vezneye yatırmamı söylediği zaman Coe!) dedi. gibi kadınlardı. Fakat ben* kadmsızhğa fazla tahammülüaı oimadığı halde, Ame işin rengi değiştı: Bütün servetim, iki doŞaşkm şaşkm bakındığımı görünce şunrikan tiplerinden, arkadaşlar 4erecesin lar birkaç çentten ibaretti. 21 dolan bir ları da ilâve etri: defzevk" âlamazdım.. Erkekîeşmîş bir sü araya getirmek, benim için, imkânsızdı. Mis Atkinson, yüksek maaşla San rü kız. Çoğu jpince... Upuzun... Sipsivri Memura, bunu söyliyemedim, tabiî... Fransisko şubemize terfian nakledildi. şeylerdi. Bana övle gelirdi ki; dikkatsiz Tekliflerini muvafık bulduğumu, ancak İki saat evvel yola çıktı galiba. Emri, likle ya, ben onların bir tarafını kmp ko sağ kolumdan biraz rahatsız olduğumdan dün sabah gelmişb. Yerinde bir terfi olparacağım, yahud onlar, benim bir tara geçer geçmez derse başlayacağımı, şim duğu için biz çck sevindik. Tabiî, siz de fıma batacak 1 .. Arkadaşlar arasında za dilik yalnız kayıd şartlannı öğrenmeğe memnun olmuşsunuzdurl man zaman bunlardan birinin modası geldiğimi söyliyerek, süklümpüklüm, o Put gibi donmuş kalmışım, dilim tu başlar. Günlerce, bazı, haftalarca dedi dadan çıktım. Çok müteessirdım. Parasızhğa bir çatulmuştu. kodusu sürer, biraz sonra tavsar, daha Adamcağız, bu halimi başka bir dii re bulmalıydı. İşi, arkadaşlara açtım, sonra da unutulur giderdi. şünceme hamletmiş olmalı ki; yeni mu Size anlatacağiır Mis (Atkinson) dan yardım istedim. Nerede o bolluk?.. Paallimin elbise değiştirme meşguliyetinden da böyle bahse başlanmıştı. Fakat ben raları olsa, onların da bu işi görecekleriistifade ederek, kulağıma fısıldar gibi: buna da ehemmiyet vermedim. Ötekile ni, arasıra bahsi geçen Mis Atkinson'un, Mister Vilyems Coe, dedi, sade Firin bir benzeri olacağını düşündiim. Söbu kızdan başkası olmadığını anlamak lâdelfiya'nın değil, bütün Amerikanın en mestr tatilinde, bir akşam, hava almak tan başka elime birşey geçmedi. İki ay kuru ekmeğe yabp para birik yüksek keman üstadınr. Ismini hergün için caddelerde kendi kendime dolaşır gazetelerde görüyorsunuzdur elbet. Bu ken (Samuel Borton ve şerikleri) ticaret tirmeği düşündiim, öyle yaptım. Seviyesi nun için sizi iki suretle tebrik edeceğim. hanesinin önüne geldim. Vitrinleri seyre en düşük bir fakırle derecesi en yüksek Evvelâ: Böyle biı hocadan ders almağa diyordum. Burası, bizim eski (Bonmar bir hasisin katlanamıyacağı sıkı bir riyazet, daha doğrusu, kara bir sefalet içinde nailiy etinizden dolayı... Sonra da, üç ayşe) ayarında, fakat çok muazzam bir lık ders ücretinden bir misli kârlı çıktığımüessese, başbbasına bir âlemdi. Burada tamam iki ay yaşadım: Yemedim, içmenız için... Çünkü b'carethanemiz, kendisiistediğinizi bulabilirsiniz. Bakkaliyeden, dim, gezmedim, eğlenmedim... Ve nihani çok yüksek ücretle angaje mecburiye mutfak takımından tutun da bisiklete, yet 21 dolan bir araya getirdiğim daki kada soluğu (Samuel Borton ve şerikleri) tinde kaldı. Ders ücretlerini de, ona gögramofona, oyuncağa, musiki alâtına kare, birer misli yükseltti. Halbuki siz, takdar herşey satılır. Yüzlerce memur kul ticarethanesinde aldmı: Hemen ikinci kata.. Oradan da musiki sitinizi kuntratın tanziminden evvel ya lanılırdı. îçeride biraz vakit geçirmek tırmış bulunduğunuzdan üç ay sizden için kapıdan girerken; lâtif bir kayısı gü dairesine!.. bir ogmantasyon talebine hakkımız kal lünü andıran, mevzun, mütenasib, zarif Gözlükiü ihtiyar memuru; iki ay evvel mıyor. Doğrusu, çok şansh bir insanmışbir gölgenin, adeta sürünerek, rüzgâr gi bıraktığım yercie ve ayni vaziyette bul sınız! Gıpta ettim size! bi, yanımdan geçtiğini farkettim. Derhal dum. Mis de burada.. Fakat onda biraz N. TAPMAN dönüp baktım. Ne hale geldiğimi tarif deSisiklik var: Eskisinden daha güzel, tan sonra bana öyle geliyor ki bütün bu vak'alar ruhumu da değiştirdi. Düşüncelerimi olgunlaştırdı. Başka bir insan oldum gibi bir şey. Artık o eski çılgın, şımank kız olmadığım muhakkak. Evet çok değiştim, çok... Şimdi daha salim bir kafa ile düşünebileceğimi, kararlarıimın kat'î ve yerinde olacağını sanıyorum. Kapı açılmışb. Kız bir tek kelime ilâve etmeden kuru bir sesle: Allaha ısmarladık, dedi. Galib kapı kapandıktan sonra bir müddct daha orada dimdik hareketsiz kaldı. Ona öyle geliyordu ki bu ebedî bir Allaha ısmarladıktır. Biraz sonra döndü, merdivenleri ağır ağır indi. Otomobile binip apartımanının adresini verdi. O kendi dairesine girerken yukanda Şahende Hanım soyunarak gecelik kıyafetine girmiş, karyolasına uzanmış bulunuyordu. Fakat hâlâ başucundaki ışık yanıyor ve gene kadm gözleri yanm açık düşünüyordu. Yüzünde birdenbire derin cizgiler belirmiş, vücudü örtülerin arasında bir yumak gibi kıvrilmıştı. Gene kadın, Gülistandaki vaziyetten, Galibin masasına gelip, mektub meselesini açarak kendisini haşlamasından sonra Halk Opereti Bu akşam 9 da En son konfor Yalnız iki üç daire kalmıştır. (Bu hesabda yoktu) Pazar: Matine 16 da Fiatlar: 50, 35, 25 BERLiTZ Lisan Dersanesinde Fransızca ingilizce Almanca Haftada 3 ders ayda a lira yenl i 10 1939 tarihlnden itibaren Kurları açılıyor. Beyoğlu : 294 Istlkiâl caddesi mm^^mı^mm GÜLNAZ ŞULTAN Gözler kamaştırıcı dekorlar İçinde canlandırılan 1001 gece masallarının en muhteşemi 1 0 0 0 0 lerce figllran ... Milyontar sarfile vücude gelmiş aşk ve ihtiraslar filmi Pek yakında Sinemasında DEANNA DURBIN tarafından Turkçe Sözlü Türkçe Şarkılı Bugün A S R İ sjnemada GEORGE tarafından [LOREL ve HARDYİ HARBE GİDİYOR 100 ERKEGE HUDUT 1K I Z POL Fransızca StizlU Fllm Müthiş bir macera dı Bugün S A K A R Y A sinemasında Asrın musiki fevkalâdellğl ... Fransızca sözlU Şaneseri başhyor. Baş rollerde : Allce Faye ve Tyrone Pover BugUn saat 1 ve 2.30 da tenzllâtlı matlneler. Bir Annenin ... Bir Kadının ... Bir Maşukanın romani ... En büyük aşk hangisidir ? Pariste luks ve aşk ... B Ü Y Ü K C A Z ANA SÜMER GEORGES OHNET'ln şaheserl SARAY sinemasında Vazifeyi askeriyelerini yapıyorlar. Türkçe sözlü olan bu emsalsiz filimde bütün seyircileri ağlarcasına güldürüyorlar. İlâveten : * MECKEY MOUSE 2 ve FOKS JURNAL en son dünya havadisleri. Onlarda seferber oldular ve Herkesln kendlslnden bahsedeceğl ve pek yakında gföstereceji ( Serge Panıne) KALBi SİNEMASININ büyük bir film Bugün saat 1 ve 2.30 da tenzilâtlı matineler ^ • " ^ ^ • • ^ ^ • l DUnya sinemacılığının en gtlzel filmi •••••••••^••••^•ı NORMA SHEARERE ve TYRONE POVER'ln en büyUk muvaffaklyetl ARIE ANTOINETTE Şaheserler şaheserlnl yalnız 2 gllnde iPEK ve M E L E K sinemalarında IPEK'te 111,3046,30 ve tam 9 da Bu fllmln 2 devre ve 17 kısmı blrden gösterllmektedlr. Senans saatlerlne dikkat: DİKKAT: Muhterem müşterilerimizin mohahkak surette seans başlarında gelmeleri rica olunur. Bugün IPEK'te aaat 11 ve 1,30 da, MELEK'te saat 1,30 da tenzilâtlı matineler vardır. 11874 kişi seyretmiş, alkışlamış ve bu kadar nefis bir filmi asla görmediklerini soylemiştir. MELEK'te 1,3046,30 ve tam 9 da LÂLE SİNEMASININ BETTE DAVÎS'in yarattığı GUnahkâr kadınların hayatı Size hazırladığı büytlk fırsatı kaçırmayınız. BugUn şaheserler serisinin 2 bUyük filmi blrden Damğalı Kadınlar BRODVAY SERENADI en son en mUkemmel filmi Seanslar : i 4 8 llâveten : En son harp raporları METRO JURNALDE BugUn saat 1 ve 2.30 da tenzilâtlı halk matlnelerl FR£O ASTAİRE GfNGER ROGERS in | Seanslar : 2.30 e 9.3O Edebi roman : 4 i Yazan : Peride Celâl Ne ise bütün bunları dostane bir nasi lamıştı. Otomobil ablasmın apartımanının öhat diye, kabul etmenızi rica ederim. Sinünde durunca Nur gene ses çıkarmadan zin betbaht olmanızı istemem. Hayatta olduğunu öğrenerek kendisine yazdığınız ilk indi. Galib şoföre beklemesini söylemişti. mektuba cevab vermeyişini de unutmayın. Onunla beraber yürüdü. Yukanda kız kapınm ziline elini koFiraz evvel yaptığım hareketler için de beni affediniz. Fazla sinirli bir insan ol yarken dönüp, gene gayet sakin: duğumu biliyorsunuz. Fakat ben orada Bu gece için size teşekkür ederim, yanınızda otururken o adamın yanınıza dedi. Mehmed Münif meselesine gelince; »elmesi yetişmiyormuş gibi size derhal i demin onun için söyled'ğiniz şeyleri, dostlânı aşk eder gibi lâflar söylemeye baş ça tavsiyenizi düşüneceğim. Hatta sizin laması da oldukça münasebetsizce bir ha söylemek isteyip de söylemediğiniz şeyleri reketti sanıyorum. Dedim ya ben fazla a büe düşüneceğim. Onun biraz para düş?abi bir insanım. Birdenbire kan tepeme künü olduğunu söylemek istiyordunuz gasıçradı. Ne ise... Tekrar ediyorum beni lıba. Belki de beni sevmiyor, sever gibi gcrünüyor değil mi? Bununla beraber o affediniz... Kız uzaklara dalmıştı Onun sözlerini zengin Mısırlı kızdan sonra gene bana hiç duymamış gibi bir hali vardı. Galib avdete mütemayıl görünüşü dikkat edilesustu, aralanndaki uçurumun derinleştiği cek noktadır. Hem siz ondan iyisini bulabileceğimi zanneder misiniz. Aradığımıni hissediyordu. Bu onu korkutmaya, bü7i bulmak öyle güç ki... tün diğer endişe ve kederlerini bastırarak Geçirdiğim kazadan ve asabî hastahkiçini sıkmb ve ıstırabla doldurmaya baş Gene adamın en korktuğu, istemediği evvel davranıp da çocuk dünyaya gelmeherşeyi derhal anlamıştı. şey, kendisile evlenmekti, değil mi? Öyle den nikâhı yapmazsa bir rezaletin patlak Galib Nuru seviyordu. Onun masada elini kırar gibi sıkarak: ise onunla evlenecekti. Evet, evlenecekti. vereceğini, yani onu teşhirden çekinmiye Mektubu nasıl aldm, ne cesaretle o Bunun için de bir an vakit geçirmemesi, ceğini ihsas etmiş bulunuyordu. Galib çonun yolladığı mektubu bana vermeyip sak lâzım geldiğini biliyordu. Çünkü aradan cuğunun bir piç olarak dünyaya gelmesibirkaç ay geçti mi kurduğu bütün plânlar ne tahammül edecek insanlardan olmadılayabiliyorsun! Derken gözlerinde parlayan çılgın hid suya düşerek gene adamın etrafında ör ğına göre nihayet onunla evlenmekten başdeti, yüzünün sapsan rengini görmek bu nıeye başladığı ağlar birer birer kopabilir ka çarei hal bulamıyacaktı. Fakat veredi. nu anlamak için kâfi idi. ceği kararı artık çabuk kestirip atması lâzımdı. Ve bu karar muhakkak ŞahenDişlerinin arasından: Sonra gene adam guya onun masasın Ah Galib, Galib göreceksin sen!. de Hanımın lehinde olmalıydı. Zaten başda oturmuş, fakat gözlerini bir dakika öka türlü de olamazdı. Gene kadın şimdi bür masadan ayırmamıştı. Hele Mehmed diye, mırıldandı. Münifle, Nur dansa ka'ktıkları zaman o Sabaha kadar uyumadı. Hep Galib yalnız doktora olan sevgisinden değil, onnun yüzüne bakmaktan Şahende Hanım den gördüğü büyük hakaretleri, ihmalleri dan intikam almak için de bu izdivacı çok âdeta korkmuştu. Gözleri şimşekler çakı düşünüyor, oradan oraya dönerek kıvra daha şiddetle istiyordu. *** yordu. Yüzü garib bir şekilde gerilerek, nıyordu. burun kanadları âdeta içeri doğru çekilBinbir düşünce içinde geçen uykusuz, Onunla geçirdiği heyecan, sevgi, şefmişti. Yanağındaki yara izi daha derin kat dolu dakikalar ne kadar mahduddu. bir geceden sonra Şahende Hanım sabah ve daha uzun gibi görünüyordu. Müthiş Halbuki gördüğü zalimce muameleler!. kalkar kalkmaz mühim kararlarla yatak bir hali vardı... Ya sonra, kendisini bir Daha geçen gün, «senden nefret edi odasının bir köşesindeki küçük, zarif yazı tek kelime söylemeden bırakması, onlarm yorum» diye, yüzüne bağırmamış mıydı. nıasasının başma oturdu ve iki mektub kalktıaını görür görmez peşlerinden koFakat kendisi de ona ilk darbeyi ne gü yazdı. ?up gitmesi... Bu mektublardan biri Mehmed Münizel vurmuştu... «Senden bir çocuğum olaŞahende Hanım huylanmış bir kedi cak!» dediği zaman onun yüzünün aldığı fe hitab ediyordu. Şahende Hanım gene vahşiliğile olduğu yerde bükülüyor, tır hali Şahende Hanım hiç unutmıyacaktı. adama, kendisile hususî bir mesele görüşmek istediğini, derhal verdiği adrese gelnaklan ile örtüleri tırmalıyordu. Ne kadar telâş etmişti! Gene kadın o gündenberi Galibin ne mesini birkaç satırla rica ediyordu. Bu kıAh bu Galibden öyle bir intikam alacaktı ki.. onun kendisine yaptığı haka ıshrablar, endişeler içinde bunaldığım da sa mektubu gayet kolay ve çabuk yazmışiArkast var} tahmin etmiyor değildi. Ona eğer daha ü. retleri yanına bırakıacak mıydı sanki...

Bu sayıdan diğer sayfalar: