14 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CDMHÜRÎTET 14 Birîncîteşrîn 1939 TARtHl \ ROMAN j Buhara Güneşi Yazan: ORHAN RAHMt [ Şehîr ve Memleket Haberlerl ) Kabul edilen iki haklı lemennimiz Siyasî icmal Sulh meselesi Imanyanın sulh teklifine Fransız Başvekilinden sonra, İngiliz Başvekili de mufassal bir nutukla cevab verdi. Hitler'in teklifinin iyi karşılanmadığını anlatan Daladye'nin sözlerini Çemberlayn teyid etti. îngiliz Başvekili şimdiye kadar müzakereden kaçan Almanya olduğunu birkaç misalle kat'iyetle ispat ettikten sonra, Lehistanda yaptığı emri vakii kabul ettirmek için şimdi müzakereye yanaşmak istediğıni söylemiş, Almanyanın silâh kuvvetile temin ettiği menfaatler kendisine kalmak üzere bir sulh yaptığı zaman îngilterenin, kendi şerefini kendi elile ihlâl etmiş olacağını da ilâve etmiştir. Bununla beraber îngilterenin beynelmilel ihtilâfların müzakere ve sulh yolile hal ve tesviyesi prensipine hâlâ ve daima sadık bulunduğunu keydetmiş, hatta İngiliz politikasının Alman milleüni haklarından mahrum etmeği istihdaf etmediğini ve başka devletlerın hukukunu hesaba katmamağı tngilizlerin asla düşünemiyeceklerini de söylemiştir. Çemberlayn sözüne devamla: «Biz, sulh istiyoruz ve hatta endişesiz yaşıyabilmeleri ve kabiliyet ve gayretlerini sanayie ve refah esbabına hasredebilmeleri için Alman milleti hakkında da sulh diliyoruz. İstediğimiz hakikî ve devamlı sulhtur. Yoksa mütemadiyen tehdid ve tehçirle inkıtaa uğrıyacak bir mütareke değildir. Sülh yoluna yegâne sed çeken Almanya hükumetidir» demiştir. Çemberlayn, Hitler'in sulh teklifinin, tecavüzü mazur göstermek maksadile yapıldığını, ayni zamanda müphem ve gayrimuayyen olduğunu ve Lehistanla ÇekoSlovakya vaziyetlerini tamir etmek istemediği ve halbuki Alman hükumetinin, bunu yapmadan sözlerine itimad telkin edemiyeceğini de ilâve etmiştir. İngiliz Başvekili bu itimad ve emniyet elde edildikten sonra hal tarzları bulunabileceğini ehemmiyetle kaydetmiştir. Bu sözlere göre, İngiltere Hitler'in sulh şeraiti üzerinde müzakereye başlamak için sözle değil işle teminat verilmesini istemiş oluyor. îngilterenin, Alman sulh şartlan mevzuu bahsedilmeden evvel teminat istemiş olmasını, Almanya red cevabı addetmiştir. Çünkü, Almanya şimdiye kadar elde ettiği menfaatleri Versay muahedesinin tadilinden ibaret telâkki etmekte olduğundan Lehistandaki yeni vaziyeti değiştirmek suretile teminat vermekten imtina etmektedir. Hulâsa, îngilterenin Almanyaya teminat vermek yahud sonuna kadar harbetmek şıklanndan birini tercih etmesini teklif cylemesi Almanya tarafından harbe devam kararı şeklinde karşılanmıştır. Son ümid îtalya yahud Amerika Müttehid devletlerinin tavassutta bulunmalan ihtimaline bağlıdır. Bu ihtimal tahakkuk etmediği takdirde, sonu belli olmıyan ve ihtimal bütün cihanı kaplayacak tarihin en büyük harbine girmiş olacağız. Alacak Dün yüziinden.. Aybey bunu kendilerin^en aldığmı söylemedi. Demek Hatun Hanı gördün ve tanıyorsun? Yalnız o kadar mı ya? Konuştun mu, yoksa? • Dahası var! Hatun Hana olan sevdası, Emir Said ibni Osjnanın gözlerini bir bulut gibi kapamıştı Muallim Ihsan Şerifin ailesine maaş bağlanıyor, Öyleyse marş!. Atm nasıl?. dar gelsin. • lyidir. O muhakkak! Arablarla herhalde malullere paso veriliyor vuruşacağız! Kaç para eder ki, yeriniz, yurdunuz çok uzak!.. Arkanız da boş!.. Şarab içsene... Başım dönüyor. içimde sıcak bir hava esiyor... Sana anlatacağım şeyler yalnız bu kadarla kalmıyacak Aybey!.. Arablar, girdikleri yerlerde Türkleri müslüman yapmağa çahşıyorlar. Hatun Han aleyhine de tuzaklar örülecektir ve ne yalan söyliyeyim, o kadına birşey olursa benim de yüreğim yanacak! Ben, bizim kabileIer içinde böyle bir kadın görmedim. Arablar, bizimkilerle Acemlerin arasına fesad soktular. Çin Türkleri yas içinde. Sonra bazı Tiirk delikanlılan arasında Arablara askerlik etmek istiyenler de var. Ne dedin, ne dedin? Buharada Mecusiler de var değil mi? Öyle ya, yarısı Mecusî, bir kısmı hıristiyan, bir kısmı da bizden. Her neyse! Yola çıkalım mı? Çıkalım arkadaşım! Ve iki delikanlı, eşyalarını toparlıyarak, kendilerine çeki, düzen vererek atlanna atladılar, yola düştüler. **• tstanbul Valisi ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar gazetemizde intişar eden iki temenni hakkmda bir muharririmize şu izahatta bulunmuştur: « aGzetenizin «Hem nalına hem mıhına» sütununda «Kadirşinas olalun» başlıkh yazıyı alâka ile okudum. Bu yazıda iki şey mevzuu bahsedilmektedir. Bunlardan biri merhum muallim Ihsan Şerifin ailesine Belediyece bir ev satın almması, diğeri de malul gazilerin tıamvaylarda eskisi gibi paso ile seyahat et melerinin teminidir. " Muallim Ihsan Şerifin refikası ve ço~ cuklan, Maarif Vekâletine müracaatle ilim ve irfan hayatımızda uzun müddet hizmeti sebkat etmiş olan babalannın vefatından sonra başlarım sokabilmek üzere kendilerine bir ev teminini istemişler dir. Vekâlet bu müracaati bize gönderdi ve Maarif Vekâletinin bu suretle yar dımda bulunmasına kanunî imkân olmadığından ilim ve irfan sahasmda memlekete çok hayırlı hizmetler etmiş olan tarih hocası Ihsan Şerifin aiîesine bir ev tedarikinin mahalline masruf olacağım bildirdi. Çok iyi takdir edersiniz ki belediyeler ve hususî muhasebeler, hertürlü hareket ve sarfiyatlannda kanunlarla mukayyed dirler. Evvelce belediyeler ve hususî muhasebeler bu kabil yardımlarda bulun muşlar; fakat bilâhare Dahiliye Vekâletinin talebi üzerine Devlet Şurası muha sebei hususiyelerin bu şekilde hiçbir guna yardımda bulunamıyacaklanna karar vermiştir. Şahsan tanımamaklığıma rağmen memleketin maarif hayatmda hizmeti dokunmuş olan böyle bir zatm ailesine yardım edilmesine bütün kalbimle tarafta rım. Fakat kanunen buna mesağ olmadığını Öğrenince bu aileye Belediyere bir yardım olmak üzere maaş tahsisi için bütçeye tahsisat koydurdum. Şehir meclisi nin önümüzdeki aydaki toplantısına ar zedeceğim. Kabul ediîirse bu şekilde yardım imkânı hasıl olacaktır. Malul gazilere gelince bunlan ilk saf ta düsünmek ve paso ile seyahatlerini temin etmek şüphesiz büyük bir borcdur. Evvelce mevcud paso miktan tahdid edilmiş ve adedi asgarî bir hadde indirilmiştir ve bunlan da Şehir meclisi azalarile diğer vazifedarlara tevzi ettik. Adedleri kırk kadar olan malul gazilerle yanla nndaki yardımcı efradın ücretsiz seyahat edebilmeleri için Dahüiye Vekâletinden müsaade istedik. Bunlar esasen evvelce hususî pasolarla seyahat etmekte imişler. Vekâletin cevabmı bekliyoruz. Bugün lerde ya yeni bir kanunla yahud eski tebligatm tatbikına devam şeklinde bir emirle temin edileceğini zannediyorum.» Neşriyatımızı hemen nazan dikkate aIan Vali ve Belediye reisine teşekkür ederiz. Kapalıçarşıda bir genc, iki kişiyi yaraladı, bir kişiyi de öldürdü • •• • Sormuyorsun? • Dinlemek istiyorum. • Seni konuştuk, seni! Beni mi konuştunuz, beni, beni ha? Sersemlemişti. Sesi bir başka türlü olmuş, gözlerinde garib, şuursuz bir panltı başgöstermişti: Söyle arkadaşım, söyle! Tiirkeş kahramanı ona dikkatle baktı: Aybey, yiğitim, hiçbir şeyde, hiçbir zaman acele etme. Aybeyin başı önüne düştü: • Evet, fakat çok heyecandayım... Gel, şurada oturalım... Buradan Boğazın açıklığına bakmak da hoş... Bu dağlarda geçecek günler başkalan için ne kadar güzeldir? Atının başını sağa doğru çevirdi: Biraz yükseğe çıkalım. Bende Hatun Hanın sarayından verilen biraz şarab da var. Aybey, ses çıkarmadı, kendinden geçmiş gibiydi. îşte burası iyi. Büyük bir ağacın altında idiler. Aşağıdaki ova ve solda kalan dar boğazın, en uzak kısmı ayaklarına serilmişti, her taraf yemyeşildi. Sağda, on adım ileride su kaynıyor ve biraz ötede yemyeşil, uzun, on metrelik yosun liflerinin arasından srynlarak aşağıdaki çaya dökülüyordu. Aybey, şu şarabdan evvelâ birkaç yudum iç! Aybey arkadaşına sıcak, şükran dolu bir bakış fırlattı. Bu şarab, onun şarabı idi. Kendisi de biliyordu. Adamı çileden çıkaran şarab!. Sevdayı kaynatan şarab bul ' ' Diye mırıldandı. " i^"r "J Tiirkeş bahadır anlatmağa başlamıştı. Aybey şarabdan bir miktar daha içt:. Yan uyumuş, yarı harab, yarı çılgın bir halde idi. Düşjinemiyorum, dedi, ne yapmalıyım, ne tavsiye edersin? Gideceğiz, beraberce oraya gideceğiz! • Hemen şimdi! Evet, şimdi! Fakat metın olacaksın. Çünkü oraya girememek ihtimali vardır. Arablar her taraftan Maveraünnehir havalisini çiğniyorlar, akla gelmedik şeyler oluyor. Kim bilir, belki Hatun Han da bu ordunun ayakları altında tacını kaybetmiştir. Müthiş! Elbette müthiş! Keşke işledigimiz hataların kötü neticeleri bu kadarla kalsaydı... Çinlilerle Arablann fesadlan, entrikaları başlarsa daha fena olacağız. Biz, birbirimizin kanma girmemeliydik.. Günlerdenberi bunu düşünüyorum. Eğer bütün Türkyolar ve Türkeşler birleşmiş olsaydık, Arab ordularmı geldikleri çöllere kadar kovalar ve orada kumlann içinde boğardık. Evet, öyle olmalıydı... Geçmiş şeyler bunlar artık Aybey! Gültekin işte benim düşmanımdır ve ona karşı içimde yenilmez bir intikam arzusu vardır. Fakat gönlüm öyle istiyor ki şu Arablara bir tokat vursun ve buralara ka Arab Emiri Said bin Osman, kızarmış gözlerile karşısındakine bakıyor: Söyle, söyle ne yapacağız? Nasıl emrederseniz öyle yapalım! Serdar Kuteybeye yazdım. OnunIa sulhan işi iyiye bağhyalım... O ne kadın Allahım?.. Çıldınyorum, yanıyorum, bağrımda cehennemler kaynıyor; anlıyor musun? Emir, yan deli gibiydi: Son çarpışmada karşıma düşer gibi oldu, sonra keybettim. O, cennetteki ahuları, hurileri bile hayrete düşürecek kadar dilber bir kadın! Evet, ben de öyle işittim ya Emir! Bu cevabı veren, Emir Saidin en yakın bir dostu idi. Sen işittin, ben ise gördüm. İşte, Buhara karşımızda! O, dünyanın güzel kadmı, bir cennet içinde oturuyor. Burası ne yermiş, ne güzel yermiş? Elbette böyle bir toprakta böyle bir dilber Han oturur. Onu kollarımın arasında gördüğüm dakikada, ölsem de gam yemem! Ve Arab Emiri çadırın içinde azgın bir kurd gibi iri hatvelerle, mütemadiyen aşağı yukan dolaşıyordu. Sabaha kadar, sabaha kadar nasıl sabredeceğim! Buharayı yakıp yıkmak kolay, fakat onun da kalbi yıkılacak ve belki de kaçıp gidecek. Bunu istemiyorum... Hayır, bunu yapamam. Kuteybeye karşı isyan bayrağını çekerim ,bunu yapamam... Şarab ver, şarabı aşk ver, söyle o neferim Hâdiye bir maval okusun, söyle, içim içime sığmıyor! Emirin dostu, gümüş bir tasla şarab vermekle beraber: Hâdi! Ya Hâdi, bir gazel oku! Diye bağırdı. Biraz sonra gür, güzel bir ses, arabca bir gazel okumağa başladı. Kat, doldur, şarabı zehr olsa da içerim bu gece! Ve Arab Emiri içiyordu. Biraz sonra yavaş yavaş sendelemeğe başladı: Ya Emir, dinlenseniz, şöyle uzansanız! (Arkast varl Müdderamumî mnavini cinayet mahallinde tetkikat yapıyor ( köşede vak'anın faili Hamza ) Alacak yüzünden dün sabah saat on ağzmdaki kapısı civannda bir dükkân da Kapalıçarşıda bir kişinin ölümü, iki açmışlardır. Vaziyetten haberdar olan kişinin yaralanmasile neticelenen bir ci Hamza, bu hareketten memnun olmamış nayet olmuştur. Ölenle yaralananın biri ve iki kardeşin dükkânına giderek Anakardeştir. Hâdisenin mahiyet ve tarzı ce dolu seyahati sırasında verdiği paraların reyanı hakkmda edindiğimiz malumat şu iadesini istemiştir. Bu şekildeki müracaat birkaç defa tedur: Ötedenberi Mahmudpaşada fanila ve kerrür etmiş ve Gabris ile Yervant da tuhafiye eşyası üzerine bir dükkân işle her defasmda reddetmemekle beraber ten Gabris, Yervant isimlerinde iki kar müspet bir cevab da vermemişlerdir. Hamdeş bundan bir müddet evvel, Hamza za birkaç defa müracaatine rağmen paraadında sermaye sahibi diğer bir arkadaş sını alamayınca hiddetlenmeğe başlamış da peyda ederek fazla para kazanmak ve nihayet dün sabah hiddetine mağmaksadile Anadoluya çıkmağa karar ver lub olarak Çarşı içindeki dükkâna gitmişlerdir. Kısa bir zaman sonra karann tat miştir. Dükkân içinde bir iki müsteri ile bikına geçilerek seyahate çıkılmış ve fa meşgul bulunan Gabris ile Yervant söz kat Anadoluya gönderilmek üzere piya söylemeğe vakit bulamadan Hamza tasadan tedarik edilen mallar için Hamza, bancasını çekmiş ve bunlann üzerine ateş iki kardeşten daha fazla sermaye koy etmeğe başlamışür. Müşteriler kendilerimuştur. Bu suretle birçok şehirler gezil ni zorlukla dükkândan dışan atmşılar, samiş, muhtelif mallar satılmış, bununla be de kurşunlardan birkaçı Yervantm karraber ümid edilen netice elde edilememiş nma ve kasıklanna, bir kısmı da Gabrisin ve dükkânda bulunan Siranik adında tir. îşlerin umduklan tarzda iyi gitmemesi diğer birinin bacaklarına isabet eylemişüzerine de tstanbula dönmüşlerdir. îstan tir. tmdadı sıhhî otomobili yetişerek her bula geldikten sonra iki kardeş, Hamza iki kardeşi ve Siranik'i kaldırmıştır. Yerile olan ortakhklarını devam ettirmek is vant biraz sonra ölmüştür. Bekçiler katili temiyerek Kapalıçarsının Mahmudpaşa yakalamışlardır. Altın kaçakçılığı için yeni hileler Birinci Umumî Müfettişin beyanatı Son kararnameye bazı Abidin Özmen, müfettişmemnuiyet kayıdları lik mıntakasındaki imar ilâvesine intizar ediliyor hareketlerini izah ediyor Hükumet, millî servetin en köklü esası olan altınla kıymetli madenlerin memleket dışına çıkmaması için yeni bir kararname ile yolculann beraberinde ziynet eşyası halinde bulunan bütün kıymetli madenlerin (altın, plâtin, gümüş) memleket dışına çıkmasını menetmişti. Yalnız bu karardan yolculann altın saatlerile nişan halkalan istisna olunmuştu. işte bu karar birtakım açıkgözleri altın ve diğer kıymetli madenleri memleket haricine çıkarabilmek için yeni bir harekete sevketmiştir. Alâkadar makamların ehemmiyetle üzerinde durduğu bu yeni vaziyette yolcukr kararnamede altın saatin kösteğinden veya bileziğinden bahsedilmemesinden istifade ederek kalın ve saate merbut altın köstekler veya kalın kıymetli madenden bılezıklere merbut veya üzerine gömülmüş saatler yaptırarak bunlan memleket dışına çıkartmağa uğrasmaktadırlar. Filhakika kararnamede bu hususta hiçbir menedici kayıd da yoktur. Bu husus nazarı dikkate alınarak yeni memnuivet kavıdîarı konulmasma intizar olunmaktadır. Şark vilâyetleri birinci umumî müfettişi Abidin Özmen, dün, Bristol otelinde bir muharririmizi kabul ederek gazetemize şu beyanatta bulunmuştur: « Bazı hususî işlerimi görmek üzere İstanbula geldim. Bir kaç gün kaldıktan sonra Ankara yolile Diyarbakıra döneceğim. Umumî Müfettişlik bölgesinde, Cum huriyet hükumetinin maddî ve manevî sur rette aldığı tedbirler semerelerini vermiştir. Bölgede, büyük bir huzur ve sükun, ziraî ve iktısadî sahalarda geniş çalışma ve halkta refah göze çarpmaktadır. İmar işleri, programlı şekilde ilerliyor. Memlekete büyük menfaatler yaratmakta olan tren halhmız, Diyarbakırdan şark hududları istikametinde uzanmaktadır. Hattm, Siirde on beş kilometre mesafedeki istasyona kadar olan yedinci kısmı, ihale edilmiş bulunuyor. Bitlise müteveccih sekizinci kısım üzerinde de etüdler yapılmaktadır. Ayni zamanda Bitlise doğru bir şose yolu da inşa halindedir. Bölgemizde mevcud (58) kazadan (54) ü arasında bulunan hemen bütün yollar, senenin ekser mevsiminde, otomobil işlemesine müsaid olabilecek bir hale ifrağ edilmistir. Bölgemizin 23 merkezinde yeniden hükumet konakları yaptınlmaktadır. Vilâyetler hususî idareleri hesabma insa edilen mekteb binalan ve memur evleri, umumî imar hareketini tamamlamaktadırlar. Hu^âsa, yukanda da söylediğim eibi, her sahada ilerleme vardır. Millî Şefe olan güven ve miHetin kudret, kuvvet ve azmine dayanarak mütemadî terakkivi koruyacak olan bir hüV.umetin isbasında bulunduğunu görmekten hasıl olan emniyet verinde ve tamdır.» Abidin Özmen. dür saat on birde, Üniversif Rektfrü Cemil BüseH ziyaret Muharrem Feyzi TOGAY GÜMRÜKLERDE Ithalât işlerindeki suiistimal tahkikatı Avrupanm şimalindeki harbin zuhurundan evvel bir memleketten Türk gümrüklerine gelip de henüz ithal edilmemiş oîan bir kısım ithal maddesi üzerinde bazı açıkgözlerin yapmakta olduğu geniş suiistımalîn alâkadar ma kamlara ihbar edildiğini yazmıştık. Bir taraftan müsaadelerin suiistimali üzerinde tahkikat yapılırken dığer ta raftan gümrüklerden de bu hususta malumat istenmiş ve Gümrükler Başmü dürlüğü hâdise ile alâkadar olmuştur. Bu işi çeviren birkaç kişiden biri tarafmdan bundan birkaç gün evvel son bir muamele gümrüğe tevdi edılerek büyük bir parti mal çekilmek istenmiş, fakat mevcud mevzuata aykm görülerek derhal merkezin nazarı dikkati celbolun muş ve iş durdurulmuştur. Yapılan ilk tahkikat, bu işin bazı devlet daireleri için verilmesi mukarrer ithal müsaadelerinden istifade edilerek çevrilmekte olduğunu göstermektedir. Tahkikat a ehemmiyetle devam olunmak tadır. ŞEHtR İŞLERİ Sinema ücret tarifeleri Belediye İktısad müdürlüğü sinema tarifelerini yeniden tetkik ve tasdik etmiştir. Evvelce tespit edilen tenzilâtı yapmamış olan sinemalann tarifeleri de hükumetin arzu ettiği şekle konulmuştur. Seyrüsefer işleri Seyrüsefer işlerini esaslı surette tanzim etmek üzere Emniyet direktörlü ğünde teşekkül etmiş olan komisyon, dün de alâkadarlann iştiraklerüe top lanmış ve bu mevzu üzerinde tetkika tına devam etmiştir. MÜTEFERRİK Açılan Kızılay aşhaneleri Kızılay tarafından biri Sirkecide, dığeri Tuzla istasyonunda olmak üzere iki aşhane açılmıştır. Buralara gelen göç menler mahalli müretteblerine sevke dilinciye kadar aşhanelerce iaşe edile cektir. KÜLTÜR İŞLERt Eminönünde yıkılacak yerler Eminönünde istimlâki ikmal edilme diğinden dolayı şimdiye kadar hedmi gecikmiş olan Küçükmesçid civannda ki 14 binadan müteşekkil ad?.nm istimlâk muamelesi tamamlanmıştır. Bu adanın yıkılmasını müteakıb Mısırçarşısınm önündeki dükkânlar da yıkılacak ve bu suretle Eminönü meydanmm açılmasma aid plânın ilk kısmı tamam • lanmış olacaktır. Kütübhanelerin vaziyeti İstanbulda bulunan kütübHaneler, Süleymaniye, Fatih ve Beyazıd olmak üzere üçe aynlmış, dığer küçük kütübhaneler bunlara bağlanmak suretile birer grup teşkil edılmıştir. Bu kütübhanelerin idaresi, müzelerde olduğu gibi doğrudan doğruya Maarif Vekâletine geçmiştir. DENÎZ İŞLERt Dün gelen ithalât eşyası İtalyan bandıralı Abazia vapurile dün Umanımıza birçok ithalât eşyası, ıthaline müsaade olunan damızlık hayvan gelmiştir. Diğer taraftan şehrimize ihrac mevsimi için beklenen 200,000 metre mikâbı kutuluk kereste ve 65,000 kt o mangal kömürü gelmşitir. Bugün Ramazanın ilk günü Bugün Ramazanın birinci günüdür Bu münasebetle dün akşam minareler Cumhuriyet bayramına iştidonatılmıştır. İstanbul Müftiliği, ca rak edecek izciler milerde vaız edecek olanlan tayin et Cumhuriyet bayramınm hazırlıklarile miştir. meşgul olan komisjron dün toplanarak merasim programını tespit etmiştir. Piyasada canlılık... Bu sene yapılacak büyük merasime Rarnazan münasebetile, istanbul piyasasında an'anevî canlılık görülmüş, ancak lise ve muallim mektebJprile kız ve Ramazaniyelik bazı maddelerin sa enstıtüleri iştirak edecektir. Orta ve ilk tışlan hararetlenmiştir. Pastırma, su mekteb talebeleri kendi mmtakalarmda cuk, güllâç ve bilhassa reçellerin müş yapılacak merasimlerde bulunacaklar dır. Ankaradaki merasime iştirak etmek terisi birdenbire çoğalmıştır. üzere bütün liselerden 48 er kişilik birer Belediye de, bu akşamdan itibaren çıkanlacak olan pideleri kontrol için ter izci takımı gidecektir. tibat almıştır. Hizmetçiyi bıçakladı Ramazan dolayısile, Beyazıd camii Kızıltoprakta İstasyon çıkmazında oavlusunda kurulan Ramazan sergisinin turan Feridenin yanında hizmetçilik dün tertibine başlanmıştır. Evkaf, Be yapan Tanaş kızı Artuhiyi ayni semtte yazıd camii avlusunu bir müteahhide oturan Musa, bıcakla bacagından yarakiraya vermiştir. lamıştır. Suçlu yakalanmıştır. P. T. TELEFONDA Avrupadan dönen talebeler Posta, Telgraf idaresi hesabma evvelce Avrupaya gönderilen talebeler, 20 teşrinievvele kadar Mühendis mektebi müdürlüğüne müracaat edeceklerdir. Genclerin bu mektebde tahsillerine devamı üzerinde tetkıkler yapılmaktadır. Ramazan i Cumartesi Ofrle Ezani Zevalî Mndi Akşaır Yatsı tmsak S. D. S. D. 1 10 1100 19 03 04 32 S. D. S. D. S. D. 6 03 "> 34 12 12 15 16 17 33 İhtikârla mücadele işlerile meşgul komisyon emrinde çalışan bürolar, dün tetkikine lüzum görülen meseleler üzerinde çalışmış ve birçok ticaret mües seselermden malumat almıştır. Öğrendiğimize göre, komisyon elinRumen turizm ofisi bugün de bulunan mühim işler üzerlnde kararaçılıyor larını vermek üzere pazartesi günü topRumen turizm ofisi, bu sabah saat mal eden Birinci Umumî Müfettişlik lanacaktır. onda Beyoğlunda eski Kızılay Karahitak^^T grpn<l<»ri icin bır ta^be vurduna sar memba suyu satış merkezinde açıı şiddetli ihtiyac etrafında görüşmüşlacaktır. Küşad merasiminde bulunmak tür. üzere Rumen sefiri Stoyka, Ankaradan Bu eencler icin en kısa bir zamanda, Nfisbası 5 knrnstnT şehrimize geldiği gibi Rumanya PropaLimanlar umum müdürlüğü, eşyayı zatiye hamallarmm paralan meselesine aid tahkikatı ikmal etmiştir. Rapor, Mü nakale Vekâletine gönderilecektir. Ikmal edilen bir tahkikat thtikârla mücadele işleri Cumhuriyet 1400 750 400 150 Kr. » > ganda Nezareti turizm şubesi müdürü Korbu ve müdürlerden Kostantinesko İmar fotoğrafları da muvasalat etmişlerdir. Belediye, imar edilecek yerlerin imarKüşad merasiminden sonra Lüksemburg sinemasmda bir filim gösterile dan evvel ve sonraki vaziyetlerini fo cektir. 1 toğraflarla tespite karar vermiştir. Aboneşeraıti]^6 Senelib Alb avlık Üc avlık Bix aylık 2700 Kt 1450 • 800 • Sofctor

Bu sayıdan diğer sayfalar: